Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun öldürülmesiyle ilgili davada karar verildi.

"İzmir’de, Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Tarih bölümü öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun (24) kavgada bıçaklanıp öldürülmesiyle ilgili davada, olayda kusuru bulunduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanan eski rektör Candeğer Yılmaz ve edebiyat fakültesinin eski dekanı Ersin Doğer, 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların bu cezaları, önce iyi hal indirimiyle 8’er ay 10’ar gün hapse, ardından 20’şer bin lira cezaya çevrildi. Eski rektör yardımcısı Atilla Silkü ve eski genel sekreteri Mehmet Bülent Özkan ise beraat etti."

Bunak bir kokana ve harem ağaları, hak ettikleri şekilde hapise girmesinler diye 20 bin lira ile kurtuldular.

Bu memleket, kendini koruyup kollamak isteyen evlatlarına düşmanlık ettikçe iki yakası bir araya gelmeyecek.

Fırat'ın kanı yerde kaldı resmen. Ben böyle adaletin...

Bu arada adı geçen eski rektör Fırat katledildikten hemen sonra değil, 2016 yılında görev süresi dolduktan sonra görevi bıraktı. Kendisinin bu olaydan dolayı hiçbir şekilde utanç duymadığı, hiçbir şekilde sorumluluk hissetmediği buradan da belliydi.

bir devlet, kendisi için ölecek ve öldürecek nesiller yetiştirmek zorundadır.

bir millet, egemenliğini koruyacak nesiller yaratmak zorundadır.

bir ülke, kendisini geliştirecek, güçlendirecek, güzelleştirecek nesiller büyütmek zorundadır.

eğer bunları yapmazsa veya yapamazsa yıkılır, silinir, ortadan kalkar nihayetinde de tarih olur...

80'lerin sonundan beri tüm dünyadaki ceza kanunlarında, yargılamalarında ve infaz düzenlemelerinde, "ceza olmaktan çıkarma, ceza vermeme, uzlaşma, anlaşma" vb. akımı var.

Türkiye'yi de 90'lardan beri bu akım etkiliyor.

her düzenleme ile cezasızlık bir adım ilerliyor.

• uzlaşma
• hükmün açıklanmasının geri bırakılması
• paraya çevirme
• erteleme
• adli kontrol şartıyla serbest bırakılma
• hapis cezasının evde çektirilmesi
• açık cezaevine gönderilme
• şartlı tahliye

vs. uygulamalarıyla suçlular dışarıda geziyor, toplumun içine salınıyor. vicdanlar rahatlamıyor. gönüllere su serpilmiyor. gücü olan hakkını kendi almaya kalkıyor, güçsüz olan hakkını Allah'a havale ediyor, ahirete bırakıyor.

ibret olmadığı, yapanın yanına kâr kaldığı için, toplumda suç işleme sayısı sürekli artıyor.