Arçelik'in Lg ile ortaklığı söz konusudur:http://www.arcelik-lg.com.tr/tarihce.html Ortaklık klima alanında ama başka alanlarda da bu ortaklıktan yararlanılmış olabilir. Konuyu açan arkadaş Arçelik'in çalıntı yaptığına dair kaynak belirtir ise daha yararlı olacaktır.
1996'da zamanın en üst model Arçelik marka buzdolabını aldık. 2000 yılında buzdolabının kasasında yanlara doğru şişme oldu. Raflar dolabın içinde durmuyordu bile... Servis çağırdık 4 yıllık dolabı sadece kargo ücreti alarak 2000 model olan yenisi ile değiştirdiler.
1991'de Arçelik 2200 Full Otomatik model çamaşır makinası aldık. Bu zamana kadar bir kez olmak üzere amortisör takımı, kasnak kayışı ve motor kömürleri değişti. Ki 18 yıldır çalışan bir alet için bu değişimler zorunlu zaten... Bunun dışında makinada ne çürüme ne de program arızası oldu.
10 küsür yıldır kullandığımız bulaşık makinası yine Arçelik ve sorunsuz çalışıyor.
Arçelik halı yıkama makinesi yine sorunsuz çalışıyor.
İki adet Beko marka klima 5 yıldır sorunsuz çalışıyor.
72 ekran Beko televizyonum var. O biraz sorunlu çıktı. Ama Sony marka müzik setim de sorunlar çıkardı.
Beyaz eşya alacak olsam gene Koç grubundan alırım. Öncelikle satış sonrası servis sistemleri çok başarılıdır.
Ekleme: Speedy benden önce Arçelik Lg ortaklığından bahsetmiş. Ben o mesajı görmemiştim.
aldıgınız 2200 çamaşır makinsi arçelikle alakası yok siemens patenti ve parçası ile üretilmiş, iyi niyetli saf arkadaşım,evinizdeki halı yıkamanın arçelikle alakası yok siemens patenti ile üretilmitir yada sanyo,arçelikde uzun süreli kulanılan hiç bir ürün kendisinin yaptıgı degildir azıcızık cihazlarını arkasına önüne bakınız,
arçelikle LG ortaklı sadece arçelik burada mal satması içindir yoksa hiç bir şey yapamaz bir fitmadır kendileri, direct drive kendi teknolojilerimi yoksa LG tyeknolojisimi önce bunu yetkili birinden duymak lazım, telefonb edip ögrenemeyiz telefona çıkanların dünyadan haberi yok,servise sorsak ha one gurban derler bilemeyiz, taklit yada çalıntı yada esinlenme denebilir belki çamaşır makinelerinde mesela 15-14-12 dakika yıkama olaylarını siemensden esinlenmiş bir marka,kırşık önlemeden tutunda bulaşık makinesi sepet dizaynlarına kadar başka markalardan öykünme (kibarca)
Arçelik bugün lg ile ortaklı yapmasa başka firma ile yapacaktır yoksa kendisinde yüksek teknoloji yapacak bir birikim ve zihniyet yoktur.
yerli üretici firmalar yani pardon montajcı firmalar kendileri hiç bir buluş yada yeni bir şey bulmdıkları ve dışardan 3 kuruşa aldıklarını bugün sonyden yada samsungdan yada LG den daha pahalı şekilde kötü bir teknoloji ile birleştirerek kendi halkına satıyor bundan kınıyor arkadaşlar ne var bunda türkiyenin açıkgöz koç-sabancı giib zenginleri bunun kolay yolunu bulmuşlar asla türk halkını düşündükleri yok onlar cebini düşünüyor, nasılki profilo ve arçelik aslında inşat sektörüne demir üretmek için yada ithal edip satmak için kuruldularsa birden bire gene birden bire tarıma yönelerek dünyada bakın dünyaya türkiyeye sadece demiyorum tarım hayvancılık ürünleri satarlar ne var bunda buna karşı çıkanların sanırım ya çalışmada gözleri yok veya azimleri yok (türk tarımını düşünerek sanırım)veya elektronik sektöründen ekmek yiyorlardır çünkü o sektörden ekmek yemek daha kolay bu ülkede arçelik ve vestel ürünleri sık sık arıza çıkaran ürünler oldugu için servislerininde dışında özel olarak bu işten para kazananlar bu şirketlerin kapanmasını istemeszler çünkü bunlardan herkes avanta ekmek yiyor, avanta diyorum çünkü kaliteli ürün çıkarsalar öyle 600 servise gerek yok,serivslerinin çoklugu örnegi saçma, türkiyede sony,lg,samsung,miele servisleri neden az sakın pahalı demeyin alakası yok,alınabilir düzeydede ürünleri var onların bakın izmirde 3-5 servislkeri var ama arçelik sadece bir ilçede 3-5 var en azından çünkü arızaya yetişemiyorlar, bencede batsınlarda azıcık belki şapkalarını önlerine koyarak ya biz amada kazıkladık bu halkı diyerek düşünürler.
quote:
Orijinalden alıntı: Dellci
quote:
Orjinalden alıntı: G a l l i p o l i
vestel manisanın en verimli alanına kurulmuş bir lekedir buradan bu gibi fabrikalar kaldırılırsa ülkemiz gerçekten yapacagı işe geri döner avrupanın tarım ülkesi oluruz, holandaya kaptırdıgımız lalelerimizi gene biz üretiriz.
Vestel, Manisa'ya çok büyük yatırımlar yapmış, istihdam sağlamış ve ekonomiyi her açıdan canlandırmıştır. Sanırım sadece Manisa'da toplam 8 tane Vestel fabrikası var ve bunlar Vestel City adı altında toplanmış durumda. Yıllık üretimleri ise devasa boyutlara ulaşmış durumdadır. Bu üretim Türkiye'ye büyük gelir sağlar, bu fabrikalar istihdam sağlar, bölgenin ekonomisini kökünden etkiler, limanlar canlanır, karadan taşımak için yüzlerce tır çalışır, ülkenin ihracatını arttırır ekonomiye döviz kazandırarak cari açığı önler, ülkenin rekabetçiliğini arttırır... Faydaları saylamakla bitmez.
Vestel City'de yapılan yıllık üretim adetleri,
Buzdolabı : 3.500.000 Çamaşır Makinesi : 2.500.000 Bulaşık Makinesi : 1.000.000 Fırın : 1.000.000 Klima : 700.000 Televizyon : 14.000.000 Dijital : 12.000.000 Laptop : 500.000 Toplam : 35.200.000 adet ürün.
Bütün bunlardan vazgeçip, fabrikaların kurulduğu yeri tarım alanı olarak kullanmak hiç mantıklı değil. Tarım yapılacaksa, Türkiye 780bin km^2 büyüklüğündedir. Tarım yapacak alan mı kalmadı?...
Türkiye'de tarım dışı alanlarda 10milyondan fazla insan çalışıyor. Bu saatten sonra "Hadi tarım ülkesi olalım" demekle olmaz. Kaldı ki tarım, bir ülkenin kalkınmasında eskisi kadar önemli bir yere sahip değildir. Mesela tarım alanında Türkiye her yıl 5milyar $ civarında ihracat, 4.5milyar $ civarında da ithalat yapar. Hadi tarıma iyice yüklendik, ektik biçtik ürettik diyelim. Bu seferde bolluktan dolayı ürünler ucuz fiyata satılacak, belki de yeterince alıcı bile bulunamayacak, toplamda değişen birşey olmayacaktır. Bunlar biraz hesap kitap işi, herşeyden önce arz-talep ilişkisi ağır basıyor. Zaten tarım daha kârlı bir alan olsaydı inanın Türkiye'de ne kadar iş adamı var, hepsi tarım alanlarında iş yapardı. Zaten Türkiye'de tarım dışı alanlar gelişmeseydi, Türkiye'de tarım ürünlerini alacak insan da bulamazdınız. Üretir üretir, hepsini ucuza yabancı ülkelere gönderirdik. Ülkemizde hem kıtlık olur, hemde gelişen teknolojileri zamanında ülkemize taşıyamazdık. Geçmişte Türkiye'ye her türlü teknolojinin geç gelmesini, teknolojinin yaygınlaşmasının uzun yıllar almasını, halkın teknolojiden bihaber yaşamasını hep yaşadık. Geçmişte tarıma ağırlık verilmesine rağmen gıdada büyük kıtlık çekilmesini de yaşadık... Eskiden bunları yaşayarak öğrendik... Şimdi Türkiye'nin rotası bellidir. Vestel türü firmalar da bunun bir sonucudur.
Vestel, şu, bu...
Ben, birileri Sermaye sahibi olsunda büyüsün, Uluslar arası güç haline gelsin diye köle olmak zorunda mıyım? Siz resmen işim var demek için çalışanlardansınız. Çok güzel anlatmışsınız ama siz tarımla uğraştınız mı? Ovanın göbeğine Fabrika Kurmak kadar salakça bir zihniyet olabilir mi? Siz fabrikaya muhtacız gözüyle bakıyorsanız günde 18 saat, sigortasız, 1 tas çorbaya da razı olunuz....
Ticket+yol+SSK+Pirim+Maaş+6Ayda1Zam bu hayallerle osuruktan firmlar Dünya devi olsun diye çok beklersiniz. Bir şehrin kaderini bir adamın ellerine bırakmak ne kadar insaflı bir davranış olur? Sanmayın ki bu ülkeyi fabrikalar kurtarıyor! Aldığımız, süresiz vadeli Krediler olmasa... Cumhuriyet tarihinde 80 yılda alınan borcun 4 katını 5 yıl içinde almış hükümetin var, sen büyüme oranı, ekonomiye katkısı, şu bu diyorsun. Bana ne elin g.vatının oğlu 7 yıldızlı otelde körpe hatunlara çaksın diye mi eşşek olup çalışalım? Yok efendim insanlar eve ekmek götürüyor, öyle mi?
Ovanın göbeğine Fabrika kurduk işçi lazım, işçi buraya gelsin yerleşsin şehrin dengesi bozulsun, bu adamlar abaza kalsın Genelev açalım, açtık yani bu doğal bir ihtiyaç. Sen ben o bu şu anamızı bacımızı geneleve kurban veriyoruz. Fabrikada çalışırken karına-kızına sarkarlar mı sarkmazlar mı onu sen düşün. Yapılmayan yerde vardır eyvallah. Ee fabrika istiyoruz! Biz, vakti zamanında babalarımızın çalıştığı ülkenin neredeyse tek fabrikasına 10 dk mesafede genel ev olmasına, sonra o sokağın komple kadın satmasına çok şaşırmıştık. Modern olmak belki o kadar iyi değildir. Bizim kurucularımız belki kız-erkek okusalar ne olacak dediler, dediler ama i.nelik edip sıra arkadaşın olan kızın ırzına geçip bunu kaset yapıp internete koyacakları akıllarına gelmedi. Onlar bizim kadar şerefsiz değildi!
Bir sıkımlık canı olan sanayimizi gözünüzde büyütmeyin. Bu ülkede parayı kazanıp, basıp giden adama çok oldu, kimseye dur diyemedik. Senin torunların bile ipotekliyken varsın o da yesin bu da yesin değil mi... Avrupa fabrika işine Tekstille başlıyor, 18.yy İngiltere... Yıl 1980 Türkiye tekstile el atıyor, Bursa'da yaayanlar varsa bilir, büyük-küçük herkes bu işe el atıyor, 25 yıl yapıyoruz sonucu ne mi? Ben söylemiyorum....
Fabrikayı salt ekonomik bir kurum olarak görmekten vazgeçin! Fabrikanın tarihini öğrenin, getirdiklerini-götürdüklerini bilin sonra fabrikaları destekleyin...
ilk mesaj;
kesinlikl haklısın bende gordugum xzaman dmur olmustum. diyorum nasıl olur ya..
misal gecen gun biri bilgisayar cıkardı bangır bangır kasasız diye reklam yapıyo. sanki ilk bunlar buldu. epıl yıllardır satıyo zaten onu.
teknoloji kopyalamak normal bir seydir. cunku insanlar siz onu kopyalayın kullanın diye yapar. ve bundan ciddi anlamda TELİF hakkı alır. (kelimeyi tam bulamadım) sonucta adam onu geliştirmek için dunya kadar vakit para harcamız. bi sekilde geri donusu olması lazım.ama bunu kendi bulmuş gibi gostermek etik degil zaten.
senin demek istedigin " eger uzerine bişi katamıyorsa" kapansın fikri galiba, zatenbole bir durumda ilerde kendilerini kapatmak zorunda kalırlar. cunku tıkanırlar.
quote:
Orijinalden alıntı: vural_kral
1- Dünya'nın en önde gelen firmalarından Sony, LCD panelleri/ekranları LG'den almaktadır. Bizim firmalarımızın da LG'den "teknoloji" satın almasında gocunuluacak bir durum yoktur. Evet, keşke biz LG'ye , Sony'e , Samsung'a teknoloji satabilsek, ama olmuyor. Bu durum neredeyse 55 yıldır bu ülkeye hizmet eden/ etmeye çalışan bir firmanın kapatılmasına sebep olamaz. Ayrıca Beko, İngiltere'de ki buzdolabı satış rakamlarında %12,5'luk bir paya sahiptir. Bu azımsanacak bir pay değildir. 2-Arçelik (Beko) 'in Türkiye'de 10.000 çalışanı ; 4.500'ün üzerinde yetkili satıcısı ve 600'ün üzerinde yetkili servisi vardır ( yan sanayi çalışanları hariç). Bu hadisenin Ülkemiz ekonomisine katkısını ve kaç kişinin Arçelik'ten "ekmek yediğini", bu şirketin kapılarının kapanması durumunda kaç bin kişinin işsiz kalacağını, bu durumdan etkileneceğini -aramızda varsa- uzman ekonomistler çözümlesin. 3-Vestel ise 12.000 çalışanı, 1.200 satış noktası, 600 servis noktasına sahiptir.Yan sanayi çalışanlarını Vestel'de de saymıyorum. Vestel Türkiye'nin ihracat şampiyonudur (Sanırım son 6 yılda 10 milyon euro). 4-Evet, kaliteleri tartışılır. Şu anda Sony ile Samsung ile hele hele LG ile "kapışacak" durumda değil her 2 şirket. Bir çok arkadaşımın Sony, Toshiba, Samsung markalı ürünleri bozuldu, verem oldular. Gerçi, "elektronik şans işidir". 5- Sonuç: Bu firmaların kapatılması ekonomik açıdan Ülkemiz için hiç hayırlı olmaz.
Bakın, şimdi benim iş alanıma girdiniz ve sizin bu hatanızı düzeltmek isterim. Sony ve Samsung LG'ye ait panel fabrikasından ürün satın alıyor, bu doğru ama teknoloji satın almıyor. Yani, kendine ait teknolojiyi o fabrikada kullandırarak, bir nevi taşeron firmaya iş yaptırarak ürettiriyor. Bunun nedeni ise, LG'nin teknolojisinin daha gelişmiş olması değil, LCD panel konusunda hiçbir firmanın uzun vadede beklenti içinde olmamasıdır.
Ayrıca, Türkiye'nin ihracat şampiyonu Vestel değildir; sadece beyaz eşya ihracat şampiyonudur. Bunun nedeni ise, Avrupa'da ALDI adında marketler vardır ve bu marketler bizdeki BİM marketleri ile aynıdır. Fiyatları da Türkiye'nin altındadır bu ürünlerin. Yani burada üretilen ürün burada daha pahalı. Saygılar...
quote:
Orijinalden alıntı: fizisyen
ilk mesaj;
kesinlikl haklısın bende gordugum xzaman dmur olmustum. diyorum nasıl olur ya..
misal gecen gun biri bilgisayar cıkardı bangır bangır kasasız diye reklam yapıyo. sanki ilk bunlar buldu. epıl yıllardır satıyo zaten onu.
teknoloji kopyalamak normal bir seydir. cunku insanlar siz onu kopyalayın kullanın diye yapar. ve bundan ciddi anlamda TELİF hakkı alır. (kelimeyi tam bulamadım) sonucta adam onu geliştirmek için dunya kadar vakit para harcamız. bi sekilde geri donusu olması lazım.ama bunu kendi bulmuş gibi gostermek etik degil zaten.
senin demek istedigin " eger uzerine bişi katamıyorsa" kapansın fikri galiba, zatenbole bir durumda ilerde kendilerini kapatmak zorunda kalırlar. cunku tıkanırlar.
Sn fizisyen
Kapatılmıyor. Neden biliyor musnuz? Biz, işimiz var demek için çalışıyoruz. Ucuz iş gücü var, sanayimiz Avrupayı besliyor tabiki bizden de kölelik cabası. Bu şirketler madem o kadar adamı istihdam ediyor, üstün teknoloji, dünya devi vs vs asgari ücretten biraz fazlasını versin işçiden çalmasında görelim. Ülkenin kıt kaynaklarını Sözde Girişimcilik adına hortumlayıp bir süre sonra batıyorlardı, şimdi batmıyorlar bildğiniz kölelik var devam! Haa mutlu köleler var, ticket ve servis var, kimi fabrikalar açık büfe yemek veriyor:)
Kapansın mı kapanmasın mı bilemem ama getirdiğinden çok götürdüğü var!
Kapansın diyen arkadaşlar fabrikaları kapattıktan sonra nasıl bir yol izleyeceğimizide anlatabilirmisiniz. Mesela ithalat-ihracat dengesini nasıl sağlayacağız işsiz kalan insanları nerede istihdam edeceğiz. Çiftçilik yaparız demeyin yurt dışında tarımla teknolojiyi bir arada kullanan ülkeler çoğu ürünü bizden daha ucuza sunuyor ayrıca bizim çiftçilik yapmamız için fabrikaları kapatmamıza gerek yok İsrail bir avuç toprakla dünyaya mal satıyor. Bir arkadaş fabrikada çalışmayı kölelik olarak tanımlamış kimse burada çalışmak zorunda değil gider kendi işini kurarsın ama burada çalışan insanların bu işe ihtiyaçları olduğunu göz ardı edemezsin.
quote:
Orijinalden alıntı: nanaka9
Kapansın diyen arkadaşlar fabrikaları kapattıktan sonra nasıl bir yol izleyeceğimizide anlatabilirmisiniz. Mesela ithalat-ihracat dengesini nasıl sağlayacağız işsiz kalan insanları nerede istihdam edeceğiz. Çiftçilik yaparız demeyin yurt dışında tarımla teknolojiyi bir arada kullanan ülkeler çoğu ürünü bizden daha ucuza sunuyor ayrıca bizim çiftçilik yapmamız için fabrikaları kapatmamıza gerek yok İsrail bir avuç toprakla dünyaya mal satıyor. Bir arkadaş fabrikada çalışmayı kölelik olarak tanımlamış kimse burada çalışmak zorunda değil gider kendi işini kurarsın ama burada çalışan insanların bu işe ihtiyaçları olduğunu göz ardı edemezsin.
okumakla başka önce OKU (kurandan alıntı yaptım yukarda bin sefer yazılmş ya,tarım sektörü ile avrupa ve orta doguyu besleriz kötümü olur, avrupanın artık hollanda degilde biz çiçek bahçesi oluruz,herkes kafasının çalışıtıg işi yapsın biz kim teknoloji kim.
Bakın sayın albani bile ne yazmış vestel için
quote:
Orijinalden alıntı: albani
Sn.serkan
Kardeşim senin SEG marka panel zaten Vestel in kendi ürünüdür!(daha doğrusu Montajı)
Senin durumun diğer markalardan farklıdır ve belliki sana muadil bir panel verecekler,ancak nedense bu değişim işleri bizde çok geç işliyor,hala öğrenemediler bazı şeyleri,örneğn Vestel Üretici/Montajı olduğu için elinde hem Modül hem TV ler v.s her bir şey vardır!!!
Nedir "sallamaları" anlamıyorum doğrusu!!
Seçme şansın olmaz kardeşim,onlar senin panelin 42" ise buna karşılık geleni gönderirler ve sende sıfır TV ni alırsın+ Ancak bunları sık-sık aramaka gerekiyor(hasta oluyorum bu işlere;özellikle "Değişim" olaylarına ve böyle sallamalar dışarda hiç yok,en fazla 1 hafta içinde bu işler biter!!)
++
vestel sadece kötü montajcıdır
quote:
Orijinalden alıntı: nanaka9
Kapansın diyen arkadaşlar fabrikaları kapattıktan sonra nasıl bir yol izleyeceğimizide anlatabilirmisiniz. Mesela ithalat-ihracat dengesini nasıl sağlayacağız işsiz kalan insanları nerede istihdam edeceğiz. Çiftçilik yaparız demeyin yurt dışında tarımla teknolojiyi bir arada kullanan ülkeler çoğu ürünü bizden daha ucuza sunuyor ayrıca bizim çiftçilik yapmamız için fabrikaları kapatmamıza gerek yok İsrail bir avuç toprakla dünyaya mal satıyor. Bir arkadaş fabrikada çalışmayı kölelik olarak tanımlamış kimse burada çalışmak zorunda değil gider kendi işini kurarsın ama burada çalışan insanların bu işe ihtiyaçları olduğunu göz ardı edemezsin.
Sn nanaka9...
İnsanlar fabrikada 3 kuruşa çalışmaya zorlanıyor, klavyenin başından yazmaya benzemez! siz hiç iş kazası geçirdiniz mi? Sakat kaldınız mı? Allah 550 TL verir yanına 1 karı 2 de çocuk, görürsünüz. Hem dandik mal yap, en ufak krizde çalışanları şutla, her daim devlet desteğini arkana al 3 kuruş para ver sonra buna minnet ettir. Ait olmadığımız bir düzende kendimize yer aramaya çalışıyoruz, her gösterdikleri yere gittiğimizde dayak yiyoruz. Vestel-Arçelik var Miele var...
Ürettikleri her ürün gübre işte, yalan mı ? İmkanı olsa kim gidip yerli malı alıyor? Siz düpedüz vahşi kapitalizmi istiyorsunuz ee buyurun 18 saat 1 tas çorbaya çalışın da kurtarın memleketi. Kapatmayalım kanımızı emmeye devam etsin. Kapatalım işçiler aç kalsın... İnsanlık tarihini boşverin türkiye'de en eski fabrika 70-80 yıllık, demekki biz uzun süreler fabrikayla yaşamamışız???
bence köle tabiri çok yanlış, sonuçta üretime katkı sağlayan eleman neden köle olsun ki. ha çok ucuza işçi çalıştırıp sigorta yaptırmayım insanların sırtında para kazanmaya çalışan işletmeler de var, yok değil. ama bunlarla bu yazılarda adı geçen firmaları bir tutmayın lütfen. bu firmalar çalıştırdığı insanlara değer veren onların sosyal olanaklarına destek veren, üzerlerinde para kazanmak değil, onlarla bişeyleri başarmayı amaçlayan firmalardır. ama nitekim gün geçtikçe ekonomi hem ülke hem de global düzeyde çökmeye başladı. bunun en önemli nedenlerinden biri de üretim ile değil birtakım sanal araçlarla alım güzü oluşturmaya yönelinmesidir. üretim herşeydir, üretmezseniz dışa bağımlı olursunuz, ekonominiz çöker. işsizlik alır başını gider. burda saymadığım daha birçok sonucu vardır. üreten toplumlar her zaman diğer toplumlardan daha refah bir gelir seviyesine sahiptir. siz diyorsunuz ki üretime katılan bireyler köledir, çünkü onlara köle gibi davranılıyor, hakları yeniliyor. işte burada da işin içine ülke politikaları girer. şuna yürekten inanıyorum ki Türkiye (canım ülkem) hiç bir şekilde dışa bağımlı olmadan kendi içinde ,kendi kendine yetecek düzeydedir. (demiyorum ki dış ülkelerle ticaret yapmasın). ister toprak altı zenginlikleri olsun, ister tarım olsun, ister iş gücü olsun. her şekilde dünyaya kafa tutar. ama ne yazık ki bunu bilen dış güçler bizim böyle güçlenmemizi ve global alanda söz sahibi olmamızı istemiyorlar. konu biraz dağıldı ama inanın herşeyin kökeninde işte bu politikalar var.
quote:
Orijinalden alıntı: kotucenk
quote:
Orijinalden alıntı: fizisyen
ilk mesaj;
kesinlikl haklısın bende gordugum xzaman dmur olmustum. diyorum nasıl olur ya..
misal gecen gun biri bilgisayar cıkardı bangır bangır kasasız diye reklam yapıyo. sanki ilk bunlar buldu. epıl yıllardır satıyo zaten onu.
teknoloji kopyalamak normal bir seydir. cunku insanlar siz onu kopyalayın kullanın diye yapar. ve bundan ciddi anlamda TELİF hakkı alır. (kelimeyi tam bulamadım) sonucta adam onu geliştirmek için dunya kadar vakit para harcamız. bi sekilde geri donusu olması lazım.ama bunu kendi bulmuş gibi gostermek etik degil zaten.
senin demek istedigin " eger uzerine bişi katamıyorsa" kapansın fikri galiba, zatenbole bir durumda ilerde kendilerini kapatmak zorunda kalırlar. cunku tıkanırlar.
Sn fizisyen
Kapatılmıyor. Neden biliyor musnuz? Biz, işimiz var demek için çalışıyoruz. Ucuz iş gücü var, sanayimiz Avrupayı besliyor tabiki bizden de kölelik cabası. Bu şirketler madem o kadar adamı istihdam ediyor, üstün teknoloji, dünya devi vs vs asgari ücretten biraz fazlasını versin işçiden çalmasında görelim. Ülkenin kıt kaynaklarını Sözde Girişimcilik adına hortumlayıp bir süre sonra batıyorlardı, şimdi batmıyorlar bildğiniz kölelik var devam! Haa mutlu köleler var, ticket ve servis var, kimi fabrikalar açık büfe yemek veriyor:)
Kapansın mı kapanmasın mı bilemem ama getirdiğinden çok götürdüğü var!
sizi adı geçen firmaların bir tanesinin fabrikasına gitmeye davet ediyorum. lütfen gezin, gübre mi üretiyorlar yoksa mühendislik gerektiren çalışmalara imza mı atıyorlar görün. en eski fabrike 70-80 yıllık demişsiniz. Cumhuriyet ten önce osmanlı zamanında fabrika kurulduğunu sanmıyorum zaten :) cumhuriyetten sonra fabrikaların açılıp kalkınma sürecine girilmesi de gerçekten kötü birşeydi heralde :)) bu arada fabrika denilen sanayi ürünleri üreten yapıların da geçmişi öyle 17.yy a falan uzanmıyor emin olun...fabrikalaşma sanayi devriminden sonradır...
quote:
Orijinalden alıntı: kotucenk
quote:
Orijinalden alıntı: nanaka9
Kapansın diyen arkadaşlar fabrikaları kapattıktan sonra nasıl bir yol izleyeceğimizide anlatabilirmisiniz. Mesela ithalat-ihracat dengesini nasıl sağlayacağız işsiz kalan insanları nerede istihdam edeceğiz. Çiftçilik yaparız demeyin yurt dışında tarımla teknolojiyi bir arada kullanan ülkeler çoğu ürünü bizden daha ucuza sunuyor ayrıca bizim çiftçilik yapmamız için fabrikaları kapatmamıza gerek yok İsrail bir avuç toprakla dünyaya mal satıyor. Bir arkadaş fabrikada çalışmayı kölelik olarak tanımlamış kimse burada çalışmak zorunda değil gider kendi işini kurarsın ama burada çalışan insanların bu işe ihtiyaçları olduğunu göz ardı edemezsin.
Sn nanaka9...
İnsanlar fabrikada 3 kuruşa çalışmaya zorlanıyor, klavyenin başından yazmaya benzemez! siz hiç iş kazası geçirdiniz mi? Sakat kaldınız mı? Allah 550 TL verir yanına 1 karı 2 de çocuk, görürsünüz. Hem dandik mal yap, en ufak krizde çalışanları şutla, her daim devlet desteğini arkana al 3 kuruş para ver sonra buna minnet ettir. Ait olmadığımız bir düzende kendimize yer aramaya çalışıyoruz, her gösterdikleri yere gittiğimizde dayak yiyoruz. Vestel-Arçelik var Miele var...
Ürettikleri her ürün gübre işte, yalan mı ? İmkanı olsa kim gidip yerli malı alıyor? Siz düpedüz vahşi kapitalizmi istiyorsunuz ee buyurun 18 saat 1 tas çorbaya çalışın da kurtarın memleketi. Kapatmayalım kanımızı emmeye devam etsin. Kapatalım işçiler aç kalsın... İnsanlık tarihini boşverin türkiye'de en eski fabrika 70-80 yıllık, demekki biz uzun süreler fabrikayla yaşamamışız???
quote:
Orijinalden alıntı: kotucenk
Vestel, şu, bu...
Ben, birileri Sermaye sahibi olsunda büyüsün, Uluslar arası güç haline gelsin diye köle olmak zorunda mıyım? Siz resmen işim var demek için çalışanlardansınız. Çok güzel anlatmışsınız ama siz tarımla uğraştınız mı? Ovanın göbeğine Fabrika Kurmak kadar salakça bir zihniyet olabilir mi? Siz fabrikaya muhtacız gözüyle bakıyorsanız günde 18 saat, sigortasız, 1 tas çorbaya da razı olunuz....
Ticket+yol+SSK+Pirim+Maaş+6Ayda1Zam bu hayallerle osuruktan firmlar Dünya devi olsun diye çok beklersiniz. Bir şehrin kaderini bir adamın ellerine bırakmak ne kadar insaflı bir davranış olur? Sanmayın ki bu ülkeyi fabrikalar kurtarıyor! Aldığımız, süresiz vadeli Krediler olmasa...
Ovanın göbeğine Fabrika kurduk işçi lazım, işçi buraya gelsin yerleşsin şehrin dengesi bozulsun, bu adamlar abaza kalsın Genelev açalım, açtık yani bu doğal bir ihtiyaç. Sen ben o bu şu anamızı bacımızı geneleve kurban veriyoruz. Fabrikada çalışırken karına-kızına sarkarlar mı sarkmazlar mı onu sen düşün. Yapılmayan yerde vardır eyvallah. Ee fabrika istiyoruz! Biz, vakti zamanında babalarımızın çalıştığı ülkenin neredeyse tek fabrikasına 10 dk mesafede genel ev olmasına, sonra o sokağın komple kadın satmasına çok şaşırmıştık. Modern olmak belki o kadar iyi değildir. Bizim kurucularımız belki kız-erkek okusalar ne olacak dediler, dediler ama i.nelik edip sıra arkadaşın olan kızın ırzına geçip bunu kaset yapıp internete koyacakları akıllarına gelmedi. Onlar bizim kadar şerefsiz değildi!
Kimse size köle olun demiyor. Kendi fabrikanızı kurun, işletmenizi açın,yolunuzu çizin kimse birşey demez. Siz köle arıyorsanız asıl kölelik tarım alanındadır. Kamyonlara doldurulup il il dolaştırılan ucuz iş gücünden haberiniz yok heralde. Mevsim geldiğinde 300bin kadar modern köle tarım alanlarına sürülür. Hadi şimdi bir elma yeyin, boğazınızdan geçecek mi? Toprak ağalarını, köy ağalarını, aşiret ağalarını hiç dikkate almayın siz. El alemin tarlasında karın tokluğuna çalışan milyonları görmezden gelerek, Vestel'in fabrikasında çalışmaya kölelik diyorsanız, siz bu ülkede daha hiçbirşey görmemişsiniz...
Ayrıca büyük fabrikalar mecburen düz alanlara kurulur. Gidip dağa fabrika kuracak halleri yoktu ya. Vestel'in fabrikaları OSB (organize sanayi bölgesi) sınırları içindedir. Manisa OSB kaldırılıp, onun yerine tarım yapılsaydı, ister kabul edin ister etmeyin Türkiye açısından büyük kayıp olurdu.
quote:
Orjinalden alıntı: kotucenk
Bir sıkımlık canı olan sanayimizi gözünüzde büyütmeyin. Bu ülkede parayı kazanıp, basıp giden adama çok oldu, kimseye dur diyemedik. Senin torunların bile ipotekliyken varsın o da yesin bu da yesin değil mi... Avrupa fabrika işine Tekstille başlıyor, 18.yy İngiltere... Yıl 1980 Türkiye tekstile el atıyor, Bursa'da yaayanlar varsa bilir, büyük-küçük herkes bu işe el atıyor, 25 yıl yapıyoruz sonucu ne mi? Ben söylemiyorum....
Siz Türkiye'de bulunan sanayiyi küçük görerek ancak kendinizi kandırırsınız. Geçmişte bu ülkeden para kazanıp kaçan olmuş olabilir, yarın da olabilir. 1-2 yıl kazanıp vurgun yapıp gidecekleri bir düzen olursa, elbette iş adamları ve para kaçacaktır. Zaten önemli olan bunların kaçmamasını sağlamak, yatırımı devamlı kılmaktır. Bakın yukarıdaki resimlerle Manisa'daki fabrikaları gördünüz. İstikrarlı bir ortam sağlandığı müddetçe adam niye fabrikasını kapatıp gitsin?... Bunlar vatandaşın hep özlem duyduğu fabrikalardır. Bir tarlada çalışan adamı alın, beğenmediğiniz fabrikada işe sokun, bakın bakalım sevinecek mi üzülecek mi?... Asgari ücretin bile altında, kayıt dışı olarak tarlalara sürülen insanları keşke fabrikalara o beğenmediğiniz şartlarla "Ticket+yol+SSK+Pirim+Maaş+6Ayda1Zam" ile işe sokabilsek... Keşke o günleri görebilsek...
quote:
Orjinalden alıntı: kotucenk
Cumhuriyet tarihinde 80 yılda alınan borcun 4 katını 5 yıl içinde almış hükümetin var, sen büyüme oranı, ekonomiye katkısı, şu bu diyorsun. Bana ne elin g.vatının oğlu 7 yıldızlı otelde körpe hatunlara çaksın diye mi eşşek olup çalışalım? Yok efendim insanlar eve ekmek götürüyor, öyle mi?
Devletin aldığı borçlar ile özel sektörün yani iş adamlarının aldığı borçları birbirine karıştırıyorsunuz. Özel sektörün aldığı borçlardan devletin kuruluşları ve hükümet asla sorumlu değildir. Sapla samanı birbirine karıştırıyorsunuz. Hükümet işleri borçla çeviriyor olsaydı şuan IMF'in kapısında kıvranıyor olurduk bu bir. İkincisi ise ima ettiğiniz gibi hükümet vatanhaini olsaydı bugün bu faiz oranları bu kadar düşmezdi. Milleti yüksek faiz ve enflasyon ile kısık ateşte kavururlardı...
Üretime katılan her birey köledir demedim! İnsanları İşim var demek için çalışmaya zorlamak köleliktir dedim. 3.Dünya Ülkesi olup, robot satın alıp, 80 yıllık borcun 4 katını 5 yılda almakla sanayici ollunmaz!
Europe - 1789 to 1914 - Encyclopedia of the Age of Industry and Empire (5-Vol. Set) Yazar: John Merriman and Jay Winter (Editors) en | Charles Scribner's Sons
Ek olarak bizim politikamız falan yok ne derlerse onu yapıyoruz...
2005 yılı Dünya nüfusu: 6 milyar 454 milyon kişi 2008 yılı Dünya nüfusu: 6 milyar 707 milyon kişi
2005 yılı Dünya açlık sınırındaki insan sayısı: 848 milyon kişi 2008 yılı Dünya açlık sınırındaki insan sayısı: 927 milyon kişi
Buradaki milyonlar "Türk Lirası" değildir, insan sayısıdır. Her bir rakam, 1 insanı belirtir. İnsan, yani siz, ben, benim sevdiklerim, sevmediklerim...
Dünyadaki tarım yapılabilir alanlar belirlidir ve bu alanlar normalde 12 milyar insanı besleyecek kadar büyüktür. Ancak, Manisa'nın ortasına, ileride rant olarak da dönebilecek bir yere fabrika yaparsanız, tarımı azaltırsınız, ekmek fiyatlarını artırırsınız, işçilerin tarım yapması yerine işçi olarak yaşamalarını sağlarsınız. Ardından, eğitim sistemi ile de yaptığınızın doğru birşey olduğunu genç beyinlere kazırsınız. Bu saatten sonra da o genç beyinler dünyada sadece kendilerinin var olduğunu düşünür, bilgisayar başına geçer ve fabrikaları savunur.
Aramızda şehirlerin eski hallerine merak salmış kimse var mıdır bilmiyorum. Ama varsa, dikkat ettiğinde göreceği olay şudur; tüm şehirler verimli arazilerin kenarlarına kurulmuştur; üzerine değil. Şu anda ise, asgari ücretle o fabrikalarda çalıştırılan ve her kriz öncesi (daha doğrusu kıdem tazminatı öncesi) işten çıkarılan insanların hayatlarındaki tek amacı evlerine ekmek götürebilmektir. Sizin ya da benim değil, ama dünyadaki 927 milyon insanın amacı budur. Bu amaç sizi ne kadar ilgilendirir bilemem, ama birgün bu amacı taşıyacağımız ortadadır.
Türkiye'ye ait bazı tarımsal veriler aşağıdadır;
2000 yılı şekerpancarı üretimi 18.8 milyon ton 2006 yılı şekerpancarı üretimi 14.5 milyon ton
2000 yılı tütün üretimi 200 bin ton 2006 yılı tütün üretimi 117 bin ton
2000 yılı patates üretimi 5.4 milyon ton 2006 yılı patates üretimi 4.3 milyon ton
2000 yılı kırmızı et üretimi 491 bin ton 2006 yılı kırmızı et üretimi 450 bin ton
Rakamların anlamlarını bilen ya da anlayan arkadaşlar, eğer kendi karınlarının tokluklarını unutur ve çevreye bakarsa, bu tabloyu yorumlasınlar lütfen. Bahsi geçen fabrikalar bize teknoloji sağlıyor; ekmek değil. Orada çalışan insanlar ancak ekmek alabiliyor; teknoloji değil. Ve şu anda orada ekilemeyen topraklar nedeni ile birileri açlık çekiyor. Ben değil, siz değil, ama birileri...
Saygılar...
arkadaşlar siz anlamak istemiyorsunuz galiba, yapmayın gözünüzü seveyim, 6 yılda 4 milyon ton şeker pancarı üretimini geriletecek kadar toprak alana fabrika mı yapılmış güldürmeyin insanı, tarım alanları topraklar orada duruyor ama politikalar başka yere bakıyor anlayın işte...
quote:
Orijinalden alıntı: webbie
2005 yılı Dünya nüfusu: 6 milyar 454 milyon kişi 2008 yılı Dünya nüfusu: 6 milyar 707 milyon kişi
2005 yılı Dünya açlık sınırındaki insan sayısı: 848 milyon kişi 2008 yılı Dünya açlık sınırındaki insan sayısı: 927 milyon kişi
Buradaki milyonlar "Türk Lirası" değildir, insan sayısıdır. Her bir rakam, 1 insanı belirtir. İnsan, yani siz, ben, benim sevdiklerim, sevmediklerim...
Dünyadaki tarım yapılabilir alanlar belirlidir ve bu alanlar normalde 12 milyar insanı besleyecek kadar büyüktür. Ancak, Manisa'nın ortasına, ileride rant olarak da dönebilecek bir yere fabrika yaparsanız, tarımı azaltırsınız, ekmek fiyatlarını artırırsınız, işçilerin tarım yapması yerine işçi olarak yaşamalarını sağlarsınız. Ardından, eğitim sistemi ile de yaptığınızın doğru birşey olduğunu genç beyinlere kazırsınız. Bu saatten sonra da o genç beyinler dünyada sadece kendilerinin var olduğunu düşünür, bilgisayar başına geçer ve fabrikaları savunur.
Aramızda şehirlerin eski hallerine merak salmış kimse var mıdır bilmiyorum. Ama varsa, dikkat ettiğinde göreceği olay şudur; tüm şehirler verimli arazilerin kenarlarına kurulmuştur; üzerine değil. Şu anda ise, asgari ücretle o fabrikalarda çalıştırılan ve her kriz öncesi (daha doğrusu kıdem tazminatı öncesi) işten çıkarılan insanların hayatlarındaki tek amacı evlerine ekmek götürebilmektir. Sizin ya da benim değil, ama dünyadaki 927 milyon insanın amacı budur. Bu amaç sizi ne kadar ilgilendirir bilemem, ama birgün bu amacı taşıyacağımız ortadadır.
Türkiye'ye ait bazı tarımsal veriler aşağıdadır;
2000 yılı şekerpancarı üretimi 18.8 milyon ton 2006 yılı şekerpancarı üretimi 14.5 milyon ton
2000 yılı tütün üretimi 200 bin ton 2006 yılı tütün üretimi 117 bin ton
2000 yılı patates üretimi 5.4 milyon ton 2006 yılı patates üretimi 4.3 milyon ton
2000 yılı kırmızı et üretimi 491 bin ton 2006 yılı kırmızı et üretimi 450 bin ton
Rakamların anlamlarını bilen ya da anlayan arkadaşlar, eğer kendi karınlarının tokluklarını unutur ve çevreye bakarsa, bu tabloyu yorumlasınlar lütfen. Bahsi geçen fabrikalar bize teknoloji sağlıyor; ekmek değil. Orada çalışan insanlar ancak ekmek alabiliyor; teknoloji değil. Ve şu anda orada ekilemeyen topraklar nedeni ile birileri açlık çekiyor. Ben değil, siz değil, ama birileri...
Saygılar...
Durun ben sizin için tercüme edeyim; Bahsi geçen fabriakalar, evler, apartmanlar tarım arazileri üzerine kuruluyor. Yani yerinde durmuyor o araziler. Yani o kadar tarımsal gerileme yaşanıyor. Yani, ben bunları uydurmadım, hepsi olan şeyler ve verileri bir zahmet araştırırsanız, ki yapacağınızı sanmıyorum çünkü konuya dalıp eleştirmek daha kolaydır, bu verilerin doğruluğu ile karşılaşacaksınız.
Ayrıca, beni hiçkimsenin politikası ilgilendirmez. Aç olan insanlar ilgilendirir. Ben herşeyden önce insanım ve herşeyden önce kendimi düşünürüm. Kendimi sağlıklı bir şekilde düşünebilmem için de, öncelikle ihtiyaçlar hiyerarşisini (en azından hiyerarşideki ilk üç kriteri) gerçekleştirmem gerekir. Ondan sonra da, kendimi düşündüğüm için, başkalarının da aynı seviyede olmasını isterim ki, benim seviyem başkasının seviyesini düşürerek gerçekleşmesin ve birgün seviyesi düşen insan benim çocuklarımdan bunun acısını çıkartmasın.
İsrailin bir avuç toprakla üstelik bu toprakların yarısı çöl bizden daha fazla tarım yaptığını düşünürsek bu işlerin sizin sandığınız gibi olmadığını anlarsınız.
Ben şimdi çiftçiyim diyelim. Tarım yapmak istiyorum, devlette bana gerek tohum gerekse de diğer ihtiyaçlarımda yardımcı oldu. Herşeyim var ama tarım yapacağım toprak yok. Nedeni ise bu fabrikalar yüzünden.
Yani koskoca yüzölçümü olan ülkede böyle bir bahane bulmak komikliktende öte birşey. Yeterki devletin tarıma endeksli politikası olsun, binalarımız çatısında bile tarım yaparız.
Fabrika olmayınca da neden bizden bilim adamı çıkmıyor, neden kendi arabamızı, uçağımızı yapamıyoruz, neden vs.. gibi laflar ediyoruz.