Şimdi Ara

Voyager 1 ve 2

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
74
Cevap
1
Favori
4.112
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu uyduların son durumları ve
    gönderdikleri bilgiler hakkında bilgisi olan var mı?



  • bildiğim kadarıyla ilk çıkan şuan plütonun oralarda olacak

    quote:

    Orijinalden alıntı: ISIS

    Bu uyduların son durumları ve
    gönderdikleri bilgiler hakkında bilgisi olan var mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bildiğim kadarıyla ilk çıkan şuan plütonun oralarda olacak

    quote:

    Orijinalden alıntı: ISIS

    Bu uyduların son durumları ve
    gönderdikleri bilgiler hakkında bilgisi olan var mı?
    Plüton da değil speedy_, bağlantımız koptu fakat iki sene önce Güneş sisteminin dışına çıkmıştı diye hatırlıyorum Nasa bültenlerinden.
  • doğrudur tam hatırlamıyorum

    quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Plüton da değil speedy_, bağlantımız koptu fakat iki sene önce Güneş sisteminin dışına çıkmıştı diye hatırlıyorum Nasa bültenlerinden.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    doğrudur tam hatırlamıyorum

    quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Plüton da değil speedy_, bağlantımız koptu fakat iki sene önce Güneş sisteminin dışına çıkmıştı diye hatırlıyorum Nasa bültenlerinden.


    Alıntıları Göster
    Voyager 1 su anda Gunes Sistemi'nin disina cikmis durumda, henuz heliosferin disina cikamadi ancak su ana kadar insan yapimi bir aracin gittigi en uzak noktada.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger

    Voyager 1 su anda Gunes Sistemi'nin disina cikmis durumda, henuz heliosferin disina cikamadi ancak su ana kadar insan yapimi bir aracin gittigi en uzak noktada.


    Voyager uydularından gelen sinyalleri yorumlayan fizikçiler,
    10x80 ışıkyılı genişliğinde bir "bulutsu" ile güneş sisteminin
    90 derecelik açı ile çarpışacağını söylüyorlar.
    (Bildiğimiz anlamda görünür bir bulut tabakası değil;
    çok yüksek manyetik alana sahip partiküllerden bahsediyorlar.)

    NASA dahil değişik kaynaklara üye olmuştum.
    Yaklaşık 6 aydır buralardan çelişkili haberler geliyor.
    Konu-dışında biraz bahsetmiştim ama burada spekülasyon gibi algılanacağından,
    her okuduğumu yazmak istemedim.

    Bu konuda bir bilgin var mı Challenger ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ISIS
    Voyager uydularından gelen sinyalleri yorumlayan fizikçiler,
    10x80 ışıkyılı genişliğinde bir "bulutsu" ile güneş sisteminin
    90 derecelik açı ile çarpışacağını söylüyorlar.
    (Bildiğimiz anlamda görünür bir bulut tabakası değil;
    çok yüksek manyetik alana sahip partiküllerden bahsediyorlar.)

    NASA dahil değişik kaynaklara üye olmuştum.
    Yaklaşık 6 aydır buralardan çelişkili haberler geliyor.
    Konu-dışında biraz bahsetmiştim ama burada spekülasyon gibi algılanacağından,
    her okuduğumu yazmak istemedim.

    Bu konuda bir bilgin var mı Challenger ?


    Konu sanirim bu olsa gerek:
    http://news.yahoo.com/s/zd/20101215/tc_zd/258128

    quote:

    As it passed through a region called the heliosphere, where pressure from the sun's plasma creates a solar wind enveloping the solar system, scientists recently noticed that Voyager 1 started colliding with the solar wind rather than travelling alongside it. In other words, the solar wind appears to have turned sideways, which scientists believe is due to a head-on collision with interstellar wind.


    Kisaca diyor ki; Voyager 1, heliosfere girdikten sonra Gunes ruzgarinin yaninda/ruzgar ile birlikte ilerlemek yerine (hani bildigimiz ruzgarin arkadan gelmesi gibi), ruzgar ile carpisiyormus. Bunun sebebi de yildizlar arasi bosluktaki diger ruzgarlarin, bizim gunes ruzgari ile carpismasi sonucu, gunes ruzgari ters donuyormus.

    Yani Gunes Sistemi'nin birisiyle carpismasi degil, gunes ruzgarinin, baska ruzgarlarla carpisarak geri donmesi soz konusu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger

    quote:

    Orijinalden alıntı: ISIS
    Voyager uydularından gelen sinyalleri yorumlayan fizikçiler,
    10x80 ışıkyılı genişliğinde bir "bulutsu" ile güneş sisteminin
    90 derecelik açı ile çarpışacağını söylüyorlar.
    (Bildiğimiz anlamda görünür bir bulut tabakası değil;
    çok yüksek manyetik alana sahip partiküllerden bahsediyorlar.)

    NASA dahil değişik kaynaklara üye olmuştum.
    Yaklaşık 6 aydır buralardan çelişkili haberler geliyor.
    Konu-dışında biraz bahsetmiştim ama burada spekülasyon gibi algılanacağından,
    her okuduğumu yazmak istemedim.

    Bu konuda bir bilgin var mı Challenger ?


    Konu sanirim bu olsa gerek:
    http://news.yahoo.com/s/zd/20101215/tc_zd/258128

    quote:

    As it passed through a region called the heliosphere, where pressure from the sun's plasma creates a solar wind enveloping the solar system, scientists recently noticed that Voyager 1 started colliding with the solar wind rather than travelling alongside it. In other words, the solar wind appears to have turned sideways, which scientists believe is due to a head-on collision with interstellar wind.


    Kisaca diyor ki; Voyager 1, heliosfere girdikten sonra Gunes ruzgarinin yaninda/ruzgar ile birlikte ilerlemek yerine (hani bildigimiz ruzgarin arkadan gelmesi gibi), ruzgar ile carpisiyormus. Bunun sebebi de yildizlar arasi bosluktaki diger ruzgarlarin, bizim gunes ruzgari ile carpismasi sonucu, gunes ruzgari ters donuyormus.

    Yani Gunes Sistemi'nin birisiyle carpismasi degil, gunes ruzgarinin, baska ruzgarlarla carpisarak geri donmesi soz konusu.

    Alıntıları Göster
    Voyager makes an interstellar discovery
    :
    :
    "Using data from Voyager, we have discovered a strong magnetic field
    just outside the solar system
    ," explains lead author Merav Opher,
    a NASA Heliophysics Guest Investigator from George Mason University.
    "This magnetic field holds the interstellar cloud together and
    solves the long-standing puzzle of how it can exist at all."
    :
     Voyager 1 ve 2


    "The observed temperature and density of the local cloud do not provide enough pressure
    to resist the 'crushing action' of the hot gas around it," says Opher.

    So how does the Fluff survive? The Voyagers have found an answer.

    "Voyager data show that the Fluff is much more strongly magnetized than anyone had previously
    suspected—between 4 and 5 microgauss
    ," says Opher.
    "This magnetic field can provide the extra pressure required to resist destruction."

    NASA's two Voyager probes have been racing out of the solar system for more than 30 years.
    They are now beyond the orbit of Pluto and on the verge of entering interstellar space—but they are not there yet.

    "The Voyagers are not actually inside the Local Fluff," says Opher.
    "But they are getting close and can sense what the cloud is like as they approach it."
    :
    :
     Voyager 1 ve 2


    The size of the heliosphere is determined by a balance of forces:
    Solar wind inflates the bubble from the inside while the Local Fluff compresses it from the outside.
    Voyager's crossings into the heliosheath revealed the approximate size of the heliosphere and,
    thus, how much pressure the Local Fluff exerts.
    A portion of that pressure is magnetic and corresponds to the ~5 microgauss Opher's team has reported in Nature.

    The fact that the Fluff is strongly magnetized means that
    other clouds in the galactic neighborhood could be, too.
    Eventually, the solar system will run into some of them, and
    their strong magnetic fields could compress the heliosphere even more than it is compressed now.
    Additional compression could allow more cosmic rays to reach the inner solar system,
    possibly affecting terrestrial climate and the ability of astronauts to travel safely through space.

    On the other hand, astronauts wouldn't have to travel so far because interstellar space would be closer than ever.
    These events would play out on time scales of tens to hundreds of thousands of years,
    which is how long it takes for the solar system to move from one cloud to the next.

    "There could be interesting times ahead!" says Opher.

    (http://www.physorg.com/news181052057.html )

    -----------------

    Son zamanlarda ortaya atılan bazı iddialar var.
    Buna benzer konuları, birçok sitede bulabilirsiniz.
    NASA tam ve anlaşılır bilgileri sansürlemeyi sürdürdükçe,
    spekülasyonlar devam edecek gibi :

    The Voyager spacecrafts (launched in the 1970s) have traveled millions of miles to the edge of our solar system.
    They have detected an interstellar cloud, or galactic "fluff" as scientists call it.
    This highly magnetized cloud is heading right through our solar system.

    NASA scientists claim there could be interesting times ahead for us.
    Whether that means minimal precaution for astronauts to take in space due to an increase in cosmic rays or
    perhaps more alarmingly a catastrophic climatic event sometime in the future, who knows?
    All that is certain is that this galactic cloud is headed our way and the sun does seem
    to be acting very peculiarly with such little sunspot activity the past several years.

    Evet ama detaylar nedir? Güneş patlamaları için 2012-13 yıllarına dikkat edin demek
    neyi değiştirecek? Neler yapmalıyız? Devasa elektrik kesintileri mi bizleri bekliyor?
    "Dikkat" ile ne demek isteniyor?
    NASA ve diğer pekçok uzman, bu konuda inanılmaz bir bilgi cimriliği sergiliyor.

    -------------------

    Bazı linkler :

    Voyager uyduları hakkında genel bilgiler :
    http://www.spacetoday.org/SolSys/Voyagers20years.html

    Güneş lekeleri, güneş rüzgarlarının teknik detayları,
    dünyaya yakın seyreden ve tehlikeli olabilecek göktaşları,
    kutup fecri vb. güncel bilgiler :
    http://spaceweather.com/

    Ve meşhur NASA - bu kadar bilgiyi altalta yazıp,
    yukarıdaki asıl konunun kenarından dolanan bir yazı :

    NASA Probe Sees Solar Wind Decline :
    http://www.jpl.nasa.gov/news/news.cfm?release=2010-415&cid=release_2010-415&msource=vgr20101213&tr=y&auid=7497953




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ISIS

    Voyager makes an interstellar discovery
    :
    :
    "Using data from Voyager, we have discovered a strong magnetic field
    just outside the solar system
    ," explains lead author Merav Opher,
    a NASA Heliophysics Guest Investigator from George Mason University.
    "This magnetic field holds the interstellar cloud together and
    solves the long-standing puzzle of how it can exist at all."
    :
     Voyager 1 ve 2


    "The observed temperature and density of the local cloud do not provide enough pressure
    to resist the 'crushing action' of the hot gas around it," says Opher.

    So how does the Fluff survive? The Voyagers have found an answer.

    "Voyager data show that the Fluff is much more strongly magnetized than anyone had previously
    suspected—between 4 and 5 microgauss
    ," says Opher.
    "This magnetic field can provide the extra pressure required to resist destruction."

    NASA's two Voyager probes have been racing out of the solar system for more than 30 years.
    They are now beyond the orbit of Pluto and on the verge of entering interstellar space—but they are not there yet.

    "The Voyagers are not actually inside the Local Fluff," says Opher.
    "But they are getting close and can sense what the cloud is like as they approach it."
    :
    :
     Voyager 1 ve 2


    The size of the heliosphere is determined by a balance of forces:
    Solar wind inflates the bubble from the inside while the Local Fluff compresses it from the outside.
    Voyager's crossings into the heliosheath revealed the approximate size of the heliosphere and,
    thus, how much pressure the Local Fluff exerts.
    A portion of that pressure is magnetic and corresponds to the ~5 microgauss Opher's team has reported in Nature.

    The fact that the Fluff is strongly magnetized means that
    other clouds in the galactic neighborhood could be, too.
    Eventually, the solar system will run into some of them, and
    their strong magnetic fields could compress the heliosphere even more than it is compressed now.
    Additional compression could allow more cosmic rays to reach the inner solar system,
    possibly affecting terrestrial climate and the ability of astronauts to travel safely through space.

    On the other hand, astronauts wouldn't have to travel so far because interstellar space would be closer than ever.
    These events would play out on time scales of tens to hundreds of thousands of years,
    which is how long it takes for the solar system to move from one cloud to the next.

    "There could be interesting times ahead!" says Opher.

    (http://www.physorg.com/news181052057.html )

    -----------------

    Son zamanlarda ortaya atılan bazı iddialar var.
    Buna benzer konuları, birçok sitede bulabilirsiniz.
    NASA tam ve anlaşılır bilgileri sansürlemeyi sürdürdükçe,
    spekülasyonlar devam edecek gibi :

    The Voyager spacecrafts (launched in the 1970s) have traveled millions of miles to the edge of our solar system.
    They have detected an interstellar cloud, or galactic "fluff" as scientists call it.
    This highly magnetized cloud is heading right through our solar system.

    NASA scientists claim there could be interesting times ahead for us.
    Whether that means minimal precaution for astronauts to take in space due to an increase in cosmic rays or
    perhaps more alarmingly a catastrophic climatic event sometime in the future, who knows?
    All that is certain is that this galactic cloud is headed our way and the sun does seem
    to be acting very peculiarly with such little sunspot activity the past several years.

    Evet ama detaylar nedir? Güneş patlamaları için 2012-13 yıllarına dikkat edin demek
    neyi değiştirecek? Neler yapmalıyız? Devasa elektrik kesintileri mi bizleri bekliyor?
    "Dikkat" ile ne demek isteniyor?
    NASA ve diğer pekçok uzman, bu konuda inanılmaz bir bilgi cimriliği sergiliyor.

    -------------------

    Bazı linkler :

    Voyager uyduları hakkında genel bilgiler :
    http://www.spacetoday.org/SolSys/Voyagers20years.html

    Güneş lekeleri, güneş rüzgarlarının teknik detayları,
    dünyaya yakın seyreden ve tehlikeli olabilecek göktaşları,
    kutup fecri vb. güncel bilgiler :
    http://spaceweather.com/

    Ve meşhur NASA - bu kadar bilgiyi altalta yazıp,
    yukarıdaki asıl konunun kenarından dolanan bir yazı :

    NASA Probe Sees Solar Wind Decline :
    http://www.jpl.nasa.gov/news/news.cfm?release=2010-415&cid=release_2010-415&msource=vgr20101213&tr=y&auid=7497953

    Alıntıları Göster
    Güneş patlamalarının olduğu günlerde mümkün olduğunca dışarı çıkmamak ve uçak seyahati yapmamak gerekiyor. Dikkat edin derken sanırım bunu kastettiler. Merak ettiğim konu sen ne bekliyorsun ISIS ? Yani güneş sistemini aşan iki uydudan beklentin ne ? Nasa 'nın ne tür bir açıklamasını bekliyorsun ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Güneş patlamalarının olduğu günlerde mümkün olduğunca dışarı çıkmamak ve uçak seyahati yapmamak gerekiyor. Dikkat edin derken sanırım bunu kastettiler. Merak ettiğim konu sen ne bekliyorsun ISIS ? Yani güneş sistemini aşan iki uydudan beklentin ne ? Nasa 'nın ne tür bir açıklamasını bekliyorsun ?

    Alıntıları Göster
    Epey uzun süredir yukarıda yazdığım gibi sitelere üyeyim.
    Bu süreçte pekçok bilgi geldi. Bunların herbirini buraya yazmadım elbette.
    Dünya ile Ay arasındaki mesafenin 1/10'u kadar uzaklıktan bir göktaşı geçti.
    Spaceweather sitesi günler öncesinden uyarılar vermişti.
    Birçok insanın ancak olay olduktan sonra haberi oldu.

    Diyeceksin ki, uyarı verilse ne olurdu.
    Bu noktada bazen bilmemek sanki daha iyi gibi geliyor bana.
    Ama insan merak ediyor işte.

    NASA benim vergilerimle ayakta duran bir kurum değil;
    bir beklentim olamaz elbette. Ama bilimsel araştırmalar yapıp,
    bunları yayınladığın zaman, yayınlanmamış %50 bilgi varsa,
    insanın kafasına türlü sorular takılır.
    Bu noktadan sonra da insanlar, foton-kuşağı, aydınlanma çağı,
    Maya takvimi, kıyamet senaryoları,... üretip dururlar.

    Voyager uydularına gelirsek.
    Bu uydulara 5 yıl ömür biçilmişti. Bu aynı zamanda gaz-devi olan
    gezegenleri gözlemlemeleri için düşünülen proje süresiydi.
    Ama uydular çalışmaya devam etti. Ve şu anda da güneş sisteminin
    dış sınırındalar. Yanlışım yoksa, son 5 yılda birkaç kez
    program yüklemesi yapıldı. 1970'lerin teknik olanaklarıyla
    çok uzak noktalardan topladıkları bulguları, dünyanın 3 ayrı
    merkezine gönderiyorlar; bu büyük bir başarı.
    Bu uydular kendilerinden bekleneni fazlasıyla yaptılar
    yapmaya da devam ediyorlar. Benim başka ne beklentim olabilir ki.

    Eleştirilerimi yukarıdaki mesajımda zaten yaptım.

    Benim beklentim NASA ya da uydulardan değil.
    Öyle olsaydı, ilgili onlarca site ve forum var; oralara yazardım.
    Kaldı ki o forumlarda -anlayabildiğim kadarıyla-
    fizikçi ve astrofizikçiler tartışıyor. Bu alanlarda uzmanlığım
    olmadığından yazılanları yorumlamakta zorluk çekiyorum.

    Benim sizlerden beklentim var.
    Bu konuda neler biliyorsunuz, fikirleriniz nelerdir?
    Spekülasyonlara girmeden bilimsel anlamda, uzayın uzak bir köşesinde neler oluyor?
    Bulgular var; bu konuda bir tartışma yok zaten.
    Sorun; bu bulguların doğru şekilde değerlendirilmesinde ortaya çıkıyor.


    Diyorsun ki, dışarı çıkmamak bir çözüm olabilir.
    Kanada'daki 2 tane elektrik santralinin yaklaşık 10 yıl önce,
    yine güneşteki patlamalar nedeniyle adeta eriyerek yandığını biliyorsundur.
    Kısıtlı bir alanda ciddi elektrik kesintisi yaşadılar.
    Ama interkonekte sistemi geniş bir ağ olduğundan,
    bu açık diğer santrallerle giderildi.

    Partiküllerin canlıları doğrudan etkilediği bir olay rapor edilmedi bugüne kadar.
    Ancak bu parçacıklar, elektrik ve elektronik sistemleri doğrudan etkiliyor;
    ama az ama çok. NASA, 2006 yılından beri, 2012-13 yıllarında güneşte
    çok daha büyük patlamaların olacağını söylüyor.
    Bu durum canlıları doğrudan etkilemese bile,
    elektronik aygıtlar ve elektrik kabloları üstünde çok ciddi (statik elektrik) etkileri olacağını gösteriyor.
    Patlamaların daha şiddetli olması, daha çok coğrafi alanın etkilenmesi demektir.
    (Etki alanının güneye doğru kayması.)
    Yalnızca Kanada gibi kuzeye yakın bölgeler değil,
    ABD'nin güney sınırlarına kadar inebilecek bir hattan bahsediyorum.
    Boylamlara dikkat ederseniz, Avrupa hatta Türkiye'nin de etkilenebileceğini görürsünüz.

    Elbette endişeleniyorum; enaz 1 yıl boyunca elektriksiz kalırsak neler olacağını
    düşünmeye çalışıyorum. Yalnızca internet, TV değil. Arabaların elektrikli aksamları da etkilenecektir.
    Su şebekesindeki pompalar, gaz dağıtımı için pompalar, herşey etkilenecek.
    Evde güvende olursunuz belki ama temel ihtiyaçları evimizde üretmediğimiz sürece,
    hepimiz tehdit altındayız.

    Voyager uydularından başlayıp, güneşte olacağı söylenen patlamalara geldim.
    Bunların birbirinden bağımsız olaylar olmadığını düşünüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ISIS

    Epey uzun süredir yukarıda yazdığım gibi sitelere üyeyim.
    Bu süreçte pekçok bilgi geldi. Bunların herbirini buraya yazmadım elbette.
    Dünya ile Ay arasındaki mesafenin 1/10'u kadar uzaklıktan bir göktaşı geçti.
    Spaceweather sitesi günler öncesinden uyarılar vermişti.
    Birçok insanın ancak olay olduktan sonra haberi oldu.

    Diyeceksin ki, uyarı verilse ne olurdu.
    Bu noktada bazen bilmemek sanki daha iyi gibi geliyor bana.
    Ama insan merak ediyor işte.

    NASA benim vergilerimle ayakta duran bir kurum değil;
    bir beklentim olamaz elbette. Ama bilimsel araştırmalar yapıp,
    bunları yayınladığın zaman, yayınlanmamış %50 bilgi varsa,
    insanın kafasına türlü sorular takılır.
    Bu noktadan sonra da insanlar, foton-kuşağı, aydınlanma çağı,
    Maya takvimi, kıyamet senaryoları,... üretip dururlar.

    Voyager uydularına gelirsek.
    Bu uydulara 5 yıl ömür biçilmişti. Bu aynı zamanda gaz-devi olan
    gezegenleri gözlemlemeleri için düşünülen proje süresiydi.
    Ama uydular çalışmaya devam etti. Ve şu anda da güneş sisteminin
    dış sınırındalar. Yanlışım yoksa, son 5 yılda birkaç kez
    program yüklemesi yapıldı. 1970'lerin teknik olanaklarıyla
    çok uzak noktalardan topladıkları bulguları, dünyanın 3 ayrı
    merkezine gönderiyorlar; bu büyük bir başarı.
    Bu uydular kendilerinden bekleneni fazlasıyla yaptılar
    yapmaya da devam ediyorlar. Benim başka ne beklentim olabilir ki.

    Eleştirilerimi yukarıdaki mesajımda zaten yaptım.

    Benim beklentim NASA ya da uydulardan değil.
    Öyle olsaydı, ilgili onlarca site ve forum var; oralara yazardım.
    Kaldı ki o forumlarda -anlayabildiğim kadarıyla-
    fizikçi ve astrofizikçiler tartışıyor. Bu alanlarda uzmanlığım
    olmadığından yazılanları yorumlamakta zorluk çekiyorum.

    Benim sizlerden beklentim var.
    Bu konuda neler biliyorsunuz, fikirleriniz nelerdir?
    Spekülasyonlara girmeden bilimsel anlamda, uzayın uzak bir köşesinde neler oluyor?
    Bulgular var; bu konuda bir tartışma yok zaten.
    Sorun; bu bulguların doğru şekilde değerlendirilmesinde ortaya çıkıyor.


    Diyorsun ki, dışarı çıkmamak bir çözüm olabilir.
    Kanada'daki 2 tane elektrik santralinin yaklaşık 10 yıl önce,
    yine güneşteki patlamalar nedeniyle adeta eriyerek yandığını biliyorsundur.
    Kısıtlı bir alanda ciddi elektrik kesintisi yaşadılar.
    Ama interkonekte sistemi geniş bir ağ olduğundan,
    bu açık diğer santrallerle giderildi.

    Partiküllerin canlıları doğrudan etkilediği bir olay rapor edilmedi bugüne kadar.
    Ancak bu parçacıklar, elektrik ve elektronik sistemleri doğrudan etkiliyor;
    ama az ama çok. NASA, 2006 yılından beri, 2012-13 yıllarında güneşte
    çok daha büyük patlamaların olacağını söylüyor.
    Bu durum canlıları doğrudan etkilemese bile,
    elektronik aygıtlar ve elektrik kabloları üstünde çok ciddi (statik elektrik) etkileri olacağını gösteriyor.
    Patlamaların daha şiddetli olması, daha çok coğrafi alanın etkilenmesi demektir.
    (Etki alanının güneye doğru kayması.)
    Yalnızca Kanada gibi kuzeye yakın bölgeler değil,
    ABD'nin güney sınırlarına kadar inebilecek bir hattan bahsediyorum.
    Boylamlara dikkat ederseniz, Avrupa hatta Türkiye'nin de etkilenebileceğini görürsünüz.

    Elbette endişeleniyorum; enaz 1 yıl boyunca elektriksiz kalırsak neler olacağını
    düşünmeye çalışıyorum. Yalnızca internet, TV değil. Arabaların elektrikli aksamları da etkilenecektir.
    Su şebekesindeki pompalar, gaz dağıtımı için pompalar, herşey etkilenecek.
    Evde güvende olursunuz belki ama temel ihtiyaçları evimizde üretmediğimiz sürece,
    hepimiz tehdit altındayız.

    Voyager uydularından başlayıp, güneşte olacağı söylenen patlamalara geldim.
    Bunların birbirinden bağımsız olaylar olmadığını düşünüyorum.

    Alıntıları Göster
    Kanada'daki elektrik santralinden haberim yoktu, fakat o gün ülkemiz genelinde cep telefonlarının çalışmadığını hatırlıyorum. Haberleşme uydularında bir arızaya sebep olmuştu. Güneş ne kadar şiddetli de patlasa bu Türkiye nin bulunduğu enlemi çok etkilemiyor, Kanada'nın kutba yakın bölgelerini etkiler, çünkü Dünya 'nın manyetik alanı o enlemde atmosfer içinden geçiyor.

    2012 'deki devasa patlamalara gelirsek, 8 Ağustos 2010 günü kimse Güneş 'in yarısında manyetik depremler oluşturabilecek devasa bir patlama beklemiyordu. Açıkçası 10 yıldan uzun süredir amatör olarak Güneş 'i gözlemleyen birisi olarak o görüntü karşısında ürktüğümü söyleyebilirim.

    Yine de 1 yıl gibi uzun bir süre elektriksiz kalınabileceğini iddia etmek kesin kanıtlar ister. Yani 1 yıl elektriksiz kalmak günümüz medeniyetini çökme aşamasına getirir. İşin sosyal boyutunu düşünemiyorum bile.

    Yine de ülkemiz adına elektrik arızalarına ilişkin örnek teşkil edebilecek bir günü hatırlamakta fayda var, 2006 Mayıs ya da Haziran ayında tam tarihi hatırlamıyorum, tüm Marmara bölgesi ve Ege bölgesinin üst kısımları yaklaşık 8 saat boyunca elektriksiz kaldı. Bursa Ovaakça Doğalgaz Elektrik Santralinde meydana gelen arıza büyük bir bölgeyi elektriksiz bırakmıştı. Fakat arıza 7 - 8 saat içerisinde düzeltildi. Benzer arızalar da kısa süre içerisinde düzeltilebilir. En fazla birkaç günlük enerji kaybı söz konusu olacağını tahmin ediyorum. Ama 1 yıl gerçekten uzun bir süre. Hele ki elektrikle çalışan tüm makinelerin durmasını neye bağladını öğrenmek isterim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Kanada'daki elektrik santralinden haberim yoktu, fakat o gün ülkemiz genelinde cep telefonlarının çalışmadığını hatırlıyorum. Haberleşme uydularında bir arızaya sebep olmuştu. Güneş ne kadar şiddetli de patlasa bu Türkiye nin bulunduğu enlemi çok etkilemiyor, Kanada'nın kutba yakın bölgelerini etkiler, çünkü Dünya 'nın manyetik alanı o enlemde atmosfer içinden geçiyor.

    2012 'deki devasa patlamalara gelirsek, 8 Ağustos 2010 günü kimse Güneş 'in yarısında manyetik depremler oluşturabilecek devasa bir patlama beklemiyordu. Açıkçası 10 yıldan uzun süredir amatör olarak Güneş 'i gözlemleyen birisi olarak o görüntü karşısında ürktüğümü söyleyebilirim.

    Yine de 1 yıl gibi uzun bir süre elektriksiz kalınabileceğini iddia etmek kesin kanıtlar ister. Yani 1 yıl elektriksiz kalmak günümüz medeniyetini çökme aşamasına getirir. İşin sosyal boyutunu düşünemiyorum bile.

    Yine de ülkemiz adına elektrik arızalarına ilişkin örnek teşkil edebilecek bir günü hatırlamakta fayda var, 2006 Mayıs ya da Haziran ayında tam tarihi hatırlamıyorum, tüm Marmara bölgesi ve Ege bölgesinin üst kısımları yaklaşık 8 saat boyunca elektriksiz kaldı. Bursa Ovaakça Doğalgaz Elektrik Santralinde meydana gelen arıza büyük bir bölgeyi elektriksiz bırakmıştı. Fakat arıza 7 - 8 saat içerisinde düzeltildi. Benzer arızalar da kısa süre içerisinde düzeltilebilir. En fazla birkaç günlük enerji kaybı söz konusu olacağını tahmin ediyorum. Ama 1 yıl gerçekten uzun bir süre. Hele ki elektrikle çalışan tüm makinelerin durmasını neye bağladını öğrenmek isterim.

    Alıntıları Göster
    Yalnızca 40.000 km tepemizden geçen yaklaşık 7m.lik bir asteroidi
    en erken 2 gün öncesinden haber alabildiğimize göre,
    uzayla ilgili olaylarda % 100 kanıt beklemek pek doğru olmaz.

    1 yıl; iyimser bir kesinti süresi.
    ABD bu konuda "biraz" kafa yoruyor, yaptıkları tahminler 4-10 yıl gibi.
    Bunu ancak elektrik kabloları kömür haline geldikten sonra ispat edebiliriz.
    İddianın sahipleri, eğer bu denli büyük bir güneş fırtınası olursa,
    iletkenlerin bundan doğrudan doğruya etkileneceğini söylüyor.
    Bu söylenen sıradan bir elektrik kesintisi değil.
    Elektrikle çalışan aygıtların yanması, kömür olması.
    ABD Kanada gibi daha ileri ülkelerin, bozulan sistemleri
    4-10 yılda eski haline getirebileceğini öngörüyorlar.

    Elbette hiçbir şey kesin değil. Ancak böyle sevimsiz bir olasılık var.

    -----

    Güneşi gözlemlediğini yazmışsın, çok güzel. Keşke ben de yıldızları gözleyebilsem.
    Günlük koşturmacadan, gökyüzüne bakmayı bile unuttuk neredeyse.

    Çektiğin resimler varsa paylaşır mısın?




  • bu nasada rtük gibi her şeyi sansürlüyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    bu nasada rtük gibi her şeyi sansürlüyor
    @ISIS: kendim resim çekmiyorum çünkü uygun ekipmanım yok malesef. Resim konusundaki ihtiyacımı da zaten imzamdaki linkten bir hayli karşılıyorum. Zaten amatör gözlemcinin şehir koşullarında gökyüzünde gözlem yapabileceği en iyi hedef Güneş. Ay ve Gezegen gözlemleri benim için pek bir anlam ifade etmiyor (özellikle son 4 - 5 yıl) Onun dışında şans eseri denk gelen 2 kuyruklu yıldız gözlemim oldu. (Hale Bopp ve Comet Pojmanski)

    Göktaşlarına gelirsek, sanırım başka bir başlıkta değindim fakat burada da yazmak gerekir Nasa 'nın yaptığı bir açıklama herşeyi gözler önüne seriyor; DÜnyamızın 3/4 'ü sularla kaplı ve biz bu sularla kaplı alanın çok küçük bir kısmında gözlem yapabiliyoruz. Uzayda başı boş dolaşan ve Dünya atmosferine teğet geçen göktaşlarının birçoğu demir içerikliolduğu için çok aşırı hızlara ulaşmadıkça Dünya atmosferine girmesi sözkonusu olmuyor. Fakat yıl boyunca içinde demirin çok az bulunduğu futbol topu ile yemek masası büyüklüğü arasında yüzlerce göktaşının atmosfere girdiği ve bunların %75 'inin okyanuslara düştüğü istatistik olarak tutulmuş. Bu istatistiği de Nasa değil askeri üsler tutuyor. Çünkü bu göktaşları radara giriyor ve yok oluyorlar (ya gökyüzünde yanıyor ya da okyanusa giriyor).

    Açıkça bilinmeyen tehditlerle karşı karşıyayız tabiki, fakat büyük meteorlar, yani bir şehri ortadan kaldırabilecek boyutlardaki 50 - 100 m^3 lük meteorlar daha uzaklarda iken de saptanabiliyor diye biliyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    @ISIS: kendim resim çekmiyorum çünkü uygun ekipmanım yok malesef. Resim konusundaki ihtiyacımı da zaten imzamdaki linkten bir hayli karşılıyorum. Zaten amatör gözlemcinin şehir koşullarında gökyüzünde gözlem yapabileceği en iyi hedef Güneş. Ay ve Gezegen gözlemleri benim için pek bir anlam ifade etmiyor (özellikle son 4 - 5 yıl) Onun dışında şans eseri denk gelen 2 kuyruklu yıldız gözlemim oldu. (Hale Bopp ve Comet Pojmanski)

    Göktaşlarına gelirsek, sanırım başka bir başlıkta değindim fakat burada da yazmak gerekir Nasa 'nın yaptığı bir açıklama herşeyi gözler önüne seriyor; DÜnyamızın 3/4 'ü sularla kaplı ve biz bu sularla kaplı alanın çok küçük bir kısmında gözlem yapabiliyoruz. Uzayda başı boş dolaşan ve Dünya atmosferine teğet geçen göktaşlarının birçoğu demir içerikliolduğu için çok aşırı hızlara ulaşmadıkça Dünya atmosferine girmesi sözkonusu olmuyor. Fakat yıl boyunca içinde demirin çok az bulunduğu futbol topu ile yemek masası büyüklüğü arasında yüzlerce göktaşının atmosfere girdiği ve bunların %75 'inin okyanuslara düştüğü istatistik olarak tutulmuş. Bu istatistiği de Nasa değil askeri üsler tutuyor. Çünkü bu göktaşları radara giriyor ve yok oluyorlar (ya gökyüzünde yanıyor ya da okyanusa giriyor).

    Açıkça bilinmeyen tehditlerle karşı karşıyayız tabiki, fakat büyük meteorlar, yani bir şehri ortadan kaldırabilecek boyutlardaki 50 - 100 m^3 lük meteorlar daha uzaklarda iken de saptanabiliyor diye biliyorum.

    Alıntıları Göster
     Voyager 1 ve 2


    10 Ocakta çekilen bu resimde Güneş üzerinde büyük bir koronal delik olduğunu gösteriyor. Şu günlerde bu delikten patlayan maddelerin Dünya atmosferine kutup bölgelerinden girebileceği söyleniyor. Kutup ışıkları yakın zaman içinde oluşabilir.

    http://www.nasa.gov/mission_pages/sdo/news/news20110111-corona-hole.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

     Voyager 1 ve 2


    10 Ocakta çekilen bu resimde Güneş üzerinde büyük bir koronal delik olduğunu gösteriyor. Şu günlerde bu delikten patlayan maddelerin Dünya atmosferine kutup bölgelerinden girebileceği söyleniyor. Kutup ışıkları yakın zaman içinde oluşabilir.

    http://www.nasa.gov/mission_pages/sdo/news/news20110111-corona-hole.html

    Alıntıları Göster
    2012 de dünya üzerinde manyetik bir felaket olacağına iyiden iyiye inanmaya başladım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    2012 de dünya üzerinde manyetik bir felaket olacağına iyiden iyiye inanmaya başladım.

    Alıntıları Göster
    _fisico_ ,
    İnanılmaz bir görüntü.
    Bir de güney-batı / güney bölgede sanki daha önceden oluşmuş
    bir aktiviteden kalanlar var gibi.
    Boyutlar ürkütücü.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ISIS

    _fisico_ ,
    İnanılmaz bir görüntü.
    Bir de güney-batı / güney bölgede sanki daha önceden oluşmuş
    bir aktiviteden kalanlar var gibi.
    Boyutlar ürkütücü.

    Alıntıları Göster
    Coronal delikler şu anlama geliyor arkadaşlar; manyetik kutup başlarıdır bunlar. Yani bir coronal deliğin güneşin arkasında veya başka bir yerinde eşinin olması gerekiyor, çünkü buradan çıkan manyetik kutup güneşin etrafını boylu boyunca sarıp diğer delik ile buluşuyor. Buralarda Güneş 'in içinde oluşturduğu elementler ve büyük bir hidyojen gazı atımı oluyor. 1 Milyar yıl önceki Güneş ile şimdiki Güneş arasında %20 'ye varan bir küçülme olduğunu duymuştum. Tabi 1 milyar yıl önce daha şiddetliydi. Fakat bu şiddetli 11 yıllık döngü artık başka bir boyut kazanmış gibi gözüküyor; Yıldızın merkezinde oluşan ağır elementlerin manyetik fırtınaları.

    Zaten tüm hesaplamalar Güneş 'in şimdiki boyutlarını en fazla 1 milyar yıl daha koruyabileceğini gösteriyor, 1 milyar yıl sonra yıldızın atmosferi olarak gördüğümüz sarı ışık yayan tabaka genleşmiş olacak. 2 milyar yıl sonra bu genleşmenin Venüs 'ü içine alacağı tahmin ediliyor. Tabiki bu kadar büyük bir yıldız kütle olarak azalsa dahi sıcaklığı daha uzak yerlere ulaşır. Dünya o zamanlarda atmosferini kaçırmış ve volkan faaliyetleri her alanda aktif bir eriyik gezegen olma ihtimali var. Şuanda yaşam bulunmayan büyük gezegenlerin uydularında ise öngörülen tahminlere göre insanlık medeniyet kurabilecek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _fisico_ -- 12 Ocak 2011; 14:16:41 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Coronal delikler şu anlama geliyor arkadaşlar; manyetik kutup başlarıdır bunlar. Yani bir coronal deliğin güneşin arkasında veya başka bir yerinde eşinin olması gerekiyor, çünkü buradan çıkan manyetik kutup güneşin etrafını boylu boyunca sarıp diğer delik ile buluşuyor. Buralarda Güneş 'in içinde oluşturduğu elementler ve büyük bir hidyojen gazı atımı oluyor. 1 Milyar yıl önceki Güneş ile şimdiki Güneş arasında %20 'ye varan bir küçülme olduğunu duymuştum. Tabi 1 milyar yıl önce daha şiddetliydi. Fakat bu şiddetli 11 yıllık döngü artık başka bir boyut kazanmış gibi gözüküyor; Yıldızın merkezinde oluşan ağır elementlerin manyetik fırtınaları.

    Zaten tüm hesaplamalar Güneş 'in şimdiki boyutlarını en fazla 1 milyar yıl daha koruyabileceğini gösteriyor, 1 milyar yıl sonra yıldızın atmosferi olarak gördüğümüz sarı ışık yayan tabaka genleşmiş olacak. 2 milyar yıl sonra bu genleşmenin Venüs 'ü içine alacağı tahmin ediliyor. Tabiki bu kadar büyük bir yıldız kütle olarak azalsa dahi sıcaklığı daha uzak yerlere ulaşır. Dünya o zamanlarda atmosferini kaçırmış ve volkan faaliyetleri her alanda aktif bir eriyik gezegen olma ihtimali var. Şuanda yaşam bulunmayan büyük gezegenlerin uydularında ise öngörülen tahminlere göre insanlık medeniyet kurabilecek.

    Alıntıları Göster
    Peki bu elektrik kesintilerinin olmasına sebep olan, kabloları yakacak denli etkili olan sebep ne?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aalpan

    Peki bu elektrik kesintilerinin olmasına sebep olan, kabloları yakacak denli etkili olan sebep ne?

    Alıntıları Göster
    Sanırım plazma halindeki güneş rüzgarı. elektronların gelişi güzel çekirdeklerin etrafında dönmeden kafalarına göre dolaştığı versiyon. :))
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.