Şimdi Ara

Mass Effect 3 (2012) [ANA KONU] (101. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
2.301
Cevap
7
Favori
109.689
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 99100101102103
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İşte bunun gibi oyunlar için ülkemizde Türkçe dil desteğinin yaygınlaşması gerek, böyle özel yapımlara gerekiyor Türkçe dil desteği asıl, ileri seviye İngilizcesi olmayan zorlanarak oynar, pek çok detayı kaçırabilir. İngilizce öğrendiğime en çok minnet ettiğim olay şu üç oyunu oynamak oldu hakkını verebilerek.

    Açıkçası tüm diyalogları tekrar tekrar okuyabileceğimiz tarzda ( yapılmış açık ara en iyi diyalog sistemidir tüm RPG oyunlarında ME 1,2,3 te ki diyalog sistemi ) bir diyalog sistemi olmayıp bir okuduğumuzu bir daha okuyamasak cidden zor olurdu oyunu oynamak. Bazen tek seferde yetmiyor, tekrardan okuma ihtiyacı duyuyor insan.

    O kadar çok hayati şeye karar veriyorsunuz ki 3 oyun boyunca, beni yarım saat kitleyen, düşündürten anlar bile oldu kaç kere hemde.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi urazs -- 18 Kasım 2013; 19:40:00 >
  • Başka hiçbir oyunda bir dostunuzun ölümünden dolayı ya da sevdiğiniz kadının kalbini kırdığınız, onu kaybettiğiniz için koca oyunu baştan oynama riskini göze almazsınız, o derece bağlanıyorsunuz karakterlere, şimdi neyse spoiler vermeyeyim oynamayan arkadaşlara...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi urazs -- 18 Kasım 2013; 19:38:51 >






  • O zaman bu videoyu da kaçırmayın derim. Benim favorimdir, şarkı da klip de :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: urazs

    Ve çok çok güzel soundtrack leri var ilk oyundan beri, bu kadar içine çeken, sabahın köründe kaldırıp oynamaya başlatan ruh haline sokan bir oyun serisi tecrübe etmedim ömrümde, çok derinlere işlemiş arkadaşlarım oyundaki, uzun süre ne yapacağımı bilemedim herşey bittikten sonra, insanın gerçek hayatta bir tane Garrus gibi dostu olsun başka bir tane arkadaşı olmasın yahu, var mı gerçek hayatta böyle güzel arkadaşlıklar, ne kadar da azdır, olanlar da ne kadar şanslı.



    aynen dost şu oyunu hiç oynamayan varsa ne kadar şanslı
  • Chronos1121 kullanıcısına yanıt
    Çok güzelmiş, paylaşım içn teşekkürler.
  • Aerosol 34 kullanıcısına yanıt
    Edit: Mass Effect serisi ile ilgili üstü kapalı da olsa bir analiz içeriyor yazım, okumak isteyen arkadaşlar ona göre okusunlar.

    Dostum gerçekten öyle, bence imkanı olan herkes oyunun görselliği eskimeden mutlaka oynamalı bu seriyi, çok yaratıcı, çok zengin, inanılmaz derin bir dünyası var serinin, her açıdan, görsel tasarımda bunlardan biri, her ırkın tasarımı, karakteristiği, dünyayı algılayış biçimi...

    Oyun resmen keşfedilmeyi bekleyen bambaşka bir evren, bir hazine, görsel gücü etkisini tamamen kaybetmeden mutlaka tecrübe edilmeli.

    Yani yeniden "o" evrene dönmek için bu kadar heves ettiğim hiç bir oyun hatırlamıyorum ben, insanlarla konuşmayı iple çektiğim, her yerinden ayrı detay, ayrı hikaye akan, oynadığım zamanın bir kısmını yaratılan dünyaların, mekanların güzelliğine dalıp izleyerek, bir kısmını en ufak detayına kadar her codex'i okuyup, dinleyerek, mümkün olan her karakterle etkileşime girerek, tadını çıkarta çıkarta, bitmesin diye elimden geleni yaparak oynadığım.

    O kadar çok paha biçilemez an, sahne var ki oyunda kendi adıma, hangi birinden bahsetsem bilmiyorum.

    Ortalama "klasik" denecek kadar başarılı bir oyunda olan fikirlerin, özel anların yüzlerce fazlası var bu seride, yani açıkçası ME 2 ve ME 3'ün DLC lerine rahat bir 200 tl vermişimdir ( tüm DLC leri aldım diyeyim özetle ) ve zerre pişman olmadım, EA'in kazıklaması falan zerre umrumda olmadı, ME evrenini zenginleştiren çok iyi tasarlanmış hikaye DLC leriydi hepsi. Kolay kolay DLC'ye para vermem, nadir yaptığım birşey.

    ME 2 ve 3 te ise DLC ler tüm oyunu kavrayışınıza ciddi katkı yapıyor, oldukça zenginleştiriyor oyunu ve cidden çok kaliteliler.

    Ben bu serinin üzerine çıkılacağını sanmıyorum uzun seneler boyunca, kimsenin kolay kolay başaramayacağı birşey adamların yaptıkları. Bunu tam olarak fark edemedi büyük bir kitle, pek çok şeyi fark edemedi, yanlış anladığı için, daha doğrusu anlamadığı için eleştirdi ME 3'ün sonunu...

    Belki tek bir seferde arka arkaya tüm DLC ler ile oynadığımdan aralıksız, belki çok yoğunlaşıp oynadığımdan, incik cincik her detayı üzerinde ciddi ciddi düşündüğümden ME 3 benim için çok özel bir oyun oldu, kimseyi kabul etmeye zorlamanın bir anlamı olmadığı ( insanların tecrübelerine saygı duymak açısından, kendi hikayelerine ) ama çok net bir şekilde hissettiğim ve anladığım genel bir hikayesi, bir mesajı ve evet tüm Mass Effect konsepti ve özünde yatan ana fikir ile tutarlı bir tek "gerçek" sonu olduğunu fark ettim ve Bioware'in bunu inanılmaz bir şekilde diğer sonlara meyletmeye zerre etmeyecek şekilde gizleyebildiğini, çok büyük saygı duyuyorum ben ME yazarlarına ( dört kişiydiler sanırım ) bu yüzden.

    Özünde her hikayede olduğu gibi, her filmde, her romanda, her senaryoda olduğu gibi bir başlangıcı, gelişimi ve sonucu olan bir ana senaryoyu bu şekilde aktarabilmeleri ve tüm insanların deli gibi "orjinal" sonu bulamayıp bir türlü ayrı ayrı sonları orjinal son kabul etmesi inanılır gibi değil.

    İnsanların sandığının aksine RPG oyunundan ziyade ( senaryo olarak ) bir sanat eserinde olması gerektiği gibi tek bir "ideal" sonu vardı ME 3'ün aslında, ama bunu öyle ustalıkla diğer seçeneklerle karıştırdı ki adamlar herkes isyan etti neden kolayca "doğru" olanı seçemedik diye.

    Detaylı olarak uzun uzun yazabilirim bununla ilgili. Ama insanların inandıkları sonları değiştirmek istemem, kendi adıma vardığım sonuç, ilk oyundan beri gözden kaçmış olması muhtemel pek çok senaryo işaretine, ipucuna, ME evreninin vermeye çalıştığı ana temaya, ideale ve oyunu "nasıl" oynadığına, ne kadar özümsediğine ve ne kadar dikkat ettiğine dayanıyor.

    Evet pek çok olaya biz karar veriyoruz, pek çok küçük yan göreve ve çok daha önemli ana-yan görevlere biz karar eriyoruz ve aslında bu ana-yan görevleri nasıl sonuçlandırdığımız son anlarda ki algımıza doğrudan etki ediyor.

    Pek çok şeye yön vermekle birlikte, pek çok karakteri şekillendirmekle, etkilemekle birlikte, aslında ana senaryo her zaman kendisi ilerliyor, bazı noktalara geldiğimizde sadece yöntemini bizim belirlememize izin verdiği belli sonları oluyor.

    Seçim odaklı bir oyun serisinde, belli bir ideali ima edebilmek adına, bir felsefeyi verebilmek adına ( her sanat eserinde olacağı gibi ) bir ideali savunuyor ama bunu oyuncunun kafasına kakmadan, son derece mesafeli gözükerek, doğruyu ve yanlışı ( bunu nasıl başarmışlar en küçükten en büyük mevzulara kadar inanması çok güç ) taraf tutmadan, hissettirmeden, tamamen içgüdülerinizle bulmanızı istiyor ve herşeye rağmen, tüm bu tarafsız duruşuna rağmen kararlar karşısında bir perspektife sahip olduğunu belli başlı kilit anlarda gösteriyor.

    Aslında "reaper" senaryosu ana senaryo olmakla birlikte içinde yığınla başka senaryo barındırıyor oyun ve işin inanılması güç kısmı ise ( seçim hakkı var evet, teknik olarak, oyunun sonunda ama aslında ana senaryonun tek bir seçimi var, bunu fark edip edememekle ilgili herşey. ) tüm bu diğer görevleri ele alışınız bir şekilde son anlara inanılmaz şekilde "psikolojik" ve "algısal" bir etki ediyor, kararınızı alış biçiminizi, size son anda söylenenleri algılayış biçiminizi, söylenenlere hak verip vermemenizi etkiliyor, hepsi birbirine kusursuz bir şekilde bağlanıyor.

    Yolculuğunuz "gerçek" tecrübe ve onu ele alış biçiminiz, verdiğiniz özen, gösterdiğiniz dikkat sizi son anlarda sözüm ona Catalyst, Starchild'ın ( Harbinger...) son denemelerine karşı ayakta durup duramayacağınızı belirliyor...

    Bioware'in sırrı "indoctrination" teknolojisinde gizli, üç oyun boyunca maruz kaldığınız, son demlerde üzerinizde en yoğun haliyle başarılmaya çalışılan... ( internette yer alan indoctrination theory değil bu )

    Bioware'in inanılmaz artistik başarısı ise bir video oyunu ile oyunu oynayan oyuncuyu indoctrinate edebilmesi Starchild'ın Shepard'ı edebilmesi üzerinden... Karakterle o denli özdeşleşimiş bir durumda ki son anlarda artık oyuncu, o kadar emin oluyor ki doğru kararı verdiğine, aynı Shepard'ı gibi, bildiğiniz Reaper'lar tarafından, PC başında "indoctrinate" oluyor...

    Tüm bu oyun sonu ile ilgili kopan fırtınalar, lanetlemeler, berbat yakıştırmaları bundan, çünkü ötesini görebilmek çok zor. Oyun içerisinde nasıl ki Shepard'a bu "indoctrination" olayının ( dlc ler burada çok önemli yer tutuyor açıkçası ) iç yüzü, inanılmaz gücü, etkileri anlatılıyorsa, sinsiliği gösteriliyorsa da yine de Shepard'ın buna sonsuz bir şekilde direnebileceği inancı ( doğal olarak Shepard'ı yöenettiğimiz ve hala Reaper larla savaştığımız için ve Shepard ile özdeşleştiğimiz ve bir oyun karakteri değil gerçek bir insan olduğumuz için ) oyuncuda baki kalıyor son ana kadar, tıpkı SAREN ve İLLUSİVE MAN de kaldığı gibi...

    Ve bu da son kararı verdiğimiz o anda, nihayetinde Reaper etkisine girip, onların mantığını kabul edip etmediğimize bağlı olarak belli oluyor... Oyunu ya indoctrinate olmuş ya da olmamış bir biçimde tamamlıyoruz, ya ME evreninin ana temasına ve idealine uygun davranmış ya da davrandığımızı sanmış oluyoruz...

    Çok daha fazla detay var tüm bunları açıklayan, çok fazla oyun içi kanıt var, sadece oyun perspektifi ile açıklanamayan, senaryo bazında, sanatsal kaygı bazında açıklanmayı gerektiren çok fazla ayrıntı var.

    İnsanlar bu oyunun bir RPG oyunu olmasından ötürü her sonun ayrı ayrı gerçek son olduğunu düşünmeleri, sanmaları normal, bu zaten öyle kalmalı onlarda belki de, ama kaçırılan nokta şu, bu bir RPG oyunu olmaktan öte ve daha önemlisi, bir mesajı, bir ideali, çok iyi gizlenmişse de vermek istediği bir mesajı olan bir "hikaye" bir senaryo, bir roman aslında interaktif olan.

    Ben ilk oyundan beri ciddi anlamda felsefi olarak, sosyolojik ve psikolojik açılardan da ele alınarak yavaş yavaş sorgulanarak "eğitildiğimi" hissettim.

    Gerçekten nasıl biriysem onun "yargılanmadan" önüme konduğunu, bir ayna tutulmuşcasına kendimle yüzleşmek zorunda bırakıldığımı ve daha iyiye doğru geliştirilmek istendiğimi hissettim. Alacağım her kararın mantıklı bir savunması ve destekçileri olduğunu, pek çok farklı perspektiflerin olduğunu ama yinede her şeyin tek bir gerçek cevabı olduğunu, tek doğrusu olduğunu, bunun da insanın kalbine, vicdanına bakarak bulması gereken bir şey olduğunu hissettim.

    İnsanlığa ait değerleri, erdemleri bu kadar fark ettirmeden, üzerine basa basa göstermeden hissettiren başka bir oyun oynadığımı da hatırlamıyorum, bu ancak doğru budur diye hissettirmeden yapılabilirdi, bu kadar ikilemde bırakılarak yapılabilirdi, o yüzden pek çok kişi pek çok farklı kararlar aldı zaten tüm seri içerisinde.

    İşte bu ve bunun gibi sebeplerden ötürü gözümde yeri bambaşkadır Mass Effect'in.

    Sanırım hangi sondan bahsettiğimi de anlamışsındır dostum. Ama kesinlikle insanların tecrübelerine ve vardıkları yargıya da müdahele etmek istemem, aynı oyunun bana gösterdiği saygı gibi, saygı duymayı tercih ederim.

    Bioware'in insanı son anlarda inanılmaz ikilemlere sürükleyebilmesi ise detayları, ipuçlarını çok başarılı bir şekilde alt metin olarak verirken çaktırmadan tüm seri boyunca, aynı zamanda da diğer durumlar içinde seni sürekli ikilemlerde bırakıp yavaş yavaş yorması ile alakalı; öyle bir hale geliyorsun ki ruhen oyunun sonunda, "iyi" ve "erdemli" bir oyuncu olarak da oynasan kötülüğe meyletmiş, inançsız ve katı bir karakter olarak da oynasan, çok kolay bu tuzakları fark edememek.

    Mass Effect'i salt bir oyun, bir RPG oyunu olarak değil, bir yolculuk, bir sanat eseri ve hikaye olarak görmeden bunları kavramak da çok zor oluyor.

    Bu biraz şuna benziyor aslında, her büyük yazarın eserinden insanlar farklı farklı sonlar çıkarabilirler, farklı anlamlar, gel gelelim yazarın bir derdi vardır, bir mesajı ama onu apaçık ortaya koyarsa, okuyucuyu sınamazsa, farklı şekillerde düşünmeye itmeden kendi fikrini ortaya apaçık ortaya koyarsa bu bir manifesto olur, bir sanat eseri olmaz. Yazarın ustalığı işte burada devreye girer. Sınırları bulanıklaştırır, mesajını eserine yeteri kadar özeni gösterene, üzerinde düşünene görünebilecek hale sokar, ustalığı burada yatar.

    Bioware'in bu seride yaptığı da aynen budur aslında, interaktif ve çok seçmeli bir yolculukla...

    Anlatmaya çalıştığım şey, sanatın güzelliği ile ilgili aslında, herkese farklı hisler, anlamlar ifade edebilmesinin güzelliği ile ilgili, ama özünde o eserin yaratıcısının bir fikri vardır her zaman, nasıl ki yazarlar romanlarının sonlarını ve genel olarak romanlarını ( aynı şekilde şairler, müzisyenler de öyle ) analiz etmez, haklarında açıklama getirmekten kaçınıp, esere ulaşan insanlara bırakırlarsa bunları, Bioware de aynı şekilde bunu yaptı oyunda taraf tutmayarak, görebilene ipuçlarını bırakarak tüm "eser" ( üç oyun ) boyunca...

    O yüzden diyorum "oyun" dan çok öte birşey diye bu seriye... Ve o yüzden aslında bunları belki de yazmamam gerekirdi, herkesin tecrübesini kendisine bırakmak adına.

    Yine de çok az detaya girdim, üstü kapalı anlattım aslına bakarsak.

    Oyunun sonunu beğenmeyen insanlar aslında oyunu tam olarak fark edemeyenler, evet biliyorum bir RPG bu oyun ve evet kararların çok büyük bir bölümü bize kaldı ama yine de söylemek zorundayım; oyunu doğru okuyup oynamayanlar, tüm kararlara hakim olduğumuz yanılgısında olan ve ana senaryonun işaret ettiği ipuçlarını görmeyenler, ME'in klasik anlamda bir RPG olmadığını fark edemeyen, oyuna sadece "oyuncu" bakış açısı ile yaklaşan insanlar. Bioware tarafından dile getirilmeyen şey ise şudur; bu seri oyuncuya ait bir içsel yolculuktur aslında, oyuncunun pek çok şeye yön verebildiği, senaryonun ana hikaye bazında Bioware'e ait olduğu ve oyuncunun "asıl" dikkat etmesi gereken, asıl önem vermesi gereken şeyin insan ilişkileri ve dünyayı algılayış biçimi, değer yargıları olduğu.

    Asıl rol yaptığınız kısım, asıl önemli olan nasıl bir insan olduğunuz, nasıl biri olmayı seçtiğinizdir, buna göre gerçek sonu algılayabilip ulaşabilme şansınız artar ya da azalır son anlarda. Oyunu ne kadar iyi analiz ettiğiniz, ne kadar özen gösterdiğiniz de etki eder buna.

    İdeal bir Shepard, ideal bir son vardır tüm alt ve ana senaryolara, ulaşılması gereken vardır aslında, sadece ( ve oyun bunu dayatmaz, sezdirir ) oyun boyunca yeteri kadar gelişim gösterip göstermediğinize, nasıl kararlar aldığınıza ve özünde nasıl bir insan olduğunuza bağlıdır oraya varıp varamamanız.

    Nasıl ki ME 2'nin kusursuz bir sonu varsa ve ulaşılması kolay değilse, nasıl ki kendini beğenmiş ve duygusuz sanma ihtimalinizin çok yüksek olduğu bir kadın karakter aslında size en derinden bağlanabilen ( bir başkasının aşkı kadar derinden ve samimi, o başkasının aşkının derinliği bazı açılardan o şahsın tabiatından da gelmektedir bu bahsettiğim diğer şahsın aksine, ama ikisi de özeldir tabii ki ) ve tek bir hatanızda kaybedebileceğiniz bir karakterse aslında, fark etmesi, keşfetmesi kolay olmayan, aşkına diğerlerine nazaran gözükenin aksine tam anlamıyla gururu ve onuru olan bir kadın gibi yaklaşan, ve nasıl ki ME 2'nin mükemmel sonuna ulaşabilmek için ciddi anlamda çaba sarfetmeniz gerekiyorsa, aynı şekilde ME 3'ü fark edebilmek, o ideal sona ulaşabilmek, tüm zorluğuna rağmen en doğru kararı verebilmek de ( Captain Anderson, Edi, Legion, Garrus, Javik, Wrex'in tüm oyun boyunca size hatırlattığı gibi ) büyük bir çaba ister 3 oyuna yayılan ve kolay değildir.

    Doğru kararı aldığından emin olmak kolay değildir.

    Şimdi seçimleriniz ile ilgili şüpheleriniz kaldı ise içinizde, muhtemelen içgüdüsel olarak birşeylerin yanlış olduğunu seziyorsunuz demektir. Extended Cut ile gelen oyun sonu sekansları bunu çok net bir şekilde hissettiriyor, yine tabi fark edene.

    Oyunun bu kadar insanı bu kadar farklı yorumlarla bölebilmesi, aslında artistik başarısını ortaya koyuyor, oyun boyunca o dakikalarca sürebilen karar anlarında başardığını en uç şekilde başarıyor oyun son anlarında.

    Elimden geldiğince üstü kapalı şekilde anlattım, kanıtlar ve ipuçlarını dışarıda bırakarak, oyunun üzerine düşünülmesini sağlamak amacı güderek.

    Tekrar görüşmek üzere dostum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi urazs -- 19 Kasım 2013; 1:59:42 >
  • Bu theme de tüm Wrex dostları ve Mordin'in anısına gelsin...



    Tuchanka bölümünü unutabilen var mı?

    Dostuna güvenmeyi seçenlere, tüm Krogan savaşçılarını, Grunt'ı saflarına katanlara gelsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi urazs -- 19 Kasım 2013; 2:13:42 >
  • Şurada olayların gidişatını anladığımda çok kötü oluşumu ve en sonunda bildiğin mutluluktan ağladığımı hala anımsıyorum. ( bu son, ME 1 ve 2 de yaptıklarınıza, ve seçimlerinize bağlıdır, karma...)





    İ am Krogaan! Koçum Grunt!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi urazs -- 19 Kasım 2013; 2:54:26 >
  • Burada ise salt kurgu açısından küçük bir analiz var arkadaşlar ME 3'ün sonları ile ilgili, çok daha detaylı yazabilirim...

    Oyunun sonunu daha iyi anlamak açısından yardımcı olabilir.




    Sözünü ettiğim detaylardan sadece bir kaç örnek;

    1) ME3 ten Edi'nin sözleri...

    Reaper ların tek önemsediği şey kendi yaşamlarının sürekliliği... ( Reapers only concern is their own self preservation, not ours... )

    Tüm organik ve sentetik yaşamı likiditize edip kocaman bir Reaper haline getiriyoruz her elli bin yılda bir ve böylece hem sentetiklerin tüm organikleri yok etmesini önlüyor hem de aslında bu uygarlıkları yeni bir Reaper formunda hayatta tutmuş oluyoruz! Yersen. Bu sizin üreme ve çoğalma yönteminiz be, galaksinin parazitleri sizi, rasyonalize etmişsiniz makine mantığınızla olayı abuk abuk, Galaksideki tüm yaşamı sonlandırmıyor en ilkelleri hayatta bırakıyorsunuz ki 50.000 sene sonra bir ana Reaper gemisi daha yapabilesiniz o gelişmiş ırklarla, sentetik hayat yok eder organikleri diyip 50 bin senede bir tüm galaksinin %99'unu yok ediyorsunuz resmen. E babacım ben gayette barıştırdım Quarian ile Gethleri ne iş? Bir anlamınız kalmadı teorik olarak size inansak bile Gördünüz Crucible'ı karşınızda tabi...

    2) Mass Effect 1 Reaper dan alıntı; "We are each a nation, we are many..."

    ME 3 Control Ending de Shepard'ın sözleri; ...to save the many...

    Bunu da iki üç yerde tekrar ediyoruz "many" kelimesini bu sonda, kurtarılanları kast ederek, Control ile kurtarılan tek ırk Reaper lardır, diğer seçeneklerden birinde tüm Galaksiyi kurtarır, Reaperları yok ederiz. Özetle Control Ending de Shepard makine mantığına teslim, aynı İllusive Man gibi, organik bakış açısı, ruhunun özü gitmiş durumda... Bahsedilen "many" diğer ırklar değil, kurtarılanlar için feda edilen, unutmayacaklarımız da savaşta ölen organikler, Gethler değil, Reaperlardır... Slaytlardan birinde oyununuza göre bir karakter sözüm ona herşey güvende iken Control Ending de ilginç bir şekilde hararetle Reaper ları incelemektedir hala, birinin bir yerlerde yanlış birşeyler yaptığını mı fark etmiş ne...

    Shepard aynen Starchild'ın dediği gibi özünü, organik olmanın anlamını kaybetmiştir ve yeni Harbinger olmuştur, olmaktadır... Tamamen makine mantığına geçmesi an meselesidir... Tüm Galaksi makine mantığı ile düşünmeye başlayan yeni Harbinger Shepard'ın insafındadır...

    3) ME 3 Edi'nin sözleri; Reaper larla bir olmaktansa ölmeyi tercih ederim, Legion ve Gethler; Reaperlara ait hiç bir şey istemiyoruz, Gethlerin sadece çok çok küçük bir bölümü onları tanrı olarak kabul etti ( ilk Mass Effect te savaştıklarımız ) biz onları varolan herşeye karşı bir tehdit olarak görüyoruz ve sonuna kadar savaşacağız... Onlarla bir olmaktansa ölmeyi tercih ederiz...

    4) Ve Mass Effect'in ideali; Unity Through Diversity, farklılıklar ile birlik olabilmek, tüm oyun boyunca yaptığımız şey, tüm ırkları farklılıklarına rağmen bir çatı altında birleştirebilmek, barıştırabilmek... Bütün varlıkları ile Reaperlar dan nefret eden koca bir Galaksideki tüm ırklara rağmen, onların fikrini dahi sormadan ( ki verecekleri cevap bellidir ) tüm organik yaşamı, tüm çeşitliliği, farklı bakış açılarını, inançları, ruhları despotça tek bir perspektife zorlamak, tek bir algıya indirgemek... Synthesize... Mass Effect serisine edilebilecek en büyük hakaret...

    5) Javik: "Biz Reaperlarla çok uzun yıllar savaştık ama sonunda kaybettik, neden biliyor musun? Çünkü biz Protheanlar tüm farklılıkları yok etmiştik, tek tip bir uygarlık yaratmıştık, bu yüzden yöntemlerimiz tekti, düşüncelerimiz sabitti, vardığımız sonuçlarımız aynıydı sorunlara, siz ise farklısınız, bu döngünün eğer "TEK" bir şansı varsa Reaperlara karşı o da işte bundan geliyor, bu zamana kadar pek çok farklı ırk ve kültür ile tüm Galakside varolabilmiş olmanızdan, bu çeşitlilik ve farklılıklar size zafer getirebilir, biz Prothean ların tek eksiği buydu, biz herkesi düşünüş, kültür, algı açısından Prothean yaptık ve kaybettik..."

    Ve Synthesize'ı seçmek...

    Dikkatinizi çekerim, Control da da Synthesize da da ortak sonuç nedir? Reaper lar hayatta kalır... Self Preservation... Starchild Destroy'u seçersek boşuna bozuk atmıyor bize yani.

    Varoluş sebeplerini, bahanelerini ortadan kaldırdığınız an, yaptıklarını anlamsız kıldığınız andır Geth ve Quarian barışı... Her canlı türü gibi onlarda varoluş amaçlarını kaybedince bir yenisine ihtiyaç duyarlar, hiç bir zaman sahip olmadıkları ve "gerçekten yaşıyor gibi" hissedebilmek için delicesine ihtiyaç duydukları "organik algı" ya kavuşmayı bu yüzden delicesine istiyorlar, yeni bir varoluş amacı bulacakları için bu perspektifle, bu yüzden daha önceleri de denemişler bunu aslında. Geth'ler bu yaşam algısına, bu organik yaşam perspektifine çoktan kavuşmuşlardı ilk " does this unit have a soul" bu birimin bir ruhu var mı? sorusunu sordukları ilk an, sizde bunu pekiştiriyorsunuz oyun boyunca, bir bakıma Gethler çok daha gelişmiştir Reaperlara göre yani...

    Evet, sırf Reaper lara bu hediyeyi vermek uğruna, galaksideki tüm organik yaşamın, tek tek her bireyin ruhunu, farklılıklarını zorlama bir şekilde evrimleştirerek, hiçe sayalım, genetik kodlarını baştan yazalım ve aynı Protheanlarda olduğu gibi sıfır çatışma, sıfır farklı görüş, sıfır farklı algı düzenine geçiş yapalım bu sözde ütopya tek tip uygarlık için...Tüm Galaksinin özgür iradesini, seçim hakkını, elinden alalım zorla... Bütün seri boyunca saygı duyup kazandığımız bu kültürleri, ırkları, algıları tek tipleştirelim, sözüm ona ütopyamızda...

    Tüm organik yaşamı, Gethler ve Edi bile Reaper larla birleşmektense ölürüz derken, cyborg yapalım...

    Oldu...

    6) Birde tabi Gethlerin yazılım olduğunu ve yazılımların da Crucible dan etkilenmediğini belirtmek isterim, Edi nin bedenininde gereksiz olduğunu ( ME 3 Citadel den önce son sahne; EDİ eğer Shepard'ın yanında ise, Shepard onu Normandy'ye bindirir yaralı olduğu için, Edi Shepard la kalmak ister, Shepard da hayır der, Edi cevap verir; bedenimin önemi yok, yaşamak için bu platforma ihtiyacım yok ben Normandy'nin yazılımlarında hayattayım zaten, bedenimi riske edebilirim gerekirse...) yaşaması için bir bedene ihtiyacı olmadığını, ileride istenirse başka bir platforma aktarılarak yine bir bedene kavuşturulabileceğini çünkü EDİ'nin Normandy olduğunu da eklemeliyiz.

    Sonuç: Starchild: Destroy'u seçersen Galaksideki tüm sentetik hayatı da öldürmüş olacaksın, seninde sentetik parçaların var, sende öleceksin... Bak sen şu işe ki, high ems Destroy Ending de Shepard ölmüyor...

    Crucible ile ilgili bir codex de de yukarıda anlatılanlar destekleniyor ve üstüne basıla basıla şöyle deniliyor; Crucible sadece ve sadece Reaperları hedef alacak şekilde dizayn edildi...

    3 oyun boyunca Reaperları savunan İllusive Man ( control ) ve Saren'e ( Synthesize ) direnen oyuncu gidip eblek Starchild'ın sözlerine, yalanlarına tamah ediyor, ne dediyse doğru kabul ediyor.

    Yani Destroy Ending de o anda savaşta olan Gethlerin ve Edinin sadece platformları çalışmaz hale geliyor, "gerçek hayatları" Geth Consensus da ve Normandy de olan Geth ve Edi'nin öldüğü falan yok yani arkadaşlar. Edi de Geth lerde yazılım olarak canlılar, platform olmasa da yaşarlar, Reaper lar ise Hardware tabanlıdır ve formları yok edilirse yapay zekaları da yok olur, ki oluyor.

    Bütün bunlar oyun içinde verilen bilgiler, geçen diyaloglar, codexler, aradaki bağı siz kurup fark ediyorsunuz... Tabi bunları fark etmek için, doğru şekilde oynamış, doğru kararları almış, doğru diyaloglara denk gelmiş ve doğru codexleri okumuş olmanız, 3 oyun boyunca olanı biteni aklınızda tutabilmiş olmanız gerekiyor...

    Refusal ending'e hiç başlamayayım...

    Özetle happy ending modu yüklemenize gerek yok, zaten var, sadece detaylarda gizli ve açık açık göz önüne serilmektense, küçük ipuçları ile verilmiş fark edebilene.

    Mass Relay lar ne olacak! diyen arkadaşlara da high ems destroy ending de Admiral Hackett'ın sözlerini ve Starchild'ın karardan önceki sözlerini hatırlatayım. Mass Relay ler zarar gördü fakat tamir edilebilirler... Reaper teknolojisi bu tamir edemezler, diyenler içinde Turian ların Sovereign dan faydalanarak 6 ayda Reaper teknolojisi kullanarak yaptıkları Thanix Cannon diyorum... Ayrıca codexler de galaksinin kendi Mass Relay lerini yapabilecek seviyeye geldiği bilgisinin olduğunu hatırlatıyorum.

    Buna benzer sözleri Starchild da söylüyor zaten Destroy Ending'i anlatırken...

    Extended cut ile durum budur...

    Böyle sabaha kadar gidebilirim ki sabah ta olmuş zaten.

  • Oyunun tüm dlclerini barındıran bir sürümü çıkmadı dimi? ME3 e sahibim fakat birde tüm dlclerle bitirmek istiyorum doğrusu.
  • urazs U kullanıcısına yanıt
    Abi çok güzel özetlemişsin extended'i oynamadım ama sayende soru işaretleri gitti.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bilge Dede

    Abi çok güzel özetlemişsin extended'i oynamadım ama sayende soru işaretleri gitti.

    Teşekkür ederim kardeşim, Mass Effect serisinin yeri başka bende, üzerinde çok düşündüm, çok dikkat ettim oynarken, tüm DLC lerle oynayıp tüm diyaloglara, codex lere dikkat etmek gerekiyor, bazı anları, bazı ipuçlarını fark etmek kolay değil.

    Oyun zaten ilk anlardan itibaren Shepard'ı ve dolayısıyla oyuncuyu "indoctrinate" etmeye başlıyormuş meğer. Daha ilk oyundan... Ama Bioware ne Saren'ın ne İllusive Man'in bizi ikna etmesine izin vermiyor. Öyle yada böyle fikirlerini benimsetmiyor, bu bile tek başına mesajdır zaten oyunun sonu ile ilgili.

    Daha pek çok şey var tabi.

    En büyük silahı Geth ler ve Edi'nin ölümü durumu, gelgelelim bunlar dahi gerçeği yansıtmıyor tam olarak.

    Geth ler ve EDİ yazılımdır, canları oradadır, bunu farklı farklı zamanlarda söylüyorlar, ama denk gelmek kolay değil.

    Geth lerin platform dedikleri bedenleri "hayati" değildir aynen EDİ'nin de.

    Özetle Destroy ile öldüğü düşünülen ( oyuncular arasında yani ) EDİ aslında sadece bedenini yitiriyor.

    Geth ler de Geth Consensus dene Matrix vari server tabanlı sanal dünyalarında yaşamlarına devam ediyorlar, bunları ME 3 te bize Legion söylemişti onların sanal dünyalarına girdimizde.

    Tüm bunlara ek olarak, yine EDİ ve Legion'ın daha önce dediği gibi eğer İSTERLERSE başka platformlara kendilerini aktarabiliyorlar zaten.

    EDİ' nin o bedene NASIL girdiğini unutuyor herkez

    EDİ o bedene girmeden öncede YAŞIYORDU zaten.

    EDİ=NORMANDY

    Kaldı ki ölmüş dahi olsalar bu zaten onların ağzından NET olarak söylendi bize;

    Özellikle sorduk EDİ'ye ve şöyle cevap verdi; Reaper lar ile bir olmaktan, içimde Reaper larla ilgili kodlar TAŞIMAKTANSA ölmeyi tercih ederim...

    Legion ve Geth lerde aynen bu şekilde düşünüp davrandılar, bunları söylediler ve son savaşa katıldılar bizimle, Reaper lara katılmadılar.

    Tüm Galaksinin tek bir amacı vardı oda Reaper ları yok etmek. İlk oyundan beri tek amacımız buydu.

    Captain Anderson, Garrus ve diğer herkes bununla ilgili bizi 3. oyun boyunca defalarca uyarıyor.

    Özellikle DLC ile eklenen ama aslında orjinal oyunun kendisinde olan son Prothean Javik oyunun sonu ile ilgili bizi defalarca uyarıyor; o son karar anı geldiğinde KİMSENİN seni etkilemesine izin verme oraya NE YAPMAK İÇİN GİTTİYSEN onu yap, yolundan SAKIN dönme...

    Bu resmen ME yazarlarının JAVİK üzerinden bir uyarısıdır.

    Ayrıca yine 3 oyun boyunca REAPER ların ( ME 2 Arrival DLC si ve ME 3 Leviathan DLC si, İllusive Man, Saren, Patriarch Benezia ( Liara'nın annesi ) yığınla durum, olay, diyalog ve codex de ) indoctrination yöntemleri ve bunun nasıl etki ettiği, ne kadar güçlü olduğu sürekli anlatılıyor, gösteriliyor.

    Mesela kimi insanı 1 haftada etki altına alabilirken İllusive Man, Saren gibi çok güçlü iradeleri olanları tam olarak etki altına alabilmeleri yıllar sürebiliyor.

    Saren ilk denemeleri, İllusive Man bir diğeri, Shepard ise son hedefleri oluyor Reaperların.

    Reaper teknolojisine yakınlaşmak, Reaperlarla iletişime geçmek bu süreci hızlandırıyor. Reaper teknolojisine sahip şeylere yakınlaşmak "indoctrination" ın etkisini arttırır, bu codexlerde yazılıdır.

    Ve 3 oyun boyunca Reaper larla bizim kadar içli dışlı olan kimse yok.

    Saren ile olan diyalogları hatırlayın, ilk başlarda oda direniyor, ikinci karşılaşmamızda "eski şüphelerimden kurtuldum" diyor.

    Reaper lar her yerine kontrolü sağlamlaştırmak için reaper teknolojisi ile üretilmiş sentetik parçalar takmıştı Saren'in hatırlarsanız.

    Aynısı İllusive Man'e de oluyor, o da Reaper teknolojileri ile çok uzun süre içli dışlı oluyor ve en sonunda kendi kendini de Reaper teknolojisi ile donatıyor, bu aslında çevresinde olan Reaper teknolojisine sahip donanım'ın onun aklına soktuğu bir fikirdir zamanla.

    Benezia'yı hatırlayın, ne diyordu, o gemi de birşeyler var, etkisi altına alıyor herkezi... İlk oyundaki SOVEREİGN ana Reaper gemisi...

    Saren de İllusive Man de bedenlerine de soktukları an bu Reaper teknolojilerini artık son dirençleri de kırılıyor indoctrination'a karşı.

    Bu ikisi çok güçlü iradeye sahip kişiler, Shepard'ın iradesi onlardan da kuvvetli.

    Ve biz sadece konuşarak bu ikisine gerçekleri gösterebiliyoruz ve son bir çaba ile Reaper lara teslim olmayı reddederek kendilerini öldürüyorlar.

    Saren anlattıkları ile RESMEN Synthesize sonundan bahseder ilk oyunda, İM de Control den.

    Bioware'in insanları bu kadar net bir biçimde yanıltabilmesi, hemde bu kadar ipucu varken, sanatsal başarısıdır, hikaye anlatma ustalığıdır, Bioware batırdı, berbat yazarlar! falan diyenler üç oyunu bir bütün olarak ele almayanlar, pek çok şeyi gözden kaçıranlar sadece.

    MASS EFFECT üçlemesi gelmiş geçmiş en iyi seridir benim gözümde.

    İnanılmaz bir başarıdır, bir oyun olmanın çok ötesinde şeylere sahiptir.

    Ayrıca "indoctrination" ile ilgili çok önemli birşey daha vardır; Seçilen hedefin üzerindeki Reaper kontrolü arttıkça o hedefin yetenekleri azalır, çok yoğun etkiye maruz kalanlar Husklara dönüşür, beyinsel fonksiyonları çok azalır.

    Reaper lar seçtikleri kişilerden maksimum faydayı sağlayabilmek için "indoctrination" ın etkisini o kişinin karar alma, taktiksel düşünme, mantık yürütme özelliklerini etkilemeyecek seviyede tutar.

    Böyle azda olsa bir özgür düşünebilme yetisi kaldığı için ( çok çok az ) Saren ve İM'ı ikna edebiliyoruz yani.

    Ama Reaper lar kontrolü tamamen ellerine geçirselerdi o zaman da Saren'ı hiç bir şekilde işe yarar halde kullanamayacaklardı, Saren'in zekasından yararlanamayacaklardı.

    Endoktrine etmenin özü o şahıslara çeşitli sinyaller, teknolojiler ile TELKİN yoluyla, zaman içerisinde FİKİR EKMEKTİR.

    Reaper teknolojisine sahip şeylere yakın durdukça, onlarla zaman geçirdikçe bu FİKİR ekiminin gücü ve etkisi de artar. Fakat ne kadar etkiye maruz kalınırsa kalınsın bir kişi 1 hafta dayanabilirken çok güçlü birisi 1 sene dayanabilir bu duruma.

    İşte Shepard da ilk oyundan beri Reaper teknolojilerine maruz kalmaktadır sürekli, o yüzden artık son oyunda ara ara kendimizi tuhaf hissediyorduk, kabuslar görüyorduk.

    Reaper lar düşünce gücünü kullanmak istediklerini mental kapasitelerini kaybettirmeden etki altına almak zorundadır, aşırı yoğun maruz kalındığı zaman bir işlerine yaramayan zombilere dönüyor çünkü o şahıslar.

    Saren'in bir Husk'a dönüşmeme sebebi budur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cosonic94

    Oyunun tüm dlclerini barındıran bir sürümü çıkmadı dimi? ME3 e sahibim fakat birde tüm dlclerle bitirmek istiyorum doğrusu.

    Ne yazık ki yok, hepsini tek tek Bioware Social Network'e üye olup, oradan kredi kartı ile para yükletip puanlarla almak zorundasınız.

    Ama ME 2 ve 3'ün içinde yeni karakter ve senaryo barındıran tüm DLC leri muhteşem, pahalılar ama hepsine değer.

    Lair of The Shadow Broker, Arrival, Kasumi Stolen Memory, Overlord, bunlar ME 2'nin elzem DLC leri.

    From Ashes, Leviathan, Omega, Extended Cut, Citadel, bunlarda ME 3'ün çok sağlam DLC leri.
    Hepsinin ana senaryoya katkısı var, bazıları çok çok kaliteli, diğerleri de oldukça sağlam.

    Ben bunlarda dahil ne varsa almıştım neredeyse DLC adına, kesinlikle pişman olmadım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: urazs

    quote:

    Orijinalden alıntı: cosonic94

    Oyunun tüm dlclerini barındıran bir sürümü çıkmadı dimi? ME3 e sahibim fakat birde tüm dlclerle bitirmek istiyorum doğrusu.

    Ne yazık ki yok, hepsini tek tek Bioware Social Network'e üye olup, oradan kredi kartı ile para yükletip puanlarla almak zorundasınız.

    Ama ME 2 ve 3'ün içinde yeni karakter ve senaryo barındıran tüm DLC leri muhteşem, pahalılar ama hepsine değer.

    Lair of The Shadow Broker, Arrival, Kasumi Stolen Memory, Overlord, bunlar ME 2'nin elzem DLC leri.

    From Ashes, Leviathan, Omega, Extended Cut, Citadel, bunlarda ME 3'ün çok sağlam DLC leri.
    Hepsinin ana senaryoya katkısı var, bazıları çok çok kaliteli, diğerleri de oldukça sağlam.

    Ben bunlarda dahil ne varsa almıştım neredeyse DLC adına, kesinlikle pişman olmadım.

    Bende ME2 nin tüm dlclerini alıp bitirmiştim gerçekten harikaydı. ME3 içinde anlaşılan tek tek alıcam. Aslında tüm dlcleri barındıran bir sürüm çıkarıp satsa Bioware gerçekten güzel olurdu.
  • en çok sevdiğim sahne

  • bu oyuna tr yama ne zaman gelecek bilen varmı oyunu bitirdim ama hiç bir şey anlamadım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Commander Shepard

    Oyunun sonunu beğenmeyen arkadaşlar bu modu kurmanızı tavsiye ediyorum. Modun bazı özellikleri :

    - Harbinger ile konuşma sahnesi var.
    - Oyunun sonundaki Normandy'nin çakılma sahnesi yok.
    - Oyunun son bölümünde Star Child sahnesi yok.
    - Son bölümde sadece Reaperleri yok etme sonu var.
    - Artık son sahnede Shepard'ı yaşarken görebiliyoruz.
    - Modu kurabilmek için Extended Cut DLC'sini kurmak gerekiyor.

    Video :




    http://social.bioware.com/forum/1/topic/355/index/14795358/1

    Oyunu anlayamamış insanların kendini tatmin etmek için yaptığı moddan başka bişey değil malesef oyun çok iyi bitiyor zaten dlclerini bitiren oyundaki codexleri okuyan anlıyor.
  • Sa Arkadaşlar kolay gelsin.

    Ben mass effect 2 yi bitirdim save dosyamı da me3 aktarmak için bekliyorum. Tr Yamasıda yarılandı sayılır.
    Size sormak istediğim me2 orjinal oyun değildi fakat beğendiğim için me3 orj alacağım acaba korsan me2 de ki oyunun saveni orj me3 aktarabilir miyim ?
    Bilgisi olan var mı acaba ?
    Şimdiden tşk. ederim.
  • Arkadaşlar mass effect 3 multiplayer ile ilgili sormak istedigim bişey var cevabını bi türlü bulamadım , multiplayer 'da level 20 'de olmama ragmen karekterin power kısmında tüm güçlerin 1'i hariç hepsinin 6/5 'i açıldı uzun zamandır 'da oynuyorum ama bi türlü power point kazanamadım , bu konuda bilgisi olan arkadaşlar var mı ? tüm power 'ları nasıl açabilirim. aşagıda netten buldugum örnek bir resim koyuyorum.

    teşekkürler şimdiden.
    http://i.imgur.com/xsNfK.png
  • 
Sayfa: önceki 99100101102103
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.