Volvo sevilen marka ama neden alınmıyor? Sahibi olmayıp kullanmış var’mı?

6 senedir eski bir volvo sahibi olarak kendimce ana 3 sebebi yazayım.
Bu arada, bundan sonraki aracım da nasip olursa volvo olacak. Şimdilik planlarım eski kasa S60/S80 yönünde. Hatta 60/80'e geçiş yapacağım zaman 40'ı da satmayı düşünmüyorum. İkinci araba olur. Ya bir yerde bekler ya da evden birisi kullanır. Yattığı sürece masrafı yok çünkü. Vergisi 250 lira

1-İkinci el korkusu. Volvo üst klasmanda araçlar üretiyor ama hiç bir zaman MB/BMW/Audi veya bir VW gibi piyasası olmadı. Bunun hakkında çok şey yazılır çizilir ama doğrudur piyasası yavaş. Ama makul bir fiyata koyarsanız ve araba temizse gayet rahat satılıyor. Geçen aylarda forumdan eski v40'ı olan bir arkadaş akşam ilana koydu, sabaha satıldı araba. Üstelik bu araç station wagon.
Ama neticede diğer markalar gibi her an bozdurmaya hazır altın gibi değiller. Bu yüzden volvo alan birisi de çoğu zaman uzun seneler kullanır, dolayısıyla ikinci el kaygısı yoktur.
Gel gelelim piyasanın yavaşlığının bir de artı yanı var. Daha eski, alt segment ve yüksek km'li Mercedes, Audi gibi araçlar alacağınız fiyata daha iyi Volvolar alabiliyorsunuz. Bu yüzden volvo, arabayı ikinci el ve binmek için alanlara avantaj.

2-Parça-servis sorunu. Büyük şehirlerde böyle bir sıkıntı yok onu söyleyeyim. Daha çok küçük yerlerde yaşayanlar için usta sıkıntısından bahsedilir çünkü kargo ile her yere parça gönderiliyor artık.
Parçalar ise evet biraz pahalı. Ama yine de MB/BMW/Audi ayarındadır. Fakat bunda volvo'nun pek bir suçu yok. Volvo az bulunduğundan, her parçasının yan sanayisi bulunmuyor(ki yan sanayi parça kullanmak da ne kadar sağlıklı tartışılır). Bu yüzden parçalar Avrupa'dan euro kuru ile geliyor. Özetle bu bizim sorunumuz. Avrupadaki adamın 50 lira ödediği parçaya daha geçen aya kadar 7 katı, 350 lira para ödüyorduk.
Kaldı ki aşağıda bahsettiğim gibi sık sık bozulan arabalar değiller.

3-Çok yakar. Yakıt tüketimi rakiplerine göre daha fazla olabiliyor çünkü daha ağır araçlar. HB v40, passat'tan daha ağır mesela. Ama arada atla deve farkı yok. Zaten her volvo modelinin dizel seçeneği de var. Ayrıca benzinli motorları da LPG'ye %100 uyumlu.
Mesela 2.4 litre dizel S60'ın ortalama tüketimi 6-8 litre arasında oynar genelde. Arabanın 1600 kg, şanzımanın otomatik ve motorun 5 silindir 2.4 litre olduğunu düşününce gayet makul.

Gözlemlerime göre araçların artılarından kısaca bahsedeyim.
-Kronik sıkıntılı bazı modeller dışında dayanıklı araçlar. Tek bir şartı var, bakımını düzgün yapın. Bir arızası çıkınca kaliteli parçalarla doğru işçilikle tamir edin, kolay kolay bozulmazlar. Benim araç 2001 model s40 ve otomatik vitese sahip. 6 senedir yolda bırakmadı, çözülemeyen bir arızası olmadı. Ve (benzin pompası dışında) ikinci defa tekrarlayan bir arızası olmadı. Şu an km'si 295 bin sayılır ve her gün kullandığım bir araba. Günde yaklaşık 60 km yapıyorum, bazen 130-140 km yaptığım da oluyor. Bugüne kadar yola çıkmaktan korktuğum olmadı. Hatta 300 bin km'yi devirince bir konu açmayı düşünüyorum orada arabayı yürütmekle alakalı daha detaylı bilgiler paylaşacağım.
-Konforlu, kaliteli, donanımları bol ve arabalar ucuz. Kendi sınıflarında, o fiyat aralıklarında büyük ihtimalle bu dörtlünün kesiştiği ender markalardan birisi. 2005 model C serisi fiyatına aynı model S80 alabiliyorsunuz. Ki S80 C serisinden daha iyi bir araç.
-Ekolü farklı. Bugün piyasada tutulan aşağı yukarı bütün markaların kökeni aynı. İtalya, Almanya, Fransa, ABD. Volvo ile otomobil algısına bir de İsveçlilerin gözünden bakmış oluyorsunuz. Bu açıdan kendi şahıslarına münhasır araçlar.

Tasarım tamamen göreceli ona bir şey diyemiyorum. Genel olarak sade, klasiğimsi ve kullanışlı tasarımları var. Mesela ben 2010-2017'i S60'ların tasarımını sevmiyorum. Aynı dönemdeki S80 yine biraz kurtarıyor ama, ikisini de eski kasalara değişmem.