Şimdi Ara

'Yolda otobüs gördüğünüzde ezilmemek için kaçarsınız. Demek ki otobüs var. Eğer beyninizde görüyorsa (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
81
Cevap
0
Favori
1.704
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Otobüs geliyor ve insana çarpmak üzere, o insan bir anda rüya görmeye başlıyor kendini başka bir yerde görüyor, mesela kırlarda görüyor ve bu esnada otobüs adama çarpıyor, adamın bedeni paramparça oluyor ve ölüyor.
    hani ne oldu? Adamın gördüğü rüya adamı kurtarabildi mi? demekki beyindeki kişiden kişiye değişen algıların ötesinde ortak bir maddesel gerçeklik var. Bazı insanlar zaman zaman bu gerçekliğin dışına çıkabilir ama gerçeklik hep oradadır değişmez


    materyalist felsefenin 20. yüzyıldaki en büyük savunucularından biri olan koyu Marksist George Politzer, maddenin varlığının "büyük delili" olarak "otobüs örneği"ni vermiştir.

    Politzer'e göre, maddenin bir algı olduğunu savunan düşünürler de otoyolda otobüs gördükleri zaman ezilmemek için kaçmaktadırlar ve bu maddenin nesnel varlığının ispatıdır

    arkadaşımız kaotikada aynı politzer gibi otobus örneğini vermiş...

    aynı mantık...yıllar geçmiş ama materyalist mantık değişmemiş...

    şimdş kaotikaya sorsam otobüs çarotığı anda kazazadenin yaşadıkları nerede gerçekleşmmiştir diye..
    beyninde gerçekleşti der..

    uyarıcı olmadan aynı etki kişinin zihninde oluşturulsa o zaman otobüs olmadığı halde kaza yaşanır...




  • quote:

    Algılar elbette beyinde oluşacak, bu metaryalizmi destekler çünkü beyin maddedir. Ne anlatmaya çalışıyorsunuz sadede gelin.


    saçmalamma kaotika

    sende çok iyi biliyorsun ki beyinde bir algıdır...

    duyuorganlarımız olmasa beynın varlığı ıspatlanamaz..

    ellerindeki sinir uçları çalışmayan biri eline alsa bile beyne dokunamaz..

    görmeyen biri göremez..
  • quote:

    Arma kusura bakma.İnan içlerinden en çok kendinden bir şeyler katanı ve yorum yapanı sensin.O nedenle cevabın beni tamin etmese de sana ayrı bir saygım var.


    ne kusuru efendim.
    neyse ekders ücretleri yatmış ben onu çekmeye gidiyorum..

    akşam sabaha kadar boşum..
    formda olursan devam ederiz tabi,istersaen
  • quote:

    Orjinalden alıntı: armagedon2001


    başlayalım ozaman..




    Top oynayan bir çocuğu izleyen bir insan, bu çocuğu aslında gözleriyle görmez. Gözler sadece ışığı gözün arka kısmına iletmekle sorumludurlar. Işık retinaya geldiğinde, retinada çocuğun ters ve iki boyutlu görüntüsü oluşur. Daha sonra bu görüntü, elektrik akımına dönüşerek beynin arkasındaki görme merkezine ulaşır ve çocuğun düz, üç boyutlu ve kusursuz görüntüsü burada görülür.

    buraya kadar olan teknik bilgiye itirazın var mı?


    Hala anlayamıyorsunuz değil mi @arma.Hala anlayamıyorsunuz.Bu senin gösterdiğin resim orta okulda öğretilen şeyler.Bunları kim bilmiyor ki?Ben ıspat istiyorum.Göze, retinaya falan düşen ışığı bırak şimdi.Sen orada o resimde ne görüyorsun?Bir kafatası ve ona doğru gelen bir ışık.Eeee?Ne var bunda?Hem maddenin sertlik hissettirip hissettirmemesi sizi niye bu kadar ilgilendiriyor bir de bunu anlamıyorum.Yaw biz bu şekilde yaratılmışız veya evirmleşmişiz ne fark eder ki?Bizim için dünya bu.Bunun ardında algılar, sinirler vs var deyip maddeyi çürütmeye çalışırsan ben de sana derim ki o halde senin o örnek resimde görmüş olduğun kafatasının kafatası olduğunu ne biliyorsun?O halde o kafatasına doğru bir ışığın geliyor olduğunu nereden biliyorsun?O resimde retina diye bir yerin olduğunu ne biliyorsun?Hem kafatası, göz, retina, ışık gibi kavramlar da algı değil mi?Bakın derin düşünemediğiniz yer burası işte.Siz maddenin sertliğine takmışsınız kafayı.Sabir bir fikirle hareket edip duruyorsunuz.Tamam madde sert görünebilir, kafa da kırabilir ve kan da akıtabilir ancak tüm bunların algısal olması bu gerçeği değiştirmez ki!!!Anlamadığınız bir nokta da bu işte.Lütfen biraz kafa yorun.Ortada yine kırılmış olduğu algılanan ve kırılmış olduğu algılanan bu kafadan kan aktığı algılanmaktadır.Algılanması demek bunun maddesel bir karşılığı yok demek değil ki?Bunu bilemezsin.Algısal olması gerçek olmadığı anlamına gelmez ki!Bunu da bilemezsin.Sizin tek kozunuz her şey algısal.Ne olmuş yani ben de onu diyorum işte.Algısal olması demek insanların dinlere hakaret etmesinin önüne mi geçecek?Algısal olması bir anda tüm dünya insanlarının işsizliğe, fakirliğe çözüm bulması anlamına mı geliyor?Algısal olması tüm insanların dine yönelmelerini mi sağlar?Bu bilimsel gerçeğin fakültelerde bile deyalı olarak anlatıldığını yazıyorsunuz.Peki tıp fakültesi öğrencileri bu forumda da varsa eğer onlara sesleniyorum.Sizler dindar mısınız?O ki böylesi algısal bir gerçeği fark ettiniz neden hala Allah'a ve onun kurallarına sıkı sıkıya bağlı değilsiniz?

    Arma bak aslında tüm bunları yazıyorum ki görebilesiniz diye bazı şeyleri.Her şeyin algısal olması gerçeğini burada bizlerle paylaşarak ne anlatmaya çalışıyorsunuz diye soru soruyorum.Hala adam akıllı bir tek cevap alamıyorum.İnsanları dine mi davet ediyorsunuz?Nasıl ey insanlar aslında her şey rüya, hayal, kopya, vehim ve yok diyerek mi?Bakın azıcık derin düşünün.Lütfen.Burada tıbbi bir bilgi ile gelip insanları dine davet etmek hatta bu tıbbi bilgi ile materyalizme savaş açmak sizleri muvakkaf kılacaksa Allah yolunuzu açık etsin derim.Ancak bu şekilde ezberci bir düşünce ile olmaz.Daha beynin lobları var.Sinir bölgeleri var.Beyindeki her yerde konuşmaya yönelik, yürümeye yönelik, koşmaya yönelik, düşünmeye yönelik özel bölgeler var.Beyin sadece et parçası değil.Çok fonksiyonel bir makinedir beyin.Herhangi bir bölgesi zarar görse felç olursun.O zaman da diyeceksin ki Allah sana felç olduğunu izlettirdi sen felç olmadın.Eeee?Bu bilgi çok subjektif bir kere.Siz bilim ile yola çıkıp araya subjektif yorumlar ekliyorsunuz.Oldu mu şimdi?Komik değil mi bu?Adam sana soracak peki bilimsel olarak ıspatla o zaman bana Allah'ın bana tüm bunları nasıl izlettirdiğini?Ne yapacaksın o zaman?Her şey algı deyip geçmekle olmuyor arkadaşım.Ben de o zaman derim ki sen ne biliyorsun uzaylı yaratıkların bir düşüncesi olmadığını.Belki de bir tür uzaylı ya da zuzaylı fark etmez güçlü bir yaratığın veya ne olduğu bilinmeyen bir gücün hayal gücünün bir parçasıyız?Ne bilebilirsin?Hem Allah'ı mı ıspat etmek derdiniz sizin?İyi yolunuz açık olsun.Kopyala ve yapıştıra devam o zaman tam gaz.Belki bir şeyler olur.

    Bu arada @BİLİNÇLİ DİZAYN saygı göster ki karşılığını alasın.Benim senden şikayetçi olmam en büyük hakkımdır.Bu forum kuralları bellidir.Propoganda yapmak yasaktır.Sen sen ve senin gibi birkaç arkadaş sürekli kopyalayıp yapıştırıyorsunuz.Bu forum kurallarına da aykırıdır.Aç forum kurallarını oku.Sürekli bilindik bir siteden kopyala yapıştır ile buradakilere hakaret ettiğinizi fark edemiyorsunuz bile.Ayrıca tartışmaya da gelemeyip karalama yolunu seçiyorsunuz.İnsani kuralarca belki haksızım ancak forum kurallarınca ben haklıyım ve bu nedenle şikayetçi olma hakkımı kulandım.Kullanacağım da.Kabul görür ya da görmez o ayrı.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: armagedon2001


    quote:

    Otobüs geliyor ve insana çarpmak üzere, o insan bir anda rüya görmeye başlıyor kendini başka bir yerde görüyor, mesela kırlarda görüyor ve bu esnada otobüs adama çarpıyor, adamın bedeni paramparça oluyor ve ölüyor.
    hani ne oldu? Adamın gördüğü rüya adamı kurtarabildi mi? demekki beyindeki kişiden kişiye değişen algıların ötesinde ortak bir maddesel gerçeklik var. Bazı insanlar zaman zaman bu gerçekliğin dışına çıkabilir ama gerçeklik hep oradadır değişmez


    materyalist felsefenin 20. yüzyıldaki en büyük savunucularından biri olan koyu Marksist George Politzer, maddenin varlığının "büyük delili" olarak "otobüs örneği"ni vermiştir.

    Politzer'e göre, maddenin bir algı olduğunu savunan düşünürler de otoyolda otobüs gördükleri zaman ezilmemek için kaçmaktadırlar ve bu maddenin nesnel varlığının ispatıdır

    arkadaşımız kaotikada aynı politzer gibi otobus örneğini vermiş...

    aynı mantık...yıllar geçmiş ama materyalist mantık değişmemiş...

    şimdş kaotikaya sorsam otobüs çarotığı anda kazazadenin yaşadıkları nerede gerçekleşmmiştir diye..
    beyninde gerçekleşti der..

    uyarıcı olmadan aynı etki kişinin zihninde oluşturulsa o zaman otobüs olmadığı halde kaza yaşanır...


    Ayrıca şunu da yazayım.O zaman neden otobüs gelirken insanlar kenara çekilirler?Doğru olan nedir peki?Kenara çekilmemeleri mi gerekiyor?Doğru olan nedir burada @arma izah et lüften!O zaman sen otobülerin içinden falan geçebiliyosun sanırım.Çünkü otobüs gelirken Neo'nuna aslında bir kaşık yok sözünü aklına getirip aslında bir otobüs yok deyip içinden mi geçip gidiyorsun?Bak tekrarlıyorum @arma.Algısal da olsa otobüs gelmektedir.Algısal da olsa otobüs seni ezecektir.Algısal da olsa otobüsün altında kalıp ölmene tüm yakınların üzülecektir.Her şey beyinde gerçekleşiyor diye biz insanlar gelen otobüslerin altında kalmayı mı tercih edelim yani?Doğru olan nedir o zaman?Her şey algısal diye 600 metrelik bir uçurumdan kendimi atabilir miyim?Yoksa Morpheus'un söylediği gibi beynimi özgür mü bırakmalıyım?Rüyada araba altında kalırsanız kemikleriniz kırılmaz.Ancak her ne kadar beyinde de olsa her ne kadar algısal da olsa uyanıkken araaba altında kalırsan kemiklerin kırılır.Gerisini siz bilirsiniz.Belki de uçabiliyorsunuz falan da siz ha! Bak Allah aşkına ne olur bana da öğretin @arma ne olur?Nasıl uçabiliyorsunuz?Ya da otobüsün içinden geöek keyifli mi?Anlatsana @arma




  • quote:

    Orjinalden alıntı: armagedon2001

    quote:

    Algılar elbette beyinde oluşacak, bu metaryalizmi destekler çünkü beyin maddedir. Ne anlatmaya çalışıyorsunuz sadede gelin.


    saçmalamma kaotika

    sende çok iyi biliyorsun ki beyinde bir algıdır...

    duyuorganlarımız olmasa beynın varlığı ıspatlanamaz..

    ellerindeki sinir uçları çalışmayan biri eline alsa bile beyne dokunamaz..

    görmeyen biri göremez..




    Arkadaşlar yorum sizin, ben şapka çıkarıyorum.




  • Arkadaşlar sürekli amacınız nedir diye sorular var... Amaç aslında çok basit...
    Verilen örneklerde yani kopyala/yapıştır dediğiniz tabirlerde ulaşılmak istenen sonuç bir yaratıcının varlığıdır... Nasıl mı?
    ŞÖYLE Kİ, EĞER HER ŞEY ALGILARDAN İBARETSE, BU ALGILAR SONUÇTA İNSAN RUHUNA VERİLEN SİNYALLERDEN OLUŞUYORSA BU DEMEKTİR Kİ BU SİNYALLERİN DAİMİ OLARAK SİZE İLETİLMESİ LAZIM Kİ SİZ DOKUNDUĞUNUZ BİR ŞEYİN MADDESEL VARLIĞINI ALGILAYIP KABUL EDEBİLESİNİZ...
    MİSALİ BİR TELEVİZYONUN GÖRÜNTÜYÜ ALGILAMASINA BENZETİRSEK BU GÖRÜNTÜNÜN OLUŞABİLMESİ İÇİN BU YAYINLARIN KESİNTİSİZ OLARAK VERİLMESİ GEREKİR... EĞER YAYIN KESİLİRSE -YANİ BİR ANLIK YAYIN VERMEKLE DAİMİ GÖRÜNTÜ OLUŞMAYACAĞINA GÖRE- GÖRÜNTÜ YOK OLUR... O HALDE YARATICI BİZİM MADDESEL GERÇEK DEDİĞİMİZ ALGILARI BİR ANLIK KESİNTİYE UĞRATACAK OLURSA HER ŞEYİN YOK OLACAĞI ANLAMINI ÇIKARTMAK DOĞRU OLAMAZ MI?
    İLERİDE YENİ BİR CİHAZ YAPILDIĞINI VE İNSANIN BEŞ DUYUSUNA BİRDEN HİTAP EDEBİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜRSEK BU CİHAZ BU ALGILARI DAİMİ SURETTE ÜRETMELİ Kİ KABUL EDİLEBİLİR BİR GERÇEKLİK OLSUN...O HALDE BU ALGILARIN BİR KAYNAĞI VAR VE BU KAYNAK DA İNANCIMIZA GÖRE YARATICIDAN BAŞKASI OLAMAZ...
    OLAYLARA ÖN YARGISIZ BAKMAK DA FAYDA VAR...
    ZİRA KALP KIRICI CÜMLELER SARF EDİLİYOR VE SARF EDENLER DE HEP AYNI KİŞİLER...
    GERÇİ ÖN YARGIYI KIRMAK ATOMU PARÇALAMAKTAN DAHA ZOR DENİLİYOR AMA EN AZINDAN KARŞINIZDAKİNİ ANLAMAYA ÇALIŞMANIZ SİZE BİR ŞEY KAYBETTİRMEZ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: DurduAslan


    ŞÖYLE Kİ, EĞER HER ŞEY ALGILARDAN İBARETSE, BU ALGILAR SONUÇTA İNSAN RUHUNA VERİLEN SİNYALLERDEN OLUŞUYORSA BU DEMEKTİR Kİ BU SİNYALLERİN DAİMİ OLARAK SİZE İLETİLMESİ LAZIM Kİ SİZ DOKUNDUĞUNUZ BİR ŞEYİN MADDESEL VARLIĞINI ALGILAYIP KABUL EDEBİLESİNİZ...



    Haklısın.Ön yargıları parçalamak o kadar zor ki!Tek suçu objektif olmaya çalışan insanlar bile karalanır oldu.Her şey gönlünüzce olsun.
  • biz de sizin beyninizin içinde birer hayal olduğumuza göre bize niye laf anlatmaya çalışıyosunu ki, yani ne farkeder. mesela armegeddon şimdi dışarı çık, tut çocuğun birini tartakla, nasıl olsa hepsi birer ilüzyon.

    sonra yaratıcı mı, benim beynim olmasa asla onun farkına varamam. o zaman o benim beynime muhtaç, o da bir iluzyon. salla gitsin.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: armagedon2001

    Ancak Allah, ölümden sonra insanı başka bir yaratılışla yaratacaktır.
    Biz ise bunun nasıl olacağını bilemeyiz.
    Ancak, şunu da unutmamak gerekir ki, cennet ve cehennemin birer algı olarak hissedilmesi, ne cennetten alınacak olan zevki ne de cehennemde yaşanacak olan azabı hafifletmeyecektir.
    Bir insan nasıl dünya hayatında, zihninde elinin yandığını tüm belirtileri ile hisseder, acıyı duyarsa, bu algının gerçekliği ahirette de devam edecektir.



    Nası yani? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
    Hem nasıl bir yaratılış olacağını bilemiyorsunuz hem de bu bilemediğiniz yeni yaşam şeklinin hissedeceği iyi ve kötü şeyleri sanki bir ara orada bulunmuş gibi gayet iyi bilebiliyorsunuz...Ben mi yanlış anladım acaba?




  • quote:

    mesela armegeddon şimdi dışarı çık, tut çocuğun birini tartakla, nasıl olsa hepsi birer ilüzyon
    .


    Madde, algı olsa da veya aslı zihnimizin dışında var olsa da, Allah'ın haram kıldıkları haram, helal kıldıkları ise helaldir.
    Örneğin, Allah domuz etini haram kılmıştır.
    "Domuz nasıl olsa beynimde gördüğüm bir görüntü" diyerek bu hayvanın etini yemenin, büyük bir samimiyetsizlik ve akılsızlık olacağı açıktır.

    Veya, "karşımdaki insanların hepsi aslında zihnimde oluşan görüntüler, bunlara yalan söylesem hiçbir şey olmaz" demek de, Allah'tan korkan ve bu gerçeği gereği gibi kavrayan bir insanın yapacağı birşey değildir.
    Bu, Allah'ın tüm sınırları, emir ve yasakları için geçerlidir.
    Örneğin, bu gerçek zekat vermeyi ortadan kaldırmaz.
    Verdiğimiz zekatın maddesinin, bu zekatı kendisine verdiğimiz insanların zihnimizdeki algılar olmaları farz olan bu ibadetin yerine getirilmesini engellemez.
    Allah, tüm dünyayı algılar bütünü olarak yaratmıştır, ancak bizleri bu algılar içinde Kuran'da bildirdiklerinden sorumlu tutmuştur.
    Allah, imtihan ortamını görüntü alemi içinde yaratmıştır.
    Bir insanın namaz kılması, helale harama dikkat etmesi için maddenin olması gerektiğini öne sürenlerin hiçbir gerekçeleri yoktur.
    Ayrıca, önemli olan ruhtur.
    Ahirette, cezalandırılan veya cennet nimetleri ile rızıklandırılan da ruhtur. Allah'ın imtihan ettiği varlık da insanın ruhudur.
    Dolayısıyla, maddenin beynimizdeki bir hayal olduğu gerçeği helal ve haramların uygulanmasını ve ibadetlerin yapılmasını kesinlikle engellemez.

    Bu noktada şunu da belirtmek gerekir ki, görüntüden sorumlu olmayacaklarını iddia edenler, cehenneme girdiklerinde de "biz bundan sorumlu olmayacağımızı söyledik, onun için buradayız" diye anlatacaklardır.
    Ama şunu da unutmamalıdırlar ki bu kişiler, dünya hayatı gibi, cehennemin de bir görüntü olduğunu anladıkları halde, sonsuza kadar cehennem azabını yaşayacaklardır.
    Allah, bu görüntü içinde inkarcılara azabı her yönüyle hissettirecektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi armagedon2001 -- 3 Aralık 2005, 19:45:14 >




  • quote:

    O zaman neden otobüs gelirken insanlar kenara çekilirler?Doğru olan nedir peki?Kenara çekilmemeleri mi gerekiyor?Doğru olan nedir burada @arma izah et lüften!


    doğru olan insanların tabiki kenara çekilmesidir..

    materyalistlerin "maddenin varlığını tokat yiyince anlarsın", "dizine bir tekme gelince, maddenin varlığından şüphen kalmaz", "köpek görünce kaçarsın ama", "otobüs çarpınca beyninde mi değil mi anlarsın",

    "madem algı o zaman otobana çıkıp arabalardan kaçmadan ortada dur" gibi itirazlarının hiçbir anlamı ve geçerliliği yoktur.

    Hızlı bir darbe, can acıtan köpeğin dişleri, şiddetli bir tokat, maddenin aslı ile muhatap olduğunuzun kanıtı değillerdir.
    Çünkü bahsedildiği gibi bunların aynısını rüyanızda da, maddi karşılıkları olmadığı halde yaşayabilirsiniz.
    Ayrıca, bir hissin şiddetli olması, o hissin beyinde oluştuğu gerçeğini de değiştirmemektedir. B

    u, bilimsel olarak ispatı olan çok açık bir gerçektir.

    Bazı insanların otobandan hızla geçen bir otobüsü veya bu otobüsün sebep olduğu bir kazayı, maddenin fiziksel varlığı ile muhatap olduklarının çarpıcı bir delili sanmalarının nedeni, görüntünün insanı aldatacak kadar gerçekçi görülmesi ve hissedilmesidir.
    Mekan görüntülerindeki, örneğin otobandaki derinlik ve perspektifin kusursuzluğu, mekanda görülen cisimlerin renk, şekil, gölge olarak mükemmelliği, ses, koku ve sertlik hislerinin çok net olması ve görüntünün içinde bir mantık bütünlüğü bulunması kimilerini yanıltabilmektedir.
    Ve bazı insanlar bu olaylar neticesinde bunların algı olduğunu unutabilmektedir. Ama zihinde meydana gelen algılar ne kadar eksiksiz ve mükemmel olursa olsun, bunların birer algı olduğu gerçeği değişmeyecektir.
    İnsan otobanda yürürken bir kaza yaşasa da, depremde yıkılan bir evin altında kalsa da, yangında alevler tarafından sarılsa da, merdivenlere takılıp düşse de tüm bu olayları zihninde yaşar ve asla gerçekleri ile muhatap olamaz.
    Bir insan otobandaki bir otobüsün önüne atladığında, zihnindeki otobüs, zihnindeki bedenine çarpar. O insanın bu kaza sonucunda hayatını yitirmesi, bedeninin parçalanması da bu gerçeği değiştirmez. Eğer insanın zihninde gördüğü bu olay ölüm ile sonuçlanırsa, Allah o insana gösterdiği görüntüyü bir perdenin kaldırılması gibi kaldırır ve o kişiye başka bir görüntü, ahirete ait görüntüleri gösterir. Bu gerçeği şimdi samimiyetle düşünüp anlamayanlar, ölümleriyle birlikte hemen anlayacaklardır.

    topiçin başında berk zaten açıklamış



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi armagedon2001 -- 3 Aralık 2005, 19:56:50 >




  • quote:

    Bir insan otobandaki bir otobüsün önüne atladığında, zihnindeki otobüs, zihnindeki bedenine çarpar. O insanın bu kaza sonucunda hayatını yitirmesi, bedeninin parçalanması da bu gerçeği değiştirmez. Eğer insanın zihninde gördüğü bu olay ölüm ile sonuçlanırsa, Allah o insana gösterdiği görüntüyü bir perdenin kaldırılması gibi kaldırır ve o kişiye başka bir görüntü, ahirete ait görüntüleri gösterir. Bu gerçeği şimdi samimiyetle düşünüp anlamayanlar, ölümleriyle birlikte hemen anlayacaklardır.


    Şimdi her türlü önyargımı ve inancımı bir kenara bırakıyorum ve bakıyorum. Evet bu bahsettiğin doğru olabilir. Aslında yaşadıklarımız planlanmış bir rüya olabilir. Matrix filmindeki gibi asıl varlığımız farklı bir yerde, bu yaşadıklarımız ise sadece algı...Doğru olabilir. Kimse bunun olmayacağını kanıtlayamaz. Çünkü eğer doğruysa sunacağınız kanıt da rüyanın içinde kaybolup gidecektir... Bu kadar tepkiye gerek yok bence....

    Yanlız bunun doğru olduğuna dair bir delil göremiyorum yazılarında...Örneklerin bunu kanıtlamıyor. Beynimizde algıların oluşması materyalizmi de doğrulamaz senin bu düşünceni de...Her şey madde olabilir. Beyin de bu maddeleri algılayan bir maddedir belki de...Rüya görmemiz de şu an rüyada olduğumuza bir delil olmamaz...Kısacası bu sorunun yanıtını sadece gerçekten ölmüş olan biri bilebilir(ya da yok olur gider kimse bilemez)

    Yine (evrim konularında olduğu gibi) görüyorum ki ; anlatılmak istenen doğru olabilir fakat anlatma yöntemi yanlış....




  • Bak @arma @berk'in konuyu başlatan ilk cümlesine bak:

    "Yolda otobüs gördüğünüzde ezilmemek için kaçarsınız. Demek ki otobüs var. Eğer beyninizde görüyorsanız neden kaçıyorsunuz?"

    Ben de diyorum ki bu başlıktan ne anladık?

    Sen diyorsun ki :

    "İnsan otobanda yürürken bir kaza yaşasa da, depremde yıkılan bir evin altında kalsa da, yangında alevler tarafından sarılsa da, merdivenlere takılıp düşse de tüm bu olayları zihninde yaşar ve asla gerçekleri ile muhatap olamaz."

    Ben de diyorum ki asla "gerçekleri ile muhatap olamaz" diyerek siz gerçeklerin ne olduğunu gördünüzü mü ifade etmeye çalışıyorsunuz.Şimdi Allah kopya, hayal, vehim bir dünya yaratıyor ve bunu tek bilen sizlersiniz öyle mi?Çünkü siz Allah'ın yarattığı kopya olmayan, hayal olmayan, vehim olmayan dünyayı da gördünüz.Görmüş olmalısınız ki bu kadar kesin ve net bir şekilde insanlar asla gerçekleri ile muhatap olamazlar diyorsun.

    Bunun gibi onlarca çelişki ve mantık hatası yakalayabilirim.Hatta bunlardan onlarcasını da daha önceki yazılarımda belirttim.Ancak bazı şeyler asla değişmiyor.Artık ortamı germeye gerek yok.Her birinize karşı kırıcı davrandıysam hepinizden özür dilerim..Kendinizi nasıl iyi hissediyorsanız öyle davranın arkadaşım.Yolunuz açık olsun.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: neverlate



    Şimdi her türlü önyargımı ve inancımı bir kenara bırakıyorum ve bakıyorum. Evet bu bahsettiğin doğru olabilir. Aslında yaşadıklarımız planlanmış bir rüya olabilir. Matrix filmindeki gibi asıl varlığımız farklı bir yerde, bu yaşadıklarımız ise sadece algı...Doğru olabilir. Kimse bunun olmayacağını kanıtlayamaz. Çünkü eğer doğruysa sunacağınız kanıt da rüyanın içinde kaybolup gidecektir... Bu kadar tepkiye gerek yok bence....



    Senin bu cümlelerinin kesinlikle ön yargılardan veya inançtan uzak olduğuna inanıyor musun?Ayrıca tepkiden kastın nedir?Eğer tepki ise ki bu forumda tepkiyi en çok gösteren insan benim yukarıda neye tepki gösterdiğimi de yazdım zaten.Okumuş olanlar görürler.Ayrıca ben de her türlü ön yargımı ve inancımı bir kenara bırakıyorum ve bu uzayın bir kamplumbağanın sırtında olduğunu düşünüyorum.Hatta öküzü göremeyenler var ise bu insanların gafletidir.İnsanlar ölümleri ile birlikte bu kamplumbağanın aslını görecekler ve kendilerine gelip eyvah diyecekler.




  • B. Russel ve L. Wittgeinstein gibi ünlü filozofların düşünceleri şöyledir:

    örneğin bir limonun gerçekten var olup olmadığı ve nasıl bir süreçle varlaştığı sorulamaz ve incelenemez. Limon, sadece dille anlaşılan tat, burunla duyulan koku, gözle görülen renk ve biçimden ibarettir ve yalnız bu nitelikleri bilimsel bir araştırmanın ve yargının konusu olabilir. Bilim, nesnel dünyayı asla bilemez.

    Frederick Vester bilimin bu konuda ulaştığı son noktayı şöyle ifade ediyor:

    Bazı düşünürlerin, 'insan bir hayaldir, aslında bütün yaşananlar geçici ve aldatıcıdır, bu evren bir gölgedir' şeklindeki sözleri günümüzde bilimsel olarak kanıtlanıyor gibidir.

    Ünlü filozof George Berkeley'in, bu şaşırtıcı gerçek ile ilgili açıklaması ise şöyledir:

    Kendilerini gördüğümüz ve dokunduğumuz, bize algılarımızı verdikleri için nesnelerin varlığına inanırız.
    Oysa algılarımız sadece zihnimizde var olan fikirlerdir.
    Şu halde algılar aracılığıyla ulaştığımız nesneler fikirlerden başka bir şey değildirler ve bu fikirler, zihnimizden başka yerde bulunmazlar zorunlu olarak…
    Bütün bunlar madem ki sadece zihinde var olan şeylerdir, öyleyse evreni ve şeyleri zihnin dışında varlıklar olarak hayal ettiğimizde, yanılmaların içine düşmüş oluyoruz demektir…

    Öyleyse bizi çevreleyen şeylerin hiçbirinin bizim zihnimizin dışında bir varlığı yoktur.



    Lincoln Barnett şöyle demektedir:

    Hiç kimse kendisinin kırmızıyı ya da do notasını duyuşunun başka bir insanınki ile aynı olup olmadığını bilemezÜnlü bilim felsefecisi Bertrand Russell bu konuda şunları söyler:

    …Parmaklarımızla masaya bastığımız zamanki dokunma duyusuna gelince, bu parmak uçlarındaki elektron ve protonlar üzerinde bir elektrik etkisidir. Modern fiziğe göre, masadaki elektron ve protonların yakınlığından oluşmuştur. Eğer parmak uçlarımızdaki aynı etki, bir başka yolla ortaya çıkmış olsaydı, hiç masa olmamasına rağmen aynı şeyi hissedecektik

    George Berkeley İnsan Bilgisinin İlkeleri Üzerine İnceleme adlı yapıtında şunları söyler:

    "…Görme yoluyla ışık ve renk, onların çeşitli dereceleri ve farklılıkları düşüncesine sahip oluyorum; Dokunma ile yumuşağı ve serti, sıcağı ve soğuğu, hareketi ve direnci algılıyorum…. Koku alma bana kokuları; tat alma tatları, işitme ise sesleri öğretiyor… Bu duyumlardan bazıları bir arada gözlemlendikleri için, onlara ortak bir ad verilir ve onlar bir şey sayılırlar. Böylece örneğin belli bir düzenleniş içerisinde, bir renk, bir tat, bir koku, bir biçim ve bir sertlik birlikte gözlemlendiğinde elma sözcüğüyle belirlenen ayrı bir şey olarak tanınır; öteki düşünce dermeleri, taş, ağaç, kitap ve öteki duyumlanabilir şeyleri meydana getirirler
    demekki dış dünyanın bir algılar bütünü olduğunu sadece bizler ifade etmiyormuşuz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi armagedon2001 -- 3 Aralık 2005, 23:19:14 >




  • quote:

    ARMAGEDDON VE BİLİNÇLİ DİZAYN, İKİNİZE DE BURDAN Bİ UÇARIM GÖRÜRSÜNÜZ.





    ben hazırım gel hadi...






  • Orjinalden alıntı: kaotika

    ................................



    quote]Orjinalden alıntı: kaotika

    neye hazırsın ben anlamadım.


    ne bilim üzerime uçacaksın ya o bakımdan...

    kafam fena bozuk zaten..

    bu arada bi hafta kareteye gitmiştim haberin ola.

    .(gerçi hoca çok hırpalamıştı da devam etmemiştim ya gene de bi kaç savunma tekniği aklımda kaldı)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi armagedon2001 -- 4 Aralık 2005, 0:08:21 >
  • Orjinalden alıntı: armagedon2001


    Orjinalden alıntı: kaotika

    ARMAGEDDON SENİ BİR DÖVERİM GÖRÜRSÜN



    quote]Orjinalden alıntı: kaotika

    neye hazırsın ben anlamadım.


    ne bilim üzerime uçacaksın ya o bakımdan...

    kafam fena bozuk zaten..

    bu arada bi hafta kareteye gitmiştim haberin ola.

    .(gerçi hoca çok hırpalamıştı da devam etmemiştim ya gene de bi kaç savunma tekniği aklımda kaldı)



    Allah allah, ben birşey yazmadım, benim böyle şeyler yazabileceğimi nasıl aklından geçirdin, ben o kadar seviyesiz miyim. monitörde bu yazıları gördüğünü zannettin oysa hiç düşünmedin mi herşey senin beyninde oluşan bir yanılsama değil mi? neden böyle birşey olabileceğine inanıyorsun, aşkolsun, kalbimi kırıyorsun.




  • quote:

    Allah allah, ben birşey yazmadım, benim böyle şeyler yazabileceğimi nasıl aklından geçirdin, ben o kadar seviyesiz miyim. monitörde bu yazıları gördüğünü zannettin oysa hiç düşünmedin mi herşey senin beyninde oluşan bir yanılsama değil mi? neden böyle birşey olabileceğine inanıyorsun, aşkolsun, kalbimi kırıyorsun


    eeeeeeeeeeeeee...

    yanılsamalarda algılayana göre gerçektir..
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.