Şimdi Ara

Reenkarnasyon

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
62
Cevap
0
Favori
2.242
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Doğa bir denge içerisindedir. Felsefe de bu böyle geçer. Yani tamamen bir döngü vardır. Gece-gündüz, yaz-kış vb. bütün doğa bir süre yaşar yada canlıdır. bir süre ölür ya da cansızdır. Bu kainatın her yerinde benzer döngüyle devam eder. yıldızlar parçalanır-yenileri oluşur. insanlarda böyledir belli bir bioritme sahiptir. bir dönem dışadönüktür-mutludur-umutludur bir dönem içedönüktür-mutsuz ve umutsuzdur. şimdi bunun konuyla ne ilgisi olduğu düşünenlere şöyle açıklayayım.

    Evren kendi yasalarıyla yönetilir bu yasalar her canlının ve ya cansızın mutlak uyumuyla hareket eder.Herşeyin bir ölüm ve yaşam döngüsü vardır. Acaba bizler yani insanoğlu da belli bir döngü içinde yaşam ve ölüm arasında gidip gelmektemiyiz. bir dönem ölü- bir dönem canlı yani netice olarak bir dönem bir bedenle varlığı yaşarken- bir dönem bedensizlikle yokluğu mu yaşıyoruz. İnsanoğlu ki oda bu evrenin ürünü böyle bir varlıksa önümüze bir kavram çıkıyor reenkarnasyon...

    Reenkarne olmuş insanlara hiç rastladınız mı bilmiyorum. geçmiş yaşam ını hatırlayanlar. tv. geyiği degil gerçekten içinde hiçbir yalan barındırmadıgını düşündüğünüz insanlara. ben bir kişi biliyorum. ailesinin bütün karşı çıkmalarına karşın söylediklerindeen vazgeçmeyen ve eski hayatında birlikte olduğu insanları hatırlayan ve onları bile şoka sokup duygusal anlar yaşatan bir insan inanılmaz-ama gerçek. böyle birini tanıyorsanız ve ya böyle biriyseniz paylaşırsanız sevinirim...







  • Şahsi fikrim reenkarnasyon diye bir şeyin olamayacağı üstüne ,
    ama bazı durumlar varki cidden insan şaşkınlığını gizleyemiyor örn: Fransada doğup 30 yaşına kadar yaşayan sonrada birden bire başka bir dil konuşmaya ve yazmaya başlayan bir kadın vardı işin garibi kadın 1300 lerde kullanılan bir rus şivesi ile konuşup yazıyordu ? daha da ilginci kadının normal hayatında okur yazar olmaması.

    Bazı bilim çevreleri ise bu durumu insan oğlunun genlerine bağlıyorlar yani genlerin hatıralarıda taşıdığı ve bunun bazı ortamlarda insanlarda su üstüne çıkardığı gibi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diablo1907

    Bu mesaj silindi.
    quote:

    Orjinalden alıntı: diablo1907

    senin sorunun kronolojik=''ahiret inanci eksik''


    @diablo1907 neden bu şekilde bir üslubu tercih ediyorsun? Arkadaşın sorunlu olduğunu da kim söyledi? Arkadaş bir konuda bilgi yazmış ve kendisi gibi düşünenlerle bir etkileşim içerisine girmek istiyor belli. Ancak sen bu şekilde bir cevap yazdığında bir başkası çıkıp: " İşte sizin İslamiyet anlayışınız bu. Kendinizden başka herkesi sorunlu buluyorsunuz" diye yazsa ne olur?

    Kusura bakma @diablo1907. Moderatör veya Admin değilim. Seni yargılamak değil niyetim inan bana. Haddime de değil bu. Ancak bu bölümde üslubumuza biraz daha dikkat edersek daha iyi olur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    quote:

    Orjinalden alıntı: diablo1907

    senin sorunun kronolojik=''ahiret inanci eksik''


    @diablo1907 neden bu şekilde bir üslubu tercih ediyorsun? Arkadaşın sorunlu olduğunu da kim söyledi? Arkadaş bir konuda bilgi yazmış ve kendisi gibi düşünenlerle bir etkileşim içerisine girmek istiyor belli. Ancak sen bu şekilde bir cevap yazdığında bir başkası çıkıp: " İşte sizin İslamiyet anlayışınız bu. Kendinizden başka herkesi sorunlu buluyorsunuz" diye yazsa ne olur?

    Kusura bakma @diablo1907. Moderatör veya Admin değilim. Seni yargılamak değil niyetim inan bana. Haddime de değil bu. Ancak bu bölümde üslubumuza biraz daha dikkat edersek daha iyi olur.

    Alıntıları Göster
    @trackfind500
    tam da bunları söylemek istiyodum
    sağol tercüman olmuşsun




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mathildaa

    @trackfind500
    tam da bunları söylemek istiyodum
    sağol tercüman olmuşsun

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: -[Tr]T.Y.D-

    @trackfind500
    tam da bunları söylemek istiyodum
    sağol tercüman olmuşsun


    Ben de aynı senin dediğini diyecektim.Sen de bana tercüman olmuşsun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: StranGe_PassenGer

    quote:

    Orjinalden alıntı: -[Tr]T.Y.D-

    @trackfind500
    tam da bunları söylemek istiyodum
    sağol tercüman olmuşsun


    Ben de aynı senin dediğini diyecektim.Sen de bana tercüman olmuşsun.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: StranGe_PassenGer

    quote:

    Orjinalden alıntı: -[Tr]T.Y.D-

    @trackfind500
    tam da bunları söylemek istiyodum
    sağol tercüman olmuşsun


    Ben de aynı senin dediğini diyecektim.Sen de bana tercüman olmuşsun.


    sıtrenç beni mi takip ediyosun
    bu arada bloguna mesaj atamıyorum haberin olsun




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    quote:

    Orjinalden alıntı: diablo1907

    senin sorunun kronolojik=''ahiret inanci eksik''


    @diablo1907 neden bu şekilde bir üslubu tercih ediyorsun? Arkadaşın sorunlu olduğunu da kim söyledi? Arkadaş bir konuda bilgi yazmış ve kendisi gibi düşünenlerle bir etkileşim içerisine girmek istiyor belli. Ancak sen bu şekilde bir cevap yazdığında bir başkası çıkıp: " İşte sizin İslamiyet anlayışınız bu. Kendinizden başka herkesi sorunlu buluyorsunuz" diye yazsa ne olur?

    Kusura bakma @diablo1907. Moderatör veya Admin değilim. Seni yargılamak değil niyetim inan bana. Haddime de değil bu. Ancak bu bölümde üslubumuza biraz daha dikkat edersek daha iyi olur.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    quote:

    Orjinalden alıntı: diablo1907

    senin sorunun kronolojik=''ahiret inanci eksik''


    @diablo1907 neden bu şekilde bir üslubu tercih ediyorsun? Arkadaşın sorunlu olduğunu da kim söyledi? Arkadaş bir konuda bilgi yazmış ve kendisi gibi düşünenlerle bir etkileşim içerisine girmek istiyor belli. Ancak sen bu şekilde bir cevap yazdığında bir başkası çıkıp: " İşte sizin İslamiyet anlayışınız bu. Kendinizden başka herkesi sorunlu buluyorsunuz" diye yazsa ne olur?

    Kusura bakma @diablo1907. Moderatör veya Admin değilim. Seni yargılamak değil niyetim inan bana. Haddime de değil bu. Ancak bu bölümde üslubumuza biraz daha dikkat edersek daha iyi olur.

    belkide haklisin daha nazik olmaliydim kusura bakma yuzuncu ad




  • quote:

    Orijinalden alıntı: diablo1907

    quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    quote:

    Orjinalden alıntı: diablo1907

    senin sorunun kronolojik=''ahiret inanci eksik''


    @diablo1907 neden bu şekilde bir üslubu tercih ediyorsun? Arkadaşın sorunlu olduğunu da kim söyledi? Arkadaş bir konuda bilgi yazmış ve kendisi gibi düşünenlerle bir etkileşim içerisine girmek istiyor belli. Ancak sen bu şekilde bir cevap yazdığında bir başkası çıkıp: " İşte sizin İslamiyet anlayışınız bu. Kendinizden başka herkesi sorunlu buluyorsunuz" diye yazsa ne olur?

    Kusura bakma @diablo1907. Moderatör veya Admin değilim. Seni yargılamak değil niyetim inan bana. Haddime de değil bu. Ancak bu bölümde üslubumuza biraz daha dikkat edersek daha iyi olur.

    belkide haklisin daha nazik olmaliydim kusura bakma yuzuncu ad

    Alıntıları Göster
    arkadaşlar sorun deil. ben burda bu işi bilimsel olarak araştırmış arkadaşların görüşlerini paylaşmak okumak istiyorum..

    islam inancında böyle birşey olmaması gerektiğinin farkındayım ama tasavvuf la ilgilenenler varsa orda da reenkarnasyonun geçtiğini göreceksiniz.

    bu bir merak ve olumlu veya olumsuz önemli deil sadece fikir alışverişi olsun kestirip atmanın bizi bir kademe daha ileri götürmesi mümkün deil. ayrıca google dan aratıldığında şak diye önümüze çıkan bir forum bu kaliteli yazılar herkesin ilgisini çeker daha çok paylaşım ortamı olur....


    vikipedide reenkarnasyon araştırmalarıyla ilgili şu bilgiler var...

    Reenkarnasyon araştırmalarının özellikleri [değiştir]

    Vakaların ve verilerin ulaştığı miktarın çokluğundan, reenkarnasyon taraftarları için teorinin doğru oldugu kesin sayılır
    Araştırmaların büyük bölümü Üniversiteler tarafından gerçekleştirildi
    Madde ve metodlar açıkça ortaya konulmuştur
    Uzman dergilerinde bilmsel tartışmalar olmuştur
    4 Üniversite tarafından tekrarlanan deneylerin benzer neticeler gösterdigi bilinir
    Araştırmalar dinlerden bağımsız gerçekleşmiştir
    Arastırmalarda maddi çıkarlar gözetilmemiştir
    Araştırma tekniklerindeki titizlik eleştiriciler tarafından da kabul edilmiştir. Verilerin yorumu sadece tartışma konusu
    20. Yüzyılda Prof. Ian Stevenson önceki hayatını hatırladığını söyleyen yaklaşık 1000 çocuğun vakasını araştırdı.

    bu konuda ayrıntılı bilgi içeren siteleri bilenler varsa tavsiye edebilirler...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yüzüncü ad

    arkadaşlar sorun deil. ben burda bu işi bilimsel olarak araştırmış arkadaşların görüşlerini paylaşmak okumak istiyorum..

    islam inancında böyle birşey olmaması gerektiğinin farkındayım ama tasavvuf la ilgilenenler varsa orda da reenkarnasyonun geçtiğini göreceksiniz.

    bu bir merak ve olumlu veya olumsuz önemli deil sadece fikir alışverişi olsun kestirip atmanın bizi bir kademe daha ileri götürmesi mümkün deil. ayrıca google dan aratıldığında şak diye önümüze çıkan bir forum bu kaliteli yazılar herkesin ilgisini çeker daha çok paylaşım ortamı olur....


    vikipedide reenkarnasyon araştırmalarıyla ilgili şu bilgiler var...

    Reenkarnasyon araştırmalarının özellikleri [değiştir]

    Vakaların ve verilerin ulaştığı miktarın çokluğundan, reenkarnasyon taraftarları için teorinin doğru oldugu kesin sayılır
    Araştırmaların büyük bölümü Üniversiteler tarafından gerçekleştirildi
    Madde ve metodlar açıkça ortaya konulmuştur
    Uzman dergilerinde bilmsel tartışmalar olmuştur
    4 Üniversite tarafından tekrarlanan deneylerin benzer neticeler gösterdigi bilinir
    Araştırmalar dinlerden bağımsız gerçekleşmiştir
    Arastırmalarda maddi çıkarlar gözetilmemiştir
    Araştırma tekniklerindeki titizlik eleştiriciler tarafından da kabul edilmiştir. Verilerin yorumu sadece tartışma konusu
    20. Yüzyılda Prof. Ian Stevenson önceki hayatını hatırladığını söyleyen yaklaşık 1000 çocuğun vakasını araştırdı.

    bu konuda ayrıntılı bilgi içeren siteleri bilenler varsa tavsiye edebilirler...

    Alıntıları Göster
    ---------------------

    Reerkarnasyon'um amacı olgunlaşma bilinçlenme ruhun tekamüle ermesi olarak açıklanıyor..
    Yoksa dünyada herkes eşit şartlarda doğmuyor bu şekildeki bir yaşam adaletsiz olurdu , olgunlaşmasını tamamlamamış olan ruh tekrar rearnke olarak bu sürece girmiş oluyor..

    Onlar bir insanın ruhunun kemale ermesi için bir kere dünyaya gelmesi yetmez defalarca başka başka bedenlerde dünyaya yeniden gelmesi gerekir diye iddia ederler..

    Uyuttukları ve transa soktukları süjeyi geçmiş hayatına hatta hayatlarına geri döndürebilmektedirler..

    --------------------
    Olaya din ve bilim gözüyle bakmadan mantık'lı bir bakış açısıyla yorumlamaya çalışacağım.
    Bir kere reerkarnasyon varsa tanrı vardır bunun kaçışı yok.. Eğer bu süreç iyiye gidilmesi için tanrı tarafından kurulmuşsa bu işte bir terslik var dünya iyiye gitmesi gerekirken tam tersine doğru gidiyor..
    İnsanlar daha hırslı , egolu, kötü, duygusuz oluyor herkes melek değil ama bu süreç reerkarnasyonun oluşum fikriyle uyuşmuyor.. Tanrı neden kötüye giden bir sistem kursun 1. soru bu geliyor akla..
    Biliniyorki tanrı etki ediyorsa, hep insan'ın iyiye gidişi için etki ediyor, kötülüğü için değil.

    Olaya bilim açısından bakanlar içinde şunu söylüyeyim , bilim ruh ve duygu anlamında neyi incelemiştir neye merak sarmıştırki bu olayı bilim gözüyle yorumluyalım bilim tamamen maddecidir.
    Bilim kesin ve net deliller ister aksi takdirde kesinlikle kabul görmez onun açısından, inancın ve mantıklı düşüncenin ön planda olduğu bu tür olaylarda kesinlikle %100 delil olmaz olayın sağlaması yapılamaz.

    Geçmişteki hayatını hatırlıyanlar hiç bilmediği dili konuşanlar olduğu söyleniyor ben bunların hepsinin şarlatan olduğunu düşünmüyorum, ama bunu ben geçmişte yaşadım o an ile ilgili herşeyi biliyorum bunlar doğru ben rearnke oldum o yüzden biliyorum diye açıklanamaz..

    Parapsikolog (medyum , ruhçu ...vs.) tarafından uyutulan süje için

    uykunun devreleri , kademeleri vardır !

    Süje 3. kademe DERİN UYKU haline girdiğinde beyin beden üzerindeki bütün hakimiyetini ve insiyatifini kaybettiği anda o insanın düşünce odaklarına , o an 100 - 150 yaşında bir bilgili cin devreye girer ve sanki süje konuşuyormuş gibi süjenin ağzını ve bedenini kullanarak çevresindeki insanlarla diyaloğa girmektedir !

    Hatta bu sesleri bir hayvandan da duyabilirsiniz !

    Bunun kaynağı o insanın beyninin tüm hakimiyetini ele geçiren , o insanın beyninde doğan düşünce akışının bağlı olduğu merkez olan cinlerden başkası değildir !!!

    Bu tür olaylarda genellikle posese edilmiş bir insan vakası mevcuttur..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mika_hakinen

    ---------------------

    Reerkarnasyon'um amacı olgunlaşma bilinçlenme ruhun tekamüle ermesi olarak açıklanıyor..
    Yoksa dünyada herkes eşit şartlarda doğmuyor bu şekildeki bir yaşam adaletsiz olurdu , olgunlaşmasını tamamlamamış olan ruh tekrar rearnke olarak bu sürece girmiş oluyor..

    Onlar bir insanın ruhunun kemale ermesi için bir kere dünyaya gelmesi yetmez defalarca başka başka bedenlerde dünyaya yeniden gelmesi gerekir diye iddia ederler..

    Uyuttukları ve transa soktukları süjeyi geçmiş hayatına hatta hayatlarına geri döndürebilmektedirler..

    --------------------
    Olaya din ve bilim gözüyle bakmadan mantık'lı bir bakış açısıyla yorumlamaya çalışacağım.
    Bir kere reerkarnasyon varsa tanrı vardır bunun kaçışı yok.. Eğer bu süreç iyiye gidilmesi için tanrı tarafından kurulmuşsa bu işte bir terslik var dünya iyiye gitmesi gerekirken tam tersine doğru gidiyor..
    İnsanlar daha hırslı , egolu, kötü, duygusuz oluyor herkes melek değil ama bu süreç reerkarnasyonun oluşum fikriyle uyuşmuyor.. Tanrı neden kötüye giden bir sistem kursun 1. soru bu geliyor akla..
    Biliniyorki tanrı etki ediyorsa, hep insan'ın iyiye gidişi için etki ediyor, kötülüğü için değil.

    Olaya bilim açısından bakanlar içinde şunu söylüyeyim , bilim ruh ve duygu anlamında neyi incelemiştir neye merak sarmıştırki bu olayı bilim gözüyle yorumluyalım bilim tamamen maddecidir.
    Bilim kesin ve net deliller ister aksi takdirde kesinlikle kabul görmez onun açısından, inancın ve mantıklı düşüncenin ön planda olduğu bu tür olaylarda kesinlikle %100 delil olmaz olayın sağlaması yapılamaz.

    Geçmişteki hayatını hatırlıyanlar hiç bilmediği dili konuşanlar olduğu söyleniyor ben bunların hepsinin şarlatan olduğunu düşünmüyorum, ama bunu ben geçmişte yaşadım o an ile ilgili herşeyi biliyorum bunlar doğru ben rearnke oldum o yüzden biliyorum diye açıklanamaz..

    Parapsikolog (medyum , ruhçu ...vs.) tarafından uyutulan süje için

    uykunun devreleri , kademeleri vardır !

    Süje 3. kademe DERİN UYKU haline girdiğinde beyin beden üzerindeki bütün hakimiyetini ve insiyatifini kaybettiği anda o insanın düşünce odaklarına , o an 100 - 150 yaşında bir bilgili cin devreye girer ve sanki süje konuşuyormuş gibi süjenin ağzını ve bedenini kullanarak çevresindeki insanlarla diyaloğa girmektedir !

    Hatta bu sesleri bir hayvandan da duyabilirsiniz !

    Bunun kaynağı o insanın beyninin tüm hakimiyetini ele geçiren , o insanın beyninde doğan düşünce akışının bağlı olduğu merkez olan cinlerden başkası değildir !!!

    Bu tür olaylarda genellikle posese edilmiş bir insan vakası mevcuttur..

    Alıntıları Göster
    Ruh nedir? Ruhun insandan ayrı br madde bir varlık olduğunu düşünmek ne kadar mantıklı? Eğer ruh başka düşüncelere başka yaşamlara sahipse biz şuan yaşayan kişi kim? Sizce kim olarak yargılanacaksınız? Ruhunuz mu sorguya çekilecek siz mi? Ruh biziz arkadaşlar, ruh bedenden ayrı bir şey değil bizden ayrı yaşamıyor. Kendimizi bir robotun içinde kontrolü ele almış olarak düşünmeliyiz. Ruh olarak binmişiz bedene sürüyoruz yani.

    Eğer tekrar var olma başka bedende dünyaya gelme gerçek olsaydı iyilik yapmak aptallık olurdu. Zira bu inanışa göre çalanda dirilecek başka bedende diğerinin canını malını gözeten de.

    Bu tip inanışları kestirme cennet arayışı içinde olanların kısa yolları olarak görüyorum. Evet çevremizde bir çok bizle eşit şartlarda yaşamayan insan var görüyoruz. Adalet konusunda ister istemez şüphe duymamıza neden oluyor bu gördüklerimiz. Eğer ben o çingenenin yerinde olsaydım ne kadar inançlı iyi biri olabilirdim diye düşünmüşüzdür.

    Fakat çevrenizde gördüklerinizin herkesin sizle aynı derecede sorgulanacağından nasıl emin olabilirsiniz ki? Eğer şartlar eşit değilse yargılama da ona göre yapılacaktır. Yani şartların eşitsizliği bireylerin tekrar tekrar yaşamasını gerektirmez. Burada çeken ödülü başka yerde bulabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Speed-Step

    Ruh nedir? Ruhun insandan ayrı br madde bir varlık olduğunu düşünmek ne kadar mantıklı? Eğer ruh başka düşüncelere başka yaşamlara sahipse biz şuan yaşayan kişi kim? Sizce kim olarak yargılanacaksınız? Ruhunuz mu sorguya çekilecek siz mi? Ruh biziz arkadaşlar, ruh bedenden ayrı bir şey değil bizden ayrı yaşamıyor. Kendimizi bir robotun içinde kontrolü ele almış olarak düşünmeliyiz. Ruh olarak binmişiz bedene sürüyoruz yani.

    Eğer tekrar var olma başka bedende dünyaya gelme gerçek olsaydı iyilik yapmak aptallık olurdu. Zira bu inanışa göre çalanda dirilecek başka bedende diğerinin canını malını gözeten de.

    Bu tip inanışları kestirme cennet arayışı içinde olanların kısa yolları olarak görüyorum. Evet çevremizde bir çok bizle eşit şartlarda yaşamayan insan var görüyoruz. Adalet konusunda ister istemez şüphe duymamıza neden oluyor bu gördüklerimiz. Eğer ben o çingenenin yerinde olsaydım ne kadar inançlı iyi biri olabilirdim diye düşünmüşüzdür.

    Fakat çevrenizde gördüklerinizin herkesin sizle aynı derecede sorgulanacağından nasıl emin olabilirsiniz ki? Eğer şartlar eşit değilse yargılama da ona göre yapılacaktır. Yani şartların eşitsizliği bireylerin tekrar tekrar yaşamasını gerektirmez. Burada çeken ödülü başka yerde bulabilir.

    Alıntıları Göster
    arada benimde kafamı kurcalıyo bu şey ama fazla umursamıyorum...
    Kuranı kerim yok diyor ozamn yok...düşünmeye , kurcalamaya, saçmalamaya gerek de yok....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: onlyone

    arada benimde kafamı kurcalıyo bu şey ama fazla umursamıyorum...
    Kuranı kerim yok diyor ozamn yok...düşünmeye , kurcalamaya, saçmalamaya gerek de yok....

    Alıntıları Göster
    şöyle bir durum var. tıp ile ilgilenen arkadaşlar varsa bilirler. ölüm tam olarak iki şekilde olur. birincisi solunum durur. ikincisi dolaşım durur. solunum durduğu an beyin ölümü başlar. diğer organlar bir süre canlı kalmaya devam eder. yani böyle bir durumda olay beyinin oksijensiz kalmasından ibarettir. ikinci durum daha bir açıktır. dolaşım durduğu beyne oksijen besin vs. gidemez yine en hassas olan beyin olur ve beyin hücreleri ölmeye başlar. diğer organar yine bir süre canlı kalmaya başlar...

    burdan çıkan durum şudur. ölümde aslolan beyin ölümüdür. bilmem kaç yıl sonra komadan çıkan insanları öldürmeyen şey beyinlerinin hala işlev göstermesidir. yani beyin yaşadığı sürece bir insana öldü tam olarak diyemiyoruz.


    teorik olarak bir insanı kafasından koparıp, bir cihaza bağlasak oda beyin için gereken oksijen besin vs. yi verse o insan yaşamış sayılıyor. bu durumda ruh nerede gibi bir soru aklımıza geliyor. yada biz neredeyiz gibi bir soruda sorulabilir. wild wild west filmini izleyenler ne demek istediğimi daha rahat anlayabilir.


    aslolan beynimizdir dersek.. ruh nerede gibi ikinci bir soru ortaya çıkıyor. bu teoriden yola çıkarsak da beynimiz ölmeden ölmüş sayılmayacağımız için ruh beyindedir veya beyinle ilişkili birşeydir dememiz garip kaçmasa gerek.... olayı biraz daha kurcalarsak beynin her yerinin yaşamla ilişkili olmadığını görürüz.


    yine tıp okuyan arkadaşlar benden daha iyi bilir ama canlı beyin üzerinde araştırma yapma olanağı zayıf olduğu için beyindeki bölgelerin işte görmeden sorumlu, okumadan sorumlu, hatırlamadan sorumlu gibi kısımları olduğunu düşünürler. düşünürler diyorum net bir kanıt ortaya koymak oldukça güçtür.

    şimdi burdan birazda sıkıntıya sokarsak. cihaza bağladığımız beynin bu kısımları teorik olarak öldürelim böylece bu insan beyni görmüyor, duymuyor, hatırlamıyor, üzülmüyor, sevinmiyor vs. gibi birşey olacak...

    sonuç olarak elimizde sadece yaşayan birşey kalacak. şimdi bu yaşayan şeye ruh adını verebilirmiyiz... sonuç olarak bu şeye insan diyemeyiz. makinada diyemeyiz. ama elimizde yaşayan birşey olduğunu da inkar edemeyiz. buna ruh adını verirsek ruh aslında biyolojik-kimyasal birşey olarak önümüze çıkacak. buna ruh demeyip canlı beyin hücreleri adını versek bu adamın aslında öldüğünü ya da ruhunun göçtüğünü söyleyip elimizde sadece birazcık beyin hücresi kaldı diyebiliriz. bu da bir yaklaşım ama bu yaşam taşıyan bir hücre grubu olacak. çünkü insanın bacağını kesip attığımızda o insana ölmüş gibi yaklaşmayız dimi. bacağınada canlı bir varlık gibi davranmayız. bu durumda o hücreler için sadece bir avuç kan dememiz de garip olur.


    burdan yapılacak iki yorum cıkıyor. ruh diye birşey yoktur herşey fizyolojiktir. o zaman dinsiz sayılıyoruz. ya da ruh vardır ve ancak hücrenin bilmem kaç hücresiyle birlikte varolur. ikiside burada din çatışması yapan arkadaşların hoşuna giden bir yaklaşım olmayacak bunun tam olarak farkındayım. ancak görünen o ki ben varlığı bedenimizde biryerlerde gizli ve o yerlerde bedenimizin çok küçük biryerini kapsıyor.

    son olarak diyebileceğim o ben varlığı belkide beynin hiç bir yerinde deil veya vücudun. ben yada ruhta diyebiliriz daha bir enerjisel bişeydir. bu enerjisel şey vücudumuz etrafında ama fiziksel birşey degil. o halde bu enerjisel şeyin başka bir yerlerde başka bir bedene geçmesi çok mu mantıksız oluyor. çok mu yanlış oluyor. ...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: onlyone

    arada benimde kafamı kurcalıyo bu şey ama fazla umursamıyorum...
    Kuranı kerim yok diyor ozamn yok...düşünmeye , kurcalamaya, saçmalamaya gerek de yok....

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: onlyone

    arada benimde kafamı kurcalıyo bu şey ama fazla umursamıyorum...
    Kuranı kerim yok diyor ozamn yok...düşünmeye , kurcalamaya, saçmalamaya gerek de yok....


    arkadasim herhangi bir dusunceye sirf kuranda var diye uzerinde hic dusunmeden inanmak sencede isin kolayina kacmak degil mi? kuranin her kelimesinin dogruluguna inaniyorum yanlis anlama ama beynimizi sus olsun diye tasimiyoruz di mi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yüzüncü ad

    şöyle bir durum var. tıp ile ilgilenen arkadaşlar varsa bilirler. ölüm tam olarak iki şekilde olur. birincisi solunum durur. ikincisi dolaşım durur. solunum durduğu an beyin ölümü başlar. diğer organlar bir süre canlı kalmaya devam eder. yani böyle bir durumda olay beyinin oksijensiz kalmasından ibarettir. ikinci durum daha bir açıktır. dolaşım durduğu beyne oksijen besin vs. gidemez yine en hassas olan beyin olur ve beyin hücreleri ölmeye başlar. diğer organar yine bir süre canlı kalmaya başlar...

    burdan çıkan durum şudur. ölümde aslolan beyin ölümüdür. bilmem kaç yıl sonra komadan çıkan insanları öldürmeyen şey beyinlerinin hala işlev göstermesidir. yani beyin yaşadığı sürece bir insana öldü tam olarak diyemiyoruz.


    teorik olarak bir insanı kafasından koparıp, bir cihaza bağlasak oda beyin için gereken oksijen besin vs. yi verse o insan yaşamış sayılıyor. bu durumda ruh nerede gibi bir soru aklımıza geliyor. yada biz neredeyiz gibi bir soruda sorulabilir. wild wild west filmini izleyenler ne demek istediğimi daha rahat anlayabilir.


    aslolan beynimizdir dersek.. ruh nerede gibi ikinci bir soru ortaya çıkıyor. bu teoriden yola çıkarsak da beynimiz ölmeden ölmüş sayılmayacağımız için ruh beyindedir veya beyinle ilişkili birşeydir dememiz garip kaçmasa gerek.... olayı biraz daha kurcalarsak beynin her yerinin yaşamla ilişkili olmadığını görürüz.


    yine tıp okuyan arkadaşlar benden daha iyi bilir ama canlı beyin üzerinde araştırma yapma olanağı zayıf olduğu için beyindeki bölgelerin işte görmeden sorumlu, okumadan sorumlu, hatırlamadan sorumlu gibi kısımları olduğunu düşünürler. düşünürler diyorum net bir kanıt ortaya koymak oldukça güçtür.

    şimdi burdan birazda sıkıntıya sokarsak. cihaza bağladığımız beynin bu kısımları teorik olarak öldürelim böylece bu insan beyni görmüyor, duymuyor, hatırlamıyor, üzülmüyor, sevinmiyor vs. gibi birşey olacak...

    sonuç olarak elimizde sadece yaşayan birşey kalacak. şimdi bu yaşayan şeye ruh adını verebilirmiyiz... sonuç olarak bu şeye insan diyemeyiz. makinada diyemeyiz. ama elimizde yaşayan birşey olduğunu da inkar edemeyiz. buna ruh adını verirsek ruh aslında biyolojik-kimyasal birşey olarak önümüze çıkacak. buna ruh demeyip canlı beyin hücreleri adını versek bu adamın aslında öldüğünü ya da ruhunun göçtüğünü söyleyip elimizde sadece birazcık beyin hücresi kaldı diyebiliriz. bu da bir yaklaşım ama bu yaşam taşıyan bir hücre grubu olacak. çünkü insanın bacağını kesip attığımızda o insana ölmüş gibi yaklaşmayız dimi. bacağınada canlı bir varlık gibi davranmayız. bu durumda o hücreler için sadece bir avuç kan dememiz de garip olur.


    burdan yapılacak iki yorum cıkıyor. ruh diye birşey yoktur herşey fizyolojiktir. o zaman dinsiz sayılıyoruz. ya da ruh vardır ve ancak hücrenin bilmem kaç hücresiyle birlikte varolur. ikiside burada din çatışması yapan arkadaşların hoşuna giden bir yaklaşım olmayacak bunun tam olarak farkındayım. ancak görünen o ki ben varlığı bedenimizde biryerlerde gizli ve o yerlerde bedenimizin çok küçük biryerini kapsıyor.

    son olarak diyebileceğim o ben varlığı belkide beynin hiç bir yerinde deil veya vücudun. ben yada ruhta diyebiliriz daha bir enerjisel bişeydir. bu enerjisel şey vücudumuz etrafında ama fiziksel birşey degil. o halde bu enerjisel şeyin başka bir yerlerde başka bir bedene geçmesi çok mu mantıksız oluyor. çok mu yanlış oluyor. ...

    Alıntıları Göster
    quote:


    Speed-Step

    Eğer tekrar var olma başka bedende dünyaya gelme gerçek olsaydı iyilik yapmak aptallık olurdu. Zira bu inanışa göre çalanda dirilecek başka bedende diğerinin canını malını gözeten de.


    bence bu doğru deil. neden birincisi bir iyilik bir amaç güdülerek yapılmışsa o ne kadar iyilik olabilir. karşılığında çıkar-yarar beklediğimiz şey iyilik midir.? ben iyilik yaptım Allah ta bana iyilik yapsın demek bir alışveriş olmuyormu. Benim yaptığım iyiliğin karşılığı Cennet olsun böyle birşey düşünülebilirmi. bu samimi bir davranışmı??
    ikincisi böyle bir düşünce inanmayan insanlar kötüdür gibi birşey doğuyor. adam inanmadığı için kötümü olmak zorunda. hem inanmıyor hem iyi enayimi oldu bu şimdi.

    iyilik veya kötülük içten gelen birşeydir. birileri yapar birileri yapmaz. ne iyilik yapan inandığı için yapar. ne de kötülük yapan inanmadığı için yapar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yüzüncü ad

    şöyle bir durum var. tıp ile ilgilenen arkadaşlar varsa bilirler. ölüm tam olarak iki şekilde olur. birincisi solunum durur. ikincisi dolaşım durur. solunum durduğu an beyin ölümü başlar. diğer organlar bir süre canlı kalmaya devam eder. yani böyle bir durumda olay beyinin oksijensiz kalmasından ibarettir. ikinci durum daha bir açıktır. dolaşım durduğu beyne oksijen besin vs. gidemez yine en hassas olan beyin olur ve beyin hücreleri ölmeye başlar. diğer organar yine bir süre canlı kalmaya başlar...

    burdan çıkan durum şudur. ölümde aslolan beyin ölümüdür. bilmem kaç yıl sonra komadan çıkan insanları öldürmeyen şey beyinlerinin hala işlev göstermesidir. yani beyin yaşadığı sürece bir insana öldü tam olarak diyemiyoruz.


    teorik olarak bir insanı kafasından koparıp, bir cihaza bağlasak oda beyin için gereken oksijen besin vs. yi verse o insan yaşamış sayılıyor. bu durumda ruh nerede gibi bir soru aklımıza geliyor. yada biz neredeyiz gibi bir soruda sorulabilir. wild wild west filmini izleyenler ne demek istediğimi daha rahat anlayabilir.


    aslolan beynimizdir dersek.. ruh nerede gibi ikinci bir soru ortaya çıkıyor. bu teoriden yola çıkarsak da beynimiz ölmeden ölmüş sayılmayacağımız için ruh beyindedir veya beyinle ilişkili birşeydir dememiz garip kaçmasa gerek.... olayı biraz daha kurcalarsak beynin her yerinin yaşamla ilişkili olmadığını görürüz.


    yine tıp okuyan arkadaşlar benden daha iyi bilir ama canlı beyin üzerinde araştırma yapma olanağı zayıf olduğu için beyindeki bölgelerin işte görmeden sorumlu, okumadan sorumlu, hatırlamadan sorumlu gibi kısımları olduğunu düşünürler. düşünürler diyorum net bir kanıt ortaya koymak oldukça güçtür.

    şimdi burdan birazda sıkıntıya sokarsak. cihaza bağladığımız beynin bu kısımları teorik olarak öldürelim böylece bu insan beyni görmüyor, duymuyor, hatırlamıyor, üzülmüyor, sevinmiyor vs. gibi birşey olacak...

    sonuç olarak elimizde sadece yaşayan birşey kalacak. şimdi bu yaşayan şeye ruh adını verebilirmiyiz... sonuç olarak bu şeye insan diyemeyiz. makinada diyemeyiz. ama elimizde yaşayan birşey olduğunu da inkar edemeyiz. buna ruh adını verirsek ruh aslında biyolojik-kimyasal birşey olarak önümüze çıkacak. buna ruh demeyip canlı beyin hücreleri adını versek bu adamın aslında öldüğünü ya da ruhunun göçtüğünü söyleyip elimizde sadece birazcık beyin hücresi kaldı diyebiliriz. bu da bir yaklaşım ama bu yaşam taşıyan bir hücre grubu olacak. çünkü insanın bacağını kesip attığımızda o insana ölmüş gibi yaklaşmayız dimi. bacağınada canlı bir varlık gibi davranmayız. bu durumda o hücreler için sadece bir avuç kan dememiz de garip olur.


    burdan yapılacak iki yorum cıkıyor. ruh diye birşey yoktur herşey fizyolojiktir. o zaman dinsiz sayılıyoruz. ya da ruh vardır ve ancak hücrenin bilmem kaç hücresiyle birlikte varolur. ikiside burada din çatışması yapan arkadaşların hoşuna giden bir yaklaşım olmayacak bunun tam olarak farkındayım. ancak görünen o ki ben varlığı bedenimizde biryerlerde gizli ve o yerlerde bedenimizin çok küçük biryerini kapsıyor.

    son olarak diyebileceğim o ben varlığı belkide beynin hiç bir yerinde deil veya vücudun. ben yada ruhta diyebiliriz daha bir enerjisel bişeydir. bu enerjisel şey vücudumuz etrafında ama fiziksel birşey degil. o halde bu enerjisel şeyin başka bir yerlerde başka bir bedene geçmesi çok mu mantıksız oluyor. çok mu yanlış oluyor. ...

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: yüzüncü ad


    şöyle bir durum var. tıp ile ilgilenen arkadaşlar varsa bilirler. ölüm tam olarak iki şekilde olur. birincisi solunum durur. ikincisi dolaşım durur. solunum durduğu an beyin ölümü başlar. diğer organlar bir süre canlı kalmaya devam eder. yani böyle bir durumda olay beyinin oksijensiz kalmasından ibarettir. ikinci durum daha bir açıktır. dolaşım durduğu beyne oksijen besin vs. gidemez yine en hassas olan beyin olur ve beyin hücreleri ölmeye başlar. diğer organar yine bir süre canlı kalmaya başlar...

    burdan çıkan durum şudur. ölümde aslolan beyin ölümüdür. bilmem kaç yıl sonra komadan çıkan insanları öldürmeyen şey beyinlerinin hala işlev göstermesidir. yani beyin yaşadığı sürece bir insana öldü tam olarak diyemiyoruz.


    teorik olarak bir insanı kafasından koparıp, bir cihaza bağlasak oda beyin için gereken oksijen besin vs. yi verse o insan yaşamış sayılıyor. bu durumda ruh nerede gibi bir soru aklımıza geliyor. yada biz neredeyiz gibi bir soruda sorulabilir. wild wild west filmini izleyenler ne demek istediğimi daha rahat anlayabilir.


    aslolan beynimizdir dersek.. ruh nerede gibi ikinci bir soru ortaya çıkıyor. bu teoriden yola çıkarsak da beynimiz ölmeden ölmüş sayılmayacağımız için ruh beyindedir veya beyinle ilişkili birşeydir dememiz garip kaçmasa gerek.... olayı biraz daha kurcalarsak beynin her yerinin yaşamla ilişkili olmadığını görürüz.


    yine tıp okuyan arkadaşlar benden daha iyi bilir ama canlı beyin üzerinde araştırma yapma olanağı zayıf olduğu için beyindeki bölgelerin işte görmeden sorumlu, okumadan sorumlu, hatırlamadan sorumlu gibi kısımları olduğunu düşünürler. düşünürler diyorum net bir kanıt ortaya koymak oldukça güçtür.

    şimdi burdan birazda sıkıntıya sokarsak. cihaza bağladığımız beynin bu kısımları teorik olarak öldürelim böylece bu insan beyni görmüyor, duymuyor, hatırlamıyor, üzülmüyor, sevinmiyor vs. gibi birşey olacak...

    sonuç olarak elimizde sadece yaşayan birşey kalacak. şimdi bu yaşayan şeye ruh adını verebilirmiyiz... sonuç olarak bu şeye insan diyemeyiz. makinada diyemeyiz. ama elimizde yaşayan birşey olduğunu da inkar edemeyiz. buna ruh adını verirsek ruh aslında biyolojik-kimyasal birşey olarak önümüze çıkacak. buna ruh demeyip canlı beyin hücreleri adını versek bu adamın aslında öldüğünü ya da ruhunun göçtüğünü söyleyip elimizde sadece birazcık beyin hücresi kaldı diyebiliriz. bu da bir yaklaşım ama bu yaşam taşıyan bir hücre grubu olacak. çünkü insanın bacağını kesip attığımızda o insana ölmüş gibi yaklaşmayız dimi. bacağınada canlı bir varlık gibi davranmayız. bu durumda o hücreler için sadece bir avuç kan dememiz de garip olur.


    burdan yapılacak iki yorum cıkıyor. ruh diye birşey yoktur herşey fizyolojiktir. o zaman dinsiz sayılıyoruz. ya da ruh vardır ve ancak hücrenin bilmem kaç hücresiyle birlikte varolur. ikiside burada din çatışması yapan arkadaşların hoşuna giden bir yaklaşım olmayacak bunun tam olarak farkındayım. ancak görünen o ki ben varlığı bedenimizde biryerlerde gizli ve o yerlerde bedenimizin çok küçük biryerini kapsıyor.

    son olarak diyebileceğim o ben varlığı belkide beynin hiç bir yerinde deil veya vücudun. ben yada ruhta diyebiliriz daha bir enerjisel bişeydir. bu enerjisel şey vücudumuz etrafında ama fiziksel birşey degil. o halde bu enerjisel şeyin başka bir yerlerde başka bir bedene geçmesi çok mu mantıksız oluyor. çok mu yanlış oluyor. ...


    tebrikler çok güzel bir açıklama olmuş.

    insanların eskiden beri gelen bir huyudur bilmedikleri bir şeyi doğaüstü bir kavrama yüklerler.

    eskiden hissetmenin sinirsel bir olay olduğu bilinmiyordu,onun için hisseden ruhumuzdur denildi yani bilinmeyen bir kavrama bağlandı
    sonra gören,duyan işiten ruhtur denildi olmadı
    en sonunda düşünmenin ruhların yapmış olduğu bir faaliyet olduğu idda ediliyordu ki düşünmenin de beyindeki düşünme merkezinde olan bir sinirsel aktivite olduğu bulundu..

    yani şuan ruhun görevi kalmadı..daha doğrusu sizin de anlattığınız gibi canlı kalmanın tıbbi kıstasları yazıldığında ruhu yerleştirecek yer dahi bulamıyorsunuz!

    umarım bu sizi biraz düşündürür.

    oysa dinlerin ruh tanımı farklıdır.gören,duyan işiten,düşünen,eylemi gerçekleştiren her şey ruhtur.sonra dabu ruh hesaba çekilecektir..
    hesaba çekmek için ise (yani yakmak için) o ruhu tekrar bedene sokmak gerekir.çünkü her türlü faaliyetten sorumlu tutulan ruh bir bedene girmeden yine hissedemez.
    öyleyse ona ateşin azabını hissettirmek için yine bir bedene sokmak gerekir.

    bunun esası şudur.insanlar acıyı bedenlerinde hissederler.yani beyinlerinde!eğer tekrar bedene sokulacak denmese insanlara beden olmadan nasıl bir acı çekileceği anlatılamaz.çünkü ruh kavramı sadece kafalarda oluşturulan bir imajdır..bu imajın nasıl acı çekeceğini insanlar bilemez.onun için tekrar bedene sokma ve yakma tehdidi vardır..

    bazı ilahiyatçılara göre ise cennet ve cehennem tamaiyle semboliktir.sadece öğütlerin tutulması halinde nasıl bir şey yaşayacağınızı hissettirmek,öğütlerin tutulmaması halinde ise nasıl bir azap çekeceğinizi hissettirmek için anlatılan tasvirlerdir.

    yani ne yönden bakarsan bak ruh muh yok.bu sadece insanların oluşturduğu bir kavram!öyleyse reenkarnasyon nasıl olabilir?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yüzüncü ad

    şöyle bir durum var. tıp ile ilgilenen arkadaşlar varsa bilirler. ölüm tam olarak iki şekilde olur. birincisi solunum durur. ikincisi dolaşım durur. solunum durduğu an beyin ölümü başlar. diğer organlar bir süre canlı kalmaya devam eder. yani böyle bir durumda olay beyinin oksijensiz kalmasından ibarettir. ikinci durum daha bir açıktır. dolaşım durduğu beyne oksijen besin vs. gidemez yine en hassas olan beyin olur ve beyin hücreleri ölmeye başlar. diğer organar yine bir süre canlı kalmaya başlar...

    burdan çıkan durum şudur. ölümde aslolan beyin ölümüdür. bilmem kaç yıl sonra komadan çıkan insanları öldürmeyen şey beyinlerinin hala işlev göstermesidir. yani beyin yaşadığı sürece bir insana öldü tam olarak diyemiyoruz.


    teorik olarak bir insanı kafasından koparıp, bir cihaza bağlasak oda beyin için gereken oksijen besin vs. yi verse o insan yaşamış sayılıyor. bu durumda ruh nerede gibi bir soru aklımıza geliyor. yada biz neredeyiz gibi bir soruda sorulabilir. wild wild west filmini izleyenler ne demek istediğimi daha rahat anlayabilir.


    aslolan beynimizdir dersek.. ruh nerede gibi ikinci bir soru ortaya çıkıyor. bu teoriden yola çıkarsak da beynimiz ölmeden ölmüş sayılmayacağımız için ruh beyindedir veya beyinle ilişkili birşeydir dememiz garip kaçmasa gerek.... olayı biraz daha kurcalarsak beynin her yerinin yaşamla ilişkili olmadığını görürüz.


    yine tıp okuyan arkadaşlar benden daha iyi bilir ama canlı beyin üzerinde araştırma yapma olanağı zayıf olduğu için beyindeki bölgelerin işte görmeden sorumlu, okumadan sorumlu, hatırlamadan sorumlu gibi kısımları olduğunu düşünürler. düşünürler diyorum net bir kanıt ortaya koymak oldukça güçtür.

    şimdi burdan birazda sıkıntıya sokarsak. cihaza bağladığımız beynin bu kısımları teorik olarak öldürelim böylece bu insan beyni görmüyor, duymuyor, hatırlamıyor, üzülmüyor, sevinmiyor vs. gibi birşey olacak...

    sonuç olarak elimizde sadece yaşayan birşey kalacak. şimdi bu yaşayan şeye ruh adını verebilirmiyiz... sonuç olarak bu şeye insan diyemeyiz. makinada diyemeyiz. ama elimizde yaşayan birşey olduğunu da inkar edemeyiz. buna ruh adını verirsek ruh aslında biyolojik-kimyasal birşey olarak önümüze çıkacak. buna ruh demeyip canlı beyin hücreleri adını versek bu adamın aslında öldüğünü ya da ruhunun göçtüğünü söyleyip elimizde sadece birazcık beyin hücresi kaldı diyebiliriz. bu da bir yaklaşım ama bu yaşam taşıyan bir hücre grubu olacak. çünkü insanın bacağını kesip attığımızda o insana ölmüş gibi yaklaşmayız dimi. bacağınada canlı bir varlık gibi davranmayız. bu durumda o hücreler için sadece bir avuç kan dememiz de garip olur.


    burdan yapılacak iki yorum cıkıyor. ruh diye birşey yoktur herşey fizyolojiktir. o zaman dinsiz sayılıyoruz. ya da ruh vardır ve ancak hücrenin bilmem kaç hücresiyle birlikte varolur. ikiside burada din çatışması yapan arkadaşların hoşuna giden bir yaklaşım olmayacak bunun tam olarak farkındayım. ancak görünen o ki ben varlığı bedenimizde biryerlerde gizli ve o yerlerde bedenimizin çok küçük biryerini kapsıyor.

    son olarak diyebileceğim o ben varlığı belkide beynin hiç bir yerinde deil veya vücudun. ben yada ruhta diyebiliriz daha bir enerjisel bişeydir. bu enerjisel şey vücudumuz etrafında ama fiziksel birşey degil. o halde bu enerjisel şeyin başka bir yerlerde başka bir bedene geçmesi çok mu mantıksız oluyor. çok mu yanlış oluyor. ...

    Alıntıları Göster
    reenkarnasyon neresinden bakarsan bak bir saçmalık. çok eski devirlerden beri de var bu inanış. ruhun tekamül etmesi eğer dünyaya gelip gitmesiyle olacaksa, bu olmadı baştan sistemini kim kurdu? bir tanrı mı? inandığımız tek bir tanrı var o da Allah. O ise ölümle olayın bittiğini, yaşadığı hayattaki yanlışları telafi etmek için ölen bir çok kişinin tekrar dünyaya dönmek isteyeceklerini ama buna izin olmadığını, döndürülmeyeceklerini bildiriyor. islama taban tabana zıt bu inanış.

    eğer reenkarnasyon olsaydı geçmiş yaşantılarını hatırladıklarını iddia eden bir kaç kişi değil, bir çok kişi olması gerekirdi öyle ya, madem hatırlanıyor 3-5 kişi değil en azından onbinlerce kişinin geçmiş yaşantılarını hatırlamaları gerekirdi. biz de çocukken sağda solda geçmiş hayatlarını hatırlayanların hikayelerini anlatanlardan bu tarz şeyleri duyardık. adanada bir çocuk, izmirde bir kadın vs. tamam da neden bir kaç kişi? neden bir çok kişi değil de bir kaç kişi?

    reenkarnasyona son yıllarda Türkiyede inananlar epey çoğaldı. bu inanışın sebebi ne olabilir? altında reenkarnasyonun olmasını istemek yatıyor olabilir mi? yani ölümle bu dünya üzerindeki seyahatimizin bitmeyeceği, kaçırdıklarını telafi etme şansı vs gibi özlemler yatıyor olabilir mi bu inanışın altında?

    ruhun tekrar dünyaya geleceği bedeni kim belirliyor? bir tanrı mı? evet öyle zannediliyor. öyleyse özellikle Türkiyede reenkarnasyona inananlar bir tanrı inancı taşıdıkları için reenkarnasyon fos çıksa dahi işi kurtaracaklarını mı zannediyorlar? inandıkları tanrı ile inanmaları gereken Allah aynı tanrı değil tabi. inandıkları tanrı diye bir tanrı yok. ruhları sıraya dizip tekrar tekrar dünyaya gönderen ve her defasında notlar verip yeni yeni bedenlere yerleştiren bir tanrı yok. dolayısıyla inandıkları tanrı ve sistem külliyen fos çıkacak ve bu inanç işlerine yaramayacak bu da işin bir başka boyutu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nofrost

    quote:

    Orjinalden alıntı: yüzüncü ad


    şöyle bir durum var. tıp ile ilgilenen arkadaşlar varsa bilirler. ölüm tam olarak iki şekilde olur. birincisi solunum durur. ikincisi dolaşım durur. solunum durduğu an beyin ölümü başlar. diğer organlar bir süre canlı kalmaya devam eder. yani böyle bir durumda olay beyinin oksijensiz kalmasından ibarettir. ikinci durum daha bir açıktır. dolaşım durduğu beyne oksijen besin vs. gidemez yine en hassas olan beyin olur ve beyin hücreleri ölmeye başlar. diğer organar yine bir süre canlı kalmaya başlar...

    burdan çıkan durum şudur. ölümde aslolan beyin ölümüdür. bilmem kaç yıl sonra komadan çıkan insanları öldürmeyen şey beyinlerinin hala işlev göstermesidir. yani beyin yaşadığı sürece bir insana öldü tam olarak diyemiyoruz.


    teorik olarak bir insanı kafasından koparıp, bir cihaza bağlasak oda beyin için gereken oksijen besin vs. yi verse o insan yaşamış sayılıyor. bu durumda ruh nerede gibi bir soru aklımıza geliyor. yada biz neredeyiz gibi bir soruda sorulabilir. wild wild west filmini izleyenler ne demek istediğimi daha rahat anlayabilir.


    aslolan beynimizdir dersek.. ruh nerede gibi ikinci bir soru ortaya çıkıyor. bu teoriden yola çıkarsak da beynimiz ölmeden ölmüş sayılmayacağımız için ruh beyindedir veya beyinle ilişkili birşeydir dememiz garip kaçmasa gerek.... olayı biraz daha kurcalarsak beynin her yerinin yaşamla ilişkili olmadığını görürüz.


    yine tıp okuyan arkadaşlar benden daha iyi bilir ama canlı beyin üzerinde araştırma yapma olanağı zayıf olduğu için beyindeki bölgelerin işte görmeden sorumlu, okumadan sorumlu, hatırlamadan sorumlu gibi kısımları olduğunu düşünürler. düşünürler diyorum net bir kanıt ortaya koymak oldukça güçtür.

    şimdi burdan birazda sıkıntıya sokarsak. cihaza bağladığımız beynin bu kısımları teorik olarak öldürelim böylece bu insan beyni görmüyor, duymuyor, hatırlamıyor, üzülmüyor, sevinmiyor vs. gibi birşey olacak...

    sonuç olarak elimizde sadece yaşayan birşey kalacak. şimdi bu yaşayan şeye ruh adını verebilirmiyiz... sonuç olarak bu şeye insan diyemeyiz. makinada diyemeyiz. ama elimizde yaşayan birşey olduğunu da inkar edemeyiz. buna ruh adını verirsek ruh aslında biyolojik-kimyasal birşey olarak önümüze çıkacak. buna ruh demeyip canlı beyin hücreleri adını versek bu adamın aslında öldüğünü ya da ruhunun göçtüğünü söyleyip elimizde sadece birazcık beyin hücresi kaldı diyebiliriz. bu da bir yaklaşım ama bu yaşam taşıyan bir hücre grubu olacak. çünkü insanın bacağını kesip attığımızda o insana ölmüş gibi yaklaşmayız dimi. bacağınada canlı bir varlık gibi davranmayız. bu durumda o hücreler için sadece bir avuç kan dememiz de garip olur.


    burdan yapılacak iki yorum cıkıyor. ruh diye birşey yoktur herşey fizyolojiktir. o zaman dinsiz sayılıyoruz. ya da ruh vardır ve ancak hücrenin bilmem kaç hücresiyle birlikte varolur. ikiside burada din çatışması yapan arkadaşların hoşuna giden bir yaklaşım olmayacak bunun tam olarak farkındayım. ancak görünen o ki ben varlığı bedenimizde biryerlerde gizli ve o yerlerde bedenimizin çok küçük biryerini kapsıyor.

    son olarak diyebileceğim o ben varlığı belkide beynin hiç bir yerinde deil veya vücudun. ben yada ruhta diyebiliriz daha bir enerjisel bişeydir. bu enerjisel şey vücudumuz etrafında ama fiziksel birşey degil. o halde bu enerjisel şeyin başka bir yerlerde başka bir bedene geçmesi çok mu mantıksız oluyor. çok mu yanlış oluyor. ...


    tebrikler çok güzel bir açıklama olmuş.

    insanların eskiden beri gelen bir huyudur bilmedikleri bir şeyi doğaüstü bir kavrama yüklerler.

    eskiden hissetmenin sinirsel bir olay olduğu bilinmiyordu,onun için hisseden ruhumuzdur denildi yani bilinmeyen bir kavrama bağlandı
    sonra gören,duyan işiten ruhtur denildi olmadı
    en sonunda düşünmenin ruhların yapmış olduğu bir faaliyet olduğu idda ediliyordu ki düşünmenin de beyindeki düşünme merkezinde olan bir sinirsel aktivite olduğu bulundu..

    yani şuan ruhun görevi kalmadı..daha doğrusu sizin de anlattığınız gibi canlı kalmanın tıbbi kıstasları yazıldığında ruhu yerleştirecek yer dahi bulamıyorsunuz!

    umarım bu sizi biraz düşündürür.

    oysa dinlerin ruh tanımı farklıdır.gören,duyan işiten,düşünen,eylemi gerçekleştiren her şey ruhtur.sonra dabu ruh hesaba çekilecektir..
    hesaba çekmek için ise (yani yakmak için) o ruhu tekrar bedene sokmak gerekir.çünkü her türlü faaliyetten sorumlu tutulan ruh bir bedene girmeden yine hissedemez.
    öyleyse ona ateşin azabını hissettirmek için yine bir bedene sokmak gerekir.

    bunun esası şudur.insanlar acıyı bedenlerinde hissederler.yani beyinlerinde!eğer tekrar bedene sokulacak denmese insanlara beden olmadan nasıl bir acı çekileceği anlatılamaz.çünkü ruh kavramı sadece kafalarda oluşturulan bir imajdır..bu imajın nasıl acı çekeceğini insanlar bilemez.onun için tekrar bedene sokma ve yakma tehdidi vardır..

    bazı ilahiyatçılara göre ise cennet ve cehennem tamaiyle semboliktir.sadece öğütlerin tutulması halinde nasıl bir şey yaşayacağınızı hissettirmek,öğütlerin tutulmaması halinde ise nasıl bir azap çekeceğinizi hissettirmek için anlatılan tasvirlerdir.

    yani ne yönden bakarsan bak ruh muh yok.bu sadece insanların oluşturduğu bir kavram!öyleyse reenkarnasyon nasıl olabilir?

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: nofrost



    bazı ilahiyatçılara göre ise cennet ve cehennem tamaiyle semboliktir.sadece öğütlerin tutulması halinde nasıl bir şey yaşayacağınızı hissettirmek,öğütlerin tutulmaması halinde ise nasıl bir azap çekeceğinizi hissettirmek için anlatılan tasvirlerdir.








    yanlış. bu hristiyan inancında böyledir. islamda yeniden dirilme-hesap-cennet cehennem bedenledir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: C4

    quote:

    Orjinalden alıntı: nofrost



    bazı ilahiyatçılara göre ise cennet ve cehennem tamaiyle semboliktir.sadece öğütlerin tutulması halinde nasıl bir şey yaşayacağınızı hissettirmek,öğütlerin tutulmaması halinde ise nasıl bir azap çekeceğinizi hissettirmek için anlatılan tasvirlerdir.








    yanlış. bu hristiyan inancında böyledir. islamda yeniden dirilme-hesap-cennet cehennem bedenledir.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    quote:

    Orjinalden alıntı: nofrost



    bazı ilahiyatçılara göre ise cennet ve cehennem tamaiyle semboliktir.sadece öğütlerin tutulması halinde nasıl bir şey yaşayacağınızı hissettirmek,öğütlerin tutulmaması halinde ise nasıl bir azap çekeceğinizi hissettirmek için anlatılan tasvirlerdir.








    yanlış. bu hristiyan inancında böyledir. islamda yeniden dirilme-hesap-cennet cehennem bedenledir.


    islam inancında cennet cehennem yok demiyor ilahiyatçı.vardır ama bu illa kaynar kazan şeklin olacak değil diyor..

    ama ben bilemem ne haddime efendim..kaynar kazan yazıyorsa kaynar kazandır ızgara yazıyorsa ızgaradır..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nofrost

    quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    quote:

    Orjinalden alıntı: nofrost



    bazı ilahiyatçılara göre ise cennet ve cehennem tamaiyle semboliktir.sadece öğütlerin tutulması halinde nasıl bir şey yaşayacağınızı hissettirmek,öğütlerin tutulmaması halinde ise nasıl bir azap çekeceğinizi hissettirmek için anlatılan tasvirlerdir.








    yanlış. bu hristiyan inancında böyledir. islamda yeniden dirilme-hesap-cennet cehennem bedenledir.


    islam inancında cennet cehennem yok demiyor ilahiyatçı.vardır ama bu illa kaynar kazan şeklin olacak değil diyor..

    ama ben bilemem ne haddime efendim..kaynar kazan yazıyorsa kaynar kazandır ızgara yazıyorsa ızgaradır..

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: nofrost




    islam inancında cennet cehennem yok demiyor ilahiyatçı.vardır ama bu illa kaynar kazan şeklin olacak değil diyor..

    ama ben bilemem ne haddime efendim..kaynar kazan yazıyorsa kaynar kazandır ızgara yazıyorsa ızgaradır..



    akıl var mantık var. eğer cennet cehennem fiziki olarak değil de tasvirler olarak olacak idiyse neden Allah dünyayı fiziki olarak yarattı? dünyayı da tasvirler diyarı olarak yaratırdı. fiziki bir dünyanın sonucunda sadece ruhun olacağı bir alem olmaz. o zaman dünyaya ruhlar ruh olarak gönderilirdi bedenen değil.

    birde sen bu kazan-ızgara olayına taktın. taktın ama boşa takıyorsun. istiyorsun ki iyi de kötü de aynı muameleye tabi tutulsun kimse ettiğini bulmasın onu mu istiyorsun. burada bir kaç liran çalınsa hırsızdan davacı olursun ama orada bunca zulümleri işleyenlerin cezalandırılmalarına neden takarsın anlayabilmiş değilim.

    açıklarsan belki anlarız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nofrost

    quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    quote:

    Orjinalden alıntı: nofrost



    bazı ilahiyatçılara göre ise cennet ve cehennem tamaiyle semboliktir.sadece öğütlerin tutulması halinde nasıl bir şey yaşayacağınızı hissettirmek,öğütlerin tutulmaması halinde ise nasıl bir azap çekeceğinizi hissettirmek için anlatılan tasvirlerdir.








    yanlış. bu hristiyan inancında böyledir. islamda yeniden dirilme-hesap-cennet cehennem bedenledir.


    islam inancında cennet cehennem yok demiyor ilahiyatçı.vardır ama bu illa kaynar kazan şeklin olacak değil diyor..

    ama ben bilemem ne haddime efendim..kaynar kazan yazıyorsa kaynar kazandır ızgara yazıyorsa ızgaradır..

    Alıntıları Göster
    quote:

    yani şuan ruhun görevi kalmadı..daha doğrusu sizin de anlattığınız gibi canlı kalmanın tıbbi kıstasları yazıldığında ruhu yerleştirecek yer dahi bulamıyorsunuz!

    islamın illa ruhu yerleştirme bir yere iliştirme gibi bir derdi yoktur ki.
    kaldı ki herşey sebep sonuç ilişkisi ile birbirine bağlantılı yaratılmıştır islam herşeyi açık açık bildirse idi zaten sınavın bir anlamı kalmaz idi belli açıklar bırakılmıştır ki insanın gönlündeki meyil netarafa ise otarafa kayar kimine din çocukça bir masal gibi gelir kimi ise bunu düşünenlere çocuk ve nasipsiz gözü ile bakar
    ruhu ille biryere yerleştirmek mantıksız çünki tanımı net bilinmiyor neyden yapılmış nasıldır vs bu ALLAH'ın nasıl bilmiyor ve herhangi bir şekle ve mekana sığdıramıyorsak öyle birşey .
    esa olay dış dünya ile bağlantıdır bağlantıda ana unsur gözler dir göz görür beyne iletilir burda kodlanır ve gerekli beyin bölgesinde şekil oluşur buişleyişin tümü beyinde halledilir ama gerçekte de gördüğümüz kırmızı gül kırmızı renkte midir veya şekli yapısı dokusunu hissettiğimiz gibi midir duyular ile iletilen bilgilerin doğruluğu neye göredir kısacası dış dünya ile ilişkimizi sağlayan organlar neye göre bize bilgileri aktarır bu standard bilgilerin yerleşimi şekillenmesi boyutlandırılması ihtiyaç dahilindemi gerçekten neden tek renk değil neden tek doku da değil.
    şöyle düşünelim birde . bir üreme bandı olsun matrix deki gibi tek fark her bandda tek embriyo değil de 2 embriyo veya çoğul olsun ışık ısı ve hertürlü ortam bilgisi standart olsun üreme koşulları kısaca 2 ve daha çok embriyo için detamamen aynı olsun aynı zamanda oluşsunlar bunlar dünyaya geldiklerinde düşünce yapıları bir mi olacak sevgiden tutun fiziksel istekleri aynımı olacak sizce?
    bu farklılığı oluşturan süreç nedir ?




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.