Şimdi Ara

'Kuvayı Milliyenin amacı Cumhuriyet kurmak değildi; şeriatı, hilafeti ve saltanatı muhafaza etmekti'

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
560
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • "Kuvayı Milliyenin amacı Cumhuriyet kurmak değildi; şeriatı, hilafeti ve saltanatı muhafaza etmekti"

    Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, Yeni Şafak gazetesinde "Cumhuriyet Bayramı" dolayısıyla kaleme aldığı yazıda, Cumhuriyet'i, 1924 Anayasası'nı ve laikliği hedef aldı.


    Mehmet Metiner, "Cumhursuz cumhuriyetten demokratik cumhuriyete!" başlıklı yazısında, şunları kaydetti:


    Alıntı

    metni:
    Evvela tarihsel bir kaç tespit…
    Kuvayı Milliyenin amacı, Cumhuriyet kurmak değildi.
    Milli Mücadelenin tek amacı vardı: Şeriatı, hilafeti ve saltanatı muhafaza temelinde yabancı işgale son vermek.
    Kuvayı Milliyenin taşıyıcı cemiyeti Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şeriatçı, hilafetçi ve saltanatçı idi.
    Gazi Mustafa Kemal milli mücadele sürecinde hep bu amaca vurgu yaptı.
    İlk meclisin açılışında da bu kurucu ruh esastı.
    Hacı Bayram’daki açılış merasimi bütünüyle bu ruhu yansıtıyordu.
    Meclisteki temsil bu kurucu ruhun ete kemiğe bürünmüş haliydi.
    Başında sarığı olan da vardı, mahalli giysilerini üstünde taşıyanlar da.
    Gazi Mustafa Kemal’in meclisin açılışında irad ettiği nutuk bu kurucu ruhun cisimleşmiş haliydi.
    “Ey efendiler” diye başlıyordu nutkuna Gazi. “Bu meclis sadece Türklerin meclisi değildir, Kürtlerin de meclisidir; bilumum anâsır-ı İslamın mecmuundan (toplamından) oluşan bir Meclis’tir.”
    Meclisin adı da sadece Büyük Millet Meclisi (BMM) idi.
    Bu kurucu ruhun 1921’de ilan edilen Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nda (Anayasasında) Türkiye Devletinin İslamcı olduğu alenen ilan ediliyordu. Meclisin görevleri arasında “Ahkâmı şer’iyenin tenfizi” yani “şeriat hükümlerinin uygulanması” zikrediliyordu. (Bkz. Madde-7)
    Bu kurucu anayasada ne Ankara’nın başkent ne de Türkçe’nin resmi dil olduğu belirtilir.
    Yani ilk meclisin ruhu da anayasası da İslamcıydı/şeriatçıydı.
    Bunlar tarihi tespitler sadece. Genç nesillerin gözünden kaçırılan hakikatler. Şahsıma ait hüküm cümleleri değil. Umarım o birileri sadece ve yalnızca bu tarihi hakikat bilinsin amacıyla yaptığımız bu aktarımdan rahatsızlık duyup o bildik pespaye suçlamaları üzerimize boca etmezler.
    ***
    Sonra ne mi oldu?
    Lozan Sözleşmesi’nden birkaç ay sonra ilan edilen Cumhuriyetle yeni bir düzen kuruldu.
    Şeklen devletin dininin İslam olduğu 1924 Anayasası’nda belirtildi ama yapılıp edilen her şey o kurucu ruhun inkarı mahiyetindeydi. Nitekim 1937’de devletin dininin İslam olduğu ibaresi de kaldırıldı.
    Laikçiliğin benimsendiğinin resmen açıklanmasından sonra tamamen farklı bir düzen te’sis edildi.
    CHP’nin kudretli şeflerinden ve ideologlarından Recep Peker’in laisisizm tanımında belirttiği üzere, İslamiyet, sadece devlet hayatından değil memleket ve toplum hayatından da sökülüp atılmak istendi.
    Yendiğimiz düşmana sadece zihnen değil şeklen de benzemeyi ilke edinen yeni bir düzendi bu.
    ...


    Yazının tamamını okumak için tıklayın


    T24








  • Milli Mücadele süreç içerisinde değişti ve Cumhuriyetle son buldu.1919-1921 yılları arasında İstanbul ile uzlaşma ve İstanbul ile beraber hareket etme gayreti güdüldü lakin İstanbul'un resmen işgal edilmesi ve daha sonra Ankara hükümetinin gücünü arttırması ile şeriat,hilafet ve saltanat amaçları ortadan kalktı.I.ve II.İnönü savaşları,Sakarya Zaferi ve Büyük Taarruz ile gidişatın Cumhuriyet olduğu belli oldu.Zaten İstanbul hükümeti en başından buna karşı çıkmasının nedeni gidişatın bu olduğunu görmesindendi..Atatürk'e buna Nutukta değinir.Hareketin yalnızca işgale karşı olmadığını ve süreç içerisinde Cumhuriyete gidileceğini ancak hareketin başında bunu açıkça ilan etmenin fayda sağlamayacağını söyler ve ilk dönem İstanbul ile uzlaşmaya çalışıldığını açıkça söyler.


    Sanki bu bilgiler gizli saklıymış gibi anlatmakta anlamsız..Nutukta bunların hepsi yazılıdır.Gerçi Türkiye'de özellikle 1950'den itibaren Milli Mücadelenin yalnızca işgale karşı olarak başladığı anlatıldığı için bugün bu mücadelenin aynı zamanda İstanbul'a karşı yapılan bir mücadele olduğu sanki gizli saklı bir bilgiymiş gibi halka sunuluyor.

    Bu şuursuz fetö müsveddesinin ne dediği çok önemli değil. AKP’den sonra uzun uzun sorgulamaya çekilip içeride çürütülecek bir piyon sadece. Saçmaladığı şeylere de yanıt vermeye gerek yok. Bu millet ne saltanatı, ne hilafeti ne de şeriatı umursuyor. Saltanat denen hainler sürüsü defolup giderken 1 kişi arkalarından ağlamadı bile. Bunlar istedikleri kadar kudurabilirler. Ne şeriat ne saltanat hepsinin içinden geçtik geçmeye de devam edeceğiz. Bunları hortlatmaya çalışan varsa da denesin sonuçta denemesi bedava

    Söylemler çoğunlukla doğru.


    Atatürk'ün bizzat söylemleride var ilk 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktığında veya çeşitli yerlerde Saltanatı ve Halife Efendimizi kurtarmalıyız diye örgütleniliyor başta.


    Ama ilerleyen süreçte bunun böyle gitmeyeceğini anlayınca 1923'te Cumhuriyet ilan ediliyor. ( Zaten Cumhuriyetin İlan edilmesi bile çoğu kişi için Süpriz )


    1922'de Saltanat kaldırılıyor ama Halifelik devam ediyor.


    Cumhuriyet İlan edildikten 1 yıl Sonra halifelik kalkıyor.


    Veya 23 Nisan 1920'de Meclis Özellikle Cuma günü Cuma namazı sonrası selavatlar selalar dualar ile açılıyor falan flan. 1 Meclis var o zaman mesela o meclis tam demokrat bir meclis her kesimde ülkenin her yerinden insanlar var. Ama bunlar çoğu şeyi istemiyor çoğunluk yok hatta Lozan'ı bile kabul etmiyorlar imzalamıyorlar mecliste. Sonra Atatürk 1. meclisi kapatıp yeniden seçim yapıyor ve muhaliflerin hiçbiri meclise giremiyor.


    Atatürk çok zeki bir adam ve siyasetçi bu bir gerçek. Mesela Laiklik te anayasaya taaa 1937 de giriyor. Her şeyi bir günde oldu bitti ile damdan düşer gibi yapmıyor her şey zamanalr sindire sindire.


    Mesela başta Boğazlar meselesi sıkıntıda sonrasında onuda geri alıyorlar Hatay başta Türk Toprağı değil ilerleyen süreçte onuda alıyor. Hatta hayatta olsa bir 15-20 yıl daha yaşasa Musul Kerkük ile Batı Trakyayı bile zorlayacağını hatta bazı Ege Adalarını almaya çalışacağını düşünüyorum Atatürk'ün. Çünkü zamanın ruhunu iyi takip eden birisiydi... 1945 te 2. Dünya savaşı iyi bir pozisyon alma ile çok rahat oralar alınabilirdi.


    Mesela Ayasofya konusunda bile. Atatürk'e yükleniyor bazıları ama Müze yapması bile büyük bir zeka işi. Çünkü İşgal güçleri giderken orası Klise olsun tekrar modunda iken bir zeka oyunu ile ne size ne bize deyip Müze yapılıyor. Sonra 100 yıl sonrada olsa tekrar camii oldu.

  • evet önce ismali bir cumhuriyet olarak düşünüldü. ama baktı Atatürk bu din istismarı bitmeyecek o zaman toptan kaldırmayı çözüm buldu. böylece devlet işi içinde kimse dini statüsü vs kullanıp, haksız hakimiyet elde edemeyecekti.


    tabi sonra 1940 chpsi ile bir amerikancılık türedi ve bugünlere gelinildi.

  • Söylemler çoğunlukla doğru.


    Atatürk'ün bizzat söylemleride var ilk 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktığında veya çeşitli yerlerde Saltanatı ve Halife Efendimizi kurtarmalıyız diye örgütleniliyor başta.


    Ama ilerleyen süreçte bunun böyle gitmeyeceğini anlayınca 1923'te Cumhuriyet ilan ediliyor. ( Zaten Cumhuriyetin İlan edilmesi bile çoğu kişi için Süpriz )


    1922'de Saltanat kaldırılıyor ama Halifelik devam ediyor.


    Cumhuriyet İlan edildikten 1 yıl Sonra halifelik kalkıyor.


    Veya 23 Nisan 1920'de Meclis Özellikle Cuma günü Cuma namazı sonrası selavatlar selalar dualar ile açılıyor falan flan. 1 Meclis var o zaman mesela o meclis tam demokrat bir meclis her kesimde ülkenin her yerinden insanlar var. Ama bunlar çoğu şeyi istemiyor çoğunluk yok hatta Lozan'ı bile kabul etmiyorlar imzalamıyorlar mecliste. Sonra Atatürk 1. meclisi kapatıp yeniden seçim yapıyor ve muhaliflerin hiçbiri meclise giremiyor.


    Atatürk çok zeki bir adam ve siyasetçi bu bir gerçek. Mesela Laiklik te anayasaya taaa 1937 de giriyor. Her şeyi bir günde oldu bitti ile damdan düşer gibi yapmıyor her şey zamanalr sindire sindire.


    Mesela başta Boğazlar meselesi sıkıntıda sonrasında onuda geri alıyorlar Hatay başta Türk Toprağı değil ilerleyen süreçte onuda alıyor. Hatta hayatta olsa bir 15-20 yıl daha yaşasa Musul Kerkük ile Batı Trakyayı bile zorlayacağını hatta bazı Ege Adalarını almaya çalışacağını düşünüyorum Atatürk'ün. Çünkü zamanın ruhunu iyi takip eden birisiydi... 1945 te 2. Dünya savaşı iyi bir pozisyon alma ile çok rahat oralar alınabilirdi.


    Mesela Ayasofya konusunda bile. Atatürk'e yükleniyor bazıları ama Müze yapması bile büyük bir zeka işi. Çünkü İşgal güçleri giderken orası Klise olsun tekrar modunda iken bir zeka oyunu ile ne size ne bize deyip Müze yapılıyor. Sonra 100 yıl sonrada olsa tekrar camii oldu.





  • Milli Mücadele süreç içerisinde değişti ve Cumhuriyetle son buldu.1919-1921 yılları arasında İstanbul ile uzlaşma ve İstanbul ile beraber hareket etme gayreti güdüldü lakin İstanbul'un resmen işgal edilmesi ve daha sonra Ankara hükümetinin gücünü arttırması ile şeriat,hilafet ve saltanat amaçları ortadan kalktı.I.ve II.İnönü savaşları,Sakarya Zaferi ve Büyük Taarruz ile gidişatın Cumhuriyet olduğu belli oldu.Zaten İstanbul hükümeti en başından buna karşı çıkmasının nedeni gidişatın bu olduğunu görmesindendi..Atatürk'e buna Nutukta değinir.Hareketin yalnızca işgale karşı olmadığını ve süreç içerisinde Cumhuriyete gidileceğini ancak hareketin başında bunu açıkça ilan etmenin fayda sağlamayacağını söyler ve ilk dönem İstanbul ile uzlaşmaya çalışıldığını açıkça söyler.


    Sanki bu bilgiler gizli saklıymış gibi anlatmakta anlamsız..Nutukta bunların hepsi yazılıdır.Gerçi Türkiye'de özellikle 1950'den itibaren Milli Mücadelenin yalnızca işgale karşı olarak başladığı anlatıldığı için bugün bu mücadelenin aynı zamanda İstanbul'a karşı yapılan bir mücadele olduğu sanki gizli saklı bir bilgiymiş gibi halka sunuluyor.





  • Bu şuursuz fetö müsveddesinin ne dediği çok önemli değil. AKP’den sonra uzun uzun sorgulamaya çekilip içeride çürütülecek bir piyon sadece. Saçmaladığı şeylere de yanıt vermeye gerek yok. Bu millet ne saltanatı, ne hilafeti ne de şeriatı umursuyor. Saltanat denen hainler sürüsü defolup giderken 1 kişi arkalarından ağlamadı bile. Bunlar istedikleri kadar kudurabilirler. Ne şeriat ne saltanat hepsinin içinden geçtik geçmeye de devam edeceğiz. Bunları hortlatmaya çalışan varsa da denesin sonuçta denemesi bedava

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • doğru demiş amaçları vatanı ve gayesini düzeni kurtarmaktı.


    geleceği gören küreleri yoktu hilafet yıkılıp cumhuriyet kurulacak diye yalnız cumhuriyet karşıtları demekte doğru değil.

  • Kuvayı Milleye'ye karşı son osmanlı sultanı yunanistan ordusunu halifelik ordusu ilan etmişti. Yani saltanat asıl sorunun kaynağıydı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    2.Abdülhamid ve Erdoğan
    3 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Sonra ne mi oldu?

    "Kuvayı Milliyenin amacı Cumhuriyet kurmak değildi; şeriatı, hilafeti ve saltanatı muhafaza etmekti"

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Son sultan, işgalcilerin yani ingilizlerin zırhlı gemilerinden birinde kaçtı, bir daha da dönmedi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tugrul_512bit kullanıcısına yanıt

    ülke ingiliz işgalindeyken ülkeden kovulmuşken neyle gidecekti özel jeti ilemi?


    sanki adam kendi isteyerek kaçmış gibi gider yapmayın adam vatanından sürüldü.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 29 Ekim 2024; 22:13:9 >
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt

    Aga sultan, hilafet şu bu kimin umurunda. Herkesi öldürüyorlardı. Milleti sürüyorlardı.


    Senin vatan dediğin yerlerden kocam Ermenistan ve Yunanistan yaratıyorlardı.


    Millet canını, namusunu korumak için savaştı. Savaşı kazanınca da bir daha bu felaket yasanmasın diye ülke modernize edildi.


    Osmanlı bir Ortacag inparatorlugıydu zaten 2. Mahmud dan beri modernleşme ye calışıyordu fakat sorun çok derindeydi.


    Beğenin veya beğenmeyin. Cumhuriyet dediğimiz sistem şu an tüm dünyada uygulanan çağdaş bir yönetim biçimi.


    Ulus devlet dünyada varolan modern devlet.


    Laiklik tüm dünyada devlet işlerinin akılcı yöntemlerle yürütülmesi için bir gereklilik


    Kısacası Ortaçağ kurumları yıkılıp yerine modern kurumlar inşa edildi. Türkiye bugün bu yüzden güçlü.


    Hala Ortacag kurumlarında, Ortacag yapılarıyla devam etmek sence ülkeyi daha mı güçlü yapardı. Değişmesi gerekiyordu ve dünyada genelgeler duruma göre ülke değişti ve bu değişmeye direnmek inan iyi sonuçlar doğurmazdı.


    Nitekim Rusya 1700de modernleşme ye basladı biz ancak 1830larda başladık. O 130 yıllık gecikme nedeniyle Rusya basımıza o kadar buyuk bir bela oldu ki önleyebilecrğimiz pekçok felaketi önleyemedik.


    Biraz olsun akılcı davranın yeter artık.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 29 Ekim 2024; 22:20:23 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • kerimcem K kullanıcısına yanıt

    Bugün kimin umurunda saltanat. Kim bugün ister ülkede saltanat olmasını? Saltanat ülkeye ne katar?


    İngiltere de bile süs eşyası gibi bir şeye dönüştü. Sadece Suudi Arabistan ve birkaç Afrika ülkesinde işlerliği kalmış birşey bugün. Eee biz o zaman saltanat deseydik 21. Yyda ne haltımıza yarayacaktı? Blkis pekçok sosyal soruna neden olacaktı çünkü dünya değişecektir ve inan Cumhuriyet ilan edilmese çok değil 30yıl içinse saltanatın kalkması adına sosyal kargaşa çıkacaktı. İnsanlar Cumhuriyet sistemini isteyecekti.


    Çünkü bireylerin değişim vakti geldiğinde önünde durmak ancak baş ağrısı yaratır.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 29 Ekim 2024; 22:25:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt

    100-200 yıl önce dünyanın normları oydu buradaki bir çok arkadaşın aşık olduğu ingiltre halen yarı monarşi ile yönetiliyor sembolik demeyin kahkaha atarım."Kuvayı Milliyenin amacı Cumhuriyet kurmak değildi; şeriatı, hilafeti ve saltanatı muhafaza etmekti"  ingiltrede demokrasi sembolik.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 29 Ekim 2024; 22:28:29 >
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt

    Asıl sen komiksin çünkü İngiltere de krallık bugun baya sembolik birseydir. Yönetime etkisi son derece kısıtlıdır.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt

    Bugün git referandum yap ülkenin ne kadarı sultanlıkta - krallık ta be kadarı Cumhuriyette yasamak ister.


    Millete kabul falan ettiremezsin krallık, saltanat, sultanlık falan.


    Zamanın ruhuna aykırı ve bunu sende biliyorsun.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt

    tabi tabi tüm meclisten geçen kanunlar 90 lık ninenin dedenin önünden geçer,meclisi bile kral kraliçe açar,yıl 2024 mecliste hala lordlar kamarası var"Kuvayı Milliyenin amacı Cumhuriyet kurmak değildi; şeriatı, hilafeti ve saltanatı muhafaza etmekti" ,git vatandaşlık yeminini neyin üstüne yemin ediyorsun diye bak okey.

    ülke angilkan kilisesi üstüne kuruludur laik bile değildirler.


    sizin aşık olduğunuz şeyi para ve güçleri zengin olmasa suratına bile bakmazsın."Kuvayı Milliyenin amacı Cumhuriyet kurmak değildi; şeriatı, hilafeti ve saltanatı muhafaza etmekti" 




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 29 Ekim 2024; 22:35:50 >
  • Hilafeti artık kimse takmıyordu, hatta Araplar Osmanlıya karşı savaştı.

    Bugün şeriat ülkelerinin hali ortada. Güncel dünyaya ayak uydurmak, gelişmek için olmaması gereken bir şey.

    Saltanat üyeleri Osmanlıyı geriletip yıkılma noktasına getirmişti. Böyle bir ailenin devam etmesini normal şartlarda kimse istemez. Ayrıca pek çok millet hakları için savaşmaya çok uzun zaman önce başlamıştı. Kuzey Kore tarzı bir yönetim olmadıkça saltanatın gücü elbette çok zayıflayacaktı. Zaten meşruiyet ilanları da bunu gösteriyordu.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt

    İşte anlamadığın konu şu.


    Cu huriyeti sırf sandıktan oluşmaz. Cumhuriyet veya demokrasinin kusurlarını bu sistemi savunanlara biliyordu o nedenle pekçok mekanizma önerildi.


    Örneğin seçilmiş popülist ler herseyin içine etmesin diye. Özerk kurumlar vardır bürokratlarca yönetilen. Bağımsız hukuk vardır. Güçler ayrılığı vardır varoğlu vardır.


    Sandıktan çıkan herseyi yönetsin vb demek aslında çok ilkel ve sığ bir demokrasiyi ifade eder.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 29 Ekim 2024; 22:35:52 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tabi geri kalan bütün müslümanlar yeni halifeyi tanıyacaktı zaten.


    Birde atatürk spontene olarak fikir değiştirmiş baksen. Şeriatçı kuracakmış sabah kalmış cumhuriyet ilan etmiş vay anam.

  • GÜZEEEL çocuğum. Çok güzel yazmış ama Türkiye Cumhuriyeti inancı diye google'a sorunca hala


    Türkiye Devletinin şekli Hükümeti, Cumhuriyettir. Madde 2.- (Özgün hali) İcra kudreti ve teşri salâhiyeti milletin yegâne ve hakikî mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder. Madde 2.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır. Resmi lisanı Türkçedir.


    yazıyor.


    Benim güzel dediğim CUMHUR kısmına bayıldım. CUMHUR her zaman bu ülke de kukla idi. Başbakan denen tüm yönetimsel hakları kısıtlı başka bir kukla tarafından ksıtlı idi KAH KAHA İLE gülünecek dönemlerdi ta ki Erdoğan dönemine kadar.

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.