Şimdi Ara

Çankaya Üniden >> University Of California'ya,MOTİVASYONUNU KAYBEDENLER GEL

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
39
Favori
4.619
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
44 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Foruma ilk kayıt olduğum zamanlarda gördüğüm,kendisiyle twitterdan tanışıp sohbet ettiğim bana büyük bir motivasyon ve güç veren bir abimizin konusunu paylaşmak istiyorum . Kendisi Çankaya Üni bilgisayar mühendisliği okurken 4 sene boyunca çalışıp ABD'nin en iyi üniversitelerinden olan UCLA yı kazanmıştır. İlk açtığı konuyu sildi ancak bazı kesitler ve silinmeyen konusunun linkini atıyorum. Umarım bazılarınıza fayda sağlar


    HERKESE YARDIMCI OLMASI DİLEĞİYLE YAŞADIKLARIM

    Nasıl Başladı?
    Amerika'da okuma isteğim ilk olarak üniversitenin 2. sınıfında ortaya çıktı. Bunun nedeni biraz şu an bulunduğum üniversite ile de alakalıydı. Buradan şu an okuduğum üniversitenin adını vermeyeceğim ama tecrübelerimden yararlanmak isteyenler için kısaca açıklamamda yarar var. Şu an Ankara'da bir özel üniversitede "burssuz" olarak girdim. Lise döneminde çalışkan ancak "çalışmayan" biriydim. Bu nedenle bu şekilde üniversiteye giriş yapmak zorunda kaldım. Bölümüm Bilgisayar Mühendisliği.

    Üniversite her ne kadar beklediğim kadar kötü olmasa da kampüs olarak beni doyurmaması, öğrenci çevresi nedeniyle 2. sınıfta iyice moralim bozuldu. Buradan şu an üniversiteye hazırlanan ve hazırlanmakta olanlara bilgi vermesi açısından söylüyorum. Eğer sevmediğiniz bir üniversitede bulunursanız mutlu olma şansınız çok çok az. Bunun üzerine neler yapabileceğimi düşündüm. Üniversite sınavına yeniden girebilirdim. Hatta 1. sınıfın yazında tekrar kitap defter açıp ÖSS'ye çalışmaya başladım. Ancak sonradan bunun benim için bir zaman kaybı olacağını düşündüm. Yeniden bile başlasam çok zaman kaybetmiş olacaktım.

    Herşey Kafada Bitiyor...
    Bunun üzerine aklıma hep küçüklüğümden beri aklımda olan yurtdışında üniversite okumak geldi. Yeniden hazırlanmak da zaman kaybettireceği için şu anki okuduğum üniversiteyi çok iyi bitirip yüksek lisans için eğitimime orada gidecektim. Ancak Türkiye'de yaptığım hatayı bir kez daha YAPMAMALIYDIM. Yani sıradan bir üniversiteye değil, dünyanın en iyi üniversitelerinden birine girecektim. Bu sanıldığı gibi kolay değildi. Burada Türkiye'nin en iyi üniversitelerini amaçlayanlar için de yazmak isterim. Herşey kafanızda bitiyor... Bu demek oluyor ki şimdiye kadar üstün başarı gösteremediyseniz bu sizin aptal olduğunuz ve yapamayacağınız anlamına gelmez. e=mc^2'nin serüvenine bakarsanız aslında zekiliğin ötesinde ne kadar çok çalışma gerektiğini görürsünüz. Neyse, konuyu çok dağıtmadan döneyim. Yurtdışında çok iyi bir üniversitede okuma kararı verdikten sonra bir gün tüm gecemi sabaha kadar üniversitelerin internet sayfalarını gezip, kampüs fotoğraflarına bakarak geçirdim.

    Sanırım hayatımı değiştiren şey o anda gerçekleşti. Ne olursa olsun çok ama çok iyi ve planlı çalışacak bu üniversitelerden birine girecektim. Önce İngiltere'de iyi üniversitelerden ücretsiz tanıtım kitapçıkları sipariş ettim. Sonra orada yazılanları okudukça, resimlerden gördükçe aslında ne büyük şeyler kaçırdığımı ve bir Türk çocuğu olarak bu imkanlardan yararlanamadığım için çok büyük bir üzüntü duydum. O andan itibaren artık hayatımı değiştirecek, bu üniversitelere girmek için birinci koşul olan üniversite derslerimi yükseltecektim.

    Hayat Yeni Başlıyor
    Kararımı verdiğimde üniversitenin henüz 2. sınıf birinci dönemi bitmişti. Üniversite sistemini bilmeyenler için söylüyorum. 4.0 üzerinden bir notlandırma bulunur. 3.0 üstü bir ortalamaya sahip olmak oldukça iyidir. Benim o zamanki yılsonu ortalamam 2.79du. 1. dönemki ortalamam ise 2.64 Yani oldukça düşük. Ancak başarısız olmak yoktu bu vakitten sonra... Bulunmam gereken yeri biliyordum. Arkadaşlarıma Stanford, MIT gibi bir okulda okuyacağımı söylediğimde bana gülüyorlardı. Türkiye'den kaç kişi alıyorlar ki özellikle bizim üniversiteden alsınlar? diyorlardı.

    Okulun 2. döneminde resmen kendimi yeniden keşfettim. Aslında uzun saatler sıkılmadan çalışabildiğimi, aynı zamanda da sosyal hayatımı dengelememin imkansız olmadığını gördüm. O dönem çok fazla çabaladım, uğraştım. Dersleri çok iyi takip ettim. Dersi ezberlemek yerine, anlamaya, not çıkarmaya başladım. Bildiğim konularla zaman kaybetmeyip, bilmediğim konulara asıldım. Takıldığım anlarda çevremden, internetten yardım aldım.

    Çabalar Meyvelerini Veriyor
    2. dönemin sonunda getirdiğim ortalama 3.96'ydı (100 üstünden 99, 5 üstünden 4.95) . Evet inanılmaz bir şeydi. O ana kadar sadece ortalama bir öğrenci olan, bölüm içinde 30.-40. sırada bulunan ben o dönem içinde Bilgisayar Mühendisliği gibi zor bir bölümde, o dönemin 1. olmuştum. Genel ortalamam ise bu sayede 2.79'dan 3.13'e yükselmişti. Böylece üniversitenin düşük seviyede eğitim başarı bursunu da almaya hak kazanmıştım. O yıl yazımı bir kamu firmasında staj yaparak geçirdim. Benim için çok da yararlı bir süreç değildi. Ancak ben o sıralarda hedefime ne kadar yaklaştığımı düşünüyordum. 3. sınıf benim için yeni bir uğraş olacaktı. Dünyanın en iyi üniversitelerinin beni kabul etmesi için daha çok vardı.

    Yeni Bir Dönemeç
    Daha önce de belirttiğim gibi artık üniversiteye gelme amacım değişmişti. Aynı zamanda kendime güvenim yeniden gelmiş, eğer istersem bir şeyleri başarabileceğimi görmüştüm. Aslında bunun her insan için mümkün olduğunu anlamıştım. Yeter ki istesin. Çok uzatmadan sözlerime devam ediyorum. 3. sınıfta birinci dönem ortalamam 3.93 ve ikinci dönemde ise 4.00 yaparak rekor kırmıştım. Benim hedefim 3.50 üstüne çıkmak ve o istediğim üniversitelere girebilmek için aday olmaktı. O sırada birinci dönemde Yapay Zeka denen bir ders almıştım. Bununla bilgiyi daha sonra vereceğim.

    İşte burada yeni bir sıkıntı ortaya çıkıyordu... Benim ortalamam 3.44'te kalmıştı ve 3. sınıf sona ermişti. Bilmeyenler için, Amerika'da üniversite başvuruları üniversitenin son sınıfında daha üniversite bitmeden ve o ana kadarki not ortalamanla yapılıyordu. Yani neredeyse bu kadar çabam boşa gitmek üzereydi. 1. sınıftaki derslerim düşük olduğu için ne kadar çabalasam da 3.43'e kadar yükseltebilmiştim. Bunun üstüne benim için zor bir karar verdim. O yıl yaz tatilimde hem stajımı yapacak hem de 1. sınıfta düşük olan iki dersimi yeniden yükseltmek için yaz okuluna kalacaktım. Bu yazın hiç tatil yapmamam anlamına geliyordu. Okulun 2. dönemi bittikten 2 hafta sonra yaz okulu başladı. Orada iki dersimi yeniden aldım. Ancak amacım yine bu derslerden en yüksek notu almak olduğundan yazın müthiş stresle ve acaba yapabilecek miyim diye düşünerek geçti.

    Yaz okulu bittiğinde iki dersimi de AA (en yüksEk not) getirmeyi başarmıştım. Böylece ortalamam 3.57'ye çıkmıştı! İlginç gelebilir ama eski kötü derslerinizi yükseltmeniz, iki yeni ders alıp onlardan çok yüksek almanızdan daha etkilidir ortalamanızda.

    Bunun ardından o yaz stajımı oldukça verimli geçen ASELSAN'da yapma fırsatı elde ettim. Böylece bir önceki yazın stajda yaptığım hatayı da bir şekilde telafi etmiş sayılırdım.

    Başvuru Süreci Başlıyor
    Başvurumu 4. sınıfın birinci döneminde yapacaktım. Son anda yazın düzelttiğim 3.57'lik bir ortalamam vardı elimde. Oyunun final perdesindeyim artık. Ya bunca zamanki çalışmam cidden meyvesini verecek ya da bir hayal kırıklığı olacaktı. Genelde Amerika'nın en iyi üniversitelerinden istenen şeyler şu şekilde:

    -GRE Sınavı Sonucu (Lisedekiler için SAT ve 2 tane SAT Subject)
    -Toefl Sınavı Sonucu
    -Üç hocanızdan İyi Referans (lisedeyseniz, referans istenmiyor)
    -Not çizelgeniz.
    -Niyet Mektubu (O üniversite'ye neden sizi almaları gerektiğini, yaptıklarınızı anlatıyorsunuz)
    -Lisedeyseniz akademik başarılarınız, okul dışı başarılarınız.

    GRE sınavını Ankara'da Amerikan Kültür'de kameraların bulunduğu bir odada girdim. Bilgisayardan yapılan sınavda soruları doğru yaptıkça bir sonraki soru öncekinden daha zor geliyor. Sınav sonunda oldukça iyi bir puan aldım. Puanınız sınav bitince hemen ekranda beliriyor.

    TOEFL sınavı ise daha sancılı oldu. TOEFL sınavı için kursa gitmededim, İngilizce için de gitmedim. Ankara'da olan sınav merkezine 10.30'da gittiğimde (başlaması gereken zaman) bizi tam 2 saat beklettiler. Sonunda kabus gibi bir haber verildi. TOEFL sınavı teknik bir aksaklıktan yapılamayacaktı. Ancak başvurduğum üniversiteler TOEFL sınav sonucunu bir sonraki ay istiyorlardı ve sınav sonucu zaten 1 ay sonra üniversiteye ulaşıyordu. Yani sadece o tarihte girersem ucu ucuna yetişiyordu. Bu sınava o zaman giremezsem benim için herşey biterdi. Eve geldiğimde ilk defa ağladım uzun zamandır. Ne de olsa bu kadar çabalamış, uğraşmış, şimdi ise sınavın yapılamayacağı bir sonraki sınav tarihi içinse beklemem söyleniyordu. Bir sonraki sınav tarihi ise ancak bir ay sonraya...

    O sırada ETS (TOEFL yapan firma) bir email yolladı. Aynı ay içinde en erken 22'sine sınav ayarladıkları haberini veriyordu. Ancak bu benim için yine yeterli değildi ama ancak bu zamana boş yer bulabilmişlerdi. Ben şansımı denemek için sınav iptali ayrıcalığından yararlanıp daha önce tarihte girebileceğim Ankara dışında mümkün yerlere bakmaya karar verdim. Yeter ki daha önce gireyim, Türkiye'nin hangi ucuna gideceğim umrumda değildi. Şansıma Eskişehir'de bir boş yer buldum o haftanın Cuma gününe. Okulu da asarak ailecek (ailem benden heyecanlıydı), Eskişehir'in yolunu tuttuk. Oraya gittiğimde sınava başladım. Tam o sırada Eskişehir çapında elektriklerin hepsi kesilmesin mi? Allahtan elektrik 1 saat sonra geldi. Elektrik kesilmeden önceki cevaplar kayıt altına alındığı için kayıp yaşanmıyormuş ama eğer biraz daha geç gelse o kayıtlar otomatik silinecekmiş. Her neyse sağ salim bu sınavı da atlattım ve sonunda yine bahsettiğim iyi üniversitelere girmem için yeterli bir puan aldım.

    Üzücü Tecrübe (Herkese ders olması dileğiyle)
    Okul başvurularını yaparken o sırada okullarla da alakalı derin araştırmalar yapıyordum. Varsa daha önce kabul almış Türkleri bulup irtibat kuruyordum. O sırada UCLA'den daha düşük bir üniversitede (ama yine de oldukça iyi bir üniversite) bulunan bir türk buldum. Ona tecrübelerini sorup, o anki durumumu anlatan bir email yolladım. Gelen e-mail benim için adeta bir çöküş noktasıydı. Belki de şu an bu yazdıklarımı yazmama neden olan e-maildi o. Bana kendisinin bulunduğu üniversitenin çok zor öğrenci kabul ettiğini benim bulunduğum üniversitenin çok iyi olmadığını söyledi. Kendisi Bilkent mezunu biriydi. Bulunduğum üniversiteden oraya atlamanın bana fazla geleceğini daha küçük şeyler denemem gerektiğini söyledi. Henüz başvurusunu yapmış biri olarak o anki ruh halimi düşünebilirsiniz. Senin milletinden olan biri seni cesaretlendireceği, bilgilendireceği yerde neden seni küçümserdi ki?

    Ancak ben kendimi biliyordum. Benim kafama yerleştirdiğim hedef ve hisler ikinci sınıftan beri artık beton gibi sertti. Hiç yılmadım. Yine de bundan iyi okullara başvurumu yaptım. UCLA'i de Amerika'nın en iyi üniversiteleri listesinden seçtim o anda. Diyeceğim o ki, size inanmayan, sizi baltalayacak insanların size faydası yoksa onları dinlemeyin. En iyi yol, bildiğiniz yoldur unutmayın!

    Başvuru Sonucu
    Aralık ayında tüm başvurumu yaptım. O sırada Amerika'ya yolladığım başvuru belgelerimi KAYBEDEN ve beni binbir strese ve maddi zarara sokan PTT'YE BURADAN sevgilerimi iletmezsem olmaz. Her neyse ki başvuru sonuçları Mart ayında açıklandı. Doğruyu söylemek gerekirse kabul edilme gibi bir umudum hiç yoktu. Çünkü Türkiye'den ODTÜ, Bilkent, Boğaziçi gibi benden daha iyi okullardan başvuranlar daha önce çok defa RET almışlardı. Ayrıca üniversitede türk sayısı oldukça az ve neredeyse hiç türk almıyorlardı.

    Okulların kabul ettikleri öğrencileri açıklama süreci zaman içinde oluyor. Yani hepsi aynı anda açıklanmıyor YGS, LYS veya ÖSS gibi. Sen beklerken bazıları önceden kabul ediliyor ya da ret edilebiliyor. Ben her ret alan öğrenci grubundan sonra derin bir soluk alıyor, kabul edilenlerden sonra ise kahroluyordum. Nihayet bir gece yarısı uykunun tutmadığı zamanda telefonumu kurcalamaya başladım. E-maillerin telefonumun ekranında gözüküyor normalde. Ancak o gün için hiç yeni mail gelmemişti. Şüphelenip e-mailleri güncellediğimde "UCLA Graduate Admissions" (UCLA Yükseklisans Başvuruları) başlıklı bir mail belirdi. O anki stresimi tahmin edebilirsiniz. Maili açtığımda ise gördüğüme inanamadım. Birçok öğrencinin ret edildiği, Stanford, MIT gibi dünyanın en büyük üniversitelerinden birine kabul edilmiştim. e-maili birkaç defa daha okumam gerekti anlamam için. Sonrasında ise ne olduğunu hatırlamıyorum.

    Üniversiteyi 2. sınıftan sonraki ani yükselişim ve yaptığım araştırma projeleri etkilemiş olmalıydı. Kendi üniversitemden Amerika'nın böyle iyi bir okuluna kabul alan ilk kişiyim.

    İşin güzel yanı o süre içerisinde UCLA eğitim masrafını (yıllık 25.000 dolar!) ve yaşam masraflarını karşılayan Amerika'daki ozel bir sirketten burs almaktayim.


    SONUÇ
    Şu an ise burada, diğer Donanımhaber gençlerini ve benim durumumda olan herkese rehber olması amacıyla bunları yazıyorum. Önümde şu an tatlı bir telaş var. Master eğitimim 2-3 yıl sürecek. Ancak ondan sonra 6 yıllık doktora eğitimimi de sürdürmek için orada kalmak ya da Stanford'a geçiş yapmak istiyorum. Yoğunlaşacağım alan ise ilginç gelebilir: Yapay Zeka. Yani robot yapımı, androidler, insan zekasına sahip bilgisayarlar. Bu alana üniversitenin 2. sınıfında merak sarmış birçok araştırma yapmıştım.

    Sonuç olarak oldukça ortalama bir öğrenciyken hatta yerine göre durumum oldukça kötüyken, aldığım bir kararla olanaksız denen bir şeyi başardım. Türkiye'den çok öğrenci almayan, oldukça iyi bir üniversiteye kabul edildim. Yani imkansız diye bir şey yoktur. İmkansız ancak güçsüzlerin inandığı bir kavramdır. Hepinizin içinde bunu başarabilecek güç var. Yeter ki kendinize inanın!









    Üniversite hakkında bilgi verip anlattığı konu linki ;







  • Eksi yiyeceğimi biliyorum ama yazmazsam olmaz

    Ucla burssuz master a kabul öyle aşşşırı zor bir şey değil.

    Berkeley, Stanford, caltech, MIT olsa tamam derdim

    Ha ilham verici bir şey mi, tabii.

    bence asıl başarı türkiyeden bu bahsettiğim üniversitelere phd öğrencisi olarak gidebilmektir. Umuyorum ki ilerde forumdan bu ünilere doktora öğrencisi yollayacağız dostlar
  • Sonuna kadar okudum tebrikler hocam. İnsana bir motivasyon sağlıyorda kişinin kendinde bitiyor
  • Benzer bir başarı hikayesi daha var ama bu kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nden mezun olup University of Chicago'da hoca olan olan biri.

    https://www.linkedin.com/in/meren/
  • Hep mühendislik mezunları mı böyle başarıyor hiç yok mu ya sosyoloji siyaset uluslaraası ilişkiler mezunu falan?
  • Hocam bu adam önceden de ingilizce biliyor muydu ? Okulda hazırlık okudu mu ? Bursu nasıl almış ona çok şaşırdım. Kendisiyle konusmam lazım facesini bilen var mı ya?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TheLordMan

    Hep mühendislik mezunları mı böyle başarıyor hiç yok mu ya sosyoloji siyaset uluslaraası ilişkiler mezunu falan?

    Bilkent Felsefe mezunu biri NATO'da çalışıp Colombia ve Brown'da akademik kariyer yapıyor:http://www.phil.bilkent.edu.tr/index.php/mezun-profili-selim-sazak/
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • İyimiş.

    Hocam böyle daha kötü üniversitelerden mezun olan var mı bildiğiniz?
  • Hocam twitter kullanıcı adını özelden atabilir misiniz ? Bilgisayar mühendisliğinde okuyorum da kendisinie sormak istediğim birkaç soru var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzelmiş

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ya abi başarmak bi dert başardığını göstermek bi dert. Okurken bile stres oldum aha elektrik gitti aha ptt batırdı falan diye
  • Helal olsun cidden tebrik ediyorum kendisini böyle kişileri görmek mutlu ediyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • forumun yarısı çankayayı yazar artık
  • Bu tarz yazılar gerçekten ufuk açıyor aynı zamanda yapılabilecekleri gösteriyor . Sormak istediğim birkaç şey var mesela üniversite 2.sınıfta yani bu işe başlamaya karar verdiğiniz zaman İngilizce seviyeniz ne durumdaydı ? Sonradan mı büyük mesafe katettiniz yoksa onceden iyimiydiniz ? Genel olarak İngilizceyi nasıl geliştirdiniz ? Son olarak üniversite okurken erasmus programı dışında full zamanlı yurtdışında okuyama şansımız var mı ?
  • rez

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İstek her şeydir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eksi yiyeceğimi biliyorum ama yazmazsam olmaz

    Ucla burssuz master a kabul öyle aşşşırı zor bir şey değil.

    Berkeley, Stanford, caltech, MIT olsa tamam derdim

    Ha ilham verici bir şey mi, tabii.

    bence asıl başarı türkiyeden bu bahsettiğim üniversitelere phd öğrencisi olarak gidebilmektir. Umuyorum ki ilerde forumdan bu ünilere doktora öğrencisi yollayacağız dostlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Toefl dan yeterli puanı alacak İngilizceyi ne ara yaptınız?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • insaatmüh. İ kullanıcısına yanıt
    Ben değilim,yapan kişine birisi sormuştu. Liseden beri ing meraklıymış ve ingilizcesi iyiymiş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Başarılı bir öğrenci değildim demiş ama 3.50 ortalama var en düşük ortalama yaptığı dönem bile 2.50den fazla. Çoğu okula 3 üstü yetiyor. Bizim gibi zamanında tökezleyenler ne yaparsa yapsın toparlayamıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.