< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uykuadam -- 13 Temmuz 2019; 17:16:30 > |
Bildirim
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uykuadam -- 13 Temmuz 2019; 17:16:30 > |
Bu tarz yerler baştaki yoğunlukta fiş kesmeyip kapanışı yaparken toplu fiş keserler. Herkes biliyor ki aradaki açıklık fazla olursa yine ceza alacağını
Şikayetinin pek bir önemi yok özetle. +Herkesin muhasebecisi var. Gelire oranla illaki fiş kestiriyorlar. Maksimum maliye gelip 150 lira civarı bir ceza yazıp gider, klasik. Tecrübeyle sabit. |
Şimdi bir konuyu netleştirelim
Fiş kesilirse işletme KDV öder. KDV işletmenin değil vatandaşın ödediği bir vergidir. Devlet adına işletme vatandaştan tahsil eder. Fiyatlarımıza KDV dahildir yazısı boşuna asılmıyor. Esnafı değil vatandaşı düşünün |
aslan yarim kız senin adın hediye
ben dolandım sen de dolan gel beriyee |
Daha önceki ihbarların sonucunu gördüğüm için
Şikayetin önemi var. Cezai işlem uygulanıyor. Tekrarında katlamalı oluyor. |
turkiyede tepeden tirnaga eskiya duzeni var zaten
|
Ha senin söylediğinin çok alakası var çünkü Ad hominem yaptığımı söylüyorum zaten alakası olmaması lazım dediğimin. Bak argümanların saçma. Aynı yöntemle çürütebilirim.
-Senden çalan kim? Hırsız -Hırsızdan çalan kim? Devlet -Hırsıza bu kaynağı sağlayan kim? Vatandaş olarak sen. - Hırsız neden senin evine giriyor? Devletin ondan çaldığını o da senden çalıyor. Çünkü çalmayı meşru görüyorsun dolayısıyla hırsızlığa yol vermiş oluyorsun. -Vatandaş neden vergi vermek istemiyor? Çünkü işine gelmiyor. Cebine daha fazla para girsin istiyor. Sonuç: Hırsızı şikayet edemezsin. Gördün mü suçlu sen çıktın |
Bahsettiğiniz mercileri şikayet edemiyoruz ne yazıkki. Oylarımızla değiştirmeye çalışabiliyoruz sadece
Parça parça fiş kesse ne olacak. 200 tane sattığı mala belki 100 tanelik fiş kesecek. Stış fiyatıda diş kessede kesmesede "kdv dahil" fiyat. Yani devlete ödenecek vergi içinde fiyat alıp belkide satış göstermeyecek. |
Kesinlikle katılıyorum. Kazanan vergisini ödemelidir. 21'inci yüzyılda nereye ödeyeceği ise tartışmalı tabii...
Dünya'ya iş yapan birisi, Türkiye'de yaşıyor bile olsa, Türkiye'deki şirket üzerinden iş yapmak zorunda değil mesela... Vergilerin inanılmaz verimsiz kullanıldığı, ona buna peşkeş çekildiği bir ülkede vergi ödememek için legal dolap çevirmeyi yanlış bulmuyorum. Devlet halkın boğazından kesip kendisine EMANET ettiği paraları düzgün kullansın. Hükümet de halkın parası ile halka artistlik yapmaya da son versin. O noktada vergisini adam gibi ödemeyen şerefsizdir. Bu noktada ise aynı şeyi söyleyemeyeceğim. An itibari ile kuzu gibi vergi vermek sadece mevcut düzeni beslemektedir. ------------------- Ben elimden geldiğince, legal yöntemlerle vergiden kaçınıyorum. DİKKAT: VERGİDEN KAÇINMAK ayrı bir şey, VERGİ KAÇIRMAK AYRI BİR ŞEYDİR. Mesela, gayrimenkul yatırımı olarak arsa aldınız. Alırken ufak bir vergi var. 5 yılı doldurursanız satarken de ufak bir vergi var. Kısaca yatırım amaçlı gayrimenkul aldığınızda 1'e aldınız, 10 yıl sonra 12'ye sattınız. Sadece alım satım vergisi ödersiniz. %100 legaldir. Bunun yerine bir apartman dairesi alıp kiraya verseniz, kamyonla gelir vergisi ödersiniz. Özellikle tüketimden alınan vergilerden mümkün olduğunca kaçınıyorum. Araba yenilemiyorum mesela. Eskisine binmeye devam ediyorum. Arıza yaparsa, devlete gideceğine sanayi esnafına gitsin. Yıllar oldu, Türkiye'den bilgisayar toplamadım. İşlemci, ram, ekran kartı, ssd yurt dışından ikinci el alıyorum. Arkadaşa yolluyorum. Gelirken getiriyor. Türkiye'den sadece anakart alıyorum (büyük diye). Aynı kasayı ve Power Supply'ı 12 yıldır kullanıyorum falan... Ha, iki yıl önce ikinci el monitör aldım sadece. Telefon falan konusunda da böyleyim. "İkinci el telefon al, eşine ver, eşinin eskisini kendin kullan" şeklinde. Bir telefonu 7 yıl kullanıyoruz. Alsam alamaz mıyım? Alırım aga. İstersem her yıl telefon yenilerim. Yeniler miyim? Hayatta yenilemem. Hem tüketim çılgınlığına karşıyım, hem fahiş vergilere karşıyım. Yıllar yıllar önce arabaya LPG taktırdım mesela, temel amacım vergi minimizasyonu idi. LPG'li araçla 185.000km yol yaptım. Kabaca ikinci el B sınıfı bir araba kadar ekonomi yaptım. Aynı arabayı hala kullanıyoruz. Kullanmaya da devam ederiz. İki tane klasik arabam var. Trafikten çektim. Vergisi: 0. --------------------- Tüketmiyorum lan, silah mı dayayacaklar kafama "tüket" diye? Seneye şirketi de kapayacağım. Şirket gerekirse gider bir başka muz cumhuriyetinde açarım. |
Bakanlık giderleri... Kiralanan araçları biliyoruz. Nerede kaç kişi çalışıyor biliyoruz. Meclistekilerin maaşlarını biliyoruz. Sarayı biliyoruz. Uçakları biliyoruz. Ben doğma büyüme Ankara'lıyım. İki dedem de eski milletvekili. Olayın içindeyim. Bana israfı anlatmayın.
Tarım bakanlığı binasını bilir misiniz mesela? Transformers robotuna benzer. O kadar adam o koca binada ne iş yapar, hiç anlamam... Hele ki memlekette tarımın sürekli suretle zayıfladığı düşünülürse... Hazine müsteşarlığı? Diyanet işleri başkanlığı? Ben biliyorum buraları. Hepsi israf yuvasıdır. Dedemin memleketinde memleket nüfusunu memleketteki camilerin KAPALI ALANINA sığdırabilirsiniz mesela. Höççük kasabada 4 cami. 12 memur demek. Yarısı gereksiz. Ki, diyanet işleri ve camiler falan küçücük bir israf kalemi. Halkın vicdanını rahatlatıyorsa, önemsiz denebilir. Öğretmenle, doktorla derdim yok tabii ki. Aksine, bu alanlarda eksik var. Ama hırttan bir belediye başkanının S320'ye binmesi ile bir derdim var mesela. Öğretmen eksiği varken işi bana hizmet etmek olan adamın 200 araçlık konvoya tuvalete gitmesine gıcığım. Size hiç RTE konvoyuna denk geldiniz mi? Ben çok geldim. Eskiden komşumdu kendisi. 200 civarı araç olur konvoyunda. Veya duble duble yolları yapıp, tren yolu taşımacılığını es geçip, tuvalet kağıdından mısıra herşeyi karayolu ile taşımamızla derdim var. Her pahalı bulduğumuz ürünün içinde gömülü büyük bir gizli maliyet var: Nakliye... Duble yolları gene yapaydık. Önceliklendirmeyi doğru yapaydık. Tren yollarımızı genişleteydik. Büyüyen üretimin getirdiği ek ekonomi daha çok vergi geliri yaratırdı. Bu gelirle duble yollarımızı yapaydık. Ama biz duble yolları yaptık. O yollar da hepimize girdi. Yetmedi, geçsen de sana girecek, geçmesen de sana girecek köprüler yaptık. Parayı bunlara yatırana kadar, üretim için, ihracat için bu parayı ayırsa idik, daha çok istihdam sayesinde devletteki boş kadroları daraltabilir, devletin boş yere maaş ödediği yüz binlerce memurun sayısını azaltabilir, vergi yükünü düşürebilirdik. HİÇBİRİ YAPILMADI. UTANMAZCA HER GEÇEN YIL DAHA ÇOK VERGİ İSTENDİ BİZDEN. Benim evimin önündeki sokak mesela. Son 5 yılda 3 kere kazıldı. Tekrar asfaltlandı. Neden? Çünkü hem beceriksiz, hem yedirici bir düzenimiz var. Belediye "ben burayı asfaltlayacağım, herkes gelsin tamiratını yapsın" demiyor. İki ay sonra telekom, 6 ay sonra aski, 10 ay sonra doğalgaz. YETER LAN. 5 yılda evimin önüne dökülen asfaltla kaç çocuk okutulurdu... Kusura bakmayın. Bu noktadan sonra vergi vermek, bu düzenin devamlılığını sağlamaktır. Ben bu düzenin devamlılığına karşıyım kardeşim. Gerekirse tüm sermayemi, birikimimi, işimi, yurt dışına taşırım. Bu ülkede sadece vergisiz alanlarda yatırım yapacağımı peşinen beyan ederim. Vergi kaçırmıyorum bakınız. |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Reborned -- 18 Haziran 2019; 13:39:45 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Reborned -- 18 Haziran 2019; 13:43:47 > |
|
|
|
|
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi J.MOURINHO -- 18 Haziran 2019; 15:14:38 > |
|
|
|