Şimdi Ara

Küçük Şehirlerde Tıp Okumak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
19
Cevap
4
Favori
3.875
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle hepinize merhaba arkadaşlar. Yazıya başlamadan ve kendimi tanıtmadan önce amacımı belirtmek isterim. Forumda tıp okumak isteyip şehir önyargılarından veya orada karşılaşacağı zorluklardan ötürü aklında soru işaretleri olanları görüyorum. Tüm hayallerini doktorluk mesleği üzerine kurmuş insanların büyük bir kaygı ve çaresizlik içerisinde " Tamam ben tıp okumak için x şehrine gideceğim ama ya gençliğim giderse? Ya ilerde iş bakarken insanlar beni üniversitemden dolayı kabul etmezse? Y üniversitesinden çıkan insanın benden daha iyi olduğu kesin mi?" gibi birçok soru sorulduğunu görüyorum. Bunlar hakkında topladığım bilgileri sizle paylaşacağım ve benimle zıt düşünceleriniz olsa bile saygı çerçevesinde tartışmaktan keyif alırım. Bu konuda her iki perspektiften bakmak gerçekten önemli.

    Ben kimim de böyle bir yazı yazıyorum, öncelikle bunu açıklayayım. Bu yazıyı okuyan birçok insan gibi ben de sınava bu yıl girdim. Büyükşehirlerdeki tıpların gelip gelmeyeceği hakkında bir fikrim yok lakin lütfen yazdıklarımı "ya senin zaten puanın yetmeyecekmiş kendini avutma boşuna" şeklinde okumayın. Tüm bu fikirleri gerek okuduğum kitaplardan, gerek ailemden ((Ailemde bir tane Ankara tıp mezunu (uzmanlığı fırat tıpta yapmış yani perifer), bir tane ankara tıpta 4.sınıfa geçen iki insan var) gerekse çevremde tanıdığım birçok doktordan (ki bunların bir kısmı periferden, bir kısmı top üniversitelerden mezun olmuş) edindim. Tanıdığım tüm doktorların fikirlerini alarak ve aile içinde de uzun süren bir tartışma yaparak vardığımız kararları size açıklamak istiyorum. Baştan uyarayım biraz uzun bir yazı olabilir.

    Küçük şehirlerde okumak dendiği zaman insanların akıllarına takılan soruları biraz açıklayacağım.

    ●Gençliğimi yaşayamayacağım, insanlar bana çok karışacaklar ve istediğim hiçbir şeyi yapamayacağım?

    ○Bu cümle aslında insandan insana geçerliliğini yitiren bir cümle. Hayatını veya gençliğini yaşamak kavramının çok farklı anlamlara gelebileceğini öncelikle bir kabul edelim. Burada kendinize sormanız gereken soru şu: Ben nasıl bir insanım? Konserlerden, hareketli yerlerden, hayatı hızlı yaşayan insanlardan, kafe kafe dolaşmaktan, içmekten hoşlanan bir insan mıyım veya ben tüm bunları yaptığım zaman gençliğimi yaşamış olacak mıyım? Kimisi vardır ki gençliği yaşamayı bu şekilde tanımlandırır, buna iyi ya da kötü diyemeyiz çünkü bu bir tercihtir. Bunun yanı sıra gençliğini yaşamayı çok daha farklı tanımlandıran insanların varlığını es geçmek ve bu insanlara "x üniversitesinde okursan hayatın kayar" demek pek akıl kârı değildir. Hayatı yavaş yaşayan insanların yanında yaşamayı, sessiz sakin bir yerde olmayı, konserleri veya gece hayatını tercihlerinde bulundurmamayı, hayatı daha sade yaşamayı seven bir öğrenci bu şehirlerde pekala güzel bir öğrencilik geçirebilir. Böyle bir öğrencinin büyük şehre gitmediği için hayatının batacağını düşünmesi ise büyük olasılıkla negatif önyargıdır. Diyeceğim o ki, bu soruyu doğru ya da yanlış kılacak kişi sizsiniz o yüzden nasıl bir öğrencilik yaşamak istediğinizi düşünmenizi tavsiye ederim.

    ●Eğitimi düşük seviye olacak ve ben iyi bir doktor olamayacağım, insanlar benim kötü bir doktor olacağımı düşünecek ve özeller beni almayacak?

    ○Bu cümlenin doğruluğunu kabul edebilirdim yalnız ne zaman biliyor musunuz? Bilgi denen kavram bu kadar küresel bir boyut kazanmadan önce. Periferdeki birçok okulun kayda değer bir miktardaki profesörlerinin ne yazık ki "top üniversitelerde okumuş ama torpili olmayan veya kadro bulamamış" insanlar olduğunu bence hepimiz biliyoruz. Hacettepe mezunu bir profesör Haccetepe'de açık kadro bulamayıp Atatürk tıpa gittiği zaman, Erzurum'a ayak basar basmaz tıp bilgileri mi değişiyor? Öğretmenliği mi değişiyor? Büyük üniversitelerin bulundurdukları imkanlar bakımından(kadavra vb) daha iyi olduğu kabul edilebilir yalnız her üniversitenin kalitesini, öğrencinin kendisi belirler. (ankara tıp derslerine abartısız bir kere bile gitmeyip evde çalıştığında daha verimli olduğunu söyleyerek sınıfı bitiren bir abiyi de buna referans gösterebilirim, evet üniversitesi önemli ama bu noktada öğrencinin özelliklerine de bakmak gerekli) O bilgileri aramak ve bulmak öğrenciye düşer. Siz yabancı tezler okur ve bunları araştırırsanız, kendi üniversitenizin kaynaklarını kullanırsanız ve bunu bir şevkle yaparsanız emin olun kimse sizden sadece üniversite farkıyla yüksek ol(a)maz. "Üniversite size iyi bilgiyi kolay verme garantisi verir, sizin iyi bir doktor olacağınız garantisini hiçbir fakülte veremez". Ve eğer ilerde uzman doktor olmak istiyorsanız elde ettiğim bilgilerden şunu söyleyebilirim ki uzmanlık doktor alımlarında ilk dikkat edilen konu genelde lisansı nereden aldığı değil uzmanlığı nereden yaptığıymış. Bunu da aklımızda bulundurmalıyız.

    ●Bilim insanı olamayabilirim, çalışmalar yapamayabilirim ve iyi hocalardan ders alamam?

    ○Eğer üzüntünüz top üniversiteye gidip oranın hocalarından ders alamamaksa bunun için üzülmeniz iki sebeple anlamsızlaşıyor. İlki bu tarz konulardan oldukça çok torpil dönmesi (Siz de biraz bakarsanız bulabilirsiniz, babası ve çocuğu aynı anda aynı üniversitede profesör olabiliyor. Elbette ki bu çocuğun kesin torpilli olduğunu göstermez lakin buna çok sık denk gelmek insanı düşündürtüyor.) ve çok torpil dönmesinden ötürü gerçekten o üniversitelerde profesör olmayı hak eden insanların başka üniversitelerin kadrolarına bakmalarına yol açıyor. İkincisi ise artık neredeyse dilediğiniz üniversitenin derslerine online olarak ulaşabiliyor olmanız. Ben bile göz önünde bulunan üniversitelerin derslerine ulaşabiliyorsam "benim alacağım bilgiler daha kötü olacak" diye sızlanmanın bir manası yok. He sıkıntınız diplomada adı geçen okulsa burada yapabileceğim bir şey yok. Amacınız eğer bilim yapmaksa bilimin etiketinin herhangi bir üniversiteye ait olmayacağını unutmayın.

    Aklıma öncelikli bu sorular geldi. Başka sorular gelirse onlar hakkında da konuşabiliriz. Yazıyı daha fazla uzatmamak için burada kesiyorum. Tüm bu yazılanlara rağmen hala "sizler sadece kendinizi avutuyorsunuz" diyenleriniz ve dediklerimi çarpıtmakta ısrar edecekler olacak. Amacımı tekrar ediyorum. Bu ülkede tıpı parasından veya mevkisinden dolayı değil de gerçekten hedefleri ve idealleri uğruna yazmak isteyenler sırf 3 4 tane matematik sorusu için bundan vazgeçebiliyor. Yapmayın, etmeyin. Bu ülkede beraber yaşıyoruz ve hepimiz birbirimize ihtiyaç duyabiliriz."Çalışan ve bilim için uğraşan" bir kitle var burada ve global dünyada bilgi her yerdeyken birbirimizi saçma sebeplerle ümitsizliğe sokmamalıyız. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim; hayallerinizden, 10 puan düşük aldınız diye vazgeçmemeniz ümidiyle..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • dh li uzun yazı okumaz hocam

    ama konuya gelirsek perferde olsa merkez de olsa tıp tıptır ve okunur elbette bazı farklılıkları olabilir ama asıl iş öğrencide bitiyor kendi isterse her şeyi yapar

    örneğin liseye geçiş sınavlarda imkanları olmamasına rağmen sınavda 1. olanlar var
    asıl iş öğrencide bitiyor
    Öncelikle insanlar birbirleriyle tanışırken ilk tanışmada dış görünüşe önem vermem dediklerinde kendilerini nasıl kandırıyorlarsa aynı şekilde üniversite ismi önemli değil önemli olan kişinin kendinde bitiyor dediklerinde de kendilerini kandırıyor. Tıp kazanan öğrenciler arasında müthiş bir uçurum yok ancak toplumun çok çok büyük kesiminde üniversite algıları var ve bu algılar yüksek ölçüde haklı. Üniversitelerin eğitim kalitesi, sosyal olanakları ve bulunduğu şehrin olanakları arasında ciddi uçurumlar var. Yani kimse Siirt tıpla Ege tıp fakültesinin eşdeğer olduğunu söyleyemez. Diploma YÖK'e göre eşdeğerdir, kamu kurumlarına göre resmiyette eşdeğerdir. Aynı mantıkla Boğaziçi işletme ve AÖF işletme bölümleri de birbirine eş değer ama iş insan ilişkilerine geldiğinde yada mülakat aşamasına geldiğinde durum değişir. Yeni mezun İstanbul-Ankara-Ege tıp fakültesi mezunuyla Harran, Siirt, Adıyaman tıp fakültesi mezunu hiçbir mülakatta eşdeğer değildir. Siz gerçekten İstanbul tıpla taşra üniversitesi diye adlandırılan üniversitelerin tıp fakültesindeki hocaların/öğrencilerin network ağının eşdeğer olduğuna inanıyor musunuz? Yurt dışı olanaklarının eşit olduğuna inanıyor musunuz? Bunu sıradan vatandaş söylemiyor mesela İlber Ortaylı gibi akademisyenler de onlarca senedir söylüyor. Taşrada üniversite okunmaz veya taşraya üniversite kurulmaz diye. Milyonlarca kişi arasından sayısalda ilk 30 bine girmek büyük başarıdır ve taşrada dahi olsa okuyacağınız tıp fakültesi sizi hiçbir zaman aç/işsiz bırakmaz yada gelecek kaygısı yaşatmaz. İleride meslek hayatında başarılarını kanıtlarsın onların çok daha önüne geçersin o apayrı bir şey. Son olarak üniversite isimlerini mecburen örnek vermek için kullandım kimseyi rencide etmek gibi bir niyetim yok. Ancak 2007'de kurulmuş Siirt Üniversitesiyle cumhuriyet tarihinin köklü üniversitelerini de bir tutmak başlı başına haksızlık.

    düzeltme:yazım yanlışı
  • 1.maddeye artı olarak ayrıca gerçekten ortamcıysanız bile gideceğiniz şehirde çok ekstrem durumlar hariç vardır öğrencilerin bildiği eğlence mekanları.

    sivasta bile 20 tane cafe, 2-3 eğlence mekanı sayılır. öğrencilerin yoğun yaşadığı semtleri de var tıp okumaya dışarıdan gelen az insan yok. ha tabi bir izmirdeki tüm mekanlara uğramaya kalksan öğrenciliğin bitene kadar uğrayamazsın muhtemelen ama küçük şehirde de sıkıntıdan patlamazsın.

    istisna olarak aklıma kilis geldi mesela hiç bar yok gibi bir şey sonra baktım tıp da yokmuş. böyle şeyler taleple olur
  • dh li uzun yazı okumaz hocam

    ama konuya gelirsek perferde olsa merkez de olsa tıp tıptır ve okunur elbette bazı farklılıkları olabilir ama asıl iş öğrencide bitiyor kendi isterse her şeyi yapar

    örneğin liseye geçiş sınavlarda imkanları olmamasına rağmen sınavda 1. olanlar var
    asıl iş öğrencide bitiyor
  • Kesinlikle. Neredeyse üniversite bulunduran her şehrin, üniversite öğrencilerinin toplanıp eğlenebileceği mekanları var. Bunun sayısı büyük şehirlere göre daha azdır tabii ki ama küçük şehir denince insanların aklına sadece evlerin ve max 1 tane marketi olan yerlerin gelmesi de ilginç.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi beyza1176 -- 22 Temmuz 2020; 16:57:57 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Beyza kaç kilosun doğru söyle en az 80 diyorum.
  • Yazıyı kısa tutmayan çalıştım ama ne yazık ki bu kadar oldu. Size katılıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yanlış tahmin. 310 kiloyum, hedefim 350 olmak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    EN KÖTÜ TIP FAKÜLTESİNDE
    8 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Öncelikle insanlar birbirleriyle tanışırken ilk tanışmada dış görünüşe önem vermem dediklerinde kendilerini nasıl kandırıyorlarsa aynı şekilde üniversite ismi önemli değil önemli olan kişinin kendinde bitiyor dediklerinde de kendilerini kandırıyor. Tıp kazanan öğrenciler arasında müthiş bir uçurum yok ancak toplumun çok çok büyük kesiminde üniversite algıları var ve bu algılar yüksek ölçüde haklı. Üniversitelerin eğitim kalitesi, sosyal olanakları ve bulunduğu şehrin olanakları arasında ciddi uçurumlar var. Yani kimse Siirt tıpla Ege tıp fakültesinin eşdeğer olduğunu söyleyemez. Diploma YÖK'e göre eşdeğerdir, kamu kurumlarına göre resmiyette eşdeğerdir. Aynı mantıkla Boğaziçi işletme ve AÖF işletme bölümleri de birbirine eş değer ama iş insan ilişkilerine geldiğinde yada mülakat aşamasına geldiğinde durum değişir. Yeni mezun İstanbul-Ankara-Ege tıp fakültesi mezunuyla Harran, Siirt, Adıyaman tıp fakültesi mezunu hiçbir mülakatta eşdeğer değildir. Siz gerçekten İstanbul tıpla taşra üniversitesi diye adlandırılan üniversitelerin tıp fakültesindeki hocaların/öğrencilerin network ağının eşdeğer olduğuna inanıyor musunuz? Yurt dışı olanaklarının eşit olduğuna inanıyor musunuz? Bunu sıradan vatandaş söylemiyor mesela İlber Ortaylı gibi akademisyenler de onlarca senedir söylüyor. Taşrada üniversite okunmaz veya taşraya üniversite kurulmaz diye. Milyonlarca kişi arasından sayısalda ilk 30 bine girmek büyük başarıdır ve taşrada dahi olsa okuyacağınız tıp fakültesi sizi hiçbir zaman aç/işsiz bırakmaz yada gelecek kaygısı yaşatmaz. İleride meslek hayatında başarılarını kanıtlarsın onların çok daha önüne geçersin o apayrı bir şey. Son olarak üniversite isimlerini mecburen örnek vermek için kullandım kimseyi rencide etmek gibi bir niyetim yok. Ancak 2007'de kurulmuş Siirt Üniversitesiyle cumhuriyet tarihinin köklü üniversitelerini de bir tutmak başlı başına haksızlık.

    düzeltme:yazım yanlışı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Uçan Tosbağa Yoshi -- 22 Temmuz 2020; 18:37:37 >




  • Ne yazık ki bazı insanların eğlence anlayışının farklı oluşunu asosyallik olarak niteleyenler var. Bu konuda karşımızdakinin ne dediğini anlamaya çalışmamak en büyük sıkıntımız oluyor ve kendimize aniden bir etiket yapıştırılmış olarak buluyoruz. En iyisi bu tarz söylemlere çok da kulak asmamak. Uyarınız ve beğeniniz için teşekkür ederim :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu soruları tarafsızca cevaplayabilmek için birinci elden bilgi almak gerekiyor. Sen daha üniversite bile okumuyorken böyle bir konu açabilip insanları yönlendirmeni anlamadım.


    1. sorunun cevabını almak istiyorsanız mümkünse hem taşrada hem merkezi bir yerde okumuş insanlara sormak lazım.

    2. ve 3. sorunun cevapları için büyük data grupları lazım. Bunlar etrafınızdaki birkaç kişiden yola çıkarak cevaplanmaz. Açar bakarız başarı hangi okullarda daha yüksek. Burada tek TUS'tan bahsetmiyorum. Dünyaca ünlü doktorlarımızın çoğu bilindik 4-5 top tıp fakültelerinden mezun. Amerikan hastanesi gibi en yüksek özel hastanelerinin hekim kadrolarının büyük bir çoğunluğu yine aynı şekilde, bunlar hepsi bir tesadüf mü?
    Sıkça torpil torpil demişsin ayrıca top okullarda torpil olduğuna inanmıyorum. Varsa bile çok az ben henüz rastlamadım. Taşradaki hocaların çoğu gayri resmi emekliye ayrılmış hocalardır. Bizzat cerrahpaşadan bir hocam artık yaşlandım diyerek memleketindeki tıp fakültesine geçti.
    Şu an hekim açığı olduğu için diploma diplomadır diyerek herkesi atıyorlar. Diş açığı nasıl bittiyse tıpın da kapanması yakındır işte o zaman her diploma denktir diyemeyeceksiniz bu kadar rahatça. Maalesef devlet bunu bu hale getirdi ben tıpa başladığımdan beri 20 kadar yeni tıp fakültesi açıldı hem devlet hem özel. Buradaki öğrenciler de kendilerini çapa cerrahpaşa hacettepe ile kıyaslıyorlar aramızda fark yok biz de doktoruz diyorlar.
    Yanlış anlaşılma olmasın iş kişide bitiyor bahsettiğim kişiler de çok iyi yerlere gelebilir elbette, ama bazı gerçeklikleri de kabul etmek gerekiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Xakler -- 22 Temmuz 2020; 17:32:55 >




  • Hocam, tabii ki mevzu bahis üniversiteleri periferdeki üniversitelerle eşdeğer tutmuyorum. Yurtdışı olanakları vb farklı(erasmus düşünenler için perifer tabii ki bir dezavantaj) ama eğitim kalitesi hakkındaki düşüncelerimi yukarıda yazmıştım. Etiketleri ve toplumdaki iyi üniversiteden her zaman iyi doktor çıkar algısını yıkabilirsek birçok üniversitenin derslerine internetten ulaşabildiğimizi (özellikle bu yıl) görebilirsiniz. Ama genelde eğitim kalitesinden öte bilinçaltımızda "diplomada adı geçecek üniversite ismine" takılıyoruz. Bilimi yapan üniversitenin adı değil, üniversitenin içeriğidir. Bu içeriklere de kendi uğraşlarımızla orantılı olarak ulaşabiliyorsak sıkıntı nerede başlıyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam yazdıklarınızın çoğuna katılıyorum.
    Ek olarak küçük şehre gidecekseniz en azından yaşadığınız şehre yakın olmasına dikkat edin.
    Küçük şehirlerde sadece sinema, konser gibi imkanlar değil; yemek, giysi, kitap, spor salonu gibi şeylere ulaşım imkanı da zor oluyor. Mesela ben taze meyve sebzeye ancak merkeze gidip ulaşabiliyorum, giysi alırken fazla mağaza seçeneğim yok, gidebileceğim bir spor salonu yok vs. Özellikle fakülteniz şehir merkezine uzaksa exstra zor oluyor.
    Bu yüzden en azından evinize sık gidebileceğiniz bir yer tercih etmenizi öneririm böylece bazı ihtiyaçlarınızı daha kolay karşılayabilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi itsmyturn_ -- 22 Temmuz 2020; 17:40:14 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Üniversite okumaya başlamadığımı zaten gizlemedim hocam. En başta bastıra bastıra bunu dedim ama emin olun çok fazla kişiyle konuştum. Hem periferde hem top üniversitelerden insanlarla ve 1.soru hakkında aldığım cevapların tamamı öğrencilerin kişisel özelliklerle orantılıydı.
    2 ve 3.sorularda ise,haklısınız daha fazla veriye bakmak daha sağlıklı olur. Lakin türkiyedeki en iyi profesörlerin yaşlarını sorsam ne dersiniz? Şu anda gözde olan çoğu profesörün üniversitelere neyle girdiğine baktığınızı umuyorum. Üniversite sınavı 80 lerin başından sonra geçerli oldu ve o zamana kadar öğrenciler şehirde yaşamalarına bağlı olarak üniversitelere giriyordu(maddi kaynak ve tanıdık da bir avantaj). İnternetten eski zamanlarda(40 50 yıl önce) tıbba girmek nasıl oluyordu diye bakabilirsiniz. Kaldı ki o zamanlarda bu kadar çok tıp olmaması, zaten şu anda iyi olan profesörlerin çoğunun neden bu üniversitelerden çıktığını biraz da olsa açıklıyor.
    Top okullarda torpil olduğuna inanmıyorum demenize ağzım açık kaldı. Sınavların gelmesiyle biraz daha azalsa bile üniversitelerin geçmişten şu ana kadar barındırdığı profesörlerinin soyisim benzerliklerine(!) erişebilirsiniz. Top üniversitelerin avantajları inkar edilemez yalnız iş öğrencide biter cümlesi, insanların içten içe kabullenmeden ama bunu fark bile etmeyerek kullandıkları bir cümle haline dönüştü. Tıpkı buradaki gibi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi beyza1176 -- 22 Temmuz 2020; 17:48:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ankaratıplı kullanıcısına yanıt
    Okumadım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Atatürk Tıp İngilizce okuyorum. Oldukça memlunum. Küçük illerde türkçe okumaktansa büyük bir şehirde ingilizce okumayı tervih ettim. ( Tabi batıya göre oldukça küçük kalıyor orası ayrı ) KAMPÜSÜMÜZ ÇOK GÜZEL. Aşırı soğuk ama ona yapabilecek bir şey yok. Eğitim güzel. İnilizce 100-100 ama pek de 100-100 anlatılmıyor. az çok ing var ise kolaylıklaaa halledersin.
    Maketlerimiz bence yeterli ya lablarımız iyi bence. ZAten çok kişi katılmıyor.. Atatürk üni'yi merak edenler için bu sene GÜNCEl bilgilerle video hazırladım.
    Atatürk Üni İngilizce Tıp :
    Gezgin Tıbbiyeliyoutube
    Atatürk Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi - Türkçe Tıp Fakültesi ile Farkları
    https://www.youtube.com/watch?v=BygoO_sgugA&feature=youtu.be

    Atatürk Üni Türkçe-genel tıp- ulaşım-konaklama-akreditasyon-eğitim :
    Gezgin Tıbbiyeliyoutube
    Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hakkında Her Şey - Eğitim, Akreditasyon, Yurt ve Diğer İmkanlar
    https://www.youtube.com/watch?v=dCXGdHLpJXo&feature=youtu.be

    Atatürk Üni Kampüs Turu :
    Gezgin Tıbbiyeliyoutube
    Atatürk Üniversitesi - Kampüs Turu
    https://www.youtube.com/watch?v=bWaoPKTp5UA&feature=youtu.be



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gezgintıbbiyeli -- 23 Temmuz 2020; 22:21:53 >




  • Thomas Silverstein T kullanıcısına yanıt
    Ahhahaha

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadşlar inanmayın küçük şehirler çok sıkıcı:(

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.