Şimdi Ara

İçimi döktüm sadece..

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
6
Cevap
0
Favori
188
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Niçin hiç birimiz hayatımızdan memnun değiliz? Mutlu olmanın yolları basitken neden bunlara ulaşmak istemiyoruz? Bu ironi girdabının içinde dönüp duruyoruz. Yaşadığı hayattan, şikayetçi, mutsuz insanlar sürüsüyüz. Enkaz altında yardım eli bekliyoruz. Ne yazık ki yardımımıza, kimse gelmiyor. Bir de başkalarının mutluluklarıyla mutsuz oluyor ve bunun adaletsiz olduğunu düşünüyoruz. Çünkü birileri gülerken biz ağlıyoruz. Bu hiç adaletli değil. Tek yaptığımız onları öylece izlemek. İstemez miydik bizde onlar gibi mutlu olalım?
    Ve yalnızlık... Hakkında milyonlarca şey yazılan bir kavram. Milyonlarca şey daha yazılacak bir kavram. Dünyada, milyonlarca yalnız insan var. Ve onları yalnızlığa iten milyarlarca sebep... Kendi yalnızlığımdan bahsedeyim size. Ben de, o milyonların içindeki sıradan bir insanım. Aptallığım, belkide saflığım yüzünden yalnız kalanlardanım. Burada aptallık çatısı altındaki, iyi niyetten bahsediyorum. Fazla iyi niyet, bana sadece üzüntü ve yalnızlık getirdi. Kötü niyetli insanları izliyorum; onlar yalnız değiller. Bu dünyada, istediğini alabilmek için kötü mü olmak gerekli? Yada her renge bürünen bir maske mi takmalı? Ama ben bunu yapamıyorum insanlara yaklaşamıyorum artık. Yaklaştığım insanlarsa canımı yakıyorlar. Ben aç gözlü bir yalnızım. Çünkü, imkansızı umuyorum ve pes etmiyorum. Bununla beraber, canımın yanmasıda kaçınılmaz oluyor. Tek başıma bir bankta otururken, önümden geçen insanları izliyorum. Bulunduğum enkazdan, onların mutluluklarına şaşkınlıkla bakıyorum. Gerçekten mutlulular mı? Belkide onlar mutsuz olduklarından habersizdirler.
    Metro çıkışında kaldırımda yürürken, gördüğüm kız... Ona tam iki sene önce aldığım alkolün cesaretiyle açılmıştım. Zira başka türlü, cesaret edemezdim. Olağan üstü birşey olmadı. Reddedildim... O çok güzeldi, bense aptalın tekiydim. Güzel bir kızın, bir aptalı reddetmesi olağan bir tepkiydi. Bir düşünsenize, kızın vereceği olumlu bir karar o zavallının, renksiz dünyasını panayıra çevirecekti. Ne olağan dışı ama! Bir o kadarda imkansız... İmkansızı istenmek aslında ruhsal bir mazoşistlik. Üzüleceğini bile bile böyle bir şeye cesaret etmek.
    İşte onu, yaklaşık beş milyon nüfusu olan bir şehirde, karşıdan karşıya geçerken görmek de olağan dışıydı. Onu gördüğüm anda neler hissettiğimi kelimelerle açıklayamam. Kelimeler güçsüz kalır... Hala çok zarif ve güzeldi. Siyahın en vurucu tonundaki saçlarının, arasında parıldayarak bana cenneti yansıtan gözler. Tarifsiz bir güzellik. Şairlerin, onun için şaheserler yazacağı, kralların onun uğruna, şehirler alacağı bir güzellik. O kadar güzeldi ki... Peki ben? Bense en paspal halimle, karşısına çıkmıştım. Bitişte, bakımsız, mutsuz ve bütünüyle ruhsuz bir şekilde karşısına çıkmıştım. İlk o beni fark etti. O anki halimden utandım. Kendimden, yürüyen bir ölü gibi olmaktan utandım. Kafamı sağa çevirip kaldırımı, seri adımlarla geçmeyi istedim. Ama gözlerime bakınca yerimden kıpırdayamadım. Sadece bakakaldım... Klişe bir tabirle; "herşey yavaşladı". Herşeyi, o an daha yoğun hissetmeye başlamıştım. Kalbimin atışını, nefes alıp verişimi, adımlarımı, gülüşünü... Karşısında afalladım ve sanırım biraz saçmaladım. Ama yeni numarasını almayı başardım. Acelesi vardı, o gitti ben yine bakakaldım. İster istemez arkasından gülümsedim. Kaldırımda daha hızlıca yürümeye başladım. Rüzgarın saçlarımı uçurduğunu farkettim. İnsanları farkettim, yaşamın olduğunu farkettim. Yüzümde aptal bir gülümseme ile ilerliyordum. Ertesi gün hevesle mesaj attım ancak pek benimle konuşmaya hevesli değil gibiydi. Buluşma teklifi ettim, muhtemelen başından savmak için kabul etti. Daha da yazmadı. Bense öylece telefona bakıp durdum.
    Ve saat sabahın beşi... Tam yarım saat önce, ona mesaj attım. Bu yazımın ilk cümlesini yazıp, gönderdim. Son cümlem, onun vereceği cevap olacak. Yani soruyla başlayan yazımı ondan gelen bir cevapla, sonlandıracağım. "En başta, ben doğru değilim"



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XPHOS -- 22 Ocak 2015; 3:47:27 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • XPHOS kullanıcısına yanıt
    Çok akıcı bir yazı olmuş tebrik ederim, nasıl başladığını anlamadan bitirdim,yazmaya yeteneğiniz olduğunuz kesin ,sadece yazın hocam hayran kaldım finalinide bekliyoruz mutlaka

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yalnızlığı sevmiyoruz, ama ondan asla vazgeçemiyoruz.
  • Yav sonra kızlar niye böyle niye bir tarafı havada diye söyleniyorsunuz.Bir taraflarını kaldırmayın şunların kabul etmiyorsa uzatmayın silin gitsin hayatınızdan,sizi istemeyen insandan numarasını almak nedir?,dünyada bir tek o mu var,çok duygusal düşünüyorsunuz bu konularda,sanki ona mecburmuşsunuz gibi,tekrar ediyorum silin atın hayatınızda bir daha da düşünmeyin.
  • Ne abaetmışsın be. Kızın numarasını alınca herşey düzeldi mi:D

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gkhn0654

    Çok akıcı bir yazı olmuş tebrik ederim, nasıl başladığını anlamadan bitirdim,yazmaya yeteneğiniz olduğunuz kesin ,sadece yazın hocam hayran kaldım finalinide bekliyoruz mutlaka

    Teşekkür ederim hocam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    PASLI SU İÇEN ARKADAŞA NE OLDU?
    11 yıl önce açıldı
    İlk şarap içimi
    6 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.