YouTube'da ülke ayarı değişmişti programdan ötürü. Ben de önceden çok mutlu birkaç senemi geçirdiğim Belçikayı seçeyim bakayım neler oluyormuş dedim.
Oranın dilini çok akıcı konuşuyordu YouTuber velet, yani akıcıdan kastım, kendi dili ama dehşet hızlı konuşuyor. Ve ben anlıyorum çoğu anlattığı şeyi. Böyle o dili konuşmayı falan özlemişim.
Etrafta park yeri yok diye muhabbet yapıyorlar videoda, İstanbul'da görseniz, oha heryer boş dersiniz. Şuan İstanbul'da nickimdeki işi yapıyorum. Hergün herşey için sıra beklemekten bıktım. Ulan en iyi yerlerden birisinde parasını verip hamburger yiyecem, kapıda sıra bekliyom soğukta. Bira içmeye gidicez, boş mekan bulamıyoz. İstanbul beni iyice daraltmaya başladı.
Sevdiğim kız beni seviyor mu bilmiyorum, belki sevgilisi bile olabilir. Benim için doğru tercih mi onu da bilmiyorum. Sanki bana uymayan bir yaşam yaşıyormuşum gibi geliyor. Sanki ben seyirci olmuşum da hayatım böyle bir yere "land" etmiş gibi. Hayatımda tonla hata yaptım. Bu konu da onlardan birisi olabilir belki, okuyanlara bağlı.
Bu yurtdışındayken tanıştığım arkadaşlarımdan birisini çok kral sanıyordum, yani hayatı güzel falan zannediyordum. Bayağı s*çmış hayatta. Bir tek "o" s*çmıyor herhalde, ismi lazım değil.
Özlemişim oraların mimarisini, dilini, kültürünü.
Şuan İstanbul'dan ayrılmama sebebim bazı özel sebepler, onun haricinde beni tutan yok. Ailem de destekliyor zaten Avrupa taraflarına gitmemi. Zaten İstanbul'dan da uçakla gidiyorum ailemin yanına, öyle olursa da uçakla gidicem falan. Pek birşey değişmicek yani +2 saat uçak yolculuğu haricinde.
Ne yapsam bilmiyorum ama kafam karışmış durumda.
Ama öte yandan benim oraya gidersem planlarım şöyle olur, önce güzel bir spor yaparım. Sonra hayatıma çeki düzen verir, sağlıklı yaşamaya başlarım. Ama sanki oraya gitsem de, kendimle birlikte gideceğim için ben ne kadar değişirim bilmiyorum. Sonuçta Belçika sokağında yürüsem de ben yine ben olacam falan.
Belki dilimi geliştirir, güzel işlere imza atarım, belki sarışın bir hatun bulurum.