Üzülerek söylüyorum ki; hayat dolu, bir sürü hobisi ve aktivitesi olan, maddi durumu ortalamanın üzerinde olan bir kıza aşık oldum. Kız maddi durumunun da katkısıyla çok yeri gezmiş, çok büyük bir eve sahip, çok kitap okumuş, 5 yıldızlı otellerde falan tatiller yapmış. "Bir eli yağda, bir eli balda" diye tabir edebileceğimiz bir hayat yaşıyor baba evinde. Pek çok hobi edinmiş, çok fazla arkadaşı olan, rengarenk bir kişilik. Üstüne üstlük çok güzel bir kız. "Bu kız bana bakmaz" diye sürekli kendime telkinler yapıp kendimi yatıştırmaya çalışmama rağmen, kafam durmadan duygusallığa, depresifliğe kayıyor. Zihnim bana sürekli "haydi bu kız sana bakmadı, e ileride başka bir kıza aşık olsan, o da sana bakmayacak" diyor. Bu da başlıktaki maruzatıma bağlı (başlık size biraz alakasız gözüktüyse özür dilerim). Bunu şöyle açabilirim: Z kuşağındaki önemli bir kesim gibi; pek fazla arkadaşı olmayan, asosyal, vaktinin çoğunu internette geçiren, maddi durumu ortalama (hatta ortalamanın altında olan) bir gencim. Hem siyasi, hem ekonomik, hem de sosyal ilişki durumlarımdan ötürü gelecekten pek umutlu olamıyorum maalesef. Hayat dolu, neşeli, çok fazla hobisi olan (yani adam akıllı bir "hayat"ı olan) insanları görünce imreniyorum onlara. "Ben bu yaşıma kadar ne biçim yaşamışım? Eğer hayat denen şey buysa, ben nasıl bu yaşıma kadar gelmişim?" diye üzülüp duruyorum; ancak şu saatten sonra dünyanın en hayat dolu insanı bile olsam, en azından, zamanı geri alamayacağımı ve hayatımın en verimli yıllarının "hayatsız bir asosyal" olarak damgalanacağını biliyorum. Aşık olduğum o kızı hak etmediğimi biliyorum; ama içim içimi kemiriyor. Tut ki bu kız bana bakmadı (ki zaten bakmayacak), başka bir kıza aşık olsam, mesela o kız bana hobilerinden, gezdiği bin bir çeşit yerden, bildiği dillerden falan bahsedecek. Bende ise bunların hiçbiri yok. Çünkü en basitinden tüm bunları yapmama yarayacak kadar param yok. O kızın gözünde "sıkıcı" bir adam olacağım. Çünkü o kızla ortak nokta(ları)mız olmayacak. Daha fazla mahcup olup daha da fazla içime kapanacağım. Zaten pek yakışıklı olduğum da söylenemez. Hal böyleyken, hoşlandığım hiçbir kız bana bakmayacak. -Ne var ki, hep en mükemmellerinden hoşlanıp dururum ben- Hem ne diye baksınlar ki bana? Hangi özelliğimi beğenecekler? Tut ki kız beni beğendi, ailesi o kızı benim gibi bir vasıfsıza verecek mi? Haydi kızlarını verseler, ben o kıza baba evindeki konforu sağlayabilecek miyim? Bunları düşününce kalan üç kuruşluk neşem de kaybolup gidiyor. Eminim ki bu forumda da illaki birilerinin kafasından bunlar -ya da bunlara yakın başka kaygılar- geçiyordur. Biz ne yapacağız böyle arkadaşlar? Sonumuz ne olacak böyle? İçinizden ne geçiyorsa yazın. Hepsini okuyacağım. |
Bildirim