Kendilerine zulmeden din-peygamber düşmanlarını dikkate almayın, bırakın kapıldıkları girdapta çırpınıp dursunlar. |
Bir Atatürk Düşmanı Mürteci Daha Eksildi - Y. Bahadıroğlu Öldü (6. sayfa)
-
-
Kopyala yapıştır bir tarih bilginiz var.Zira 1924 Anayasasından bahsedip aynı anayasada bulunan para kanununa değinmemeniz konu hakkında en ufak bir fikrinizin olmadığını sadece sağda-solda duyduklarınızı 'gerçek' olarak kabul ettiğinizi gösterir.
İnönü'nün paralardan Atatürk'ün fotoğrafını kaldırması 1924 anayasasına uygun bir işlemdir.Zira 30 Aralık 1925 tarihli ve 701 sayılı 'Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun' ve 16 Mart 1926 tarihli ve 3322 sayılı kararnameye göre paraların ön yüzünde 'Reis-i Cumhur hazretlerinin resmi' bulunur ifadesi yer alırdı.Yani kanun ve kararnameye göre 'Paraların ön yüzünden Gazi Mustafa Kemal'in resmi' bulunur değil 'Reis-i Cumhur hazretlerinin resmi' bulunur ifadesi vardı.Bu kanun ve kararnamede Cumhurbaşkanı olan Atatürk'ün imzasıyla yürürlüğe girmiştir.Yani Atatürk'te vefat ettikten sonra paralardan kendi resminin kaldırılacağının farkındadır.
Adnan Menderes meclis kürsüsünde bu kanunu ve kararnameyi bilmesine rağmen vekillerin gözlerinin içine baka baka 'yalan' söylemiş,İnönü'yü Atatürk vefat ettikten hemen sonra onun yerine geçmekle suçlamıştır.İnönü'de Adnan Menderes'e cevaben meclis kürsüsünde bu kanunu ve kararnameyi hatırlatarak yaptığı işlemin mevcut kanuna ve kararnameye 'uygun' olduğunu,bu kanun ve kararnamenin Atatürk'ün imzasıyla yürürlüğe girdiğini söylemiştir.Paralara yeniden Atatürk'ün fotoğrafının konmasına da karşı olmadığını belirtmiştir.Zaten söz konusu kanunda hem DP hem de CHP vekillerinin oy birliğiyle değiştirilmiştir.
Adnan Menderes,İnönü karşısında ezik bir konumda olmasından ötürü İnönü'nün karşısına Atatürk'ü çıkartarak siyaset yapmaya çalışmıştır.Zira kendisi 1950 seçimlerini kazanmamış başbakanlık ve parti başkanlığı kendisine Celal Bayar tarafından verilmiştir.Şöyle ki 1950 seçimlerinde DP'nin genel başkanı Celal Bayardır.DP iktidara tek başına gelince mecliste çoğunluğu oluşturan DP'liler kendi genel başkanları olan Celal Bayar'ı yeni Cumhurbaşkanı olarak seçmişlerdir.O dönem Cumhurbaşkanı olan genel başkanların partileriyle teması kesildiği için Celal Bayar hem parti genel başkanlığını hem de başbakanlığı daha önce adı pek duyulmamış olan Adnan Menderes'e bırakmıştır.
Yani Adnan Menderes'i tarih sahnesine çıkartan Celal Bayar olmuştur.
Adnan Menderes bundan dolayı kendisini ezik hissetmiştir.İnönü ve Bayar hem milli mücadelede hem de Cumhuriyet rejiminin ilk yıllarında ön planda olan, Atatürkle beraber çalışma fırsatı bulan hem orduda hem de halk nezdinde tanınan isimlerdi.Adnan Menderes ise onların yanında sönük kalmıştı.Dahası rakibi olan kişi İnönü seçimlerden önce Cumhurbaşkanı olan ve 1938-1950 yılları arasında memleketi doğrudan idare eden,''milli şef'' ünvanlı birisiydi.Bu nedenle onunla yarışabilmek için bugünkü islamcıların klasik taktiği olan onun kişiliğine yönelik saldırılarda bulunmuş dahası Atatürk üzerinden onu vurmaya çalışmıştır.
Adnan Menderes dincilerden oy alabilmek için Atatürk döneminde yapılan inkılapların çoğunun da içini boşaltmıştır.Meclis kürsüsünde 'İnkılaplardan halka mal olmuşlarını koruyacağız ancak halka mal olmamış inkılapları kaldıracağız' şeklinde konuşmuş,Türkçeleştirilmiş anayasayı tekrar osmanlıca haline çevirmiş (latin harfleri şeklinde) ve adını 'Teşkilat-ı Esasiye Kanunu' olarak değiştirmiş,Atatürk döneminde halkın Türk devrimlerini kabullenmesi maksadıyla açılan Halk evlerini ve Halk odalarını dahası İnönü döneminde açılan Köy Enstitülerini kapatmış,tarikatlara ve cemaatlere olan kısıtlamaları kaldırmıştır.Dahası ilerleyen zamanlarda hızını alamayıp yine meclis kürsüsünden vekillere hitaben 'Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz' demiştir.
Adnan Menderes'in bu gerici adımları memleket genelinde sindirilmiş olan cemaatleri ve tarikatları cesaretlendirmiştir.Bunlara mensup kişiler tarafından Atatürk heykellerine ve büstlerine yönelik zararlar verilmeye başlayınca Adnan Menderes olayların önünü almak için 5816 sayılı kanunu çıkartmıştır.Buyrun söz konusu kanun;https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5816.pdf
Kanuna göre;
Madde 1 – Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır
Görüldüğü üzere söz konusu kanun Atatürk'e hakaret edenleri ve ona ait heykelleri/büstleri kasıtlı şekilde tahrip edenleri cezalandırmaya yöneliktir.
Günümüzde ise bu kanunun uygulanmadığı da gün gibi ortadadır.Zira bugün mahkemeler siyasi iradenin egemenliği altına girmiştir.Bu nedenle gerek sosyal medyada gerek televizyonlarda Atatürk'e yönelik hakaretler alıp başını gitmiştir.Bir nevi kanun uygulanmayarak 'boşa' çıkartılmaktadır.
Dahası söz konusu kanunu birilerinin iddia ettiği gibi 'gerçekleri' gizlemek maksadı da taşımamaktır.Kanun maddeleri ortadadır.Zaten böyle birşey olsa ortalıkta maraş dondurmacısının deli saçması kitapları 1970'lerden beri dolaşıyor olmazdı.Dahası bu şahsın kitaplarının da piyasada olmaması gerekirdi.Atatürk hakkında lafta 'gerçekleri açıklıyoruz' diyerek kitap yayınlayanların kaynakları genelde birbirleridir.'Şundan öyle duydum,dedem böyle anlattı,bir rivayete göre' şeklinde ifadelerle kitap yazarlar.Dahası kaynakçalarına bakıldığında birbirlerinin kitaplarını gösterirler.Temelde dile getirdikleri 'gerçekler' (!) kendi anlattıkları ya da sağda-solda duyduklarıdır.Hiçbirinin kitaplarının Cumhuriyet arşivlerine,Genelkurmay arşivlerine,başbakanlık arşivlerine (şimdi cumhurbaşkanlığı arşivi oldu) dayandığını göremezsiniz.Zira arşivlerde kendi deli saçması iddialarını doğrulayacak tek bir belge dahi bulamamışlardır.Bundan dolayı '5816 sayılı kanun nedeniyle arşivler gizleniyor,gerçekler saklanıyor' palavrasını ortaya atmışlar ve bu kanun kaldırıldığında arşivlerin açılacağını söyleyerek insanları kandırmışlardır.Halbuki Cumhuriyet arşivleri ki buna Osmanlı arşivleri de dahil hem yerli hem de yabancı araştırmacılara/tarihçilere açıktır.
Bunlar genelde soykırım olduğu iddia eden Ermenilere benzer.Ermenilerde kendilerine yönelik bir soykırımın olduğunu söyler ancak ortaya belge koyamazlar.Halbuki İstanbul 1918-1923 yılları arasında İtilaf devletlerinin işgali altındaydı.Doğal olarak arşivlerde işgal kuvvetlerine açıktı.İşgalciler tüm arşivlerin altını üstünü getirdikleri halde Ermeni soykırımını belgeleyerek tek bir belge dahi bulamamışlardır.Bunun üzerine Ermeniler 'Türkler arşivleri gizliyor,soykırımı delillendirecek belgeleri yok ettiler' gibi iddialarla ortaya çıkarak soykırım iddiasını gündemde tutmaya çalışırlar.Türkiye'nin 'Gelin arşivlerimiz açık' demesine rağmen 'Türk arşivlerine güvenmiyoruz' diyerek Rus,İngiliz,Fransız arşiv kayıtlarından sözde Ermeni soykırımına 'delil' bulmaya çalışırlar.
İşte bizim ülkemizdeki dincilerle Ermeniler bu yönde birbirine benzer.Dincilerimizde kendi anlattıkları sözde 'gerçek' tarihe arşivlerde tek bir belge dahi bulamadıkları için 5816 sayılı kanunla gerçeklerin gizlendiğini iddia eder.Halbuki ortada gizlenen hiçbir şey yoktur.Kaldı ki 2002 - 2021 tarihleri arasında doğrudan iktidar ellerinde olmasına rağmen ne hikmetse gerçek (!) tarihi temellendirecek belge bulamamaktadırlar.
Ne kadar ilginç değil mi?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 23 Ocak 2021; 13:18:50 >
-
Yav kardeşim bırakın şu kopyala muhabbetini kelamını diyende diyecek İlber Ortaylı almışım karşıma cahil cuhela yakistirmasi yiyorum emin ol senin bildiğin tarih bilgisi kadar bendede var sende ordan burdan aldığın bilgilerle bana atıfta bulunuyorsun. Ben sadece 5816 kanuna atıfta bulundum konu nerden nerelere geldi Atatürk ile Hz muhammedi bir Tutanmı dersin konu içeriğinde ölen kişinin Atatürke hakaret ettiginden dem vurup aslında manevi kızının arkasından kötümser konuşan bir adama sallayan insanlarmi dersin neler neler ...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BlacK SeA StorM 61 -- 23 Ocak 2021; 13:26:17 > -
Direkt sövmemiş demek ki. Kızı üzerinden hakaretler etmiş anlaşılan. Atatürkçü bir kişiyi en çok bu ülkenin bilime yönlenmesi, uygarca yönetilmesi, pozitif bilimleri dikkate alması filan ilgilendirir. Özel hayatı üzerinden saldıranlar beni mesela hiç ilgilendirmiyor. Zaten ceza da almadı.
Sen direkt sövmek ve büst kırmak mı istiyorsun anlamadım ki.
Başvur adalet bakanlığına arkadaşım, kaldırmaları için. Sonra da doya doya yap ne yapmak istiyorsan.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 23 Ocak 2021; 13:46:48 > -
Oğlu mücahit denen şahsı da hiç sevmem. Programlara çıkıp, provakatif konuşmalar yapan bir kişi. En ufak bir karşıt düşünce duysun, hemen kızarıp, terleyip, sesini yükselterek konuşmaya başlar. Napsın, her haksız insan böyle davranır.
-
Ekşide birisi yazmış
Düne kadar Yavuz'du , Bugün Niyazi oldu diye.
Belediye tarihçisi denilmesinin sebebi ise :
araması ile görülebilir
-
hadi bakalım bereketli gidiyor
-
Dini araya koyup, yaşadığı ülkenin kurucusuna ,küfür edip aşağılayan her kimse vatan hainidir ..Ateşi bol olsun..
Atatürk olmasaydı, kimbilir hangi ,yabancı ülkenin boyunduruğu altında o vatanı satan çok sevdiğiniz padişahlarla kumda oynardınız..
-
Atatürk düşmanları ölmez. Atatürk düşmanları geberir. -
-
Sırf Atatürk'ü sevmiyor diye ateşi bol olsun, cehennemde yansınlar yazmışlar. Atatürk'ü sevmek sizi cennete de götürmez, sevmemek te cehenneme götürmez. Cennete, cehenneme götüren şeyler dinde açıktır.
-
Şakirt blok konusu.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Atatürk'ü sevmiyorum diye ortalıkta gezenlerin ne olduğunu biliyoruz. Topluma zarar vermekten başka bir şey yapmazlar. Hepsi şaşşakçı boş tipler.
Tarihçi diye bir sürü çapsız türedi son dönemde. Hepsi de nedense Atatürk'e laf atıyor.
Tarihin çöplüğünde yer bol hepsini alır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Japonya'da ve birçok dünya ülkesinde Sevgili ulu önderimizin hayatı, gençliğe hitabesi hayranlıkla ogretilirken, bir kısım sokak köpeğinin havlaması Onderimizi asla ve asla rencide edemez. Bizim buralarda bir laf var " it havlar havlar susar " bakın susmuş. Atalar hep haklı çıkar.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: BlacK SeA StorM 61
Dünyada eşi benzeri olmayan 5816 koruma kanunu ne diye konur onu bir ozetlermisiniz.Vallahi memleketini yedi düvelin işgâlinden kurtarıp şu Karadenizlilerin özellikle övündüğü milliyetçiliği şiâr edinmiş adama özgürce hakaret edememekteki karın ağrınızın altını çizip bir kenara koyuyorum öncelikle.
Sonrasında Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'u 1951'de fikir babanız emniyet müdürü karısı gondikleyici toprak ağası Adnan Menderes'in başını çektiği Demokrat Parti iktidarında çıkarıldığını da hatırlatayım.
Ben yine de malum birine gık deseniz sabah 5'te kapınızı PÖH'ün kırıp gözaltına aldığı memlekette kurtarıcı ve kurucu devlet adamına küfür edebilme isteğinizi anlamakta güçlük çekiyorum.
-
Dedelerinden kalan acıyı yıllardır içinde taşıyan ve taşımaya devam edecek amma Atatürk düşmanı varmış.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X