Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
|
Hızlı 
Bildirim
Vestel gibi Arçelik gibi
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Amazon.com.tr: Crocs Ürünlerinde Sepette %20 İndirim promosyon
https://www.amazon.com.tr/promotion/psp/A2T3EGTPRK0CVZ?ref=psp_pc_cart_collapse
5 sa. önce paylaşıldı
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Arçelik hakkında birşey diyemicem ama çoğu aletim Vestel ve hiçbir sorunum yok.Ne pahalı ne dandik..Ama Arçelikten ne zaman birşey alsak bozuldu(Uydu alıcısı,tost makinesi(3 sefer),elektrikli süpürge. -
ben sadece bu firmalar batarsa ülkemize hayırlımı olur yoksa hayırlı olur meselesini tartışmak istiyorum,bence hayırlı olur. -
bekoyuda ekle 
-
batması ülkemiz için hayırlısı olur vatandaşın parası cebinde kalır artık yerli üretimlerden kalite beklemek yanlış olur bakınız vestelin tüplü tv kapağını açıp tüpünün hitachi marka olduğunu görürsünüz herşeyi biz yaptık derler ya güya milleti kandırdıklarını sanıyorlar -
quote:
Orijinalden alıntı: süpürman
bekoyuda ekle
ha arçelik ha beko, ama konu bunlar batarsa yada kapanırsa ülkemiz için iyimi olur kötümü. -
Niye hayırlı olsun.Binlerce adam istihdam ediyolar. -
Saçma sapan bir konu. Üreten insanın eleştirilmesi kadar sinir oluğum bir şey yok. Daha iyisini yapın sonra konuşun. -
Hayırlı olacağını düşünmüyorum. Ülke içinde, taklitte olsa, tersine mühendislikte olsa teknoloji üreten şirketler bulunması güzel birşey. 2-3 sene önce Vestek insansız uçak yapıcakmış dendiğinde insanlar önce TV yapsın demişti. Vestel "Teknolojimiz var, talep geldi, bizde yaparız dedik." dedi. Sonra, vestel insansız uçakları yaptı.
Teknoloji üretemediğimizi düşünün. Devletin birşeylere ihtiyacı var ama bu konuda bilgili, kalifiye eleman yok. Üretim yok. Çok riskli bir durum olduğunu düşünüyorum. -
Ülkeler, ekonomileri uluslararası rekabete ayak uyduracak duruma gelene kadar gümrük tarifleri ile iç pazarı yabancı üreticiden korur. Bu arada, henüz oluşmamış ya da kurumsallaşamamış sermaye ve birikimi zaman kazanır. Elde ettiği satışlarla sermaya birikimini, teknolojiyi ve beşeri sermayeyi biraraya getirerek uluslararası boyutta üretim yapan firmalarla rekabet edecek güce gelir.
Uzun yıllar Türkiye de gümrük duvarları ile korundu. Bundaki amaç da aynı şekilde, yerli sermayeyi güçlendirmek ve uluslararası rekabete hazır hale getirmekti. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan birkaç grup; Koç, Sabancı, Vestel (ilk sahibini kastediyorum) bu gümrük duvarlarından farklı bir şekilde faydalanıp, yurtiçinde rekabete giren daha küçük boyutlu işletmeleri bitirdiler. Akıllarında asla uluslararası ticaret olmadı ve buna en iyi örnek olarak, uzun yıllar Türkiye'de kuş serisi araçları (bu araçlar İtalya'da yaklaşık 10 önce üretimden kalkmıştı) apartman dairesi fiyatına sattılar. Ar-Ge ile uğraşmak yerine, Ford, Toyota, Honda, Fiat gibi firmaların taşeronu olarak Türkiye'de iş yaptılar. Yani, aslında bu sermaye grupları, kendilerini korumak için düzenlenen gümrük duvarlarını kendi elleri ile yıktılar. Aynı süreçte, Atatürk öldükten sonraki 50 sene boyunca kurdukları baskı sayesinde toplam 50 kilometre tren yolu yapılmasını sağladılar ve tüm trafiği otoyollara, kendi ürettikleri araçlara yönlendirdiler.
Gümrük duvarları kalkınca, ilk iş olarak fabrikalarını Çin'e, Kazakistan'a, Romanya'ya taşımaya başladılar. Daha sonraki dönemde ise, tüm Türkiye'nin kendilerine tanıdığı hakları tekrar çiğneyerek üretimden uzaklaştılar ve en büyük gruplar bakkalcılık, perakendecilik gibi üretimden uzak, küçük ölçekli yapılabilen ve küçük ölçekli olduğunda daha çok istihdam sağlayan işlere yöneldiler.
Bu grupların varlığı da, bu saatten sonra yokluğu da ülkemize zarar. Ancak, iktidarın sermaye aktarımı sonucunda ortaya çıkan yeni sermaye grupları da üretmekten uzak.
-
quote:
Orijinalden alıntı: neverlate
Saçma sapan bir konu. Üreten insanın eleştirilmesi kadar sinir oluğum bir şey yok. Daha iyisini yapın sonra konuşun.
sendende bu tarz yanıt bekliyordum, düşünemeyen insan profiline örneksiniz,
vestelin iyi bir şey yaptıgı yok eger bende para olsa vestelin yaptıgının daha iyisini yapıp yarı fiyatına satarım, bizim vestel gibi arçelik gibi firmalartımız oldugu sürece başka düşmana ihtiyacımız yok.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi G a l l i p o l i -- 5 Kasım 2009; 0:25:37 > -
Bir örnek mesela batarsa neden iyi olura,
vestel manisanın en verimli alanına kurulmuş bir lekedir buradan bu gibi fabrikalar kaldırılırsa ülkemiz gerçekten yapacagı işe geri döner avrupanın tarım ülkesi oluruz, holandaya kaptırdıgımız lalelerimizi gene biz üretiriz. -
quote:
Orijinalden alıntı: webbie
Ülkeler, ekonomileri uluslararası rekabete ayak uyduracak duruma gelene kadar gümrük tarifleri ile iç pazarı yabancı üreticiden korur. Bu arada, henüz oluşmamış ya da kurumsallaşamamış sermaye ve birikimi zaman kazanır. Elde ettiği satışlarla sermaya birikimini, teknolojiyi ve beşeri sermayeyi biraraya getirerek uluslararası boyutta üretim yapan firmalarla rekabet edecek güce gelir.
Uzun yıllar Türkiye de gümrük duvarları ile korundu. Bundaki amaç da aynı şekilde, yerli sermayeyi güçlendirmek ve uluslararası rekabete hazır hale getirmekti. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan birkaç grup; Koç, Sabancı, Vestel (ilk sahibini kastediyorum) bu gümrük duvarlarından farklı bir şekilde faydalanıp, yurtiçinde rekabete giren daha küçük boyutlu işletmeleri bitirdiler. Akıllarında asla uluslararası ticaret olmadı ve buna en iyi örnek olarak, uzun yıllar Türkiye'de kuş serisi araçları (bu araçlar İtalya'da yaklaşık 10 önce üretimden kalkmıştı) apartman dairesi fiyatına sattılar. Ar-Ge ile uğraşmak yerine, Ford, Toyota, Honda, Fiat gibi firmaların taşeronu olarak Türkiye'de iş yaptılar. Yani, aslında bu sermaye grupları, kendilerini korumak için düzenlenen gümrük duvarlarını kendi elleri ile yıktılar. Aynı süreçte, Atatürk öldükten sonraki 50 sene boyunca kurdukları baskı sayesinde toplam 50 kilometre tren yolu yapılmasını sağladılar ve tüm trafiği otoyollara, kendi ürettikleri araçlara yönlendirdiler.
Gümrük duvarları kalkınca, ilk iş olarak fabrikalarını Çin'e, Kazakistan'a, Romanya'ya taşımaya başladılar. Daha sonraki dönemde ise, tüm Türkiye'nin kendilerine tanıdığı hakları tekrar çiğneyerek üretimden uzaklaştılar ve en büyük gruplar bakkalcılık, perakendecilik gibi üretimden uzak, küçük ölçekli yapılabilen ve küçük ölçekli olduğunda daha çok istihdam sağlayan işlere yöneldiler.
Bu grupların varlığı da, bu saatten sonra yokluğu da ülkemize zarar. Ancak, iktidarın sermaye aktarımı sonucunda ortaya çıkan yeni sermaye grupları da üretmekten uzak.
Üretim, belli markaları kopyalamaktan öteye gidemiyor, klonladığımız ürün bile bir b.ka benzemiyor. Bu durum hafif silah sanayimiz içinde geçerli, ülkemizde 2.500 TL'ye satılan tabancanın fiyatı ABD'de 350 USD, alan satan yok! ABD'de 500 USD olan İTHAL bir tabanca Türkiye'de Yerli Üreticiyi koruma adına 6-7 katına satılıyor. Mesela Glock MKE'de 3000 USD ama ABD'de 3000 USD'ye Glock serisi alabiliyorsunuz. Neden kazıklanıyoruz biliyor musunuz?
''Ben yerliyim, ambargo olursa kimse sana ürün vermez, sen destekle beni kötü günde ben sana sahip çıkarım '' devlet veriyor krediyi, imtiyazı senin benim paramla... Bu şirketler batarsa batmazsa gözüyle bakmayın, insanlar sadece ve sadece ''işim var diyebilmek için çalışıyor'' verdikleri 3 kuruş para kimsenin umurunda değil. Böyle gelmiş böyle gider, öyle hayalleriniz olmasın orjinal fikirler beklemeyin...
-
quote:
Orijinalden alıntı: webbie
Ülkeler, ekonomileri uluslararası rekabete ayak uyduracak duruma gelene kadar gümrük tarifleri ile iç pazarı yabancı üreticiden korur. Bu arada, henüz oluşmamış ya da kurumsallaşamamış sermaye ve birikimi zaman kazanır. Elde ettiği satışlarla sermaya birikimini, teknolojiyi ve beşeri sermayeyi biraraya getirerek uluslararası boyutta üretim yapan firmalarla rekabet edecek güce gelir.
Uzun yıllar Türkiye de gümrük duvarları ile korundu. Bundaki amaç da aynı şekilde, yerli sermayeyi güçlendirmek ve uluslararası rekabete hazır hale getirmekti. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan birkaç grup; Koç, Sabancı, Vestel (ilk sahibini kastediyorum) bu gümrük duvarlarından farklı bir şekilde faydalanıp, yurtiçinde rekabete giren daha küçük boyutlu işletmeleri bitirdiler. Akıllarında asla uluslararası ticaret olmadı ve buna en iyi örnek olarak, uzun yıllar Türkiye'de kuş serisi araçları (bu araçlar İtalya'da yaklaşık 10 önce üretimden kalkmıştı) apartman dairesi fiyatına sattılar. Ar-Ge ile uğraşmak yerine, Ford, Toyota, Honda, Fiat gibi firmaların taşeronu olarak Türkiye'de iş yaptılar. Yani, aslında bu sermaye grupları, kendilerini korumak için düzenlenen gümrük duvarlarını kendi elleri ile yıktılar. Aynı süreçte, Atatürk öldükten sonraki 50 sene boyunca kurdukları baskı sayesinde toplam 50 kilometre tren yolu yapılmasını sağladılar ve tüm trafiği otoyollara, kendi ürettikleri araçlara yönlendirdiler.
Gümrük duvarları kalkınca, ilk iş olarak fabrikalarını Çin'e, Kazakistan'a, Romanya'ya taşımaya başladılar. Daha sonraki dönemde ise, tüm Türkiye'nin kendilerine tanıdığı hakları tekrar çiğneyerek üretimden uzaklaştılar ve en büyük gruplar bakkalcılık, perakendecilik gibi üretimden uzak, küçük ölçekli yapılabilen ve küçük ölçekli olduğunda daha çok istihdam sağlayan işlere yöneldiler.
Bu grupların varlığı da, bu saatten sonra yokluğu da ülkemize zarar. Ancak, iktidarın sermaye aktarımı sonucunda ortaya çıkan yeni sermaye grupları da üretmekten uzak.
Korumacılık kadar amaçlananın tam tersi etki gösteren bi hareket yoktur herhalde.Küçük bi çocuğu el bebek gül bebek yetiştirmeye benzer korumacılık.Halbuki ona sorumluluk yüklemeli ve daha sağlam ve daha erken olgunlaşması sağlanmalı.Ayrıca korumacılık içerdeki üreticiyi korurken tüketiciyi mağdur eder.
-
Şaka gibi.
Batarsa çok iyi olur diyooooor.
-
Kapitalist sisteme fabrika yetiştirirken, bu fabrikaların sahiplerinin de bu mantığa sahip olmasını beklemek zorundayız ve bu mantığa sahip olan bir firma sahibi de, elindeki sermaye gücü sayesinde dünya vatandaşı olduğu için vatan, millet, halk, toplum gibi kavramlardan uzaklaşacaktır. Sonucunda ise maksimum kar amacı güderek hareket edecektir. Bunu korumacı gümrük tarifeleri ile sağladığı sürece buna devam edecek; korumacı gümrük tarifeleri kalkınca da doğal olarak karını maksimize etmenin yolunu arayacaktır. Bunun sonucu da genellikle o insan ve firmaya o imkanı sağlayan devlet ve toplumdan çok uzakta yeni ve daha ucuz maliyet içeren bir fabrika olacaktır.
Bu nedenle de, hiçbir zaman Koç, Sabancı, Zorlu ya da diğer grupları kendimden saymıyorum. Evime sokarım, ama misafir olur; asla benden olmaz ve zaten kendisi de kendisini benden saymaz ve berbere bile başka ülkeye gider... -
quote:
Orijinalden alıntı: G a l l i p o l i
sendende bu tarz yanıt bekliyordum, düşünemeyen insan profiline örneksiniz,
vestelin iyi bir şey yaptıgı yok eger bende para olsa vestelin yaptıgının daha iyisini yapıp yarı fiyatına satarım, bizim vestel gibi arçelik gibi firmalartımız oldugu sürece başka düşmana ihtiyacımız yok.
Bu yanıtın altında yeterince bilgi var merak etmeyin. Ama konu daha oraya gelmeyecek kadar çarpık.
Üreten, binlerce insanı istihdam eden, ihraç eden, araştırma, geliştirme yapan bir şirketi eleştiren birinden icraat beklemek kadar doğal bir hakkım yok. Beğenmiyorsanız başka marka alırsınız olur biter. Daha iyisini üretip yarı fiyatına satacaksanız zaten otomaikman bu firmaları batırmış olursunuz. Paranızın olmaması ise beni ilgilendirmez. Para kazanın o zaman. Kredi alın, holding kurun, risk alın. Bu şirketler kurulurken gökten zembille para inmedi.
-
Nasılsa yapamadıgımız montajını bile beceremedigimiz sektörden çekilirsek belki kendimize geliriz, bu firmalar kendi halkını kazıklamaktan ve bizler aptal yerine koymaktan başka bir iş yapmıyorlar, hem topraklarımız kurtulur bu asalak teknoloji düşmanlarından hemde dünyaya organik ürün üretir satarız, eger tembelligi bırakırsak,
yukardada hükümet yalakası işveren, anlamadıgı ve asla anlamayacagı konuya bön bön bakıyor. -
quote:
Orijinalden alıntı: neverlate
quote:
Orijinalden alıntı: G a l l i p o l i
sendende bu tarz yanıt bekliyordum, düşünemeyen insan profiline örneksiniz,
vestelin iyi bir şey yaptıgı yok eger bende para olsa vestelin yaptıgının daha iyisini yapıp yarı fiyatına satarım, bizim vestel gibi arçelik gibi firmalartımız oldugu sürece başka düşmana ihtiyacımız yok.
Bu yanıtın altında yeterince bilgi var merak etmeyin. Ama konu daha oraya gelmeyecek kadar çarpık.
Üreten, binlerce insanı istihdam eden, ihraç eden, araştırma, geliştirme yapan bir şirketi eleştiren birinden icraat beklemek kadar doğal bir hakkım yok. Beğenmiyorsanız başka marka alırsınız olur biter. Daha iyisini üretip yarı fiyatına satacaksanız zaten otomaikman bu firmaları batırmış olursunuz. Paranızın olmaması ise beni ilgilendirmez. Para kazanın o zaman. Kredi alın, holding kurun, risk alın. Bu şirketler kurulurken gökten zembille para inmedi.
Neverlate arkadaşım, burada bir konu tartışıyoruz. Bildikleriniz bildiklerimizden fazla ise, lütfen paylaşın ve bizi aydınlatın. Ama bunu bireyleri aşağılayarak, hakaret ederek yapmak yerine, kendinizi üstün görmenize neden olan bilginizi paylaşarak yaparsanız, hepimize faydanız olur.
Saygılar...
-
quote:
Orijinalden alıntı: G a l l i p o l i
quote:
Orijinalden alıntı: süpürman
bekoyuda ekle
ha arçelik ha beko, ama konu bunlar batarsa yada kapanırsa ülkemiz için iyimi olur kötümü.
kapansa işsizlik bi nebze artar devlet vergi gelirinden az bir şey kaybeder bana kötülüğü olmaz 8 yıldır kullandığım en az 5 yıl daha kullanacağım philips televizyonumda haberleri izlemeye devam ederim.
Benzer içerikler
- 100 dolar kaç gram
- bir kelimenin türkçe olup olmadığını nasıl anlarız
- olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi ne demek
- havas ilmi büyü müdür
- türkmen aşiretleri listesi
- teslim alınmayan kimlik nereye gider
- mars"ta yaşam var mı
- google maps toplu taşıma renkleri
- dünyada en çok konuşulan diller
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
