Ahmet Şerif İzgören'in, "Avucunuzdaki Kelebek" isimli kitabindan; > > Vehbi Koç, oğlu Rahmi Koç'a iki mektup verir; 'birini ben ölünce aç, > ikincisini de beni defnettikten sonra açarsın' der. Vefat ettiğinde > Rahmi Bey ilk mektubu açar. Mektupta, 'Oğlum, senden tek bir isteğim var; beni > çoraplarımla gömsünler'. > > İmam tüm ısrarlara rağmen bu talebi kabul etmez. Rahmetli Vehbi Koç ister > istemez çorapsız defnedilir. Defin işlemi bittikten sonra Rahmi Koç ikinci > mektubu açar: 'Bak oğlum bir çift çorap bile götüremedim'. > > ******************* > > Bundan Üç dört yıl önce USA'da dünya spastikler olimpiyatı düzenleniyor. > Yüz metre yarışı; Down Sendromlu koşucular... Yarış başladığında > koşuculardan birinin ayağı takılıyor, düşüyor ve acıyla bağırmaya > başlıyor. Çok ilginç bir şey oluyor, diğer zihinsel engelli koşucular > geriye dönüyorlar ve düşen atleti kaldırıyorlar. Down Sendromlu bir kız, > oğlanı öpüyor: 'Bu onu iyileştirir' diyor. Kollarına girip teselli > ediyorlar ve hep beraber yürüyerek yarış çizgisini geçiyorlar. > > ******************** > > Ayvalık'tayım, 2003 yazı. Kıyıda, bizi dalışa götürecek tekneyi > bekliyoruz. Üç genç kız yanımıza kadar geldi. Kızlardan biri topallıyor, > ayağının birini hep sürümek zorunda. > Durdular, bize Belediye Plajının olduğu yeri sordular. Biz de gösterdik; > bir kilometre ötede bir yer... Kızlardan sağlam olan ikisi: 'Yaaa hadi > geri dönelim, oraya kadar bu sıcakta yürünmez' diye fısıldandılar. > Engelli olan kız, 'Ne var bunda? Yürürüz' dedi... > Şaka gibi bir şey! Yürüme engelli olan kız, bizim gözümüzün önünde öbür > ikisini ikna etti, bize teşekkür etti ve devam ettiler. Biz gözlerimiz > dolu dolu onları seyrettik. > Sizce hangisi daha engelli? Hayatınızın zor anlarında güçtür mücadele ruhu. Ona sahipseniz hiç > korkmayın. Mücadele ruhunuz yoksa anlattığım her şeyi unutun, çünkü boştur sizin için. > > ********************** > > Bize, 'başarı başarı' diye öğrettikleri şey belki de başarı değildir. > Hani şu eğitimler var ya, Amerikalılar'ın tüm üçüncü dünya ülkelerine > sattıkları... 'Birilerini modelle, onun yaptıklarını yap, sen de > başarırsın'... Acaba birbirini hırsla geçmeye çalışan bizler mi daha > insanız, yoksa düşen arkadaşlarını kaldırmaya çalışan engelliler mi? > > Belki de o engelliler bizden daha gerçek bir hayatı yaşıyorlar. > Biz, çok sahte,tüketime ve birbirini ezmeye dayalı bir hayatı yaşıyoruz. Bize > öğrettikleri hayat, baştan sona sahtedir." > > "Hayatı size Amerikan filmlerinin öğrettiği gibi yaşarsanız bittiniz. > Çünkü tüketmezseniz varolamazsınız ve o kültürde fiziksel özellikler her > şeyin önündedir." > > ********************* > > "İnsanlar bir gün Tanrı katına çıkmışlar. 'Sana artık ihtiyaç kalmadı ey > Tanrı. Biz insan bile yapabiliyoruz'. 'Öyle mi, yapın da görelim' demiş > Tanrı. > İnsanlardan biri eğilmiş yerden insan yapmak üzere bir avuç toprak almış. > 'Hoop' demiş Tanrı, 'kendi toprağınızdan, kendi toprağınızdan..." > > ********************** > > "Bir akşam arkadaşlarım bize oturmaya geldiler. Yanlarında Fransız bir > kız. Kız, üniversitede ihtisas yapmak için ailesinden destek istemiş kabul > etmişler. Yalnız, "mirasından düşeriz" demişler. Kız bunu çok normal > görerek anlattı, biz gözlerimizi Singapur maymunları gibi açarak dinledik! > > O yüzden bazen söylüyorum; o insanlarin öğretileri, felsefeleri ve > kitapları bana pek bir şey anlatmıyor. Kendi değerleriniz üzerinde > düşünmeniz ve onları belirlemeniz, benliğinizi fark etmenizi ve > hayatınızla ilgili karar vermenizi kolaylaştırır."
> ************************ > > "Bir genç kız bilge adamı şaşırtmak istiyor. İki elinin arasına bir > kelebek koyacak ve bilge adama, 'avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı > ölümü?' diye soracak. Ölü derse kelebeği salıverecek, canlı derse avucunu > bastırıp kelebeği öldürecek, bilge adam her ne derse tersini ispat etmiş > olacak. Kız kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatıyor: 'Avucumun > içinde bir kelebek var: Canlı mı, ölü mü ?' > Bilge adam cevap vermeden önce uzun uzun kızın gözlerinin içine bakıyor ve > cevap veriyor: 'Canlı da olması, ölü de olması senin ellerinde kızım, > senin ellerinde'... > > ************************* > > "Orman müthiş bir hızla yanarken küçük bir serçe yolundaki gölden > pençeleri arasına su alıp ormanın üzerine bırakıyor ve tekrar göle > uçuyormuş. Ormanın yanışını çaresizlikle izleyen hayvanlardan biri > gülümseyerek bağırmış: 'Ne o, ormanı birkaç damla su ile mi > söndüreceksin?' Serçe cevap vermiş: 'Benim elimden gelen bu'... > > ************************* > > Etrafınızda her şeyi para ve başarıya bağlayan bir sistem var. Oysa > değerli olan doğru bir amaç uğruna harcanan çabalardır." >
sağol satine hepsi güzel ama KOÇ ailesi çok çok güzeldi
Koç ailesi gerçekten çok iyi..
O bildiğim kadarıyla Vehbi Koç'a ait değil. Çünkü Vehbi KOÇ ölmeden önce bile bu hikaye vardı ve bir halifeye ait olduğu söylenirdi