Şimdi Ara

Neden bazı huylara ve davranışlara bağımlı oluruz? (Bağımlılığa dair konu)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
5
Cevap
0
Favori
670
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Başlıkta dediğim gibi ne için bağımlı olmak, biz insanlar için çok kolay fakat bir yandan da zarar vereceğini de bilsen hayati bir durummuş gibi bırakamıyoruz.

    Bana kalırsa bağımlılık ilk başta kişinin kendisini daha rahat ve keyifli hissetmesi için attığı yanlış bir adımdır, fark etmeden çukura düşmesidir. Ve o çukurda sürekli düşmeye devam etmesi hatta bir süre sonra Stockholm sendromu misali o çukurun ortamına alışması hatta ve hatta o çukuru sevmesi gibi geliyor.

    Bana bağımlılık hakkında fikirlerimin oluşmasını şüphesiz ilk olarak kendi bağımlılıklarım (yanlış anlaşılması madde falan değil ama yine de zarar veriyor) sonrasında da Trainspotting ve Requiem for a Dream filmleri sağladı.

    İlk film hem bağımlılıklara farklı açıdan da bakması (arkdaş ortamlarının bağımlılıklara etkisi gibi) ve müzikleri vesaire faktörlerinden daha çok severim. İkinci filmi küçümsemiyorum tabii onu da çok severim. O ise bu meseleye daha ciddi ve görsel anlamda daha etkileyici bir iş attığı için seviyorum.

    Neyse konuma dönecek olursam.

    Sizce ne için bağımlı olmak isteriz? Ne için yeri geldiğinde inanç ahlakımızın kurallarına bile karşı gelerek bağımlılıklarımıza yöneliriz?

    Bu sorular için benim aklımdaki cevap ise bağımlılıkların insanı yaşadığı bu yasalar ile dolu toplumda özgür ya da en azından doğal hissetme çabası gibime geliyor. En saf halimiş gibi hissetmek için daha sıkı bağlanıyor. Tabii bu hazzı alırken de onu bekleyen büyük tehditi de her seferinde görmezden geliyor.

    Tabii ben bu düşüncemi eksik hissediyorum o yüzden karşı çıkarsanız size katılmam olası ya da geliştirmek isterseniz bu düşüncemi düşüncenizi epey önemserim. Yani anlayacağınız yeni fikirlere açığım.

    Ve (biraz stoacı tarzı düşünmüş olacağım ama) sizce eğer mutlu isek bir bağımlılık içerisinde "her şeyin kötü gittiği güne kadar" aynı istikamette devam mı etmek lazım?

    Çok soru sorduysam mazur görün, cevaplarsanız çok sevinirim ama :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ItsAtakan24 -- 16 Aralık 2022; 10:53:14 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >







  • Up

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Insan beyninde ödül mekanizmasi vardir. Mutlu olmak icin once cabala emek ver sonra karsiligini ödül olarak al ve mutlu ol seklinde calisir. Hatirlayin dunya kupasini Arjantin kazaninca nasilda sevindi futbolcular? Emeklerinin karsiligina karsi bunyeleri mutluluk hormonlari salgiladi.

    Simdi gelelim bunlari neden anlattigima? Eger emek harcamadan ödüle uzanabilirse, insan beyni tembeldir kolay yoldan ödüle ulasmak ister ve sonuc olarakta bagimlilik ortaya cikar. Beynin odul mekanizmasi bozulur. Anlik kisa mutlu olabilirsin ama genel olarak bu insani yikima ve depresyona surukler. Ornegin kumar bagimliligi. Parayi kazanmak icin aylarca calismak yerine oturup oynarken kazanmak ister. Kaybettikce kazanmak icin oynamaya devam eder. Bu durtu haline gelir ve tum enerjisini kumara yonlendirir, yemez icmez kumar oynar.

    Tum bagimliliklarin temeli ayni baslar, sonraki gidisati bagimliliga gore degisir. Uyusturucu bagimliligi ilk basta alinan uyusturucu beyin kimyasi bozulmadigindan mutlu hisler verir. Ancak salgilanan asiri dopamin yuzunden beyin sizofren gibi hastaliklara yakalanmamak icin kendini korumaya alir ve dopamin rsseptorlerini yok eder. Buda insani artik normal seylerle mutlu olamaz hale getirir. Isin kotusu artik uyusturucudan haz almak icin bu yuzden dozuda yukseltmek zorundadir. Doz yukseldikce beynin dengesi dahada bozulur. Kurtulusu aylarca krizlere dayanip uyusturucu almadan beynin reseptorleri tamir etmesini beklemektir, bu yuzden cogu basaramaz ve asiri dozdan ölür.

    Sigarada uyusturucu bagimliligna benzer.

    Kendini tatmin etmekte beynin ödül dengesine zararlidir. Bosalinca salgilanan yuksek dozda dopamin, reseptorlerin azalmasina sebep olur ve cogu insan bosaldiktan sonraki gunler kotu hisseder. Dopamin reseptorleri gunluk hayatta kucuk seylerden zevk almamizi saglar. Reseptorler azaldikca hayattan zevk almak zorlasir.

    Kisacasi beyninizi kolay yoldan ödüle uzanmaktan alikoyun. Yoksa beyni siz degil sizi o kontrol eder.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >




  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    Doğru diyorsunuz. Beynimizin ödül mekanizması tabiiki kolaya yönelmeye çok müsait. Anlık haz da çok tehlikeli bir şey. Biliyorsun ki iki dakika sonra bunalacakdın ama yine de o 1 dakikalık zevke yönelmiş oluyorsun. Adeta o an sanki her şeyin yıkılmasını istiyormuşsun, her şeyin kötüye gitmesini istermiş, her şeyi boşvermek istiyormuş gibi oluyorsun. Bi garip ya vallahi biz insanoğlunun bu beyni. Ağızına sağlık

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.