Şimdi Ara

Balon ne zaman patlar? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
118
Cevap
3
Favori
3.752
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ötv oranları düşmedikçe değişmez.
  • Tabi ki derin analizlerinizde haklılık payı olmakla birlikte, gözden kaçırdığınız ve sizin bu saydıklarınızdan çok daha etkili iki durum var. Dünya bankası, krediler, faizler vs bunlar genel itibari ile ülke ekonomosini ayakta tutan dinamikleri sarsan durumlar. Derin derin ekonomi analizi yapmayacağım. Gerekte yok çünkü. Bugün millet şöyle, millet böyle, kapitalist sistem bizi ele geçirdi diyenler, ne hikmetse banka kredileriyle aldıkları, altlarında son model araçlarıyla gezmektedir. Otomobil dünyası başlığı altında açılan balon ne zaman patlar konusuna gelelim. Emlak dünyası vs den ziyade otomobillerle ilgili piyasanın neden bu kadar yükseldiği, niye bu kadar fahiş boyutlara ulaştığı hakkında aslında herkesin görebileceği iki neden var. Birincisi sahibinden.com sitesinin araç piyasasını yönlendirmesi, ikincisi ise kuş serisi diye tabir edilen araçların fahiş fiyatları ve ilginçtir ki talep görmeleri. Başka bir forum sayfasında okumuştum ve sıfır toyota avensis ile ikinci el 1 yaşında 80bin km de avensis arasında 5bin tl gibi komik bir fark var olduğundan yakınılıyordu. Aracını satma gibi bir derdi olmayanların, sahibinden.com a vermiş olduğu keyfi ilanlar, satılırsa satılır satılmazsa bilerim diyenler, 20bin tl ye alıp 21e satmaya çalışanlar ve aynı arabayı 21e alıp 22ye satmaya çalışanlar var olduğu sürece bu piyasa dinmez ve elbet bu balon da patlar. Aynı zaman da 93-94 model kuş serisi araçlar için, 2000 model avrupa-japon araba değerinde fiyatlar istenirse alttan alttan piyasa pohpohlanır. Kuş serisiyle aralarında 8-10 yaş olmasına rağmen kendi aracıyla arasında fiyat farkının olmadğını gören kullanıcı haliyle çıldırmakta ve kendi aracına değer biçer. Böylelikle de kendi piyasası oluşur ve balon şiştikçeeee şişer. Herkese hayırlı forumlar..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bilinçli tüketici ol
    Bilinçli yurttaş ol
    Tepki koymasını bil
    Sorgula. Sorgulayana, araştırana sahip çık
    Banenecilik yapma

    Bunları yap bak neler değişiyor ülkede.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ya arabayı geçtim hadi 70 binlere saçma sapan araba almayacağım kesin artık ama bu ev fiyatlarına noluyor?
    250 binden aşağı ev yok. Acıbademde 30 yıllık evlere 600 700 bin fiyat çekiyorlar.
  • Türk insanı para biriktirmeyi bilmiyor...muş...Yok canım...

    2002 den önceki yıllarda emeklisi,çalışanı herkes tasarruf yapar,bankadan aldığı faizle bir ay geçinirdi...
    O zaman faiz gelirleri,yapılan harcamalar hep ülke içinde kalırdı,şimdi yıl sonunda hooopp dışarı gidiyor...

    Şimdi birisi çıkmış tasarruf diyor,öbürü faizi sıfıra indirmeye çalışıyor...Sıfıra inen faizde,enflasyona yenilen tasarrufu olan kişi ne yapsın?
    Parasını harcayacak tabii ki...Nereye harcayacak? Onun da yolunu gösteriyorlar,kendi yandaş müteahhitlerinin 3 e maledip 300 e sattığı evlerden alacakmışız...Ne kadar da iyi niyetliler...

    Bu balonların hepsi er geç patlayacak...Olan yine sıradan vatandaşa olacak her zamanki gibi...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi D@rbeli M@tk@p -- 31 Temmuz 2013; 11:00:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: D@rbeli M@tk@p

    Nereye harcayacak? Onun da yolunu gösteriyorlar,kendi yandaş müteahhitlerinin 3 e maledip 300 e sattığı evlerden alacakmışız...Ne kadar da iyi niyetliler...

    Bu balonların hepsi er geç patlayacak...Olan yine sıradan vatandaşa olacak her zamanki gibi...


    Kesinlikle.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Division Bell


    Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    Sonra onlara arabalarımızı satarız
    sonra bankalarını satın alırız
    o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.
    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..

    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!

    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir...


    John Perkins

    Bir ekonomik tetikçinin itirafları.





    Adamlar fena plan kurmuslar.

    Emlak daha kotu.

    Kutu kadar apartman daireleri 400k olmus.

    Yalniz balon oldugundan supheliyim cunku surekli yukseliyor fiyatlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ayağımızı yorganimza göre uzatsak iyi olur, sıfır araca dünya kadar para verecegimize temiz 2. eller e yonelebiliriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Division Bell


    Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    Sonra onlara arabalarımızı satarız
    sonra bankalarını satın alırız
    o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.
    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..

    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!

    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir...


    John Perkins

    Bir ekonomik tetikçinin itirafları.









  • quote:

    Orijinalden alıntı: Thomassee


    quote:

    Orijinalden alıntı: The Division Bell


    Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    Sonra onlara arabalarımızı satarız
    sonra bankalarını satın alırız
    o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.
    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..

    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!

    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir...


    John Perkins

    Bir ekonomik tetikçinin itirafları.





    Adamlar fena plan kurmuslar.

    Emlak daha kotu.

    Kutu kadar apartman daireleri 400k olmus.

    Yalniz balon oldugundan supheliyim cunku surekli yukseliyor fiyatlar.


    Dışardan gelen kişilerde var talebi arttıran

    geçen gün

    3 arap vardı emlakçıya diyordu bize komple kiralık apartman lazım kalmak için

    söyle ev sahibine beğenirsen alırız apartmanı. ilk defa böyle canlı şahit oldum.


    istanbulda ev fiyatları ne zaman TABAN yapar derseniz, DEPREM olursa ancak.

    Bunu demek hoşuma gitmiyor ama para yönünden bakınca bu gözüküyor malesef.




  • Hanım iğneyi getir
  • şemsiyeyi açmanın alemi yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ambiante61

    Tabi ki derin analizlerinizde haklılık payı olmakla birlikte, gözden kaçırdığınız ve sizin bu saydıklarınızdan çok daha etkili iki durum var. Dünya bankası, krediler, faizler vs bunlar genel itibari ile ülke ekonomosini ayakta tutan dinamikleri sarsan durumlar. Derin derin ekonomi analizi yapmayacağım. Gerekte yok çünkü. Bugün millet şöyle, millet böyle, kapitalist sistem bizi ele geçirdi diyenler, ne hikmetse banka kredileriyle aldıkları, altlarında son model araçlarıyla gezmektedir. Otomobil dünyası başlığı altında açılan balon ne zaman patlar konusuna gelelim. Emlak dünyası vs den ziyade otomobillerle ilgili piyasanın neden bu kadar yükseldiği, niye bu kadar fahiş boyutlara ulaştığı hakkında aslında herkesin görebileceği iki neden var. Birincisi sahibinden.com sitesinin araç piyasasını yönlendirmesi, ikincisi ise kuş serisi diye tabir edilen araçların fahiş fiyatları ve ilginçtir ki talep görmeleri. Başka bir forum sayfasında okumuştum ve sıfır toyota avensis ile ikinci el 1 yaşında 80bin km de avensis arasında 5bin tl gibi komik bir fark var olduğundan yakınılıyordu. Aracını satma gibi bir derdi olmayanların, sahibinden.com a vermiş olduğu keyfi ilanlar, satılırsa satılır satılmazsa bilerim diyenler, 20bin tl ye alıp 21e satmaya çalışanlar ve aynı arabayı 21e alıp 22ye satmaya çalışanlar var olduğu sürece bu piyasa dinmez ve elbet bu balon da patlar. Aynı zaman da 93-94 model kuş serisi araçlar için, 2000 model avrupa-japon araba değerinde fiyatlar istenirse alttan alttan piyasa pohpohlanır. Kuş serisiyle aralarında 8-10 yaş olmasına rağmen kendi aracıyla arasında fiyat farkının olmadğını gören kullanıcı haliyle çıldırmakta ve kendi aracına değer biçer. Böylelikle de kendi piyasası oluşur ve balon şiştikçeeee şişer. Herkese hayırlı forumlar..

    Türkiyedeki otomobil fiyatlarının yüksekliğini sahibinden.com a bağlayan bir zihniyetle, telekinezi ile adam öldürülebileceğine inanan zihniyet bence aynıdır




  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Division Bell


    Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    Sonra onlara arabalarımızı satarız
    sonra bankalarını satın alırız
    o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.
    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..

    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!

    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir...


    John Perkins

    Bir ekonomik tetikçinin itirafları.






    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • zorla mı satıyolar kardeşim, almayacaksın! Tr de hiç bir marka model parasını haketmiyor. Allah a şükür çok iyi bir gelirimiz var ama 20bin liralık araçla dolaşıyorum, lpg yide attım oh mis. Akıllı olmadıkça eşşek oldukça semer vuran çok olur.
    O arabalara verilen parayı 1artı1 e yatırırım kirasıyla ömür boyu yakıt paramı çıkarırım. Beyin bedava.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Balon ne zaman patlat bilinmez ama araclarin fiyatlarinin arttigi cok acik ve net.Ki ekstra zamlarda gelebilir sadece araba icin degil cunku dis acik almis basini gidiyor.Kagit uzerinde gelir arttikca fiyatlar artar evet ama eger bu gelir dagilimi esit dagilmazsa sozum ona ki DENGELİ piyasa allak bullak olur.Turkiye'deki sorun su 3 kesim var zengin orta sinif ve orta sinifin altinda kalanlar.Bu balonda orta sinifin siskin olmasi gerekirken alt taraf ve zengin taraf sisiyor Turkiye'de.Ama bu boyle gitmez.Ev fiyatlari malesef İstanbul'da oyle.Muhit cok etkiliyor fiyatlari.

    Euro kuru da cok onemli.Yani 2 filandi cok yakin senelerde simdi 2.55 yuzde 25 lik bir artis soz konusu ustune enflasyon eklenince ithal edilen herseyin fiyati yukselir.Disa bagimli bir ulkeyiz kimae bunu reddemez.Bugun butun bankalar butun sirketler yabancilarin.Borsa dahil.Cikarlari ters dustugunde piyasadan cekildikleri an hersey cakilir kriz gundeme gelir.Ekonominin saglikli olmasini istiyorsaniz uretim sart.Eger avcunu bir baskasina aciyorsan ac kalmaya muhtacsindir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: D@rbeli M@tk@p

    2002 den önceki yıllarda emeklisi,çalışanı herkes tasarruf yapar,bankadan aldığı faizle bir ay geçinirdi...
    O zaman faiz gelirleri,yapılan harcamalar hep ülke içinde kalırdı,şimdi yıl sonunda hooopp dışarı gidiyor...


    bumu sizin ekonomi anlayışınız.bankaya faize para yatır 1 ay geçin.bunuda kusura bakmayın marifet olarak anlatın.sizin o anlattığınız zamanlardaki faizi ödemek için bankalar ne yapıyordu.özel sektöre kredimi veriyordu sanıyorsunuz.sizin mevduatınızla devlete %150-%200 faizle borç verip sizi nemalandıyordu.devlet gırtlağına kadar borçluydu.şimdi ekonomi o zamana göre 5 kat büyümüş.kamunun dış borcu çok azalmış üstelik gsmh/borç oranı düşmüş insanlar hala herşey kötü diyor.kötü olan kar marjlarının düşmesi.bizim insanımız kapalı olligopol ekonomide kendilerine %200 kar ile mal satılmasını çok özlüyor herhalde.




  • Aza kanaat edebilsek herşey çözülecek ama

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • dh de bir ekonomistlik furyası başlamış bakıyorum.1.90 boyunda kaslı zengin gardaşlarım uzaya çıkıyoruz helal olsun bizlere.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Division Bell


    Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    Sonra onlara arabalarımızı satarız
    sonra bankalarını satın alırız
    o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.
    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..

    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!

    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir...


    John Perkins

    Bir ekonomik tetikçinin itirafları.





    noktasına kadar doğru




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.