Ne saçmalıyorsun sen? Ayrıca donanması inanılmaz kötüydü 1600 lerden sonra, kalyon gemilerine 50-100 sene sonra geçildi. Kadırgalarla el gücüyle gemi çekti Osmanlı. Bunun yüzünden inanılmaz kayıplar yaşadı. Geri kaldı. Bu saçmalamalarından hiçbir şey bilmediğine inanıyorum. Matbaa olmadan 1 tane tıpçı, mühendis yetiştiremezsin. Matbaa erken gelseydi belki bir Türk sanayicisi sınıfı oluşup ülkeyi geliştirebilirdi. Matbaa olmadan denizcilik, donanma filan da yapılamaz bu arada, seyrüsefer, manevralar, top kullanımı bunlar ciddi eğitim gerektiriyordu ve çalışma, hesap kitap gerektiriyordu. Cem Gürdeniz kitaplarını okuyabilir merak eden arkadaşlar. Bu söylediklerim özellikle Mavi Uygarlık kitabında var. Denizcilik alanında Osmanlı baya kötüydü. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CSB yazmayan adam -- 9 Ocak 2023; 4:14:10 > |
Osmanlı'nın 250 sene boyunca matbaayı yasaklaması (3. sayfa)
-
-
Herkesin bilimle uğraşması gerekmez. 100 kişi bilimle uğraşsaydı Osmanlı da yeterdi. Her ülkede zeki çocuklar olur onlar bilseydi yeterdi.
-
Sen çok şey biliyorsun gerçekten. Yani bilmesek abdülaziz zamanı en iyi donanmalardan birinin osmanlı olduğunu neyse diyeceğim. Dünya matbaanın etrafında dönmüyor. El yazması diye birşey var.
1600'lerde hangi ülke buharlı gemileri kullanıyordu ki? Osmanlı gemileri akdenize göreydi okyanusa göre değil. O dediğin okullarda 1700'lü yıllarda osmanlıda açıldı batıdan uzmanlar getirilerek.
Cem gürdenizin kitabına ihtiyacım yok. Denizcilik fak. mezunuyum. Denizcilik üzerine araştırmaları bir tek asker kökenliler yapmıyor.
-
Dostum olaya farklı açıdan bakalım o halde.
Bu topraklar, Osmanlı'dan kalma topraklardır ve bu ülkeyi yeniden inşa edenler, Osmanlı Subaylarıdır ve orada eğitim almışlardır.
Bu ülke, Osmanlı'nın bir devamıdır aslında. Halk ve topraklar başka yerden gelmedi.
Doğru, Osmanlı son 200 yılında çok ciddi geri kaldı diğer ülkelere göre.
Eğer sen şimdi, çalışıp üretmezsen, üretmezsek, Selçuk Bayraktar, geçmişte Nuri Demiral, Vecihi Hürkuş gibi adamlar gibi niceleri daha çıkmazsa, olacağımız yine Osmanlı'nın sonu gibi olur.
---
Hem Osmanlı döneminde pek de matbaaya ihtiyaç yoktu, neden mi, Osmanlı'da halkın okur yazarlık oranı nedir biliyor musun?
Ortalam olarak %10 'lardaydı. Matbaalar çatır çatır kitap bassa bile okuyacak adam yok ülkede. O dönemin devlet yöneticileri aptal mı, 3-5 el ile kitap yazanların hakkını korumak için matbaayı yasaklamış olmaları için.
-
Konudaki yazılar akıl dışı. Bazıları utanmasa matbaanın gelmesini hatalı bulacak. Ne anlatacaksın bu adamlara?
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Daha vahim bir olay daha Osmanlı'da ticari faaliyetleri üretim faaliyetleri ni ecnebiler yapıyordu. Çok sevdiğiniz Osmanlı sultanları Türklere hiçbirşeyi layık görmediler. Vehbi Koç anlatıyor Türkler cumhuriyetten sonra bu alanlara girebilmiş.
Koca ipek yolu Osmanlı topraklarında ama parayı kazanan ecnebiler...
Türkler enayi savaşa gitsin nasıl olsa başka işi gücü yok.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Şuan ülkenin her yeri matbaa kitap okuyan mı var?
Yine kütüphanelerde ücretsiz istediğiniz kadar kitap alıp okuyabilirsiniz kaç kişi okuyor?
Herkes tembel adamakılı kimse kitap falan okumakta istemiyor.
Klasik tembel Akdeniz toplumu. Kendi suçumuz için başkalarını suçlamaya kalkmayın.
-
Alkışlıyorum. Güzel yorumun için kendi adıma teşekkür ederim. Siyasi, ekonomik, askeri ve daha birçok alanda yanlış politikalar izlenmiş olabilir. Bu her dönem olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında ve günümüzde... Fakat bu yanlış politikalar, sahip olduğumuz Devlete veya varisi olduğumuz Devletlere eleştiri sınırlarını aşıp küçümseyerek hakaret etmemizi gerektirmiyor. Bu toprakları bize yurt yapan ve yüzyıllardır rahatça yaşamamızı sağlayanlar, Müslüman Türklerdir. Hemen kabarmayın, 1071'de 1453'te 1923'te bizimdir. Ancak 1923 ve sonrasında gelenler bu meseleyi anlamakta hiç şüphesiz güçlük çekecektir. Bu konuda muhalefet edenler bizden değildir. Zafer bizimdir. Biz, Müslüman Türkler!
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zubulala -- 9 Ocak 2023; 10:43:56 >
-
eleştirdiğimiz matbaa mevzusu bir zihniyeti açıklıyor, olayı sadece tek başına matbaa makinesine indirgememek gerekir
bu zihniyete daha güzel bir örnek olarak 'Takiyüddin'in Rasathanesi' verilebilir;
1575 yılında Dar-ü’r Rasad-ül Cedid adıyla kurulan rasathane gözlemleri yaparken bir yandan da göksel olayları 'açıklama' görevini üstlenir. Takiyüddin bu rasathane bünyesinde sadece astronomi üzerine de çalışmaz, matematik alanında da çağdaşlarının odaklanmadığı çokça konuda formüller, teoriler üretir.
İstanbul semâlarında görülen ve neredeyse bir ay boyunca gözlemlenen bir kuyrukluyıldız sebebi bilinmeyen, büyük bir korku yaratmıştı. Bu gözlemlerin sonrasında hem bir salgın hem de deprem olduktan sonra halk iyiden iyiye hurafelerin tesiri altına girdi. Tüm bu olayların insanlık tarihinde sık sık yaşanan olaylar olduğu unutulmuş ve felaketlerin 'rasathaneden dolayı yaşandığı' düşünülmeye başlandı. Öyle ki aynı günlerde halkı galeyana getirmek için Takiyüddin'in meleklerin bacaklarına baktığına dair bir kanı oluşturulduğu da rivayet edilir.
1577 yılında dönemin şeyhülislamı tarafından III. Murat'ın emriyle fetva verildi. Rasathane top atışlarıyla yerle bir olurken bilim de bu topraklardan göçmeye işte o günlerde başladı, öncülüğü Batı'ya devretti.
Bu zihniyet halen bu topraklarda kara çarşaflarıyla, takkeleri ve cübbeleriyle dolaşıyor.. maalesef bunu silecek eğitim sistemini yerleştirmedikçe bu cehalet belkide güçlenerek devam edecek
-
Sene 2023, her ilçede bir sürü matbaa var fakat yine okuyan yok... Sigaraya her gün 50 lira veren adam kitap çok pahalı diyor, al hediye kitap diyorsun onu da okumuyor. İkinci el sayfalarına zamanında 1 liradan bir sürü kitap koydum bir kişi bile, tekrar ediyorum 1 kişi bile arayıp sormadı. Önceden en azından popüler bir kitabı alıp otobüste okuyor gibi yapanlar olurdu tek tük, ki bir tanesini her gün işe gidip gelirken görürdüm elinde Simyacı kitabı vardı, 150 sayfadan az biraz fazla olan bu kitapla 1 yıl boyunca aynı yolu gitti geldi, her gün 1 satır okusa yine biterdi ama derdimiz okumak değil hava atmaktı şimdi instagram çıktı da herkes elinde telefon takılıyor. Sorun matbaada mı acaba?
-
-
Hayırdır, Müslüman olmayınca bu ülkeye ait olamıyor muyuz?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Çok güzel ve açıklayıcı bir yorum yapmışsınız.Özellikle son paragrafları okurken bir kere daha Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl bir toprak parçası üzerine kurulduğunu tekrar düşündüm ve irkildim.Gerçektende şu Anadolu'ya baktığımızda çoğu eser Cumhuriyet rejiminin eseridir.Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl bir toprak parçası üzerine kurulduğunu anlamak isteyenler sizin de belirttiğiniz Ahmet Haşim'in 3 Eylül 1919 tarihinde arkadaşına Anadolu'nun halini anlatmak amacıyla kaleme aldığı mektubunu okumasını öneririm;
Tarih Bilimleri3 Eylül 1919 da Anadolu’nun İçler Acısı Halini Anlatan Bir Mektuphttp://www.tarihbilimleri.com/3-eylul-1919-da-anadolunun-icler-acisi-halini-anlatan-bir-mektup.htmlAyrıca tekrar belirtmek gerekir ki bu mektup 1923'ten sonra yani 'Kemalist' idare döneminde değil 3 Eylül 1919'da yazılmıştır.Üstelik bu mektup yazılırken Mustafa Kemal Paşa ve milliyetçiler İstanbul hükümeti tarafından 'asi' olarak damgalanmıştı.Bu nedenle 'yalan yazan tarih utansın' ekolünden gelenler için 'geçmişi karalama' ya da 'Osmanlıyı inkar etme' gibi bir bahane ileri sürülemez.
-
Teşekkür ederim, karşılıklı. Ben de uzun tarihi yorumlarınızı zevkle okuyorum.
-
Ecdadımız iyisi kötüsüyle tabiki Osmanlı,Selçuklu...Ecdadın sayesinde Anadolu'da yaşıyorsun.
Konuyu açan arkadaş yılda kaç kitap okuyor acaba ?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Osmanlı ne?Yukarda yazmışlar zaten osmanlı em güçlü olduğu zamanda bile avrupada hakimiyet kuramadı anadoludaki köylü babanı vergilerle ezdi ters bir hareketindede kafasını aldı.Orta çağdan kalma yıkılıp gitmiş devletlerden medet umanlar kalmış hala tek tük.Osmanlı abartıldığı gibi güçlü bir devlet falanda değil
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Senin ne işin vardı ya Viyana'da?
Rezalet rezalet, fazla konuşulmayan skandal bir tarihsel olay Viyana'ya "yürütülmesi" bu Osmanlıgillerin. Ne zaman Viyana'ya dair bir şey izlesem tövbe tövbe bunlar ne vahşetle oralara uzanmaya çalıştılar ne bu meme - süt diyorum ve yine akıl sağlığımı korumaya çalışıyorum...
Matbaayı yasaklamak şu an interneti yasaklamakla aynı şey hatta sosyal medya yasası (sansür yasası) çıkarıp İstanbul sözleşmesini yok saymakla aynı şey. Üstelik karanlık teknolojilerle ve üstü örtülü dayatmalarla solcu beyinlileri sindirmeye çalışıyorlar ki o zamanlar bunu becerdikleri için bu coğrafya bu halde...
Hiç kimse Osmanlısevicilik veya Hıristiyan - Müslüman karşılaştırması yapmasın, çok adi çok fena şeyler bu din mevzuları, destek görmeseler gizli anlaşmalar yapmasalar AK Parti gibi partiler kurulamaz. Osmanlıgiller dedikleri gerçek bir kanalizasyon, lağım 🤮🤮🤮
İstanbul'daki Hıristiyan liseleri gösteriyorlar ekranlarda ve hissettiklerimden dolayı yerimde duramıyorum...
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Yeni keşfedilen bir aletin hemen bütün dünyaya yayılması nasıl beklenebilir? Bu alet önce defalarca tecrübe edilir, eksiklikleri tespit edilip giderilir, sonra ilk olarak keşfedildiği ülkede yaygınlaşır, daha sonra zamanla diğer ülkelerde yayılır.
Mesela televizyon 1920’li yıllarda keşfedilmiş ve ilk TV yayınları İngiltere’de yapılmıştır. Türkiye’de ise ilk televizyon yayını 1968’de başlamıştır. Bu dönemde Türkiye, İslamiyet ile idare edilmiyordu. Suçu Müslümanlığa bulmak çok yanlış olur. Buna rağmen yarım asırlık bir gecikme olmuştur ki, o tarih için, teknolojinin ilerlediği bir dönemde hiç de küçümsenecek bir gecikme değildir.
Matbaacılığın Türkiye’ye gelmesinin gecikmesine, kitaplar matbaa ile basıldığı takdirde işsiz kalacaklarından korkan kitap müstensihleri, yani para karşılığında kitap yazanlar da sebep olmuştur. Bunlar, matbaanın Türkiye’ye gelmemesi için çeşitli propagandalar yapmışlar, divitlerini bir tabuta koyarak, Bab-ı âli’ye kadar yürümüşlerdir. Hatta bazı cahillerden faydalanarak bunların, (Matbaacılık İslamiyet’e aykırıdır) şeklinde konuşmalarını sağlamışlardır.
Bu kimselerin İslamiyet’i şahsi menfaatlerine alet etmek istediklerini gören Osmanlı Padişahı sultan üçüncü Ahmed Han, sadrazamı Damat İbrahim Paşa’nın da yardımı ile bu işi halletmek için, İslam dininin en büyük reisi olan Şeyh-ül-İslam’dan matbaacılık hakkında bir fetva istemiştir. O zamanki Şeyh-ül-İslam Abdullah Efendi tarafından verilen fetvada, (İlim, fen ve ahlak kitaplarını, matbaada, az zamanda ve kolaylıkla çok kitap basmak, faydalı kitapların ucuz elde edilmelerine ve her yere yayılmalarına sebep olacağı için, matbaa yapılması caiz ve güzeldir) denilmiştir. (Behcet-ül-fetava s.262)
O zamanın Müslümanları buna mani olsa bile, suçu, mani olanlara mı, yoksa Müslümanlığa mı yüklemek gerekir? Daha sonra Anadolu’ya matbaa girdiğine göre Müslümanlığa suç bulmak çok yanlıştır, kasıtlıdır.
Matbaa 1447’de keşfedilmiş ve Türkiye’de ise bu tarihten yaklaşık 200 sene sonra kullanılmaya başlanmıştır. O tarihte haberleşme ve ulaşım vasıtalarının ne kadar zayıf olduğu ve yukarıda bildirilen diğer sebep de düşünülürse, bu gecikmenin İslamiyet ile hiç ilgisinin olmadığı anlaşılır.
Matbaanın bilime elbette katkısı vardır; fakat matbaa ile bilim arasında direkt bir bağlantı kurmak da doğru olmaz. Matbaa keşfedilmeden önce de, birçok keşifler yapılmıştır. Şu anda matbaa her yerde kullanıldığı, hatta diğer haberleşme ve ulaşım vasıtaları da hızla geliştiği halde teknolojide geri kalmış birçok ülke vardır.
Bütün bunlar gösteriyor ki, (Matbaa, Anadolu o zaman Müslüman olduğu için Türkiye’ye geç geldi) demenin de, (Matbaanın geç gelmesi geri kalmamıza sebep oldu) demenin de kasıtlı bir iddia olduğu meydandadır.
alıntı: dinimizislam.com
-
+OLarak
Matbaa yasaklanmasaydı bugün kişi başı milli gelirimiz 40~50bin dolar seviyesinde olurdu..
Ekonomik olarak çok güçlü bir ülke olurduk. Büyük ihtimal Avrupanın en Refah Gelir Dağılımının en adaletli oldugu ülke konumunda olurduk
- Olarak
Ülkede Din - islam -Peygamberlere inanç falan kalmazdı. Muhtemelen Nüfusun büyük çogunlugu Deist-Ateist olurdu.
Ölünce cehennemi boylama ihtimalimiz çok artardı
Sanırım 2.şık daha mantıklı geldiyse,
bu dünyamızı yakıp ahiretmizi kurtarmak istemiş büyüklerimiz.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GenqhisKhaan89 -- 9 Ocak 2023; 15:10:22 > -
Hayrın şerrin senin olsun. Sorularını artistik bir giriş kelimesi kullanmadan da sorabilirsin. Cevaba gelirsek, ait olabilirsin ama sahip değil.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X