Şimdi Ara

Okumanın ne esprisi kaldı, taksici mühendisin 3 katını kazanıyor en az. (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
147
Cevap
3
Favori
4.688
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
10 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • caliskan4 kullanıcısına yanıt
    Bu nasıl mantık parayı harcamayıp napıyorsun sen?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Baller Lifestyle

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yirikalische

    O plakayı aldığın fiyatla internet cafe de açarsın, küçük çaplı bir bilgisayarcı da açarsın zaten, neyin kafası bu?

    Açarsın evet, ortalık batık internet kafelerle dolu. Hiç batan bir taksici gördünmü? :)


    Sen hayatında hiç karşılaşmamışsın ama öyle çok batan var ki hemde öyle üç beş lirayla değil milyonlarla batıyorlar. Birde taksicilik yapan adamlara sor bakalım ne kadar kazanıyorlarmış ? Taksi plakası kendinin miymiş ? Ya da kaç yıllığına kredi çekmiş öğren öyle gel burada mantık dışı konuşup durma.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Legolas.


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dirkules

    Tutup da bi taksici konuşsa siyasetten umrumda olmaz ne söylediği ama 2500 lira maaş alan öğretmen konuşsa dinlerim.

    Her şeyi para sanan ergenin dramı konu kilit üye ban

    Öğretmenlerin %80'i cahil

    dedi hırto
  • He He kazanıyor taksi :) Devlet sağolsun sigorta (4.750) artı muayene 5 bin tl her sene fix veriyorsun. 5 yılda bir de artık araba değiştirmek zorundasın fix. Sen aylık 10 kazansan kazası ıvırı zıvırı olduğu zaman büyük sıkıntı yaratıyor trafik cezalarını sayımıyorum bile kaç kez sahil de "71" den dünya para ödeyen gördük şöförlerden. Daha 3 gün önce 15 yaşındaki çocuk motosikletle bizim araca vurdu sigortası yokmuş durumları yok mecbur para cepten çıkacak. Velhasıl aylık kazansan bile muhakkak çıkıyor senden iyice içine edildi. 1 trilyon 700 milyarlık değer için aylık 10 az bile emin ol. Şöföre de ihtiyacın olacak zaten taksicilik heves edeceğin son meslek olsun. Bu dediklerim istanbul için geçerlidir diğer şehirler de durum nedir bilmem.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kefelon kullanıcısına yanıt
    Gerçek bir olaya ütopyalar üzerinden örnek vermen gerçekten saçma.
  • merhaba arkadaşlar.. Konuyu biraz hortlatmak gibi olacak ama taksicilik nasıl bir meslektir araştırırken buradaki muhabbete rastladığım için yazmak istedim.
    Ben 1978 doğumluyum. Yani 38 yaşındayım. Köpek gibi çalışıp zamanında Marmara İşletme bitirdim. okuldan hemen sonra askere gittim. Döndüğümde yaşım 22 idi. O sene kriz ortamı olduğu için üniversite yıllarında öğrenmiş olduğum gitarımı da alıp Taksim'de bir restaurantta gitar çalmaya başladım. Haftada 5 gece 3'er saat çalışıyordum ve gecede 15.-TL alıyordum. Haftada 75, ayda 300.-TL. Yaklaşık 6 ay böyle devam etti.

    İşletme mezunu olduğum için ailem adam akıllı bir işyerinde çalışmam için devamlı baskı kuruyordu. Diplomanın hakkını vermeliymişim. Geleceği parlak olan bir meslek bulmalıymışım. Ve sonunda bankalara başvurmaya başladım.

    Diplomam sayesinde Türkiyenin en büyük 4 özel bankasından bir tanesi beni aradı ve mülakata gittim. Mülakat sonrasında yaklaşık 6 ay sonra beni tekrar aradılar ve tekliflerini ilettiler. Aylık 270.-TL maaş + 12 TL yemek + sigorta. ( Hatırlıyorum çünkü o dönemdeki verdikleri yemek parasıyla simit+ayran alabiliyorduk günlük). Oturduğum yer Anadolu yakasındaydı ve beni verdikleri şube Taksim şubesiydi. Bu arada gece gitar çalmaya devam ediyordum. Başka bir yere başlamıştım. Haftada iki gece 2 saat çalıyordum ve 35.-TL ücret alıyordum. Haftada 280.-TL kazanıyordum.

    Düşünmedim bile bankaya girdim. Haliyle müziği bıraktım. Haftada toplamda 4 saat çalıştığım bir işi bırakıp garantisi ve geleceği var diye aynı ücrete bankaya başlamış oldum. Sabah 08:30 da işyerinde oluyordum. Akşam 22:00 lere kadar çalışıyordum o dönem. Bir kabus başlamıştı resmen benim için. Haftada 4 saat çalışmadan Haftada 70 saat çalışmaya başlamıştım. Kravatı takım elbisesi de cabası. Sabrettim 8 ay sonra 650.-TL'ye Türkiyenin bir diğer özel bankasına geçtim ve bankacılık kariyerim böylelikle başlamış oldu.

    O dönemin özeti olarak şunu diyebilirim. Müzik ile devam etmeyecekti elbette hayat. Yeni kapılar açılacaktı mutlaka karşımda. Ama tercihim memur zihniyetini tercih etmek oldu.

    Gel gelelim bugüne.

    14 yıldır bankacıyım. Müdür yardımcısı olarak çalışıyorum. Aldığım maaş 4.000-4.500.-TL arası. 8 yıllık evliyim bir oğlum var. Bankacılar statülü bir meslek diye düşünüyor musunuz bilmiyorum hala ama çoğu kişi dolandırıcı gözükyle bakıyor bize. Suratına bakmayacağım adamlar yeri geliyor işyerinden içeriye dahi sokmuyorlar. Genel müdürlüğün baskısı ve tehditleri devamlı ensemizde. Sağlığım bozuldu. Ekonomim zaten bozuk. Bu maaşla bir ev almak zaten imkansız memlekette 350.000.-TL den aşağı ev yok. Aşağısına karını çocuğunu oturtamazsın zaten. Kredi almaya kalksan peşinat dıındaki taksitleri maaşı karşılamıyopr zaten. Bir de işten atılma korkusu her daim varken zaten bu riske girmenin imkanı yok. Ek iş yapmana izin vermiyorlar. Başka bir gelir sahibi olmanın imkanı yok yani.

    Son dönemde işten atılma korkusu daha da fazlalaştı. Bu meslek öyle bir şeydir ki devamlı geriden gelenler daha ucuza çalışırlar ve yaş itibariyle sizden daha verimli olabilirler. O yüzden böyle bir durumda yapabileceğim işler nedir onu araştırıyorum. Evime ekmek götürmem kiramı ödemem lazım.

    Taksiciliği bu bağlamda olabilir mi acaba diye araştırıyorum.

    İşin özü arkadaşlar okursanız belki bir yere gelebilirsiniz. Statü sahibi olabilirseniz revaçta bir mesleğiniz olursa güzelde bir maaş alabilirsiniz. Ama sınırınız hep belli olacak ve okuyanların içinde % 10' ünün sahip olabileceği bir gelire ve statüye sahip olacaksınız. Her okuyan bir yere gelseydi keşke.

    Sizlere tavsiyem akıllı olun, zeki olun, özgüven sahibi olun, insanlarla konuşmaktan ve girişimcilikten utanmayın. Konuşmaktan çekinmeyin. Bu kadarını yaparsanız mutlaka kazanırsınız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sarısin

    Adam iyi bir geleceği iyi bir mesleği ve kazancı olsun diye okuyor başka ne için okuyacak anlatsana biraz ?

    Sizce iyi bir kazanç için mi okumak daha verimli olur, iyi bir şeyler üretmek için okumak mı?

    İyi kazanç isteyen gitsin inşaatlara en kötü ameleye günlük 80-90 lira para veriyorlar (sigortasız suriyeli çalıştırmıyorlarsa). 4 yıl okuyup bir işe girdiğinizde alacağınız parada yaklaşık olarak bu civarda (çok üst veya çok alt düzey üniversitelerde talebin çok az olduğu beğenilmeyen bölümlerde olmadığınız sürece)

    Ehliyetinizi alın iş makinesi operatörü olun daha fazla kazanırsınız bu mantıkla. Tabi ki de şartları kolay değil şantiye denilen yerler konfordan,temizlikden bi haber yerler fakat bunun karşılığında kimse sizden getir diploma demiyor.

    O okulların amacı bölümlerin adlarının hakkını verebilmek. Bilgisayar Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği bunlar işte iyi kötü iş yapsın girebiliyorsa devlete girsin giremiyorsa özel sektörde yağında kavrulsun diye açılan bölümler değiller.

    İyi bir geleceğim ve kazancım olsun diye düşünen birinin geleceği ne kadar iyi olabilir ki? İyi bir gelecekten kasıt ne?

    Sabah 8 akşam 5 masa başı rahat klimalı iş mi?

    Çalışmak zor hele inşaatta ölüm fakat bunun çözümü şartların elverişsizliği böyle giderilmeye çalışıldı sürece hem ülke olarak hem bireysel olarak daha biz yerimizde sayarız.

    Doğru konumda olmayan insanlar hem bulundukları çevreye hem kendilerine zarar verirler. Hiçbir şey yapmayarak bile zarar verirler. Kimse yanlış anlamasın herkes tabiki haklı olarak daha fazla maaş, daha güvenli ve rahat çalışma şartları istiyor çok güzel fakat bu demek değil ki şurayı okuyalım şuraya kapak atalım hop sorunlar çözüldü. Birileri severek diyecek ki ben insanları taşıyacağım araba süreceğim araba sürmeye bayılıyorum zaten. Ben sevdiğim şeyi yapacağım araba süreceğim hemde aynı zamanda para kazanacağım diyeceğim ki hem trafiğe faydam olsun hem taksiye binen müşterilere faydamız olsun.

    Zoraki direk kâr odaklı bir şekilde iş yapan insanlar paranın verdiği özveri ile başlangıçta bir özgüven ile işe başlayıp o parayla biraz keyif alıp sonrasında paranın yetmemesi veya maddi ihtiyaçların azalması ile beraber mutluluklarını kaybedip mevcut işini zoraki olarak yapmaya başlıyorlar. Haliyle insanlar sonra agresifleşiyor, kurallara uymama başlıyor kavga çıkartmaya başlıyor haliyle hem kendilerini huzursuz ediyorlar hemde çevrelerini.

    Söyleniyorlar,trafik kurallarına uymuyorlar. Bunu sırf taksiciler için değil tüm herkes için söylüyorum. Para için bir şeyleri seven insanlar zoraki yaşar. Tamam belki yokluk görmüştür, zor iş görmüştür yine o iş konumunda o paranın değerini bilir çok nadir kesim (bunu en iyi örneği büyüklerimiz) onlar yokluk görmüşler, onlar elektriksiz köylerde dönemlerde doğmuşlar.

    Şunu bilmek lazım;

    Her işte işini seven farklı olur,farklılık yaşatır, farklı kazanır. Bunu farklı kazanmak amacıyla değil o işi layıkıyla yapmanın özverisiyle yapan yaşar. İşini inanılmaz özveriyle yapan bir atık kağıt toplayıcısı bile o azimle aylık şunları şöyle ayıracağım, şu şu kıyafetleri alacağım topladığım atıklardan zehirlenmemek için vb. diyerek işini çok öte noktalara çıkartır.

    Bunun en iyi örneği Cem Yılmaz'ın gösterisinde anlattığı Kakabüs gibi işleri gerçekleştiren kişiler. Tamam o uç bir örnek ama bu her iş için geçerlidir.

    Ülkemiz gelişmiyorsa inanın iyi kazanç,kolay kazanç düşüncemiz yüzünden gelişmiyor. Yanlış anlaşılmasın kimseyi eleştirmiyorum bende bunun alasını yapıyorum hatta ben daha beterim diyorum ki bir kere de iddaadan , milli piyangodan parayı vurayım. Ben maddiyata kendimi bağlamadan önce (çalışmıyorum bu arada bakın burası daha vahim) hobi olarak yazılım geliştirme ile uğraşıyordum. Böyle can sıkıntısından hesap makinesi yazılımı, bu yazılımı ufak ufak amatör bir şekilde yazmaya çalışıyordum. Okuldan gördüğümüz derslerden dolayı tanışmıştım hem sınavlarada hazırlık oluyordu. Sonra gündelik hayatımda bir kaç problem yaşayıp kendimi saçma saçma çevremdeki insanlarla maddi kıyaslamalara sokmaya başladım.

    Maddiyatın verdiği eksiklikleri düşünmeye başladım ve bu sefer daha doğru dürüst tecrübe sahibi olmadığım hobimde ticari hedefler koymaya başlayınca şunu yapayım demek yerine şöyle bakalım ne yapabiliriz para edecek diye düşünmeye başladım. Tam şöyle bir şey yaparsam iyi para kazanırım diye girişirken yok yok şöyle bir şey yaparsam daha iyi olur öyle derken oradan oraya oradan oraya. Bilgisayarda 50 tane proje klasörü var bilmem ne gelir getirebilecek şu yazılım fikri, bu yazılım fikri. İki gui tasarımı 3-4 buton ya var ya yok hepsinde.

    Bunun yerine ben inanılmaz bir yazılımcı olmak istiyorum bilgisayar üzerinde sanat üretmek istiyorum deseydim belki o klasörlerin içerisindeki kod dosyaları belki doluydu. Belki 1 ayda 1 satır kod yazsaydım 3 yıldır 3 adım ilerleyemediğim yazılım alanında güzel ürünler çıkartabiliyor olurdum.

    Bunu maddi yoksunluklarla yenip bu işi kaçırmam bu para değerli deyipte şükür ederek paranın,işin değerini bilerek becerebilenler var. Onlara lafım yok. Bu insanlar aynı eski insanlar gibi elindekine şükretmeyi bilip hayal kurmaktan ziyade iş yapmayı sevip eskilerin sürekliliği ile yenilerin teknolojisini karıştırıp bu alana girmiş insanlar. Fakat onlarda farkında olmasada kendilerine zarar veriyorlar. Ne yazık ki günümüz dünyasında karın doyurabilmek amacıyla insanlar, taşıdıkları beyinlerin kullanım kapasitesinin binde 1'i kadar basit tekrarlı işlerle hayatını devam ettirmeye çalışıyorlar. Evet onlar işlerini teslim ediyor hem müşterilerin işini görüyor hemde karınlarını doyuruyorlar ama yapabilecekleri yaptıklarının çok ötesinde.

    Değişmeliyiz. Bende değişmeliyim şuan bunları yazdıkça hatalarımın farkına varıp zamanımı nasıl hunharca katlettiğimin farkına varıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bilgisayar Bağımlısı -- 26 Aralık 2016; 18:17:43 >




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.