Şimdi Ara

Kızlar gerçekten sevmiyor, sevmek doğalarında yok

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
1
Favori
1.176
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gerçekten en sizi sevdiğini sandığınız kız bile sadece çok iyi rol yapıyor, dizilerden gördüğü karakteri oynuyor size. Biraz benim kadar psikopatsanız gerçeği araştırabilecek gayrete sahipseniz bunu anlıyorsunuz. Benim gözü kör şekilde sevdiğim, kendisi için kendimi hırpaladığım kızı biraz kurcaladığımda hemen bana yalan söylediğini yakalıyorum. Bu asla şaşmıyor. En acı çektiğini sandığınız anda bile aslında öyle görünmek istiyordur. Gerçekten kızların sevmek ile ilgili en ufak bir fikri yok, zaten dizilerden görerek öğreniyorlar sevmek diye bir şeyin olduğunu. Gerçekten herhangi bir çantayı istemesinden farklı değil sizi istemeleri.


    Bütün bu rollere dayanamıyorum artık. Her seferinde hayal kırıklığına uğramaktan çok yoruldum. Ben kendime çok benzeyen bir kız bulduğumu sanıyorum, her defasında onun bir kız olduğunu unutuyorum. Ben şahsen buna katlanamıyorum. Ama görmezden gelip bu role göz yumarım abi ben derseniz tabi çok iyi bir ilişki sürdürebilirsiniz. Ben içimi dışımı bire bir yansıttığım kişinin bana karşı şeffaf olmasını isterim. Her zaman bir gizli gündemi olan kızlara katlanamıyorum. Maalesef 2 senemi verdiğim kız arkadaşım(kendisi için yemedim içmedim uyumadım peşinden her yere gittim, her şeyi yaptım, rezaletler yaşadım, bir saniye yalnız bırakmadım, o beni ilk fırsatında yalnız bıraktı) daha önce tanıdıklarımdan farklı değilmiş.


    Gözüme Venüs görünen eski sevgilim, gün geçtikçe diğer yıldızlardan farkı olmayan bir parıltıya dönüşüyor. Bu da beni hayal kırıklığı ve üzüntüye sevk ediyor. Her şeye inancımı yitiriyorum. Ya çok hovarda gerizekalı bomboş birisi olacağım, ya da artık kızlarla iletişimi minimale indireceğim. Bu arada gidip geliyorum.








  • sevgi doğalarında yok değil de, erkeklerin anladığı tarz bir sevgi onların doğalarında yok.

    günümüz erkeklerinin yaşadıkları tüm bu kafa karışıklıklarının ve hayal kırıklıklarının nedeni; günümüzde "üreme" kavramının yanlış anlaşılıyor oluşudur.

    erkekler genellikle kızı çok sevdiklerini anlatabilmek için şöyle derler: onun için her şeyi yaptım/yaparım, fedakarlıklar yaptım, alttan aldım vs vs..

    erkekler bu lafları söylerken aslında (farkında olmadan) doğadaki üretim işinde kendilerine düşen rolü oynamış oluyorlar.

    yapılmak istenilen iş = üreme = doğurgan yavru üretmek
    bu işin gerçekleşebilmesi için gereken şeyler:
    1- çocuğu fiziksel olarak üretmek
    2- çocuğu doğurgan olacağı yaşa kadar hayatta tutup büyütmek. yani: çocuğu düşmandan korumak için asayiş sağlamak, çocuğu soğuktan korumak için barınak inşaa etmek, çocuğu beslemek.

    bir yavrunun sırf doğurulmuş olması "üreme" eyleminin gerçekleşmiş olması anlamına gelmez. yavru kendisi de yavru üretebileceği yaşa gelmeden ölürse (ya da partner bulamazsa) genetik miras yok olur. sen istersen 10 tane çocuk yap, eğer çocuklarından hiçbiri yavru üretemez ise, o zaman sen ürememiş olursun.

    kadın çocuğu fiziksel olarak üretme yeteneğine sahiptir ancak çocuğu hayatta tutabilme gücüne sahip değildir.

    erkek ise, doğmuş bir çocuğu hayatta tutup büyütebilmek için gerekli hizmetleri yerine getirebilecek yeteneğine sahiptir.

    bu yüzden, "sevgi" vardır ve gerçektir. ancak, herkes kendi ihtiyaç duyduğu şeyi verebilecek kişiye sevgi duyar.

    erkek "iyi yavru doğurabilecek" dişiye sevgi duyar. (Büyük meme ve popo, genç yaş)
    dişi ise "yavruya en iyi bakımı sunabilecek" erkeğe ilgi duyar. (fiziksel güç, yaşının genç olması hiç şart değil)

    medeniyetin henüz kurulmamış olduğu kaotik orman koşullarında her iki cins de karşı tarafa doğrudan muhtaç idiler,ve kısa bir süreliğine değil tüm çocuk büyütme süreci boyunca muhtaç idiler bi nevi.

    günümüzde teknoloji ile erkeğin kadına olan muhtaçlık durumu azalmadı çünkü insan yavrusu üretebilen bir teknolojik cihaz henüz üretilmedi, kadının doğurma yeteneği halen eşsiz ve kıymetli bir şey. ancak, günümüzde artık kadının erkeğe olan muhtaçlık durumu çok az seviyeye indi. çünkü, ormanda erkek tarafından sağlanan güvenlik artık devlet asayişi ile sağlanıyor. ormanda erkek tarafından sağlanan barınak, yiyecek gibi şeyler artık herhangi bir erkekle aynı evde yaşamasına gerek olmaksızın sosyal kanunlar ile kadına sağlanabiliyor kolayca. (gelecekte çocuk sahibi olan kadınların hepsine karşılıksız maaş bağlanacak ve sonra da çocuk sahibi olmamış kadınlara da bu maaş sağlanacak)

    modern dönem kanunlarları ile birlikte erkeğin sağlayacağı hizmet ve kaynakların erkek olmadan da kadına sunulması nedeniyle erkeğin "üreme" işindeki rolu sadece "dölleme" seviyesine indi (bu nedenle iyi dölleyemeyen erkek artık hiç konumuna düşüyor) son 30 seneye kadar böyle bir durum yoktu ve annelerimiz babalarımızın evinin hanımı olmak için can atarak evlenmişlerdi. o günün şartları öyle idi. şu anki devirde kızlar artık birinin kocası olmayı hayal etmemeye başladılar, çünkü artık buna gerek kalmadı.

    "Benim gözü kör şekilde sevdiğim, kendisi için kendimi hırpaladığım" = kendine saygin yok.

    "Maalesef 2 senemi verdiğim" = egon var. kendini bir odul olarak goruyorsun. kendini diger erkeklerden cok farkli goruyorsun.

    "kendisi için yemedim içmedim uyumadım" = kendine saygin yok x2



    Varan 1 -) Kiz arkadasini ihmal etme ama kiz arkadasini hayatinin merkezide yapma. Ailen 1.planda. Seni hayatta basariya goturecek hedeflerin(egitim, kariyer vs) 2.planda kiz arkadasinda 3.planda olsun. Eger 3. planin 2.planini basarisizliga ugraticaksa 3.planindan kurtulacaksin. Hayatta her zaman onceliklerin olacak. Aile , es , is gibi.


    Varan 2 -) Ayrica kardesim sunu anlaman gerek. Kendine saygin olmasi lazim ve su ego olayinida birakman lazim. Sen bulunmaz hint kumasi degilsin. Disarida temiz kalpli kolayca manipule edilebilecek bir suru turk erkegi var seni ozel yapan sey ne? Senin kendine saygin olsun kendini kullandirma ve bir durus sergile ki diger saf erkeklerden bir farkin olsun. Kadinlarin ilgisini ceken erkekler: cekici, gizemli , surpriz yapan , ve iliskide kararlari veren erkeklerdir. Herseye tamam askim bebegim yapalim askim gidelim askim seviyoruim askim diyen kilibiklar degil.

  • Salla gitsin yaşadığımız hayat değil. Geçim derdi, kur, iç olaylar, siyaset vb. derken ölüp gidiyoruz
  • Alıntı

    metni:
    kendisi için yemedim içmedim uyumadım peşinden her yere gittim, her şeyi yaptım, rezaletler yaşadım, bir saniye yanlız bırakmadım..


    Bu kadar hatayı yapıp nasıl bir sonuç bekliyordun, bunları yapma bidaha dene hadi bakayım Kızlar gerçekten sevmiyor, sevmek doğalarında yok 

  • sevgi doğalarında yok değil de, erkeklerin anladığı tarz bir sevgi onların doğalarında yok.

    günümüz erkeklerinin yaşadıkları tüm bu kafa karışıklıklarının ve hayal kırıklıklarının nedeni; günümüzde "üreme" kavramının yanlış anlaşılıyor oluşudur.

    erkekler genellikle kızı çok sevdiklerini anlatabilmek için şöyle derler: onun için her şeyi yaptım/yaparım, fedakarlıklar yaptım, alttan aldım vs vs..

    erkekler bu lafları söylerken aslında (farkında olmadan) doğadaki üretim işinde kendilerine düşen rolü oynamış oluyorlar.

    yapılmak istenilen iş = üreme = doğurgan yavru üretmek
    bu işin gerçekleşebilmesi için gereken şeyler:
    1- çocuğu fiziksel olarak üretmek
    2- çocuğu doğurgan olacağı yaşa kadar hayatta tutup büyütmek. yani: çocuğu düşmandan korumak için asayiş sağlamak, çocuğu soğuktan korumak için barınak inşaa etmek, çocuğu beslemek.

    bir yavrunun sırf doğurulmuş olması "üreme" eyleminin gerçekleşmiş olması anlamına gelmez. yavru kendisi de yavru üretebileceği yaşa gelmeden ölürse (ya da partner bulamazsa) genetik miras yok olur. sen istersen 10 tane çocuk yap, eğer çocuklarından hiçbiri yavru üretemez ise, o zaman sen ürememiş olursun.

    kadın çocuğu fiziksel olarak üretme yeteneğine sahiptir ancak çocuğu hayatta tutabilme gücüne sahip değildir.

    erkek ise, doğmuş bir çocuğu hayatta tutup büyütebilmek için gerekli hizmetleri yerine getirebilecek yeteneğine sahiptir.

    bu yüzden, "sevgi" vardır ve gerçektir. ancak, herkes kendi ihtiyaç duyduğu şeyi verebilecek kişiye sevgi duyar.

    erkek "iyi yavru doğurabilecek" dişiye sevgi duyar. (Büyük meme ve popo, genç yaş)
    dişi ise "yavruya en iyi bakımı sunabilecek" erkeğe ilgi duyar. (fiziksel güç, yaşının genç olması hiç şart değil)

    medeniyetin henüz kurulmamış olduğu kaotik orman koşullarında her iki cins de karşı tarafa doğrudan muhtaç idiler,ve kısa bir süreliğine değil tüm çocuk büyütme süreci boyunca muhtaç idiler bi nevi.

    günümüzde teknoloji ile erkeğin kadına olan muhtaçlık durumu azalmadı çünkü insan yavrusu üretebilen bir teknolojik cihaz henüz üretilmedi, kadının doğurma yeteneği halen eşsiz ve kıymetli bir şey. ancak, günümüzde artık kadının erkeğe olan muhtaçlık durumu çok az seviyeye indi. çünkü, ormanda erkek tarafından sağlanan güvenlik artık devlet asayişi ile sağlanıyor. ormanda erkek tarafından sağlanan barınak, yiyecek gibi şeyler artık herhangi bir erkekle aynı evde yaşamasına gerek olmaksızın sosyal kanunlar ile kadına sağlanabiliyor kolayca. (gelecekte çocuk sahibi olan kadınların hepsine karşılıksız maaş bağlanacak ve sonra da çocuk sahibi olmamış kadınlara da bu maaş sağlanacak)

    modern dönem kanunlarları ile birlikte erkeğin sağlayacağı hizmet ve kaynakların erkek olmadan da kadına sunulması nedeniyle erkeğin "üreme" işindeki rolu sadece "dölleme" seviyesine indi (bu nedenle iyi dölleyemeyen erkek artık hiç konumuna düşüyor) son 30 seneye kadar böyle bir durum yoktu ve annelerimiz babalarımızın evinin hanımı olmak için can atarak evlenmişlerdi. o günün şartları öyle idi. şu anki devirde kızlar artık birinin kocası olmayı hayal etmemeye başladılar, çünkü artık buna gerek kalmadı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 14 Ekim 2020; 5:0:19 >




  • 01001101 kullanıcısına yanıt

    valla hikaye okur gibi okudum. Ne güzel, ne akıcı yazmışsınız öyle, elinize sağlık.

  • "Benim gözü kör şekilde sevdiğim, kendisi için kendimi hırpaladığım" = kendine saygin yok.

    "Maalesef 2 senemi verdiğim" = egon var. kendini bir odul olarak goruyorsun. kendini diger erkeklerden cok farkli goruyorsun.

    "kendisi için yemedim içmedim uyumadım" = kendine saygin yok x2



    Varan 1 -) Kiz arkadasini ihmal etme ama kiz arkadasini hayatinin merkezide yapma. Ailen 1.planda. Seni hayatta basariya goturecek hedeflerin(egitim, kariyer vs) 2.planda kiz arkadasinda 3.planda olsun. Eger 3. planin 2.planini basarisizliga ugraticaksa 3.planindan kurtulacaksin. Hayatta her zaman onceliklerin olacak. Aile , es , is gibi.


    Varan 2 -) Ayrica kardesim sunu anlaman gerek. Kendine saygin olmasi lazim ve su ego olayinida birakman lazim. Sen bulunmaz hint kumasi degilsin. Disarida temiz kalpli kolayca manipule edilebilecek bir suru turk erkegi var seni ozel yapan sey ne? Senin kendine saygin olsun kendini kullandirma ve bir durus sergile ki diger saf erkeklerden bir farkin olsun. Kadinlarin ilgisini ceken erkekler: cekici, gizemli , surpriz yapan , ve iliskide kararlari veren erkeklerdir. Herseye tamam askim bebegim yapalim askim gidelim askim seviyoruim askim diyen kilibiklar degil.





  • Gerçek erkekler ve gerçek dişiler aşık olmazlar sevmezler içlerinde sex dürtüsü vardır sadece.
    Sex'den sonra az bir süre boyunca yakınlık,sevgi vesaire oluşabilir bu kısa zamanlıdır.

    İnsanın doğası tek eşliliğe uygun değildir
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Mağara zamanı kafasıyla yapılan yorumları hiç anlamıyorum cidden.yok erkeğin rolü buymuş kadınınki buymuş falan.bu kadar basite indirgenemez.2 paragraf popüler bilim okuyunca bu tarz yüzeysel yorumlar yapılıyor sanırım.
    Yaşadığınız deneyimden yola çıkarak ya da 2 paragraf popüler bilim okuyarak bu tarz genellemeler yapamazsınız.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-091269FB4

    Mağara zamanı kafasıyla yapılan yorumları hiç anlamıyorum cidden.yok erkeğin rolü buymuş kadınınki buymuş falan.bu kadar basite indirgenemez.2 paragraf popüler bilim okuyunca bu tarz yüzeysel yorumlar yapılıyor sanırım.
    Yaşadığınız deneyimden yola çıkarak ya da 2 paragraf popüler bilim okuyarak bu tarz genellemeler yapamazsınız.

    Sizde 17.yúzyıl romantizm'ine fazla bağlanmayın o zamanın romantikleri hayatta sanat ve ideal arıyan eğitimli soylu insanlardı.

    şimdiki soysuz fakir ciğersiz kürtaj kaçkını modern dúnyanın lağım çukurunda yaşıyan birinin bu tarz şeylere inanması komiktir




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-39A3D5E9A -- 14 Ekim 2020; 19:34:44 >
  • Elimden geldiğince romantik olmamaya çalışıyorum ama bu içimde olan bir şey sanırım.
    Asıl gıcığıma gitme sebebi de popüler bilim denilen şeyi sevmiyorum.bi konuda uzmanlaşmak için hayatını harcayan insanlar var.2 paragraf okuyanın her şeyi biliyorum edasıyla gezmesini sevmiyorum
  • 01001101 kullanıcısına yanıt

    Ellerinize sağlık hocam.Yine yardırmışsınız Kızlar gerçekten sevmiyor, sevmek doğalarında yok 


    Çocukken televizyonda ki saçmalıkları izlerken, düşünürdüm;"Lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel ve bunların koruyucu meleği olan feministler varken.Neden aralarında antiseksüel yok?" Sonuçta bir grup dışında üreme yok?Her türlü saçmalık var.Ama saçmalık olmayan, mantıklı olan bir şey neden yok?Çocukluğumun zamanında "yaratılmak" kelimesi bayağı meşhurdu.Açıkçası benimde hoşuma giderdi.Şimdi artık bir anlamı kalmadı.Herkesin her şeyi ulu(sosyal medya) ortada...İş yerinde okulda her yerde bel altı sohbetler daha fazla yapılıyor.Gerçeği her zaman yapılıyordu.Ama hiç bu kadar ciddi derece artmamıştı.O zaman çocukken sevmeye başlıyorsun.Hayatın ne kadar güzel bir şey olduğuna dair.İstiyorsun ki, o ağaçlara baktığın gibi onlarda baksın.Bir sokak köpeği yanımıza geldiğinde, senin sevdiğin gibi onlarda sevsin istiyorsun.Ama işte köpeği(pitbull, rotweiler, doberman vb.) bile ayrım yaparak seviyoruz.Kadınlarda aynı bu(küçük, ponçik ve aşırı tüylü) şekilde seviyor.


    Bende bir sürü kız tanıdım.Onların kafasındaki düşüncelerini çok merak ettim.Zaten düşüncelerini belli ediyorlardı.Sadece ben inanmak istemiyorum veya istemedim.Yirmiye yakın kızla konuştum tanıştım.Kimileri ciddi ilişki yaşadık veya yaşıyorduk.Kimileriyle de yalandan yataktaki zevklerimiz için yaşadık.Ciddi biriyle konuştuğumda kardeşiyle birlikte kaç seneden beri işsiz.Annnesi ve babası belediyede temizlikçi olmasına rağmen gelip sizin mesleğinizi sorguluyor."Hep bu mesleği mi yapacaksın" diye.Ve yahut her gün simit çay/ayran içtiğinizde "Hep bunu mu yiyeceğiz?" gözüyle bakıp direkt olarak yüzüne karşı söylüyorlar.Burger King'e gidip XXL menü söylemeyi bende biliyorum.Ama ne gereği var?Ayda bir kere yersin, iki kere yersin.Her gün, her gün yemezsin.Bir başka örnek yatak zevkine düşkün bir kadınla ciddi ilişki kuramazsın.Çünkü o zaten en başta uyarıyı yapıyor."Sakın benimle gelecekle ilgili her hangi bir şey düşünme, ikimizde çıkar peşindeyiz"(yatakta zevklerini karşılayacak arzu ettiği kişi farklı - ileride seçmiş olduğu çocukların babası kişi de farklı) he o zaman sevişmenin mantığı nedir?Cevapsız...Yarın bir gün arkadaşlarıma "Şununla seviştik.Bununla seviştik.Yatakta yılan gibiydi karşşşimmm"diye saçma sapan hikayeler mi, anlatacağım.Açıkçası artık ben yapamıyorum...Daha fazla bu saçmalıklara katlanamıyorum.Hayatta bir sürü düşünecek güzel şey varken, kendimi bir başkaları için boş yere kürek çekmek istemiyorum.Her zaman olduğu gibi bu insan ilişkileri hep yalandan bir tebessüme bağlıydı ve hep öyle olacak.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Xaerk -- 15 Ekim 2020; 5:15:11 >




  • kadınlar realisttir , romantik olanlar ise erkekler... yazıyı okurken bir kez daha anlıyoruz.


    ipleri karşı tarafa verip kendini bu kadar aşşağılarsan sonuç bu olur başka ne bekliyodun ki burada ikinci hesabı açıp ağlıyorsun

  • Hocam sana acı gerçekleri söyleyeyim


    1) Hayatında hiçbir kız sana %100 şeffaf olmayacak. Elbet yalan söyleyecek

    2) Hiçbir kızı hayatının merkezine koyma. Herşeyimi verdim falan geç bunları. Seni çantada keklik olarak görürler. İlişkinin büyüsünü bozarsın. Bu zaten beni seviyo ondan eminim başka birilerine bakayım olmadı buna dönerim geri derler. Kızın önünde zavallı durumuna düşersin. Önemli birisi olduğunu söyleme, hissettir.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: styl35

    "Benim gözü kör şekilde sevdiğim, kendisi için kendimi hırpaladığım" = kendine saygin yok.

    "Maalesef 2 senemi verdiğim" = egon var. kendini bir odul olarak goruyorsun. kendini diger erkeklerden cok farkli goruyorsun.

    "kendisi için yemedim içmedim uyumadım" = kendine saygin yok x2



    Varan 1 -) Kiz arkadasini ihmal etme ama kiz arkadasini hayatinin merkezide yapma. Ailen 1.planda. Seni hayatta basariya goturecek hedeflerin(egitim, kariyer vs) 2.planda kiz arkadasinda 3.planda olsun. Eger 3. planin 2.planini basarisizliga ugraticaksa 3.planindan kurtulacaksin. Hayatta her zaman onceliklerin olacak. Aile , es , is gibi.


    Varan 2 -) Ayrica kardesim sunu anlaman gerek. Kendine saygin olmasi lazim ve su ego olayinida birakman lazim. Sen bulunmaz hint kumasi degilsin. Disarida temiz kalpli kolayca manipule edilebilecek bir suru turk erkegi var seni ozel yapan sey ne? Senin kendine saygin olsun kendini kullandirma ve bir durus sergile ki diger saf erkeklerden bir farkin olsun. Kadinlarin ilgisini ceken erkekler: cekici, gizemli , surpriz yapan , ve iliskide kararlari veren erkeklerdir. Herseye tamam askim bebegim yapalim askim gidelim askim seviyoruim askim diyen kilibiklar degil.

    Olay budur. Güzel yazı. 👍🏻




  • yavru mavru soy surdurme batı kolpaları, sermaye duzenını aklayıcı safsatalar hepsi hikaye.. bu reklamlar,diziler billboardlar varya kardeşim; %90-95'inin hayatı bu zamanda bu onlar. peynir diye kızlarda bu açıkça görünürken diğerlerinde biraz daha üstü kapalıdır ama içten içe bunu isterler. gece gündüz "daha iyi bir sen" algısı pazarlanıyor ve maalesef bayanlar çok çabuk böyle şeylere düşüyor o yüzden pazarlamalarında genelde kadını düşünerek hareket ederler. yani diyeceğim o ki bu "daha iyi hallerine" ulaşabilmeleri için hep para gerekecek ve parası olana gülümsüyecek, onu isteyerek veya "yanlışlıkla" sosyal medyadan ekleyecek, onla vakit geçirmek isteyecek. 19-20 yaşından sonra yani lise zamanlarda masumane sevgileri hüsranla bitenher kız bunu yapıyor. o yüzden para kazanmaya bakacaksınız ticaretle uğraşmaya çalışacaksınız. ülke veya dünya ekonomisine birşey kazandırmadan fakirim ühü diye ağlamak ancak sizi zavallı yapar (şahsınıza söylemiyorum, tüm genç kardeşlerime). he bi de tip olayı var tip de tabi ne kadar iyi olursa şansınız o kadar artar, spor yapmaya falan derim, giyime özen gösterin emin olun kızlar bizim umursamadığımız çoğu detayı dikkate alıyor, konu biraz dağıldı imla kurallarına da uyamadım spontane hızlıca yazdığım için, ama yanıtsızca geçmiyeyim dedim çünkü biliyorum çoğu kişi muzdarip bu meseleden türkiyede.. konular karıştı biraz ama özetle money talks.





  • Sevmelerine gerek yok. Yemeğimi yapsın, çocuklara baksın, canımı sıkmasın, dırdır etmesin yeter.











































    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Moral Veren Adam -- 25 Ekim 2020; 20:0:19 >
  • Money talks

  • Bu konulardaki genellemeler o kadar iğrenç ki...at gözlüğüyle bakıyorsunuz gerçekten.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    sevgi doğalarında yok değil de, erkeklerin anladığı tarz bir sevgi onların doğalarında yok.

    günümüz erkeklerinin yaşadıkları tüm bu kafa karışıklıklarının ve hayal kırıklıklarının nedeni; günümüzde "üreme" kavramının yanlış anlaşılıyor oluşudur.

    erkekler genellikle kızı çok sevdiklerini anlatabilmek için şöyle derler: onun için her şeyi yaptım/yaparım, fedakarlıklar yaptım, alttan aldım vs vs..

    erkekler bu lafları söylerken aslında (farkında olmadan) doğadaki üretim işinde kendilerine düşen rolü oynamış oluyorlar.

    yapılmak istenilen iş = üreme = doğurgan yavru üretmek
    bu işin gerçekleşebilmesi için gereken şeyler:
    1- çocuğu fiziksel olarak üretmek
    2- çocuğu doğurgan olacağı yaşa kadar hayatta tutup büyütmek. yani: çocuğu düşmandan korumak için asayiş sağlamak, çocuğu soğuktan korumak için barınak inşaa etmek, çocuğu beslemek.

    bir yavrunun sırf doğurulmuş olması "üreme" eyleminin gerçekleşmiş olması anlamına gelmez. yavru kendisi de yavru üretebileceği yaşa gelmeden ölürse (ya da partner bulamazsa) genetik miras yok olur. sen istersen 10 tane çocuk yap, eğer çocuklarından hiçbiri yavru üretemez ise, o zaman sen ürememiş olursun.

    kadın çocuğu fiziksel olarak üretme yeteneğine sahiptir ancak çocuğu hayatta tutabilme gücüne sahip değildir.

    erkek ise, doğmuş bir çocuğu hayatta tutup büyütebilmek için gerekli hizmetleri yerine getirebilecek yeteneğine sahiptir.

    bu yüzden, "sevgi" vardır ve gerçektir. ancak, herkes kendi ihtiyaç duyduğu şeyi verebilecek kişiye sevgi duyar.

    erkek "iyi yavru doğurabilecek" dişiye sevgi duyar. (Büyük meme ve popo, genç yaş)
    dişi ise "yavruya en iyi bakımı sunabilecek" erkeğe ilgi duyar. (fiziksel güç, yaşının genç olması hiç şart değil)

    medeniyetin henüz kurulmamış olduğu kaotik orman koşullarında her iki cins de karşı tarafa doğrudan muhtaç idiler,ve kısa bir süreliğine değil tüm çocuk büyütme süreci boyunca muhtaç idiler bi nevi.

    günümüzde teknoloji ile erkeğin kadına olan muhtaçlık durumu azalmadı çünkü insan yavrusu üretebilen bir teknolojik cihaz henüz üretilmedi, kadının doğurma yeteneği halen eşsiz ve kıymetli bir şey. ancak, günümüzde artık kadının erkeğe olan muhtaçlık durumu çok az seviyeye indi. çünkü, ormanda erkek tarafından sağlanan güvenlik artık devlet asayişi ile sağlanıyor. ormanda erkek tarafından sağlanan barınak, yiyecek gibi şeyler artık herhangi bir erkekle aynı evde yaşamasına gerek olmaksızın sosyal kanunlar ile kadına sağlanabiliyor kolayca. (gelecekte çocuk sahibi olan kadınların hepsine karşılıksız maaş bağlanacak ve sonra da çocuk sahibi olmamış kadınlara da bu maaş sağlanacak)

    modern dönem kanunlarları ile birlikte erkeğin sağlayacağı hizmet ve kaynakların erkek olmadan da kadına sunulması nedeniyle erkeğin "üreme" işindeki rolu sadece "dölleme" seviyesine indi (bu nedenle iyi dölleyemeyen erkek artık hiç konumuna düşüyor) son 30 seneye kadar böyle bir durum yoktu ve annelerimiz babalarımızın evinin hanımı olmak için can atarak evlenmişlerdi. o günün şartları öyle idi. şu anki devirde kızlar artık birinin kocası olmayı hayal etmemeye başladılar, çünkü artık buna gerek kalmadı.

    bro hiç bir kız evlilik düşünmüyor artık çözüm ne kızlarla gezip eğlenmekmi





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-3C120B679

    bro hiç bir kız evlilik düşünmüyor artık çözüm ne kızlarla gezip eğlenmekmi



    Alıntıları Göster
    kaçınılmaz olarak evlilik kurumu yok olacak, zira, bu konu aslında çok geniş bir sosyo-ekonomik dönüşümün bir alt parçası.

    eskiden bir kız doğardı, yaşadığı dairenin duvarlarının dışında pek bir şey görmeden büyürdü, yaşadığı dairenin içinde de bir "baba" simgesi olurdu. bu babanın "baba" olarak görülmesi için aşırı otoriter, aşırı karizmatik, aşırı güçlü biri olmasına gerek yoktu. göbekli-kel biri olsa bile o zamanın kültürü gereği o adamın o aile içinde bir babalık rolü var idi.

    Batı'da buna "Patriarchy" deniyor, anlamı: "babalık konumu" ya da "aile reisi" demektir. Patriarchy sözcüğü aslında "Patrik" yani "papaz-piskopos" anlamında kilisede de kullanılır, zira, bizde de Fener-Rum Parikhanesi var biliyosunuz:

    Kızlar gerçekten sevmiyor, sevmek doğalarında yok

    üçüncü dalga modern feminizmin yemin ettiği şeylerden birisi bu "Patriarchy" kavramını sonsuza kadar yok etmek, hatta, bir "suç" olarak tanımlamak. "babalık kavramı" ne ifade ediyor ve neden önemli idi? babalık kavramı sert-korkulan bir konumu ifade etmiyordu. babalık kavramı eve ekmek getiren, evin annesinden daha üstün sosyal statüde olan bir yeri temsil ediyordu. eskiden kız çocukları kendi ailelerinde, komşularının ailelerinde, ve, kendi sülalelerindeki diğer tüm çekirdek ailelerde, hep "ailenin saygı duyduğu baba" kavramını izleyerek büyüyolardı. bu durumdaki kızlar kendilerini istemeye gelen erkeklerle evlenmek için can atıyolardı çünkü o "kocalık" konumu kızların hoşuna gidiyodu. çünkü bir kızın bir erkeğe saygı duyup sevmesindeki en büyük etkenlerden birisi erkeğin sosyal statü olarak kızdan üstün olmasıdır.

    kızların okumaya başlayıp maddi özgürlüklerini kazanmalarını kötü bir şey olarak göremem, ancak, bu durum kızların gözünde evliliğin sihrini ciddi anlamda bozdu. şu anda gelişmiş Batı ülkelerindeki okumuş ve düzgün maaşa sahip kızların büyük çoğunluğu hiç evlenmiyor, ve, evlenmeme nedenlerini de açıkça: "kendi statümüzde erkek sayısı az" diye söylüyolar (erkeklerin akademik başarı oranları daha düşük)

    geçenlerde Davos 2030 toplantısı yapıldı, dünyadaki dönüşümü takip eden kişiler alınan kararlara şaşırmamışlardır ancak takip etmeyenler için tercümesini yapalım. mesela, alınan kararlardan birisi: "batıyı batı yapan değerler kırılma noktasına kadar sınanacak" gelişmelerden habersiz kişiler bu lafı okuduklarında bir şey anlamazlar.

    burada ima edilen birkaç şey var:
    - ABD'de şu anda eski devlet adamlarının ve generallerin heykellerini yıkıyolar göstericiler, ABD'nin geleksel simgeleri olan bu kişiler şu anda: "Faşizmin semolü" olarak görülüyor ciddi bir kesim tarafından.
    - üstteki madde ile bağlantılı olarak, alışılageldik "beyaz renkli klasik ABD vatandaşı" kavramı hırpalanıp yerine mülteci ve zencilerin daha güçlü olacakları bir düzen geliyor. ve bu akım ABD'ye mahsus değil, Avrupa ve Avustralya'da da alışılageldik milliyetçilik akımı sert şekilde ayaklar altında.
    - aile kavramı değişiyor. gelecek tek ebeveynli ailelerle var olacak ve doğumların çoğu tek ebeveynli olmaya başlayacak. bunun öncülüğünü yapan İngiltere gibi yerlerde bu sistem çoktan sosyal sigortaya bağlanıldı bile. (LGBT aileleri de çoğalacak)
    - din kavramının daha da ciddi şekilde kaşınarak hırpalanıp olabildiğince yok edilecek olması (Patriarchy kavramı din ile de bağdaştırılıyor)

    hafta sonu evde misafirim vardı ve onları da gezdirmek için uzun bir aradan sonra Balat'a gideyim dedim, bu kez rum patrikhane'sinin oraya da çıktım ve Balat'ın ilerisindeki arka sokaklarına da gittim. tam bir eski ortam, kadınlar dışarıda oturuyo falan, çocuklar koşturuşuyor. eski İstanbul olduğu için her yer tarihi kilise-cami. sonra misafirleri gönderip tekrar Kadıköy'e indim, her hafta sonu olduğu gibi geceye kadar oturduk orada. Kadıköy ortamı da tam "yeni neslin özeti" her yer yaşını başını almış bekar kaynıyo. millet oyun derdinde. her yer cafe-bar. her yer bekar. çocuk yok ortalıkta hiç. cami-patrikhane yok.

    başa dönmek gerekirse, günümüz kızları artık doğrukları sokaktan ileri gidemeyen bir ufka sahip değiller. annelerimize kadar süregelmiş olan: "bir adamın kocası olmayı hayal etme" kavramı artık günümüz kızlarında yavaş yavaş yok oluyor. Türkiye olarak biz bu konuda hâlâ (Batı'ya kıyasla) çok daha iyi durumdayız (türk erkeği genel olarak böyle düşünmese de ben böyle düşünüyorum) ancak, küreselleşme ile hızlı şekilde Batı'ya yaklaşacağız. bu dönüşüm durmayacak, ve geriye dönüş diye bir şey olmayacak.

    çözüm ise, olup bitenleri iyi anlamak. evlilik kurumunun zayıflaması erkeğin rolünün sona erdiği anlamına gelmiyor. kızlar içgüdüsel olarak "oyun" oynama manyağı olan kişiler. günümüz erkeklerinin yapması gereken şey, kendi akrabalarından duydukları: "hadi bi kız bulalım da evlen artık" eski mantığının artık işe yaramaz olduğunu anlamak, ve, günümüz kızları bir erkekten ne bekliyosa onu yapmak. eskiden annelerimiz "oyun" meraklısı değillerdi çünkü bir erkek herhangi bir oyundan başarılı olmasına gerek kalmadan sırf "erkek" olduğu için saygın "aile reisliği" konumuna gelip otururdu. günümüzde ise erkekler kendi kadınlarının karşısında bu saygın konumu elde etmek zorundalar, kimi zaman güçlü bir kişilik sergileyerek, kimi zaman da kızların shit-testlerinden geçerek. babalarımız evlatlarını bu konuda eğitimsiz yetiştirdikleri için bugün akıl almaz derecede fazla sayıda "friendzone'a itildim" diyen erkek, ve, akıl almaz sayıda: "etkilenecek erkek bulamıyorum" diyen kız kaynıyor ortalık.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 29 Ekim 2020; 11:43:52 >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.