Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
189.497
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • durumun daha önceki yorumlarda anlatıldığı kadar vahim olduğunu düşünmüyorum. çünki elimizde kömür gibi ciddi bir enerji kaynağı daha var. birkaç veri ile olayı daha derinleştirmek isterim.

    Dünya Geneli tüketim değerleri ( Milyon tpe )

    ............................kömür..................petrol..............doğalgaz............hidrolik.............nükleer
    1996 tüketimi........2293.....................3335................ 2031................ 578................. 545
    2005 tüketimi........2887.....................3836.................2474................ 668.................. 627
    artış oranı..............%26..................... %15................ %22.................%16............... %15




    Görünür rezerv ömürleri ( yıl)

    petrol 41 yıl
    doğalgaz 65 yıl
    kömür 155 yıl



    basit bir hesap ile;
    %27.5luk kullanım oranı ile 155 yıllık kömür rezervinin %100 luk kullanım oranı ile yaklaşık 42.6 yıl,
    %36.5luk kullanım oranı ile 41 yıllık petrol rezervinin %100lük kullanım oranı ile yaklaşık 15 yıl,
    %23.5luk kullanım oranı ile 65 yıllık doğalgaz rezervinin %100lük kullanım oranı ile yaklaşık 15 yıl,

    gibi rezerv değerleri bulunabilir. dolayısıyla şuanki görünür rezervler ile bizim 72 yıllık enerji kaynağımız var gibi gözküyor. kaldıki nükleer ve hidrolik işin içine katılmadı. gözüküyor diyorum çünki nüfus artış hızına bağlı olarak talep artış hızı da değişiklik gösterebilir. 72 yıl da şuanki bilimsel gelişme hızı düşünüldüğünde geçiş için bize yeterli zamanı vereceğini düşünüyorum. Ama bu demek değildirki hiçbir sorun çıkmayacak. tam tersine rezerv tükenmesi sonucundaki rezerv geçişlerinde çok büyük sıkıntılar yaşanacaktır, savaşlar bile çıkacaktır. yaşanacak bu sıkıntı doğal olarak enerji fiyatlarına yansıyacaktır. enerji gerçekten pahalı bir konuma gelecektir. Karne vs uygulamaları geçiş evrelerinde yaşanabilir fakat fazla uzun soluklu olacağınıda düşünmüyorum.

    elektrikli arabalar konusuna gelirsek evet icat edildiler ve hatta satışa bile sunuldular. halen satılmakta olan teslamotor şirketine ait elektrikli araba tek şarj ile 400km yol yapmaktadır. gm nin ise dizayn ettiği araç ile menzilin 1000km yi bulduğu söyleniyor. dolayısıyla elektrikli araçlara geçişinde sanıldığı kadar zor olacağınıda düşünmüyorum..

    (bunlar kendi fikirlerimdir katılıp katılmamak size kalmıştır :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elysion -- 16 Aralık 2008; 2:03:21 >




  • olay tamamen otomobilaçısından bakılırsa ciddi arge yatırımları ile alternatif yakıt tüketen araçalr 2010 yılından sonra veya belki 5 sene sonra diyelim piyasada yer alacaktır. Bunu büyük şirketler yapamasa bile aynen mikrosoft örneği ve goggle da olduğu gibi şu ana çok küçük olan bir firma yarının bir Otomobil devi olarak yerini alması muhtemeldir.Büyük firmaların iflas etmesi kaçınılmazdır çünkü artık büyüklüklerini finanse edecek tüketim miktarlarını talep eden kalmamaktadır.Belki de yavruları büyür ve elektirk olsun alternatif enerji kaynaklarını kullanana araçlşar olsun piyasada yerini alacaktır.Bunun için batatya teknolojisini atacağı bir cidd iadım olayı hızlandıracaktır.

    Petrol tüketimindeki 3 ay içindeki hızlı düşüş sonrasında petrol üreticileri OPEC olmak üzere üretimi kısma yönüne doğru ciddi adımlar atmaktadır.Evet belki bu iş kısa vadeli görünebilir ama arz talep dengesinde onlar da fiyatları belirli bir dengede tutmak istemektedirler.kimse gelirinin azalmasını istemez.Eğer tüketim aynen geçen yılki değerler gibi artmaya devam ederse sn hazardousmen arkadaşımızın dediği noktalara ulaşmamız pek de uzak olasılık değildir.Amaatlanan nokta dünyanın bu durumu kaldırmadığının anlşılması olacaktır.Tüketimin kontrolsüz artmasının sonuçları kalkınma olarak gösterilse bile aslında bu bir tür bindiğiniz dalı kesmekle aynıdır. Kalkınma denilen şey verimlilikle anılmadıkça bir anlamı olmayacaktır. Siz bir evi veya arabayı daha az yakıtla daha uzuzn süre götüremeddikçe veya tasarruf edemedikçe verimlilikten bahsetmek mümkün değildir.Altı üstü 4-5 kişi toplam 500 kg taşımak için 1200-1300 kg varan bir ağırlığı taşıma fikri ancak 20. yüzyılın bir değeri olabilir.Bu yüzyılda verimsiz makinaların tüketimini kısatlayacak en büyük etmen öncelikle maliyet sonra ülkelerin alacağı emisyon oranları olacaktır.Verimlilik söz konusu olduğunda yeniden geri çevirim olayı artarak yüzdesel olarak varlığını sürdürecektir.Kömür şu an için yine verimsiz olarak yakılarak heba edilmektedir.yakında bunun enerjisini daha verimli kullanan santraller ve Küçük terminallerin olması kaçınılmazdır.Ama teknoloji maaselsef gelişmiş ülkelerin hızlandırması ile ivme almaktadır. Bu konuDA GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN KATKI YAPMALARINI BEKLEMERİNDEN ÖNCE ÜLKELERİN DAHA ÜZERİNDE NET OLARAK ANLAŞAMADIKLARI KYOTO OLSUN SONRAKİ PROTOKOLLER OLSUN bir uzlaşmaya geçmesi kaçınılmazdır.

    2009 en büyük problemi olarak geçtiğimiz günlerin sonucu olarak ÇİN olgusunun tüm gündemi değiştireceğini öngörüyorum.kalkınma hızındaki hızlı düşüş zaten fakir olan halkın çevirimini durdurarak büyük toplumsal olaylar ve dalga dalga dünyayı yeni bir kaos ortamına sürükleyebilir.İnsan aç olunca ne enerjiye bakar ne de hükümete. eskiden tarihi iyi incelerseniz toplumsal olayların başlamasının hep enerji kaynaklarının kullanımı ve toplumsal fakirliğin tetiklediğini göreceksiniz.Bu konu taa ortaçağ ve fransiz ihtilaline kadar inen toplumsal olayların bahtsız bir serüvenidir.




  • Dünya genelinde petrolün %60 ı ulaşımda kullanılmaktadır.. Kısaca şöyle diyebiliriz.. Hareket eden her makine petrol ile hareket etmektedir.. Oranladığımızda diğer yakıtlar düşük kaldığından bu söylem şimdilik geçerli.. Geri kalan kısmı ise üretimde, kimya sanayinde ve diğer yan sanayilerde kullanılmaktadır..

    Alternatif enerjileri incelediğimizde, en yaygın kullanılan hibrit otomobillere bakarsak bunların benzinden tasarruf amaçlı olarak üretildiğini ana motor benzinli çalışırken yardımcı motorun da elektrik kullanarak tasarrufa katkıda bulunduğunu görmekteyiz.. Alternatif enerji kategorisine bu araçları dahil etmek hata olur..

    Elektrikli araçları incelediğimizde ilk olarak gözümüze çarpan Tesla Roadster.. Diğer markaların da bu yönde girişimleri olduğunu belirtmek lazım.. Benzinle kıyasladığımızda tüketimi çok daha az.. Km başına maaliyeti benzinle kıyaslanmayacak derecede ucuz.. En büyük handikapı ise üretim maaliyetlerinin yüksek olması..

    Elektrikli araçların bir de elektrik üretimi ayağı var.. Elektrik üretiminde çok değişik seçenekler karşımıza çıkıyor.. Nükleer, hidro, termik, doğalgaz, güneş, rüzgar, jeotermal.. Elektrik üretiminde de en fazla tercih edilen seçenek yine fosil yakıtlar.. Doğalgaz ve kömür.. Alternatif enerjiler için çalışmalar devam ediyor ama şimdilik yetersiz..

    Başka bir alternatif enerji ise hidrojen.. Geleceğin en önemli yakıtı olarak kabul ediliyor.. Hidrojen şu anda Kaliforniyada kayıtlı 100 civarı araçta kullanılıyor.. Avrupada ise tek tük deneme seferleri yapılıyor.. Hidrojenin en önemli handikapı diğer fosil yakıtlar gibi birincil enerji kaynağı olamayışı.. Hidrojeni elde etmek için bir işleme tabi tutmak gerekiyor ve bu işlem için de ayrıca bir enerji gerekiyor.. Bu özelliği sebebiyle de şu anda fosil yakıtlara rakip olamıyor.. Ayrıca hidrojenin çok yüksek basınçlarda depolanabilmesi de maliyet ve güvenlik sorununu da beraberinde getiriyor.. Bu temel sorunların çözülmesi ile hidrojen en önemli çevre dostu enerji kaynağı özelliğini kazanıcak.. Fakat bu sorunların kaç yıl içerisinde çözüleceği muamma.. En iyimser tahmin 2025-2030 olarak gözüküyor..

    Biyodizel ise eroei değeri petrolle kıyaslanamayacak derecede düşük bir enerji.. Yani biyodizeli elde etmek için neredeyse alacağınız enerji kadar enerji vermek zorundasınız..

    Ufacık bir paragraf da kömürden bahsedelim.. Kömür gibi taşınması ve çıkarılması, depolanması maaliyetli bir enerji varken insanoğlu çok daha elverişli petrol enerjisini kullanmaktadır.. Petrol üretimi düşmeye başlayınca kömür petrolün hangi açıklarını kapatır merak ediyorum..

    Petrol üretiminin 2010dan itibaren düşüşe geçiceği öngörülüyor.. Tabii petrol üretiminin düşmesi de dünya ekonomilerinin küçülmesi demektir... Tahminimce gelişmiş ve askeri gücü yüksek ülkeler G-7ler küçülmelerinin büyük bir oranını gelişmekte olan ülkelere ve fakir ülkelere ihraç edeceklerdir.. Yani gelişmekte olan ülkelerin küçülürken kullanması gereken petrol miktarının bir kısmını gelişmiş ülkeler kullanıcaktır.. Bu da gelişmekte olan ülkelerin kendi küçülmeleri ile boğuşurken öte yandan ithal ettikleri küçülmeler ile boğuşmak zorunda kalıcaklardır.. Tabi burada tatlı tatlı yazdığıma bakmayın bu geçiş kanlı ve sancılı olucaktır.. 2010 başından itibaren başlayarak en az 20-30 yıllık bir kaynak kıtlığı döneminin başladığını öngörüyorum.. Yeni enerjilerin keşfinin durumu ile bu süre uzayabilir de kısalabilir de..

    Bu durumda en kötü ihtimal Türkiye'nin en büyük sorunu karayollarına bağlı lojistik sisteminin çökmesi ve gıda akışının sekteye uğraması olucaktır.. En iyi ihtimal ise sadece ekonomimiz çökücek, yiyecek savaşları yaşanmayacak.. Tabii bu birazda milletlerarası kota anlaşmalarında Türkiye'ye ne kadar petrol kotası bağlandığına bağlı..

    Aşağıya da 2020lerin en gözde otomobilini koyuyorum..

     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil




  • quote:

    Başka bir alternatif enerji ise hidrojen.. Geleceğin en önemli yakıtı olarak kabul ediliyor.. Hidrojen şu anda Kaliforniyada kayıtlı 100 civarı araçta kullanılıyor.. Avrupada ise tek tük deneme seferleri yapılıyor.. Hidrojenin en önemli handikapı diğer fosil yakıtlar gibi birincil enerji kaynağı olamayışı.. Hidrojeni elde etmek için bir işleme tabi tutmak gerekiyor ve bu işlem için de ayrıca bir enerji gerekiyor.. Bu özelliği sebebiyle de şu anda fosil yakıtlara rakip olamıyor.. Ayrıca hidrojenin çok yüksek basınçlarda depolanabilmesi de maliyet ve güvenlik sorununu da beraberinde getiriyor.. Bu temel sorunların çözülmesi ile hidrojen en önemli çevre dostu enerji kaynağı özelliğini kazanıcak.. Fakat bu sorunların kaç yıl içerisinde çözüleceği muamma.. En iyimser tahmin 2025-2030 olarak gözüküyor..


    hidrojenin depolanması konusunda çeşitli teknikler var halen yaygın olarak kullanılmamasının sebibi bir talebin olmayışındandır.Yoksa 2025 yılını beklemeye gerek yok yarın alternatif depolama ve güvenlik aşamasına ulaşmak mümkündür.Bütün sorun bunlar için kaynak ayırt edilmesi ve önceliğin hirojen üretme ve depolamaya verilmesidir. Zaten çok yakında maksimum bir nesil sonra bu işlere mecbur kalacağımızdır.Vurgulamak istediğim sorunların zaten aşılmış olduğu ancak finansman ve kullnımın önünü açmak için fosilyakıtların görece olarak zorunlu alanlarda kullanılmasıdır.Bu konunun belki detayları bilmeyenler için bir bilmece olmadığını vurgulamak isterim.

    Ancak @hazard beyin bahsettiği birincil enerji konusunda yapılabilecek birşey yok gibi durmaktadır.Çünkü h2 element olarak hep biryerlere kimyasal açıdan bağlanmış durumdadır.Ayırt etmek için eşikenerjisini aşmak gereklidir ki bu da enerji kullanarak olur.Naıl fosil yakıtlar milyonlarca hatta yüzmilyonlarca yıl güneş enerjisini depo ettiyle ve carbonu içine hapsettiyse H2 de ço çok büyük bir yüzdesini su olarak geleceğe aktarmıştır.Dünyamızda suyun bu kadar bol olmasınınnedeni budur.Milyarlarca yıllık güneşten gelen enerjinin aktarılmış halidir.Ancak yine kurtarıcımız güneş olması muhtemeldir.Nükleer enerji de çok büyük bir kaynaktır ancak depolanması ve atıkları dünyanın ilerideki nesilleri için bir beladır.

    daha önceleri bahsettiştim.Bu konuda tüm güvencemiz 5 milyar yıldır dünyamızda saklanan ve insanlık tüm tarihi boyuca bitiremeyeceğimiz en büyük kaynak MAGMA enerjisidir.Bu öylesine büyük bir enerjidir ki dünyadaki tüm suyu bileşenlerine ayırt etmek için haddinden fazla bir kaynaktır.Bugune kadar da kullanabilen olmamıştır. Beklenti olarak ilerideki yüzyıllarda kullnılma şansı çok yüksektir.ısınmak için karbon yakan bu medeniyetin geleceğin insanları tarafından çok aşalanacağı muhakkaktır.
    mesala ısınmakiçin tek yapmamız gereken derin bir kuyu açıp içine suyu yollamak ve ısınan suyu geri almak gibi basit bir yol varken nükleer gibi karmaşık ve tehlikeli kaynakları kullanmamız düşündürücüdür.Hele dünyaya çok gerekli olacak petrolü kısa bir zaman dilimi içinde bitirmek de ayrı bir muammadır.10-20 yıl sonrasını görmek bahsettiğim şeyleri görmekten daha zor olmduğunu biliyorum. parametre bolluğu bir karara varmamızı zorlaştırmatadır.Ama bir yerde geçişin başlaması kaçınılmazdır.İlk önce alternatifsiz görülen petrolün kullanım alanlarını daralmakla işe başlamak lazımdır.Biz yapamasakda bunu gelişmiş ülkelerin ekonomileri zaten bu yıliçinde zorunlu olarak başlatmışlardır.hayırlı olsun.




  • quote:

    İlk önce alternatifsiz görülen petrolün kullanım alanlarını daraltmakla işe başlamak lazımdır.Biz yapamasakda bunu gelişmiş ülkelerin ekonomileri zaten bu yıliçinde zorunlu olarak başlatmışlardır.hayırlı olsun.


    Okuduğum projeksiyonların çoğunda zaten 2015 yılları civarında 69 mbd petrol üretimi yapılacağı öngörülmekte.. Yani bugün üretilenden 15 milyon varil az.. 5 yıl içinde de bu daralmayı karşılayacak enerji olmadığı için ortada çok büyük sorun var.. Zaten ülke olarak biz daraltmasak da kuyular kendi daraltıcaktır.. Sonuçta ikisi de aynı kapıya çıkıyor..

    Gayet tabii bu geçiş dönemine iyi hazırlanan ülkeler politikalarını oluşturmuşlardır.. Lojistik sistemlerindeki karayolları payını azaltma ve demiryollarını genişletme yoluna gitmişlerdir.. Alternatif enerji arayışlarına hız vermişlerdir.. Tüketimde tasarruf sağlayan pek çok girişimde bulunmaktadırlar..

    Biz bayağı bi geç kaldık kanımca.. Sonuçta biz de yapıcağız ancak yumurta kapıya dayandığında..


    quote:

    OPEC'ten rekor kesinti

    Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC, petrol üretimini günde 2 milyon 200 bin varil azaltacağını duyurdu.

    OPEC tarihte ilk kez günlük petrol üretimini, bu düzeyde azaltıyor.

    Örgüt, Eylül ayından bu yana üçüncü kez petrol üretimini kısma kararı aldı.

    Son kesintiyle, OPEC bu sürede petrol üretimini günde 4 milyon varilden fazla azaltmış olacak.

    Küresel düzeyde yaşanan ekonomik kriz yüzünden ham petrolün varil fiyatı son beş ayda üçte iki oranında azaldı.

    Ham petrolün varil fiyatı halen 43 doların biraz üstünde.

    Amerika Birleşik Devletleri ise OPEC'in son kararına tepki gösterdi.

    Washington'dan yapılan açıklamada, OPEC'in dar görüşlü bir karar aldığı, piyasalar için yeterince petrol sağlama gibi bir yükümlüğü olduğu belirtildi.

    OPEC üyesi ülkelerin enerji bakanlarının Cezayir'deki son toplantısında, örgüte üye olmamasına karşın Rusya da temsil edilmişti.

    Ancak Rusya'dan şu ana kadar, kendi petrol üretimini azaltmaya yönelik herhangi bir açıklama yapılmadı.

    Fakat Rusya'nın da, petrol üretimini azaltmayı kabul edebileceği yönünde spekülasyonlar yapılıyor.


    Merak ediyorum daha önce gördüğümüz günlük 87 milyon varil günlük üretim dünya petrol üretiminin zirve noktası mı? Eğer bu ekonomik düzelme 2010a kadar olmazsa ve 2010dan sonra öngördüğüm düşüş başlarsa muhtemelen doğru..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 17 Aralık 2008; 22:10:53 >




  • quote:

    Başka bir alternatif enerji ise hidrojen.. Geleceğin en önemli yakıtı olarak kabul ediliyor.. Hidrojen şu anda Kaliforniyada kayıtlı 100 civarı araçta kullanılıyor.. Avrupada ise tek tük deneme seferleri yapılıyor.. Hidrojenin en önemli handikapı diğer fosil yakıtlar gibi birincil enerji kaynağı olamayışı.. Hidrojeni elde etmek için bir işleme tabi tutmak gerekiyor ve bu işlem için de ayrıca bir enerji gerekiyor.. Bu özelliği sebebiyle de şu anda fosil yakıtlara rakip olamıyor.. Ayrıca hidrojenin çok yüksek basınçlarda depolanabilmesi de maliyet ve güvenlik sorununu da beraberinde getiriyor.. Bu temel sorunların çözülmesi ile hidrojen en önemli çevre dostu enerji kaynağı özelliğini kazanıcak.. Fakat bu sorunların kaç yıl içerisinde çözüleceği muamma.. En iyimser tahmin 2025-2030 olarak gözüküyor..



    aslına bakarsanız hidrojenin enerji depolama aracı olarak kullanılmak istenmesi bana verimsiz olarak gözüküyor. zaten elektrik gibi bir ara enerji formumuz var iken birde hidrojeni araya sokmak kayıpları dahada artırmaz mı? kaldıki maliyetli olsalarda elektrikli otomobiller de yavaş yavaş ortaya çıkıyor iken..




  • OPEC'İn aldığı karar. PETROL ÜRETİMİ ÖNEMLİ MİKTARDA DÜŞÜRÜLECEK. Petrol fiyatının tekrar 50-60 Dolar seviyesine çıkartmak için OPEC üretimi "DRASTICALLY" (önemli miktarda, ileri derecede) düşürme kararı aldı. Fiyatlar yarın NEW YORK ve LONDRA borsasında şekillenecek. Sanırım böylece ülkemizde akaryakıt ve LPG/CNG/LNG fiyatlarında 2 aydır yapılan indirimlerin yavaş yavaş sonu gelmiş olacak...
  • quote:


    aslına bakarsanız hidrojenin enerji depolama aracı olarak kullanılmak istenmesi bana verimsiz olarak gözüküyor. zaten elektrik gibi bir ara enerji formumuz var iken birde hidrojeni araya sokmak kayıpları dahada artırmaz mı? kaldıki maliyetli olsalarda elektrikli otomobiller de yavaş yavaş ortaya çıkıyor iken..


    Hidrojen depolama değil de yakıt olarak kullanılıyor.. Yani bir enerji kaynağı.. Ama öncesinde hidrojeni elde etmek için işlemler var ki zaten asıl sorun şimdilik burada.. Bu koşullarda fosil yakıtlarla kıyaslanırsa tabii ki verimsiz gözükür..

    Elektrik ise üretimi kısmen fosil yakıtlara bağlı, kısmen de yenilenebilir enerjiye.. Üretiminde şu aşamada bir sorun var.. Yenilenebilir enerjilerin oranının çok daha artırılması lazım.. Öbür ayağına bakıldığında ise depolama sorunu var.. Depolama maaliyetlerinin de düşürülmesi lazım ki petrole alternatif olsun..

    quote:

    Sanırım böylece ülkemizde akaryakıt ve LPG/CNG/LNG fiyatlarında 2 aydır yapılan indirimlerin yavaş yavaş sonu gelmiş olacak...


    Keşke sorun sadece fiyatında olsa.. Matt Simmons dünya üretiminin 2009 sonundan itibaren düşüşe geçiceğini söylemişti bir konferansta.. Düşüşe geçtiği andan itibaren sorun fiyatı değil de bulunabilirliği olucak.. Bakalım adam haklı mıymış haksız mıymış görmek için 1 sene kadar zamanımız kaldı..

    Simmons kim diye sorarsanız geçenlerde kafasına pabuç atılan adamın enerji danışmanı..

    Son ekonomik krizi de bu petrol krizinden ayrı yorumlamamak gerekir fakat parametreler o kadar çok ki rota çizmek muazzam zor ekonomik parametreler de devreye girince.. O yüzden ne olacağını tam olarak kestiremiyorum.. Ama hoş şeyler olmayacağını tahmin ediyorum..

    Çoğu kişi ekonominin 2010da tekrar düzlüğe çıkacağını iyileşmelerin yaşanacağını söylüyor.. Sanırım bir sürpriz var..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 17 Aralık 2008; 23:52:14 >




  • Petrol sıkıntısı diye birşey olmayacaktır ama yakıt sıkıntısı durumları olabilir.Hele özelleştirme yapıldıktan sonra ülkemizde yakıt sıkıntısı artık bilinçli olarak fiyatları yukarı çekmek için uygulanırmı bilemiyorum.Ama depolanan yakıtın en yüksek fiyattan piyasaya verilmesi politikalarını görünce bu konuda endişelenmiyor da değilim.Fiyatların yavaş yavaş düşme eğiliminde olması bu yüzden olmalı.HAm petrol temin etme aşamasında ülkemizden geçen petrol hatları ve yakınızmızdaki petrol zengini ülkeler nedniyle yakın gelecekte bir ham petrol sıkıntısı görünmüyor.Ancak son nihai üründe rafinerilerimizin kapaitesi belli iken bunun zorlanacağını hiç sanmıyorum.Yani talep arttığında aynı şekilde arzın da artması lazım ama bu işler ince işler.
    Bu tür sıkıntıları yeni rafinerilerin yapımına start verilmesi için kullabılabilmesi mümkün. Ceyhanbölgemizde bu tür yatırımların start alması için gün sayılıyor yatırımcılar hazırda bekliyor ama onay daha çıkmadı sanıyorum.Çekişme bir türlü bitmedi de ondan.Rantı kim kapacak endişeleri yüzünden milyarlarca dolarlık yatırımlar beklemede duruyor. İşte piyasayı canlandoırmak için hükümetin alacağı önemli bir karar budur. 3 rafineriye start verildimi bütün piyasa bir soluk alır. Rafinerilere petrol sağlama işi problem değil bakü yatakları yeterlidir.Yeterki son nihai ürünün satışında problem yaşanmasın.İşte dünyada yeni bir son ürün sıkıntısı olcaksa bu tür makro yatırımlar tam da istenilen arzın hem ülke hem de dünyaya sağlanmasında büyük adım olacaktır.

    şimdilerde israil petrol hattının kendisine bağlanması noktasında atakları var aslında bunu 10-15 yıl öncesinden hesaplamışlardı. Bizim ülke bu konuda nihai ürün üretip de pazarlamak istiorsa günde milyonlarca varil petrol akıtan borunun ucunu neden ekleyip kendisi kullanmasın ,çok yapay ve suni gündemler bunlar. Politikacıların biraz da ileriyi görerek yatırım kararları alması lazım. Yoksa ''Su akar Türkler bakar'' misali petrol için de aynı sözler söylenmesi çok yakındır.




  • Dünyada petrol krizi denen bir şey yok. Spekülatörlerin işi petrol fiyatları ile oynamak .Son olaylarda bunun tamamen spekülasyon oldugunu ortaya çıkardı.
  • quote:

    Petrol sıkıntısı diye birşey olmayacaktır ama yakıt sıkıntısı durumları olabilir.


    Herhangi bir kota durumunda hükümetin özel araçlarda yakıt kullanımını yasaklayacağını, ya da çok minimum bir oran verileceğini, çoğunun ülke genelinde üretimde ve sanayide kullanılacağını,ulaşımın toplu taşımayla yapılacağını, gıda üretiminin ve lojistiğinin sağlanmasında ise herhangi bir kısıtlamaya gidilmeyeceğini tahmin ediyorum.. Yani aklın yolu bunu gösteriyor da devlet çoğu zaman aklın yolunu izlemiyor genelde..

    quote:

    Ham petrol temin etme aşamasında ülkemizden geçen petrol hatları ve yakınızmızdaki petrol zengini ülkeler nedniyle yakın gelecekte bir ham petrol sıkıntısı görünmüyor.


    Bunu neye dayanarak söylediğinizi anlayamadım.. Eğer derseniz ki ham petrol üretimi 2025-2030lardan önce zirve yapmayacaktır.. O zaman anlayabilirim..

    Fakat eğer 2010-2015 arası olacağını tahmin ediyorsanız ve;

    '' Önümüzdeki senelerde başlayacak petrol üretimi düşüşünde olur da bir sorun olursa Avrupa'ya gidecek petrolün yarısını keseriz, gerisini de biz alırız'' diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.. Coğrafi olarak petrol çıkaran ülkelere yakın olmakla, petrolden pay almak arasında bir doğru orantı yok sanırım.. Bence bu doğru orantı olacaksa; ülkelerin silahlı gücü ve bölgesel güç olmaları ile stratejik hamlelerini doğru yapmaları ile olur..

    Burada asıl soru şudur.. Türkiye bugün günde 650.000 varil petrol tüketmektedir.. Bunun 633.000 varilini her gün ithal etmektedir.. Bu rakam 2008 rakamı.. Şimdi soruyu soralım.. 2012 senesinde Türkiye'nin ithal edeceği günlük varil miktarı ne olucaktır.. Büyüme öngörüldüğü üzere bu rakamı 680.000 civarı olarak tahmin ederseniz sorun yoktur.. Her şey normal gidecektir..

    Kötümser tahminle yola çıkalım.. 2010 başından itibaren dünya ham petrol üretimi düşüşe geçiceği düşünülürse Türkiye'nin ithal ediceği petrol de düşüşe geçicektir.. Bu düşüş miktarının da gelişmiş ve silahlı gücü yüksek ülkelerde az, gelişmemiş ülkelerde çok olucağı düşünülürse bu rakamı (kafadan atıyorum) günlük 400.000 varil ithal edileceği söylenebilir.. Bugünle arasındaki fark 233.000 varil olarak çıkıyor.. Bu 233.000lik fark da altımızdan geçen petrol boru hatlarını kesmekle ya da başka bir şekilde kapanmayacaktır..

    İyimser tahminle yola çıkalım.. 2020 de petrol üretimi düşüşe geçiceği öngörülürse yukarıda yazdıklarımı 2020 senesine uyarlamak mümkün..

    En iyimser tahminle yola çıkalım.. Dünyada petrol krizi olmaz.. Petrol üretimi hiç bir zaman düşmez..

    Şunu da belirtmeden geçmeyelim.. Eylül ayından beri dünyada ham petrol üretimi 3-4 milyon varil civarı düştü.. Dünyanın hali meydanda.. Yani 4 milyonluk düşüşün adı küresel ekonomik kriz olarak konuluyor..




  • Fevkalade bilgilendirici yararlı yorumlar okudum. Son mesajlara bakınca ister istemez yine içimiz kararıyor. Vezir arkadaşın anlattıklarına katılmamak elde değil özellikle "Su akar, Türk bakar" sözü boşuna söylenmemiş. Hali hazırda en ucuz ve en çok ve en yaygın kullanılabilir enerji elektrik enerjisi. Özellikle Hidroelektriğin çok büyük yatırımlarla elde edilebildiğini düşünüyoruz, halbuki çok düşük maliyetlerle büyük akarsu potansiyelimizi değerlendirmek mümkün. Bu konuda ümitvar olmamıza yetecek çok önemli gelişmeler de var.Örneğin bir resmi kuruluş olan TEMSAN ELEKTROMEKANİK A.Ş. düşük maliyetle mini hidroelektrik santralleri kuruyor. Üstelik yeni enerji kanunu çıktı ve önünde herhangi bir engel kalmadı. küçük ölçekli bir hidro elektrik santralle köyünüzün bütün ısınma ve elektrik ihtiyacını bedava karşılamanız mümkün. Daha önceki yorumlarda örneklendirildiği gibi Avrupa'nın elektrik şebekesi gibi ince bir ağ kurulursa petrol ihtiyacı önemli ölçüde azalacaktır buna inanıyorum. Çünkü çok büyük bir akarsu potansiyelimiz mevcut.
    www.temsan.gov.tr sitesinden yaptığım alıntı bir haber metni, küçük ama gelecek için büyük bir ümit.

    TEMSAN TÜRBİNLERİ İLE KENDİ ELEKTRİĞİNİ ÜRETTİ

    Acıpayam'da alabalık çiftliği kuran Ramazan Karan, tüm çabalarına rağmen iki yıl boyunca elektrik şebekesi bağlatamadı. Bunun üzerine elektriğini kendi üretmeye karar veren Karan, ilkel yöntemleri denedi, o da olmadı. Balık çiftliği sahibi, sonunda Enerji Bakanlığı bünyesindeki Temsan A.Ş. ile tanıştı. Çiftliğe mikro türbinler kuran Karan, şimdi hem kesintisiz, hem de bedava elektrik kullanmanın keyfini yaşıyor.
    İki yıl elektriksiz yaşadı, 5 yıl kendi kurduğu santralle elektrik elde etmeye çalıştı ve son olara Enerji Bakanlığı Bünyesinde kurulan Temsan AŞ. den gelen bir mektup sayesinden bedava elektrik üretmeyi başardı.

    Acıpayam� a bağlı Dedebağ köyü, Bozdağ Mevkisinde Alabalık Üretim çiftliği kuran Ramazan Karan, iki yıl boyunca, balık çiftliğine elektrik getirmek için uğraştı. Bu çabasında başarısız kalınca kendi elektriğini kendi üretmeye karar verdi.

    İlkokul mezunu olan Karan, elektrik üretmek için çeşitli yöntemler araştırdı, sonundan balık çiftliğindeki suyu elektrik üretiminde kullanabileceğini düşündü. Varilleri birleştirerek oluşturduğu boru ile suyu eğim kazandıran Karan, çarklar yardımı ile kendi elektriğini üretti. İlkel yöntemlerle kurduğu elektrik santrali kendisine yeterli gelmeyince yeni arayışlar içine girdi.

    Bu sırada Enerji Bakanlığı bünyesinde kurulan Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş'den bir mektup aldı. Mektupla birlikte gelen broşürü inceleyen Karan, mikro türbinleri alamaya karar verdi. Şimdi bu türbin sayesinden kendi elektriği üreten Ramazan Karan elektrik faturası ödememenin keyfini sürerken Temsad Şirketine minnettarlığını dile getirdi.

    Ramazan Karan'ın davelisi olarak Denizli� ye gelen Temsan A.Ş Satış ve Pazarlama Sorumlusu Nejat Kılıç, kurulan sistemle ücretsiz şekilde elektrik üretiminin nasıl sağlanabileceği konusundan bilgi verdi.

    Şimdi ürettiği elektrik sayesinden, balık üretim çiftliğinde televizyonundan, aydınlatmasına, buzdolabından su motorlarına kadar tüm elektrikli aletleri kullanabilen Ramazan Karan, kendisini kırmayarak Ankara�dan Denizli�ye gelen ve ücretsiz enerji konusundan kendine büyük destek olan misafirlerine DRT kameraları önünde bir kere daha teşekkür etti.




  • evet bu konu çok önemli ülkemizde petrol bulmakla eşdeğer .Zaamn zaman üstünü çiziyorum.Öncelikle elektrik üretimizi belki 2-3 kat değile bile çok büyük bir yüzde ile artırmamaız lazım. Elektrik esas güç kaynağıdır. Bunu nereden elde ettiğiniz ve verimliliği konusunda kendimizin birşeyler üretmesi çok öenmli bir adımdır.Bu tür teknolojiler çok komplex şeyler değildir.Evet bişr rafineri olsun bir nüklleer santral olsun en üst düzey bilgi ve birikim gerektirir. Bunlar bizim için bağımlılığı artırıcı unsurlardır.Bir türbinin kanadını değiştirmek bile ciddi bir yatırımdır.Ancak elektrik sinir ağı projeleri geleceğin üretim teknikleri arasında yer alacaktır.herkezin devletin gözünün içine bakacağına petrol devlerinin ceplerini doldurmak için gün sayacağına biery olarak sokak olarak kasaba olarak bağımlılıktan kurutulmamız gerekmektedir. Petrol bağımlılığı ülkemiz için ciddi bir sorun değildir.Bu konuda kabaca yazdığıma bakmayın günde milyon varile yakın petrolün geçtiği hatların içindeyim,1-1,5 milyon varil da yanıbaşımda duruyor. Problem yok ne bugun ne de yarın ama uzak gelecek için ciddi sıkıntılar konusunda herkes gibi endişelerim var. Ama doğalgaz olsun kömür olsun yapılması gerekenleri hazır satın alarak çok ciddi yanlışlar yapılmıştır. Halen de büyük rantların döndüğü tekkeyi çevirmek için halkın sömürülmesine devam edilmektedir.Ülkemizde doğalgaz çıkmamışken herşeyin doğalgaz ile çalışması kadar akılsızca birşey olamaz.Tammen bağımlı bir olay, petrol gibi iştediğiniz yerden de alamazsınız spot ile çark dönmez.Neyse ...

    Üretim işinde eğer küçük türbinler ve ev ev üretim ve bakiyeyi merkezi sisteme aktarabilirsek ,eksiğini komşudan alacak sistem kurulabilirse büyük bir rahtlama sağlayacak ve ciddi bir sopt elektrik piyasası oluşacaktır.Bu sektör yeni olacağı için onlarca veya yüzlerce bayilik bir elektrik sinir ağı denetimi ile oluşacak yeni bir sektör olcak ve gündememize yeni bir kavram katacaktır.İnanlar daha fazla para kazanmak için verimlilikleri artıracak ve üretimlerini uygun fiyattan satmak için alternatif sistemler yapmaya yöneleceklerdir.Elekriği depolamak bazen karlı olcağı için depolama ile ilgili büyük akü sistemleri veya elektriği hidrojene çevirerek saklamak ve sevk etmek kolaylaşacaktır.

    İnsanlarımız yakın bir gelecekte araçlarında ya hidrjeni veya direk eletriği kullanann sıfır salınımlı araçları kullanmak zorunda kalacaklardır.belki de eski dört zamanlı motorlar çıkarılarak yeni sistem monte edilmesinin yolu da açılacaktır.Ama her şeyin başlaması için öncelikle petrolün uzun süre yüz doların altına düşmemesi gerekmektedir.Yoksa hiçbir yan sistem maliyeti petrolün ucuz birim enerji maliyeti ve depolama kolaylığı ile yarışamaz. 20 sene önceki hesaplara göre bu baraj 100 usd civarında idi ama bugunkü dolar enflasyonu ve enerji maliyetlerine göre bu sayılar revize edilmiş olabilir.


    quote:

    Orjinalden alıntı: Erzurum lu

    Fevkalade bilgilendirici yararlı yorumlar okudum. Son mesajlara bakınca ister istemez yine içimiz kararıyor. Vezir arkadaşın anlattıklarına katılmamak elde değil özellikle "Su akar, Türk bakar" sözü boşuna söylenmemiş. Hali hazırda en ucuz ve en çok ve en yaygın kullanılabilir enerji elektrik enerjisi. Özellikle Hidroelektriğin çok büyük yatırımlarla elde edilebildiğini düşünüyoruz, halbuki çok düşük maliyetlerle büyük akarsu potansiyelimizi değerlendirmek mümkün. Bu konuda ümitvar olmamıza yetecek çok önemli gelişmeler de var.Örneğin bir resmi kuruluş olan TEMSAN ELEKTROMEKANİK A.Ş. düşük maliyetle mini hidroelektrik santralleri kuruyor. Üstelik yeni enerji kanunu çıktı ve önünde herhangi bir engel kalmadı. küçük ölçekli bir hidro elektrik santralle köyünüzün bütün ısınma ve elektrik ihtiyacını bedava karşılamanız mümkün. Daha önceki yorumlarda örneklendirildiği gibi Avrupa'nın elektrik şebekesi gibi ince bir ağ kurulursa petrol ihtiyacı önemli ölçüde azalacaktır buna inanıyorum. Çünkü çok büyük bir akarsu potansiyelimiz mevcut.
    www.temsan.gov.tr sitesinden yaptığım alıntı bir haber metni, küçük ama gelecek için büyük bir ümit.

    TEMSAN TÜRBİNLERİ İLE KENDİ ELEKTRİĞİNİ ÜRETTİ

    Acıpayam'da alabalık çiftliği kuran Ramazan Karan, tüm çabalarına rağmen iki yıl boyunca elektrik şebekesi bağlatamadı. Bunun üzerine elektriğini kendi üretmeye karar veren Karan, ilkel yöntemleri denedi, o da olmadı. Balık çiftliği sahibi, sonunda Enerji Bakanlığı bünyesindeki Temsan A.Ş. ile tanıştı. Çiftliğe mikro türbinler kuran Karan, şimdi hem kesintisiz, hem de bedava elektrik kullanmanın keyfini yaşıyor.
    İki yıl elektriksiz yaşadı, 5 yıl kendi kurduğu santralle elektrik elde etmeye çalıştı ve son olara Enerji Bakanlığı Bünyesinde kurulan Temsan AŞ. den gelen bir mektup sayesinden bedava elektrik üretmeyi başardı.

    Acıpayam� a bağlı Dedebağ köyü, Bozdağ Mevkisinde Alabalık Üretim çiftliği kuran Ramazan Karan, iki yıl boyunca, balık çiftliğine elektrik getirmek için uğraştı. Bu çabasında başarısız kalınca kendi elektriğini kendi üretmeye karar verdi.

    İlkokul mezunu olan Karan, elektrik üretmek için çeşitli yöntemler araştırdı, sonundan balık çiftliğindeki suyu elektrik üretiminde kullanabileceğini düşündü. Varilleri birleştirerek oluşturduğu boru ile suyu eğim kazandıran Karan, çarklar yardımı ile kendi elektriğini üretti. İlkel yöntemlerle kurduğu elektrik santrali kendisine yeterli gelmeyince yeni arayışlar içine girdi.

    Bu sırada Enerji Bakanlığı bünyesinde kurulan Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş'den bir mektup aldı. Mektupla birlikte gelen broşürü inceleyen Karan, mikro türbinleri alamaya karar verdi. Şimdi bu türbin sayesinden kendi elektriği üreten Ramazan Karan elektrik faturası ödememenin keyfini sürerken Temsad Şirketine minnettarlığını dile getirdi.

    Ramazan Karan'ın davelisi olarak Denizli� ye gelen Temsan A.Ş Satış ve Pazarlama Sorumlusu Nejat Kılıç, kurulan sistemle ücretsiz şekilde elektrik üretiminin nasıl sağlanabileceği konusundan bilgi verdi.

    Şimdi ürettiği elektrik sayesinden, balık üretim çiftliğinde televizyonundan, aydınlatmasına, buzdolabından su motorlarına kadar tüm elektrikli aletleri kullanabilen Ramazan Karan, kendisini kırmayarak Ankara�dan Denizli�ye gelen ve ücretsiz enerji konusundan kendine büyük destek olan misafirlerine DRT kameraları önünde bir kere daha teşekkür etti.




  • Ne petrolü ?

    Yorum yazan arkadaşların çoğu çok güzel tespitlerde bulunmuş.

    Konu da bence tam tartışmaya değer nitelikte.

    Yalnız bazı husular tam açık değil.

    Bir kaç noktaya değinip tartışmayı izlemeye devam edeceğim:

    1. Dünyada sadece organik maddeler yakıt olarak kullanılacak diye bir kaide yok.

    2. E = mc2 formülünü hatırlayın. Kütle enerjiye dönüşebilir.
    Evrendeki her tür maddeyi enerji kaynağı olarak kullanabilirsiniz.

    3. En büyük enerji kaynağı petrol değil, Güneştir.
    Bizim güneşin enerjisinden %100 verim elde edemeyişimiz, onun eksikliğinden kaynaklanmıyor.
    Kaldı ki petrol, kömür türü organik yakıtların tamamı güneş sayesinde oluşur.

    4. Radyoaktif enerji, isteseniz de istemeseniz de, büyük enerji kaynakları olması ve dünyanın enerji ihtiyacının katlanarak artması cihetiyle mutlaka karşımıza çıkacaktır.

    Şahsen istemem. Ancak, kimse enerji ihtiyacından feragat etmeyecektir. Bu da felaketimizi hazırlayacaktır tahmin ediyorum.
    "İnsanın kendi kendine ettiğini, dünya alem biraraya gelse edemez"

    5. @nlty2000
    Kimin yazdıklarına karşı yazdığını bilmiyorum. Ancak acizane fikirlerimi belirtmek isterim, uygun görürseniz.
    Kimya, fizik bilgisinden ve "homo sapiens" (BİYOLOJİ/TIP/antropoloji ve sosyoloji) bilgisinden bahsetmiş.
    Kusura bakmasın ancak yazısındaki hatalar dikkatimi çekti. Bilimsel olduğu savıyla yazılan her yazı dikkatimi çeker. Kısaca bunlara da değineyim;

    a) Homo sapiens türünün varolduğu sadece TEORİDİR. Aksini ispat ettiği iddia edilen sayısız tez vardır. Bunu tartışmayacağım.

    Varolduğunun ispat edilmiş olduğunu varsayalım; Homo sapiens türünün reflekslerini incelemiş ve somut delillerle açıklamış bir tane bilim adamı ismi verirseniz özür dileyeceğim!
    (Söz sanatı olduğunun farkındayım. Bu noktayı da gözden kaçırmayın.)

    Geriye kalan %99 derken, kendinizi hangi kesime dahil ediyorsunuz ?

    Hakaret etmek size bir şey kazandırmaz. Yorumunuzu yaparsınız, karşınızdaki değerlendirir. Değerlendirmesinin doğru olamayacağını düşündüğünüz insana, görüşünüzü bildirmezsiniz.

    Çoğunluğun kabul etmeyeceği görüşü, niye bu foruma yazıyorsunuz o zaman ?


    b) Benzin sadece oktan molekülünden oluşmaz.

    Ayrıca Nükleer enerji, benzinin yanma sonucu açığa çıkardığı enerjiyle karşılaştırılamaz bile.

    Bu noktalara dikkat.

    Selamlar herkese.




  • quote:

    quote:

    Ham petrol temin etme aşamasında ülkemizden geçen petrol hatları ve yakınızmızdaki petrol zengini ülkeler nedniyle yakın gelecekte bir ham petrol sıkıntısı görünmüyor.

    Bunu neye dayanarak söylediğinizi anlayamadım.. Eğer derseniz ki ham petrol üretimi 2025-2030lardan önce zirve yapmayacaktır.. O zaman anlayabilirim..


    ülkemizin ühtiyacının çok üstünde bir varil miktarı bugun itibariyle ülkemizden geçmektedir.ham petrol konusunda ssadece elimizdeki tankerleri kullanrak bile ıraktan sevkiyat yapmak mümkündür. Aynı durum Azarbaycan ve iran içinde geçerlidir.Sorun ham petrolü bulmak değildir.En azından ülkemiz için geçerli olan durum budur.Ama petrolü kaça bulduğunuz ve bunu nasıl nihayi ürüne dönüştüreceğiniz kousu ciddi bir problem olabilir.Zaten 6 ay evvel fiyatlar konusunda ilk başarılı denemesini yaparak kısa zamanda ülkemiz başına ne kadar bela olabileceğini hem hükümütin hem de bireylerin anlamasını sağladı.Aynı denemeyi daha güçlü bir biçimde yakın bir gelecekte deneyecektir.

    Bu deneme sonrasında dünyanın öğrendiği çok öenmli bir ekonomik gelişme olmuştur.Petrolden gelen paraları isttifleyen körfez ülkeleri ve Rusya da dahil birçok ülke parayı yatırmakiçin emta dahil dünya finans piyasasına yüklenerek aşırı miktarda alım yapmışlardır.her şeyi satın almaya çalışmışlar ve başta emlak piyasası olarak tüm varlıkların değerlerini şişirmişlerdir. Değerleri şişen mortgage krizinin baş sorumlusu dolaylı olarak yüksek seyreden petrol piyasasıdır.
    Düşünün ki ülkemizde bile istanbulda bir daie fiyatı 2-3 katına çıkmıştır. Bu sanl büyümeyi uzun süre götürebileceklerini sanarak sermaye aktarmayı sürdürmüşlerdir.Sonra bakmışlardırki gerçekte evin değerini aşırı şişirdiğiniz zaman bunun ipotek eden senetlerin değerini karşılamayan bir sürü kağıt parçasına dünya tomarla para ödemiştir.Hadi ver benim paramı deyince de elinizde kağıt para etmmeiş ve zincirleme olarak iflaslar gelmiştir.Aslında daha yolun başındayız ve esas tsunami gelmemiştir.Eğer aşırı pahalı satılan petrol olmasa idi bu kriz en az 15 yıl ötelenebiliridi. Hatırlarsınızki yaz aylarında Rusya Gürcistan'a acayip sinirlenmiş ve büyük olaylar olmuş idi.Buradaki cesareti rusya'nın nereden bulduğu konusunda bilmeyenler için küçük bir açıklama yapmak gerekmekteidir.Esas meselenin ne olduğunu sağır sultan bile duymuştur. Ancak bu cesaretin kaynağının kısa zamanda ulaşılan petrol zenginliği olduğunun unutulmaması gerekiyor.Rusya en az araplar kadar ciddi petrol üreticisi durumundadır ve kendisinin tüketimi oldukça azdır.
    Petrol artık zirveden inmektedir.Bütün sıkıntı buradadır.Ama bu sıkıntıların ekonomik ve siyasi sonuçları olduğunu yaşayarak öğreniyoruz. Günümüzün dünyasında herşeyi para olarak gören ekonomik reçetelerin topu iflas etmek üzeredir ve bu söz konusu olunca üretim de buna bağlı olarak değişmesi olasıdır.Belki sonuç değişmeyecek ama süreç değişecektir.Altenetif kaynaklar da hızlanarak yerlerini alacaktır.tüm mesele geçişim kaç yıl alacağı ve ne derece sancı olacağıdır.




  • quote:

    Bu konuda kabaca yazdığıma bakmayın günde milyon varile yakın petrolün geçtiği hatların içindeyim,1-1,5 milyon varil da yanıbaşımda duruyor. Problem yok ne bugun ne de yarın ama uzak gelecek için ciddi sıkıntılar konusunda herkes gibi endişelerim var.


    Vezir bey; sanırım bu sektörün içerisindesiniz.. Eğer hakkında bilginiz varsa dünya ham petrol üretiminin hangi tarihte zirve yapacağını ve düşüşe geçiceği konusunu açıklayabilir misiniz? Sektör içerisinde düşünceler daha gerçekçi ve kaydadeğer olur diye düşünüyorum.. Paylaşırsanız sevinirim..
  • PETROL 40 DOLARIN ALTINDA!

    BUGÜN İTİBARİYLE 1 VARIL PETROL 39.85 DOLAR

    http://oil-price.net/index.php?lang=en
  • dünyua petrolü konusunda size bir dergi önerebilirim. Nedese orjinal bir kopyayı göndermeyi kestiler bana ,digital kopya için üye olmanız gerekiyor, WORLD OIL bu konuda en kesin ve tartışmasız verileri yazar. Yıllık ülkelerin üretimleri planlamaları hep yer alır .

    Türkiye konusuda ise ham petrol işinde çalışıyorum , uzaktan davulun sesi hoş geliyor ama içinde olunca bıkkınlık veriyor.Başka teknik konuları konuşmak beni de rahatlatıyor .En azından kendimi de formda tutuyorum
    Şu anda 800-1000 bin varil civarında bakü petrolü gelmekte , kısıtlı olsa da kerkük hattı çalışmaya başlamıştır. hattın kapasitesi oldukça yüksek olmasına rağmen maalesef birinci körfez savaşından beri min oranda kullnılmaktadır.Bunu kapasitesi 1,5 milyon varildir ve işletim maliyetleri oldukça düşüktür.yani eğer hesaplayabilirseniz türkiyenin ihtiyacının çok üstünde hatlardır. Ancak kapasite artımak zor değildir yeterki alıcı ve satıcı anlaşsın.Bunların yanında kamyon tankerleri gibi ülkemizin gizli göze görünmeyen taşıma kapasitesi bulunmaktadır.Boru hattı yapacak uzunlukta arka arkaya dizilerek kesintisiz hat oluşturacak kadar etkin çalışabilmektedir.yeterki güvenlik sorunu aşılsın.benzer şekilde iran ham petrolünün sevk edilmesi de mümkündür, onunla da siyasi anlaşma yapılırsa sıkıntıları çözmek mümkündür.Esas avrupa ve Amerika düşünsün bir sıkıntıda ne yapacaklar.Amerikada günde o kadar çok petrol tüketilirki ham petrolü senk etmek için değil nihayi ürünü sevk etmek içinpetrol hatları mevcuttur.Bunları beslemek için rafineriler canavar gibi petrol tüketirler .Hepsi bildiğiniz konular ama bilmeyenler için de yazıyorum.

    bizdeki gibi nihai ürün tankerler ile taşınmaz ana eyaletler arasında boru hattı vardır , rafineriden boruya koyarlar pig denen ara elemanın arasına koyarlar exxon petrolü basarlar exxon deposua , değer pig tıkladımı ikinci üreticinin texaconun benzini gelmiştir basarlar onun deposuna herşey eektronik bizdeki gibi doldur boşalt değildir.Aslına aynı yakıt katkısız olarak ana depolara iner sonra son ürün için oktan ayarlamaları ve kimyasallar burada basılırlar.herkez bunun üretim safasında yapıldığını sanır ama değildir aslında. hepsi aynı ham petrolden yapılır testleri vardır.


    quote:

    Orjinalden alıntı: hazardousmen

    quote:

    Bu konuda kabaca yazdığıma bakmayın günde milyon varile yakın petrolün geçtiği hatların içindeyim,1-1,5 milyon varil da yanıbaşımda duruyor. Problem yok ne bugun ne de yarın ama uzak gelecek için ciddi sıkıntılar konusunda herkes gibi endişelerim var.


    Vezir bey; sanırım bu sektörün içerisindesiniz.. Eğer hakkında bilginiz varsa dünya ham petrol üretiminin hangi tarihte zirve yapacağını ve düşüşe geçiceği konusunu açıklayabilir misiniz? Sektör içerisinde düşünceler daha gerçekçi ve kaydadeğer olur diye düşünüyorum.. Paylaşırsanız sevinirim..




  • ilginç ,

    bugun gazetelerde opec üretimiş 2 milyon varil kısacağı yazıyordu. Demek kiartık düşüşütutamıyorlar.Ayenen altın döviz gibi oldu gerçek ile alakası kalmadı . Yani hergün şaşırtıyorlar insanı.
    quote:

    Orjinalden alıntı: tanergode

    PETROL 40 DOLARIN ALTINDA!

    BUGÜN İTİBARİYLE 1 VARIL PETROL 39.85 DOLAR

    http://oil-price.net/index.php?lang=en
  • enerji konunsunda en önemli iki husus maliyet ve güvenilirliktir. hatta güvenilirlik maliyetin dahi önündedir çoğu zaman. alternatif enerji kaynakları maliyet konusunda fosil yakıtlar ile arasındaki mesafeyi teknolojik gelişmeler sayesinde günden güne kapatmaktadır. fakat güvenilirlik konusunda daha katedilecek çok yol vardır. basit bir tabir ile 'kardeşim bugün rüzgar esmiyo kapa fabrikayı' diyemezsiniz.

    tedaş her yıl enerji konusunda geleceğe ilişkin projeksiyon tahminleri çıkarmaktadır. bu projeksiyonlarda en düşük ihtimalle yıllık enerji ihtiyaç artışı %5, en yüksek ihtimalle ise %10 civarında tahminlerde bulunmaktadır. en düşük ihtimali, yani %5'i dikkate alsak dahi çok değil 10 yıl sonra şuanki kurulu gücümüzün %63'ü kadar ilave yatırım yapılması gerekiyor. ve malesef alternatif enerji kaynakları şuanki teknoloji ile bu gücü karşılamaktan çok uzak. enerji tasarrufu ve alternatif enerji kaynaklarını kullansak dahi malesef fosil yakıtlara bağımlı durumdayız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elysion -- 18 Aralık 2008; 16:08:39 >




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.