Şimdi Ara

İngilizce çok kısa bir cümle hakkında yorumunuzu almak istiyorum

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
389
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar aşadaki cümlenin anlamı için hangisi doğrudur?


    She looked so sad about this that Fatty hastened to comfort her.


    Bu konuda çok üzgün görünüyordu ki, Fatty onu rahatlatmak için acele etti.


    mi, yoksa

    Fatty onu rahatlatmak için acele etmesinden çok üzgün görünüyordu

    mu?

    Mantığım ilk cümle gibi diyor ama ingilizce gramer olarak da düşündüğüm zaman ikinci daha doğru geliyor. Kısaca kafam karıştı Sebebiyle birlikte doğru anlamı söylerseniz çok memnun olurum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Alagosdaer -- 20 Kasım 2016; 14:35:38 >



  • İlk yazdığın doğru, gramer olarak da, mantıken de.

    O kadar üzgündü ki, Fatty çabucak yanına gidip onu avutmaya çalıştı.

    ///

    "so ...(sıfat veya zarf) that" İngilizce'de sonuç cümleciği oluşturmak için kullanılıyor. "O kadar ...(sıfat veya zarf) ki" ya da "Öyle ...(sıfat veya zarf) ki" anlamına geliyor. Birkaç örnek vereyim.

    - She was so little when her parents died that she was brought up by other family members. --> Anne ve babası öldüğünde o kadar küçüktü ki, diğer aile üyeleri tarafından yetiştirildi.

    - He is so strong that he lifted up the fridge all by himself. --> O kadar güçlü ki buzdolabını tek başına kaldırdı.

    - She is so beautiful that countless guys are after her. --> O kadar güzel ki peşinden sayısız erkek koşturuyor.

    - I was so angry about the results that my mother tried to cheer me up. --> Sonuçlara o kadar sinirlendim ki annem beni neşelendirmeye çalıştı.

    - After she got the news about her promotion, she screamed so loudly that people in the street were startled by her. --> Terfi haberini aldıktan sonra o kadar yüksek sesle bağırdı ki sokaktaki insanlar korktu.

    - They were so sure about their case that they took it to appeal. --> Davalarından o kadar emindiler ki temyize götürdüler.

    - I haven't seen her in so long that I've actually started to forget what she looks like. --> Onu o kadar uzun zamandır görmedim ki neye benzediğini unutmaya başladım.

    - There were so many people at the party that it took me 30 minutes to find my friend. --> Partide o kadar çok insan vardı ki arkadaşımı bulmam yarım saat sürdü.

    - There was so much joy in people's faces that nobody could have predicted something like this was going to happen. --> İnsanların suratı o kadar neşeyle doluydu ki böyle bir şeyin olacağını kimse tahmin edemezdi.

    - There were so few people at the gathering that after 15 minutes people gave up and started to leave. --> Buluşmada o kadar çok az insan vardı ki 15 dakika sonra millet basıp gitmeye başladı.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.