Bizden biri öldü ilaçsızlıktan, Bir zengin piçi araba sürdü üstüme, Giremedim ışıklı mağazalardan içeri Bir kere bile.
Dayak yedim polisinizden, Anama sövdü yalaka ustabaşı. Taze bir gül gibiydi Ayşe, Para yüzünden vardı itin birine. Parasızlıktan, Çocuklarının yüzüne bakamadığından İncecik yaşlar indi de çenesine Mehmet astı kendini bir gece.
Kara geceler gibi ağırlaşıyor da milyonların yüreği Burjuvaların suratını dağıtmaya yetmiyor Binlerin emeği. Ama biz milim rüzgarın esmediği Günleri de biliriz. Biliriz bir gök patlamasıyla yarılırda Kainatın yüzü Bir fırtına kaplar yeryüzünü.
Ahh, İntikam sesleriyle çınlıyor sokaklar Ooy O fırtına kopanda, Bedenim o rüzgarın önüne Bir mermi gibi sekende Siz aşağılık asalaklar Nereye kaçacaksınız o günde.
Milyonların nasırlaşmış yüreklerinden İnsaf dileyeceksiniz de Patlayan kazan başında Haşlanmış derisiyle Kardeşimin cesedini göstereceğim Sizlere. İnsaf diye inlediğinizde Göçük altında gömdüğünüz Madencilerin seslerini dinleteceğim.
Bir daha insanlığın başına bela olmayasınız diye hepinizin kafasını taşlarla ezeceğim.
Bu kinimi aşırı bulanlara ise Tek söyleyeceğim; “ Ben bu kadar vahşi olmayı Siz burjuvalardan öğrendim”