Şimdi Ara

Bir Kızın size bağlanması için.'GARANTİ' KADINLAR HAKKINDA HERŞEY BURADA (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
210
Cevap
52
Favori
35.674
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: A.E.C


    quote:

    Orijinalden alıntı: snowor

    Her insan farklıdır muhakkak ama psikolojik temeller hiç bir zaman değişmez.

    Kim olursa olsun, ikili iliskide değerli olduğu hissedilen taraf kaçtıkca digeri kovalayacaktir

    Kaçan kovalanır.Hepsi bu işte...

    Ama her zaman işe yarıyamıyabiliyor, O yüzden akıllı davranmak gerekiyor. Sadece bu mantıkla kaçan kovalanır diye düşünmemek lazım sonra kaçarsınız bi bakmışsınız peşinizden gelen yok ve o anda farkında olmadan elinizdekinide kaybedebilirsiniz.
  • Guzel konu olmus, benimde gecen gun 2.5 senelik iliskim bitti. Nedenide konuyu acan arkadasin dedigi gibi onu cok sevmis olmam ve gercekten fazlasiyla ilgi gostermemdi... Kadinlari anlamak gercekten cok zor...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: VictorMature

    Guzel konu olmus, benimde gecen gun 2.5 senelik iliskim bitti. Nedenide konuyu acan arkadasin dedigi gibi onu cok sevmis olmam ve gercekten fazlasiyla ilgi gostermemdi... Kadinlari anlamak gercekten cok zor...

    Yani aslında herşey çok açık ortada yapıcağımız şeyler ortada ama bu kadınların değişgenlikleri kafamızı karıştırıyo.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: whtswrongidiot

    Erkekler kesinlikle ogrenmeli o Bukce dilini :D cok dogru.

    ama bükce çok zübükce:)
  • bunlar da yardımcı olabilir;

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25295361/
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Amphitritel

    bunlar da yardımcı olabilir;

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25295361/

    Evet faydalı olabilir :)
  • Iyi kivirabilme, espiri yapabilme, rahatca gulerken dalgayla karisik laf sokabilme, gerekirse ciddi laf sokabilme, kiza bazen iyi yalan uydurma. Bazen kizin bilinc altina bazi seyler uyandirman gerek. Gece niye gelmedin, yatak sogudu, cok topuklu ayakkabi giymiyorsa ilk giydiginde ayakkabina bayildim kalcani cok guzel gosteriyor. Bunlari surekli degilde cok az diyip bilinc altina kizin yerlestircen. Boyle yaptigim her kiz, bidahaki bulusmada alistiginda yanliz yatmak istemiyorum, topuklu giydiginde senin icin giydim turu seyler soylemeye baslar. Sonrasida artik senin kabileyetine bagli. Her turlu kiz vucut hatlarini belli etmek istediginde bazi degisikler yapar bunlari farkeder ve ustune gidersen kizlar her turlu begenir. Bazende hastayim, yanlizim de cok degil ayda yilda bir, bi kahve koparmaya calis tamam iste.

    Lisedeyken pek kahve olayina girmedim ama lise bittikten sonra bi kahve nelere kadirmis onu anladim, kahve borcum olsun, bi ara kahve icelim, kahve ismarlat vs.

    Bazi kiz arkadaslarinla tanistir veya onlarla gezerken gozuk, kiza ona muhtac olmadini, onun gibi bi ton kisi oldunu inandirdiginda kiz senindir. Gemi gibi dusun, kizlar ilk saldirir siz ona sevgiyle yaklasinca, geminizi batirir, sizde saldirip, kizin dumenini(aklini, kalbini yanlis anlamayin) ele gecirince, gemi her turlu sizindir, istediginiz sevgiye karsilik gosterir sonra

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Manyetizma

    Iyi kivirabilme, espiri yapabilme, rahatca gulerken dalgayla karisik laf sokabilme, gerekirse ciddi laf sokabilme, kiza bazen iyi yalan uydurma. Bazen kizin bilinc altina bazi seyler uyandirman gerek. Gece niye gelmedin, yatak sogudu, cok topuklu ayakkabi giymiyorsa ilk giydiginde ayakkabina bayildim kalcani cok guzel gosteriyor. Bunlari surekli degilde cok az diyip bilinc altina kizin yerlestircen. Boyle yaptigim her kiz, bidahaki bulusmada alistiginda yanliz yatmak istemiyorum, topuklu giydiginde senin icin giydim turu seyler soylemeye baslar. Sonrasida artik senin kabileyetine bagli. Her turlu kiz vucut hatlarini belli etmek istediginde bazi degisikler yapar bunlari farkeder ve ustune gidersen kizlar her turlu begenir. Bazende hastayim, yanlizim de cok degil ayda yilda bir, bi kahve koparmaya calis tamam iste.

    Lisedeyken pek kahve olayina girmedim ama lise bittikten sonra bi kahve nelere kadirmis onu anladim, kahve borcum olsun, bi ara kahve icelim, kahve ismarlat vs.

    Bazi kiz arkadaslarinla tanistir veya onlarla gezerken gozuk, kiza ona muhtac olmadini, onun gibi bi ton kisi oldunu inandirdiginda kiz senindir. Gemi gibi dusun, kizlar ilk saldirir siz ona sevgiyle yaklasinca, geminizi batirir, sizde saldirip, kizin dumenini(aklini, kalbini yanlis anlamayin) ele gecirince, gemi her turlu sizindir, istediginiz sevgiye karsilik gosterir sonra

    Çok iyi söylemişsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DonVitoCarleone_ -- 16 Ocak 2012; 22:25:07 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Manyetizma

    Iyi kivirabilme, espiri yapabilme, rahatca gulerken dalgayla karisik laf sokabilme, gerekirse ciddi laf sokabilme, kiza bazen iyi yalan uydurma. Bazen kizin bilinc altina bazi seyler uyandirman gerek. Gece niye gelmedin, yatak sogudu, cok topuklu ayakkabi giymiyorsa ilk giydiginde ayakkabina bayildim kalcani cok guzel gosteriyor. Bunlari surekli degilde cok az diyip bilinc altina kizin yerlestircen. Boyle yaptigim her kiz, bidahaki bulusmada alistiginda yanliz yatmak istemiyorum, topuklu giydiginde senin icin giydim turu seyler soylemeye baslar. Sonrasida artik senin kabileyetine bagli. Her turlu kiz vucut hatlarini belli etmek istediginde bazi degisikler yapar bunlari farkeder ve ustune gidersen kizlar her turlu begenir. Bazende hastayim, yanlizim de cok degil ayda yilda bir, bi kahve koparmaya calis tamam iste.

    Lisedeyken pek kahve olayina girmedim ama lise bittikten sonra bi kahve nelere kadirmis onu anladim, kahve borcum olsun, bi ara kahve icelim, kahve ismarlat vs.

    Bazi kiz arkadaslarinla tanistir veya onlarla gezerken gozuk, kiza ona muhtac olmadini, onun gibi bi ton kisi oldunu inandirdiginda kiz senindir. Gemi gibi dusun, kizlar ilk saldirir siz ona sevgiyle yaklasinca, geminizi batirir, sizde saldirip, kizin dumenini(aklini, kalbini yanlis anlamayin) ele gecirince, gemi her turlu sizindir, istediginiz sevgiye karsilik gosterir sonra

    Olay budur bencede bende bişiler döktürcektim ama buldum kendimden bişiler :D
  • Her bayanın cinsellik duyguları çevresindeki insanlar tarafından bastırılmıştır. Onu bu konuda rahatlatman gerekir. Yanlış anlamayın kastım ilişkiye girmek filan değil.. Fakat çok ince bir çizgidir bu bahsettiğim. Çizginin gerisinde veya ilerisinde kalırsan kaba tabirle sufi veya abaza gibi nitelendirilebilirsin. Senin yanında iken her konuda rahat olmasını sağladığında sağlam bir ilişkiye dönüşmüş demektir.
  • Bu taktiklerin hepsi gecerli olmayan kiz varsa iste o benim icin ideal kizdir. Ben bi kizi yemege, kahve icmeye goturdum ama aramizda hala bisi yok, oda erkeklere boyle davrandigindan iki tarafta yakinlasmaktan korkuyor, bale ogretmeni hemde okuyor bale egitimine yazilmayi dusunuyorum, liseden arkadadim hic kanka modu olmadi, ikimizde neseli tipleriz ama yemege gittigimizde cok resmi olmustuk. Bu hafta bi bahaneyle arkadaslarimizla sinemaya gidicez, ogun ins biseyler olur. Korkuyorumda kiza acilmaya, hicbir kiz karsisinda heyecan yasamazken bunda yasiyorum. Kizi pek dusunmuyorum ama ruyama kadar girdi. Annesiyle aramda iyiydi, lise 3 yerine degilde lise 1 de tanissaydik keskede o zaman daha farkli olurdu

    Kiz siradan bi kiz degil
    Kendini cok iyi sekilde gelistirmis
    Her turlu konu hakkinda bilgisi var
    Maddi durumu iyi
    Bilkentte okuyor, bende bilkentte okucam
    Rahatta, neseli ve cok sevimli
    Klasik kizlar gibi kaprisli degil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Manyetizma -- 17 Ocak 2012; 9:26:32 >
  • her harfi doğru, özellikle mavi kısma dikkat edin
  • Arkadaşlar kısa ve Öz olarak aşık olmicaksınız bence Allah(c.c) bir sözü var "Allah(c.c) der ki; Kimi benden çok seversen onu senden alırım . . ve ekler ; onsuz
    yaşayamam deme,seni onsuz da yaşatırım ."
    Yani yüce Rabbimiz bizi Ne kadar önceden uyarmış aslında :)
  • Güzel bir konu olmuş, daha sonra incelemeyi düşünüyorum. Teşekkürler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: snowor

    [buradan okuyabilirsin dostum

    Evlenecek misin? Sevgilin mi var? Sözlü veya nişanlı mısın? Ya da kız arkadaşın mı var? Mutlaka bu yazıyı okumalısın. Hiç birşeyin yok mu? E elbet bir gün olacak. Kısacası bu yazıyı şiddetle tavsiye ediyorum .. Okuyunca iyiki okumuşum diyeceksin!!

    Sema MARAŞLI'nın Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz adlı kitabından.

    Kadınları anlamak zordur derler... Doğrudur... Erkeklerin hep şikayet ettiği o anlaşılmaz hallerini keşfetmek gerekir... Bunun yolu ise kullandıkları dilden geçiyor olsa gerek... Kadın dilinden... Yani Bükçe'den...

    BÜKÇE (KADIN DİLİ)

    Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, "Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim." dedim. Deniz kenarındaki şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.
    Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı.

    Hoş beşten sonra konuya giriyorum.

    -Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor.
    Çocukluğunda suç işlediği zamanlardaki gibi birden bire kızardı. Kerata ne anlatacağımı zannettiyse!
    -Baba ben yirmi altı yaşındayım, bazı şeyleri biliyorum artık.
    -Ah senin o biliyorum zannettiğin konularda da çok bilmediğin çıkacak ama ben o konulardan bahsetmeyeceğim. Keşke konuşabilseydik ama henüz o kadar modern olamadım.
    Rahat bir nefes aldı. Bu arada yemeklerimiz de geldi. Oğlumla şöyle keyif yaparak muhabbet edelim bakalım.


    -Kaç dil biliyorsun oğlum sen?
    -İngilizce, Fransızca, bir de Türkçe'yle üç dil oluyor.
    -Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar tarafından kullanılır. Sen buna "kadın dili" de diyebilirsin.
    Güldü. Güldüğü zaman benim yanağımdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya cıkıyor.


    -Kadınların ayrı bir dili mi var?
    -Tabii ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük zevkidir, ama bu dili bilmezsen hayatın kararabilir. O yüzden bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe'yi öğrenmeli.
    İyi de niye Bükçe?
    -Çünkü kadınlar konuşurken, genellikle söyleyecekleri sözü net söylemezler. Eğip bükerler; onun için dilin adını; "Bükçe" koydum.
    -"Bükçe zor bir dil mi baba?" diye sordu gülerek.
    -Bana bak, çok önemli bir konu ama eğleniyor gibisin, biraz ciddiye al. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar sözü bükerek bükçe konuşurlar sonra da senin sözün doğrusunu anlamanı beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor. Mesela Çinli bir karın var, sen karına sürekli Fransızca "seni seviyorum" diyorsun ama karın hiç Fransızca anlamıyor. Fransızca "seni seviyorum"un onun için bir anlamı yoktur. Ona Çince "seni seviyorum" dediğinde seni anlayabilir.


    -Tamam baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar?
    -Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, hayır cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü.
    -Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani.
    -Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar. İşin kötüsü kendileri leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için leb deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. "Niye leb demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor?" diye canları sıkılır.


    -Biz de bazen Canan'la böyle sorunlar yaşıyoruz. "Niye düşünmedin?" diye kızıyor bana.
    -Kızarlar oğlum, kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar, küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendileri gibi düşünceli olmamızı beklerler, fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor.


    -Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi?
    -Var dedik ya oğlum, Bükçe'yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır mısın?
    -Hazırım baba.
    -Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattığı bir konu, Bükçe'de en az yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu sana "Bugün bir elbise aldım." diye söylemez. Elbise almak için dışarı çıktığından başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından, alırken yaptığı pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikaye anlatır.
    -Hikaye dili yani.
    -Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, "Hikaye anlatma, ana fikre gel, kısa kes." demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde bittin demektir. İster öyle de, istersen "seni sevmiyorum." de. İki durumda da "seni sevmiyorum" demiş olacaksın.
    -Ne alakası var baba "seni sevmiyorum" demekle "kısa anlat" demenin?
    -Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düşünürler.
    -Bu önemli. Bükçe'de dinlemek sevmektir diyorsun.
    -Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkekler de imalı konuşuyoruz diye düşünürler ve gözlerimizle onlara ne demek istediğimizi çözmeye çalışırlar. Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz şeydir.



    -Geçen hafta Canan bana "Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım." dedi. Ben de "Böyle de iyisin." dedim. Canı sıkıldı, bir kaç saat surat astı. "Neyin var?" diye sordum. "Hiçbir şeyim yok." dedi. Sence nerede hata yaptım?

    -"Böyle de iyisin" derken o "de" ekini orda kullanmamalıydın. Canan bunu şöyle anlamıştır. "Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin."
    -Peki ne demem gerekiyordu?
    -Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın. Bunu hiç unutmazlar. O gün "Hayatım sen zaten çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın yok." deseydin, günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup "Ağır mıyım?" derse sakın; "Evet, biraz" falan deme "Hayır" de.
    -Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa yapsınlar.
    -Aferin oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin. Kadının, kendi anne babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir ama asla senin eleştirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır.


    -Ve asla unutmazlar, değil mi?
    -Aynen öyle. Yıllar once annene, annesi için "Biraz cimri." demiştim. Hala "Sen benim annemi sevmezsin." der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme sokar, en çok göreceğim yere koyar.
    -Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi.
    -Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları anlayacaksın ama "Sen şunu mu demek istiyorsun?" diye asla yüzüne vurmayacaksın.
    -Anladım. Anlayacaksın ama anladığını belli etmeyeceksin. Buna şöyle de diyebiliriz. O beni iğnelediğinde "Niye bana iğne batırıyorsun?" diye sormayacağım, o iğneyi ben kendi kendime batırmışım gibi yapacağım.
    -Güzel ifade ettin oğlum. Mesela dün öğlen annen beni aradı. "Akşama tok mu geleceksin?" diye sordu. Beni biliyorsun akşam yemeklerinde hep evdeyimdir. Kırk yılda bir dışarıda yerim onu da haber veririm. Tabi ben hemen anladım annenin ne demek istediğini. "Tok gel, yemekle uğraşmak istemiyorum" demek istiyor. Anladım ama tabi "Ne demek istiyorsun?" demedim.


    -Dün çok yorulmuştu baba, düğün alışverişine çıkmıştık.
    -Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuş olabilir, bir kabul gününden tok gelmiş olabilir, bin beş yüzüncü diyetine başlamış ve o gün yemekle uğraşmak istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kısa yoldan "Canım benim karnım tok, sen de dışarıda bir şeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir seyler getir yiyelim." demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadını rütbesi tozlanacak, mevki kaybedecek. İlla Bükçe anlatacak, asık bir yüzle karşılaşmamak için senin de anlaman gerekiyor. "Hayır, evde yiyeceğim ama istersen hazır bir şeyler alıp geleyim, ne dersin?"dedim. "Tamam." dedi. Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arası döner yaptırdım. Onun dönerini de porsiyon yaptırdım. Bunu düşündüğüm için ayrıca sevindi. O da diyette, düğünde daha zayıf görünme derdinde bu sıralar.
    -Bu Bükçe'de kısa konuşma yok mu baba?
    -Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın, soruyorsun, "Neyin var?" diye. "Hiçbir şeyim yok." diyorsa, aman bir şeyi yokmuş diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak, ağlamaya başlar.
    -Bükçe'de "Hiçbir şey yok." demek; "Çok şey var, benimle ilgilen." demek oluyor, o zaman.
    -Evet. Biz erkekler "Bir şey yok." diyorsak, ya gerçekten bir şey yoktur, sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir sey vardır ama; "Şu anda konuşacak bir şey yok." diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur. Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için "Bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım." demek istiyordur. Çok nadiren gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi.
    -Bir arkadaşım da "Kadınların 'Peki.' demesi tehlikelidir" demişti.
    -Doğru. Bir kadının ağzından çıkan kuru bir 'peki', 'olur', 'tamam' her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe'de "Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım." demektir. Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanında "Peki canım, olur hayatım" gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.



    -Zor bir dil baba.
    -Yok yok gözün korkmasın, her yabancı dil gibi. İlk başlarda biraz çalışacaksın, pratik yapacaksın, bazen hatalar yapacaksın, dikkat edeceksin sonra otomatiğe bağlanırsın. Kolay yanı şu; senin Bükçe konuşman gerekmiyor. Dili anlaman yeterli.
    -Anlamak da pek kolay değil ama.
    -Korkma, o kadar zor değil. En önemli kuralları ben sana öğretiyorum zaten. Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca, düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar ve konuşurken suçlayarak konuşurlar; fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler.
    -Nasıl yani?
    -Mesela, karın sana "Ne zamandır dışarı çıkmadık." derse bunu suçlama olarak üstüne alma, canı seninle gezmek istiyordur, bunu sen düşünüp teklif etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. "Daha geçenlerde gezmeye gittik." gibi bir savunmaya girme. "Tamam canım haklısın, ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz." de, konu kapanır. Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.
    -Küçük ama önemli detaylar.
    -Aynen öyle. Mesela karın "Üşüdüm." diyorsa, "Üstünü kalın giy." demeni ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur.
    -Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe'yi. Ne kadar erken başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik belki.
    -Haklısın, aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın neresinden dönülse kardır.



    -Not mu alsaydım... Epeyce detayı varmış dilin.
    -Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim. Umarım sana eksik öğretmem. Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği sözcük "Fark etmez."dir. "Fark etmez"i kadınlar "Hiç umurumda değil, ne yaparsan yap." diye anlarlar.
    -En değerli sözcük nedir?
    -Sen bil bakalım.
    -"Seni seviyorum." herhalde.
    -Evet, kadınlar "Seni seviyorum." sözünü sık sık duymak isterler. Biz erkekler; "Söylemiştim, zaten biliyor." diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz.
    -Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi geliyor bana.
    -Zekan kesinlikle bana çekmiş. Ben de tam ona geliyordum. Davranışlar da çok önemli tabii. kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl, televizyon seyrediyorsan sarılarak seyret. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle.


    -Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani.
    -Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman alacak, zor ve masraflı şeyler değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et, zaten karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir ama, eğer sen hep alıp hiç vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler.
    -Tamam baba, bunlara dikkat edeceğim.


    Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı. Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya başladı. Az sonra geldi.
    -Baba çok teşekkür ederim. Bükçe'yi anlamaya başladım. Canan aradı. "Salonun perdeleri ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte mi baksak?" dedi. Tam "Fark etmez, sen seç." diyecektim ki bunu senin söylediğin gibi "Ev de perde de umurumda değil." gibi anlayacağı aklıma geldi. "Tabii canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen." dedim, çok mutlu oldu. Kendi seçecek.
    -O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak isterler. Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız.
    -Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe'yi öğretmeseydin h ali mi düşünmek bile istemiyorum.


    Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu. Bunları deneye yanıla öğrenmem yıllarımı aldı. Sen yine iyisin, hazıra kondun. Güle güle kullan, isteyene de öğret, herkes de güle güle kullansın. Kullansınlar ki yüzleri gülsün.

    beyler size belki şaka gibi gelecek ama.

    26 yaşındayım ve 5 senelik bi evliliğim var.

    şu bükçe işini tam yapamasamda bi kaç defa eşim üzerinde denedim kesinlikle işe yarıyor.

    AMA ŞUNU KESİNLİKLE UNUTMAYIN.

    KESİN VE KESİN.

    BÜKÇE Yİ GEREKLİ YERLERDE KULLANIN.

    SÜREKLİ KULLANDIĞINIZ TAKTİRDE BU SEFER KADINLAR DUYGUSAL OLDUKLARI İÇİN HEMEN TRİBE GİRİP.

    AHAAA EŞİMİ KONTROL ETMEYİ BULDUM GİBİSİNDEN DÜŞÜNCELERE KAPILIYORLAR.


    GEREKTİĞİ YERDE KESİN TAVRINIZI KOYUN. HAKLIYSANIZ HAKKINIZI SONUNA KADAR SAVUNUN.

    bükçe bana göre, işten eve geldiğimde sıradan bi günümde eşimi mutlu etmem için kullanabileceğim gizli bi taktik.

    fazla bükçe diline düşmeyin. bu seferde kadın dırdırından beyin kalmaz.

    neyse gerisi size kalmış. ben yaşadıklarımı anlattım.

    AMA BÜKÇE GEREKTİĞİ YERDE KULLANILMALI.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kimi_kerem

    quote:

    Orijinalden alıntı: snowor

    [buradan okuyabilirsin dostum

    Evlenecek misin? Sevgilin mi var? Sözlü veya nişanlı mısın? Ya da kız arkadaşın mı var? Mutlaka bu yazıyı okumalısın. Hiç birşeyin yok mu? E elbet bir gün olacak. Kısacası bu yazıyı şiddetle tavsiye ediyorum .. Okuyunca iyiki okumuşum diyeceksin!!

    Sema MARAŞLI'nın Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz adlı kitabından.

    Kadınları anlamak zordur derler... Doğrudur... Erkeklerin hep şikayet ettiği o anlaşılmaz hallerini keşfetmek gerekir... Bunun yolu ise kullandıkları dilden geçiyor olsa gerek... Kadın dilinden... Yani Bükçe'den...

    BÜKÇE (KADIN DİLİ)

    Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, "Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim." dedim. Deniz kenarındaki şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.
    Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı.

    Hoş beşten sonra konuya giriyorum.

    -Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor.
    Çocukluğunda suç işlediği zamanlardaki gibi birden bire kızardı. Kerata ne anlatacağımı zannettiyse!
    -Baba ben yirmi altı yaşındayım, bazı şeyleri biliyorum artık.
    -Ah senin o biliyorum zannettiğin konularda da çok bilmediğin çıkacak ama ben o konulardan bahsetmeyeceğim. Keşke konuşabilseydik ama henüz o kadar modern olamadım.
    Rahat bir nefes aldı. Bu arada yemeklerimiz de geldi. Oğlumla şöyle keyif yaparak muhabbet edelim bakalım.


    -Kaç dil biliyorsun oğlum sen?
    -İngilizce, Fransızca, bir de Türkçe'yle üç dil oluyor.
    -Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar tarafından kullanılır. Sen buna "kadın dili" de diyebilirsin.
    Güldü. Güldüğü zaman benim yanağımdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya cıkıyor.


    -Kadınların ayrı bir dili mi var?
    -Tabii ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük zevkidir, ama bu dili bilmezsen hayatın kararabilir. O yüzden bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe'yi öğrenmeli.
    İyi de niye Bükçe?
    -Çünkü kadınlar konuşurken, genellikle söyleyecekleri sözü net söylemezler. Eğip bükerler; onun için dilin adını; "Bükçe" koydum.
    -"Bükçe zor bir dil mi baba?" diye sordu gülerek.
    -Bana bak, çok önemli bir konu ama eğleniyor gibisin, biraz ciddiye al. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar sözü bükerek bükçe konuşurlar sonra da senin sözün doğrusunu anlamanı beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor. Mesela Çinli bir karın var, sen karına sürekli Fransızca "seni seviyorum" diyorsun ama karın hiç Fransızca anlamıyor. Fransızca "seni seviyorum"un onun için bir anlamı yoktur. Ona Çince "seni seviyorum" dediğinde seni anlayabilir.


    -Tamam baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar?
    -Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, hayır cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü.
    -Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani.
    -Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar. İşin kötüsü kendileri leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için leb deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. "Niye leb demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor?" diye canları sıkılır.


    -Biz de bazen Canan'la böyle sorunlar yaşıyoruz. "Niye düşünmedin?" diye kızıyor bana.
    -Kızarlar oğlum, kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar, küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendileri gibi düşünceli olmamızı beklerler, fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor.


    -Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi?
    -Var dedik ya oğlum, Bükçe'yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır mısın?
    -Hazırım baba.
    -Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattığı bir konu, Bükçe'de en az yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu sana "Bugün bir elbise aldım." diye söylemez. Elbise almak için dışarı çıktığından başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından, alırken yaptığı pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikaye anlatır.
    -Hikaye dili yani.
    -Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, "Hikaye anlatma, ana fikre gel, kısa kes." demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde bittin demektir. İster öyle de, istersen "seni sevmiyorum." de. İki durumda da "seni sevmiyorum" demiş olacaksın.
    -Ne alakası var baba "seni sevmiyorum" demekle "kısa anlat" demenin?
    -Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düşünürler.
    -Bu önemli. Bükçe'de dinlemek sevmektir diyorsun.
    -Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkekler de imalı konuşuyoruz diye düşünürler ve gözlerimizle onlara ne demek istediğimizi çözmeye çalışırlar. Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz şeydir.



    -Geçen hafta Canan bana "Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım." dedi. Ben de "Böyle de iyisin." dedim. Canı sıkıldı, bir kaç saat surat astı. "Neyin var?" diye sordum. "Hiçbir şeyim yok." dedi. Sence nerede hata yaptım?

    -"Böyle de iyisin" derken o "de" ekini orda kullanmamalıydın. Canan bunu şöyle anlamıştır. "Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin."
    -Peki ne demem gerekiyordu?
    -Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın. Bunu hiç unutmazlar. O gün "Hayatım sen zaten çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın yok." deseydin, günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup "Ağır mıyım?" derse sakın; "Evet, biraz" falan deme "Hayır" de.
    -Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa yapsınlar.
    -Aferin oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin. Kadının, kendi anne babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir ama asla senin eleştirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır.


    -Ve asla unutmazlar, değil mi?
    -Aynen öyle. Yıllar once annene, annesi için "Biraz cimri." demiştim. Hala "Sen benim annemi sevmezsin." der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme sokar, en çok göreceğim yere koyar.
    -Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi.
    -Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları anlayacaksın ama "Sen şunu mu demek istiyorsun?" diye asla yüzüne vurmayacaksın.
    -Anladım. Anlayacaksın ama anladığını belli etmeyeceksin. Buna şöyle de diyebiliriz. O beni iğnelediğinde "Niye bana iğne batırıyorsun?" diye sormayacağım, o iğneyi ben kendi kendime batırmışım gibi yapacağım.
    -Güzel ifade ettin oğlum. Mesela dün öğlen annen beni aradı. "Akşama tok mu geleceksin?" diye sordu. Beni biliyorsun akşam yemeklerinde hep evdeyimdir. Kırk yılda bir dışarıda yerim onu da haber veririm. Tabi ben hemen anladım annenin ne demek istediğini. "Tok gel, yemekle uğraşmak istemiyorum" demek istiyor. Anladım ama tabi "Ne demek istiyorsun?" demedim.


    -Dün çok yorulmuştu baba, düğün alışverişine çıkmıştık.
    -Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuş olabilir, bir kabul gününden tok gelmiş olabilir, bin beş yüzüncü diyetine başlamış ve o gün yemekle uğraşmak istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kısa yoldan "Canım benim karnım tok, sen de dışarıda bir şeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir seyler getir yiyelim." demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadını rütbesi tozlanacak, mevki kaybedecek. İlla Bükçe anlatacak, asık bir yüzle karşılaşmamak için senin de anlaman gerekiyor. "Hayır, evde yiyeceğim ama istersen hazır bir şeyler alıp geleyim, ne dersin?"dedim. "Tamam." dedi. Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arası döner yaptırdım. Onun dönerini de porsiyon yaptırdım. Bunu düşündüğüm için ayrıca sevindi. O da diyette, düğünde daha zayıf görünme derdinde bu sıralar.
    -Bu Bükçe'de kısa konuşma yok mu baba?
    -Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın, soruyorsun, "Neyin var?" diye. "Hiçbir şeyim yok." diyorsa, aman bir şeyi yokmuş diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak, ağlamaya başlar.
    -Bükçe'de "Hiçbir şey yok." demek; "Çok şey var, benimle ilgilen." demek oluyor, o zaman.
    -Evet. Biz erkekler "Bir şey yok." diyorsak, ya gerçekten bir şey yoktur, sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir sey vardır ama; "Şu anda konuşacak bir şey yok." diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur. Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için "Bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım." demek istiyordur. Çok nadiren gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi.
    -Bir arkadaşım da "Kadınların 'Peki.' demesi tehlikelidir" demişti.
    -Doğru. Bir kadının ağzından çıkan kuru bir 'peki', 'olur', 'tamam' her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe'de "Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım." demektir. Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanında "Peki canım, olur hayatım" gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.



    -Zor bir dil baba.
    -Yok yok gözün korkmasın, her yabancı dil gibi. İlk başlarda biraz çalışacaksın, pratik yapacaksın, bazen hatalar yapacaksın, dikkat edeceksin sonra otomatiğe bağlanırsın. Kolay yanı şu; senin Bükçe konuşman gerekmiyor. Dili anlaman yeterli.
    -Anlamak da pek kolay değil ama.
    -Korkma, o kadar zor değil. En önemli kuralları ben sana öğretiyorum zaten. Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca, düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar ve konuşurken suçlayarak konuşurlar; fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler.
    -Nasıl yani?
    -Mesela, karın sana "Ne zamandır dışarı çıkmadık." derse bunu suçlama olarak üstüne alma, canı seninle gezmek istiyordur, bunu sen düşünüp teklif etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. "Daha geçenlerde gezmeye gittik." gibi bir savunmaya girme. "Tamam canım haklısın, ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz." de, konu kapanır. Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.
    -Küçük ama önemli detaylar.
    -Aynen öyle. Mesela karın "Üşüdüm." diyorsa, "Üstünü kalın giy." demeni ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur.
    -Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe'yi. Ne kadar erken başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik belki.
    -Haklısın, aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın neresinden dönülse kardır.



    -Not mu alsaydım... Epeyce detayı varmış dilin.
    -Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim. Umarım sana eksik öğretmem. Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği sözcük "Fark etmez."dir. "Fark etmez"i kadınlar "Hiç umurumda değil, ne yaparsan yap." diye anlarlar.
    -En değerli sözcük nedir?
    -Sen bil bakalım.
    -"Seni seviyorum." herhalde.
    -Evet, kadınlar "Seni seviyorum." sözünü sık sık duymak isterler. Biz erkekler; "Söylemiştim, zaten biliyor." diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz.
    -Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi geliyor bana.
    -Zekan kesinlikle bana çekmiş. Ben de tam ona geliyordum. Davranışlar da çok önemli tabii. kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl, televizyon seyrediyorsan sarılarak seyret. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle.


    -Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani.
    -Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman alacak, zor ve masraflı şeyler değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et, zaten karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir ama, eğer sen hep alıp hiç vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler.
    -Tamam baba, bunlara dikkat edeceğim.


    Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı. Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya başladı. Az sonra geldi.
    -Baba çok teşekkür ederim. Bükçe'yi anlamaya başladım. Canan aradı. "Salonun perdeleri ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte mi baksak?" dedi. Tam "Fark etmez, sen seç." diyecektim ki bunu senin söylediğin gibi "Ev de perde de umurumda değil." gibi anlayacağı aklıma geldi. "Tabii canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen." dedim, çok mutlu oldu. Kendi seçecek.
    -O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak isterler. Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız.
    -Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe'yi öğretmeseydin h ali mi düşünmek bile istemiyorum.


    Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu. Bunları deneye yanıla öğrenmem yıllarımı aldı. Sen yine iyisin, hazıra kondun. Güle güle kullan, isteyene de öğret, herkes de güle güle kullansın. Kullansınlar ki yüzleri gülsün.

    beyler size belki şaka gibi gelecek ama.

    26 yaşındayım ve 5 senelik bi evliliğim var.

    şu bükçe işini tam yapamasamda bi kaç defa eşim üzerinde denedim kesinlikle işe yarıyor.

    AMA ŞUNU KESİNLİKLE UNUTMAYIN.

    KESİN VE KESİN.

    BÜKÇE Yİ GEREKLİ YERLERDE KULLANIN.

    SÜREKLİ KULLANDIĞINIZ TAKTİRDE BU SEFER KADINLAR DUYGUSAL OLDUKLARI İÇİN HEMEN TRİBE GİRİP.

    AHAAA EŞİMİ KONTROL ETMEYİ BULDUM GİBİSİNDEN DÜŞÜNCELERE KAPILIYORLAR.


    GEREKTİĞİ YERDE KESİN TAVRINIZI KOYUN. HAKLIYSANIZ HAKKINIZI SONUNA KADAR SAVUNUN.

    bükçe bana göre, işten eve geldiğimde sıradan bi günümde eşimi mutlu etmem için kullanabileceğim gizli bi taktik.

    fazla bükçe diline düşmeyin. bu seferde kadın dırdırından beyin kalmaz.

    neyse gerisi size kalmış. ben yaşadıklarımı anlattım.

    AMA BÜKÇE GEREKTİĞİ YERDE KULLANILMALI.

    Teşekkürler hocam verdiğinizden ötürü başta ve kesinlikle katılıyorum abartıya kaçmadan kullanmak gerekiyo.
  • kadın erkek ilişkilerinde olan olay sudur ki kaçan kovalanır. Ama ne zaman kovalanır bunu iyi bilmek lazım. bana göre yapılan yanlışlar ilk başta şu:

    Bir erkek bir kızı sever kızla gider konuşmaya kız teklifi kabul eder ve erkek açılır çok seviyorum da, Bir tanemsin de, Aşkımsın şudur da budur da vs, sayıklar bu sayıklamadan sonra kızlarda şöyle bir intiba oluşuyor sanırım bu oğlan beni seviyor beni bırakmaz ne yaparsam yapayım benden ayrılmaz gibi düşünüyorlar sanki sonrasında işte başkalarıyla görülmeler tavırlar vs oluşuyor.

    benim hayatımda 4 kız oldu bundan önce ve hiç evlilik flört düşünmeyen le evlendim eşim benimle ilk görüştüğümüz gün ailesine ilk ve son görüşmem bundan sonra görüşmek istemiyorum demiş mesela ama şu anda evliyiz:)

    Benim tavsiyem aşık olmadan önce karşınızdaki insanı iyice tanıyın tanıdıktan sonra sevin bir söz var "Kadınlar tanıdıkça sever, Erkekler sevdikçe tanır" diye bu söz her şeyi açıklıyor aslında
  • quote:

    Orijinalden alıntı: enkarizmanickbende

    bükçe ne

    Arkadaşm yukarda yazıyo bak istersen konuya bi baştan aşağıya :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DonVitoCarleone_ -- 18 Ocak 2012; 13:20:56 >
  • bükçe veya başka bir şey. hangi taktiği uygularsanız uygulayın bağlanma karşınızdakinin sizi vaz geçilmez olarak görmesi ile olacak bir konu.

    benim tecrübelerimle edindiğim kadarıyla şunları eklemek isterim;

    1-)Kesinlikle hayatınızda başka kızlar da olsun. normal arkadaş olur, kanka olur, başka bir sevgili olur. kendisini vaz geçilmez olarak görmesin. gerekiyorsa kendisine de durumu söyleyin.
    2-)bir abimizin bir sözü var. sıkılacağına kırılsın der. kızı kırmamak adına çok da kasmayın. gerekiyorsa tartışmaya girin ve kırın. unutmayın sıkıldığınız bir insanı unutmak istersiniz, ama kırıldığınız bir insan hep aklınızdadır.
    3-)Şu konu çok önemli, bir arkadaşın da değindiği gibi kızlar aşk sevgi vs. aramaz. kızlar hikaye arar. örneğin kendi kriterlerine uygun bir adamı bulur, adam yakışıklıdır, kariyerlidir, parası, evi, arabası vs. vardır. kız kafasındaki imajı yaratır ve o imajı adama uygular, sonra ona aşık olduğunu söyler. özellikle erkeğin dekoltesi cüzdanıdır lafını sakın unutmayın.
    4-)Asla mükemmel olmayın. unutmayın bütün dünyada mükemmel insanlardan nefret edilir. yanındayken ufak sakarlıklar falan yapın ve kendinizle dalga geçin. tabi öyle kızın üzerine kaynar su dökün değil. gidin kalemi düşürün yolda mesela. sonra amma sakarım deyin geçin. bu gözünde daha sıcak hale getirir.
    5-)Klasik bir taktik de göster ama elletmedir. bunu da deneyin. kıza bir süre çok ilgi gösterin, sonra geri çekilin, ilgiye alışan kız bir süre sonra ilgi kesilince kendisi merak edecek o ilgiyi isteyecektir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: urugakhina

    bükçe veya başka bir şey. hangi taktiği uygularsanız uygulayın bağlanma karşınızdakinin sizi vaz geçilmez olarak görmesi ile olacak bir konu.

    benim tecrübelerimle edindiğim kadarıyla şunları eklemek isterim;

    1-)Kesinlikle hayatınızda başka kızlar da olsun. normal arkadaş olur, kanka olur, başka bir sevgili olur. kendisini vaz geçilmez olarak görmesin. gerekiyorsa kendisine de durumu söyleyin.
    2-)bir abimizin bir sözü var. sıkılacağına kırılsın der. kızı kırmamak adına çok da kasmayın. gerekiyorsa tartışmaya girin ve kırın. unutmayın sıkıldığınız bir insanı unutmak istersiniz, ama kırıldığınız bir insan hep aklınızdadır.
    3-)Şu konu çok önemli, bir arkadaşın da değindiği gibi kızlar aşk sevgi vs. aramaz. kızlar hikaye arar. örneğin kendi kriterlerine uygun bir adamı bulur, adam yakışıklıdır, kariyerlidir, parası, evi, arabası vs. vardır. kız kafasındaki imajı yaratır ve o imajı adama uygular, sonra ona aşık olduğunu söyler. özellikle erkeğin dekoltesi cüzdanıdır lafını sakın unutmayın.
    4-)Asla mükemmel olmayın. unutmayın bütün dünyada mükemmel insanlardan nefret edilir. yanındayken ufak sakarlıklar falan yapın ve kendinizle dalga geçin. tabi öyle kızın üzerine kaynar su dökün değil. gidin kalemi düşürün yolda mesela. sonra amma sakarım deyin geçin. bu gözünde daha sıcak hale getirir.
    5-)Klasik bir taktik de göster ama elletmedir. bunu da deneyin. kıza bir süre çok ilgi gösterin, sonra geri çekilin, ilgiye alışan kız bir süre sonra ilgi kesilince kendisi merak edecek o ilgiyi isteyecektir.

    Konuyu yeni düşünceler yeni fikirller gelmesi güzel :) katılıyorm özelliklede 5. maddeye
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.