YENİ CITROEN C4 - C4X ANA KONU 2021-2025

Aracınız yüklü değilse bu araç için 36 psi yüksek bir basınçtır .

Kapıdaki değerler ne ise bu değerlere sağdık kalmanızı öneririm.

Yüksek hava basıncı lastik tabanının orta kısmının aşınmasını ve çabuk yıpranmasına neden olur ayrıca yol tutuşu da olumsuz etkilenir. Şehir içi ulaşımda da ön takımların çabuk yıpranmasına sebep olur.

Bu arada aracın ön ve arka lastik basınç değerleri bir çok araçta asla aynı değildir. Önde motor ağırlığından kaynaklı fark olmak zorunda.(Benim C4X'de Ön: 32 arka: 30.5)

2000 yılından beri(23 yıl) uluslararası ve ulusal ilaç, FMCG ve enerji sektörlerinde hemen hemen 2 yılda bir ileri sürücülük eğitimleri aldım. İlk eğitimim gençliğimizde TVlerde izlediğimiz Demirbükey abimizin eğitimi, sonrasında TR'nin en iyi sürüş eğitmenleri ile çalışma fırsatım oldu...

Çok iyi sürücüyüm iddiam asla olmadı ama teoriyi çok iyi bilirim.

Gördüğümüz her eğitimin en önemli konusu lastik basınçlarıydı.

Araçlarımızın lastik basınçlarını üretici firmanın değerlerine ayarlamadan pratik eğitime başlatmazlardı.

Belki abartı gelecek ama ben her hafta gerektiğinde de fark edilir meteorolojik ısı değişimlerinde mutlaka basınç değerlerini kontrol ediyorum, uzun yola çıkmadan da olmazsa olmazım mutlaka kontrol ederim

C4 ve C4 X araçlarda lastiklerde basınç kaptörü yoktur. küçük değişimleri sistem size bildirmez, sadece ciddi basınç azalması sistem tarafından bildirilir. (Mesela eşimin Megane touch paket aracında kaptör var ve basınç değerlerini 4 lastik için de ekranda ayrı ayrı görebiliyorsunuz)

Ayda yaklaşık 5.000-7.000 KM yol yaptığım dönemlerde emin olun artık araba sizin bir uzvunuz gibi oluyor ve inanın lastik basıncı, zemin durumu, hava sıcaklığı, aracın yük durumu, aracın modeli vs yol tutuşunu o kadar etkiliyor ki bunu çok iyi algılayabiliyorsunuz(Elbette bir F1 pilotu kadar değil)

Sonuç olarak lastiğin markası, yazlık/kışlık oluşu, basınç değerleri, diş derinlikleri, aracınızın yolda sağlıklı bir şekilde seyretmesi, yola tutunması için en önemli faktördür.

Yağmurda, karda, buzda ya da kuru yolda; yoldan çıkan araçların bir çoğu ya sınırları fazla zorladıkları için yoldan çıkarlar ki temelinde yüksek hız vardır ya da lastikleri kullanıma uygun olmadığı için yoldan çıkarlar.

Eğitimlerde söyledikleri biz sözle bitireyim çok uzattım;

"Arabalarımızı lastik üzerinde değil, lastiğin içindeki havanın üzerinde sürmekteyiz."

Herkese merhaba.

29 Şubat'ta, 2023 model e-C4 X (100 kW'lık model) ile aranıza katıldım.

Araç neredeyse 2000 km'ye yaklaştı. Bu süre zarfında çoğunlukla şehir içi kullandım ve son olarak da bayram tatilinde Ankara-İstanbul arası gidiş-dönüş şehir dışı seyahat yaptım. Bir süredir fırsat buldukça konuyu takip etmeye çalışıyorum ama foruma yazmak için en az 1 şehir dışı seyahati yapmayı bekledim.

Bu modeli ya da genel olarak elektrikli araç almayı düşünenler için kısaca bir kaç noktaya değinmek istiyorum.

Öncelikle aracın menzilini hava sıcaklığı kayda değer etkiliyor. Ankara'da İncek'te oturuyorum. Bilenler bilir, Ankara'nın ayazı fecidir ama İncek ondan da fecidir. En az 5 derece oynar Ankara'nın geri kalanıyla. Aracı ilk aldığımda havalar nispeten soğuktu. Bu tarihlerde tüketim 20-25 kWh/100 km civarlarında gerçekleşti. Tabi bunda bizim arabaya alışık olmayışımızın ve Eco modunu çok fazla kullanmayışımızın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Eco modu gözle görülür bir fayda sağlıyor. Performansı da fazla düşürmüyor. Bu tüketim değerleri 7,99 TL/kWh birim fiyattan (Trugo hızlı şarj (DC) istasyonları), 160-200 TL/100 km'ye denk geliyor. Benzinli bir araçla kıyaslama yapmak gerekirse ~44 TL litre fiyatıyla bu maliyeti yakalamak için 3,63-4,54 lt/100 km tüketim ortalaması yakalamak gerekiyor. Şehir içi tüketim için oldukça ekonomik, hem de soğuk havalarda.

İkincisi, klimanın ısıtma fonksiyonu soğutma fonksiyonundan çok daha fazla elektrik tüketiyor. Keza koltuk ve direksiyon ısıtma da öyle. Üstte bahsettiğim tüketim değerlerinin yüksek olmasında soğuk havalarda içeriyi ısıtmamızın, ara ara koltuk ve direksiyon ısıtma kullanmamızın etkisi büyük. Ayrıca Eco modunda sıfırdan ısıtma neredeyse pek olmuyor. Soğuk havalarda önce Normal modda başlayıp, içeriyi ısıtıp sonra Eco moda geçmek en mantıklısı. Bir kere ısınınca Eco moda geçseniz bile sıkıntı olmuyor, ama Eco modda başlayıp sıfırdan ısıtmaya çalışırsanız pek ısınmıyor. Koltuk ve direksiyon ısıtmaları çok iyi çalışıyor ve kısa sürede ısıtıyor. O yüzden de sürekli açık tutmaya gerek kalmıyor, açıp ısıtıp geri kapatmak yeterli, sıcaklığını koruyor. Bu açıdan sevindim.

Havalar ısındıkça ise tüketim gözle görülür düşüyor. Son bir kaç haftada şehir içi 14.8 ile 16.3 kWh/100 km ortalama ile rahatça kullanabiliyorum. Sıklıkla da klima açık oluyor. Dediğim gibi soğutmanın tüketime etkisi ısıtmaya kıyasla minimal gibi görünüyor. Bu tüketim değerleri 7,99 TL/kWh birim fiyattan (Trugo hızlı şarj (DC) istasyonları), 118,25-130,23 TL/100 km'ye denk geliyor. Benzinli bir araçla kıyaslama yapmak gerekirse ~44 TL litre fiyatıyla bu maliyeti yakalamak için 2,69-2,96 lt/100 km tüketim ortalaması yakalamak gerekiyor. Şehir içi tüketim için daha önce hayal edemediğim rakamlar oldu bunlar. Altta ara ara farklı rotalarda aldığım görselleri koyuyorum, merak eden olursa diye:

Gelelim şehir dışı seyahatine. Aracı almayı düşündüğümüzden beri en büyük endişemiz şehirlerarası seyahatti. Anladığım kadarıyla Türkiye'de elektrikli araçlar için en büyük endişelerden biri de bu zaten. Ben şahsen bu seyahatten sonra pek endişem kalmadığını söyleyebilirim. Tabi ki gidilen güzergahlara göre değişebilir şüphem yok ama gördüğüm kadarıyla şarj istasyonu bulmada sıkıntı yok. Neredeyse her tesiste, her benzinlikte istasyon var. Ortalama yarım saatlık bir mola ile 200-250 km'lik bir şarj alınabiliyor. Bir WC, bir sigara, bir çay-kahve molası için değer. Hele ki yemek molası verdiyseniz zaten fazlasıyla yetiyor.

Bu seyahatte Ankara İncek'ten İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına gidiş dönüş yaptık. Tek yön ~420 km, gidiş geliş ise ~840 km'lik bir yoldan bahsediyorum.

Gidiş yönünde ortalama 91 km/h hızda 17.9 kWh/100 km ortalama yakaladık. Çoğunlukla hızımız 110-120 km/h civarlarındaydı, ara ara 130-150 bandına çıktığımız durumlar oldu. Klima, ısıtma vs. gerek olmadığı için açık değildi. Eco modda ve %99 Drive Assist ile seyahat ettik.

Dönüş yolunda ise, ortalama 93 km/h hızda 18.3 kWh/100 km ortalama yakaladık. Benzer şekilde çoğunlukla hızımız 110-120 km/h civarlarındaydı, ara ara 130-150 bandına çıktığımız durumlar oldu. Ayrıca bu rotada klima da (soğutma) açıktı. Eco modda ve %99 Drive Assist ile seyahat ettik.

Bu seyahatin bana maliyeti 7,99 TL/kWh birim fiyattan (Trugo hızlı şarj (DC) istasyonları), gidiş yönünde ~600 TL, dönüş yönünde ise ~612 TL oldu. Toplamda 837 km'yi 1212 TL'ye katetmiş olduk. Bu da kabaca 100 km'de ~145 TL maliyete denk geldi. Benzinli bir araçla kıyaslama yapmak gerekirse ~44 TL litre fiyatıyla bu maliyeti yakalamak için 3,3 lt/100 km tüketim ortalaması yakalamak gerekiyor. Bilenler bilir yol inişli-çıkışlı ama otoyol olduğu için az virajlı ve kesintisiz bir güzergah. Şehir içine kıyasla tüketimin daha fazla olması çok az frenleme yapıldığı için recharge olmamasından dolayı. Beni şimdilik fazlasıyla tatmin etti diyebilirim. Daha virajlı bir güzergahta da bakmak lazım.

Mola sayısına bakacak olursak, biz ilk seferimiz olduğu için risk almaya çekindik ve giderken 3 defa, dönerken de 3 defa durduk. Ankara'dan çıktıktan sonra ilk molamız Gerede civarlarındaydı. İkinci molamızı Bolu Highway AVM'de verdik. Son molamızı da İzmit civarlarında. İzmit'te aldığımız şarj ile Sabiha Gökçen Havaalanına vardık, aracı 8 gün boyunca parkettik ve yine dönüşte İzmit civarlarında mola verip şarj aldık. Yani İzmit'te aldığımız şarj ile havaalanına gidip geri İzmit'e geri dönebildik. Daha sonra yine Bolu Highway AVM ve Gerede olmak üzere mola verdik ve %27 şarj kala Ankara'ya evimize vardık.

Tüketim ve mesafe değerlerine dönüp baktığımda Gerede'de verdiğimiz molaların gereksiz olduğunu düşünüyorum. Zira Ankara-Bolu Highway arası araç %85-86 civarında şarj kullandı. Ankara'dan Bolu yönüne, Bolu Highway'den de Ankara yönüne %95-100 şarj ile çıkılırsa (1 saatlik molada DC şarj ile %95 üzeri rakamlara ulaşılabiliyor) ilave bir mola verilmeden bu mesafe rahatça katedilebilir. Böylece mola sayısı tek yönde 3'ten 2'ye düşer. Yani kabaca 200-250 km'de bir şarj etmeniz gerektiğiniz göz önünde bulundurun şehirler arası seyahatlerde.

Son olarak şarj istasyonlarında ve şarj imkanlarından bahsetmek isterim.

Ben sürekli dışarıda şarj ediyorum. Kısa süreli bir işim varsa DC-hızlı şarj, uzun süreli duraklama yapacaksam (AVM gezmesi, yemek vb) AC-yavaş şarj istasyonlarını tercih ediyorum. DC şarj istasyonlarında hem yaygın hem de uygun fiyatlı olan Trugo'nun 7,99 TL/kWh birim fiyatı var. Uzun yolda da hep Trugo istasyonlarını tercih ettim. Tabi yavaş şarj istasyonları birim fiyat bakımından çok daha ucuz. Mesela Eşarj'ın 7,1 TL/kWh birim fiyatı var. Ama uzun sürüyor. Yaklaşık 7,5 kWh şarj hızı var AC'nin, 1 saatte %15 civarı şarj alabiliyorsunuz. DC'de yarım saatte %50 şarj alırsınız. O yüzden imkanım varsa ve süre sıkıntım yoksa AC tercih ediyorum. İyice ekonomik oluyor.

Sürekli dışarıda şarj ediyorum dedim çünkü henüz evde şarj imkanım bulunmuyor. Çok bloklu bir sitede yaşıyorum, kapalı otoparkımız var ancak dairelerin park yerleri henüz sabit değil. Gelecekte düzenleme yapılması planlanıyor. Öyle olursa sabit park yerime AC şarj istasyonu yaptıracağım. Evde AC şarjın 2-3 TL/kWh birim fiyatı var, inanılmaz ekonomik oluyor. Sabırsızlıkla o günleri bekliyorum diyebilirim  

Ama yine de sadece dışarıda şarj etseniz bile, evde/iş yerinde şarj edemeseniz bile, çok ekonomik olduğu bir gerçek. Sadece şarj takibi, şehir içi-şehir dışı yolculuklarınızın planlamasını şarj istasyonlarına göre yapmak gibi kavramlara ilk etapta biraz alışmak için zaman tanımanız gerekiyor. Bir kere alışınca rahatsız etmediğini söyleyebilirim.

Tabi bunlar benim tecrübelerim, benim şahsi düşüncelerim. Bu modeli almayı düşünen varsa yazdıklarım doğrultusunda ama kendi koşullarına (yaşanılan şehir, gidilen güzergahlar ayrılabilecek zaman vb) göre karar vermesi gerekiyor. Çünkü bu koşullara göre yaşanılacak tecrübe değişecektir diye tahmin ediyorum.

Biraz uzun oldu ama birilerine belki karar vermede faydalı olur diye umuyorum. Yine sorusu olan olursa, cevaplamaya çalışırım.

Ben de yaklaşık 2,5 aydan fazladır C4X kullanıcısıyım. Bu araca bakarken, diğer alternatif baktığım araçlar;

Egea hybrid (6 yıl Egea kullandıktan sonra artık sıkıldım, başka araç almak istedim)

Ssangyong Korando (C4X in yanında bomboştu, klima bile manueldi)

Suzuki S-Cross (İç malzeme kalitesi Egea gibiydi ve bagajı küçüktü)

Corolla Hybrid (Altı yere çok yakındı ve en baz paketi veriyorlardı, Aile efradı da corollayı hiç istemiyorlardı, dede arabası gibi diye)

Chery T7 - T8 (İkisi de donanımlı araçlardı ama en nihayetinde Çin üretimi ve ben ÖTV istisnalı alacağım için 5 yıl dayanabilecek miydi, birkaç sene sonra başıma ne gibi arızalar çıkaracaklardı belirsizdi ve malzeme kalitesi iyi gibi dursa da, dokunduğunuzda verdiği hissiyat hoşuma gitmedi, ayrıca şanzıman tarafında hep tam otm. istiyordum, çift kavrama olması da sıkıntıydı)

MG HS (Chery için geçerli olan ne varsa aynısı + Kuru tip çift kavrama şanzıman)

Seat Ateca (Style paket diye, boş bir paket vereceklerdi, arkada 50 cm civarı şaft tüneli vardı ve DSG gibi bir potansiyel riskleri olan şanzımana sahipti, arka yaşam alanı boğucu geldi)

Gelelim, C4X'e;

Shine Bold paket epey doluydu, dur kalk özellikli yarı otonom denilebilecek sürüş yardımcısına kadar barındırıyordu. Ön cam ısıtma ve koltuk-direksiyon ısıtma dışında (ki ne kadar ihtiyaç duyulur, tartışılır) ben bir eksiğini görmedim.

+ olarak;

+ Altı yerden yüksekti (SUV havası var yandan bakınca- 18,5 cm yerden yükseklik)

+ 510 LT geniş bagaj

+ Arkada (her ne kadar B segment platformu kullansa da) yeterli diz mesafesi ve yaşam alanı

+ EAT8 gibi (bence) muhteşem bir tam otomatik şanzıman

+ Kablosuz şarj alanı

+ Geniş cam sunroof hatta buna açılır cam tavan bile diyebilirsiniz.

- olarak;

- 1.2 PT motorun yağ içinde çalışan kayışı, zamanla deforme olup, parçalanma ve motora zarar verme riski (Her ne kadar kullanılan malzeme değiştirildi ve sorun çözüldü denilse de)

- PSA grubu tüm araçlarda az-çok karşılaşma ihtimali olan elektrik-elektronik problemler

- PSA grubu tüm araçlarda az-çok karşılaşma ihtimali olan boya problemleri (Aldığım sıfır aracın ön yolcu kapısında olduğunu bile gördüm evde incelerken)

- 5" tetris ekranı gibi, uyduruk gösterge ekranı (Tüm işinizi görüyor mu? evet görüyor ama şık değil)

- Arka kısımda yetersiz baş mesafesi, 180 cm üstü boya sahip olanlar sıkıntı yaşayabilir.

Bugün olsa alır mıydım? Eğer seçeneklerim yine yukarıda saydığım araçlar olsaydı, (-) olarak yazdığım noktaların riskine yine girer yine alırdım ama başka araç seçeneklerim olsa o zaman iş değişirdi.

Eklemeden edemeyeceğim, o kadar araç baktım, Ssangyong Korando gibi heybetli, kaliteli, sağlam hissiyatı olan araç görmedim. Kliması otomatik olsa ve Led farları olsa o aracı alırdım. Ama dediğim gibi bomboştu, 2018 Egea aracımda olan bir çok şey yoktu.

Arkadaşlar merhaba. Geçenlerde c4x aracımda göstergede şu 2 arıza mesajıyla karşılaştım.

- Airbag(ler) veya ön gergili emniyet kemer(ler)i arızası

- Çarpma sonrası fren sistemi hatası

Servisten randevu aldım, bir hafta sonraya verdiler. Sonra internetten biraz araştırdım, c5 aircross sayfasında birileri, şoför koltuğunun altındaki soketler çıkmış olabilir, onu kurcalayın demişti. Denedim ve sorunum düzeldi. Aynı sorunu yaşayan biri olursa diye buraya bırakayım dedim bilgiyi.