Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (20. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
189.792
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1819202122
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vezir
    bahsettiğim kişi son görevden alınan bakan hani rusya ve türkiye arasında kendi para birimimizi uygulamaya sokarak krizi aştığını iddaa eden , aynı zamanda iran ile ikili ticarette kendi para birimini uygulamaya sokmak üzere açıklamalarda bulunyordu bu konu doğalgaz alımını yaptığımız ve petrol de aldığımız ülke için belki ileride dolar bağımlılığından kurtulma yoluna için bir umuttu .

    Kürşat Tüzmen mi? Eziyet etmeyin de söyleyin araştıracağım.
  • evet ,

    http://www.nethaber.com/Ekonomi/63200/Turkiye-ile-Iran-ticareti-YTL-uzerinden-yapacak

    bu anlaşma yapılması haberlerinin arkasından görevden alınanlar listesine katuıldı ,bir tesadüf mü bilemem.

    http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=53&id=38450


    quote:

    Orjinalden alıntı: nlty2000


    quote:

    Orjinalden alıntı: vezir
    bahsettiğim kişi son görevden alınan bakan hani rusya ve türkiye arasında kendi para birimimizi uygulamaya sokarak krizi aştığını iddaa eden , aynı zamanda iran ile ikili ticarette kendi para birimini uygulamaya sokmak üzere açıklamalarda bulunyordu bu konu doğalgaz alımını yaptığımız ve petrol de aldığımız ülke için belki ileride dolar bağımlılığından kurtulma yoluna için bir umuttu .

    Kürşat Tüzmen mi? Eziyet etmeyin de söyleyin araştıracağım.




  • en bariz uygulamasını parlementerler yaparsa halkın neler yapabileceğini bir düşünün.Uygulamaları gereken kuralları işlerine geldiği gibi uygulayarak ,sizden hep geri adım atmanızı bekleyen bu batı , çağdaşlık adına ne kadar korumacı olduğunu bir kez daha gözterdi .Ne diyeyim artık , yuhhh be diyorum.Avrupa parlementosunun almış olduğu 41/1 kararını bile uygulaması zorunlu olan schenken ülkeleri , kendi koydukları ve kabul ettikleri 1971 anlaşmasını uygulamıyorlarsa bizlerin avrupalıları vize koymayışımızın nendenini çok merak ediyorum .İllaki hep alttan alma davranışımızı değiştirdiğimizde dış politika ve ekonomi alanında almamız gereken yeri alacağımızdan emin olunuz. Bu çok basit bir kural olan kısaasa kısas uygulamasını başlatmak , hem ekonomi hem de ulus devlet modelini, halkın da benimsemesine neden olacaktır. Ama baştakilerin buna niyeti yok , çünkü ipler kendi ellerinde değil

    quote:

    Bu da Avrupa'nın ırkçılığı... Vezir bahsetmişti


    http://hurriyet.de/haberler/gundem/335891/ab-komisyonundan-vize-kaytarmasi

    http://www.tarafsizhaber.com/haber-Donum-noktasi-Haziran-178955/

    http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=2034&id=98




  • Rus strateji belgesi: Enerji savaşı çıkacak

    http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=935864&Date=14.05.2009&CategoryID=81

    Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, uluslararası ilişkilerin enerji savaşlarıyla belirleneceğini öngören yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'ni devreye soktu.





    1997’deki belgenin yerini alan ve 2020’ye kadar devletin önceliklerini sıralayan yeni belgede, ‘Uluslararası politika Ortadoğu, Barents Denizi, Kuzey Kutbu, Hazar ve Orta Asya’nın da dahil olduğu enerji kaynaklarını elde etme üzerine yoğunlaşacak. Enerji kaynaklarını hırsla kontrol mücadelesinde ortaya çıkan sorunları askeri güçle çözme teşebbüsleri göz ardı edilemez’ denildi.

    ‘Rusya sınırlarında savaş çıkabilir’
    Kremlin sitesinden yayımlanan 13 sayfalık belgede, ülke adı zikredilmeden ‘Rusya ve müttefiklerinin sınırları yakınındaki mevcut güç dengesi ihlal edilebilir’ ifadeleri kullanıldı. NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlemesi ‘Kabul edilemez’ diye nitelenirken, “Avrupa-Atlantik bölgesinde sadece NATO’ya dayalı mevcut küresel ve bölgesel yapıdaki istikrarsızlık, uluslararası güvenliğin garantisi açısından artan oranda tehdit” değerlendirmesi yapıldı.

    ‘Rusya silahlanma yarışına girmemeli’
    ‘Rusya’nın ABD ile eşit ortaklık arayışı içinde olacağı’ belirtilse de, Doğu Avrupa’ya Amerikan füze kalkanı konuşlandırma projesinin ulusal güvenliğe en önemli tehdit olacağı öngörüldü. ‘ABD’nin küresel çaptaki füze sisteminin unsurları Avrupa’ya konuşlandırılırsa küresel ve bölgesel güvenliği sürdürme şansı azalacaktır’ denildi. ‘Lider ülkelerin askeri alanda, özellikle stratejik nükleer güçler üzerinde üstünlük sağlama politikalarının da askeri tehdit arz edeceği’ belirtildi. ‘Rusya’nın stratejik silahlar alanında ABD ile nükleer eşitlik politikası izlerken pragmatik ve akılcı politikalar benimseyip pahalı silahlanma yarışından uzak duracağı’ da vurgulandı.




  • Sonunda vize kementini biraz gevşetmek zorunda kaldılar.Eninde sonunda vizeyi komple kaldıracaklar ama ne kadar geç yaparsak o kadar iyi diye bir görüş hakim sanırım!!

    Almanyadan vize için tarihi adım

    TIR şoförleri Mehmet Soysal ve Halil İbrahim Savatlı’nın verdikleri hukuk mücadelesini kazanması, bilim, sanat ve sportif gezilerde de ’vizesiz Avrupa’ yolunu açtı. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Almanya Federal İçişleri Bakanlığı, bilim, sanat ve sportif faaliyetler için gidecek Türk vatandaşlarından vize istenmeyeceğini resmen duyurdu. Diğer ülkelerin de bu karara uyması bekleniyor

    Hürriyet gazetesinde Zeynel Lüle imzasıyla yayımlanan haber şöyle:
    quote:


    Avrupa Birliği (AB) ülkelerine vizesiz girebilmek için sürdürdükleri hukuk mücadelesini kazanarak ’kahraman TIR şoförleri’ olarak tanınan Mehmet Soysal ve Halil İbrahim Savatlı sayesinde, sadece meslektaşlarının değil başka meslek mensupları da Avrupa’ya vizesiz girebilecek. Şimdilik bilim, sanat ve sportif geziler nedeniyle Avrupa’ya seyahat edeceklerin yolu açıldı.

    Almanya’dan genelge

    Kamuoyunda bilinen adıyla ’Soysal Kararı’nın ardından bu konuda ilk adımı atan Almanya oldu. Federal İçişleri Bakanlığı tarafından, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Eyalet İçişleri Bakanlıkları’na gönderilen genelgelerde, bilim, sanat ve sportif faaliyetler için gelecek olan Türk vatandaşlarına vize istenmeyeceği resmen duyuruldu.

    Montaj ve tamire de muafiyet

    Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Eyalet İçişleri Bakanlıklarına iki ayrı sayılı genelge yollayan Almanya İçişleri Bakanlığı, başka meslekteki muafiyetlere de yer verdi. Buna göre, Türkiye’deki bir firmada çalışan ve montaj, tamir ve revizyon gibi gerekçelerle gidenlere de de vize muafiyeti olacak.

    Karara uyulması zorunlu

    Bu arada Almanya, 6 Mayıs 2009 tarihli iki ayrı genelgenin birer kopyasını da Brüksel’e ulaştırdı. Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın, Avrupa Parlamentosu’nda yapılan "vize zirvesi" ile aynı tarihi taşıması dikkati çekti. Genelgelerde ’Soysal Kararı"nın ayrıntılı olarak incelendiğini belirtilirken, bu karara uyulması zorunluluğu bulunduğuna dikkat çekildi.

    2 ayı geçmemek şartıyla

    Almanya genelgelerinde, 19 Şubat tarihli Soysal Kararı’na göre bundan sonra Türkiye’deki bir firmada çalışan, Almanya’ya mal getirmek amacıyla seyahat edenlerin 2 ayı geçmemek şartıyla "vizesiz" seyahat edebileceği hatırlatmasını da yapıyor.

    Şimdi sıra diğer ülkelerde

    Almanya’da alınan bu kararın ardından, diğer Avrupa ülkelerinde de uygulamaların bu yönde değiştirilmesi gündeme gelecek. Buna göre, 1973’de dönemin AET üyesi olan 6 ülke (Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İtalya) ile, o tarihte üye olmamasına rağmen Türklere vize uygulamayan İspanya, İngiltere, Portekiz ve Danimarka’nın da bu karara uyması bekleniyor.

    Soysal kararı neydi

    Almanya’nın Bavyera Eyaleti’ndeki Türk transport şirketi Osman Çat GmbH’nın sahibi Osman Çat’ın, Türkiye’de ortağı olduğu Termotrans adlı acentesine bağlı çalışan TIR şoförlerinin yaşadığı sıkıntılar bu süreci başlattı.

    1995 yılında getirilen vize kısıtlamasına karşı Mehmet Soysal ve İbrahim Savatlı isimli iki şoför, Alman İdare Mahkemesi’ne başvurması ile dava süreci başladı. Alman İdare Mahkemesi’nin Soysal ve Savatlı’nın taleplerini reddetmesi üzerine konu Alman Temyiz Mahkemesi’ne taşıdı. Temyiz Mahkemesi de görüş almak üzere konuyu Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’na (ABAD) taşıdı.

    Adalet Divanı 19 Şubat 2009 tarihinde açıkladığı kararında, Katma Protokol’ün yürürlüğe girdiği tarih olan 1 Mart 1973 tarihinde Türk vatandaşlarından vize uygulamayan ülkelerin, o tarihten sonra Türk vatandaşlarına vize uygulaması getiremeyeceğini belirtti




    http://www.cnnturk.com/2009/dunya/05/14/almanyadan.vize.icin.tarihi.adim/526512.0/index.html




  • Rus strateji belgesi malumun ilamı gibi olmuş.. O coğrafyada sadece NATO ve Rusya yok.. Aynı zamanda milyonlarca fabrikasıyla üretim yapan milyarlık ülke var ve enerji talebi gitgide muazzam artıyor..

    Öte yandan tata Nano üreten Hindular var ki onların da enerji ihtiyaçları durmadan artıyo..

    Yani Rusya arenayı göstermiş, ama savaşçıları anlamayı okurlara bırakmış..

    Ben savaşın Nato ve Rusya arasında geçiceğini sanmıyorum, bilhassa Natonun ve Rusyanın ittifak kurduğunu düşünüyorum..

    Karşılarında ise kimler var belli..
  • daha aönce de haritalı şekilde önceki sayfalarda yazmıştım. Ani ve öldürücü darbeyi ancak Rusya indirebilir ve ilk stratejik geçit olan kuzey baltık ülkelerini kontrol altına alacaktır. Çünkükuzey buz denizi erimeye hızla devam ediyor bazı petrol sahalarının kime ait olacakğı tartışmalı bu konuyu güzel anlatan national geografıg bu ay sayısını okumanızı tavisiye ederim .Kuzey buz denizi petrol sahası çok ciddi ekonomik ve 2015 sonrası petrol arzında yeni kaynak arayışlarına neden olmaktadır. 15 yıla kalmadan buzlşar tamemen eriyeceği için artık platfoom kurulabilmeve işletilebilme şansı artıyor.

    norveç -rusya kapışmasında ruslar aynen hitlerin polanya çıkarması gibi birkaç günde bu bölgenin kontrolünü ele alacaklar ve yeni oluşumu beklemeye başlayacaklardır.

    http://www.kureselisinmaveetkileri.com/eriyen-kuzey-kutbu-paylasilamiyor-kimin-mali.html/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 15 Mayıs 2009; 8:26:45 >






  • Eller yukarı bankerler.. Ümüklerini sıkarlar böyleee..

    quote:



    ABD Hazine eski Bakanı Henry Paulson’ın finansal sektördeki türbülansı bitirmek için 9 büyük bankaya ’Ya hisselerinizi verin, ya da iflas edin’ resti çektiği ortaya çıktı.

    Konuyu aydınlatan belge ise 13 Ekim 2008 günü Paulson ile banka yöneticileri arasında geçen toplantının konuşma metinleri oldu.

    Sermaye akışı istemeseniz bile denetimciler size bunu şart koşabilir tehdiyle bankaları ikna eden Paulson, ertesi gün Bank of America, Merrill Lynch, Citigroup, JP Morgan, Wells Fargo, Goldman Sachs, Morgan Stanley, State Street Corp ve Bank of Mellon Corp.’a hisse karşılığı sermaye aktaracığını müjdelemişti.

    Kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşmeler basına ABD, dünya devi bankalara 250 milyar dolarlık şemsiye açıyor başlığı ile yansımıştı.

    Geithner da toplantıdaymış

    Açıklanan dökümanlara göre şimdiki Hazine Bakanı Timothy Geithner, ABD’nin TMSF’si FDIC’nin Başkanı Sheila Bair ve FED Başkanı Ben Bernanke de toplantılarda hazır bulunanlar arasındaydı. Toplantıda CEO’lar devletin bankalarından ne kadar tercihli hisse alabileceğini ve bunun karşılığında ne ödemesi gerektiğini kağıtlara not etti.

    ’Devletin özel sektör üzerindeki büyük baskısı’ olarak tanımlanan olayda hazır bulunan CEO’lar ise Citigroup CEO’su Vikram Pandit, JP Morgan CEO’su James Dimon, Wells Fargo CEO’su Richard Kovacevich, Merrill Lynch CEO’su John Thain, Goldman Sachs CEO’su Lloyd Blankfein, Bank of Mellon CEO’su Robert Kelly ile State Street Bank CEO’su Ronald Logue olmuştu. Bir gün sonra yardım alacağı açıklanan kurumlar da toplantı metinlerinde CEO’larının adı geçen kurumlarla aynı.

    Tehditle ne kadar sermaye aktarıldı

    Bank of America ve Merrill Lynch & Co.: 25 milyar dolar

    Citigroup Inc.: 25 milyar dolar

    JPMorgan Chase & Co.: 25 milyar dolar

    Wells Fargo & Co.: 25 milyar dolar

    Goldman Sachs Group Inc.: 10 milyar dolar

    Morgan Stanley: 10 milyar dolar

    State Street Corp.: 3 milyar dolar

    Bank of New York Mellon Corp.: 2 milyar dolar



    Hepsi batıcak bunların..




  • Wordpressin kontrolleri karışık geldi bir de blogger'dan adres aldım. Ufak ufak başladım yazmaya. Çok yorucu ve vakit alıcı bir şey. Linkleri bir aray getirmek bile saatlerimi aldı. Buyrunuz:
    http://cokus.blogspot.com/
    Tekrar ediyorum, yazmak ve insanlara birşeyler anlatmak isteyen herkesi bekliyorum. Şimdi işime dönüyorum, görüşmek üzere.
  • Ben de önümüzdeki 10 sene içerisinde İstanbul'da yaşam üzerine senaryo denemeleri yazmaya çalışacağım, etkili bir şekilde insanların yaşamının nasıl değişeceğini anlatmak onlara faydalı olabilir, en azından bilinçlenme sağlanabilir..

    Yazdıktan sonra buraya eklerim..

    Nlty ayrıca para biriktirmek derken ''selülozik madde'' biriktirmek mi yoksa reel bir kazanç biriktirmek mi kastediyorsun... Para eğer karşılığı varsa bir değer olabilir, aksi halde hiç bir şeydir..

    Ben bütün paraların selülozik birer maddeye dönüşeceğini ve altının ve diğer reel değerlerin (tarla, işe yarar ev, gıda, vs. vs.) tek kral olacağını düşünüyorum..
  • Umit abi Donanımhaberide kasıp kavurmuşsun
  • Arkadaşlar çok güzel şeyler yazmışsınız,Hepinizi tebrik ediyorum.Saygılarımla...
    1-İyi tahminler yapmışsınız,ama bunların hepsi tahmin.Gelecek bilinemez,bu güne kadar bir sonraki günü tahmin eden bir insan yeryüzüne gelmedi,Peygamberler hariç.Peygamberler bile allahın bildirdiğinden başka bir şey bilemediler.
    2-Aranızda,İslam ekonomisinden haberi olan varmı.?
    3-Aranızda İslamın gelecek öngürüsüyle ilgili bilgisi olan varmı.?
  • quote:

    Arkadaşlar çok güzel şeyler yazmışsınız,Hepinizi tebrik ediyorum.Saygılarımla...
    1-İyi tahminler yapmışsınız,ama bunların hepsi tahmin.Gelecek bilinemez,bu güne kadar bir sonraki günü tahmin eden bir insan yeryüzüne gelmedi,Peygamberler hariç.Peygamberler bile allahın bildirdiğinden başka bir şey bilemediler.


    Dünyaya rasyonel yaklaşıldığı sürece, o da rasyonel cevaplar verir insanoğluna.. Geleceğe ışık tutar.. Ama gelecek tabii ki tahminden ibarettir, sonuçta burada yazılanlar da tahmindir..

    Fakat, tahminleri rasyonel sebeplere dayandırarak oluşacak söylemlere de neredeyse gerçeğe yakın tahminler, yada kuvvetle muhtemel tahminler denir..

    Nitekim bütün dünya da çıkması planlanan ''enerji savaşlarına'' hazırlanmaktadır, bu da gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel ve neredeyse gerçekleşmemesi için imkansız olan bir tahmindir..

    Bazı insanlar '' yahu 1 sene içinde devasa yataklar bulunur, insanoğlu enerji sıkıntısı yaşamaz'' tahmini yapar ve kendini buna hazırlar, bir kısım ise '' 50 senedir bulunmayan birşeyin bir sene içinde bulunacağını sanmıyorum, buna hazırlanmalıyım'' tahmini yapar.. Sonuçta ikisi de tahmindir, ama biri tutar, öbürü tutmaz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 18 Mayıs 2009; 23:27:56 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: hazardousmen
    Nlty ayrıca para biriktirmek derken ''selülozik madde'' biriktirmek mi yoksa reel bir kazanç biriktirmek mi kastediyorsun... Para eğer karşılığı varsa bir değer olabilir, aksi halde hiç bir şeydir..

    Elbetteki yatırımı kastediyorum. Altın ya da her ne ise. Aslında ekilebilir toprak bana göre şu değerini kaybetmeyeceğini düşündüğüm tek şey. Az bir param var ve ne yapacağımı kesinlikle bilmiyorum. Döviz, tl ve altına dağıtılmış durumda şu anda.

    zizim;
    Başlamadan caydın mı :)
    Şu anda Chris Martenson'un sitesinden çeviri yapıyorum ikinci yazım için...
  • en iyi yatırım her devirde olduğu gibi altın olacaktır. Arazi işi oldukça sakat çünkü ciddi bir krizde istimlak olabilir , isgal olursa da benim demenizin faydası olmaz. Buradaki temekl öğe yanınızda alıp gidebileceğiniz kadar hafif ve taşınabilir ve alınıp satılabilen olmalıdır. Değerli taş da olabilir ama alım ve satım fiyatı arasında ciddi fark olacaktır.

    hazardousmen İstanbulda yaşıyorsanız işiniz zor, çünkü ilk depremden sonra arazi fiyatları çok ciddi bir şekidle düşecek görece daha sağlam görülen çevre iller veya İstanbul'un karadeniz sahilleri yeni rant sahası olacaktır.Eğer ciddi olarak kaygılarınız varsa kendikendine yeten enerji sistemi olan bir villa alımı bunun içinde uygun denizden yükseklik ve stratejik noktalardan uzak olması iyi bir yatırım olabilir. En azından torunlarınız size minnettar olacaktır. Seçeceğiniz arazide temiz su bulunmalı buan kuyu açarak ulaşmanızı da düşünmelisiniz.

    @nlty2000
    bloga söyle bir göz attım güzel şeyler yazılmış .Aynen yola devam .




  • vezir altın da devlet tarafından gasp edilebilir. ABD'de yapılmış. Aslında her türlü sahiplik devlet tarafından bitirilebilir. En güvenlisi riski dağıtmak sanırım. Yani biraz para, biraz altın, biraz tarım arazisi. Hala para varsa bir de ev :) İstanbul'da arazi fiyatlarının düşeceği konusunda haklısın. Bir çok kişi hala bu gerçeği unutuyor. Büyük şehirlerde, özellikle banliyölerde, merkeze uzak yerlerde(blogda da yazdım bunu) mülk fiyatları düşecek. Kendimize yer seçme konusu önemli bir konu. Benim kafam oldukça karışık. Afyon bozkırı ve Isparta civarı dışında açıkçası hiç çevrem yok ve kendime tamamen yabancı bir coğrafyada mülk edinmek pek aklıma yatmıyor. Güvenli ve geleceği parlak yöreler ve yerleşimler hakkında yazılı kaynak da yok. Sözlü kaynaklara başvurmak zorundayız. Ya da elimize kalemi kağıdı alıp kendi hesaplarımızı yapmalıyız. Örneğin göller bölgesindeki göller tatlı su kaynağı olarak düşünülmemeli, çünkü yakında tamamı içilmez hale gelecek. Ama bu hiç bir yerde yazmaz. Bunun gibi...
    Fikri olan? Bunu tartışalım.




  • Bu konuda geçmiş uygarlıklıkların ne yaptığına bakmamız yeterli .İleride milletlerve devletlerin yapısı değişecek bu nedenle 50 yıl sonrasının dünyasını öngörmek için geçmişe bakmamız lazım.
    ne yapmışlar su bulunan yerde, yerleşmişler , yüksek yerlere bina veya kale yapmışlar , saldırılar ve su baskını ve doğal felketlerden korunmak için. Tarım için ise düz ovalarda yerleri kullanmışlar sulama kanlaları ile işi çözmüşler. Eğer şu an bulunduğumuz teknolojik avantajlardan geriye doğru adım atacakğımzı varsayıyorsak bu gibi geçmişte başarı ile uygulanan sistemleri göz önüne almak lazım.

    Örnek olarak denize sıfır yer almak kadar yanlış bir seçim olamaz. Çünkü yakın gelecekte sular yükselecek ve fırtınalar daha da artacak , bu yerlerin rantı ve kullanılabilirliği azalacaktır. İç andolu yatıım için iyi bir seçenek olabilir veya doğu anadolu , buralarda hem arazi fiyatları ucuz hem de yükseklik açısından yeterli güveninirlikte . Su kaynakları açısından doğru yer bulmak en öenmli konudur. unutmayalım ki bir felaket yaşandığında ilk kirlenen ve kullanılamaz olan şey su kaynaklarıdır. Buraya bir hucum olduğunda ne yapacağınızı da öngörmek lazım. Yani yeterli ve sağlam büyüklükte bir depo olması şarttır. Bugunün yağmurlarına bakıp nasıl olsa yağacak diye düşünmemek lazım. Çünkü kıtlık dönemleri genelde 5-7 yıl üst üst üste olmaktadır .Güneşin yapısı ile alakalı. Böyle olağanüstü bir dönemde suyun uzun süre sağlanamaması koşulunda hayatın devamı söz konusu değildir. Suların 1 ay hiç akmadığını ve eviizde depo olmadığını hayal edin. Durumunuz nasıl olur .Böyle günler yaşanması olasılık dahilindedir. Önemli olan öngörüleri herşey yolundayken yapmaktır çünkü diğerini zaten herkes yapabilir.




  • herkeze merhaba.
    altın çok iyi bir fikir ama bankada tutarsanız devlet çok düşük bir fiyattan el koyar. evde tutarsanız yanında birde kalaşnikof ayarı bir desteğe ihtiyaç olur.
    dolar çoktan yok odu, uzatmaları oynuyor, elinizi sürmeyin derim
    euro yada tl gibi paralarda perişan olacaktır, kriz sonuunda yeni birimler çıkana kadar sanal herşey çok tehlikeli
    arazi fena fikir değil ama yaşamak, ev yapmak için diyorsanız, bahçede bir petrol kuyusu yoksa değeri gelecek 50 senede sıfıra yakın olabilir. yada ben yürürüm diyorsanzı tabii o başka.
    size önerim şehrin göbeğinden, eski semtlerden ev almanız olur. bunlarında değeri düşecek ama ne devlet el koyacak nede ulaşım vs... sorunları olacak.
    ha birde istanbulu bir kaç sene sürebilecek bir kaos bekliyor, bu dönemi daha güvenli bir yerde, örneğin bahsettiğiniz afyon düzlüklerinde geçirmek fena olmayabilir.




  • petrol kuyusuna gerek kalmadı. Sağolsun japonlar boş drumuyor daha önce de sözünü ettiğim hidrojenli çağa geçiş yapıyoruz artık .Böyle bağımsız yaşamayı düşüneneler için geleceğin nasıl olacağına dair bir link vereyim. Bütün bunlar şu an için uygulamada ve çalkışır olan sistemlerdir. Yoksa honda o kadar para harcayıp araç yapar mıydı.

    http://automobiles.honda.com/fcx-clarity/home-energy-station.aspx

    http://automobiles.honda.com/fcx-clarity/

    hadi kolay gelsin hidrojen merkezi artık evlerde ,tak fişi bitir işi

    http://world.honda.com/FuelCell/FCX/station/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 20 Mayıs 2009; 12:14:04 >




  • Habere bak, habere... ABD de yüksek tüketimli araçların yapımına son veriliyor..

    quote:


    Obama'dan tarihi otomotiv kararı
    20 Mayıs 2009

    ABD Başkanı Barack Obama, önümüzdeki yedi yıl içinde ülkesinde kullanılan otomobillerin yakıt verimini yüzde 40 arttırmayı hedefleyen bir dizi önlem açıkladı. Açıklanan önlem paketiyle 100 km'de 20 lt yakıt tüketen Hummer cinsi araçların devri kapanıyor.


    ABD dünyanın en büyük otomobil pazarı konumunda Yeni standartlar, üretilen yeni araçların karbondioksit salımlarının azaltılmasını da içeriyor.

    Açıklanan yeni önlemler, hem çevreci gruplar hem de Amerikalı otomotiv üreticilerince memnunlukla karşılandı.

    Bu yeni standartlar, Amerikan hükümetleri tarafından şu ana kadar açıklananların en bağlayıcı olanı niteliğinde.

    Buna göre 2016 yılına kadar ABD'de araç satan her firma, ürettiği araçların her birinin ortalama olarak 100 kilometrede en fazla yaklaşık 7 litre benzin harcamasını sağlamak zorunda olacak.

    Arazi araçları ve hafif kamyonetlerde ise 100 kilometrede harcanabilecek en fazla yakıt yaklaşık 9,5 litre olacak.

    Egzoz salımlarında da ilk kez olarak ülke genelinde geçerli olacak standartlar belirlendi.

    Buna göre yolcu taşıyan yeni araçların karbondioksit salımı yüzde 34 azaltılacak.

    ABD dünyanın en büyük otomobil pazarı konumunda. Trafikte 250 milyondan fazla otomobil ve hafif kamyon sınıfında araç bulunuyor.

    Tasarruf

    Başkan Obama, açıkladıkları önlemleri petrol tüketiminde önemli bir tasarruf sağlayacağını söyledi.

    Obama, önümüzdeki beş yıl içinde satılacak olan araçların ekonomik ömrü boyunca 1,8 milyar varillik petrol tasarrufu sağlanacağını ve bunun, geçen yıl boyunca Suudi Arabistan, Venezuela , Libya ve Nijerya'nın tamamından satın aldıkları petrol miktarından daha fazla olduğunu belirtti.

    Washington'daki Güvenli İklim adlı çevreci grup, Obama'nın açıklamalarını alkışlarla karşılayan çok sayıdaki çevreci örgütten biriydi.

    Otomobil üreticileri de yıllarca Kaliforniya ve diğer pek çok eyaletin hava kirliliğinin önlenmesi amacıyla koyduğu sert önlemlere karşı yürüttükleri hukuk mücadelesinin ardından, ülke genelinde tek bir standardın belirlenmesinden memnun olduklarını söylüyor.

    Kaliforniya'daki standartlar, şimdi tüm ülkenin standardı haline gelecek ve yeni araba fiyatları da artacak.

    Ancak Başkan Obama, uzun vadede sağlanacak yakıt tasarrufu nedeniyle aslında araba sahibi olmanın şimdi daha ekonomik hale geleceğini söylüyor.



    Hadi Türkiye, sıra sende..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 20 Mayıs 2009; 17:24:42 >




  • 
Sayfa: önceki 1819202122
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.