Bunu yazan bir GS li

İlk önce Fenerbahçe'yi kutlarım..

Hagi kalmalı mı?
Öncelikle şampiyonluklarından dolayı Fenerbahçeliler’i kutlarım. Bu konuda herkes çok yazıp, çok konuşacağı için ben fazla değinmeyeceğim.

Ancak şunu söylemeden edemiyorum. Bir kaç yıl önce Galatasaray çok iyi bir futbol takımına sahipken; Fenerbahçe yıllarca geride kalmışlığının ezikliğiyle rakibini yakalamak için çaba sarfediyordu. Oysa şu anda olay tamamen tersine döndü. Fenerbahçe her açıdan Galatasaray’ı onlarca yıl geride bıraktı. Çünkü akılcı işler yaptılar. Düşünebiliyor musunuz, insan Fenerbahçe Stadı’na baktığı zaman imreniyor. Oysa Galatasaraylılar Ali Sami Yen Stadı’nın küçücük bir tribününü bile aylardır kullanacak hale getiremedi. İnsan buna bakıp şöyle düşünüyor; Kardeşim Japonlar iki haftada köprü yapıyorlar. Bu nasıl iştir! Yine üzülerek duyuyorum, dinliyorum, bazı Galatasaraylılar şöyle diyor: “İnşallah ikinci bir 14 yıl yaşamayız”

Galatasaray Teknik Direktörü Hagi, görevine başladığından bu yana her maç sonrası garip garip şeyler söylüyor. İlk garip sözlerini yönetime karşı söylemişti, yöneticiler bunu sineye çektiler, Hagi önce “Özür dilerim” dedi, sonra “Dilemedim” diye konuştu. Her neyse... Anlatmak istediğim o ki, ilk yapılan hatayı kabullenip anında tedbir almazsan, hatalar birbirini kovalar gider. Fenerbahçe maçından sonra Hagi “Başkan arkamda ama neyle arkamda!” dedi. Sanmayın ki Hagi’yi ayıplıyorum, Galatasaray’dan ayrılmasını istiyorum. Hagi ilk geldiği gün demiştim ki; ‘Hagi Galatasaray için şans değil, Galatasaray Hagi için şanstır.’ Keşke dediklerim çıkmasaydı. Yine bütün içtenliğimle söylüyorum, Galatasaray dört yıl üstüste şampiyon olduysa, takımın başında aynı kişi; Fatih Terim vardı. Fenerbahçe iki yıl üstüste şampiyon olduysa, takımın başında Daum olduğu içindir. Takımlar şampiyon olur veya olmaz, her yıl teknik direktör değiştirirse bu başarılı sonuçlar alınmaz. Onun için de Hagi ne kalsın de gitsin demiyorum. Çünkü bir yılda deneyim sahibi oldu. Belki artık ne bu tür şöyleşiler yapar, ne yönetimi yorar, ne de takım içinde yaptığı yanlışlara bu yıl bir kez daha düşer.

Bir başka olaya da gerçekten çok üzülüyorum. Çoğunu tanıdığım, özel yaşamlarında sakin, akıllı, dürüst olan bazı takımların teknik direktörleri inanılmaz şeyler yapıyorlar. Sıralayalım... Daum’la Giray Bulak’a bakın. Ardından Hikmet Karaman ile Güvenç Kurtar’a... Daha sonra Yılmaz Vural’ın futbolcusuna karşı yaptığı hareketi ve en sonuncusu Ziya Doğan’ın yardımcısına yaptıkları... Bu kişiler kamuda örnek olması gereken kişilerdir. Şimdi ben soruyorum; Dediğim gibi özel yaşamlarında saygın bu insanlar neden sahanın kenarında bu kadar agresif davranıp, yakışık almayan olayların içine giriyorlar? Bunda bana göre görünmeyen bir olay var. Acaba kim bu olayları araştıracak ve bu yetenekli genç antrenörlerden savunma isteyip, davranışlarının sebeplerini araştırıp, önlem almaya çalışacak?

24 Mayıs 2005 - 09:22587

YORUMSUZ

Benzer içerikler