Şimdi Ara

Sultan Selim Osmanlı'nın En Beklediği Değeri Görmemiş Padişahıdır

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
359
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Adam Osmanlı'nın Büyük İskender' i gibi bir şeydi. Sadece 8 yılda inanılmaz başarılar sağladı. 40 yıl padişahlık yapsa idi. Hem Viyana hemde İran'ı tamamen fethetmenin olasılık dahilinde olduğunu düşünüyorum.


    Sultan Süleyman'da iyi bir hükümdarı ancak babası Selim hayatı küçük yaştan itibaren mücadele ile geçmiş. Hem tahtı ele geçirmiş hemde topraklarının karıştırılması, bozgunculuk, dini bölünme sonucu ortaya çıkmış kaos ortamını görmüştür.


    Herseyden önce her devirde az sayıda çıkan ancak çıktığında ise önünde durulamayan çok yetenekli, parlak ve yenilmez gibi görülen Şah İsmail gibi bir hükümdarı gücünün zirvesinde yerinden etmiştir. Mısır seferi ise Osmanlı'da başka bir padişahın zor kalkışacağı bir iştir. Hem lojistik zorluk hemde Osmanlı ordusunu tam denetim altında tutarak bu derece uzun menzilli savaşlardan alnının akıyla çıkması gercekten önemlidir.


    Dediğim gibi Yavuz çok uzak mesafelere seferler yapabilen bir padişahtı. Çaldıran Savaşından sonra durmasını nedeni ordusunun Ayaklanması yedı ancak daha sonra basarıları ile bu orduyu tamamen denetim altına aldığı için ve seferlerinde asla vazgeçmeyen bir kişilik olduğunda İran - Macaristan ve Avusturya'nın ortadan kaldırılma olasılığı hiç olmadığı kadar yükselecekti.


    Nitekim doğuya pekçok sefer yaparken bu seferlere çok bir faydası olmamasına rağmen güçlü bir Osmanlı donanması kurdurması ve Barbaros'u himayesi altına alması. Batıya yıkıcı bir sefer için hazırlık yaptığının açık göstergesidir. Bunun yanında doğu seferleri sayesinde Osmanlı hazinesi ağzına kadar altınla dolup taştığı için bu hükümdarın ulaşabileceği topraklar ancak hayali ile sınırlı olabilirdi.


    Ben Yavuz'un Osmanlı'nın Büyük İskender' i olduğunu ve erken ölmesinin tarihin akışını dramatik oranda değiştirdiğini düşünüyorum.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 24 Kasım 2023; 17:31:40 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Ok boomer.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazdıklarınıza büyük ölçüde katılıyorum.Yavuz Sultan Selim dönemin büyük askeri dehalarından birisidir.Tahttı elde etmesi en uzak görülen bir şehzadeyken tahttı babasının elinden zorla alabilmiş ve tüm rakiplerini ortadan kaldırmayı başarmıştı.Doğu'da Safevileri ve Ortadoğuda da Memlükleri yenerek büyük bir askeri deha olduğunu ispatlamiş birisiydi.


    Ancak günümüzden o dönemi tahlil edersek Yavuz'un bazı iç ve dış politikalarının uzun vadede Anadolu Türklüğüne büyük zarar verdiğini düşünüyorum. Safevilerle mücadelede Anadolu'daki çok sayıda Kızılbaş Türkmen aşireti yerinden ve yurdundan edilmesine neden olmuş bir isimdir.Ayrıca yanılmıyorsam Kürt aşiretlerini Safevilerle Anadolu arasında bir tampon bölge olması amacıyla G.Doğu bölgelerine yerleştiren ve bu aşiretlere kendisine bağlı kalmaları şartıyla geniş imtiyazlar tanıyan bir hükümdardı.


    Ayrıca Suriye'yi,Filistin'i,Mısır'ı,Arabistan'ı vs Osmanlı sınırlarına dahil etmesi kısa vadede Osmanlının lehine olsada uzun vadede Osmanlının aleyhine işlediğini düşünüyorum.Zira bu yerlerin Osmanlıya katılmasıyla beraber Anadoludaki islam anlayışı buna paralel olarak daha bir taasup şekle bürünmüştür.Keşke Memlükleri yıkmak yerine onları Osmanlıya bağlı bir devlet haline getirseydi.Bu uzun vadede daha iyi olurdu düşüncesindeyim...


    İskender konusuna değinecek olursam Yavuz ve İskender arasında tek benzerlik askeri dehaları olabilir.Bunun dışında Yavuz ve İskender arasında pek benzer bir durum yok.İskender kısa iktidarı döneminde hem büyük askeri fetihler yapabilmiş hem de Helenistik çağ adını verdiğimiz bir dönemi yaratabilmiştir.Yavuz ise sadece askeri alanda büyük başarılar göstersede kültürel açıdan benzer bir başarıyı sağlayamamıştır.Aksine az önce bahsettiğim üzere ortadoğunun Osmanlıya dahil edilmesiyle beraber ve Safevilerle mücadelede Anadoluda bulunan Kızılbaş Türkmen aşiretlerinin Anadolu dışına sürülmeleriyle Osmanlıda taassup giderek daha da güçlenmiştir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 27 Kasım 2023; 21:46:12 >




  • I.Selim (Yavuz) daha şehzadelik döneminden itibaren iyi bir asker veya kumandan ama bilakis bir miktar abartıldığını ve konjonktürden beslendiğini düşünüyorum. Misal Şah İsmail'i yenilmez, parlak, yetenekli olarak betimleyip Selim'in Şah üstündeki utkusunu övmüşsünüz ama Çaldıran Savaşı'nda Osmanlı kuvvetlerinin top kullandığını ve baruta dayanan ateşli silah gücüyle kısa sürede Safevi birliklerini dağıttığı gerçeği mevcut. Keza Selim'in Memluklar karşısında da en büyük avantajı toptan gelen ateş gücü avantajıydı. Bu çerçevede ekipman sayesinde üstünlük kurmuş birisini aşağı yukarı aynı ayarda ekipmanlara sahip düşmanlar üstünde üstünlük kurarak Asya dünyasında kendi imparatorluğunu inşa etmiş Büyük İskender ile karşılaştırmak İskender'in kendisine haksızlık olur. Selim'in istifade ettiği Osmanlı top gücü de bilhassa dedesi II. Mehmed (Fatih) olmak üzere atalarının bu konudaki ilgi ve yatırımlarının sonucuydu. Osmanlı'nın Mısır'ı fethedebilmesi Sina Çölü'nün geçilmesi düşünüldüğünde gerçekten kayda değer bir lojistik başarıdır ama bu bence Selim'in kişisel becerisinden muhtemelen daha fazla yine ataları olan öncü padişahların ve Osmanlı ordusunun kurmuş olduğu sistemin başarısı. Selim'in klasik dönem bir Osmanlı Padişahı figürü olarak idari ve askeri becerisi kesinlikle küçük görülmemeli veya hafife alınmamalı - zaten sebeplerini beraber tek tek sunmuşsunuz - ama tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde kendisini abartmamamız gerekir. Selim toprak kazanımı büyük olsa da bir İskender, Caesar, Cengiz Han, Sübütey, Timurlenk veya Napolyon değildir. Hatta - babası II.Philip'in klasik Yunanistan'da hegemonya kurmuş güçlü krallığını devralan İskender hariç - bu saydığım figürlere nazaran tıpkı babası Kanuni gibi oldukça mirastan istifade etmiş birisidir Selim. Diğer bahsettiğim kişiler neredeyse kendilerini yoktan var etmişlerdir. Kendilerine herhangi bir taht ve devlet miras kalmamıştır. Kendi emekleriyle iktidar basamaklarını tırmanıp imparatorluk sahibi olmuşlardır. Bu benim gözümde daha büyük bir başarıdır. Dehanın gerçek bir ispatıdır. Özellikle Cengiz Han'ın durumu inanılmaz ve kıyas kabul etmezdir. Temuçin'in hayatı ve tüm kariyeri gerçek anlamda sıfırdan bir dünya imparatorluğuna gidiştir. Güçlü atalarının oyuncaklarını kullanan Selim hiç kusura bakmasın.

    Son olarak ben bir yandan alternatif bir tarih senaryosunda Selim'in tıpkı babası gibi birçok istihkam ve müstahkem mevkiyle, bir yandan da güç bazında irili ufaklı hasım Hıristiyan aktörlerle dolu Avrupa'da ancak bir noktaya gidebileceğine inanıyorum. Bence Kanuni Süleyman'ın alamadığı Viyana'yı babası Selim de - saltanatı sekiz sene değil de uzun on yıllar sürseydi de - alamazdı.

    Bu arada ilginç bir anekdot olarak paylaşayım; bizlerce acımasızlığıyla veya gözünün pekliğiyle tanınan Selim zaferden sonra kutlama yürüyüşünden kaçınmak için İstanbul'a gizlice giriş yapıp sarayına gizlice geçecek kadar tuhaf birisidir. Bu kalabalıklar karşısında karakteristik bir çekingenliğe bağlanabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Long Nightt kullanıcısına yanıt

    Hocam Yavuz'un o dönem yaptığı bazı işler bugünün Türkiye'sine kötü yansımış olabilir ancak bu Yavuz olmasaydı veya başarısız olsaydı tarihin bizim için çok daha iyi olacağı anlamına gelmezdi. Hatta bugünü mumla arıyor olabilirdik.


    Yavuz'un dönemine ve rakibi Şah İsmail'e baktığınızda rakibinin normal biri olmadığını keza döneminde hiç normal bir dönem olmadığını çok rahatlıkla anlayabilirsiniz. Şah İsmail bir hükümdardan öte kutsal bir kişilik gibi görülen efsaneleştirilmiş etrafındaki askerlerin sadece asker değil aynı zamanda müritleri olduğu çok tehlikeli bir hükümdar. İran'ı çok kanlı ve vahşi biçimde Şii yapıyor. Girdiği şehirlerde kendi mezhebine geçmeyi kabul etmeyen herkesi katlediyor hatta şehirlerin orta yerlerine kazanlar koydurup insanları canlı canlı canlı haşlıyor. Yani inanılmaz bir dini fanatizm ve bağnazlıktan bahsediyoruz.


    Böyle bir hareket karşısında normal , insani bir hükümdarın başarılı olabileceğini düşünmüyorum tersine çöküşün engellenemeyeceğine inanıyorum. Keza Şah İsmail'in anadoluya gönderdiği pravakatörler veya ona yakın şeyhlar şıhlar anadoluda çok yıkıcı faaliyetlerde bulunuyorlar. Devletin insan gücünü devlete karşı çeviriyorlar. Çok büyük ve yıkıcı isyanlar çıkartıyorlar ve bu isyanlar Osmanlı ordularınca neredeysae bastırılamıyor anadolu harabeye dönüyor. İsyancılar ise Osmanlı güçlerini yenerek İran'a geçiyorlar. Kısacası Osmanlı hem insan kaynağını kaybediyor hemde bozgunculuk yüzünden devlet otoritesi yokoluyor. Hatta durum o kadar vahim hale geliyor ki Bayezıd'ın bazı oğulları bile dini propagandaya kanıp isyancıların ve Şah İsmail'in tarafına geçiyorlar.


    Biri eğer bu duruma dur demeseydi Şah İsmail'ni bir noktada Anadolu'yu ele geçirmesi ve bütün bu bölgeleri şii haline getirmesi ve Osmanlı'yı içerden çökertmesi işten bile değildir. Bu yaşansaydı günümüze yansımaları ise Osmanlı'nın çok daha erken çökmesi ve batılıların İspanya'da yaptığına benzer bir "reconquista" ile anadolunun bile kaybedilmesine veya günümüz Türkiye'sinin İrandaki mollalar tarafından idare edilen Irak benzeri bir İran uydusu haline gelmesine yol açılabilirdi.


    Yavuz'un aşırı sertliği karşısındaki rakibinin önüne geçmesinin tek yoluydu. Devletin daha fazla sünni islama yönelmesi ise Şah İsmail'in yıkıcı dini faaliyetlerine ve devlet içerisindeki bozgunculuğa bir tepki olarak gelişen savunma mekanizması olarak görülebilir.


    Sözün özü Yavuz karanlık bir zamanda gelen doğru bir kişiydi. Onun yerine ondan daha yumuşak ve "normal" bir hükümdar gelseydi belkide tarihin bu kritik döneminde Osmanlı asla efsanevi bir imparatorluk haline gelmeyecek , doğudan gelen bu dini akım yüzünden zayıflayıp parçalanacak tarih bambaşka şekilde akacaktı. Ancak sonuçta bu durum günümüzde güçlü bir Türkiye'nin asla ortaya çıkmamasına neden olacaktı. Keza Asya'da da çok dramatik değişiklikler görecektik belki Pakistan ve Bangladeş gibi müslüman Hindistan devletleri asla oluşmayacaktı, Asya'da sünni müslümanlık yerine şiilik yine çok daha güç.lü olacaktı.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 29 Kasım 2023; 7:16:14 >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Ben 1. Selim'in tam tersine potansiyelini tam olarak kavrayamadığımızı düşünüyorum. Yavuz sadece 8 yıl hükümdarlık yapmıştır ve bu 8 yılda elde ettiği başarılar gerçekten şaşırtıcıdır.


    Ben Yavuz'un İskender kadar büyük bir hükümdar olduğunu düşünmüyorum sadece fetihlerinin hızına ve çapına baktığımızda bu açıdan İskender'e benzetilebileceğini savunuyorum. Ancak Selim erken yaşta hükümdar olsaydı veya erken ölmeseydi Büyük İskender çapında işler yapabilecek biri olduğunu düşünmeden edemiyorum.


    1 - Selim'i çeşitli yönlerden eleştirmişsiniz ancak bu şekilde bakacaksak İskender'de eleştirilebilir. Büyük İskender iktidara geldiğinde emrinde babasıonın kurduğu mükemmel denilebilecek bir ordu vardı ve sadece bu ordu değil Perslere yapılacak sefer konusunda yıllarca hazırlık yapılmıştı. İskender adeta bu seferin başına son anda geçmiş biri gibiydi. Dahası İskender'in ordusu döneminden son derece ileriydi. Fakat bu orduyu geliştiren , yeni savaş taktikleri uygulayan kişi İskender değil yine babası Filip'di.


    2 - İskender'in dönemine gittiğimizde her ne kadar dışardan baktığımızda uçsuz bucaksız ve çok güçlü görünse de Pers İmparatorluğu eski parlak günlerini geride bırakalı çok zaman geçmişti. Pers devleti ciddi oranda zayıflamış satrapların(vali) merkezle olan bağı ciddi oranda gevşemişti. Eskisi gibi askeri başarılarına dayanmaktansa daha çok düşmanlarını bol miktarda altın kullanarak birbirlerine düşürmeye ve bu şekilde askeri meydan okumalardan kaçınmaya çalışan bir Pers devleti vardı. Nitekim İskender'den yıllar önce Anadolu'ya çıkan ve bütün anadoluyu fethetmeye soyunan Sparta kralı Persler tarafından ancak Yunanistan'da rakip şehir devletlerine bol miktarda altın dağıtılarak Sparta devletine saldırmaları sayesinde engellenmişti. Nitekim bırakın Filip'in geliştirdiği yeni Makedon ordusuna karşı durmayı klasik Yunan hoplitleri ile dahi başedemeyecek kadar zayıf bir Pers devleti vardı.


    3 - Yavuz kısa saltanat döneminde kendini kanıtlamış , gücünün zirvesinde ve yetenekli bir hükümdar olan Şah İsmail'e karşı savaşmıştır. Keza Memlük hükümdarı Tomanbay'ın da yetenekli bir kumandan olduğunu biliyoruz. Kısacası Yavuz'un rakipleri öyle pek sıradan ve vasızsız hükümdarlar değildi. Fakat İskenderin savaştığı Darius'un yetersiz bir hükümdar olduğu ve savaş konusunda pekde varlık gösteremeyen biri olduğu ortadadır. Birkaç defa savaşın en şiddetli olduğu dönemde (daha savaşı kaybetmemişken) ölüm korkusu nedeniyle savaş meydanından kaçmış ve bu korkaklığı yüzünden ordusunun çökmesine neden olmuş yetersiz bir hükümdardır. İskender ise çok parlak bir general olarak karşısında ona hiçbir şekilde denk olamayacak oldukça yetersiz bir adamla savaşmıştır.


    Kısacası Pers İmpatorluğu İskender'den çok daha önce zaten çatırdamaya başlamış ve bazı Yunan devletlerinin , İskender'in babası Filip gibi hükümdarların bu zayıflığı farkedip zaten topraklarını fethetmek istediği bir devletti. Keza Filip ölmeseytdi ve İskender'in yerine anadoluya o gitseydi onunda böyle bir Pers İmparatorluğuna karşı büyük başarılar kazanacağı bence şüphe götürmez bir gerçekti. Fakat büyük olasılık İskender kadar inatçı olmaz , onun kadar büyük fetihler yapmadan ülkesininkopnforuna geri dönerdi. İskenderi ünlü yapan asla fethetmekten vazgeçmemesiydi.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 29 Kasım 2023; 8:48:28 >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Yavuz'dan bahsedersek. Yavuz'un baaşrılarında onun şahsi yeteneklerini ikinci plana atarak Osmanlı ordusunun teknik üstünlüğü nedeniyle bu zaferlerin elde edildiğini savunmak bence o kadar da altı dolu bir ifade değildir. Nitekim Yavuz tahta çıkmadan önce Anadolu'da Şahkulu gibi şehylerin etrafında toplanan Kızılbaş Türkler Osmanlı ordularına karşı büyük başarılar elde etmiş. Hatta pekçok Osmanlı ordusunu mağlup edip anadoluyu yakıp yıkarak İran'a geçip izlerini kaybettirmişlerdir. Ordu aynı ordudur fakat liderlik aynı olmadığı için Osmanlı ordusu bu çatışmalarda oldukça kötü bir performans göstermiştir.


    Keza yine 2. Bayezıd döneminde Memlükler ile olan sınır anlaşmazlıkları nedeniyle uzun bir savaş süreci yaşanmıştır. Bu savaşlarda Osmanlı yenik ayrılmış ve Çukurova bölgesi Memlüklere bırakılmak zorunda kalınmıştır. Kısacası Osmanlı ordusu teknik açıdan çok üstün düşmanlar ise çok ilkelse Bayezıd döneminde hem Kızılbaş Türklere hemde Memlüklere karşı uğranılan yenilgiler bu tezi ciddi oranda zedeliyor bana kalırsa.


    Yavuz'un en önemli ve kaydadeğer yeteneği Osmanlı ordusunun teknik üstünlüğünü düşmanlarına karşı ustalıkla kullanabilmesidir. Kısacası Osmanlı ordusunun evet potansiyel bir üstünlüğü vardı fakat doğru bir hükümdar veya komutan olmadığında bu potansiyel kullanılamıyordu. Yavuz Osmanlı ordusununun üstünlüklerini düşmanlarına karşı çok ustaca kullanmış ve Osmanlı ordusunu yenilmez bir güç haline sokmuştur.


    İkinci olarak Yavuz ardıllarından çok harika bir miras devralmamıştır. İlk olarak tahtı tamamen kendi aklı , iradesi ve gücü ile elde etmiştir. Yani birisi ona durup dsururken hükümdarlık sunmamış hatta tahta en uzak adaylardan biri olmasına karşın tahtı elde etmeyi başarmıştır.


    Yeniçeriler ise Bayezıd'ın uzun süren pasiflik döneminde belli oranda yozlaşmaya başlamışlardı. Yavuz'ın Safevi seferinde yeniçerilerin hareketleri bu durumu açıkça gösterir. Seferden geri dönmek için padişahın çadırına ateş edecek kadar ileri giden bir başıbozukluk vardır. Buna rağmen Yavuz bu disiplinsizlikleri kontrol altına alıp orduyu İran içlerine kadar sokmayı başarmış. Daha sonra ise Memlük seferinde Osmanlı ordusunu çok uzak diyarlara yıllarca sürecek sefere dayanacak seviyede disipline etmiştir.


    Son olarak Selim döneminde Anadolu'da büyük bir bozgunculuk faaliyeti vardır. Devlet kendi askerinden bile şüphe eder duruma gelmiştir. Timur'un Bayezıt'ı Osmanlı Ordusu içerisindeki bazı unsurları savaştan önce satın alarak yenilgiye uğrattığını düşündüğümüzde Yavuz'un ordusunda benzer bir durum oluşmamış olması onun durumu kontrol altına almayı başardığını gösteriyor. Devletin içerden çöküşünü durdurmayı başarmış , orduyu disipline etmiş ve bütün bunları bileğinin hakkı ile yapmıştır. Yetenekli bir komutan ve yöneticidir. Kararlı - İnatçı, sorunları ötelemeyen blakis üzerine gidip işi kökten çözene kadar peşini bırakmayan parlak bir hükümdardır.


    Ayrıca Yavuz Sultan Selim'in karakteristik özelliklerinden biri bir işin peşine düştüğünde onu sonuna erdirene değin vazgeçmemesidir. Safevileri Çaldıran'da yendikten sonra başkentleri Tebriz'e girmiş. Buradan'da İstanbul'a dönmeyip İran içlerine seferini devam ettirmek istemiş ancak Yeniçerilerin bu sefer açık isyana teşebbüs etmesi nedeniyle geri dönmmek zorunda kalmıştır. Memluk seferinde ise Mısır alınana kadar bu sefer disipline ettiği ordusunun başında soınbuna kadar gitmiştir. Bundan sonra batıya yapacağı seferlerde de aynı inatçılığı sürdüreceğini varsayarsak yani İstanbul'a dönmek yerine Belgrad'ı ele geçirip burada kışlayıp ertesi yıl kaldığı yerden seferine devam eden bir Osmanlı ordusunun Kanuni'nin aksine Viyana'ya ulaşması çok daha olasıdır.


    Yavuz'un yarım bıraktığı İran fethini tamamlamak gibi bir işe girişmeside büyük bir olasılıktır. Keza sizinde bahsettiğiniz üzere Yavuz içine kapanık bir insandır. Saray'da vakit geçirmekten ve saray eğlencelerinden hoşlanmayan. Hayatını sürekli kendi kızıl elmasına ulaşmaya adamış bir görev adamıdır. Bu açıdan İskender'de olan o inatçılık Yavuz'da da aynen vardır.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 29 Kasım 2023; 9:24:49 >




  • Tarih tek bir insanın tekelinde değildir. Selim, Mustafa Kemal, Şarlman, Temuçin de sıradan insanlardır. Savaşın doğası tek bir insanın yaptıklarından çok daha karmaşıktır.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.