Şimdi Ara

Derece Yapanların Kolpacılığı (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
182
Cevap
6
Favori
10.704
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
37 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • YaralıPanda kullanıcısına yanıt
    Çocuk boşsa da hepsini sınıflandıracaksın. Zekiler ayrı yere salaklar ayrı yere. Böylece karmaşıklık da kalmaz. Herkes birbiryle daha iyi kaynaşır; öğretim konusunda herkes kendi statüsünde görür yine karmaşıklık kalmaz. Bir düzene oturur.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • ItsAtakan24 kullanıcısına yanıt
    Zekayı nasıl ölçeceksin. Tarihte düşük olduğun için salak statüsünde mi eğitim göreceksin. Çok yoruma açık bu sınıflandırma. Şu an lise ve üniversiteler de sıralamaya göre sonuç olarak

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • RamseyBolton kullanıcısına yanıt
    Buna kalifiyeli ve öğrencileriyle ilgilenen (ki elbet ilgilenen hocalar hep var ama birçok hoca da böyle olsa) hocalar ve düzgün yerleştiren bir sistemle olabilir gibime geldi. Çocukluktan veyahut belli bir yaştan sonra okula girerken bir teste tabii tutulsa çocuk ve ya becerebildiği alandan (sözel, sayısal) ya da akıl kapasitesine, öğrenme kapasitesi ve hızına göre bir statüde eğitim görse. Ha illaha ki salaklarla akıllılar şart değil. Kimin neye kalifiyeli olduğuna göre de olabilir. Çünkü o kişinin tarihte kötü olması matematikte veya bilimum başka bir yerde kötü olacağı anlamına gelmez. Belki resimde iyidir belki orada belki burada. Ama belki harbiden de böyle bir sistem karışık olabilir, at gözlükleri ile bakmak istemem bu duruma. Fikrin nedir bu cevabıma? Olabilir mi dersin salak akıllı gibi bir sistemin yerine kimin neye kalifiyeli olacağına dair bir sisteme?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Bizim zamanımızda da böyleydi, hala değişmemiş olması çok ilginç.


    Adam ancak haftada 1 gün dışarı çıkmış, onda da park bahçe gezmiş, ne bir kız arkadaşı olmuş, ne bir şey yapmış ama ineklemediğini iddia ederdi.


    O çok çalışmadım diyen insanların genelindeki durum, o çok çalışma olayını artık normal karşılıyor olmaları. Bir noktadan sonra hayatları sadece ders olduğundan, ayda yılda bir bir şey yaptıklarında sosyal de olduklarını sanıyor olmaları. (Ki öğle arasında bir yandan yemek yiyip bir yandan test çözen tayfa vardı bizim okulda, ineklemediklerini iddia ederlerdi)


    Çok da takılmayın bu laflara gençler. Başarılı olmanın en önemli anahtarı çok çalışmaktır. Yetenek sizi bir yere kadar taşır. Öyle olmasaydı dünyanın en iyi futbolcuları aynı zamanda çok sağlam atletler olup, çok sağlam antrenmanlar yapmazdı.

  • ItsAtakan24 kullanıcısına yanıt

    Hocam dediğiniz mantıklı tabii ki ama Türkiye'de ne kadar mümkün o tartışılabilir  

  • RamseyBolton kullanıcısına yanıt

    Çok çok çok kolay. İlkokul öğretmeninin yönlendirmesi ile Bilsem sınavına girer. Başarılı olursa zeka testine. Onu da geçerse bilsem hakkı doğar. Alt sınır 130'dur. Ancak test sonucu veliye asla söylenmiyor nedense. Ha bağlantısı olan öğrenebilir mi gayri legal olarak, bilemem. Neyse; İlkokul 2 den 4 e kadar sınav hakkı vardır. Kazananlar liseyi bitirene kadar Bilsem'e devam eder. Birçok okulda (özel ve devlet) bilsemliler için özel sınıflar oluşturulur. Özeller bilsemli olduğunu duyunca pazarlık başlamadan cart diye 70-80 iskontoyu çakar...


    Burada verilen ek eğitimse 50 yıldır b*ku çıkarılan ve ezberciliğe dayalı omurgası değişmeyen müfredattan çok farklıdır.


    Eeee, ben ilkokulu çoktan bitirdim, nerde Bilsem?


    Tren kaçtı, demek ki ya yaşın çok büyük, ya da o yetkinliğe sahip olamadığın için sınava bile alınmadın.



    Peki çok mu matah bir yer bura, kişisel görüşüm: hem olmazsa olmaz, hem olmasa da olur. Zira;

    Standart müfredatta olmayan, öğrencinin ilgi alanını gerçek anlamda belirleyip oraya yöneltme ve bu konuda müfredat dışı yoğun ve gerçekten eğlenceli bir eğitim verme işi çok değerli.

    Ama süreç uzun. Yaşa göre 2-5 yıl.


    Bunu yapabilecek ytkinliğe sahip velisi olan öğrenci için olmasa da olur.

    Ya da bizimki Bilsemli dendiğinde zart diye yapılan 80% iskontoyu sallamıyorsanız...


    Başka alternatifler de var zeki öğrenciyi ayıklayacak.

    Ama veliler tırt, öğrenci n'etsin...



    Ekleme: İlk paragrafta test sonucu söylenmiyor derken, puan söylenmiyor demek istedim. Testi geçti ya da testten kaldı diye bilgi verilmese kim nasıl bilecek öğrencinin bilsem hakkının olup olmadığını dee mi?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi rabitelli -- 17 Mart 2023; 13:58:6 >




  • ItsAtakan24 kullanıcısına yanıt

    Bu dediklerin yapılıyor, bir üstte yazdım.

  • rabitelli kullanıcısına yanıt
    Taşrada pek dediğiniz gibi olmuyor ne yazık ki deneyerek ve gözlemleyerek bu sonuca vardım.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Eh, orası öyle işte

    Bu fikri şöyle harbiden ekonomik ve sosyal anlamda güzel olan bir Türkiye'de düşün. Kafa rahat yani Danimarka, Finlandiya kafası bir ortamdaymış gibi

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • rabitelli kullanıcısına yanıt
    Hocam şehrimde bilsem tarzı ismi farklı bir kurum vardı, katıldım ve testi geçtim sonra sözlü olarak sınava geçtiğimde ise 3.sınıfta olduğum için çok heyecanlandım ve basit toplama sorularını bile yanlış yapıp kazanamadım ki matematiğim iyiydi gayet. Bu beni gerizekalı mı yapıyor? Veya testte 1-2 soruyu sallayarak tutturarak 131 yapan bir çocuk zeki mi oluyor?

    Ben katılmıyorum böyle şeylere maalesef. Köyde imkanlardan yoksun olan bir çocuğun zekası ailesi tarafından çok iyi yönlendirilmiş bir çocuğun zekasından yüksek olabilir. Ama o çocuk yönlendirildiği için daha iyi sonuçlar alabilir bu testlerde. İnsan gibi kompleks bir varlığın zekasının testle zartla zurtla ölçülebileceğini sanmıyorum. Ha dersin eleyerek bazı konularda iyi olanları topluyoruz evet doğru ama bu zekayı ölçmek değil diye düşünüyorum. IQ testiyle yapmaktan pek farklı değil

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • ItsAtakan24 kullanıcısına yanıt
    Kimin neye göre kalifiye işi çok mantıklı. Zekaya göre olsun diyenler kendisini çok zeki ve diğerlerini aptal olarak gördüğü için öyle diyor. Kendi çocuğu salaklar sınıfına katılınca görürüm onu

    Biz eğitim konusunda uzman bireyler değiliz tabii ama Türkiye'ye en iyi sistemi getirsen de, gelecek kaygısı ve ekonomik kaygı olduğu için yine işe yaramaz bence. Çoğu kişi yeteneği olsa da o asgari ücret almamak için başka şeylere yöneliyor.

    Alt yorumda dediğiniz gibi İskandinav ülkeleri gibi az öğrenci nüfuslu ve refah seviyesi yüksek ülkelerde kişiler isteklerine daha iyi yöneliyorlar. Anca öyle olur gibi.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • ItsAtakan24 kullanıcısına yanıt

    Bilemiyorum hocam umarım görürüz o günleri. Bizden iş geçti ama bari gelecek nesil çöpe gitmesin  


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Taşra için de aynı şey geçerli.

    Ancak velinin gözünde ne yazık ki külfet.

    Zati okula gitmiyor mu? İlgilensin işte öğretmeni...


    Çoğu veli haftasonunu çocuğu bilseme götürmek için harcamaya yanaşmıyor.

    Taşrada mesafeler uzayınca, maliyetler artıyor. Veli o topa girmiyor. Öğretmen zaten bezmiş/bezdirilmiş, göndermezler bunu deyip sallamıyor.

    2. sınav olan IQ testinde 130'u aşması muhtemel görülmeyenler zaten yönlendirilmiyor. Çocuk kendini belli ediyor.


    Ancak; Kimi yerde idareciler angut, uğraşmak istemiyor haberdar etmiyor.

    Kimi yerde öğretmen angut, iki kıçı kırık evrağı doldurmak zor geldiği için bilsem öğrencim yok diyor.

  • rabitelli kullanıcısına yanıt
    Düzenli olarak gittim haftada 2 gün olması zaten ciddi bir sorun ve bazı illerde o 2 gün içersinde yapılan eğitim de iyi değil. Büyükşehirde durum daha iyidir ama ben kendi deneyimime göre konuşuyorum burada öğrenciye getirisi olmuyor genelde, istekli hoca ve öğrenci ikilisi yan yana kolay kolay gelmiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-A74E143A6 -- 17 Mart 2023; 14:19:6 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Bu Bilsem denen zımbırtıda birebir olarak WISC-R testi uygulandığı için 1-2 soruyu sallamak, tutturmak ya da ıskalamak diye bir şey söz konusu değil. Teste çok hakim değilim, yanlışım varsa bilenler düzeltsin, şukadar doğru=şu kadar puan diye bir şey yok bu testte. Gri alanlar var zaten, 125 de olabilir 135 de gibi. Saçma ama testi yapan (ki bunun eğitimini almış kişiler tarafından uygulanır) operatör test içinde birbirinin sağlamasını yapan sorularla, yanıtların gerçek mi sallamasyon mu olduğunu saptayabiliyor, gri alanda ona göre hareket ediyor. Ancak test elbette kaave sohbeti gibi değil. Strese sokuyor insanı, zaman kısıtlaması var. Bilmemkaç saniye içinde yanıt verdin verdin, yoksa güle güle, yanıt verdin ama yanlış, yine güle güle. Gibi gibi gibi...


    2. paragrafta dediğin ise bahsettiğim Bilsem örneğinin yanlış olduğunun değil, toplumsal yapı içinde eğitime verilen değerin tırt olduğunun göstergesi. Taşra olmasa da kırsalın büyük çoğunluğunda "okuma" çok sıcak karşılanmıyor. Masraflı ve uzun. Bir an önce işi ele alıp yardımcı olacak neferler gerek. Kim uğraşır ki koskoca liseye başlamış herifin hafta sonları da bilsem denen ne idüğü belirsiz yere gitmesini. Geçsin moturun (traktörün) tepesine, 50 dönüm yerin sürülmesi gerek zira...


    şu an elimizde bu var. Hiç olmamasından daha iyi. %100 eksiksiz değil, geliştirilmeli mutlaka.

    Geliştirildiği sürece, her yeni gelen nesil, öncekilere göre şanslı olacak.


    Hehehehe

    Biz ne poh yiyek... 80'de girdim ilkokula. Kenan onbaşı hödüğünün askerleri sokak köşelerinde nöbet tutarken.

    Neyse konu sapmasın, ben kaçar.





  • RamseyBolton kullanıcısına yanıt

    Zeka genetik bir şey.


    Zekanın şu zırva sınavla alakası yok.


    Zekası olan yani yüksek zekalı bir kişiye çoğu şey mantıksız ve angarya gelir.


    Türkiye'deki sistem zeka ölçme değil.Seni bir kalıba sokma üzerine.Taş devrinden hallice.Yani liseye kadar olan eğitim kamunun ihtiyacı olan memur sınıfı için verilen eğitim.


    Üniversite denilen kurumlar ise kendi sistemini devam ettiren akademisyen sınıfını döngü içinde yetiştirme üzerine.Sen sanırım sabancıda okuyordun onun sistemi farklı ama kamudaki kurumların işleyişi genellikle bu yönde.


    Bir mühendis, bir avukat,bir öğretmen yetiştirme ve bu kimselerin nitelikli olması öngörülmüyor.Öngörülse bu kadar kişiye okuma fırsatı verilmezdi.Yurt dışındakiler gibi isteyen okurdu.


    Türkiye'deki sorunlar tamamen yönetimsel.Herkes okumak zorunda değil ama temel eğitim şart fakat Türkiye'de ahlaki sorun var bunu eğitimle çözemezsin.Misal bu deprem olayları afetler vergiyi zamanında ödemenin enayilik olması gibi.Yani adaleti ve anayasaya uymamayı sen teşvik edecek iradede olursan kimse kurallara uymaz.


    Sözüm ona iş hayatında bile bu görülüyor.Uygun ortamı sen yaratırsan o çok çalışkan işine sadık japon firmalar bile öyle büyük adilikler yapıyor ki burada sistemin aslında ülkeler değilde.Ayrımcılık yaratmayan genel ve tabi anayasa kurallarından ve bunun uygulanmasından kaynaklı olduğu görülüyor.


    Türkiye çok başıboş.Üzülmemek elde değil.Şuanda da yanlış politikalar ile ucuz iş gücüne doğru yol alınıyor.Bu kadar gereksiz nüfus fazlalığı olmamasa bir şekilde kontrol altına alınırdıda artık zor


    Girdiğiniz üniversite sınavı kötünün iyisi şu zamazingoya birde hayatım buna bağlı gözü ile gençler heba oluyor.Bu sınav zeka ölçmüyor başınıza her şey gelebilir kaza depresyon bir yakınızın kaybı heyecan stres.Bu saçmalık yüzünden birde intihar edenler var.


    Tek ayağı çukurda olanların bu işe çözüm bulmasını beklemek zaten boş.Zaten bu siyasi tabaka ve sanatçı kisvesi veledlerini hep temelden yurt dışında okutuyor.Eğitim eğitim diye zırlıyorlar ama yaşadıkları ülkede eğitim filan yok.


    Zekayada çok takılmamak lazım.Zeka ile sadece algılama kapasiteniz artıyor.Birşeylere kısayoldan çözümler üretiyorsunuz.Ama çok zeki olmakta iyi değil.Zira erken yaşta delirme ve bunamaya gidiyor.Heleki birde ortadoğu denen bir yerde yaşıyorsanız.Birşey kullanışlı ise buna uygun ortam varsa yararınıza olur.Türkiye'de herkesi bir kalıba sokmaya çalışıyorlar.Bundanda iyi bir sonuç çıkmıyor hali ile.


    Almanya'da iyi öğrenci ilgisi olan öğrenci misal düzgün bir mühendis oluyor.Buna uygun olan yani.Zira insanlar gereksiz buluyor.Buna karşılıkta bu zorluğu isteyen uygun olan buna seçiliyor.İyi bireyden iyi mühendis çıkıyor.


    Türkiye'de ise iyide kötüde aynı kalıba giriyor.Doğal olarak ortaya saçma sapan birşey çıkıyor.İyi kötü dememin sebebi bu işi gerçekten yapmak isteyen yapmak istemeyende iş kaygısı gelecek kaygısı gerçekten bu işi yapmak istiyor mu bilmediğinden yola baş koyuyor.


    Bunu mezuniyet veya eğitim sürecindeki sıkıntılardan görmemek olmaz.Gerçekten bir anket yapılsa bunun net sonucu açığa çıkar.


    Memnuniyet anketi.Kaçınız okuduğunuz yerden memnunsunuz mesleğinizden işinizden hayatınızdan önemli olan bu.





  • Olay çalışmaksa herkes çok çalışıyor zaten. O derece yapanların çoğunun üst seviye zekaya sahip olduğunu düşünüyorum. Sırf kendi çevremden bir çocuğu örnek veriyim 9 10 11 full yattı yanımdaydı yani sınavlardan bile 60 70 alıyordu 12 de bir kastı okul 1. liği vs sonra sayısal ilk 5 bin yaptı. Bunda zeka önemli işte. Diğer insanlar da kendini kandırıyor çok çalışsam olur aptal bile olsam diye.

  • rabitelli kullanıcısına yanıt
    Şimdi baktım, bilmiyordum bunu. Mantıklı bir sistemmiş. Mesela bu sistem çok daha duyrulabilir. Tahminimce çok bilinen bir şey değil bu. Eğer öyleyse hocalar bu konuyu daha göz önünde bulundurursa iyi olabilir. Yani demek istediğim bu bir kişinin kalifiyesine göre eğitimi muhabbeti daha bir halklaşsa. Biliniyorsa hata benim kusuruma kalma.

    Tabii senin de yazdığın gibi iş yine velide ve hocada bitiyor. Veli çocuğa değer vermezse hatta "şu olcan bu olcan" diye zorlarsa, çocuğuna yeterli değeri göstermezse, çocukta iyice laubali olur. Veliler ne yapsın ona da ne gösterildiyse onla yetiştiriyor çocuğunu. Senin çocuğun benim çocuğum böyle yetiştikçe gruplaşıyor daha da sayısı artıyor. Arttıkça sayısı bunların öğretmen ne yapsın? O da zamanla her çocukla ilgileneyim, alanlarına yönlendireyim yerine gidip düz anlatıp geçiyor. Bana danışan olursa yardımcı olurum hesabı. Bunu ben ucundan yaşıyorum. 11. Sınıftan itibaren 3 4 tane hocamla hep konuşurum. Kendileri ufkumu hep açmışlardır. Mesela felsefe hocamla felsefe hakkında okuduklarım, okumayı düşündüklerim veyahut izlediğim filmlerin, videoların felsefi bir yanı varsa onun üzerine tartıştığım oluyor. Lakin kendisinin dersinde öğrencilerin konuşmaları o biçimdi.

    Sonuç olarak öğretmen de salıyor akıl sağlığını korumak için.

    Ama bu BILSEM'in bu işi çocukluktan ele alması iyi bir şey. Çocukluk acayip önemli eğitimde. Bunu da bir kısım yaşıyorum. İlkokulumu özel okulda okumuştum. Bunun etkisi olarak en net ingilizcemin fena olmamasından (bu subjektif tabii seviye olarak net bilmiyorum B2 seviye bir kitabı okumuştum yakın zamanda bi onu bilirim) ve ingilizceden hoşlanmam sayılabilir. Gerçi kesin olarak okula bağlamıyorum bunları; bunu yapan genellikle ailem. Fakat 4 ayrı dersten (reading, ele aldığımızı ve oradayken cambridge'nin bir iki sınavına ailemin beni yazdırdığınıhatırladığımda bu fikre ben de katılmıyor değilim. Bu meseleyi sana ve bu yazıyı okuyacaklara da sormuş olayım. Sizce bundan dolayı mıdır?

    Konuyu epey dağıtmış olduysam affola. Sonuç olarak şunu soruyorum: Bu tip bir sistem halklaşsa, rutinleşse, daha çok ehemmiyet gösterilse iyi olmaz mı?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • Çalışmıyorum dedikleri belki "günde 8 9+ saat çalışmadım" tarzı olabilir ki bu doğru olur. Çünkü 9 10'da temel atan biri 12'de 5 6 saatle bu işi kolayca hallederç

  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.