Galatasaray’ı aristokratlar, Fenerbahçe’yi burjuvalar, Beşiktaş’ı da proleterler tutar(mış). Zamanında Fenerbahçe antrenörsüz kalmış. O dönemde de Niko diye bi malzemeci varmış. Antrenör bulunamayınca takımı Niko çalıştırmış. İnanmazsın, Fener o sene şampiyon olmuş.
Yetmişli yıllarda, stadlarda tezahürat dediğin “Ya ya ya, şa şa şa” diye yapılırmış. Hatta bi gün seyircilerden biri sinirlenince ayağa fırlayıp “Eşşek!” diye bağırmış da bütün tribün donakalmış o an.
Eskiden Spor ve Sergi Sarayı’na girdiğinde önce kürklü hanımları görürmüşün. Bütün beyler de kravatlıymış taabi. O hoş kokuları filan da duyunca bilmeyenler içeride balo var sanırmış. Şimdi böyle it kopuğun içinde basketbol mu izlenir canım?
Eskiden Beyoğlu’na (Pera’ya) kravatsız çıkılmazmış. Hanımlar en güzel elbiselerini, beyler de bayramlıklarını giyer öyle gelinirmiş Beyoğlu’na.
Bi arkadaşın abisi doktor, o annatmıştı. Aynı anda hem osurup hem geğiren bi adam mide kanamasından ölmüş.