WİNG TSUNG (30. sayfa)

quote:


WT Neye göre etkili

WingTsun neye göre en etkili sistem olarak kabul edilmektedir ki? Sözüm meclisten dışarı ama eğitmenlerinin %95inin contact dövüş tecrübesinin olmadığı ve yine öğrencilerinin de %95inin hayatlarında kavga etmemiş hatta sparring bile yapmamış, maddi gücü olan, elit tabakanın oluşturduğu bir sistem neye göre en etkili sistem sayılmakta..

WingTsun baştan aşağı varsayımdır. Çoğu ne sanıyor biliyor musunuz? Bir boksör gelecek onlara sağ direk yumruk atacak ve onlar hemen Tan Sao ile alıp zincir yumruk atmaya başlayacaklar! Hem de hiç durmadan hızlı hızlı! Boksör yere düşüp kapanacak sonra ve WT'ci ona yerde vurmaya devam edecek Çoğu WT organizasyonu bu kareografik vaadler ile öğrenci yetiştirir.. Hemen hayalara düz tekme atıp çok hızlı şekilde surata zincir yumruk atmalar..vb Bunlar hayatı boyunca hiç dövüşmemiş adamın kanacağı şeyler.. İddia ediyorum 1000 kere dövüşün, 1000 kere de bong sao-tan sao..vb kullanamazsınız sıcak dövüşte. Hemen ister istemez kroşe atmaya ve sarılmaya çalışırsınız.. Kullanılabilse MMA'nin temel ekolü Brazilian Jiu Jitsu değil WingTsun olurdu. Rio Heroes gibi organizasyonlar WT'ci kaynardı Muay Thai'ci değil.. Fedor armbar yerine pak-sao yumruk yapardı, Anderson Silva gibi manyaklar chi-sao yapardı mesela.

WingTsun en etkili sanat evet ama ''ticari anlamda''.. Belki 40 yaş üstü kişileri ya da 160cm boyunda bir deri bir kemik korkak-tıfıl bir arkadaşı motive etmek için de etkili olabilir. Genelde gerçek bir dövüş salonuna girmeye cesaret edemeyen girselerde, bağırarak low kick çalışan bir Muay Thai'ci gördükleri zaman çaktırmadan sıvışan ve içinden ''bu ne yaa.. ay vahşet bu resmen'' diyen insanlar, hiç acı çekmeden çok iyi dövüşçü olacakları hayalleriyle donatılır..

Ha bakın muazzam para var ona saygım sonsuz..
1) Küçük alanda çok öğrenci çalıştırabilirsiniz. Boks salonunda 10 öğrencinin rahat antrenman yapabileceği yer demek WT öğrencisi için en az 20 öğrencinin antrenman yapcağı yer demektir. Çünkü Hareket kabiliyeti olan bir sanat değil WT ve lat-sao/chi-sao gibi antrenmanlar üç kişinin yan yana durabileceği bir alanda yapılabilmekte zaten..

2) Ortalama olarak en pahalı dövüş sanatıdır.. Hatta şu an MMA ve BJJ popüler olana kadar en pahalı dövüş sanatı olma ünvanını yıllarca taşıdı ki, hala BJJ'den de pahalıdır çok yüksek bir oranda.. Bu sebeple dediğimiz gibi parası olan adamın sanatıdır. Ben hiç Türkiye'de sanayici WT'ci tanımadım.. Yani ayakkabı boyacısı EBMAS'lı görmedim mesela Ama boksör gördüm.. Herbalife gibidir işte.. Saadet zinciri..

3) Tam da Türk insanına uygun vaadler var. ''Lat-sao dövüşmek gibidir.. Bu sebeple Sparringe gerek yok. Ve lat-sao yaparken burnunuz kırılmak zorunda değil. Kısacası WingTsun öğrenirken sakatlanmazsınız. Ancak bu mucizevi teknikler ile herkesi öldürebilirsiniz'' (en sevdiğim vaadlerden biri) Yaniiiiii hiç sakatlanmadan çok iyi dövüşçü olabilirsiniz..

4) WT her mesafede etkilidir.. Güreşçiye karşı teknikler vaaar, Judocuya karşı vaaar, Boksöre karşı vaaaar... Halbuki bana göre (haddim olmayarak söylüyorum) karşı teknik diye bir şey yoktur yaw.. Böyle bir şey zaten olamaz!!! Anti-graphling diye bir şey olamaz.. Güreşçiye yada BJJ'ciye karşı dövüşebilmek için, güreş yada BJJ bilmek zorundasınızdır. Bu kadar basit.. Tek bir tekniğe karşı, anti teknik üretip öğrtmek ve onu satmak bence umut tacirliğinden başka bir şey değil.. Ama bakın o Victor Guetrezlere falan, yerde güreşçi döverken görürsünüz.. Karşınızdaki adam mal değil ki, herkes karşısındakinin boyuna, kilosuna, niteliklerine göre oyun kurar, saldırı stratejisi belirler.. Bir BJJ'ci ille de flying-armbar yapmaya çalışmaz yani kolunuzu tutup, siz yere düştünüz mü sayısız saldırı taktiğine sahip.. Yapacağı tekniğin contrasını bildiğinizi anlarsa yapmaz başka şey yapar olur biteeeer.. Acaba tüm yer dövüşü tekniklerini ortaya serip antisini mi uydurmaya çalışacak bu adamlar. Neyin anti-grapihlingi bu?? Geçenlerde isim vermeyeceğim bir federasyonda WT'ci arkadaşlar konuşuyoruz ''kanka sifu anti-armbar gösterdi'' dedi.. Da sifun armbar yapmayı bilmiyor ki Ben yıllarca WT çalıştım ''anti-armbar'' diye bişey duymadım..

Ya saymakla bitmez.. Kitap yazılır ya WT hakkında Big Grin Arkadaşlar Kwon San'ın WT camiasına meydan okuması hakkında hala bir cevap duyamadım ben... Ne düşünüyorsunuz bu konuda..

quote:

Orijinalden alıntı: derkrieger

şu ana kadar yaptığım onlarca yerinde eleştiri, verdiğim bu kadar özel bilgiden sonra size istihza sadece lüks gelir azizim, kaldı ki bunların hepsi de EWTO kökenli WT hakkındadır da demişim.
siz istediğiniz kadar geçin dalganızı ben neyi bilip neyi bilmediğimi biliyorum, dediğim gibi bu kadar sihing veya 1. TG seviyesinde adam bana özelden ulaşmış ve beni tebrik etmişken siz ne oluyorsunuz ki?
ben zaten WC hakkında bilgim yok dedim hatta yukarıda bir yerde size (cevaplama nezaketiş göstermediğiniz ) bazı sorular da sordum.
artık WT hakkında ciddi bir eleştirenler grubu ortaya çıktı, ve biz bu şekilde gençlerimizi para tuzaklarından koruyup gerçek hocalara ulaştıracağız, bu arada gerçek WT hocalarına da tabii ki.

quote:

Orijinalden alıntı: gilles

anladığım kadarıyla, kişisel deneyimlerden wtnin kendisine yönelik çıkarımlarda bulunmuş. oysa hikaye basit, türkiyede diğer spor dalları neyse, wtde bu şekilde. o yüzden organizasyondan da öte, internet var, merak ettiğiniz salona gidin, sihingi seyredin, soruşturun.
yukarıda yazılan maddelerin aynısını bıraktık türkiyeyi, istanbul özelinde benzeri bulursunuz. bu memlekette kung fu diye karate de pazarlandı, kickboks yerine tkd de, muay thai yerine kickboks da... herkes kendi maddi şartları, uygun bulduğu vücut oranı doğrultusunda seçebilmeli dalını.
bu arada dar cemaat diyen arkadaş hangi orgdaydı bilmiyorum ama istanbul özelinde en azından wteo çalışanlar için böyle birşey yok.
kalicilerle de, jkdcilerlerle de, mmacılarla da başka başka çalışanlarla da gayet dostane ilişkiler var.

quote:

Orijinalden alıntı: nickimi değiştirdim

WOOOOOWWWWWWWW buraları karıştıracak bir video buldum :)

WT'cinin tekme çıkışlarına karşılık vermeyişinden dolayı büyük ihtimalle boksör olduğunu düşündüğüm birisi ile bir wt'cinin karşılaşması

Videoda MMA yazılmış ama ne kadar doğru bilemem ama bi gerçek varki WT'ci haşat oldu

WT'ci büyük ihtimalle ileri seviyede birisi toksa ringe çıkmazdı gerçi wt 1.5 yılda hatta daha kısa bir sürede kendimizi korumaya vaad ediyor o yüzden WT'cinin seviyesi ne olursa olsun sorun olmamalı

Lütfen aradaki boy kilo farkına girmeyelim çünkü wt güçsüzün güçlüden kendisini koruyacağı TEK dövüş sanatıdır (!)

quote:

Orijinalden alıntı: nickimi değiştirdim

Ata iki videoda ben wt göremedim ? Sen nasıl başardın bunu

Dövüşçülerin ders aldıkları hocalar wt kökenli olabilirler kendileri wt kökenli olabilirler ama bu ringde wt yapmadıkları gerçeğini değiştirmez

İki videoda da wt yok ! varsa gösterir misin nerde ? Bi kere en basitinden wt'de geriye kaçmak yoktur iki videoda da geriye kaçışlar var wt'nin en büyük silahı olan zincir yumruk nerde ? arka ayak geride ön ayak boşta dururdu böylece wt'ciler güçlerini korurlardı boşa hareket etmezlerdi nerde hani ? Bunları göremedim.

1.videoda iki adamda bildiğin kroşe aparkat falan deniyo wt'de bunlar yoktur 2.video ise yumruklaşma ve yerde güreşten oluşuyor WT'de direk daha kavganın başında aşağıdan bi güreşçi gibi saldırma var mıydı acaba

Eğer wt'den belli parçaları uyguluyorlarsa o zaman wt'nin iddia edildiği gibi bir bütün olarak dövüşürken hiçbir işe yaramadığı düpedüz ortaya çıkıyor.

quote:

Eğer wt'den belli parçaları uyguluyorlarsa

quote:

Wt sadece yumruk değil duruşu var yürüyüşü var demişsin ben orda ne yazdım ne duruş ne yürüyüş nede başka bişey hiç birisini göremedim

quote:

dostum sen wt yaptığına emin misin ? Bütün wt'ciler ısrarla wt'de geriye hamlelerin olmadığını belirtirler

quote:

Üstelikkk unutma dövüşmek için dövüşmekten anlamak için bi spora ihtiyaç yoktur Herhangi bi spor ile uğraşmadanda dövüşebilirim

quote:

Kendi gözlemlerime dayanarak söylüyorum, ülkemizde WT gerçeği ne yazık ki böyle arkadaşlar.

Avrupada da bundan çok farklı değil aslında. WT'da müsabaka yapılmaması bu sistemi gerçeklikten uzaklaştırarak bol kazanç getirecek bir yalanlar/efsaneler sistemine çevirmiş durumda. Kendisine öğretildiği gibi, "biz boksörü de yeneriz, kickboxcıyı da yeneriz, herkesi de yeneriz" diye geçinen, fakat hiçbir zaman "hodrimeydan" diyemeyen, tecrübelilerin bilerek diyemediği, deneyimsizlerin ise ben "yeterince bilmiyorum" diyerek uzak durdukları bir aldatmaca silsilesi.

En acısı da, bunları yazan kişi bu işe 8 yılını çok yoğun şekilde vermiş bir eğitmen.


Fakat ben kendimi bu işle uğraşan çok çok az sayıdaki şanslı kişilerden biri olarak görüyorum. Hatta Türkiye'de (en azından benim yaptığım zamanlarda) toplamı iki elin parmaklarını geçmeyecek kişilerden biriyim. Şimdi arzu ederseniz biraz kendimi tanıtayım, buradan sonraki kısmı yazarken reklam kaygım olmayacağını en baştan belirtmek istiyorum. Çünkü ne ben şu anda eğitmenlik yapıyorum (ki zaten işim gereği yurtdışında yaşıyorum) ne de sifum ve diğer sihing arkadaşım bu işi sürdürüyorlar. Neden mi yapmıyoruz? Çünkü bu iş, para kazanmak amacıyla yapılacak birşey değil, en azından bizim kafa yapımıza göre böyle değil. Belki de kaybettiğimiz nokta buydu, belki de onlarca eğitmen (?!) yetiştirip Türkiye'yi bölgelere ayırmalıydık. Ama yapmayıp para da kazanmayınca, günümüz şartlarında geçim derdi herkesi başka işler yapmaya itti.

Şanslı olduğum konu, henüz bu sistem hakkında neredeyse hiçbir bilgim yokken şans eseri Sifumla tanışmış olmamdı. WSL sistemde çalışan, o tarihte Türkiye'deki iki kişiden biriydi. Çok kısa süre içinde beni özel öğrenciliğe kabul etti, bu şekilde de özel öğrenciliğe kabul edilen iki kişiden biri oldum. O tarihten itibaren çok yoğun bir çalışma programıyla ilerledim. Günde ortalama 3 saat çalıştığımı varsayıyorum çünkü çok daha uzun çalışmalarımızın olduğu günler hiç de az değildi, bazı dönemler günde 7 saat salonda kaldığımı biliyorum. Elbette bu sırada üniversiteyi 3 sene uzattığımı söylememe gerek yoktur. Smile

Sifum en başta bana anlattığı şekilde bana bildiği herşeyi en ince detayıyla öğretti, anlattı. Biraz daha zaman geçtikçe derslerimize gelen gerçekten çok az sayıdaki öğrenciyi çalıştırmakta Sifumuza yardım etmeye başladık doğal olarak. Fakat en önemlisi, tüm bu yıllar boyunca Sifum benden hiçbir ücret talep etmedi. Bu bölümlerin detaylarını fazla uzun olmaması açısından geçiyorum.

İlk zamanlarımda, itiraf etmeliyim ki, EBMAS sistemine özeniyordum. Onların salonları, internette videoları, havalı sifuları, t-shirtleri bile çok etkileyiciydi. Bizde ise bunların hiçbiri yoktu. Antremanlarda herkes ne isterse onu giyiyordu. Onların videolarında gördüğüm o çok havalı hareketler de sanki bize öğretilmiyordu, sanki çok daha sıkıcı şeylerle uğraşıyorduk. Bunları Sifuma sordukça da, önce gülüyordu, sonra anlatıyordu. İşin derinliklerini öğrenmeye başladım. Sonraki uzun yıllarda, o zaman bana anlatılan herşeyin doğru olduğunu kendi deneyimlerimle görecekmişim zaten.

Çalışmalarımızın en eğlenceli ve heyecanlı yanı antremanların son 20 dakikasında yaptığımız sparringlerdi. Bu bölümleri iple çeker olmuştum. Öyle büyük heyecan yaşıyor ve öyle yoruluyorduk ki, sık sık terden ayakta durulamaz hale gelen yerleri havlularımızla silmemiz gerekiyordu. Üstelik bunu sadece biz sihingler de yapmadık. Eşit seviyedeki öğrencileri de gerekli önlemleri aldıktan sonra dövüştürüyorduk. Bazen de biz iki sihing, öğrencilerle farklı şartlar altında, ama yine oldukça sert ve gerçekçi biçimde dövüşüyorduk. Bu konuların da çok fazla detayı var, fakat sanırım yazmaya kalkarsam çok uzun olacak. Yine geçiyorum...

Şimdi temel başlıklarla diğer VT sistemlerinden farklarımızı anlatayım isterseniz, daha derli toplu olur.

Hiçbir zaman uçuk ders ücretlerimiz olmadı. Hatta oldukça komik sayılabilecek, diğer sistemlerin yarı fiyatı gibi aylık ücretlere ders verdik.

Alınması, giyilmesi mecburi ekipman/kıyafetlerimiz hiç olmadı. Herkes özgürdü. Çalışmalar için gerekli olacak koruyucu ekipmanları ve yastıkları hocamızınkilerden kullandık. Zamanla ben kendi ekipmanlarımı aldım, bunları da yine tüm öğrencilerimizle ortak kullanıyorduk. Sadece dişliklerimiz dışında Smile

Sürekli ve yoğun şekilde sparring çalıştık. Canımız çıkana kadar çalıştık. Ben ve diğer sihing arkadaşım elbette çok daha sert çalışıyorduk. Fakat tüm öğrencilerimizi sparringe yönelttik, bunu yapmadan asla kavgada başarılı olamayacaklarını kafalarına kazıdık. Yeterli seviyeye gelmiş ve istekli öğrencilerimizde çok ciddi şekilde sparring yaptılar. Şahsen çok fazla kanımı akıttım. Çok fazla kemik çatlattım. Çok antremandan sonra hastaneye gittim. Her sparringden sonra oluşan sıyrık, çizik, ezik, çürükleri zaten saymıyorum. Kalıcı izlerini hala taşıdığım yaralarım, sakatlıklarım oldu.

Lat Sao'yu Sifumuz öğretti, fakat "birgün biri karşınıza çıkar ve böyle birşeyler yaparsa konu hakkında fikriniz olsun diye öğretiyorum" dedi başlamadan önce.

Chi Sao ise çok çalıştık, bunu söylemem gerekir, ki bunun gerekli bir eğitim olduğunu düşünüyorum. Bunu da olabildiğince gerçekçi çalıştık.

Hiçbir zaman öğrencilerimize diğer WT sistemlerini kötülemedik. Bildiğimiz gerçekler olduğu halde, onların "biraz daha farklı kişilerce yorumlanmış aile içi stiller" olduğunu anlattık. Bundaki amacımız hem saygımızdan, hem de öğrencilerimizi olası tartışmalardan, sürtüşmelerden uzak tutmaktı. Farklı WT sistemlerinin arkasındaki mantığı ve anlayışı hep kendi yorumlarına bıraktık. Zaten ne öğrenci kazanmak ne de kaybetmek gibi kaygılarımız hiçbir zaman olmadı. Biz bu işi hissedenlerle, kendini verip özümseyerek sonucunda benimseyenlerle çalışmak istedik. Belkide bu yüzden salonu kapattık.

Diğer dövüş tekniklerini ise hiç ama hiç küçümsemedik, "şuraya orta düzey bir boksör gelse hepinizi aynı anda yer" diye bağardığımız çok olmuştur. Salon kendimizin olduğu halde aynı salonda Aikido ve Muay Thai sistemlerinin çalışılmasına olanak verdik. Üstelik her iki dalda da son derece saygın, ismini versem hepinizin tanıyacağı hocaları ve öğrencilerini salonumuza getirerek aynı bizim gibi düzenli şekilde çalışmalarını sağladık. Bu çalışmaları öğrencilerimize izleterek tüm sistemlerin ne kadar kırıcı ve sert olduğunu kendi gözleriyle görmelerini sağladık. Ve aslında bunun çok yararını da gördük çünkü gün geçtikçe sparringlerimizde daha fazla kemik sesi duyulmaya başladı. Öğrenciler olayın ciddiyetini kavrayıp sınırlarını zorladılar, sertleştiler. Diğer sistemlere saygıları çok büyük ölçüde gelişti. Ving Tsun bilmenin hiçbirşey ifade etmediğini, asıl olanın her ne yapıyorsan o sistemi mümkün olan en usta biçimde kullanmayı gerektirdiğini anlatmamıza gerek bile kalmadan idrak ettiler. Farklı sistemler arasında asla karşılaştırma yoluna gitmedik. Herşey zaten açıkça ortadaydı.

Yer dövüşü öğrettik. Fakat bunu da tamamen gerçekçi biçimde aldığımız diğer tekniklerden, özellikle de BJJ tabanlı öğrettik. Hiçbir zaman bunları VT adı altında göstermedik. Yer dövüşü eğitimine geçtiğimizde, bunların BJJ ve bazı tekniklerinde hangi stillerden geldiğini belirterek o şekilde bilmeleri gerektiğini üstüne basa basa vurguladık. VT anlayışında asla yere düşmemeleri gerektiğini, fakat bazen bunun kaçınılmaz olacağını, bu durumda yerde sırtüstü yatıp zincir yumruk atmanın komik olmaktan başka birşey olmadığını, gerçekte ne gibi tekniklerle etkili olabileceklerini uzun uzun anlattık, gösterdik, ki zaten kendimiz bu konuda aşırı şekilde kafa patlatıp, eğitim alıp, en akılcı teknikler hangi sistemdeyse alıp aynen öğrettik. Bu konuda "ee sizin yaptığınız MMA olmuş" diyebilirsiniz. Fakat sistemdeki bu açığı kapatmamız, ve bunu gerçekçi ve etkili şekilde yapmamız gerekiyordu. Bizde bunun için BJJ ve benzeri teknikleri referans vererek öğretmekten kaçınmadık. Amacımız hiçbir zaman kendi sistemimizi övmek değil, gerçekçi ve etkili teknikleri öğrenciye aktarmak oldu.

Seminerlerimize hiçbir zaman katılım şartı olmadı, sadece şiddetle tavsiye ettik. Seminer ücreti son derece cüzi, sadece Sifumuz Philipp Bayer'in Almanya'dan geliş-gidiş uçak parasına tekabül ediyordu. Zaten bir edebiyatçı bile, seminer ücreti x öğrenci sayısı = uçak bileti denklemini kurabilirdi Smile
Diğer tüm masrafları Sifumuz karşıladı, biz iki sihing yardımcı olmaya çalıştıysak da olmadı. Seminerlerimiz olağanüstü verimlilikte geçiyordu. Çeşitli sebeplerle seminerlere katılamayan öğrencilerimize sonraki derslerimizde uzun uzun hem teorik hem de teknik olarak seminerde öğrendiklerimizi anlattık. Sonrasında herkes kaldığı yerden, üstelik herkes daha büyük bir şevkle normal derslerine devam ettiler. Sertifika, dan, derece, kuşak hiçbir zaman sistemimizde yer almadı. Herkes çalıştığı kadar biliyordu, o kadar.

Seminer günlerinde çalışmadan sonra kalan tüm zamanımızı da Philipp Bayer ile beraber geçiriyorduk. Üstelik bir aylık öğrencilerimiz bile bizimle birlikteydiler. Akşamları balık yiyip rakı içiyorduk hep birlikte. Sifumuz bize Çin'de geçen yıllarını, Wong Shun Leung'u, ondan öğrendiği kadarıyla Yip Man'ı anlatıyordu. Hatta her telden çeşitli dünya meselelerini konuşuyorduk. Olağanüstü eğlenceli geçen zamanlardı. Tarif bile edemem...

Tahta adam tekniklerini çok erken bitirdim, uzun sopa ve çift bıçak da çalıştım, hiçbir zaman hiçbir şey gizli tutulmadı. Fakat silahlı formları kişisel olarak çok önem vererek çalıştığımı söyleyemem, belki bu benim eksiğimdi, fakat ben her zaman sparring tecrübesi üzerinde durdum. Yeterli seviyeye gelen birçok öğrencimize de dummy çalıştırdık. Oldukça iyi seviyeye gelenler oldu. Normal ders ücreti dışında hiçbir teknik için tek kuruş alınmadı, tek bir teknik gizli tutulmadı.



Sanırım çok uzun oldu, zaman ayırıp okuyanların başını ağrıtmamışımdır umarım. Daha anlatmak istediğim çok şey vardı, fakat zaten anlatmak istediklerimi buradan anlatmamın bir yolu yok, sayfalarca yazsam da çok zor.

Şunu bilmenizi isterim ki, ben de farklı sistemleri çalıştım, çok farklı stillerden çok dostum oldu kaçınılmaz olarak, onlarla da çok uzun yıllar hem teorik hem pratik olarak çalışma imkanı buldum. Bazılarında iyi bir düzeye kadar çalıştım da, kendimi geliştirdim. Ama her zaman bana verilen eğitim gereği hepsine sonsuz saygı duydum. Ringe çıkmadım belki, fakat inanın en az o sporcular kadar adrenalin altında kalmışımdır. Sokak dövüşlerimde oldu birkaç kez, çok klasik olacak belki ve "yapma şimdi yaa yeme bizi" diyeceksiniz ama gerçekten başka seçeneğim olmayan durumlardı. Asla da gurur duymadım. Fakat çalışmalarımın gerçekçi olduğunu ve işe yaradığını görmek de ne yalan söyliyeyim güzel bir duyguydu.

Sonuç olarak, tüm dövüş sistemlerine saygı duyulması gerektiğine sonuna kadar inanıyorum. Fakat mantaliteler elbette eleştirilir, yanlış olduğu düşünülenler elbette sorgulanır. Bunlar olmazsa zaten ilerleme olmaz. Ama bir elin beş parmağı aynı olmadığı gibi, her sistemin açıkları ve üstün olduğu yanlar her zaman olacaktır.

Şimdi aklıma geldi, gücün önemsiz olduğu, herkesin herkesi dövebileceği gibi mantıksız düşünceler içinde olanlar var, özellikle yeni başlayanlarda. Bunun için bir Çin atasözü diyor ki;

Önce cesaret,

Sonra kuvvet,

Sonra kungfu...


Tüm dostlarıma saygılar. Sporla kalın.