Şimdi Ara

YUNUS EMRE'NİN RUHU KONUSUYOR ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
23
Cevap
0
Favori
3.306
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Dün gece Murat Bardakçının sunduğu Tarihin Arka Odası adlı programda çok enteresan anlara tanıklık edildi.
    Ruh ve metafizik konusu üzerine uzman sayılan "Erol sayan " 1965 yılında medyumların trans alemine geçerek yunus emre hazretleriyle iletişime geçtiğini yunus emrenin o medyum aracılığıyla o topluluktaki insanlara dini irşat verdiği anların ses kaydını programda izleyicilere dinlettiler.

    İzleyen var mı bu konudaki düşünceleriniz nelerdir ?

    http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=BIuwp2kqf5Q

    http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=BTIonZrF_AM

    http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=Wr15LDEc_Ls







  • Bende izledim
    Ama merak ettim,belki de açıklamak istemediler
    Celsede neden asıl sorulması gerekenleri sormadılar ?
  • "herşey aklidir, kainatta akla mugayir hiçbir şey yoktur"

    demiş yunus emre, yani transa geçen medyumumuz.

    buradan hareketle diyorum ki; yunus emre sevgisi ve bilgisi çok yüksek olan, o dönemde trt'de radyo tiyatrosunda seslendirme yapabilecek kadar yetenekli bir arkadaşımızın güzel bir gösterisiyle karşı karşıyayız.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Timurlénk

    ...diyorum ki; yunus emre sevgisi ve bilgisi çok yüksek olan, o dönemde trt'de radyo tiyatrosunda seslendirme yapabilecek kadar yetenekli bir arkadaşımızın güzel bir gösterisiyle karşı karşıyayız.

    Tahmin mi,bilgi mi
    Zira medyum avukat ve
    Erol Sayan'ın ifadelerine güvenecek olursak oldukça az inançlı biri
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    quote:

    Orijinalden alıntı: Timurlénk

    ...diyorum ki; yunus emre sevgisi ve bilgisi çok yüksek olan, o dönemde trt'de radyo tiyatrosunda seslendirme yapabilecek kadar yetenekli bir arkadaşımızın güzel bir gösterisiyle karşı karşıyayız.

    Tahmin mi,bilgi mi
    Zira medyum avukat ve
    Erol Sayan'ın ifadelerine güvenecek olursak oldukça az inançlı biri

    dini anlamda inancı kastediyorsanız gözlemlediğim kadarıyla bu medyum hikayelerine, dinlere ve hatta geleneksel anlamdaki tanrı kavramına inancı zayıf olan insanlar prim veriyor. örneğin mevlana'yı ya da yunus emre'yi başucu yapan bazı new age tarikatlarının geleneksel inançlarla araları pek iyi değil.




  • Tahmin,anladım
    Yorum da diyebiliriz
  • İlginç ve merak uyandıracak bir programdı.Ama bana ınandırıcı gelmedi.Bir tarafta Musikiye yıllardır hizmet eden Erol Sayanın böyle birşey acıklamasıda ilginç !
    Programda medyumun kendı sesi değil gibi birşey denildi.Yunus Emrenın ruhu çağrıldıgına göre o zaman Yunus Emrenın sesi olması gerekmıyor mu.Diyelim ki Yunus Emrenin sesi..Ses tonu orta yaş üzerinde bir ınsanın ses tonu gibiydi.Ama esas ilginç olan günümüz Yunus Emrenin ruhu denılen ses kaydındaki sesin günümüz Türkçesindeki gibi konusulmasıda tuhaftı.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Okan hoca yeni fatih terimdir
    5 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • dedikleri doğru Mevlana ile aynı zamanda yaşamadığı da gerisi teferruat.
  • Bahsedilen programı neredeyse baştan sona kadar seyrettim. Hemen her hafta olduğu gibi. Açıkçası üzerinde bir hayli konuşulabilecek bir programdı. Erol Bey'in yaptığı açıklamaların büyük bir bölümü ki bu Yunus Emre'nin ruhunun konuşması da dahil olmak üzere, İslam dinine muhalif herhangi bir durum içerisinde değil.

    Konu içerisinde Timur arkadaşımızın bu durumlara inanmanın, iman zayıflığından kaynaklandığını söylemiş. bu durum iman zayıflığı değil ya cehaletten dolayı direkt olarak körü körüne inanmak olur ki bu durum İslam'ın hoş karşılamadığı bir durumdur veya ilim sahibi olan birisinin araştırmaları neticesinde olabileceğine inanmaktır ki doğrusu da budur.

    İbni Arabi'nin yaptığı bazı çalışmalar yine dönemin alimlerinden İbni Temiye tarafından çok ciddi bir şekilde eleştirilmiştir. İbni Temiye'ye göre bazı şeyler Kuran'da da bahsedildiği üzere çok fazla bilgi sahibi olunabilecek şeyler değildir. İbni Temiye başta ruh ve buna benzer konuların araştırılması ve elde edilen verilerin paylaşılmasının insanlara zarar vereceğini düşünmekteydi.

    Programa gelince, şahsen doğrudur veya yalandır demek çok zor. Zira, Şehitler hakkında söylenen onlar ölü değillerdir, ancak siz fark edemezsiniz ayetinden yola çıkarak Yunus Emre'nin ruhunun olduğunu söyleyebiliriz. Tezahürün bu şekilde olması da ilahi adaletin farklı dönemlerde farklı şekilde meydana gelmesinden yola çıkarak ses veya kelimelerin bu şekilde seçilmesi de gayet normal karşılanabilir.

    Ancak bu Erol Bey'in bir şarlatan olmadığının da kanıtı değildir.

    İslam inancında, yaşantısı ile örnek oluşturmuş, dine muhalif yaşamayan insanların sözüne itibar edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Gerçi bu yaşam şekli özellikle yakın geçmişten itibaren sadece dış görünüş yani giyim ve sakal gibi konulara indirgenmişse de aslen dikkat çekilen nokta, yatağa nasıl yattığından, kalktığından tutun yolda nasıl yürüdüğüne kadar hayatın her noktasını incelenmesi gereken konuları kapsar.

    Dolayısı ile burada asıl kanı ve intiba sahibi Erol Bey'i çok yakın tanıyan kişilerin olabileceği gerçeğini unutmamak gerekiyor. Zira kendisi babası ile alakalı bir konudan bahsederken, kendisine bir durumu ispat ettiğini ancak hemen arkasından kendisine "şarlatan" dediğini de programda bahsetmişti.

    Bu durumda bana şahsi olarak sadece bende merak uyandıran bir konu olduğu için programı seyretmek kaldı. Bir intiba sahibi olmak, doğrudur, vardır, yalandır, yoktur demek ve bir fikir sahibi olmak için programı seyretmedim. Eğer siz bir televizyon programından bu tip bir şeyi seyredip hemen bir fikre sahip oluyorsanız düşünmeniz gereken o kadar çok konu olduğunu hatırlatmak isterim.

    Yine konu içerisinde Mevlana ve Yunus Emre gibi kişileri refere edip "ılımlı" veya "daha hafif" bir İslam inancına sahip olan tarikatlar dan bahsedilmiş. Burada yapılan hata, İslam inancına sahip olan kişilerin yaşam tarzı için örnek aldıkları kişilerin de kendileri gibi yaşadıklarını anlatmaları demek, o kişilerin de öyle yaşadıkları anlamına gelmez.

    Yunus Emre ve Mevlana'nın bugün öğretilerine baktığınızda, ortaya çıkan manzara daha ziyade pananteist bir görüntü ortaya çıkıyor. Halbuki, her iki zatında, A.S.V hakkında düzdüğü methiyelere baktığımızda durumun çok farklı olduğu gözükmekte.

    Yine bazı İslam dini mensuplarının, aslında vahiyin tebliğ edileceği kişinin H.z. Ali olduğu, Cebrail A.S. Allah'ın emrine muhalefet ettiği ve vahiyi H.z. Muhammed'e götürdüğü de söylenmekte. Bir kısmı da Cebrail'in Ali'nin yaşının küçük olmasından dolayı vahiyleri bilerek Muhammed A.S.V. değil, yanlışlıkla H.z. Muhammed'e götürdüğünü iddia edenler var.

    Dahası, H.z. İsa'nın Hristiyan mezheplerinden bazıları için Allah'ın oğlu olduğu iddiasına karşılık, İslama mensup bir kısım insanlarında asıl H.z. Muhammed'in Allah'ın oğlu olduğunu söyleyenlerde bulunmakta.

    Bunların hiç birisi, bahsi geçen insanların o şekilde olduklarının ispatı değildir. Herkes istediğine inanmakta serbesttir. Ancak inandığı ve yaşadığı şekillerden hesap olunacağı da söylemek benim inancım gereğidir.




  • Doğru olduğunu pek zannetmiyorum
  • Ben eskiden olsa inanmazdım.Şimdi de tam manasıyla inandığımı söyleyemem fakat ruh çağıran 3 harfli çağıran tanıdıklarım var ve başlarına gelenleri gördükçe tereddüte düşmüyor da değilim.

    Ses bu arada Yunus Emre'nin değil sanırım.Adamın kendi sesi onu Yunus Emre'nin ruhu yönlendiriyor.Söylenene göre.

    Birde merak ettiğim şey şu.Yunus Emre 1321 e kadar yaşamış.

    Bu adam o zaman Türkçe'yi nereden biliyor ? yani o zaman bildiği dil ile konuşması gerekmez miydi ?

    Ayrıca koskoca Yunus Emre olsanız Allah'a inanıp inanmadığı belli olmayan Avukatın bedeninde mi gelirsiniz ?

    Bunlar da kafamı karıştırmıyor değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Charlotte McKinney -- 26 Kasım 2012; 10:18:06 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: f_the_answer

    Ben eskiden olsa inanmazdım.Şimdi de tam manasıyla inandığımı söyleyemem fakat ruh çağıran 3 harfli çağıran tanıdıklarım var ve başlarına gelenleri gördükçe tereddüte düşmüyor da değilim.

    Ses bu arada Yunus Emre'nin değil sanırım.Adamın kendi sesi onu Yunus Emre'nin ruhu yönlendiriyor.Söylenene göre.

    Birde merak ettiğim şey şu.Yunus Emre 1321 e kadar yaşamış.

    Bu adam o zaman Türkçe'yi nereden biliyor ? yani o zaman bildiği dil ile konuşması gerekmez miydi ?

    Ayrıca koskoca Yunus Emre olsanız Allah'a inanıp inanmadığı belli olmayan Avukatın bedeninde mi gelirsiniz ?

    Bunlar da kafamı karıştırmıyor değil.

    Ruh ile ilgili yapılan bir takım deneyler vardı bir ara incelediğim. Bir kısmından Erol Bey ve Murat Bey'de bahsetti o akşam.

    Sesin adamın kendi sesi olduğunu yani Yunus Emre'ye ait olmadığını ve yine kullandığı kelimelerin de ( konuşma üslubu olarak ) yine bedenine girilen kişiye ait olduğunu zaten kendileri de açıkladılar.

    Allah rahman ve rahimdir. Yani inanan veya inanmayan herkesin Rabbi'dir. O yüzden inanan veya inanamayan kişileri bu şekilde sınıflandıracak değil Rabbim. Zaten inanmayan veya farklı şekilde inanan bir çok insanın Youtube gibi yerlerde anlattıkları hikayelerindeki temel ortak nokta başlarına gelen bir takım olaylardan bahsederler.

    Biraz doğa üstü sayılabilecek yani keramet ( Mucize değil aslında ) diyebileceğimiz türden meydana gelen olayların inanmayanların başına da gelebildiğini ortaya koyarsak, Avukatın bedeninin kullanılması çok absürt bir nokta olmaz.

    Sonuçta, Allah inancına göre tüm her şey ona ait değil midir?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: X Files

    quote:

    Orijinalden alıntı: f_the_answer

    Ben eskiden olsa inanmazdım.Şimdi de tam manasıyla inandığımı söyleyemem fakat ruh çağıran 3 harfli çağıran tanıdıklarım var ve başlarına gelenleri gördükçe tereddüte düşmüyor da değilim.

    Ses bu arada Yunus Emre'nin değil sanırım.Adamın kendi sesi onu Yunus Emre'nin ruhu yönlendiriyor.Söylenene göre.

    Birde merak ettiğim şey şu.Yunus Emre 1321 e kadar yaşamış.

    Bu adam o zaman Türkçe'yi nereden biliyor ? yani o zaman bildiği dil ile konuşması gerekmez miydi ?

    Ayrıca koskoca Yunus Emre olsanız Allah'a inanıp inanmadığı belli olmayan Avukatın bedeninde mi gelirsiniz ?

    Bunlar da kafamı karıştırmıyor değil.

    Ruh ile ilgili yapılan bir takım deneyler vardı bir ara incelediğim. Bir kısmından Erol Bey ve Murat Bey'de bahsetti o akşam.

    Sesin adamın kendi sesi olduğunu yani Yunus Emre'ye ait olmadığını ve yine kullandığı kelimelerin de ( konuşma üslubu olarak ) yine bedenine girilen kişiye ait olduğunu zaten kendileri de açıkladılar.

    Allah rahman ve rahimdir. Yani inanan veya inanmayan herkesin Rabbi'dir. O yüzden inanan veya inanamayan kişileri bu şekilde sınıflandıracak değil Rabbim. Zaten inanmayan veya farklı şekilde inanan bir çok insanın Youtube gibi yerlerde anlattıkları hikayelerindeki temel ortak nokta başlarına gelen bir takım olaylardan bahsederler.

    Biraz doğa üstü sayılabilecek yani keramet ( Mucize değil aslında ) diyebileceğimiz türden meydana gelen olayların inanmayanların başına da gelebildiğini ortaya koyarsak, Avukatın bedeninin kullanılması çok absürt bir nokta olmaz.

    Sonuçta, Allah inancına göre tüm her şey ona ait değil midir?

    Tamam ben dediklerinize katılıyorum fakat neden şimdi taa 1965 yılının kayıtları ortaya çıkıyor ?

    Ve düşünsene Yunus Emre olduğunu tekrar geleceksin sıradan bir yerde mi gelirsin yoksa daha ses getireceğin yerde mi ?

    Ben olsam daha çok sesimi duyuracağım yerde olurdum.

    Mesela böyle şeyler neden Obama Tayyip Tarkan Cem Yılmaz gibilere olmuyor da sıradan insanlara oluyor ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: f_the_answer

    Tamam ben dediklerinize katılıyorum fakat neden şimdi taa 1965 yılının kayıtları ortaya çıkıyor ?

    Ve düşünsene Yunus Emre olduğunu tekrar geleceksin sıradan bir yerde mi gelirsin yoksa daha ses getireceğin yerde mi ?

    Ben olsam daha çok sesimi duyuracağım yerde olurdum.

    Mesela böyle şeyler neden Obama Tayyip Tarkan Cem Yılmaz gibilere olmuyor da sıradan insanlara oluyor ?

    Sıradan insan tanımlamasını neye göre yaparsak sıradan olur?

    Bizim için değeri olmayan bir başka kişi için değeri olabileceği gibi, bizim için çok değerli olan birisi de bir başkası için hiç değeri olmayabilir. Birde olayı Yaratıcı boyutundan bakarsak, yarattıkları arasında neye ne kadar değer verdiğini bilemeyiz.

    Örneğin, Alemlere rahmet olarak gönderdiğini söylediği Peygamber Efendimiz de birçok sıkıntılara maruz kalmıştır ki, eğer Rabbim dediği kadar değer vermiş olsaydı Peygamber o kadar sıkıntı çeker miydi diye düşünmek lazım. Ancak verdiği değeri böyle ölçmeye kalkarsak hata ederiz.

    Bugün neden açıklandı diye sorarsan, 8 senedir TV ye çıkması için ısrar edilen kişiler olduğunu duydum. Hatta kendi ağızları ile bunları ikrar ettiler. Kaldı ki bu bizim için olağan üstü bir durum gibi gözüküyor ancak çokta abartılacak veya büyütülecek bir konu değil bence. Çünkü bir insanlar bazı konulara ne kadar uzak kalmışlarsa o kadar ürpertici gelebilir.

    Sizi bir hastahanenin yoğun bakım ünitesine götürseler, ölümle yaşam arasında kalmış, bir makine ile hayata tutunmaya çabalayan, belkide çabasından da bir haber olan insanların arasında bir gece geçirseniz ne düşünürsünüz. Oysa orada nöbet tutan görevlilerin doğal hallerini gördükçe sizi daha çok sinir basacaktır. Sakız çiğneyen, müzik dinleyen insanlar gördüğünüzde oradakileri ciddiyetsiz olarak bile tanımlayabiliriz.

    Halbuki, bu durum onlar için gayet sıradan bir durumdur.

    Bazı şeyler de hayatta böyledir. Yaşadığın bazı şeyleri anlatsan, sana deli diyebilirler. Akıl hastası derler. Yalancı derler. Derler de derler... İnsanlar da bunlardan korktukları için yani tepkilerden çekindikleri için kendilerine kısıtlı ayrı bir dünya kurarlar. Orada kendileri yaşar ama diğer insanlarla bir araya geldiğinde farklı bir dünyayı yaşar.

    Çünkü insanların "olabilir" demek yerine "olmaz" "saçma" gibi çeşitli ifade ettikleri kelimelerle bir çok şeyi kestirip attıklarını da görebilirsin. Şahsen bugün önüme bir uzaylı çıksa ve ben uzaylıyım dese, beni alıp başka galaksilere götürüp tekrar geri getirse bile kalkıp bunu insanlara anlatmam. Çünkü alacağım tepkilerden korkarım.

    Hatta bu forumda, kitaplarda ve resmi tarihimizde olup bitmiş bazı olayları bile anlatmaya çekinirim. Çünkü o kadar çok ön yargı var ki, seni linç ederler. Örneğin senin durumun biraz daha farklı. sorular soruyorsun. ancak bu yazdıklarımı okuyup "saçmalamış" diyen o kadar çok insan var ki. Onlar benim, onların bana içlerinden veya sesli olarak saçmaladığımı hatta daha ileri ifadeler kullandıklarını bildiğimi de bilmezler mesela. : )



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi X Files -- 26 Kasım 2012; 12:21:10 >




  • Seslendirmeye gel bnde elektronik bir ses bekliyordum ...
  • Xfiles

    yazdıkların baştan aşağı saçma. Dinle felsefeyi karıştırmak peşindesin.
  • Yazdıklarımı tekrar okudum. Saçma bir kısım göremedim. Saçma bulduğunuz kısımları örneklerle ve delilleri ile açıklarsanız, yanlış ifade ettiğimiz bir yer olmuş olabilir düzeltiriz. Veya yanlış anladığınız bir nokta olmuş olabilir açıklarız.
  • Bir yakınımız öldürülmüştü ve medyum aracılığı ile katilini bulmuştuk medyum katilin neler yaptığını ince ayrıntısına kadar söylemişti hatta intikam almanın doğru bir şey olmadığını da öldürülen kişi söylemişti. İnanmayabilir çoğu kişi ama FBI bile çözemediği seri katil cinayetlerinde medyumlara başvuruyorlar. Hangi çağda yaşıyoruz yahu bunlar bilinmeyen şeylermi.
  • Bunların hepsi yalan dolan safsata yıl olacak 2013 hala böyle şeylere nasıl inanıyor insanlar
  • Medyumların gerek bizdeki gewrek yurt dışındakilerin
    Ortak bir özelliği var
    Kamera sevmiyorlar
    İşte burda da bitiyorlar
    Buna rağmen
    Bir şey var ama ne demeden de edemiyorum...
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.