Hocam bende sade vatandaş olarak şunu ekleyim, aile hekimlerine gidemiyoruz. Suriyeli kampı gibi sağlık ocakları. Aile hekimleri canından bezmiş durumda. Laftan anlasalar belki bu kadar iş yükü binmeyecek üstlerine, laftan anlamadıkları için 2 dakikalık muayene oluyor sana 5 dakika anlatıncaya kadar. Türkiye bu nüfus üzerine kurgulanmadı. Planlar buna göre yapılmadı. Homojen bir dağılım olsa köyüne kasabasına kadar belki bu kadar yük olmazdı ancak sayın suriyeli din kardeşlerimiz kasaba köy beğenmiyorlar, il merkezlerinde öbekleniyorlar. Yaşadığım ilin merkez nüfusu 180.000 falan, 100.000 kadarda suriyeli afganlı pakistanlı falan var. Sağlık hizmeti bedava olduğu için afedersiniz sümük gibi yapışıyorlar hastanelere sağlık ocaklarına. Ben artık sırf evde canları sıkıldığından geliyorlar demeye başladım. Sağlık ocağı evimin yan tarafında, öyle birde pis konuşma huyları varki, bağıra bağıra konuşuyorlar. Ulen biri dayakmı yiyor diye dikkat kesiliyorum halbuki normal konuşuyorlar. |
İlacı Eczaneden Alırsan 24 Lira, SGK Reçeteli 27 Lira :) (4. sayfa)
-
-
Size kesinlikle katılıyorum bedava olduğu için sömürüldüğümüzü bütün bir halk olarak ilk elden görüyorum. Yaşadığım ilde Suriyelilere ikamet verilmiyor dolayısıyla ikameti olmadığı hastanede muayene olmak istediğinde ya ikameti olan şehirden sevk belgesi alması gerekiyor ya da ücret ödemesi gerekiyor. Bu kış ne çocuklar gördüm akciğer enfeksiyonu nedeniyle soluyamayan yatış gereken. Çünkü sevgili din kardeşlerimiz muayeneye ücret ödeyeceği için çocuğunu hastalığının artık en son raddesine gelene kadar getirmiyor getirdiğinde de yatış gerekiyor bu defa onu da kabul etmiyor yine ücret çıkacağı için bu sebeple acil servisimizde müşahadede yer bulamıyorduk çoğu zaman.
Vatanımız açık şekilde işgal altında başka hiç bir söze düşünceye gerek yok buna göre davranmalıyız.
-
Hocam adamların nam yapmış cerrahları avrupaya amerikaya kaçtı gitti bize de kala kala vasıfsızlar kaldı.
Yaw azıcık aklı fikri olan adam biraz düşünse bunların doktorları cerrahları niye avrupaya gidiyor diye jetonu düşer zaten.
Vasıfsızlar bizim kamu haklarımıza ortak olacak, aldığı bizden, doldurduğu bizden gidecek. Avrupaya kaçan doktorları ise oradaki refahı bir tık daha üst seviyeye taşıyacak, insanların hakkından çalmadığı gibi insanların haklarına katkıda bulunacak.
Bilmiyorum ne oldu millete, sulara psikotik maddeler falanmı katıyorlar çözemedim. Akıl mantık işi değil bizimkisi.
-
Geçenlerde gördüm bir restaurant sahibi 3 suriyeli işe almış 1'i doktor. Doktor yolunu bulup Avrupa'ya gitmiş. Diğer 2'si adamın müzik setini alıp kaçmış. Bize düşenler bunlar.
Gerçekten benim oturup hüngür hüngür ağlayasım geliyor. Vatanımı çok seviyorum ve bu yıla kadar ülkemden gitmeyi aklımın ucundan geçirmedim ama hem yaptığım mesleği Türkiye'de hakkıyla yapamamanın getirdiği üzüntü, gördüğümüz değer hem de ülkenin yönetimince ülkenin bir yandan parsel parsel satılması ve kaçaklarla doldurulması ve yönetilenlerin de bu konuda hiç ses çıkarmaması üstüne her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranması ''ne oluyor, bu ülkeye ne yapıyorsunuz?'' diyenleri ocu bucu terörist ilan etmeler bu ülkeden gitme fikrini benim de aklıma getiriyor ve b planı olarak yaşantımı ona göre dizayn etmemi mecbur kılıyor.
Umarın en kötü yıllarımız bu yıllardır ve artık 1 yıl içerisinde dibi görüp tekrardan yukarıya doğru, ülkenin kurulduğu günden bu yana Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği hedefe hiç olmadığı kadar hızlı yükseleceğimiz günler gelir her şeyden çok ülkem için bunu istiyorum.
Konu dışına çok çıktık konu sahibinin dile getirmek istediği olayı baltaladıysam affola.
-
sağlık sisteminin sonucu
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Peki bu yeşil alan neye göre ölçülüyor?
Ani burun çarpması nedeniyle gitmiştim. Burun kemiğime dokunamıyordum ve ağrısı yanaklarıma yansıyordu. Çatlak şüphesi vardı ve zaten randevu bulamadığımız sistemde bu acil durum için acil servise gitmek yerine oturup randevu peşinden koşmak mümkün müydü?
Elbette yalnızca kendini biraz halsiz hisseden, biraz başı ağrıyan ya da benzer basit şeylerle acil servise gidenler ayrı bir yerde tutulmalı. Fakat çarpma, düşme ve vurma gibi durumlar da acile dahil değilse o halde bunda da ayrı bir sorun var. Çünkü tam tamına 1 saat 35 dakika beklemiştim zaten orada.
Bazılarının istismar edebileceği ihtimaline karşı sisteme belli başlı ücretler eklemek benim bakış açıma göre pek adil değil. Elbette bunu farklı şekilde kullananlar vardır ama kim sebepsiz yere hastane kapısından girip orada beklemeyi ve vakit harcamayı ister?
Durumu kötüye kullanan kişiler nedeniyle herkese bir yaptırım uygulamak ya da bedel koymak bence adil değil. (Şahsi görüşüm)
Bu paralar ufak görünebilir ama bu ülkede 2-3 Liralık fark uğruna saatlerce ekmek için kuyrukta sıra bekleyen insanlar var.
Mesela bir seferinde akşam markette kadın yanındaki küçük çocuğuyla 3-4 ekmek ve bir şey almıştı ama anladığım kadarıyla evdeki birinden aldıkları kredi kartının bakiyesi yetersiz olunca cüzdanından bozuklukları hesaplamaya başladı. 1 buçuk Lira civarı eksiği olduğu için ekmekleri kasada bırakıp çocuğu kolundan tutup eli boş şekilde götürdü. Düşünün! Akşam eve ekmek götüremiyor ve o akşam evde ekmek yiyemiyorlar.
Tam çantama yeltenip eksik kalanı ben vereyim diyecektim ama önümde bekleyen diğer kişinin bunu yapabileceği ihtimaline karşı biraz geç davrandım, o sırada hızlıca çıkıp gittiler. Tüm gece kendimi suçlu hissetmiştim, neden daha önce davranmadım diye.
1 buçuk Lira için akşam vakti kasada ekmeği bırakıp giden insanlar için eczanede 5 Lira değil de 30 Lira ödemek önemli bir problem değil mi?
Bu rakamlar benim için ya da bir başkası için önemsiz olabilir ama birçok insan için çok önem arz ediyor. Ya da o an ben de belki bunu karşılayamayabilirdim! Olabilir, her insanın yokluk içinde olabileceği anlar vardır.
Dolayısıyla, bazı gerekçelere bağlayarak ek ücret eklemenin haklı olmasını savunmaya şahsen katılmıyorum.
''Bizim toplum buna ayak uydurmaz. Bizim millet bunu istismar eder'' demek kolaya kaçmaktır. Önemli olan toplumu buna hazır etmek ve eğiterek doğruya yöneltmektir.
Sosyal devlet olmanın gereği budur.
Ayrı bir konu daha, devlet hastanelerinde gerçekten iyi bir sağlık hizmeti aldığımıza ne kadar inanabiliriz ki her muayene için az da olsa bedel ödemenin değeceğini savunalım!
Mesela, geçen yıl muayene olduğum nöroloji doktoru hanımefendi odaya ilk girdiğimde sandalyeye oturup beklememi söyledi. Masasında oturur vaziyette karşımda elindeki telefondan yazışmaya devam etti. Bir yandan önündeki yulaflı bisküvi paketinin içinden birer parça ağzına atıp çiğniyor, bir yandan da Whatsapp ya da Messenger'den olsa gerek birisiyle yazışıp gülümser mimikler yapıyor.
Bu tam 6 dakika sürdü ve sonrasında yüzüme bakmadan ''Evet, şikayet nedir?'' diye sordu.
Tesadüf ki, 2 gün önce gittiğim kulak burun boğaz doktoru hanımefendi de içeri girdiğimde beklememi istedi ve karşımda telefonuyla yazışmaya başladı. Tek fark, onun bu eylemi 3 dakika civarı sürdü.
Bahsettiğim bu 2 muayenede de açıkçası doğru düzgün bir ilgi göremedim, ısrarla bazı şikayetleri vurgulamaya çalışsam da.
Şimdi, işin bu yanı da var. Hem belki içinde bulunduğu haksız şartlar nedeniyle bezmiş olan hem de karşısındakini sıradan bir sigortalı olarak görüp de tepeden bakan bazı doktorların ilgisizliğiyle karşılaşıp hem de bu muayeneler için ek bir ücret ödemek kimin içine sinebilir ki?
Bu yanlış anlaşılmasın. Tüm doktorlara atfen söylemiyorum. Mesela halen fizik tedavi aldığım doktor öyle harika bir insan ki, ailenden biri olsa anca bu kadar ilgilenir.
Yani böyle vefakar ve özenle çalışan harika doktorlar da var ama birçoğunda karşısındakinin yüzüne bile bakmayan doktorlarla karşılaşıyoruz zaten. (Kendilerince haklı gerekçeleri olabilir)
Değerli bilgiler için teşekkürler. Her şeye rağmen bu sağlık sistemi halen bir ölçüde ayakta duruyorsa sizin gibi hakimler vesilesiyledir.
Bizi üzen ayrı bir nokta da bu zaten. Bunca yanlışa ve haksızlığa daha ne kadar dayanabilirsiniz ki? Bu sistem hem doktorları hem de hastaları bezgin ve umutsuz bir duruma sokuyor.
Temelde yatan problemler var ve bunun kısa vadede düzelmesi pek mümkün değil. Özellikle de şu sığınmacı problemi nedeniyle.
-
Emeklilik yaşına kadar hayatta kalabilirsen eğer bu ülkede, her ay eline üç kuruş para verecekler işte.
-
Mantığa bak mantığa.
Babasının ilacını karşılıyor diye tüm eksiklikleri görmezden gelme refleksi, ne kadar tehlikeli ne kadar vasat.
Ne için alındığı önemli mi? Prim ödeniyor ki sağlık hizmeti alınsın.Ama sağlık hizmeti alındığında 2. bir ücret çıkarılıyor karşına.
Sizin gibi insanlar başına gelmedikçe anlama yetisine sahip olamazlar.
Babanın ilaçları için senden ödeme talep edecekleri gün, bu yazdıklarını hatırla ve kendinden utan.
-
Vallahi ben 2 senede 3 kere hastaneye gittim ama her ay ücretini ödüyorum. Hizmeti kullanmıyorsanız kapattırın hastaneye giderken açtırın diye bir şey yok.
-
işten çıktığın anda sana borç yazılmaya başlıyor. Kullansanda kullanmasanda işşiz bir şekilde geçirdiğin her ay için 150tl borç çıkartılıyor. ödemezsen seneler sonra sağlık hizmeti almak istediğinde üzerinize XXX TL borç birikmiş, ödeyin gelin deniyor.
BU BİR HARAÇTIR. kullanmadan alındığı için haramdır...
-
ben dişçiye gittim zaten cerrahiye git demişti randevu yoktu 1-2 sene önce sonra ağrımayınca yapmadım şimdi aklıma geldi diye bakayım dedim komple gitmiş
-
Benim başıma neyin gelip gelmediğini neler yaşadığımı nereden biliyorsun? Ben ilaçları sadece örnek verdim. Beni tanıyor musun? ben ne görüyorsam onu yazıyorum. ne olduğunu ne eksikliklerin olduğunu ne kadar fark aldıklarını da görüyorum. yaşın kadar operasyon geçirmiştir babam. boş boş konuşma. Yeri gelir eleştirmesini bilirim sandığın troll ordusundan değilim yanlış adama çattın.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi onur1301 -- 23 Nisan 2022; 18:34:46 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Takım tutar gibi parti tutuyorlar. Hadi çıkarı olan tamam ama sıradan birinin bu kadar fanatizmle bir siyasi partiyi savunmasını anlayamıyorum. Ülkeyi yöneten kötü iş yaparsa herkes etkileniyor. Bunu savunmanın mantığı yok.
-
Nasıl olur kardeşim sağlık bedava değil mi
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
tüketici sorunları derneğiNe kadar acilsin? Acil serviste kırmızı-sarı-yeşil alan uygulamaları - Tüketici Sorunları Derneğihttps://www.tusoder.org.tr/ne-kadar-acilsin-acil-serviste-kirmizi-sari-yesil-alan-uygulamalari/
Bu kaynakta Acil Tıp Profesörü örneklerle anlatmış.
Bahsettiğiniz durum aslında arada bir tanı yazarın yeşil alan örneklemesinde olan minör izole ekstremite yaralanmasının içine de alabilir kemik kırığı kategorisinde de olabilir maalesef beyaz ya da siyah ayıramadığımız durumlardan.
Evet yakındığınız konularda haklısınız gerçekten bizler de çok görüyoruz yatan çocuğuna ücretli probiyotik alamayacak durumda olan insanları ama yine de tamamen bedava yapmak bana kalırsa sosyal devlet gereği değil. Çünkü kendi fikrim boşuna olacak olan muayeneler ve hastane başvurusu özellikle belirttiğim gibi gereksiz 1. basamak dışı muayenelerinin bu kadar artması SGK'nın kasasından hastanelere ödeyeceği miktarı inanılmaz arttırıyor. Zaten şikayetini çözebilecek ücretini ödediğin Aile Sağlığı Merkezi varken neden sigortalını ekstra masraf edeceğin kamu hastanelerinde muayene olmasına izin versin ki? ASM ' de muayene olsa SGK doktora ya da herhangi bir kuruma ödeme yapmıyor fakat 2. basamak hastanlerde tekrar hastaneye muayene başına ücret ödüyor.
Belki 1. basamak makul ücret olabilir . 1. basamaktan sevk aldığında tekrar muayene ücreti ödenmemesi gibi durumlar olabilir. Benim kendi fikrim gerekirse hesaplama yapıp ortalama hastaneye başvuru sayısı kadar GSS primlerinde indirim yapılabilir. Ama yine de muayene olduğunda ekstra minimal da olsa ücret çıkmasını savunuyorum. Amacım vatandaşın GSS primi düşmesi ama hastane muayenesinde eliyle tekrar muayene ücreti vermesi. Böylece totalde belki GSS indirimi olmadan yıllık ödediği miktardan bile daha az ücret cebinden çıkmış olabilir ama konuştuğumuz moral risk kavramının kendi fikrim olarak önüne geçmede etkili olacağını düşünüyorum. Tabi bu konunun uzmanlarının yaptığı çalışmaları da okumak gerekir.
Ben teşekkür ederim umarım en kısa sürede halkımız ve çalışanlarımız hakettiği değeri tekrar görür.
-
Arkadaşa çok sevindim. Biraz keyfim yerine geldi. Bunlar zaten ancak ucu kendine dokununca anında dönerler. Kim bilir işsiz kalana kadar, üstüne borç çıkana kadar ne güzel atıp tutmuştur ölümüne akp, din iman bilmemne diye. :D
-
Bazı ilaçların direkt olarak alınamamasının avantajını kullanıyorlar. Malesef gitgide daha kötü bir duruma düşmekteyiz.
-
Yok, gss her ay zorunlu para kesiyor ve ödemezsen borç çıkarıp sistem üzerinden hastane kullandırtmıyor. Tedavi olmak istiyorsan parayla oluyorsun.
İşsizken "gelirim yok" diye başvurup borçtan muaf tutulmak istesen kriterler ağır. Ailene, eve gelen gelire, aile fertlerinin üzerindeki mala mülke falan bakıyorlar. Ancak ailece yiyecek ekmek bulamayacak durumdaysan gssden muaf oluyorsun.
Ayrıca artık randevu olmadan muayene olabilme imkanı olacakmış. Yani millet eskisi gibi sabahtan hastane kuyruğuna girip randevular arası boşluk arayacak. Yukarıda "artık hastanelerde sıra yok" diyen üye gibilerin bu sıralar konusundaki savunma çabalarını yakında görürüz.
-
Ben de eğitim sebepli işten ayrıldım ve yaşım 25'i geçtiği için sağlık sigortam bitti. Yeşilkart için gelir testine girdim, alamadım.
Çok yakın olan memur bir akrabama sorduğumda sistemi kullanmadığında borcun birikmiyor dedi.
Şu an borcum yok, işten ayrılalı da 1.5 sene oldu.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Arkadaşa yazdım; size de haber vereyim istedim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X