Şimdi Ara

Citroen ile DS ayrıldımı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
53
Cevap
0
Favori
8.645
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sahibinden de ayrı gözüküyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • quote:

    Orijinalden alıntı: Panthér


    quote:

    Orijinalden alıntı: amadeus99

    Ds Citroen'in lüx markası oldu. Lexus gibi.

    Hocam; DS Citroen logosu kullanıyorken bu markadan ayrı duramıyordu, yeni makyaj ile Citroen tamamen ayrılarak DS AUTOMOBİLES olarak markayı aslında olması gerektiği yere oturtmaya başladılar. İyide oldu, bu markanın o logodan ayrılması gerekliydi. Geç bile kaldılar.

    PSA'nın Peugeot ve Citroen markalarının üzerinde yer alarak Premium sınıftadır.
    VW > Seat/Skoda örneğdeki gibi CİTROEN > DS değil, AUDİ > VW konumlandırmasındadır; DS > CİTROEN/PEUGEOT...

    Normal de Citroén zaten başlı başına bir premium markaydı ancak Peugeot önünü kesti sürekli.

    Citroén'in 1980'li yıllarda yaptığı teknolojileri bugün Mercedes övünerek yeniymiş gibi anlatıp sunuyor müşterilerine mesela.
    amadeus99 a kullanıcısına yanıt
    A amadeus99 demiş ki;
    Mesajı Yerinde Gör
    quote:

    Orijinalden alıntı: amadeus99

    Ds Citroen'in lüx markası oldu. Lexus gibi.

    Hocam; DS Citroen logosu kullanıyorken bu markadan ayrı duramıyordu, yeni makyaj ile Citroen tamamen ayrılarak DS AUTOMOBİLES olarak markayı aslında olması gerektiği yere oturtmaya başladılar. İyide oldu, bu markanın o logodan ayrılması gerekliydi. Geç bile kaldılar.

    PSA'nın Peugeot ve Citroen markalarının üzerinde yer alarak Premium sınıftadır.
    VW > Seat/Skoda örneğdeki gibi CİTROEN > DS değil, AUDİ > VW konumlandırmasındadır; DS > CİTROEN/PEUGEOT...
    1919 yılında kurulmuştur Citroën.





    Bir alıntı yapayım,on yıl öncesinde bu forumda Hydractive süspansiyon ile ilgili yazılmış bir yazıdan ;







    " Biraz bu sistemden bahsedeyim hem siz hem diğer arkadaşlar bilgi sahibi olsunlar. Bu sistem temel olarak fizik kurallarından tanıdığımız sıvı denge kanunu prensibiyle çalışan bir sistemdir. Bu sistem ilk olarak CİTROEN DS modelinde 1955 yılında kullanılmıştır. Her tekerlek üzerinde azot gazı dolu küreler vardır. Bunların devamında ise hidrolik dolu silindirler vardır. Ön ve arka tekerlekler kendi aralarında merkez kürelere bağlanmıştır. Merkez küreler ise tekrar kendi aralarında hidrolik pompası denilen ve gücünü motordan alan bir pompaya bağlanmıştır. Hangi tekerlek üzerine binen yük artarsa o tekerlekteki küreye pompa tarafından hdrolik pompalanır ve araç dengelenir. Hangi teker üzerindeki yük azalırsa da o tekerlekteki kürenin de hidrolik basıncı düşürülür. Böylece araç her yük koşulunda ve her konumda sabit yükseklikte ve yola paralel ilerler. Örnek verecek olursak bagajın sol köşesine 250 kg lık bir ağırlık koydunuz. Bu ağırlığı başka bir araca koyduğunuzda aracın sol arkası nerdeyse yere yapışır. Ama HİDRO-PNÖMATİK sistemde araç kesinlikle çökmez. Veya sert bir fren yaptığınızda aracın burun tarafı yere doğru kapaklanmaz yapışmaz veya bir viraja sert ve hızlı girdiğinizde araç yana doğru yatmaz ve Citroencilerin tabiriyle DEVRİLMEZ. 200 km hızla giderken ön lastiğiniz veya arka lastiğiniz patlasa hatta parçalansa bile o teker üzerindeki hidrolik basıncı sıfırlanır ve diğer 3 tekere eşit olarak dağıtılır. VE ARAÇ 3 TEKERLE GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE DURABİLİR. Hatta çok zorda kaldıysanız bir lastikçiye kadar 3 tekerle sizi götürebilir.

    Kısaca sistemin çalışmasından da bahsedeyim. Motor çalışır durumda iken hidrolik pompası süspansiyonlara fren devresine ve direksiyona hidrolik basmaktadır. Tüm sistemler aynı devre üzerinden çalışmaktadır. Yani Fren hidroliği veya direksiyon hidroliği ayrı değildir. Büyük bir hidrolik deposu vardır ve araç hareket halindeyken gerekli olan hidrolik buradan kullanılır veya fazla gelen buraya tekrar gönderilir. Motor stop edince pompanında çalışması durur ve aracın ağırlığı süspansiyonlara binince hidrolik geri teper ve depoya dolar. Araç en alt konuma gelene kadar alçalır. Bu nedenle bu sisteme sahip tüm Citroenler park halindeyken yere yapışmışçasına çökerler. Marşa basılığp araç çalıştırılınca pompada çalışır ve süspansiyonlara hidrolik dolarak araç tekrar yükselir. Yeni nesil C serirsi araçlarda (C5 VE C6) durum biraz değişiktir. Onu daha sonra yazacağım.

    Sistem daha sonra zaman içinde geliştirilmiştir. 1990 yılına gelindiğinde bu sisteme ek olarak hidro-aktif süspansiyon sistemi eklenmiştir. Bu sistem ise klasik sisteme elektronik sensörler eklenerek yapılmıştır. toplam 5 adet sensör eklenmiştir. 1 tanesi gaz pedalına bir tanesi fren pedalına bir tanesi direksiyona bir tanesi şanzımana bir taneside aracın kasasına eklenmiştir. Gaz pedalındakinin görevi sürücünün gaz pedalına basış şeklini (tam gaz veya yarım gaz vs.) ana beyine göndermektir. Fren pedalındaki ise yine aynı şekilde sürücünün frene basış şeklini (sert veya yumuşak) ana beyine gönderir. Direksiyondaki sensör direksiyonun çevriliş hızını ve dönüş açısını ana beyine gönderir. Şanzımandaki sensör hangi vitesin kullanıldığını ve aracıc hızını ana beyine gönderir. Kasaya bağlı olan sensör ise kasa hareketlerini (yana yatma, yaylanma, vs) gibi verileri beyne gönderir. Ana beyine tüm bu veriler saliseler içinde gelir ve yine saliseler içinde analiz edilir ve saliseler içinde süspansiyonlara hidrolik basılarak veya basınç düşürülerek aracın maksimum yol tutuşu için gerekli olan süspansiyon sertliği ve denge sağlanır. Ayrıca sürücü yine kendi isteğine bağlı olarak aracın süspansiyonlarını içerdeki bir düğme ile otoyol kullanımında veya uzun yolda yumuşatabilir veya hızlı kullanımlar için "sport" modunu seçerek sertleştirebilir. "OTOMATİK" moduna aldığında ise demin yazdığım gibi beyin herşeyi kendisi ayarlar. Bu sistem ilk olarak XM de kullanılmıştır ve daha sonra bazı XANTİA modellerinede eklenmiştir.

    XANTİA nın devamı niteliğindeki C5 ile sistem biraz daha geliştirilmiştir. Ayrıca bakım maliyetlerini düşürmek ve servis kolaylığı sağlaması için fren sistemi ve direksiyon sistemi bağımsız hale getirilmiştir. Bu sefer fren sistemi ve direksiyon sistemi mekanik olarak değilde elektronik sensörlerle süspansiyona bağlanmıştır. Ayrıca araç 100 km hızı geçince bir miktar alçalmaktadır. Buna ek olarak 120 km yi geçince burun kısmıda biraz daha alçalmaktadır.

    ÖZETLE C serisinden C5 ve C6 da bu sistem vardır ve bu araçlarda süspansiyon sistemine 200.000 km garanti verilmektedir.

    Bu sistem olan Citroen lerde bilhassa uzun yolda UÇAN HALI konforu yaşarsınız. Yol üzerindeki tüm yama ve yalpalanmaları sistemdeki azot dolu kürelerdeki gaz sıkışıp genleşerek yok eder ve kabinde hiçbir sarsıntı hissetmezsiniz.

    HİDRO-PNÖMATİK SİSTEMLİ BİR CİTROEN KULLANMA ŞANSINA ERİŞEMEYEN KİMSENİN BU FARKI ANLAMASIDA ÇOK ÇOK ZORDUR.

    KULLANAN BİRİSİ İSE ZATEN BİR DAHA HAYATI BOYUNCA BEDAVA BİLE VERSELER BAŞKA ARABAYA BİNMEZ.

    Umarım aydınlatıcı olmuştur. Başka sorusu olan arkadaşlar varsa sorabilirler. Herkesin bayramını kutlar sağlık ve huzur içinde nice yeni bayramlara kavuşmasını dilerim. Saygılarımla "





    Muadil Mercedes BMW Audi markalarının yeniliklerini araştırmak lazım Japonlara birşey demiyorum zaten.
    Hocam daha en üst donanımın adını bilmiyorsanız Citroen Premium olsa da sizin için çok birşey değişmez zaten.



    Hor kullanılmış bir araç markası ne olursa olsum tat vermez şu anda iç mekan işçiliğinde Mercedes C ve BMW 3 çok çok iyi araçlar değil ama derseniz bir BMW 5 , Mercedes E o zaman haklısınız.



    Kokpit kalitesi olarak yalıtım olarak ben eski C4 B7 aracımdan hiç memnunsuzluk yaşamadım sadece bayinin koyduğu paspaslar kalitesizdi.
    Yapay Zekanın Yanıtı

    Citroën ve DS'nin Ayrımı

    Citroën, Fransız bir otomobil üreticisi olarak, 1955 yılında DS modelini piyasaya sürdü. Lüks ve yenilikçi tasarımıyla dikkat çeken DS, kısa sürede popülerlik kazandı.

    1970'lerde Citroën'in mali sorunlar yaşaması üzerine, DS modeli Peugeot'dan alınan destekle ayrı bir marka olarak konumlandırıldı. Böylece, DS Automobiles adında yeni bir şirket kuruldu.

    DS Otomobil Kimin?

    DS Automobiles, 2014 yılında PSA Grubu (şimdiki Stellantis) tarafından satın alındı. O tarihten bu yana, DS Automobiles, Stellantis çatısı altında ayrı bir marka olarak faaliyet göstermektedir.

    DS Araba Kimin?

    DS Automobiles, Stellantis grubuna ait bir otomobil markasıdır. Stellantis grubu, aynı zamanda Peugeot, Citroën, Opel, Fiat ve Jeep gibi diğer otomobil markalarının da sahibidir.

    Dolayısıyla, DS modelleri Stellantis grubuna aittir ve DS Automobiles markası altında üretilmektedir.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • Ds Citroen'in lüx markası oldu. Lexus gibi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi amadeus99 -- 6 Temmuz 2017; 17:19:30 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • suzuki liana bakarken konu ds ye nasıl geldi?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • auto_man A kullanıcısına yanıt
    Hocam aslında o konu ciddi ama kimse doğru düzgün ilgilenmiyoki başkalarının konularına bakıyorum herkes doluşmuş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayır Citroen kalitesi ile korunuyor aynı renault-dacia gibi farklı firma isimleri ile araçlar satılıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kimin çakma üyeliği acaba

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Moueson kullanıcısına yanıt
    Renault Dacia arasında uçurum gibi fark var.Vw-Skoda örneği daha mantikli

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 41gokhan41

    Renault Dacia arasında uçurum gibi fark var.Vw-Skoda örneği daha mantikli

    Uçurum gibi fark olduğunu bende biliyorum sadece örnek verdim ..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Muhterem dede sensin demi gene
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nerd Miner

    Muhterem dede sensin demi gene

    benim de aklıma geldi ama emin olamadım

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: amadeus99

    Ds Citroen'in lüx markası oldu. Lexus gibi.

    Hocam; DS Citroen logosu kullanıyorken bu markadan ayrı duramıyordu, yeni makyaj ile Citroen tamamen ayrılarak DS AUTOMOBİLES olarak markayı aslında olması gerektiği yere oturtmaya başladılar. İyide oldu, bu markanın o logodan ayrılması gerekliydi. Geç bile kaldılar.

    PSA'nın Peugeot ve Citroen markalarının üzerinde yer alarak Premium sınıftadır.
    VW > Seat/Skoda örneğdeki gibi CİTROEN > DS değil, AUDİ > VW konumlandırmasındadır; DS > CİTROEN/PEUGEOT...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Panthér


    quote:

    Orijinalden alıntı: amadeus99

    Ds Citroen'in lüx markası oldu. Lexus gibi.

    Hocam; DS Citroen logosu kullanıyorken bu markadan ayrı duramıyordu, yeni makyaj ile Citroen tamamen ayrılarak DS AUTOMOBİLES olarak markayı aslında olması gerektiği yere oturtmaya başladılar. İyide oldu, bu markanın o logodan ayrılması gerekliydi. Geç bile kaldılar.

    PSA'nın Peugeot ve Citroen markalarının üzerinde yer alarak Premium sınıftadır.
    VW > Seat/Skoda örneğdeki gibi CİTROEN > DS değil, AUDİ > VW konumlandırmasındadır; DS > CİTROEN/PEUGEOT...

    Normal de Citroén zaten başlı başına bir premium markaydı ancak Peugeot önünü kesti sürekli.

    Citroén'in 1980'li yıllarda yaptığı teknolojileri bugün Mercedes övünerek yeniymiş gibi anlatıp sunuyor müşterilerine mesela.




  • Ds candır 😎 ds5 im olsun varsın piyasasi olmasin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Boşuna uğraşmayın arkadaşlar fransadan premium marka çıkmaz..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: zaferdurukan

    Ds candır 😎 ds5 im olsun varsın piyasasi olmasin

    He he yok zaten piyasası
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    Boşuna uğraşmayın arkadaşlar fransadan premium marka çıkmaz..

  • dermeister01 kullanıcısına yanıt
    Kardeş önce 2018 DS7 ye bakın ondan sonra premium mu değil mi konuşun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Babo Men

    Kardeş önce 2018 DS7 ye bakın ondan sonra premium mu değil mi konuşun

    "Kardeş" citroenin, peugeot'nun, renault'un tarihte böyle bir çok defa lüks model denemeleri olmuştur bu yeni birşey değil. Süs gibi yapılıp dünyada birkaç bin satılıp unutulan modeller olur. Fransızlarda premium marka üretebilecek kapasite yok. O kalibrede algıları da yok, ağır sanayi güçleri de yok. Siz lüks araba üretmekle premium marka olmayı karıştırıyorsunuz. Renault bile tarihinde baccara gibi dönemine göre çok lüks araçlar üretip satmıştır. Bu renault'u premium marka mı yapıyor? Premium marka olabilmen için bütün modellerinin belirli bir çıtanın üstünde olması lazım işçilik, malzeme, izolasyon, dizayn, donanım olarak. Citroen ds'i zorlama lüks marka olarak ayırmaya çalışıyor japonların yaptığı gibi. Kendi işçiliği renaulttan halice, o sınıfta olması gereken işçiliği ds modellerine koyup buna da lüks algısı oluşturmaya çalışıyor. Ds'in bütün modellerini inceledim hiçbirinde fiyat etiketini hak eden bir malzeme, işçilik yok.

    Gelmiş ds7'e bakın diyorsun. c6 varken ne oldu sanki? Citroen premium marka mı olmuştu? Vel satis varken ne oldu renault premium mu olmuştu? 1-2 hafta forumda goygoyları yapıldı fransa devlet başkanı bile biniyor bakın işte premium bunlar diye. Sonra herkesin unuttuğu deneme araçlar olarak tarihte yerlerini aldılar. Hem rakipleriyle yarışamadıklarından, hem de fransız olup premium algısı veremediklerinden.

    Ds 10 çıksa ne olur, marka birden lüks mü olur? Fransızlar bugün ağır sanayide ilk 20ye bile giremeyen adamlar. Bugünü bırak, ta 1. dünya savaşından beri doğru düzgün sanayileri yok, her şeyleri ezik adamların. Tank bile üretemiyorlardı doğru düzgün ezik ezik somualar, renaultlar falan. Adamlar kendisini endüstriden ziyade modaya, kozmetiğe vermiş bir halk. Bu kafa yapısında. Öyleyse niye üç otomobil markaları var diye sorarsan bak bakalım hangi komponentlerini kendileri üretiyorlar. 1-2 seneye kadar adam gibi otomatik şanzıman üretemiyorlardı da artık vazgeçip japonlardan aisin aldılar. Bmw ne kullanıyor? ZF. Zf alman firması, citroen daha ortada bile yokken kurulmuş bir şanzıman firması. İkinci dünya savaşında panther tanklarına 7 ileri şanzıman yapmış bir firma, 70 sene öncesinden bahsediyorum. 2017 yılında cactuste nasıl şanzıman var bilisin sen öyle düğmeli falan.

    Bugün dünyada ağır sanayide kral olan adamlar çin, amerika ve almanya. Bunlardan da lüks otomotive en çok yönelen eskiden beri almanya. O yüzden geçelim citroen'i, ne amerikanlar, ne japonlar almanlar kalibresinde premium araba yapamıyorlar bugün hala. Citroen seviciler tutturmuş kaç sene önceden bir ds'te çıkardığı yenilik ler vardı diye citroen premiumdu, en bi güzeldi şöyleydi böyleydi, mercedes çaldı. He canım o kadar süperdiyse bugün ne yapıyor? O dönem o kadar süperdiyse kaç devlet başkanu "premium" citroen makam aracı kullandı? Böyle bir şey yok. Fransadan premium marka çıkana kadar türkiye kendi aracını yapmış olur. Anla olanaksızlığı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk


    quote:

    Orijinalden alıntı: The Babo Men

    Kardeş önce 2018 DS7 ye bakın ondan sonra premium mu değil mi konuşun

    "Kardeş" citroenin, peugeot'nun, renault'un tarihte böyle bir çok defa lüks model denemeleri olmuştur bu yeni birşey değil. Süs gibi yapılıp dünyada birkaç bin satılıp unutulan modeller olur. Fransızlarda premium marka üretebilecek kapasite yok. O kalibrede algıları da yok, ağır sanayi güçleri de yok. Siz lüks araba üretmekle premium marka olmayı karıştırıyorsunuz. Renault bile tarihinde baccara gibi dönemine göre çok lüks araçlar üretip satmıştır. Bu renault'u premium marka mı yapıyor? Premium marka olabilmen için bütün modellerinin belirli bir çıtanın üstünde olması lazım işçilik, malzeme, izolasyon, dizayn, donanım olarak. Citroen ds'i zorlama lüks marka olarak ayırmaya çalışıyor japonların yaptığı gibi. Kendi işçiliği renaulttan halice, o sınıfta olması gereken işçiliği ds modellerine koyup buna da lüks algısı oluşturmaya çalışıyor. Ds'in bütün modellerini inceledim hiçbirinde fiyat etiketini hak eden bir malzeme, işçilik yok.

    Gelmiş ds7'e bakın diyorsun. c6 varken ne oldu sanki? Citroen premium marka mı olmuştu? Vel satis varken ne oldu renault premium mu olmuştu? 1-2 hafta forumda goygoyları yapıldı fransa devlet başkanı bile biniyor bakın işte premium bunlar diye. Sonra herkesin unuttuğu deneme araçlar olarak tarihte yerlerini aldılar. Hem rakipleriyle yarışamadıklarından, hem de fransız olup premium algısı veremediklerinden.

    Ds 10 çıksa ne olur, marka birden lüks mü olur? Fransızlar bugün ağır sanayide ilk 20ye bile giremeyen adamlar. Bugünü bırak, ta 1. dünya savaşından beri doğru düzgün sanayileri yok, her şeyleri ezik adamların. Tank bile üretemiyorlardı doğru düzgün ezik ezik somualar, renaultlar falan. Adamlar kendisini endüstriden ziyade modaya, kozmetiğe vermiş bir halk. Bu kafa yapısında. Öyleyse niye üç otomobil markaları var diye sorarsan bak bakalım hangi komponentlerini kendileri üretiyorlar. 1-2 seneye kadar adam gibi otomatik şanzıman üretemiyorlardı da artık vazgeçip japonlardan aisin aldılar. Bmw ne kullanıyor? ZF. Zf alman firması, citroen daha ortada bile yokken kurulmuş bir şanzıman firması. İkinci dünya savaşında panther tanklarına 7 ileri şanzıman yapmış bir firma, 70 sene öncesinden bahsediyorum. 2017 yılında cactuste nasıl şanzıman var bilisin sen öyle düğmeli falan.

    Bugün dünyada ağır sanayide kral olan adamlar çin, amerika ve almanya. Bunlardan da lüks otomotive en çok yönelen eskiden beri almanya. O yüzden geçelim citroen'i, ne amerikanlar, ne japonlar almanlar kalibresinde premium araba yapamıyorlar bugün hala. Citroen seviciler tutturmuş kaç sene önceden bir ds'te çıkardığı yenilik ler vardı diye citroen premiumdu, en bi güzeldi şöyleydi böyleydi, mercedes çaldı. He canım o kadar süperdiyse bugün ne yapıyor? O dönem o kadar süperdiyse kaç devlet başkanu "premium" citroen makam aracı kullandı? Böyle bir şey yok. Fransadan premium marka çıkana kadar türkiye kendi aracını yapmış olur. Anla olanaksızlığı.

    Hocam geçtiğimiz yüzyılın tasarımı seçilen DS'yi umutmuşsunuz sanırım.



    HDi motorun temelini atmış,herhangi bir tekeri söktüğünüzde 3 tekerlekle yola devam edebilen ve bunu 1955 yılında yapmış bir markadan bahsediyoruz o yılda yapılan direksiyonla yönelen farlarıda unutmamak lazım.



    Bir XM bir CX bunlar döneminin en gözde arabalarındandır aldığı ödüllere bakabilirsiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 1919 yılında kurulmuştur Citroën.





    Bir alıntı yapayım,on yıl öncesinde bu forumda Hydractive süspansiyon ile ilgili yazılmış bir yazıdan ;







    " Biraz bu sistemden bahsedeyim hem siz hem diğer arkadaşlar bilgi sahibi olsunlar. Bu sistem temel olarak fizik kurallarından tanıdığımız sıvı denge kanunu prensibiyle çalışan bir sistemdir. Bu sistem ilk olarak CİTROEN DS modelinde 1955 yılında kullanılmıştır. Her tekerlek üzerinde azot gazı dolu küreler vardır. Bunların devamında ise hidrolik dolu silindirler vardır. Ön ve arka tekerlekler kendi aralarında merkez kürelere bağlanmıştır. Merkez küreler ise tekrar kendi aralarında hidrolik pompası denilen ve gücünü motordan alan bir pompaya bağlanmıştır. Hangi tekerlek üzerine binen yük artarsa o tekerlekteki küreye pompa tarafından hdrolik pompalanır ve araç dengelenir. Hangi teker üzerindeki yük azalırsa da o tekerlekteki kürenin de hidrolik basıncı düşürülür. Böylece araç her yük koşulunda ve her konumda sabit yükseklikte ve yola paralel ilerler. Örnek verecek olursak bagajın sol köşesine 250 kg lık bir ağırlık koydunuz. Bu ağırlığı başka bir araca koyduğunuzda aracın sol arkası nerdeyse yere yapışır. Ama HİDRO-PNÖMATİK sistemde araç kesinlikle çökmez. Veya sert bir fren yaptığınızda aracın burun tarafı yere doğru kapaklanmaz yapışmaz veya bir viraja sert ve hızlı girdiğinizde araç yana doğru yatmaz ve Citroencilerin tabiriyle DEVRİLMEZ. 200 km hızla giderken ön lastiğiniz veya arka lastiğiniz patlasa hatta parçalansa bile o teker üzerindeki hidrolik basıncı sıfırlanır ve diğer 3 tekere eşit olarak dağıtılır. VE ARAÇ 3 TEKERLE GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE DURABİLİR. Hatta çok zorda kaldıysanız bir lastikçiye kadar 3 tekerle sizi götürebilir.

    Kısaca sistemin çalışmasından da bahsedeyim. Motor çalışır durumda iken hidrolik pompası süspansiyonlara fren devresine ve direksiyona hidrolik basmaktadır. Tüm sistemler aynı devre üzerinden çalışmaktadır. Yani Fren hidroliği veya direksiyon hidroliği ayrı değildir. Büyük bir hidrolik deposu vardır ve araç hareket halindeyken gerekli olan hidrolik buradan kullanılır veya fazla gelen buraya tekrar gönderilir. Motor stop edince pompanında çalışması durur ve aracın ağırlığı süspansiyonlara binince hidrolik geri teper ve depoya dolar. Araç en alt konuma gelene kadar alçalır. Bu nedenle bu sisteme sahip tüm Citroenler park halindeyken yere yapışmışçasına çökerler. Marşa basılığp araç çalıştırılınca pompada çalışır ve süspansiyonlara hidrolik dolarak araç tekrar yükselir. Yeni nesil C serirsi araçlarda (C5 VE C6) durum biraz değişiktir. Onu daha sonra yazacağım.

    Sistem daha sonra zaman içinde geliştirilmiştir. 1990 yılına gelindiğinde bu sisteme ek olarak hidro-aktif süspansiyon sistemi eklenmiştir. Bu sistem ise klasik sisteme elektronik sensörler eklenerek yapılmıştır. toplam 5 adet sensör eklenmiştir. 1 tanesi gaz pedalına bir tanesi fren pedalına bir tanesi direksiyona bir tanesi şanzımana bir taneside aracın kasasına eklenmiştir. Gaz pedalındakinin görevi sürücünün gaz pedalına basış şeklini (tam gaz veya yarım gaz vs.) ana beyine göndermektir. Fren pedalındaki ise yine aynı şekilde sürücünün frene basış şeklini (sert veya yumuşak) ana beyine gönderir. Direksiyondaki sensör direksiyonun çevriliş hızını ve dönüş açısını ana beyine gönderir. Şanzımandaki sensör hangi vitesin kullanıldığını ve aracıc hızını ana beyine gönderir. Kasaya bağlı olan sensör ise kasa hareketlerini (yana yatma, yaylanma, vs) gibi verileri beyne gönderir. Ana beyine tüm bu veriler saliseler içinde gelir ve yine saliseler içinde analiz edilir ve saliseler içinde süspansiyonlara hidrolik basılarak veya basınç düşürülerek aracın maksimum yol tutuşu için gerekli olan süspansiyon sertliği ve denge sağlanır. Ayrıca sürücü yine kendi isteğine bağlı olarak aracın süspansiyonlarını içerdeki bir düğme ile otoyol kullanımında veya uzun yolda yumuşatabilir veya hızlı kullanımlar için "sport" modunu seçerek sertleştirebilir. "OTOMATİK" moduna aldığında ise demin yazdığım gibi beyin herşeyi kendisi ayarlar. Bu sistem ilk olarak XM de kullanılmıştır ve daha sonra bazı XANTİA modellerinede eklenmiştir.

    XANTİA nın devamı niteliğindeki C5 ile sistem biraz daha geliştirilmiştir. Ayrıca bakım maliyetlerini düşürmek ve servis kolaylığı sağlaması için fren sistemi ve direksiyon sistemi bağımsız hale getirilmiştir. Bu sefer fren sistemi ve direksiyon sistemi mekanik olarak değilde elektronik sensörlerle süspansiyona bağlanmıştır. Ayrıca araç 100 km hızı geçince bir miktar alçalmaktadır. Buna ek olarak 120 km yi geçince burun kısmıda biraz daha alçalmaktadır.

    ÖZETLE C serisinden C5 ve C6 da bu sistem vardır ve bu araçlarda süspansiyon sistemine 200.000 km garanti verilmektedir.

    Bu sistem olan Citroen lerde bilhassa uzun yolda UÇAN HALI konforu yaşarsınız. Yol üzerindeki tüm yama ve yalpalanmaları sistemdeki azot dolu kürelerdeki gaz sıkışıp genleşerek yok eder ve kabinde hiçbir sarsıntı hissetmezsiniz.

    HİDRO-PNÖMATİK SİSTEMLİ BİR CİTROEN KULLANMA ŞANSINA ERİŞEMEYEN KİMSENİN BU FARKI ANLAMASIDA ÇOK ÇOK ZORDUR.

    KULLANAN BİRİSİ İSE ZATEN BİR DAHA HAYATI BOYUNCA BEDAVA BİLE VERSELER BAŞKA ARABAYA BİNMEZ.

    Umarım aydınlatıcı olmuştur. Başka sorusu olan arkadaşlar varsa sorabilirler. Herkesin bayramını kutlar sağlık ve huzur içinde nice yeni bayramlara kavuşmasını dilerim. Saygılarımla "





    Muadil Mercedes BMW Audi markalarının yeniliklerini araştırmak lazım Japonlara birşey demiyorum zaten.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.