Şimdi Ara

En ufak virajda frene basanlar (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
147
Cevap
2
Favori
5.513
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Yaw sanane arkadaşım fren adamın gaz adamın istediği gibi basar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: malt1

    quote:

    Orijinalden alıntı: Gravaze

    herkesin aracı aynı değil, her araç da aynı değil. o yüzden bilip bilmeden insanları yargılamayın. arkadaki hız kesecek diye ben takla mı atayım? şahsen ben de pek frene basmazdım ancak ankara'da gata'nın önünde az kalsın takla atıyordum, ondan beri yavaşlıyorum artık. süspansiyonları yumuşak araçlarla, yüksek araçlarla mecbursunuz, devrilmeyecek olsa bile bir yere kadar eğilmesi bile insanı geriyor.



    Siz sağ şeritten istediğiniz hızda gidebilirsiniz.Ama hem soldan gidip,hemde haddinden fazla yavaş gitmek ne kadar doğru?

    konuya yazılan mesajlarda bahsedilen açık, kimse sol şeridi amaçsızca meşgul etmeyi konuşmuyor. en ufak virajda frene basmak, konundakilerin ana fikri. boşboş yolda en soldan gidenin, frene basanın konuşulduğu yok ki. ne yani, millet beni geçecek diye takla mı atayım, onu diyorum. diğer şeritlerde de yavaş giden varsa ve en sol şerittend e dönüyorsam paşa paşa bekleyecek arkadaki. kimsenin keyfi için kendimi riske atamam.




  • Genel kullancı viraja aracını nasıl sokacağını bilmiyor. hız,viraj eğimi,geçilen yol gibi birçok faktör var. Bilindiğinin aksine viraja aynı hızla içeriden girmek aracı savurur. Dıştan girmek güvenlik payın kalmaz. Bunu bir dönen diskin üzerine merkeze bir bilye koyarak test edebilirsiniz. Viraja en iyi şekilde şöyle girilir, en dıştan yaklaşıp viraj iç köşesinden iki yöne doğru çizildiği taktirde yani viraj ortasını 45 dereceyle kesen bir doğru düşünün, o hizaya geldiğiniz anda virajın tam merkezine doğru yönelmeniz gerekiyor. bu şekilde girilen virajlar maksimum hızla ve güvenle girebileceğiniz şekildir. Dahada incelikleri var ama detaylar göz korkutur.
  • altimdaki arac ne olursa olsun bilmedigin virajdan cekinirim.oyle zamanlar oluyorki benim fren yaptigim virajda adam doganla hiz kesmeden cikabiliyor.viraj fobisimi var nedir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gecegelen06

    altimdaki arac ne olursa olsun bilmedigin virajdan cekinirim.oyle zamanlar oluyorki benim fren yaptigim virajda adam doganla hiz kesmeden cikabiliyor.viraj fobisimi var nedir

    Evet herkes bilmediği virajdan çekinir ve gayet normal girer viraja.Ama zaten dikkat ederseniz aynı yolu sürekli kullanınca ister istemez güven geliyor ve hızlanıyorsunuz.Evet kimisinde bence de viraj fobisi var.Ama tabi yüksek hızda girip heyecan yaşamaya gerek yok.
  • Her zaman söylerim şehirlere göre trafikte farklı şeylere dikkat etmeniz gerekir diye.

    Adana: Gördüğüm en kötü şoförlük bu şehirde. Kocaman kocaman yolları var. Hemen hemen bütün ana yollar ayrılmış durumda. 6-8 metrelik kaldırımları var ve genelde düz. Ancak kimse şerit nedir bilmiyor. Yol tapulu malıymış gibi kullanıyor. Dolmuşçular istanbullulardan beter. ne zaman durup ne zaman yola atlayacağı hiç belli değil. Senede 3-4 defa Adanaya giderim. Araba kullanırken geriliyorum.

    Konya: Buradakiler de şeriti iyi biliyorlar ama ayna kullanmayı bilmiyorlar. Ya çok hızlı gidiyorlar. ya da inanılmaz yavaş gidiyorlar. Genelde eski yeni mercedes ve bmw görülür içinde bıyıklı amcalar oturur. Ve dikkat ettim Arabanın içinde gülen tek bir insana rastlamadım. Akp iktidarında çok büyük yatırımlar yapıldı. Yolları çok iyi çevreyolu şehrin içinden geçiyor. Yarım saatte çıkamıyorsunuz şehirden. Yoğun ve yavaş akan trafiğe bir de aynasızlar( ayna kullanmayanlar yani :D ) karışınca tam bir cümbüş oluyor. Hele bir de hangi radarın çalışıp hangisinin çalışmadığını bilen birine denk gelirseniz 50 ile akan trafiğe 80 le makaslayanlar çıkıyor ortaya. Ayna kontrolünü burada iyi yapmak lazım.

    Eskişehir: Arabayı sadece ulaşım aracı olarak görenlerin şehri. Geneli memur ve işçidir. Öğrencilerin çoğunun arabası yok zaten. Trafik lambalarında uyurlar. Çok sinirleniyorum. Ya selektör ya da kornaya basarım. Gıcık bir durum ama zamanımı çalmaya kimsenin hakkı yok. Zaten trafik allak bullak oldu treni yer altına alma çabalarından sonra. Esparkın orayı açtılar güzel oldu. Küçücük şehirde kısa mesafeleri çok zamanda alıyorsunuz. Sıkışık bir trafiği var. Merkezde kullanmak sıkıyor insanı ama şöforleri normal kullanır kötü veya iyi diyemeyiz.

    Ankara: Başkent ciddiyeti mi desem ne desem burada adamlar harbi çok nizami kullanıyorlar.

    İstanbul: Her kafadan farklı bir ses tam bir cümbüş. Ayak uyduramazsan vururlar. Uydurursan uyduramayana vurursun. Kullanmaktan haz aldığım tek şehir. Çok keyifli oluyor :D

    İzmir: Taksiye binmeyin. Taksicisine güvenmeyin. Trafiği hoş akar.

    Uzunyolda 43( kütahya) 42( konya) 19(çorum) ve 01( adana) plakalıları gördüğünüz zaman uzaklaşmaya bakın onlardan. Başınıza iş açar. Adanaya gidiyorsanız sakın ulukışlaya giden eski yolu tercih etmeyin. Tır şoförleri o yolu piste çevirmişler ne yapacakları hiç belli olmuyor. Otobandan gidin.

    Ben genelde gidebileceğim en yüksek hızla giderim. Çok fren kullanmam. ayağımı gazdan çekerim. Viraj çıkışı gazlarım. Yani arkadaşım Adanadakiler öyle kullanıyor evet ama her yer aynı değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: barisatlas

    Her zaman söylerim şehirlere göre trafikte farklı şeylere dikkat etmeniz gerekir diye.

    Adana: Gördüğüm en kötü şoförlük bu şehirde. Kocaman kocaman yolları var. Hemen hemen bütün ana yollar ayrılmış durumda. 6-8 metrelik kaldırımları var ve genelde düz. Ancak kimse şerit nedir bilmiyor. Yol tapulu malıymış gibi kullanıyor. Dolmuşçular istanbullulardan beter. ne zaman durup ne zaman yola atlayacağı hiç belli değil. Senede 3-4 defa Adanaya giderim. Araba kullanırken geriliyorum.

    Konya: Buradakiler de şeriti iyi biliyorlar ama ayna kullanmayı bilmiyorlar. Ya çok hızlı gidiyorlar. ya da inanılmaz yavaş gidiyorlar. Genelde eski yeni mercedes ve bmw görülür içinde bıyıklı amcalar oturur. Ve dikkat ettim Arabanın içinde gülen tek bir insana rastlamadım. Akp iktidarında çok büyük yatırımlar yapıldı. Yolları çok iyi çevreyolu şehrin içinden geçiyor. Yarım saatte çıkamıyorsunuz şehirden. Yoğun ve yavaş akan trafiğe bir de aynasızlar( ayna kullanmayanlar yani :D ) karışınca tam bir cümbüş oluyor. Hele bir de hangi radarın çalışıp hangisinin çalışmadığını bilen birine denk gelirseniz 50 ile akan trafiğe 80 le makaslayanlar çıkıyor ortaya. Ayna kontrolünü burada iyi yapmak lazım.

    Eskişehir: Arabayı sadece ulaşım aracı olarak görenlerin şehri. Geneli memur ve işçidir. Öğrencilerin çoğunun arabası yok zaten. Trafik lambalarında uyurlar. Çok sinirleniyorum. Ya selektör ya da kornaya basarım. Gıcık bir durum ama zamanımı çalmaya kimsenin hakkı yok. Zaten trafik allak bullak oldu treni yer altına alma çabalarından sonra. Esparkın orayı açtılar güzel oldu. Küçücük şehirde kısa mesafeleri çok zamanda alıyorsunuz. Sıkışık bir trafiği var. Merkezde kullanmak sıkıyor insanı ama şöforleri normal kullanır kötü veya iyi diyemeyiz.

    Ankara: Başkent ciddiyeti mi desem ne desem burada adamlar harbi çok nizami kullanıyorlar.

    İstanbul: Her kafadan farklı bir ses tam bir cümbüş. Ayak uyduramazsan vururlar. Uydurursan uyduramayana vurursun. Kullanmaktan haz aldığım tek şehir. Çok keyifli oluyor :D

    İzmir: Taksiye binmeyin. Taksicisine güvenmeyin. Trafiği hoş akar.

    Uzunyolda 43( kütahya) 42( konya) 19(çorum) ve 01( adana) plakalıları gördüğünüz zaman uzaklaşmaya bakın onlardan. Başınıza iş açar. Adanaya gidiyorsanız sakın ulukışlaya giden eski yolu tercih etmeyin. Tır şoförleri o yolu piste çevirmişler ne yapacakları hiç belli olmuyor. Otobandan gidin.

    Ben genelde gidebileceğim en yüksek hızla giderim. Çok fren kullanmam. ayağımı gazdan çekerim. Viraj çıkışı gazlarım. Yani arkadaşım Adanadakiler öyle kullanıyor evet ama her yer aynı değil.

    Adanadaki şoförler cidden ilginç.Örnek vermek gerekirse virajda gereksiz yere fren yaparlar,sonra allah ne verdiyse yapıştırırlar düzlükte.Mesela sıkışık trafik tek sıra halinde caddede ilerliyoruz,adanalı şoförler öndeki arabanın dibine girerler bu sebeple öndeki araç ayağını hafif gazdan çekse,arkadaki araba fren yapmak zorunda kalıyor.Dİkkat ediyorum,akıllanmıyorda hala öndeki arabanın dibinde.Ben napıyorum,tabiki takip mesafesi kadar bırakmak imkansız ama,biraz mesefa bırakıyorum.Öndeki arabaların fren lambası yanarken ben sadece ayağımı gazdan çekmekle yetiniyorum.Yani 2 araba uzunluğunda boşluk bıraksa frene hiç basması gerekmeyek.

    Mesela Adanada iki şeritli hiçbir yolda iki şerit kullanılmaz.Ortadan ip gibi sıralanmış halde gideriz.Kesinlikle bu böyledir.




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.