Barış Terkoğlu'nun Özgür Özel'e Şeyh Sait hakkındaki sözleri yüzünden eleştirisine Özgür Özel yanıt verdi. Bu Terkoğlu'nun ilk yazısı. www.cumhuriyet.com.tr Özgür Özel, Öcalan’ın bile gerisinde https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/ozgur-ozel-ocalanin-bile-gerisinde-2152734Özgür Özel, Öcalan’ın bile gerisinde Karşı olduğunu anlatamayan nerede durduğunu da gösteremiyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazeteci Candaş Tolga Işık’ın programına katıldı. Teşbihte hata olmaz, Şeyh Sait ile Mustafa Kemal arasında kalınca, özetle "kutumu açayım" dedi. Ağzımdan "CHP Genel Başkanı PKK liderinin de gerisinde" sözleri döküldü. Şöyle anlatayım… Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, İmralı’da hapsedildikten sonra görüşlerini çeşitli yollarla kamuoyuyla paylaştı. "Avukat Görüşme Notları" düzenli açıklandı. Mahkemelerde yaptığı savunmalar yayınlandı. Hatta kitapları çıktı. İmralı’da AKP Hükümetiyle yapılan müzakerelerin notları bile basıldı. Buralarda Öcalan’ın Şeyh Sait hakkında çok sayıda görüşü de yer aldı. ATATÜRK İLERİ SAİT GERİ Örneğin 22 Eylül 2004 tarihli avukat görüşme notlarında şunları söyledi: "İsyanların arkasında Sultan Vahdettin ve İngilizler vardı. Mustafa Kemal isyanlarda sadece Kürtleri görmüyor; ‘Cumhuriyet gidecek, Türkler ve Kürtler kalmayacak, yerine Sevr gelecek’ diyordu. O dönem Türklerin de işbirlikçi kesimleri var. Şeyh Sait, Kürt ulusal kurtuluşçusu değildi, din ağırlıklı feodal otonomiciydi. (…) Eğer bir yerde bir şey yenilmişse, geriyi temsil ettiği içindir. Mustafa Kemal o koşullarda ileri olanı temsil ediyordu. Kürtler gericiydi demiyorum, başındakiler gericiydi." 28 Ağustos 2009 tarihli notlarda ise şu ifadeleri kullandı: "Mustafa Kemal, İngiliz oyunlarını kısmen de olsa çözmüştü. İngilizler kendi politikaları için Türkiye'de Kürtleri devletin önüne attılar. Bunlar hep böyle yaptılar. Şeyh Said'i kullandılar. Şeyh Said'i kullanarak Musul ve Kerkük'ü aldılar, bu şekilde Mustafa Kemal'e de Kürtlere yönelme yolunu açtılar. İngiltere bu şekilde Şeyh Sait üzerinden politika geliştirdi." 28 Ekim 2009 tarihli görüşmesinde ifadeleri farklı değildi: "Mustafa Kemal, Musul ve Kerkük'ü vermek istemiyordu ama İngilizlerin oyunları nedeniyle vermek zorunda kaldı. Şeyh Sait İsyanı-Dicle İsyanı bir provokasyondu. Bunun provokasyon olduğunu anlamadılar." EMPERYALİZMİN KÜRT OYUNU Kitaplar dedim ya… Mesela hapiste çıkardığı "Bir Halkı Savunmak" kitabında Şeyh Sait isyanı için şu tespitlerde bulundu: "Yakın dönem Osmanlı ümmet anlayışının derin etkisi altındadır. Sünni Nakşi tarikatının etkisi belirgindir. Osmanlı dönemindeki ayrıcalıklarının elden gitmesinin de rolü vardır. Önlerine Kürdistan'ı bir hedef koymaktan çok, Osmanlı halifesi ve saltanatını geri getirmek istemi daha güçlüdür. Dini devlet eğilimi açıktır." "Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa" kitabının ikinci cildinde Sait’in emperyalizmin oyunlarına alet olduğunu anlattı: "İran’da Simko İsmail, Irak’ta Mahmut Berzenci ve Türkiye’de Şeyh Sait önderlikleri, Kürt hareketlerinde en başarısız rolün sahipleri olmaktan kurtulamamışlardır. Çoğunlukla emperyalist ajanların basit oyunlarını ilişki sanıp oyunlarına alet olmuşlardır." Öcalan, bu görüşünü, HDP milletvekillerinin de tanık olduğu çözüm görüşmelerinde, AKP Hükümeti’nin temsilcilerine de iletti. 14 Ekim 2013 tarihli İmralı Tutanakları’nda şu tespiti yer alıyor: "Şeyh Said İsyanının bilimsel bir yanı yok. Şeyh Said asla İngiliz ajanı değil. Ama askerler vurduruldu, Şeyh Said İsyanı, savaş çıkarıldı. Sonrası kıyamet." Uzatmayayım… Kendisini onunla kıyaslarken "Şeyh Sait’i kullandılar, ben kendimi kullandırtmadım" dedi. İsyan sırasında Şeyh Sait’ten desteğini çekmiş Diyarbakırlılara selam gönderirken "Diyarbakır halkı 1925’te bir komployu boşa çıkardı" ifadelerini kullandı. Öcalan’a göre Şeyh Sait bir İngiliz ajanı değildi ama isyanı İngiltere destekli bir provokasyondu. Bu sayede İngiltere, Musul ve Kerkük’ü Türkiye’den, doğal olarak da Türkiye’deki Kürtlerden koparmıştı. Sonucunda da yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni Kürt meselesinde tepkiselleştirmiş, katılaştırmıştı. İsyanının niteliği gericiydi. Koyun tüccarı olduğu için "Ticaret burjuvası sayılabilir" dediği Nakşibendi Şeyhi Sait, hilafet istiyordu. Zaten Öcalan’a göre şeyhlik kurumu da gericiydi. ATATÜRK-SAİT ARASINDA CHP Öcalan bunları söylerken, ne HDP’den Öcalan’a bir eleştiri geldi, ne AKP "düzgün konuş" dedi. Sadece Kürt-İslamcı Hüdaparcılar yani Hizbullahçılar, Öcalan’ı, Kemalist olmakla itham etti. Yayınlarında "bir Mustafa Kemal yetmezmiş gibi yeni bir Mustafa Kemal başımıza musallat etmek istiyorlar" diyerek Öcalan suçlandı. İşin özeti böyle… 1925 çatışmasının özü iki şahıs arasındaki kişisel mesele değil, modern ve laik Cumhuriyet devrimi ile şeriatçı hilafet-saltanat yanlısı feodal isyan arasındaydı. Şeyh Sait, savunmasında şeriat için ayaklandığını söyleyecek, kadınların müzik eğitimi almasını bile ayaklanma bahanesi olarak anlatacaktı. Özgür Özel, belki ideolojik eksikleri, belki tarihsel bilgi yoksunluğu, belki kuruluş felsefesiyle mesafesi, belki siyasi duruş sorunları, belki de gündelik siyaset oportünizmi nedeniyle bu tartışmada taraf olamadı. Şeyh Sait’e karşı, terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan’dan bile daha geri tutum aldı. Gericiliğin iki ucu, “Kürt ama hilafetçi” ile “hilafetçi ama Kürt”, Şeyh Sait Bulvarı’nda buluşurken, Cumhuriyet’in kurucu partisi tarafsızlığı seçti. Terakkiperver Fırka’da mümkündü… Ama 1925 koşullarında Atatürk ile Şeyh Sait arasında taraf olamayan biri, CHP Genel Merkezi’nin kapısından giremezdi. Aksini sanırız. Aslında tarih, bitmemişin öyküsüdür. Ne mutlu geçmişin ağaçlarından bugüne yaprak toplayanlara… Bu da Özel'in cevabı. www.cumhuriyet.com.tr Özgür Özel’den aldığım Şeyh Sait mektubu https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/ozgur-ozelden-aldigim-seyh-sait-mektubu-2153967Özgür Özel’den aldığım Şeyh Sait mektubu Devrimciler özür diler ama devrimler özür dilemez. Oysa yıllardır devrimlere özür diletmeye çalışıyorlar. Gündemdeki Şeyh Sait tartışmasını pazartesi yazmıştım. CHP lideri Özgür Özel, Gazeteci Candaş Tolga Işık’a konuk olmuştu. Şeyh Sait isyanı sorulduğunda, Özel, izleyen pek çok kişinin eleştirdiği bir konuşma yapmıştı. Yazımda Abdullah Öcalan’ın çeşitli yazdığı yazılarda yer verdiği Şeyh Sait eleştirilerini bir araya getirmiştim. Öcalan’a göre Şeyh Sait bir İngiliz ajanı değildi ama isyanı İngiltere destekli bir provokasyondu. İsyanının niteliği gericiydi, hilafet istiyordu. Buradan hareketle, Özel’in Şeyh Sait değerlendirmelerinin Öcalan’ın gerisinde olduğunu söylemiştim. Cumhuriyet devrimini yapan partinin liderinin değerlendirmeleri bana göre işi tarihçilere bırakmanın ötesinde olmalıydı. ‘ATATÜRK’TEN TARAFIM’ Yazımın ardından Özgür Özel’den bir mektup aldım. "Yazınızı üzerinde notlar alarak okudum" diye başlayan mektup, “’Mustafa Kemal Atatürk ile Şeyh Sait arasında taraf olamayan biri’ ifadenize katılmıyor ve çok kırıcı buluyorum" sözleriyle devam ediyordu. Özgür Özel, kendisi için meselenin net olduğunu söylüyordu: "Ben, sıradan bir yurttaş olarak da Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak da Mustafa Kemal Atatürk’ten tarafım, bunun aksinin düşünülmesini bile hakaret kabul ederim. TV100 programındaki ifadelerimi yeniden dinleyebilirseniz, orada da Cumhuriyetin kurucu felsefesinden, Cumhuriyetin kurucu kadrolarından, Cumhuriyetten ve elbette Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten taraf olduğumu kalın harflerle çiziyorum. O programda da çizdim, şu anda da çiziyorum." Yazımda Özel’in değerlendirmeleri için şu sorgulamayı yapmıştım: "Özgür Özel, belki ideolojik eksikleri, belki tarihsel bilgi yoksunluğu, belki kuruluş felsefesiyle mesafesi, belki siyasi duruş sorunları, belki de gündelik siyaset oportünizmi nedeniyle bu tartışmada taraf olamadı." Özel ise mektubunda buna itiraz ediyordu: "Sizin ‘tarafsızlık’ olarak ifade ettiğiniz çerçevenin Şeyh Said’in kişiliğiyle, duruşuyla, yaptıklarıyla bir ilgisi olmadığı gibi yazınızda bahsettiğiniz ideolojik eksiklerle, tarihsel bilgi yoksunluğuyla da bağlantılı olmadığı çok açıktır. Cumhuriyetin ilk yıllarına yönelik açılan tarihsel tartışmaların bağlamından kopartıldığında geride bırakılanlarda yeni acılar bırakmasına neden olduğu, bunun da cumhuriyetin kurucu felsefesine de cumhuriyetin kurucu kadrolarına da bir fayda sağlamadığı açıktır. 1925 yılında Cumhuriyete karşı başlatılmış Şeyh Said İsyanı’nı bastırmak ve devrin koşullarında bunu idamla neticelendirmek ne kadar meşru bir hak ise, Şeyh Said’in torunlarının, dedelerinin mezar yerinin nerede olduğunu sormaları da meşru bir haktır." Özgür Özel, mektubunun sonunda kişisel tarihini de örnek göstererek, yaptığım değerlendirmenin haksız olduğunu vurguluyordu: "En başında da ifade ettiğim gibi ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak Mustafa Kemal Atatürk’ten tarafım. Yıllardır yaptığım siyaset, yol ayrımlarında takındığım tutum, cemaatler ve tarikatların eğitime müdahalesi, devlete ve orduya sızmalarına karşı isyanım, yargıdaki cemaat yapılanmalarına ve onların kumpaslarına karşı durduğum yer ortada iken, beni ve tutumumu çok yakından izleyen bir gazeteci olarak böyle bir yazıyı kaleme almanız beni çok üzdü ve düşündürdü." Mektup, şöyle bitiyordu: "Fikir özgürlüğüne olan inancım ve basın özgürlüğüne olan tüm saygımla sizi selamlıyorum." Özgür Özel’den aldığım mektubun tamamı böyle… CHP VE KURUCU PARTİ Liderler çoğu zaman onaylayan ordusuyla dolaşıyor. Bizim işimiz ise eleştirel olmayı gerektiriyor. Haliyle bu tartışmayı yararlı ve düzeltici buluyorum. Uyarı temelsiz değil. Din eksenli ve etnik temelli gericiliğin ortak bir yanı var. İkisi de Cumhuriyet devrimini hedef alıyor. Tartışma ne olursa olsun sorun Cumhuriyet’te aranıyor. Sonunda da devrimden özür diletilmeye çalışılıyor. Sanmayın ki sadece geçmişe dair bir mesele konuşuluyor. Gericilik geçmişi bugünü dönüştürmenin manivelası yapıyor. Kadın-erkek eşitliğinden anayasal yurttaşlığa, laiklikten ulusal egemenliğe kadar günümüze dair bütün hesaplarını geçmiş muhasebesi üzerinden görüyor. Son yıllarda kurucu felsefeyle mesafesi tartışılan Cumhuriyet’in kurucu partisi de gündelik siyaseti öncelerken bu kapana sıkışıyor. Bu sebeple de din ve mezhep savaşlarıyla kanın aktığı bir coğrafyada, halen dinci ya da etnikçi ideolojiler değil, Cumhuriyet felsefesi tartışılıyor. AKP, MHP, İYİ ya da DEM Parti… Türkiye’de her parti aldığı oylarla iktidar olabilir. Yine de hep bir eksiği kalır: Kurucu parti olma özelliği. CHP, hiç iktidar olamasa dahi kurucu parti olma özgünlüğüne sahip. Hem iktidarın politikaları hem de kendi hatalarıyla bu durum boynunda bir yük gibi görünüyor. Oysa 21. Yüzyılda karşılaştığımız 20. Yüzyıl sorunlarıyla yüzleşmede, "kurucu parti kimliği", CHP için imkanlar yaratıyor. Yeter ki Cumhuriyet devrimlerini savunma utangaçlığından kurtulabilsin. Yıllar önce hapishanede tanıştık Özgür Özel ile. Hakkını yemeyeyim, kaldığımız cezaevinin en istikrarlı ziyaretçisiydi. Aynı yerdeydik. Bugün o, sadece CHP vekili değil, partinin genel başkanı. Bana sorarsanız, Şeyh Sait meselesine girerken kullandığı, çoğu zaman Cumhuriyet’le sorunlu liderlerden duyduğumuz "Cumhuriyete, cumhuriyetin kurucu kadrolarına, kurucu babalarına saygılıyız" sözü, kurucu partinin ruh halini anlatıyor. Zira Cumhuriyet de kurucuları da CHP için, mesafeli bir saygı duyacağı eski sevgili değil. Aksine "Cumhuriyet de kurucusu da biziz" diyeceği devamlılık hikayesi. Haliyle bugün en azından ruh hali olarak Özgür Özel ile ayrı yerdeyiz. Barış Terkoğlu Özel'in kifayetsizliğini iyi özetlemiş. Sen cahil, korkak ve o koltuğu oturmayı hak etmeyecek derecede ve hatta Kılıçdaroğlu'ndan bile daha düşük seviyeli bir profilsin Özgür Özel. Şeyh Sait'in mezar yerinin bulunup her yıl gerici ve ayrılıkçı gösterilerin yapılmasını mı istiyorsun pek müstakbel Atatürk ilkelerine bağlı CHP genel başkanı? ABD Bin Ladin'i okyanusun ortasına niye attı? Bir yerlere yaranayım diye çırpınırsan işte böyle battıkça batarsın "Cumhuriyet'in kurucu kadrolarına saygılı" Özgür Özel. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hopdediks-Dediğimdediks -- 21 Aralık 2023; 16:0:12 > |
Özgür Özel'den Yeni Şeyh Sait Açıklaması
-
-
aga bu solcular neden böyle? bir cümleyi farklı terimlerle 3-4 defa yazınca ne oluyor?
ki yazı tamamı ile algı.
Atatürk, kemalizm fikrinin temelidir, kendisidir. Nasyo Sosyalizmin ete kemiğe bürünmüş halidir. Bir Timur, Bir Atilla bir Mou Tun Şan-yü dür.
sadece dersimdekiler değil, mardindekiler de ayaklansaydı, Atatürk yine aynı tedaviyi uygulayacaktı. buna ırkçılık diyebilirsiniz. ama benzeri menemen'de de yapıldı. yani kendi seçici algınız ile kalırsınız.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pskillercheto -- 21 Aralık 2023; 16:21:31 > -
Şu an bir karşı devrim süreci içindeyiz ancak bu süreç Erdoğan'ın hayatı ile aynı sürede ayakta kalabilecek şu an uzatmaları oynayan bir saman alevi den öte değil.
Günümüzde Çözüm sürecinde etnik gericiliğe, Gülencilijle kol kola girilmesini ardından ülkenin gördüğü büyük zarar sonrası dinci gericiliğin nedenlerinin bu Pkk ve Frthullahçıların iddia ettikleri gibi Cumhuriyet'i yarattığı sorunlar değil tam tersi Cumhuriyet bunlarla mücadele ettiği için uğradığı iftiralar oldugunu az çok günümüzde Erdoğan bile farketti.
Bu nedenle Karsı Devrim akını eskisi kadarda güçlü değil. Erdoğan bile Atatürkçülükle belli oranda barışmak zorunda kaldı nitekim deneme yanılma yolu ile çok acı yoldan deneyimledi çünkü Atatürkçülük ve Cumhuriyet düşmanlarının söylemöerinin sahteliği i, bunların neden değil kendi çıkarları için uydurulmuş bahaneler olduğunu.
Umuyorum ki bütün bu iftiralara, terör sevicilğe, Saidtaparlığa karşı bu süreçten Cumhuriyet daha güçlü çıkacaktır. Nitekim birilerinin iddia ettiği gibi Atatürkçülüğü bir devlet rejimi olmadığı iktidarın bütün çabalarına karşın, devletten hiçbir destek görmese bile Atatrürkçülüğün sokaklarda, halk arasındaki yaygınlığı hiç olmadığı kadar güçlendi. Gelecekte bu siyaseti etkileyecek bugünden bunu farkeden siyasetçiler önümüzdeki yılları domine edeceklerdir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 21 Aralık 2023; 16:25:22 >
-
Terkoğlu'nun yazısıyla senin yazdıklarının ne alakası var?
-
Bir kıvılcıma bakar her şey. Seçim sonrası AKP eğer MHP'yi ikna ederse ki bence Bahçeli ne desen he der, bu iş başlar. Üstelik karşı devrim lafına da gerek yok. Yeni anayasa ile eskinin üzerine toprak da atılacak. Cumhuriyet'i kuran parti de onu savunmadıktan sonra ortada ne devrim kalır ne de cumhuriyet.
-
Birinci ve İkinci Balkan savaşlarında 5 milyon Türk ve Müslüman 3 ayda içinde ya öldürüldü ya da anadolu topraklarına sürüldü,Bu kaçkınların yarısı yollarda hastalıktan,açlıktan,soğuktan öldüler.
https://twitter.com/umitozdag/status/1737794422287237607
Özgür Özel;Soykırıma uğrayan Türk ve Müslümanlara kılıç artığı diyene sözü yok mu?
https://twitter.com/Haberinizcomtr/status/1736452836714561757
-
Yazıyı okudum ve bakıyorum bir kamyon laf var ama SONUÇ ne ?
Sonuç koca bir sıfır gene. CHP genel başaknı laf çevirmiş durmuş... İşin özünde hiç bir şey yok gene.
Ayrıca bunu neden özel mektup ile cevap veriyor ! Açık cevap verse ya. Gurup toplantısında söylese ya !
Veya sonuç odaklı ne söylemiş ! Ben gene Şeyh Said haindir lafını göremedim ?
Veya biz Şeyh Said bulvarını kesinlikle kabul etmiyoruz tüm milletvekilleri toplanıp bunun kaldırıması için mahkemeye gidiyoruz gibi bir lafta göremedim !
Havanda su dövmek laf çevirmek dışında hiç bir şey yok.
-
Nazicilik oynuyor abisi :))
ÖzkanK. Senin parti neden söylemiyor ve üstüne üstlük bir güzel bulvar açıyor.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-7735754F2 -- 21 Aralık 2023; 16:53:47 > -
İlk olarak şu Cumhuriyeti kuran Parti lafını bir geçiniz i. CHP kapatıldı bu yeni kurulan parti adına CHP denilen başka bir parti.
. İkinci olarak Atatürkçüler yıllarca devlet koruması nedeniyle yumuşadılar, hümanist hale geldiler. Aşırı sol gibi hayal tccarlarına kapıldılar, milliyetçilikten koptular, dejenere oldular. Sonuçta da bugün yasadıkları zilleti yaşıyorlar.
Bu durum Atatürkçülerin ayaklarının yeniden yere basmasın, karsı taraftaki, insanlardaki çirkinliği görmelerine, kendileri e öeki düzen verip mücadele etmeyi öğrenmelerini ve eninde sonunda özleri e dönemlerine neden olacak.
Atatürk Kurtuluş mücadelesi verirken Anadolu'daki harekete tüm dünyada milliyetçiler deniliyordu. Atatürk sadece batıcı bşr lider değil, sadece laiklik bir lider değildi. Çok ciddi biçimde memleket edebiyatı, halk dinin araştırılması, halk folklörünün bulunması Kısacası Türklerin mahalli kimliğine de byk önem veren biriydi. Bizdeki dejenere solculara zamanla bunu farkedecrk.
Kısacası rahat zamanlar zayıf insanlar yarattı. O zayıf insanlarda Chpyi yitirdi. Bu zor zamanlarda daha akıllı, Atatürk'ün mirasını daga ayakları yere basacak şekilde, daha özüne uygun anlatacak nesiller yetiştirecek. Kısacası zor zamanlar güçlü insanlar yaratacak.
Bu açıdan bu felaket biz Atatürkçüler yasamak zorundaydık. Bundan sonra ise mücadele kolay veya kısa olmayacak ancak en azından hayal aleminde yasayan hümanist - çekingen - SJW solcusu gibi tek boynuzlu at arayan manyaklar olmaktan çıkıp gercek Atatürkçülere dönüşeceğiz.
-
O adami salla ya, birsey yaziyorsun hemen solcu, batici, liberal oldugunu soyleyip konuyla bir alakasi olmayan seyler yazma basliyor. Her gun batinin igrencligini elestirip kendisi almanya da yasayiyordu sanirim
-
Tarihte herkesin hainleri başka başka şu anda said kazandi,Atatürk yönetimi kaybetti diyelim isyan başarılı oldu bambaşka bir tarih olurdu, benim için bir güç savaşı karışık yıllar.
Hain olup olmadığına tam netleştirmem için zaman makinesi icad edip kendi gözümle görmem şahid olmam lazım kimsenin yazdığı yanlı tarihe güvenmiyorum ,koyu islamcılar içinde kemalistler içinde benim için güç savaşı.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 21 Aralık 2023; 17:6:43 > -
İsyan başarılı olsa ne olacaktı? Sovyetler tarafından kuzeyden işgal edilecekti, Sovyetler gören İngilizler de güneyden saldıracak ülke 20 yıl önce kılpayı kurtulduğu felakete geri sürüklenecekti. İnsanlardaki sosyal gerilemeye düşünmek bile istemiyorum. Bugün ise Mısır gibi 3000 dolar milli gelirle herhangi bir Arap İsrail savaşı için sokaklara gazoz döküyor olurdun. Gerçi o kısmı kısmen bugün bile var...
-
o senin fikrin adamların derdi yine bir halife din devleti olmaktı osmanlının devamı olarak kaybettiler olay bu iç savaş Atatürk kazandı ve temizledi gayet doğal kim olsa temizlerdi, savaş acımasızdır.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 21 Aralık 2023; 17:5:47 > -
Şunu anlamıyorsun ki. Bizm aptal olma lüksümüz yok, geri kalma lüksümüz yok, kuşlar geldi taş attı ordu yendi vb hikayelere inanma lüksümüz yok.
Bizim coğrafyamız tehlikeli. Atatürk diplomasi alanında, dünyayı görme - okuma ve doğru hamleler yapma konusunda çok yetkin bir insandı. Dünya kamuoyunu etkilemeyi, Türkiyeyi dünyaya doğru yansıtmaya iyi biliyordu. Yumuşak gücü kullanmayı iyi biliyordu.
Başa bir aptal gelseydi, hurafelere masallara inanan biri gelseydi yine saçmasapan bir maceraya atılıp yokokup giderdik. Dediğim gbi kuzeyinde Sovyetler güneyinde İngilizler var. Sen ise mahvolmuş bir imparatorluğun enkazını toplamaya çalışıyorsun. Bu iş için yetenekli bir adam gerekir.
Atatürk dönemin ruhunu iyi okudu. Türkyeyi dönemin gerektirdiği şekilde dönüştürdü. Türkiyenin tekrar güçlenecek kadar uzun süre ayakta kalmasını sağladı. Möntrö ve Hatay gibi iki önemli diplomatik başarı ilerde bayrağı devretti.
Şeyh Said gibiler ise kendi hayal alemleribde yasayan yarı vahşi insanlardı beğenin veya beğenmeyin gercek bu. Tüm dünya sömürge olmuştu ve o geleneksel yolu savunanlar heryerde kaybettiler.
Basarılı olan Japonya ise Meiji restorasyonu da Atatürk rkün yaptıklarının eserini yaparak kurtuldu.
-
Allah korumuş ülkeyi çok şükür Mayısta bunlar kaybetti -
Yalınız kazanan tarafta şeyh saidin hain olmadığına inanan daha çok.
İslamcıların asma emrinde Atatürke yüklenmesini saçma buluyorum,niye astı diye kızıyorlar, adam baş kaldırı yapmış iç savaş kim kimi yerse, evcilik oyunu filan sanıyorlar herhalde affediyorum unutalım gitsin tarzı komik.
Said tarafı kazansaydı tam tersi olucaktı Atatürk ü hain diye asacaklardı belki mezarı bile olmayabilirdi.
Tarih ince keskin cizgilerle bezelidir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 21 Aralık 2023; 17:47:27 > -
Yorumunuzun büyük bir kısmına katılmıyorum.Türkiye'nin bir karşı devrime maruz kaldığı doğru ama bu karşı devrim malum kişi ve onun dönemiyle başlamadı.Bu karşı devrim tam olarak 14 Mayıs 1950'de DP'nin iktidar olmasıyla başladı.DP'nin iktidara gelmesinden bir ay kadar kısa bir süre sonra Cumhuriyet rejiminin yaptığı devrimler hedef alınmaya başlanmış ve Adnan Menderes 'Halka mal olan ve olmayan inkılaplar mevcuttur' diyerek karşı devrim sürecinin siyasi öncüsü olmuştur.DP iktidarı ile Cumhuriyetin ilk yıllarında baskı altında tutulan cemaat ve tarikatlar hem toplum hem de devlet içinde tekrar güçlenmeye başlamıştır.Özellikle 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ABD'nin 'Yeşil kuşak' projesi kapsamında Türkiye'de gericiliğin önü olabildiğince açılmıştır.
Bu nedenle malum kişinin dönemi sona erdikten sonra karşı devrim hareketlerinin sona ereceğini düşünmek pek gerçekçi değil.
Dahası malum kişi ve zihniyetinin son 20 yılda yaşanılanlardan ders çıkarttığını da düşünmüyorum.Gericilik ve bölücülük T.C. tarihinde hiç olmadığı kadar güç kazanmış durumdadır.Fetö benzeri yığınlarca cemaat ve tarikatın 15 Temmuz 2016'dan sonra daha da güçlendiklerine şahit oluyoruz.2018'den beride cemaat ve tarikat yapılanmalarının toplumun yaşam biçimini değiştirmeye çalıştıklarını görüyoruz.Üniversite bahar şenliklerinin,konserlerin,festivallerin vs iptal edildiğine şahit olduk ve oluyoruz.Son İsrail-Filistin çatışması bahane edilerek doğrudan insanların yaşam biçimine saldırdıklarını da görüyoruz.Dahası cemaat ve tarikat yapılanmalarının hem devlet hem de TSK içinde yapılanmaya gittiklerine dair haberler basına yansıyor.Geçen günlerde de bu ülkenin MEB bakanı çıkıp cemaat ve tarikatları 'STK' olarak değerlendirip onlarla çalışmaya devam edeceklerini gururla söyleyebildi.
Yine PKK ile bağlantısı olan DEM'in (eski adıyla DTP-BDP-HDP-YSP) TBMM'de açık açık apoyu övebildiklerine ve onlara karşı hala daha hiçbir işlem yapılmadığını görebiliyoruz.Yine HÜDAPAR'ın açık açık vatana ihanetten idam edilen birisini sahiplendiğini ve TBMM'de övebildiğini görüyoruz ve onlarada hiçbir işlem yapılmış değil.Bunları geçtim bizzat devletin atadığı bir kayyum belediyesinin vatana ihanetten idam edilen birisinin adını yapılan bulvara verdiğine şahit olduk.
Durum buyken malum kişi ve temsil ettiği görüşün 20 yılda yaşanılanlardan ders çıkarttığını ileri sürmek söylediğim gibi pek gerçekçi bir yaklaşım değil.
-
Küçük kemal oldu bu iyice zıvanadan çıktılar
-
Max Almanci. Kafa gidik bu elemanin.
-
bak cevap vermedim bekledim. birkaç meczup kendince zokayı görmüş, atlamış falan. çünkü düşünebildikleri bu. dünya görmemişler ki görebildikleri ile de bu kadar...
bu yazdıklarım neden mi böyle?
şeyh saidi geçiyorsun karşına nuri dersimi ile Tunceli çıkıyor. yine bir kürd ayaklanması. siz solcuların koruduğu başka bir konu. bende o konu üzerinden, siz birer sanışerin ilk evresinde olduğunuzdan; Atatürk'e gizli "ırkçı" yakıştırması yapan kürçülere hep destek çıktığınızdan; tuncelide sırf "bunlar kürd vurun kafalarına" olmadığını, menemen'de de Türk halkından olan bunu destekleyen yerli halka da sert davranıldığını yazdım.
ama hata bende. herkesi kendim kıssadan hisseyi kapacak sanıyorum.
sanışer demişken de sanışer'in güncelleme almış halinin introsunu paylaştığı hali. burada kendisi v1 sürümü ile sanışer v2 arasında farkı anlatıyor.
Şanışertwitter“10 yıl kadar önce genç bir Cihangir solcusu olarak Atatürk’ün yaptıklarını faşistçe bulduğum, biraz da küçümsediğim bir dönem olmuştu, bütün samimiyetimle çok özür dilerim ya… Ne büyük adammışsın atam sen.”https://twitter.com/sarppalaur/status/1427216217140510723
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
O adami salla ya, birsey yaziyorsun hemen solcu, batici, liberal oldugunu soyleyip konuyla bir alakasi olmayan seyler yazma basliyor. Her gun batinin igrencligini elestirip kendisi almanya da yasayiyordu sanirim |
Benzer içerikler
- fulbright bursu alan türkler
- suriye"de araba fiyatları
- 25 yaşında hakim olunur mu
- b ehliyet 125 cc eğitimi ücreti
- gerçek atatürk fotoğrafları
- e devlet kimlik kısıtlama
- apple yüz tanıma davası sonucu
- dünyanın en zengin ülkesi
- davud sapanı
- türkiye"nin en büyük fabrikası
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X