KiNGDOM COME : DELiVERANCE (PS4 ANA KONU)

Sen simdi milletle dalga gectigini, kendini üstün gördüğünü mu zannediyorsun ahmak? Bir de muhaha diye smile koymuş.



Her oyun icin her türlu ingilizcemiz var rahat ol. Ama madem ortada bir Türkçe ihtimali var beklerim tabii ki.

Horizon Zero Dawn i almadim almam da neden çünkü Türkçe beklentisi olan bir oyundu ve olmadı tepki gosterip cok merak etmeme rağmen almıyorum. Su zamana kadar oynayip bitirdigimiz bütün oyunlar Türkçe miydi? Hayir. Ama böyle bir beklenti ve ihtimal varsa neden şuan bu oyunu alayim. Oyun bi yere kacmiyor.

Biraz uzun bir yazı oldu ama değerlendirmek için oyunu bitirmeyi bekliyordum, zira bu tip emek isteyen oyunları bitirmeden, özellikle de merkez noktası olan hikayeyi görmeden yorumlamayı doğru bulmuyorum. 92 saat oynamışım, bu süre kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir tabii ama herhalde ortalama 100 saati vardır oyunun fakat ana hikayesi bu sürenin üçte birini anca kapsıyordur, böyle bir oyun için kısa geldi.

İlk olarak oyunu alma konusunda kararsız olanlar için şunu söyleyebilirim, eğer Witcher ya da Medieval Total War/FPS kombinasyonu beklentisindeyseniz, almayın. Geçirdiğim 90 saatin 80'i konuşma ile geçmiştir, bundan sıkılmayacağınızı düşünüyorsanız alın derim. Adamlar biraz Torment, Baldur's Gate zamanlarındaki bol konuşmalı rol yapma oyunlarını baz almışlar gibi duruyor. Aksiyon bazında ise Witcher, Mass Effect gibi ARPG'lerin sunduğunun çeyreğini sunmuyordur herhalde, aksiyon gerçekten tadımlık. Toplam sayıları sanırım 10-12 tane kadar olan Bandit, Raider ve Interloper kamplarını bastığınız görevler ve ana görevlerin sunduğu karambol aksiyonu dışında kılıcımı çektiğimi hatırlamıyorum. Karambol olmasının sebebi de savaşın içine giriyorsunuz, normal bir durum ama 1v1 ya da 1v2 tarzındaki dövüşler gibi epik geçmiyor.

Karakterimin son hali şöyle;https://i.hizliresim.com/1J63kj.jpg lvl cap de 20'miş, aşağı yukarı bu seviyelerde bitiyor sanırım. Str bazlı ilerledim, lvl 10'dan sonra oyun biraz kolaylaştı, özellikle kullandığım kılıç St. George's Sword (longsword) -ki nereden edindiğimi hatırlamıyorum ama hem slash hem de stab olarak eşit oranda çok güçlü olduğundan, neredeyse herkesi bir, iki darbede indiriyordum. Hatta 5,6 kişilik Interlopers gruplarına dalıp, perişan ediyordum. Zorlanmak isteyen biraz dengeyi ayarlasın derim çünkü ben oyunun son birkaç görevine lvl 17 gibi başladım, abartısız 10,15 kişilik gruplara daldığım oldu. Çünkü tek slash darbesi bile bazen öldürmek için yetiyor. Bir de Str için Heavy Swing yeteneğine ek olarak Savage buff ile beraber doğada karşınıza çıkan herkesi adeta biçiyorsunuz. Dövüş mekaniği başta biraz zor geliyor ama alışınca gerçekten keyifli, çünkü tüm kontrol size bırakılmış, bir de kullandığınız silah için bir iki kombo öğrendiğinizde daha da keyifli oluyor.

İlk eleştireceğim şey oyunun son hali kickstarter projesinde gösterilen oyun değil. Oradaki tanıtımda kale kuşatmaları, atlı ordular, büyük kara ordularının karşı karşıya gelmesi gibi heyecanlandıran, hatta böylesini ilk defa gördüğümüz unsurlar vardı. Atlı ve kara orduları kısmı tamamen çıkarılmış, belki de ikinci oyun için bilemiyorum. Kale kuşatmasının ise heybeti bir hayli düşürülmüş. Açıkçası hem görsel anlamda hem de sayı anlamında tatmin etmekten çok uzak. Elbette yine kickstarter halindeki animasyonlardan da eser yok, onlar da basitleştirilmiş. İkinci olarak da oyun tam anlamıyla yarım, teknik anlamda zaten yarım ama maalesef


Bir diğer husus ise işin rol yapma kısmı yeterli değil. Açıkçası bu oyunu RPG kategorisine koyar mıyım emin değilim komik olan aksiyon da değil, biraz kendi tarzını yaratmaya çalışırken arada kalmışlık var. Karakter üzerinde yetkiniz sıfır, o hazır geliyor. Bu eksiyi hikayeyi gerçekten detaylandırarak kapatırlar diye umuyordum. Tıpkı Geralt ve hikayesinde olduğu gibi ama Kingdom'ın ana hikayesi üzerinde de çok büyük etkiler bırakamıyorsunuz, keskin dönüşlere ve tercihlere izin vermemişler. Sistem daha çok A noktasına ulaşmak için B'yi mi C'yi mi seçmek istersin şeklinde ilerliyor, yani öyle ya da böyle siz A noktasına gidiyorsunuz. Hikayenin bazı noktalarında taraf değiştirmeyi düşündüm, hikayenin sonucuna etki edecek hareketler yapmak istedim ama buna imkan yaratılmamış. Oysa ki yine kickstarter zamanlarında adamların "bir köylünün kral olmaya giden yükselişine" dair açıklamaları vardı hatta kaderimizin kendi ellerimizde olduğunu da söylüyorlardı. Bunun binde birini dahi göremiyoruz, aslında gayet çizgisel bir yapıda hikayesi var. Oyun, tercih ve yol ayrımları konusunda gerçekten başarısız.

Oyunun aynı anda başarılı ve başarısız olduğu diğer bir konu da şahane harita tasarımını kötü kullanmış olmaları; adamların "dungeons & no dragons" diye sloganları vardı bu oyun için, tamam ejderhalar yok ama birkaç vahşi hayvan ekleseydiniz. Haritanın %70'i orman olsa gerek, fakat vahşi doğaya dair hiçbir şey görmüyorsunuz. Avcılık, tavşan, geyik ve domuzdan ibaret. Şu atmosferi yaratmayı başarmış adamlar,https://i.hizliresim.com/m2MZQ2.jpg nasıl bunu zenginleştirememiş aklım almıyor. Her şeyi geçtim en azından bir ayı çıksaydı, darısı ikinci oyuna diyelim. Oyundaki paranın da işlevi tartışılır noktada, çok hızlı ve çok yüksek miktarda para biriktirebiliyorsunuz ama harcayabileceğiniz şeyler kitap, reçete, bitki, yatak parası gibi basit ve ucuz şeyler. Bu para bolluğundan repair öğrenmeye tenezzül bile etmedim, satıcılardan zırh ya da silah almaya da gerek duymuyorsunuz çünkü öldürdüğünüz düşmanlardan hep daha iyisi düşüyor. Adam gibi kullandığım tek yer seviye 5 at almaktı, onda bile 2k para verdim, 4'lü çantası olan sele bile 1k civarındaydı. Bitirdiğimde 30k para birikmişti.

Oyunun hemen hemen her şeyi ellerimizle yaptırıyor oluşu bence şahane bir yöntem olmuş, özellikle ilk 15,20 saatlik dilimde gerçekten çok keyifli oluyor ama işin özünde bu bir oyun olduğundan o keyif sürdürülebilir olmuyor pek çünkü 80 saat sonra oturup da kılıcı bileylemekle ya da simya masasında çeşitli iksirler yapmakla uğraşılmıyor. Mesela acıkmak, yorulmak gerçekten oyunun bir parçası haline gelmiş ve buna dikkat ederek oynuyorsunuz. Yapımcı bu konuyu hakikaten oyuna iyi entegre etmiş ama yemek yeme işini kotaramamışlar. Satıcılardan alınan ya da avlardan elde edilen yiyecekleri her köşe başına konulan kamp yemekleri yüzünden neredeyse kullanmıyoruz. Keza Hunting çok keyifli bir seçenek olsa da söylediğim gibi hem zenginleştirilmediği hem de tatmin edici bir mücadele sunmadığı için göreviniz olmadıkça uğraşmaya gerek duymuyorsunuz. Yetenekler ve buff'lar fena değildi, fakat yine buff namında çeşitli aksesuarların olmaması kötü olmuş. Oyun boyunca gümüş yüzük ve kolye dışında başka aksesuara denk gelmedim, onların da bir özelliği yok.

Oyunda genel olarak iyi şeylerle kötü şeyler çok iç içe, bir yeri yükseltirken diğer taraf aşağı çekilmiş. ilk oyun olmasına bağlanabilir, görmezden de gelinebilir zira gerçekten büyük bir potansiyele sahip, eğer yapabilirlerse ikinci oyun ciddi anlamda efsane olabilir.


İki dip not düşeyim,

- Oyunun iyi kılıçlarından Queen of Sheba için 5 parça topluyorsunuz. Bu parçalardan birini başlarda Rattay'daki Aquarius iş alımı görevinde Pickman denilen eleman veriyor. Ben o elemanı Bailiff'e önermemiştim hali ile Pickman'da bana ödül olarak parçayı vermedi ve kılıcı tamamlayamadım. Pickman'ı işe aldırın aklınızda olsun.

- Vranic görevi geri dönüşü olmayan kısımlardan biri, oradan çıktıktan sonra bir müddet ekipmanlarınızı kullanamıyorsunuz ve başka ekipmanlar veriliyor. Tekrar geri alınıyor elbette ama ben kendi ekipmanlarımı kullanmak istiyorum derseniz, Vranic'e girmeden tüm eşyalarınızı atınıza atın, (burada noble saddle 4'lü çok önemli 502 kg) görev bittikten sonra oyun otomatikman size yeni ekipmanlar veriyor yine ama atınızı çağırıp, eşyalarınızı oradan alabilirsiniz.

Hastayım şu ödediği şeyi saçma sapan savunanlara. Her konuda varlar hemde. Sanane arkadaşım adam 20 kuruşada 180 lirayada aldıysa aldı. Bunu çaldımı hayır. Forumda kupon kampanya diye ucuza mal koparmak için kırk takla atarlar ama is psne gelince hak hukukta alim olurlar. Hadi oradan..

redditdeki amerikalı avrupalı oyuncular kendi dillerinde oyun oynadıkları için bizim gibi dertleri yok. biz 3. dünya ülkesi olduğumuz için dil desteği gelmesini heyecanla bekleyip bunu da forumda dile getiriyoruz. bundan daha doğal bir şey olamaz

Kusra bakmayın da bu durumun çalmaktan en ufak bir farkı yok. Oyun için biçilen değer belli. Bu yapılanın yanlışlıkla dükkanını açık bırakıp evine giden adamın dükkanına girip dükkanı soyup soğana çevirmekten hiçbir farkı yok. İkisinde de bir insanın kusrundan haysiyetsizce yararlanma durumu mevcut. Kendinize yediriyorsanız hiçbir sorun yok fakat yapılanı yüzsüzce aklamaya paklamaya çalışmayın.

Mevzu yabancı dil bilip bilmemek değil arkadaşım. Her şeyden önce herkes gibi doğal olarak kendi ana dilimizde oyun oynamak istiyoruz. Bu neden bazılarınızı bu kadar rahatsız ediyor anlamış değilim.

Ben bir Türk vatandaşı olarak oyunlarda seçenekler kısmında Türkçe dilini görmek istiyorum arkadaş olay bu kadar basit var mı bir itirazın ?

Korsan değil birşey değil gidip sony nin orijinal sayfasından uygulamasından sony nin verdiği onayladığı bir şekilde alıyorsun ne hırsızlığı saçmalığından bahsediyorsunuz.

Benim İngilizcem bu oyuna gayette yetiyor ama bende yama bekliyorum. Ağlamakla bir alakası yok pc ye geldi ve konsola gelecek dendi. Ana dilimde oynamak varken İngilizce oynamak istemiyorum. İnsanların İngilizce bilip bilmediği de sizi zerre ilgilendirmez. Yama gelecek dendi bir çok insan yama geleceği için hala başlamadı konsolda. Herkes çok bilmiş nasıl iştir arkadaş.

selam söyle