Şimdi Ara

SİLİNSİN (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
109
Cevap
11
Favori
6.710
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
20 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ankaratıplı -- 25 Nisan 2020; 3:23:14 >
  • Dostum ben Bilkent’teyim hiç de o dediğin gibi ‘müşteri’yi memnun etme çabalarına nazır olamadım. Aksine öğrenci yararina aykırı tavır almakta çoğu devlet üniversitesine ders verebilecek durumda. O getirilen pass / fail sistemi de öğrenci yararına ne kadar az şekilde düzenlenebilirse o şekilde düzenlendi (gelene kadarki imza kampanyaları, okula baskı v.s bahsetmiyorum). Sıralama olayına da çok fazla takılıyor insanlar bence tr’de. 300k sıralamadan sabancıya koça giren adamın zaten üniversite sınavı gibi bir derdi yoktur, bu onun aptal veya geri zekalı olduğunu değil sermayesi olduğunu gösterir. Parasını verip okuyabilecek insan da boşu boşuna üniversite sınavına çalışmaz kim olsa yerinde çalışmaz. O okullar da ögrencilerin güllük gülistanlık eğitim gördüğü yerler değil. 250-300k’dan girip de o insanların hiçbir şey yapmadan para vererek okul okuduğunu diploma aldığını düşünmek fazla ön yargılı bir bakış açısı zannımca.

    Not: sabancı ve koçtan bahsetmişsin ancak bilkent hakkında da benzer düşüncen olabileceğini varsayıp bu cevabı yazdım varsayımım yanlışsa ilk kısım geçersiz olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi JusteMilieu -- 22 Nisan 2020; 1:52:1 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hocam kusura bakmayın Bilkent yazmamıştım zaten cümleme ama öyle bir anlam çıktıysa affola. Bilkent üniversitesi ile diğer 2 üniversitenin (adlarını yazmak dahi istemiyorum bu ticarethanelerin) adlarını yan yana bile koymam zaten her şey ortada sonuçta.

    300k mevzusuna gelince adamın parası olup çalışmayıp Koç'a girince gayet normal karşılarsak 1m'den rastgele bir özel üniversite öğrencisine ne diyeceğiz. Onun için de aynı şeyler geçerli onun da kendine göre bir sermayesi var sınava neden çalışsın (işletme okumak istediğini varsayalım) deriz bu böyle uzar gider... O bakımdan hala aynı fikirdeyim diyebilirim.

    Hiçbir şey yapmadan mezun oluyor tarzında bir söylemim de olmadı fakat bir kere okula girdikten sonra %80'i mezun oluyor sonuçta. 2.00 ile veya 4.00 ile.
  • Amerika'da baban sağlam bir iş adamı veya siyasetçi falansa Harvard'a, Yale'a girersin. Bilal Erdoğan Harvard mezunudur. Kendisi dönemin devlet liderlerinden birinin oğlu olduğu için Harvard mezunudur, zekidir salaktır falan demiyorum fakat gerçek bu.

    Amerikan okullarının gücü ekonomilerinde yatar büyük oranda. Ekonomilerinin bir bölümü de çok değerli ve zengin mezunlarından, zengin öğrencilerinden geliyor. Harvard'ın kabul istatistikleri vardı bir yerde, giren çocukların çok büyük bir bölümü varlıklı ailelerin çocukları. Elbette hepsi milyoner değil ve varlıklı ailelerin çocuklarının akademik hayatta sahip oldukları iyi şartlar gereği daha başarılı olacağı söylenebilir. Fakat bu varlıklı ailelerin bir bölümü de Dünya'nın en zenginleri. Harvard'a giren çok zekiler olduğu gibi babası 10 milyon dolar bağış yapabildiği veya çok sağlam bir referans mektubunu sunabildiği için orada olan da var. Babası 10 milyon dolar bağış yapana illa salaktır demiyorum, muhtemelen binlerce insanın işvereni olacağı aşikar fakat onu Harvard'a getiren şey zekasından öte parasıdır. Güzel bir takas mekanizması vardır Harvard, Yale gibi okullarda. Zengin, itibar sahibi, makam-mevki sahibi ailelerin çocukları okula para ve imtiyazlar kazandırır; karşılığında bir ömür Harvard Alumni yazar özgeçmişinde. Harvard ise para ve imtiyaz kazanır, bunu da çok iyi kullanır.

    Pay to study arıyorsanız en gizli kapaklısı bahsettiğiniz Amerikan okullarında yapılıyor. Dolayısıyla ABD'de rakipsizlikten yaptılar ama Türkiye'de Koç ve Sabancı müşteriyi memnun etmeye yaptı demek de pek mantıklı değil açıkçası.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 22 Nisan 2020; 2:45:43 >




  • Bu okulun bazı bölümlerinde okumak için fazla idealist olmak gerekiyor. Hani öğrenmekten haz alan, orada yazan Cgpa için mutlu olan çok insan var. Bundan dolayı sürü psikolojisine bürünülüyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Secxdx -- 22 Nisan 2020; 2:53:46 >
  • Hocam 'first never follows' diye bir laf vardır bilir misiniz ? Amerikadaki okullar için de aynen bu dediğim geçerli işte. O yüzden Amerikan Ivy League'i hakkında konuşmamıza gerek yok. Ben konuştukça konu hep başka yerlere çekildi. Bilkent'te okuyan arkadaş yukarıda yazmış onların sen güllük gülistan okuduğunu mu sanıyorsun diye illa çamura yatmamız gerecek yani tamam olur yatalım. Arkadaş yukarıda imza toplamayı, okula baskı yapmayı çok görmüş sıkıntı çekmiş(!). Ben YTÜ'de okuyorum bu okulun ilk olarak Beşiktaş Kampüs'ü iç edildi, şimdi ana kampüs Davutpaşa Kampüsün'e millet bahçesi yapılıyor. Basında ne kadar yer aldı bilmiyorum ama evet bu okulun iki kampüsünü de bir bir bitiriyorlar o yüzden Koç, Sabancı'daki adam benim gözümde güllük gülistanlık baba parası sayesinde okuyor ve orada müşteri. Şayet sizi memnun edecekse Amerikan okulu öğrencilerine de buradan müşteri diyeyim.

    Müşteri demem neden bu kadar rahatsız etti anlamıyorum ülkemizin güzide kurumu TDK'ya göre müşterinin tanımını sizlerle paylaşmak isterim : Hizmet, mal vb. alan ve karşılığında ücret ödeyen kimse. Bu okulların öğrencileri bu okullara para ödüyor mu ? Evet. Hizmet alıyor mu karşılığında ? Evet. Sonuç?


    Koç, Sabancı'ya bu kadar takılmamın sebebini zaten yukarıda yazdım, ülkede top üniversitede deyince akla gelen bu kurumlara 100 tane tek özelliği parası olan insan giriyorsa, 10 tane hakederek giren insan oluyor. Bu arada o okulları ve ortamlarını bilmediğimi düşünen varsa yanlış düşünüyor :) Şimdi gelip tek özelliği parası olan ne demek duyarı da yapmayın lütfen :)

    Siz hangi okulda okuyorsunuz bilmiyorum ama umarım bu okullardan birinde okumuyorsunuzdur şayet sağlıklı düşünemeyeceğinizden (otomatik savunma mekanizmasına geçeceğinizden) zamanıma üzülürüm. İyi geceler.




  • Derdim Koç'u, Sabancı'yı savunmak falan değil hocam. Pek umurumda değiller, buralarda da okumuyorum. Ama sizin tepkiniz gereksiz açıkçası. Bir şeyi savunmak için orada okumaya gerek yok, fikrim neyse onu söylüyorum. Bir uygulama doğruysa doğrudur. Şu anda pass/fail sistemi çok daha mantıklı, müşteriyi memnun ettiler falan demeye gerek yok. Doğru olanı yaptılar, zaten doğru olanı yaptıklarını düşünen insanlar çok iyi sıralamalarla Boğaziçi, ODTÜ'yü değil Koç'u falan yazıyor. Aksini düşünenler de var elbette, onlar da Boğaziçi'ni yazar oraya gider. Müşteri memnuniyeti gibi bir yere çekmenin alemi yok durumu. Aldıkları karar doğru bir karar, isterseniz de müşteriyi memnun ettiler diyin.

    Duyar da kasmadım, neden yazdınız anlamadım onu. Fakat ben çok iyi devlet okullarında (iki yıl ODTÜ'deydim) bir sürü zengin insan gördüm, eğer çok bir yerlere çekmek istersem bu insanların şöyle iyi imkanları vardı, tabi sınava çalışır oralara girerler falan diye ajitasyon dolu bir destan yazarım buraya. Çoğu da hırslı tiplerdi, onca paraya rağmen sınava çalışma sebepleri de hırsları ve başarı açlıklarıydı genelde. Sosyo-ekonomik sınıf olarak da şunu söyleyeyim: benim doğup büyüdüğüm yerle bu bahsettiğim devlet okullarında tanıştığım bazı insanların doğup büyüdüğü yer kıyamet günü gelse bile bir araya gelmez, öyle uçurum var aramızda. Yani eşitsizlik mevzuları özel okul olayından çok daha derin, hiç açmaya gerek yok. Demek istediğim şu: Türkiye'de pek çok insan özel okullara rahat rahat sallar fakat kendisinin elinden en ufak bir imkanını alalım kıyameti koparır. Eşit bir yerde yaşamıyoruz, üstünlükler bizde olunca mesele etmiyoruz o kadar. Ne zaman ki üstünlük bizde olmuyor o zaman eşitsizlik oluyor işte adı.

    Savunma mekanizması çalışan biraz siz olmuşsunuz gibi geldi hocam. Kafanızda YTÜ zorluklar yaşıyor, Koç Sabancı hayatını yaşıyor gibi bir şey birikmiş sanırım. Patladığınız yer de burası olmuş gibi geldi. Size de iyi geceler.




  • Cevaptaki krallığa bak 4.0 ortalamam var :D
  • Bir ODTÜ Makina 2. Sınıf öğrencisi olarak okulun öğrenci dostu olmadığı ve çoğu zaman öğrenciyi yalnız bıraktığı konusunda yazılanlara katılmaktayım. Ayrıca sosyal bir hayatınız varsa time managementinizi ayarlarken gerçekten çok sıkıntı yaşayacağınız süreçlere gireceksiniz. Sonunda elde kalan şey de kısıtlanmış sosyal hayat olacak. Bölümümde eğitim konusunda hocamın yazdığı şeyler harfiyen geçerli. Dersi ders ile anlayabileceğiniz şekilde anlatan hoca sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Geri kalanlarda da %10 kendileri sunar %90 sizin kendi "öğrenme çabanız" ile olur, bunu da ya bulabilirseniz youtubeda hint aksanlı kanallarla yaparsınız ya da kafayı yiyene kadar dersin kitabının fotokopisini okur, ders notlarını kurcalarsınız. Tüm bunları yapmaya çalışırken zilyon tane assignment ile uğraşmak zorunda olduğunuzu da unutmayın.

    Yukarıda birisi "sonradan anladık neden böyle olduğunu" konulu alıntılar yapmış fakat eğer hedefiniz akademik kasmak değilse bu kadar ağır yükün mühendislik eğitimi için gereksiz fazla olduğunu söylemeliyim, akademik kasmaksa da zaten ekstra olan şeyleri extra-curricular olarak kendiniz öğrenebilirsiniz.

    MIT örneği için de şunu söyleyeyim eğitimlerini şahsen detaylıca inceledim ve gerçekten verdikleri eğitim Türkiye'deki iyi okulların eğitimine göre daha sığ ve sınav-odev sistemleri çok çok daha hafif. Adamlar verdikleri eğitimin ve ölçümünün mühendislik mesleği için yeterli olduğunu, ekstra hedefleri olanlar için kendilerinin çabalayacağını biliyorlar çünkü.

    ODTÜ'deki mühendislik eğitimi sonucunda ne oluyor peki?

    ODTÜ mezunu mühendislerin çok tutmasının sebebi de aslında bu ortam. Dediğim gibi "mezun olabilmek için" kendi araştırma becerilerinizi gerçekten çokça geliştirmeniz ve kendi başınıza çözüm yolları bulabiliyor olmanız gerekiyor ve bu da çok zor olsa da ileride bir durumda neyi nasıl yapabileceğinizi "doğru araştırmayı" öğrenmeniz anlamına geliyor. Kısacası güvenilirliği yüksek ve çevresel olarak açık, hazırı almayan hatta hazırın ne olduğunu bilmeyen bir mühendis oluyorsunuz.

    ODTÜ'nün sosyal ortamından ve bu ortamın insanı ne denli geliştirdiğinden bahsetmiyorum bile. Türkiye'de başka bir örneği olabileceğini düşünmüyorum.

    Özet olarak ODTÜ'de mühendislik eğitiminde mezun olabilmek için öğrenmeniz gereken şeyler "mühendislik mesleği" için çok fazla, okul imkânlarının öğrettiği az, aradaki farkı kendiniz kapatmanız gerekiyor ve bunu yaparken edindiğiniz tecrübeler sizi diğer mühendislerden öteye taşıyor; mezun olmak için öğrendiğiniz şeyler değil!

    Hedefleri ve azmi yüksek olmayan, kendini tamamıyla derse adayamayan, sosyal bir insansanız hayatını derse adayabilen bir insan olana kadar kaybettiğiniz gençliğiniz ve kazandığınız stres için geçmiş olsun.

    Yanlış bir anlaşılma olmasın ODTÜ'de olduğum için asla pişman değilim. Bu ortam ve bu okul hayatı için bin kere olsa bi kere ODTÜ yazarım. "Sadece eğitimi" gerçekten kelimelere dokulemeyecek kadar zor ve yıpratıcı.

    Şahsen hayatını derslere adayabilen bir insan olamadığım için ben yoruldum ve yıprandım. Siz öyleyseniz çok da seversiniz.

    Dersleri bir tık geri plana alıp sosyal ortamını fazlasıyla tatmış ve kaymağını da çokça yemiş biri olarak bu konulardaki sorularınızı da seve seve cevaplarım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • birileri gene odtü kazanamamış.
  • Verdiğim örnekte anlatmak istediğim okulların müşteriye hizmet verme amacıyla sürekli innovatif girişimlerde bulunmadığı veya öğrenci yararına ne varsa yapalım tarzında davranmadıklarını göstermekti ancak onu da yanlış anlamışsınız. Bence özel okullara karşı fazla ön yargılı yaklaşıyorsunuz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi JusteMilieu -- 22 Nisan 2020; 9:24:8 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu okula gelmeden gerçekten bu kadar zor olacağını düşünmemiştim, odtüde okuduğunu belirtip yorum yazan hocamlar sonuna kadar haklıdır
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-2CBD65149

    Hocam 'first never follows' diye bir laf vardır bilir misiniz ? Amerikadaki okullar için de aynen bu dediğim geçerli işte. O yüzden Amerikan Ivy League'i hakkında konuşmamıza gerek yok. Ben konuştukça konu hep başka yerlere çekildi. Bilkent'te okuyan arkadaş yukarıda yazmış onların sen güllük gülistan okuduğunu mu sanıyorsun diye illa çamura yatmamız gerecek yani tamam olur yatalım. Arkadaş yukarıda imza toplamayı, okula baskı yapmayı çok görmüş sıkıntı çekmiş(!). Ben YTÜ'de okuyorum bu okulun ilk olarak Beşiktaş Kampüs'ü iç edildi, şimdi ana kampüs Davutpaşa Kampüsün'e millet bahçesi yapılıyor. Basında ne kadar yer aldı bilmiyorum ama evet bu okulun iki kampüsünü de bir bir bitiriyorlar o yüzden Koç, Sabancı'daki adam benim gözümde güllük gülistanlık baba parası sayesinde okuyor ve orada müşteri. Şayet sizi memnun edecekse Amerikan okulu öğrencilerine de buradan müşteri diyeyim.

    Müşteri demem neden bu kadar rahatsız etti anlamıyorum ülkemizin güzide kurumu TDK'ya göre müşterinin tanımını sizlerle paylaşmak isterim : Hizmet, mal vb. alan ve karşılığında ücret ödeyen kimse. Bu okulların öğrencileri bu okullara para ödüyor mu ? Evet. Hizmet alıyor mu karşılığında ? Evet. Sonuç?


    Koç, Sabancı'ya bu kadar takılmamın sebebini zaten yukarıda yazdım, ülkede top üniversitede deyince akla gelen bu kurumlara 100 tane tek özelliği parası olan insan giriyorsa, 10 tane hakederek giren insan oluyor. Bu arada o okulları ve ortamlarını bilmediğimi düşünen varsa yanlış düşünüyor :) Şimdi gelip tek özelliği parası olan ne demek duyarı da yapmayın lütfen :)

    Siz hangi okulda okuyorsunuz bilmiyorum ama umarım bu okullardan birinde okumuyorsunuzdur şayet sağlıklı düşünemeyeceğinizden (otomatik savunma mekanizmasına geçeceğinizden) zamanıma üzülürüm. İyi geceler.
    Gördüğüm tüm YTÜ de okuyanlar niye böyle anlamıyorum. Kendilerini İTÜ ile kıyasliyorlar ve çok iyi eğitim aldıklarını falan söylüyorlar ama mühendislik eğitiminde ve çoğu konuda yakın sıralamalarda olan Hacettepeden bile gerideler. Hem YTÜ hem de İTÜ bana göre çağın gerisinde kalmış okullar.

    Koç ve Sabancı'ya gelirsek bu okullara sallamadan önce destur demeniz lazım. Öğrenciye Türkiye'de görülmemiş özgürlüğü ve imkanları tanıyorlar.
    Sırf buralara burslu girecek puanı alamadın ve babanın da parası yetmedi diye sallamak kolay tabi.
    Yıllardır araştırıyorum yurtdışındaki koç ve Sabancı mezunu mühendis sayısı İTÜ ve ytu mezunundan kat kat fazla Boğaziçi ve ODTÜ ile denk gözüküyor. Neden acaba.

    Bugün gidelim YTÜ öğrencilerine soralarim imkanı olan herkes 1sn düşünmeden koç ve Sabancı'ya geçmeyi kabul eder. Yok musteriymis bilmem ne ıvır zıvır. Bahçeşehir falan desen anlarım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • knitta kullanıcısına yanıt
    Haklisiniz fikrim degisti odtu ee harika



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi owoselammicsuedcheck -- 6 Mayıs 2020; 19:51:35 >
  • Uppp



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi owoselammicsuedcheck -- 6 Mayıs 2020; 19:50:39 >
  • ne sorusturmasi hocam?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • fabricioramirez F kullanıcısına yanıt
    Upp



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi owoselammicsuedcheck -- 6 Mayıs 2020; 19:51:7 >
  • bir şey çıkmaz soylediklerin ifade özgürlüğü

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İngilizcesi iyi olduğu için hazırlığı atladı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.