Şimdi Ara

Bakmayan pişman olur.Mimar Sinan dehası ve Süleymaniye Camisinin gizli şifreleri!!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
147
Cevap
4
Favori
11.192
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Süleymaniye camisinin gizli şifreleri

    Mimar Sinan’ın, Leonardo da Vinci ile yarışacak dehasını anlatmak istedik sizlere... Büyük ustanın 'Benim kalfalık eserim' dediği Süleymaniye’nin şifrelerini bilmek ister misiniz?

    Akıllara durgunluk verecek gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?. Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi.

    Bu görev, tarihin en büyük ustası Mimarbaşı Sinan’a verildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni’nin canını sıkmıştı. Sinan’ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan’a.

    Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye’ye gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle ‘’ Bu ne iştir Mimarbaşı ‘’ diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan’ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu.

    Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu’nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi. Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni’de , Sinan’ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.

    Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı. Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi… Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.

    Süleymaniye’nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı. Tekrar altını çiziyorum, bunlar günümüzden 458 yıl öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı.

    Son bir şifre daha var..

    Hani oyuklar var dedim ya isin bir odada toplanmasını sağlayan , hava akımını içeri alan. Dışarıya çıkıp o iki oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz. Ayrıca Süleymaniye’nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve katlarının çıktığını görürsünüz.

    Bu düşüncelere durgunluk verecek sanat eseri karşısında insanın Da Vinci'nin şifresi de neymiş diyesi geliyor... Ne dersiniz?!!!


    Durun daha bitmedi emin olun okuduğunuza pişman olmayacaksınız.Mimar Sinandan 2-3 kesit var.

    Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o genislige oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematigin bilinen 4 ana isleminden farkli besinci. bir islem bularak cozdugu soylenir.

    Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda
    birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin
    urunudur.

    Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev
    kurede kullanmislar.

    Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki
    minarelere yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir.

    Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina
    Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir..


    *******************************************

    Bir gun Selimiye Camii'ne girenler,

    kubbenin altiinda bir Japon'un ayaklarini kibleye
    dogru uzatmis sirtustu yattigini gormusler

    Tabii hemenJapon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu
    sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore
    saygisizliktir.

    Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek
    uyarmislar.

    Ancak, Japon trans vaziyetteymis,

    gozlerini kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus:

    "Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe
    var olamaz.

    Hayal goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde
    durmasi
    fizik ve matematik kurallarina aykiri.

    Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey
    yok..."

    *********************************

    Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis.

    Bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi
    farkedilimis.

    Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar.

    Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa
    kafaya vermisler.

    Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle
    minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum
    olduguna karar vermisler.

    Minarelerin temellerini acinca, koymayi
    dusundukleri
    kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar.

    Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi
    dusunmus megerse....?

    *********************************************


    1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar
    ve
    jeofizikçilerden olusan bir Japon heyeti
    Turkiye'ye
    gelmis.

    Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin alarak
    ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.

    Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten
    sonra sira Sinan' in kalfalik eseri Suleymaniye
    Camisi'yle Sinan'in ogrencisi Mimar Davut

    Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmis.

    Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme
    yapmislar.

    Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus.

    Cunkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin
    gevsek
    bir zemin uzerine insa edildigini anlamislar.

    Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi
    olmamasina akil sir erdirememisler.

    Bunun uzerine Türkiye programinin gerisini
    tamamen
    iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.

    Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti
    sirasinda bu iki caminin sabitlenmedigini aksine
    yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildigi
    ortaya
    çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari
    ikiye katlanmis.

    Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem
    mekanizmasi uzerine oturtuldugunu ve her yone
    yaklasik 5 derece yatabildigini gormusler.

    Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye,

    Sinan'in ustalik eseri Selimiye Camisi'ne
    gitmisler.
    Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur
    olmuslar.



    Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak
    cozmüsler.

    Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini
    uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi
    sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler.

    Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda
    kullanildiklari cogu sistem,

    yuzyillar önce Sinan'in gelistirdigi
    mekanizmalarmis.


    Tac mahalin mimari mehmet efendi mimar sinanin
    ogrencisidir.

    Şimdi hepiniz diyeceksiniz açı ve sayı ile allah nasıl yazılır pek kestiremedim?

    eskilerin kullandığı ebcet hesabı denilen bir yöntem var. bir tür numeroloji... ebcet'te her harfin rakamsal bir değeri vardır. bir sözcüğü oluşturan harflerin değerleri toplanır ve sözcüğün rakamsal değerine ulaşılır.

    yanlış hatırlamıyorsam allah sözcüğünün ebcet hesabı ile çıkan değeri 66 olsa gerek.

    demek sinan selimiye'de 66 rakamını, artık açılarda mı kullandı, pencere veya sütün sayısına mı denk getirdi, ne yaptıysa böyle bir rivayet ortaya atılmış..

    doğrudur. eskiler bu tür hesaplamaya çok değer verir, bir sürü işlerinde kullanırlardı..

    Durun iki-üç tanede hikaye söyleyim öyle bitsin

    İstanbul´un Haliç yamaçlarının üzerinde ve üçüncü tepesinde yer alan muhteşem bir külliyedir Süleymaniye Camii. Boğaziçi girişinden bakıldığında, caminin sadece eşsiz silueti bile insanı büyülemeye yeter. Süleymaniye´nin yapım aşaması bütünüyle görkemli bir efsanedir. Bunlardan en ilginç olanını aktarıyoruz. Mimar Sinan, Süleymaniye Külliyesi´nin temelini attıktan sonra, bu temelin oturması ve sağlamlaşması için inşaatı durdurmuş ve bir yıl kadar beklemiş. İnşaatın ekonomik nedenlerden dolayı durduğu yolunda duyum alan ve Osmanlı ile her alanda yarış içinde olan Safevi şahı Tahmasb, fırsat bu fırsat diyerek Kanuni Sultan Süleyman´ı utandırmak istemiş ve padişaha inşaat tamamlansın diye bir sandık dolusu mücevher göndermiş. Ancak rivayet olunur ki, buna çok sinirlenen Sultan, mimarbaşı Sinan´a gereğinin yapılmasını buyurmuş ve büyük usta da bu eşsiz hazineyi, Safevi elçisinin gözü önünde, bir dibekte dövdürüp toz haline getirterek Süleymaniye´nin inşaat harcına katıvermiş...

    Sabahın ilk ışıklarıyla güneşin gökyüzünde parıldadığı bir gün Süleymaniye´ye dikkatli bakın, parıldadığını göreceksiniz!

    The_condor adlı arkadaştan alıntı


    quote:

    Orjinalden alıntı: the_condor

    bi tane de ben biliyorum Süleymaniye Camii'yle ilgili

    Cami tamamlandıktan sonra tüm devletler eser için hediyeler göndermişler..Avusturya-Macaristan hükümdarı da Mihraba koyulmak üzere çok güzel ve tam mhrabın ölçülerine uygun bir mermer göndermiş...Mimar Sinan çalışanlara yerleştirmelerini emretmiş ve mihrap tamamlanmış...

    daha sonra rüyasında günlerce caminin mihraptan başlayarak yıkıldığını görmüş...En sonunda taşı çıkarttırmş ve hafifçene kazıtmaya başlamış...O da ne güneş ışığı karşıdan taşa yansıdığı zaman mermer'e işlenmiş bir Haç işareti...Mimar Sinan taşı ne mi yapmış??

    Görmek isteyler akşam üzeri süleymaniye camisinin Vezneciler tarafındaki avlu girişine (Nargilecilerin vs. olduğu taraf) güneşi karşılarına alarak baksınlar...Kapıda gerçekten güzel durmuş taş (Siyah bir taş bu,üzerinde daha koyu bi siyahla haç işaretini görebilirsiniz)


    Kaynak: Eski Süleymaniye Kütüphanesi Müdürlerinden Nevzat ER....



    Bunu biliyor muydunuz?

    Süleymaniye Külliyesinin muhasebe defteri Topkapı Sarayında korunuyor. 164 bölüm bünyesinde, 3.000´e yakın sayfadan oluşan bir muhasebe kaydı. Büyük bir iş gücüyle, dönemin tüm ekonomik ve teknik olanakları kullanılarak inşa edilen bu muhteşem külliyenin, yalnızca yedi yıl gibi kısa bir sürede bitirildiği biliniyor. Caminin ikisi avlunun ön köşesinde ve ikişer şerefeli, diğer ikisi de ana makamın köşelerinde üçer şerefeli olmak üzere dört minaresi var. Şerefelerin toplamda 10 adet yapılmasıyla, Kanuninin 10. sultan olarak Osmanlı tahtında oturduğunun; dört minarenin ise, İstanbul´un başkent olduktan sonraki dördüncü padişah olduğunun simgesi olduğu rivayet olunur.

    Bir keresinde Sinan Selimiye'yi yaparken küçük bir çocuk camiye garip garip bakıyormuş.Sinan yanına giderek: ''Noldu küçük'' diye sormuş.Oda ''Caminin minareyi yamuk dikmişsiniz'' der.Sinan da ''e peki napalım'' der.Çocuk ''düzeltin bende gideyim evime'' der.Sonra Sinan 7-8 tane işçiyi çağırır ve bir halat getirip iple minareyi bağlayın sonra düzelene kadar çekin der.İşçiler şaşkın dırlar itiraz edecek olurlar ama Sinan karşı çıkar.Getirirler ipi Sinan habire çocuğa sorar yetermi diye.Çocuk ise biraz sol biraz daha sol biraz daha sağa hah tamam der.Sonra çocuk gider.Sonra işçiler meraklanır.Senin gibi koskoca bir mimar küçük bir çocuğun sözünü dinledi diye Oda Çocuk şimdi gitseydi Halk arasında minare yamuk diye çıkar başımız belaya girerdi der.


    Yazılar mpx.gen.tr den alıntıdır.Tarafımdan Derlenmiştir.

    Beyler 2.ci yazıya gerekn önemi vermiyorsunuz bence onada bakın. "Bilgi güçtür."

    Bakmayan pişman olur.Seri 2 Ayasofya'nın Kubbesinin Yıkılması ve Peygamberimiz(s.a.v)'in Tükürüğü i



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi YediGüzelAdam -- 12 Nisan 2009; 14:40:44 >







  • Sen bunu okuduysan...
  • Sonuna kadar okudum çok güzel sağol
  • İşte bu yüzden mimar olmak istiyordum ama yattı bizim iş.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Sefid.dL

    Sen bunu okuduysan...

    okuma özürlü mü ki arkşadaş niye okumasın
    ben de okumuştum ama cvp yazma gereksinimi duymadım
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Sefid.dL

    Sen bunu okuduysan...

    Okuyamayacak kadar miskinsen...Hoş bir bilgi alışverişi yapıyoruz şurda
  • Sonuna kadar okudum @PLATINIUM hocam eline sağlık.çok güzel derlenmiş bir yazı.Mimar Sinan'ında ne kadar değerli bir insan olduğu bir kere daha görmüş olduk, böyle değerli insanlar lazım memleketimize. birde 99 depreminde yıkılan evlere bakın, daha çok kazanmak için malzemeden çalmalar, kalitesiz ürün kullanmalar ve bütün bunlara göz yuman, onaylayan mimarlar mühendisler. Mimar Sinan'ın kemikleri sızlıyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi street_cops -- 19 Eylül 2008; 20:33:04 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • çok güzel okudum gerçekten çok etkileyici herkes okumalı ..
  • Tamamını okudum çok güzel paylaşım
  • Büyük üstad gerçekten ama da vinciyle karşılaştırmak biraz saçmalık. Da vinci gelmiş geçmiş en iyi sanatçı, mimar, ressam, bilim adamı, tasarımcı vs.. tabi mimar sinan da çok iyi bir mimardır.
  • bu yazıyı ilk defa okuyorum çok güzelmiş gerçekten..
    paylaştığın için çok teşekkürler.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: street_cops

    Sonuna kadar okudum @PLATINIUM hocam eline sağlık.çok güzel derlenmiş bir yazı.Mimar Sinan'ında ne kadar değerli bir insan olduğu bir kere daha görmüş olduk, böyle değerli insanlar lazım memleketimize. birde 99 depreminde yıkılan evlere bakın, daha çok kazanmak için malzemeden çalmalar, kalitesiz ürün kullanmalar ve bütün bunlara göz yuman, onaylayan mimarlar mühendisler. Mimar Sinan'ın kemikleri sızlıyor

    Saolun çok teşekkürler ama mpx.gen.tr dekilerin hakkını yememek lazım ben sadece derleyip paylaştım bilgi onların




  • quote:

    Orjinalden alıntı: PLATINIUM


    quote:

    Orjinalden alıntı: street_cops

    Sonuna kadar okudum @PLATINIUM hocam eline sağlık.çok güzel derlenmiş bir yazı.Mimar Sinan'ında ne kadar değerli bir insan olduğu bir kere daha görmüş olduk, böyle değerli insanlar lazım memleketimize. birde 99 depreminde yıkılan evlere bakın, daha çok kazanmak için malzemeden çalmalar, kalitesiz ürün kullanmalar ve bütün bunlara göz yuman, onaylayan mimarlar mühendisler. Mimar Sinan'ın kemikleri sızlıyor

    Saolun çok teşekkürler ama mpx.gen.tr dekilerin hakkını yememek lazım ben sadece derleyip paylaştım bilgi onların

    kopyala yapıştır dahi yapsan sonuçta emek harcamışsın. eline sağlık




  • Paylaşım için Teşekkürler arkadaşım.Güzel bir yazıydı.
  • sonuna kadar okudum harika bir yazı teşekkürler
  • Yazının tamamını okudum , çok teşekkür ederim
  • Süper bilgiler bunları şimdi aklımda tutup her gördüğüme anlatmam lazım
    Şaka biyana herkesin bilmesi gereken bilgiler bunlar
  • inanılmaz.sonuna kadar okudum.çok güzel.
  • Okudum, okudum ama bir noktayı anlayamadım.

    Leonardo Da Vinci'nin şifresi ile ne alakası var?
    Bunu yazan arkadaş acaba bu 'şifre' sözcüğünün neyi ifade ettiğini biliyor mu?

    İnsan azıcık araştırır...

    Mimar Sinan, Da Vinci'yi döver denmeye çalışılmış ama ellerine yüzlerine bulaştırmışlar.

    -------------------------

    Yine de büyük üstad Mimar Sinan'a selam olsun.

    Onun öğrencileri cihanın dört bir yanında inanılmaz eserlerin çorbasına tuz katmışlardır.
    Bunlardan en meşhuru Taj Mahal'dır ki bu bile onun dehasını ispatlar.

    Kendi eserlerine değinmek bile gereksiz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yazat -- 19 Eylül 2008; 22:12:25 >
  • TAM OKUMADIM AMA GUZEL YAZI HELAL OLSUN YURUBE
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.