Şimdi Ara

Spider Man Hatay'da camiden kovuldu. (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
101
Cevap
0
Favori
2.657
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sinirli ve Süratli kullanıcısına yanıt

    iyi ki araştırmışsın bravo sana yeterli olur sanırım sen salat ile avut kendini sen bir de kimsin ki salat kelimesini bizimkiler namaz diye arzuluyor deme gafletinde bulunuyorsun. Alimde de alimsin bakıyorum. Senden daha çok okuduğum garanti orası kesin. Sana diyecek tek kelime kusura bakma ama artık bundan anlarsın

    "Cahille sohbet etmek güçtür bilene, çünkü cahil ne gelirse söyler diline"



    Bakara Suresi, 3. ayet:

    Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

    Bakara Suresi, 43. ayet:

    Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin.

    Bakara Suresi, 45. ayet:

    Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.

    Bakara Suresi, 83. ayet:

    Hani İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

    Bakara Suresi, 110. ayet:

    Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah Katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.

    Bakara Suresi, 125. ayet:

    Hani Evi (Ka'be'yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. "İbrahim'in makamını namaz yeri edinin", İbrahim ve İsmail'e de, "Evimi, tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin" diye ahid verdik.

    Bakara Suresi, 153. ayet:

    Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.

    Bakara Suresi, 177. ayet:

    Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

    Bakara Suresi, 238. ayet:

    Namazları ve orta namazını (üstlerine düşerek, titizlik göstererek) koruyun ve Allah'a gönülden boyun eğiciler olarak (namaza) durun.

    Bakara Suresi, 239. ayet:

    Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.

    Al-i İmran Suresi, 39. ayet:

    O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir."

    Nisa Suresi, 43. ayet:

    Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

    Nisa Suresi, 77. ayet:

    Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksınız."

    Nisa Suresi, 101. ayet:

    Yeryüzünde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda), kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.

    Nisa Suresi, 102. ayet:

    İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da 'korunma araçlarını' ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.

    Nisa Suresi, 103. ayet:

    Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.

    Nisa Suresi, 142. ayet:

    Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı ancak çok az anarlar.

    Nisa Suresi, 162. ayet:

    Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

    Maide Suresi, 6. ayet:

    Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

    Maide Suresi, 12. ayet:

    Andolsun, Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."

    Maide Suresi, 55. ayet:

    Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rüku ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü'minlerdir.

    Maide Suresi, 58. ayet:

    Onlar, siz birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır.

    Maide Suresi, 91. ayet:

    Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?

    Maide Suresi, 106. ayet:

    Ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid tutun.) Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden olmayan başka iki kişiyi (şahid tutun. İkisini) Şayet kuşkulanacak olursanız namazdan sonra alıkoyarsınız, onlar da (size): "Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiçbir değere değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkarlardan oluruz" diye Allah adına yemin etsinler.

    En'am Suresi, 72. ayet:

    Bir de: "Namazı kılın ve O'ndan korkup-sakının (diye de emrolunduk.) Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O'dur."

    En'am Suresi, 92. ayet:

    İşte bu (Kur'an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitap'tır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır.

    En'am Suresi, 162. ayet:

    De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır."

    Araf Suresi, 170. ayet:

    Kitaba sımsıkı sarılanlar ve namazı dosdoğru kılanlar, şüphesiz Biz salih olanların ecrini kaybetmeyiz.

    Enfal Suresi, 3. ayet:

    Onlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

    Tevbe Suresi, 5. ayet:

    Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

    Tevbe Suresi, 11. ayet:

    Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekatı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

    Tevbe Suresi, 18. ayet:

    Allah'ın mescidlerini, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayanlar onarabilir. İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır.

    Tevbe Suresi, 54. ayet:

    İnfak ettiklerinin kendilerinden kabulünü engelleyen şey, Allah'ı ve elçisini tanımamaları, namaza ancak isteksizce gelmeleri ve hoşlarına gitmiyorken infak etmeleridir.

    Tevbe Suresi, 71. ayet:

    Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

    Tevbe Suresi, 84. ayet:

    Onlardan ölen birinin namazını hiçbir zaman kılma, mezarı başında durma. Çünkü onlar, Allah'a ve elçisine (karşı) inkara saptılar ve fasık kimseler olarak öldüler.

    Yunus Suresi, 87. ayet:

    Musa ve kardeşine (şöyle) vahyettik: "Mısır'da kavminiz için evler hazırlayın, evlerinizi namaz kılınan (ve kıbleye dönük) yerler yapın ve namazı dosdoğru kılın. Mü'minleri de müjdele."

    Hud Suresi, 87. ayet:

    Dediler ki: "Ey Şuayb, atalarımızın taptığı şeyleri bırakmamızı ya da mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazın mı emrediyor? Çünkü sen, gerçekte yumuşak huylu, aklı başında (reşid bir adam)sın."

    Hud Suresi, 114. ayet:

    Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.

    Ra'd Suresi, 22. ayet:

    Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir.

    İbrahim Suresi, 31. ayet:

    İman etmiş kullarıma söyle: "Alış-verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler."

    İbrahim Suresi, 37. ayet:

    "Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."

    İbrahim Suresi, 40. ayet:

    "Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur."

    İsra Suresi, 78. ayet:

    Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namazı kıl, fecir vakti (namazda okunan) Kur'an'ı, işte o, şahid olunandır.

    İsra Suresi, 79. ayet:

    Gecenin bir kısmında kalk, sana aid nafile olarak onunla (Kur'an'la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.

    İsra Suresi, 110. ayet:

    De ki: "Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur." Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.

    Meryem Suresi, 31. ayet:

    "Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti."

    Meryem Suresi, 55. ayet:

    Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o, Rabbi Katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.

    Meryem Suresi, 59. ayet:

    Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.

    Taha Suresi, 14. ayet:

    "Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Benden başka İlah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl."

    Taha Suresi, 132. ayet:

    Ehline (ümmetine) namazı emret ve onda kararlı davran. Biz senden rızık istemiyoruz, Biz sana rızık veriyoruz. Sonuç da takvanındır.

    Enbiya Suresi, 73. ayet:

    Ve onları, Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar Bize ibadet edenlerdi.

    Hac Suresi, 35. ayet:

    Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir.

    Hac Suresi, 41. ayet:

    Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir.

    Hac Suresi, 78. ayet:

    Allah adına gerektiği gibi mücadele edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.

    Mü'minun Suresi, 2. ayet:

    Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır;

    Mü'minun Suresi, 9. ayet:

    Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır.

    Nur Suresi, 37. ayet:

    (Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.

    Nur Suresi, 56. ayet:

    Dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve elçiye itaat edin. Umulur ki, rahmete kavuşturulmuş olursunuz.

    Nur Suresi, 58. ayet:

    Ey iman edenler, sağ ellerinizin malik olduğu ile sizden olup da henüz erginlik çağına ermemiş olan (çocuk)lar, (odalarınıza girmek için şu) üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra. (Bu) Üçü sizin için mahrem (vakitleri)dir. Bunların dışında size de, onlara da bir sakınca yoktur; onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

    Furkan Suresi, 64. ayet:

    Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler.

    Neml Suresi, 3. ayet:

    Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.

    Ankebut Suresi, 45. ayet:

    Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.

    Rum Suresi, 31. ayet:

    'Gönülden katıksız bağlılar' olarak, O'na yönelin ve O'ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın ve müşriklerden olmayın.

    Lokman Suresi, 4. ayet:

    Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar.

    Lokman Suresi, 17. ayet:

    "Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, ma'rufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.

    Secde Suresi, 16. ayet:

    Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

    Ahzab Suresi, 33. ayet:

    Evlerinizde vakarla-oturun (evlerinizi karargah edinin), ilk cahiliye (kadınları)nın süslerini açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın; namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a ve elçisine itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, gerçekten Allah, sizden kiri (günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.

    Fatır Suresi, 18. ayet:

    Hiçbir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsa- kendisine ondan hiçbir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden 'içleri titreyerek-korkmakta' olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah'adır.

    Fatır Suresi, 29. ayet:

    Gerçekten Allah'ın Kitab'ını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler.

    Şura Suresi, 38. ayet:

    Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,

    Mücadele Suresi, 13. ayet:

    Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a ve O'nun Resûlü'ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

    Cum'a Suresi, 9. ayet:

    Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.

    Cum'a Suresi, 10. ayet:

    Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. Allah'ın fazlını isteyip-arayın ve Allah'ı çokça zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz.

    Mearic Suresi, 22. ayet:

    Ancak namaz kılanlar hariç;

    Mearic Suresi, 23. ayet:

    Ki onlar, namazlarında süreklidirler.

    Mearic Suresi, 34. ayet:

    Namazlarını (titizlikle) koruyanlardır.

    Müzzemmil Suresi, 20. ayet:

    Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah'ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

    Müddesir Suresi, 43. ayet:

    Onlar: "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler.

    Kıyamet Suresi, 31. ayet:

    Fakat o, ne doğrulamış ne de namaz kılmıştı.

    A'la Suresi, 15. ayet:

    Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.

    Alak Suresi, 10. ayet:

    Namaz kıldığı zaman bir kulu.

    Beyyine Suresi, 5. ayet:

    Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.

    Ma'un Suresi, 4. ayet:

    İşte (şu) namaz kılanların vay haline,

    Ma'un Suresi, 5. ayet:

    Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar,




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nuk28 -- 11 Nisan 2024; 16:48:54 >




  • çok utanç verici bir durum. ağlanacak halimize gülüyoruz.

  • Sonic.Storm kullanıcısına yanıt

    Sayın arkadaşımız gereken cevabı vermiş, örneğinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.


    Birinin yüzüne tükürmek onun özel alanına müdahaledir, hastalık bulaştırma ihtimaliniz var.

    Örümcek adam sizi ısırmadı ise sizin de örümcek adam olmanız düşük bir ihtimal.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Colda kullanıcısına yanıt

    Mesele özel alan değil, yazılı kural beklentiniz. "Devlet dairesine mayoyla, iç çamaşırıyla ya da çıplak girmeyiniz" diye bir yazılı kural yok ama bunu yapmazsınız. Örnek çoğaltılabilir. Ayrıca dediğim gibi özellikle yaşadığımız anormal devirde insanları tedirgin edecek, şüphelendirecek bi davranış.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • DarkTechno kullanıcısına yanıt

    Kapsam değil bire bir her davranış için özel yazılı kural yazmaz, ondan bahsediyorum. Kilisede bağırmayınız diye bi yazılı kural yok diye insanlar bağırsın mı? Sokak ortasında üstünüzü soyunmayınız yazmıyor diye insan içinde bunu yapan normal karşılanır mı? Üstteki mesajıma bakın.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu tip suçlar hayasızca davranış,provakasyon, dini değerleri aşağlama suçuna girer değerlendirilir.

    sipder men ,batman kıyafetiyle girilemez diye yazılı kanun bekliyorlar hiç gülceğim yoktu 




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 11 Nisan 2024; 18:17:13 >
  • Jose_Gökhan kullanıcısına yanıt

    Maskeli soytarıyı savunacam diye saçma sapan konuşmuşsun. Camiye yaşlı bir dünya insan gidiyor. Haliyle tutamayanlar, kaçıranlar oluyor. O insanlık hali. Ayrıca senin abarttığın gibi sürekli olan bir olay değil.


    Bu soytarıyı savunmak başlı başına din düşmanlığı, başka birşey değil. İnsanlar internette soytarılık yapacam, izlenip para kazanacam diye kırk türlü takla atmaya, manevi değerleri, başkalarının değerlerini yok saymaya başladı. Asıl bunlara ses çıkar.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teşhircilik suçu oluşturmadıkça kimse karışamaz.

    Birilerine ters geliyor diye diğerleri engellenemez.

    Bazı şeylerin yazılı olmamasının sebebi gerek olmamasıdır.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • o maske ile camiye değil markete girsen, gene herkes tip tip bakar, hatta belki güvenlik gelip karışır sen ne ayaksın diye.

    o maske ile AVM'nin kapısından içeri sokmazlar.

    ayrıca cami dediğin şey çoğunlukla mahalledeki dayı tiplilerin falan gittiği bi yer. ürkek beyaz yakalıların toplandığı bi ingilizce konuşma kulübü değil orası, cafe de değil. camiye böyle maskeyle girip bide maskeyi çıkarmayacam diye diretirsen, mahalle dayıları seni böyle yaka paça atarlar.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • shegenli chingen kullanıcısına yanıt

    Hocam gülümsetirken düşündürdün.  


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Elemana kuranda namaz geçmez deyince god mode açmış god olarak takılmış biraz. Şifalar dilerim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sinirli ve Süratli -- 12 Nisan 2024; 0:55:10 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • 01001101 kullanıcısına yanıt

    Haklısınız, 10 bin lira emekli maaşına şükretmek zorunda kalan insanlardan hoşgörü beklemek biraz zor olabilir.

    Herkesin stres seviyesi yüksek demek..


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • AREryilmaz kullanıcısına yanıt

    Maskeyi çıkarır, güvenliğe yüzünü gösterir, girer.

    Nasıl bir problem olacak?

    AVM lerde palyaço ya da benzer kostümlerle çalışanlar oluyor zaten.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Colda kullanıcısına yanıt
    AVM'lere girme kuralları var ama söylenmez sadece uygulanır. mesela sen kum rengi tulum gibi kıyafetle gidersen güvenlik şöyle bi bakar, seni alır. ama üç kişi aynı kıyafetle giderseniz sizi anında geri çevirir. çünkü 3 kişi böyle gidince üniformalı işçiler gibi görünürsünüz ve AVM'nin içindeki elit hava bozulmasın diye dikkat çekecek böyle bi üniformalı insan topluluğunu almazlar. bu sorunu yaşayıp isyan eden çok kişi var hatta gururuna yediremeyip dava açacam diyen var.

    takım elbiseli bi grupla gidersen alır, ama takım elbiseli bi grupla gittiğinde herkes ufak gösteriyorsa almaz. çünkü öğrenci gibi algılanır ve dikkat çekersiniz.

    yani AVM'ye girişte temel kriter budur: topluluk içinde dikkat çekecek kişi ya da toplulukları içeri almamak. AVM'nin sahipleri müşteri kaçırmak istemez, "X AVM'de tuhaf-maskeli kişiler geziyomuş oraya gitmeyelim" denilerek adlarının çıkmasını istemezler. aynen "X AVM'de öğrenciler/işçiler geziyo, hiç sevmiyom oranın ortamını" denilmesini istemedikleri gibi.

    bahsettiğiniz palyaço AVM'nin resmi çalışanı. o kıstas değil yani.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Özel mülkiyetten bahsediyorsunuz. Kıyas olamaz.

    Ben de evime istediğimi almayabilirim.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • laf edecez diye iyice zırvalayanlar olmuş gene. hayırlısı , yıl 2024 olmuş 1 metre yol gidememişiz.

  • Camide siyaset yapanlar bu kadar konusulmadi
    esas dine hakaret edenler camilere siyaset sokanlardir
    fitne ile insanlari dolduruyorlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Naruto45 -- 12 Nisan 2024; 9:12:43 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Cami babanızın yerimi ne hakla çıkartıyorlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.