En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız (64. sayfa)

Aynen o 3-5 kişiye de admin koymayalım demişler herhalde  

Aylardır anime izlemedim hiç

Dizi falan mı izlemeye başladınız.

Çok izlemiyorum ama izliyorum. Japon kültüründen sıkıldım çok o yüzden uzun süre ara verdim.

Animesiz yaşayamam ben :d İzlenecekler listemdeki animeler 2 yıldan beri bitmiyor. Bi azalıyor, bi artıyor ama hiç bitmiyor.   Ama şu anda dibi görüyorum sanki. Bakalım bitince ne olacak?

 The Ancient Magus Bride

Farklı olduğu için yaşadığı zorluklar ve üst üste trajediler yüzünden hayata küsen Chise adlı karakterin kendini birtakım köle tacirlerinin eline bırakması ve onu köle tacirlerinden satın alan bir aykırı büyücünün arasındaki ilişkiyi anlatan bir animemiz var.

Her ne kadar olağanüstü bir seri olsa da aksiyon geri planda tutulmuş. Daha çok Chise'nin içine düştüğü karanlıktan kurtulmaya çalışmasını ve Elias'ın da aslında dışardan çok güçlü görünmesine karşın içinde ne kadar kırılgan olduğunu ve başkalarına muhtaç olduğunu gösteren daha çok kişilerin yaşadığı bunalımları ve ruhsal problemlerini kırılganlıklarını anlatan bir anime olduğunu söyleyebilirim.

Başı ve sonu bir miktar ilginç olsa bile anime durağan ve kurgu yer yer biraz çocuksu diyebilirim. Animenin esas kötüsünün hikayesini de beğendim fakat kurgu çok derinleşemiyor ve finali biraz zorlama biçimde yapılmış.

Toplumdan dışlanmış ve hakir görülen insanların birbirine sığınması ve çevrelerindeki insanlar sayesinde iyileşmelerini konu alan bu seriyi fazla bir beklentiye girmediğiniz sürece izleyebilirsiniz fakat çok daha iyisinin yapılabilirdi diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

10/6

Ousama Ranking > 86 Part 2 > Platinum End > Shin no Nakama

Hepsini haftalık takip ettim, eğer topluca izlemiş olsaydım platinum end ve shin no nakama beni sıkardı ve yarıda bırakırdım. Ousama Ranking bence mükemmeldi, keyifle izledim. Şahsi beğeni sıralamamı yukarıda belirttim.

Subete ga F ni Naru

@maybe4you konusunu birkaç inceleme yukarıda gayet güzel biçimde özetlemiş ben sadece kendi yorumumu eklemek istiyorum bu nedenle.

Anime esasında çok erken yaşta varoluşsal krizler yaşamaya başlayan dahi bir genç kızın kendince sınırları zorlamasını anlatıyor. Bunu yaparken ise toplumun oturmuş ahlak kurallarını yıkıp sınırsız özgürlüğe ulaşmayı amaçlıyor. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında aşırı cesurca gibi görünsede ahlak kurallarının tamamen keyfi olduğu izlenimi vermesi bana kalırsa yanlış bir çıkarım.

Öte yandan animede bir gizem unsuru olduğu doğru. Fakat bu gizemi çözmeye çalışmakla, çözmek için mantıklı akıl yürütmeler içine girmenizi hiç önermem çünkü gizemin çözümü oldukça zorlama ve insan sınırlarının ötesinde bir kurulum(setting) içeriyor. Yine sunum olarak baktığımızda dışarıdan belki vay be plana bak diyebilirsiniz fakat kimse bunu bir mantık çerçevesine oturtabileceğimizi iddia edemez bence. Ayrıca yine bu kurgu esasında bazı mantık hataları içeriyor fakat kurgu eserleri izlerken biraz da toleranslı olmazsak bir noktadan sonra çoğu eserden keyif alamayız değil mi :)

Seriyi izlerken size üzerinde düşünebileceğiniz birkaç felsefi soru verdiği kesin fakat karakterler kendinden çok emin ifade etsede pekçok yorumda boşluklar olduğuna inanıyorum. Biraz kafamızdan geçen aslında çoğu kusurlu monologlarımızın birçoğu animede var.

Albert Camus'un Sisifos, Söylemi veya Buda'nın dini öğretileri den izler buldum animeyi izlerken.

Camus der ki birgün belki bir otobüs sırasında, belki yemek yerken, belki banyoda ayna karşısında traş olurken bir anda absürdü saçmayı farkedersiniz. Ölümün varolduğu bu dünyada yaşamak, çabalamak, üretmek, değer yaratmak kısacası sizi bayağı zevklerin ötesine çıkartacak ve hayvan olmanın ötesinde bir haz verecek herşey bir anda anlamsızlık gerçeği karşısında silinip gider. Absürdü fareden çoğu insan bu anlamsızlık beraber yaşama fikrini hazmedeyip muhtemelen canına kıyar. Fakat Camus'a göre hayat Absürdü farkettikten sonra başlar. Bu noktadan sonra kaçmak yerine hayattan keyif almanın yollarını aramalı ve içimizdeki evhamlarında anlamsız olduğunu farkedip hayatın zincirlerinden kurtulup gerçek özgürlüğü tatmalıyız. Özgürlüğü kaldıramayan insan anca zaten sınırlı süre içerisinde bulunduğu bu ortamın fırsatları tepip ölüme kaçar.

Buda ise bir gün dışarı çıkar ve kesişen ağaçları, boğazlanan canlıları kısacası yaşamın özünde ölüm olduğunu ve sonsuz bir çaba, çırpınma gerektiren acı ve sıkıntı dolu bir süreç olduğunu düşünür.

Ardından babasından kalma serveti ve mülkü bırakarak bu acı dolu dünyanın bir anlamı olup olmadığını aramaya koyulur. Her türlü din, tarikat ve mistikle vakit geçirdikten sonra hepsinin düşüncesinin hatalı olduğunu düşünür ve kendi öğretisi i onlardan da öğrendikleri ve kendi bildikleri ile yeniden kurgular.

Buda'ya göre yaşam bir cezadır. Üstümüze giydiğimiz bu etten deri aslında ruhumuza eziyet etmek için vardır. Çünkü doğarız büyürüz ve ardından canlı canlı çürümeye başlarız. Vucut denilen bu et parçası hergün farklı bir hastalık, sıkıntı ve dert çıkartarak bize musallat olur ve her günümüz bir öncekinden kötü olacak şekilde ölüm anına kadar artan oranda fiziksel ve ruhsal bir acı çekerek bu hayattan ayrılırız.

Fakat bu cehennemi her kim kurduysa ruhlarımızı sonsuz acıya mahkum etmiştir. Çünkü yaşam bir döngüdür ve var olan hiçbirşey esasında yokolmaz. Dolayısıyla bedenimiz toprağa karışıp başka şeylere dönüşürken ruhumuz başka bir bedende yeniden canlanacak ve bu acı dolu süreci tekrarlayacaktır. Sonsuza kadar. Yani esasında her canlı sonsuz yaşam, yani sonsuz acı ile lanetlenmiştir.

Anlam arayan insanın asıl amacı bu döngüyü kırmaktır. Ölümsüzlük laneti den kurtulmaktır. Gerçeği farketmek Nirvanaya ulaşmaktır. Peki Nirvana nedir? Nirvana ruhun bu yaşam ve acı döngüsünü farkedip bunu kırması dır. Yani Nirvana ölümdür, kurtuluştur, yokoluştur. Nirvana'ya ulaltığınızda döngü kırılır, yeniden doğmaz, yokolur ve sonsuz huzura erişirsiniz.

Bu animenin felsefi altyapısı bu iki fikirden etkilenmiş gibi görünüyor.

10/7.5

Güzel bir inceleme olmuş eline sağlık. Varoluşsal bunalımlar ve animenin verdiği o felsefe bana yeterli geldi açıkçası. Full diyaloglarla ilerlemesi de çok güzeldi. Ama dediğin gibi mantık hataları da vardı veya yoktu. Ben onu şuna bağlıyorum. Aslında ilk bölümü tekrar izlemek lazım. :)

Evet ortada gariplikler var.

-Orient 10/6.5

-Sabikui Bisco 10/8

Kotarou wa Hitorigurashi. İzlemesi keyifli olur, kafam dağılır düşüncesiyle izlemeye başlamıştım ama düşündüğümden daha çarpıcı bir anime oldu. Özellikle ebeveynlerin izlemesini tavsiye ederim. İlgisiz büyüyen çocukların hislerini anlamada yardımcı olabilir.

Buraya yazılmamış bir şeyler çoktandır ben yazayım bari.

The Devil Is a Part-Timer!

Maalesef hiç beğenmedim, harcanmış bir potansiyel olarak görüyorum.Sebeplerine gelirsek;

Animenin temel dayanağı Şeytan Lord'un ve generallerinden birinin ''Ente Isla'yı'' ele geçirmek için büyük çaplı bir saldırıda kahraman tarafından saldırıya uğraması.Geçici olarak alternatif bir boyuta geri çekilmeye çalışırlar ancak kendilerini günümüz Japonya'sında sıkışmış halde bulurlar ve geri dönemezler.Bu yüzden, güçlerini geri kazanmanın ve Ente Isla'ya dönmenin bir yolunu bulmaya çalışırken hayatta kalmak için sıradan işlerde çalışmak zorundadırlar. Oldukça orijinal ve çok fazla potansiyele sahip olan, ancak sonuçta uygulamada başarısız olan bir seri.

Komediye gelirsek aslında iyi başlıyor ancak bir yerden sonra o da daha az güldürüyor ve kendini tekrar eder hale geliyor.(Dostum bakın biz çok fakiriz her bölüm 50 kere söyledik ama hala çok komik.)

Genel olarak potansiyel ve fikir olarak güzel ama uygulamaya geldiğinde sınıfta kalan bir anime ve maalesef başka animelerin yaptığından daha iyi birşey sunmuyor bizlere bu yüzden de vasatlıktan kurtulamıyor.

5/10.

Barakamon

Çok ciddi olaylar barınıdrmayan sevimli bir anime.

Tsundere ( içine kapanık) bir sanatçı olan Handa'nın sergi esnasında eserlerinin yaratıcı olmadığını söyleyen sergi sahibini yumruklaması sonucu ailesi ve arkadaşları tarafından kafasını toplaması için bir köye gönderilir burada Handa'nın kişiliğinin tam zıttı olan Naru adında köylü bir çocuk ve köy ahalisiyle yaşayan Handa'nın bu yaşama ve insanlara alışma sürecindeki komik olayları izliyoruz.

Tür olarak bu tarz animelere mesafeli olduğumu söyleyebilirim malesef beni çok etkileyemiyorlar ve Barakamon'da bu konuda bir istisna değil fakat türü sevenleri mutlu edeceğini düşünüyorum.

Benim puanım 10/5