Karneleri almaya okula gidiyordum arkadaşımla, pastaneye uğradık kahvaltı yapmak için. Sonra girdik işte böreklerin poğaçaların olduğu yere gittik hesabı ben veriyim bugün dedim arkadaşım oturdu masaya. burda yiyeceğiz paket yapmayın diyip şundan şundan alalım falan diye gösterdim istediklerimizi, kadın bi türlü anlamadı. Parmağımla gösteriyorum cam var tam anlatamıyorum derdimi bi de. 10-15 poğaça böreğin arasından hangisini alacağımı gösteremedim bi türlü. Gülüyorum bi de kadın kötü hissetmesin diye, sırıta sırıta konuşuyorum. Sonra anladı şükür, evet evet o dedim. Kadın "iki saattir zaten o mu diye soruyorum" dedi trip attı çirkefleşti bi an. Sonra ben de siz paket yapın dedim. Kadın işte uğraşa uğraşa karton kutuya koydu poğaçaları börekleri kutuyu bantladı falan. Arkadaşımı da yanıma çağırdım masadan kalktı. Kadın kutuyu koydu o şeyin üstüne sonra fiyatı söyledi. Ben de yok yok vazgeçtim dedim sonra arkadaşımla çıktık pastaneden. İllet oluyorum öylelerine zaten.
Bi de 2 ay önce falan tshirt almaya çıktım Brandiuma. Kotondan iki tane tshirt aldım. Ödemeyi yaptık hede hüde derken ben mağazadan çıkacaktım ki alarmlar çalmaya başladı. La iki tane güvenlik görevlisi geldi biri Kotonun biri Brandiumun kendi güvenliği o katta gezinirken duydu herhalde. Geldiler ikisi sağıma soluma, kotonun görevlisi ellerini uzattı kotonunki poşeti vermem için. Sonra kotonun güvenliği tshirtlerden birinin alarmınının çıkarılmadığını gördü, poşeti falan tekrar bana verdi fırlatırmış gibi. Sonra kasaya gittik. Ben acayip sinirlendim. Kasaya gittik, ben tshirtü çıkardım poşetten gösterdim güvenlik adam dedi ki bunun ödemesi yapıldı mı, kasiyer kadın da mahcup oldu evet birinin alarmını çıkarmayı unutmuşum dedi. Ben o hışımla ilk önce tshirtü sonra içinde diğer tshirtle beraber poşeti fırlattım kasiyerin yüzüne. Paramı verin bana bende defolup gideyim (daha küfürsel bi şeydi aslında) dedim. Sonra kasiyer bi üzüldü gözleri doldu güvenliğe de tip tip bakıyorum adam bi şey diyemedi o durumdayken bana. Paramı verdi kasiyer direkt çektim elinden aldım çıktım gittim mağazadan.
Bir de ben Malta'da dil eğitimi görürken akşam yemeğinde balığım pişmemiş olarak gelmişti. Sonra garsondan değiştirmesini istedim aldı yine aynı şekilde pişmemiş balık getirdi. Çat pat ingilizcemle bi nevi müdür sence bu diğer götürdüğünden farklı mı dedim adam hızlı hızlı bi şeyler dedi işte limited falan dedi öyle anladım ne demek istediğini, sonra limitli diyosun da bunu adam akıllı pişirsen nolur malzeme mi azalır gibi bi şey demeye çalıştım adam bi güldü sonra aldı balığı gitti ben de hem kızgınım hem utanmışım garson gittiği an kalktım odama gittim odamdaki cipsleri yemek zorunda kalmak üzere...