Şimdi Ara

Bu evrenin aslında korkunç derecede çıkarcılık içermesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
0
Favori
426
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yani bazen aklıma takılıyor, bu dünya, bu evren, her şey aşırı derecede çıkar dünyası. Evrenin kendisi bile çıkarcı aşırı derecede. Bazen diyorum ki, yok canım, sevgi var, aşk var, dostluk var, sonra yanıldığımı anlıyorum. AŞIRI AŞIRI ÇIKARCI HER ŞEY! Sanki bir şeyler yanlış geliyor bu dünyada. Yani nasıl böyle bir evren, bu kadar çıkarcılığa, vahşiliğe izin verebilir? İnsan, temeli sevgi olmayan şeylerle nasıl yaşayabilir? Ama görüyorum ki işte bazen, basbaya öyleymiş. İnsanın ailesi bile, kendisini gerçekte olduğu kişi olduğu için sevmez hiçbir zaman, bunu bir gün mutlaka göreceksiniz. O zaman çok derin bir yalnızlığa gömülüyor insan, bunu anlatırken bile nefes almayı unutuyorum, içim derin bir sıkıntıyla doluyor, öyle ki evrendeki tüm atomlar, gelip göğsümün üstüne oturmuş gibi, nefes alamıyorum bu evrende... Dünyada çok insan olsa da, aslında her kişi tektir, herkes tek ölür, tek doğar. Bu aşırı derecede korkunç bir gerçeklik, gördüğünüz en korkunç şey, en korkunç his, en korkunç korku filmi bunun yanında yeğ kalır.

    Diyorum bu evren böyle olamaz. İçimden bir ses, bu doğal değil diyor. Bu doğal olamaz. Bize ne içirdiler? Bizi başka bir yerden, başka evrenden mi getirdiler? Ne yaptılar bize böyle? İçimdeki ses böyle diyor. Böylece görüyorum ki, dünyada gerçekten seven bir benmişim, benden başka hiç kimse gerçekten sevmemiş, herkes ufak da olsa çıkar içindeymiş. İnanılmaz bir yalnızlık hissediyorum böylece. Sanki, uzayda, astronot kıyafetiyle, yıldız bile olmayan boş bir alana bırakılmışım gibi hissediyorum.

    Böylece diyorum ki, en iyisi umutlanmamak, hiç kimseyi sevmemek. Çünkü benim gibi hiç kimse sevmiyor demek ki, benim kadar yoğun değil. Sanki artık kağıt paraların kalkıp, dijital paraların geldiği zamanda, kağıt para zengini olmuş gibiyim. Hiçbir değerim yok elimde. Tek başıma, bir köstebek gibi yerin altında bir yerde yaşayasım geliyor, kimseyi tanımazsam, kimsenin benden çıkarı olamaz diye düşünüyorum.

    Dostoyevski, Tolstoy... Görünen o ki şimdi onları çok çok daha iyi anlıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CSB yazmayan adam -- 30 Aralık 2019; 0:47:56 >







  • Yalnızlık bence en iyisi. Dünya zaten çıkarcı olmasaydı ayakta duramazdı. İnsanlar için daha iyisini bilmiyorum. Evren kayıtsız, ilişkisel bir düzen. Evren iyiliğini istemiyor, iyiliğini isteyecek bir kişilik veya benzer bir mekanizmadan yoksun ya da azade. Evren varyasyon üretiyor kimlerin oyunda kalıp kalmayacağı belli olmuyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Felsefi olarak geçtim bilimsel olarakda haklısın
    Bütün maddeler en az hali seçmeyi istiyor. Enerjim daha az olsun, hareket etmeyeyim, edeceksem sabit olsun vs...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yalnızlık çok güzel bir ilüzyon. Bencilliğin dik alası aslında.

    Kimseye vereceğim sevgim yok diyorsan sen de bu hayatın çıkarcılığından sıkılmışsın belliki, yıllar yılı ben senin dediğin gibi yerin altında yaşadım, kimseyi tanımak kimseye kendimi tanıtmak istemedim. En yakın arkadaşlarım bile beni tanımadılar hiç bir zaman, ben ne kadar göstermişsem o kadar tanıdılar çünkü ne kadar kendimi tanıttıysam o kadar çıkar peşinde olan insanla muhatap olmak zorunda kaldım. Sosyal medyada hiç bir zaman paylaşım yapmadım, selfie bile çekmedim şu hayatta.

    Yıllar geldi geçti, arkadaşlarım evlendi çoluk çocuğa karıştı bana ne derlerse desinler ben yine yalnızlığımı seçtim, peki ne geçti elime diye soruyorum birkaç aydır kendime, tüm dünyanın parasını, gücünü elde etsem de ne değişirdi acaba diye soruyorum kendime. Cevap hiçbirşey. Ben yine yalnızlığımda kalırdım.

    Sevmemek isteği bizim kendimizi kandırmamız onu anlıyorum, birini sevebilir miyim onu da bilmiyorum ama şu bir gerçek ki çıkarsız sevmek zor birşey ve çıkarsız sevebilecek birini bulabilmek de gerçekten de zor. Ancak hiç bir yalnızlık kadar bencilce değil, önemli olan birlikte yalnız olabileceğin insanları bulabilmek, seni sıkmayan hayatın acımasızlığına sürüklenmeden seninle olabilecek kişileri arayabilmek.

    Şunu farkettim ki; ne kadar dışarıda kalırsan kal bu hayat sensiz de devam edecek ve sen bencilliğinle kalakaldığını anlayacaksın bir gün. Sana ilgi duyan kişilere ilgi duymayıp; ilgi duymayacağını bildiğin kişilere ilgi duymaya çabalamak da senin kendini avutman olacak çünkü aslında sen sevmekten de sevilmekten de korkuyorsun. Çünkü bencilsin.

    1 yıldır biraz sosyalleştim ve benim gibi çok fazla yalnızlığın ilüzyonunda olan insan gördüm/görüyorum, herkes aynı şeyi söylüyor, kimse benim kadar sevemez, kimse benim sevgimi haketmiyor, insanlara değer vermeyin sizi üzerler vb. cümleler ile kendilerini kandırıyorlar.

    Halbuki her yeni gün hayatının geri kalanının ilk günü. Bunu bilip öyle yaşamalı bizim gibiler. Belki bencillliğimizden bizi çıkaracak birilerini buluruz.


    Evren mesaj mı gönderiyor ne, karışık listeden bu şarkı da denk gelir mi bunları yazınca insanın karşısına. Yıllardır dinlememiştim.
    Avrupa Müzikyoutube
    Teoman - Güzel Bir Gün (Official Video)
    https://www.youtube.com/watch?v=2at-8ZbjRXs



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi torlofan -- 30 Aralık 2019; 20:18:42 >




  • Aslında insan seçimi konusunda doğru kararı verebilme olasılığımız olsaydı dünyada "Yalnizlik" denilen bir sey olmazdi sahsen. Cikarciligin bas gosterdigi bir dunyada yasanildigi dogru ve buna hak veriyorum ama dunyada da cikar iliskisine kurulmayan iliskiler de mevcut oldugunu dusunuyorum.(Genel) Yani belki azdır benim kastettiğim durum ama boyle kisilerin var oldugunu dusunurum her zaman.

    Kendini insandan soyutladigin zaman bir psikolojik sorunlar silsilesi baş gösterecektir(cunku insan, insan dolu bir dunyaya adapte olup tekrardan apatde oldugu yeri degistirmesi). Soyutlamak yerine tek ve guvenilir olmasi on plana alinarak secim yapildigi zaman(ince eleme olacak ve zaman alacak) en azindan bu psikolojik sorunlara ugramadan ve insanlarla olan kisilerle iliski kesilmeden yasanilabilir.

    Rahatlama açısından cok iyi oldugu konusuna katiliyorum ve gereklilik acisindan onemli ama icsel(psikolojik)olarak ben "Yalniz" olamiyorum/olmuyorum/olmak istemiyorum. Bunu istemesemde icimden gelen bastiralamayan bir istek.(yalniz olamama)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Herattaa -- 30 Aralık 2019; 20:13:14 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Yalnızlık bence en iyisi. Dünya zaten çıkarcı olmasaydı ayakta duramazdı. İnsanlar için daha iyisini bilmiyorum. Evren kayıtsız, ilişkisel bir düzen. Evren iyiliğini istemiyor, iyiliğini isteyecek bir kişilik veya benzer bir mekanizmadan yoksun ya da azade. Evren varyasyon üretiyor kimlerin oyunda kalıp kalmayacağı belli olmuyor.
    İnsanlar toplumsal varlıklardır.
    Yanlız yaşayamazlar. Bu senin kendi bencilliğinin sonucu.
    Yanlızlığın sonucu insanlığın sonunu getirir.

    İstisnalar haricinde insanlar öncelikle aile birliğini kurarlar. Bu en ilkel toplum birliğidir.

    Yukarıya doğru tırmanır.
    Kapitalizm kolay yönetebilmek için aileleri en ufak ferdine kadar birine düşürme peşindedir.

    Kapitalizmin en üst aşaması emperyalizmin var oluşu tüm dünyayı yönetimi için bulduğu formül böl parçala yönettir.

    Emperyalizm aileleri ülkemizde 35m2 gettolarda 10m2 evlere kadar düşürür ki , dedeler nineler dayılar amcalar halalar teyzeler kuzenler senin hayatında olmasın.
    Sonuçta sizi 35m2 evlerde aile bireylerini dahi biribirine düşürüp yalnızlığa iter.

    Ha 1000m2 evlerde bu formül işler. Kapitalizmin alçak yapısı koca şirketleri böler . Böldüğü şirketleri emperyal tröstler halinde kendi bünyesine katar.

    Kapitalizmde yaşadığı sürece bir kısım insanların yalnızlığa itilmesi kaçınılmazdır.

    Pis bir düzen. Feodal koşullarda dahi insanlar daha mutlu idi.




  • Arkedon kullanıcısına yanıt
    Yalnızlık toplumsallığa engel değil, toplumsallık ise bencillik dışı bir olgu değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Ben diye bir şey yok.Hepimiz ahlaksız ölüm otomatlarıyız
  • din ideoloji gibi çıkarda evrene yüklediğimiz göreceli kavramdır.yartışmaya lüzum yok.

    konu kilit üye sınırsız..
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Kimliğinin önemi yok. Düşüncelerin yanlış.

    Zorlama ile geniş aile yapısı da kişiyi kalabalık içinde yalnızlığa itebilir.
    Bu tip konularda DH çözümlenemediğini gördüğüm için iyi forumlar diledim.
  • Çıkar göreceli olabilir. İdeoloji, din, topluma verdiğin sosyal sentez ve analizler zinciri.
    İdeoloji veya din "çıkar" ilişkilerini göreceli olarak kullanabilir.
    Çıkar toplum yararına olabildiği gibi, aynı toplumda bir takım guruplara zarar da verebilir.
    Güç kimde ise çıkarlar ondan yana.

    Konu çıkara nereden geldi
    Haa vatandaşın kendi dışındakileri çıkarcı görmesinden kaynaklanmış.

    Böl parçala yönet . Civarındaki herkesi çıkarcı görürsen emperyalizmin tuzağına düşersin.

    Bu noktada DH yönünden kilit.
  • farklı bir açıdan bakalım.

    görünenin ötesinde dünyalar var ancak bunu görünen yüz yaşamıyorsa içredeki zenda mahkumu kim ve ne ahvalde?

    biz birisini esir mi ediyoruz ya da onu koruyor muyuz?

    ......................


    ben denen özne türemediği sürece doğmaz. bu şu demek ben üst soyun devamı oldukça onlarla anılırım ve benim bu duurumu koruyarak vefat etmem halinde aslında üst soy ölür. gerçekten de nesil devam etmeyince devam ettirmeyen değil devam ettirmiş olana göre durum belirlenecektir.

    o zaman benim doğumum halinde yani türemeye girmemle ölüm denen sürecim de bana tabi olarak başlar.

    peki bu durum korkunç değil mi? yani ölüm denen şeyin bi şekilde tercih olması ve bu tercihin ben denen öznece kabulu ne demek olabilir?

    ........................

    bana kalırsa bu durum bakımından insan güle oynaya evlenir çocuğu dünyaya geldiğinde sevinir vs iken bir şey bu durumun kendi sonunu da hazırladığını bilmekte.

    bu çerçevede bu şey ya sizin tarafınızdan esir alınmıştır ya da karşılıklı bir çıkarınız mevcuttur.

    ........................

    bana kalırsa ilahiyat eksenli düşünüşle düşünürsek gökte bir ilah melek ve şeytan yoksa yani isyan denen şey mevcutta değilse ve insan ölümü göze alarak bir işe girişmişse bu açılardan biri de içsel bir çıkar ilişkisi olmalıdır.

    yani biz isyan eden şeyi gökte ( şeytan) bulamazken yerde içselliğimizde saklayarak oluşturma bazlı davranırız.

    bizden her türlü gerçeği saklayan şey ile korkunç derecede bir çıkar ilişkimiz mevcut olabilir. biz ona dayanır ve ilahiyat da denen ancak dünya da dense olabilecek bir kavrama bu içsellikle isyan ederiz.

    .......................

    insanımsı denen şey yeryüzünden yok olsa dünya hiç bir şey kaybetmez. ancak amazonlardaki bir kurbağa türü yok olsa dünya daha farklı dönmeye başlar.

    varlığımız bir armağan mı kişisel ego mu?

    cevap kişisel ego olmak zorunda. dünyaya hiç bir katkımız olamaz. salt berbat ederiz ki bunu yaparız. ancak varlığımızı bir şekilde aklama adına bir şekilde içselliğimizdeki bir kısım gerçekleri gizleyen bir şeye ihtiyaç duymaktayız. yani o kadar egositiz ki bizi bizden başka savunacak hiç bir kavram yok.

    .........................

    bu yersel şeytan bi açıdan bizim ona dayanmamız adına gerekli olan varlık. yani içte taşınan bir değer var ve bu bir şekilde gerçeği gizlerken biz de bu gizlenmişe inanmakla mükellef tutulmuş gibiyiz.




  • Evrenin değil, kapitalizmin korkunç derecede çıkarcılık içermesi olarak değiştirilmesi lazım başlığın.

    Her insanın içinde bir sevgi vardır. Sen sevgini bir insana yöneltebilirsin, bir diğeri ailesine yöneltebilir, bir diğeri sadece evladına, bir diğeri doğaya.

    Adam mafyadır, elinde birçok insanın kanı vardır, ama oda alır bir kediyi kucağına onu sever. Sevgisini ona yöneltir. İnsan sevemez, çünkü belki bir insan en yakının canını almıştır onun. Oda can almaya başlar. Ama içinde ki sevgi eksikliğini bişeylerle doldurur.

    Veya sevgiyi Yaradana yöneltir bazısı da. Oda sadece onu içten sever. Yaradılanı da yaradandan ötürü sever.

    Çıkarcılık, menfaat, başkasının kuyusunu kazma hep var oldu insanlık tarihi boyunca. Ama hiçbir zaman günümüzde ki gibi zirve noktasına ulaşmadı. Zirve nokta budur. Kapitalist ideolojinin çok acı sonuçlarından biridir.

    "Herkes kötü" düşüncesi çok yanlış. Herkes kötü sadece sen mi iyisin? Kimse sevmiyor sadece sen mi seviyorsun?

    Hayat şartları zorlaştıkca, insanlarda umutsuzluk hakim olmaya başladıkca, bu saydığın şeyler paralel bir şekilde artar. İnsanlar hayatlarını şerefli bir şekilde sürdüremiyorsa, bu sistem insanları şerefsizliğe yönlendiriyorsa, şerefsizleşen insanlardan daha çok bu sistem eleştirilmelidir.

    Refah düzeyinin yüksek olduğu bir insan topluluğunda hırsızlık oranı, refah düzeyi düşük olan bir insan topluluğunda ki hırsızlık oranından daha azdır mesela. Şereflice yaşama koşulları ortadan kalkarsa insanlar şerefsizleşir bunun önüne geçemezsiniz.

    Fakirlik, açlık, insanca yaşama olanaklarının azalması insanları bencilliğe itiyor. Herkes gemisini kurtaran kaptan modunda. Ben kendimi kurtarayım gerisi beni alakadar etmez modunda oluyorlar. Ki bu anlaşılır bişey. Zira insanları dizayn eden onların tepesinde kılıç sallayan ideolojilerdir. Ve kapitalist ideoloji gerek eğitim yoluyla gerek basınıyla gerek sosyal medyasıyla gerek sinema ve dizileriyle ve diğer birçok aygıtıyla insanları işte tamda böyle dizayn ediyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İAmSterdam06 -- 7 Ocak 2020; 12:8:59 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Güzel tespit katılırım.
  • Gen gibi atomlarda cikarcidir..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.