Çok basit.Kendinizi sürüden ayrı,yalnız hissediyor ve arayıp tarayıp kendinizin irdelemediğiniz tek bir noktası kalmayıp yine de en ufak sorun ya da noksanını bulamıyorsanız üçüncü dünya ülkesinde yaşıyorsunuz demektir.Bunun neden böyle olduğunu, haksızlığa uğradığınızı ve zayıfın güçlülük tasladığını düşünüyorsanız da haklısınız çünkü size böyle düşündürtenlere belki de yüzyıllar boyu eziyet kusturuldu.Bunu duyup rahatladınızsa şunu duyup daha da rahatlayın;yaralı olmayan biri başkasını yaralamaz.Sizin aldığınız üç beş nefret dolu izlenim onların derin mi derin ve silinmez mi silinmez iltihaplarının yanında hiç kalır,şimdi tamamen mutlu musunuz?
3.dünya ülkesi demek üzerinde türlü dolapların döndüğü ve insanlarının da tüm bu oyunlardan başının,bahtının,kalbinin,ruhunun döndüğü ülke demek.Düşünün ki bir piramit,eğer ki yapısında bir çatlak varsa taban tüm yada en büyük çileyi çeker.Ya da daha klasik olarak küçük balığa büyük balığın pörsümüş,sasımış midesi düşer.Biz dünyanın geçirdiği bin çeşit evrenin evvel zamanlarında dönen çarklarının muhitlerine uğramadık,bugündeyiz,şimdiki dengeler limitinde geçerli konuşabiliriz.Biz diyelim para denen meymenet siz deyin emperyalizm denen velet öyle bir ya siyah ya beyaz’a koştu ki global dengeyi bir yer arşa çıkarken bir yer arza indi sanki bir oyun bahçesinde tahterevalli...
3.dünya ülkesi de işte o tahterevalliye oturtulmuş ve birincilerin ağırlığını taşımak için yük üstüne yük bindirilmiş ülke demek.Böyle bir ülkenin toplumunun da tanımı budur.Sağlıklı davranışlar beklenemez de sergilenemez de.Geçmişten gelen bir sömürülmüşlük de eklenmişse değmeyin “kızılcık şurubu içmişlerin” keyiflerine...aslında ve elbette kan kusuyorlardır.Bunun nedeni artık kırılamaz bir zincirleme kazadır.Kısaca doğum sonrasında aileden çocuğa sonra çocuğun aile kurup çocuğuna genetik bir şifre gibi geçirdiği öğretilerden oluşan bir dizi kötü talihli serüven ve bu serüvene imzasını atan toplum diyelim.Öyle kalıtsal ve derine yazılmış bir alıştırılmışlık ki...
Biraz daha netleştirelim.Eğer biraz parlayınca tepenize tepenize binildiğini,her atağınızda bu korkuyu yaşamanız için çeşitli taktiklerle hareket edildiğini ve hatta biraz geriye bakınca ana babanızın da aynı düzeneğin işleyişini çağrıştırdığını gözlemliyorsanız 3.dünya ülkesinde yaşıyorsunuz demektir.Orada başarılar ve başarılılara yer yoktur,kıskanılır,mümkünse ayağı kaydırılır, asla takdir edilmez,sevilmez ve sevimsiz bulunurlar hatta düşman bile kabul edilebilirler.Bu yüzden kayda değer başarılar da yoktur,o başarıları başarmak için yeterince sindirilmemişler de..Herkes birbirini yer,diğer ihtimal çeker gider.Gelelim bu işin can alıcı noktasına..........
Elebaşı ülkeler de küresel arenada üçüncü dünya ülkelerine aynı muameleyi gösteriyor.Belki de kendilerinden fazla kaynak,erdem,donanım ve doluluğa sahip bu ülkelere üçüncü dünya ülkeleri yaftasını yapıştırıp kendi boşluklarını gizliyor ve yağ gibi üste çıkıyorlardır... Organizmalar değişir,yapılar değişmez.
Üçüncü dünya ülkelerinde bedenler değişir kafalar değişmez demek istemiyorum çünkü bu sadece diğer ülkeleri eğlendirir,daha da eğlenmek için oyunların yeni yeni sürümlerini çıkarmaya iter. http://www.hurriyet.com.tr/agora/article.asp?sid=5&aid=2025
Türkiye'de yaşamak
yukarı okumaları dilegiyle ama bu millet asla okumaz, ancak tartışma çıkacak yazıları yarım yamalak okur onuda kıçıyla anlar ve olaya dalar
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme