Şimdi Ara

Aksaraylılar şehirde ki yaygın hastalık ne durumda?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
13
Cevap
0
Favori
1.303
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Evet ben şu an aksarayda değilim durum nedir çevrenizde varmı birde sorunun kaynağı bellimi?



  • nolmus aksarayda hastalik mı başlamiş?
  • Kimyasal saldırı veya biyolojik silâh denemesi yapılmış olabilir. Ya da birçok insan inanmasa da uzaylılar da işin içinde olabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Paramedik 112 -- 18 Mayıs 2008; 13:27:47 >
  • Ben de merak ediyorum basında fazla bilgi yok bu konuda.
  • Aksray lı arkadaşlara geçmiş olsun derken, bir sorum olacak. Ankara-Aksaray karayolu durumu nedir? İstanbulda n önümüzdeki bir seyahat düşünüyoruz yol durumu ve fiziki şartları bilenler payalşırsa memnun olurum. Teşekkürler...
  • Sorumlu belediyecilik 'su'ya düştü
    23 Mayıs 2008, Cuma

    Aksaray’da suların güvenli olduğunu “kanıtlamak” için kameralar önünde çeşme suyu içen Belediye Başkan Vekili Sadi Özdil’in bir süre sonra rahatsızlanıp gizlice hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. ÇMO ve ATO zehirlenme vakaları ve sorumluların tutumlarıyla ilgili açıklama yaptılar.
    resimsoL Geçtiğimiz hafta Aksaray’da pek çok vatandaşın hastanelere başvurması üzerine ortaya çıkan, daha sonra Şereflikoçhisar ve Siirt’te de benzer vakaların görülmesi ile gündemdeki yerini koruyan zehirlenme olaylarının su kaynaklı olduğu artık kesinleşti. Sorumluların ısrarla su kaynaklı olmadığını iddia ettikleri ve ikna için artık gelenekselleşmiş yollara başvurdukları vakaların sayısı sadece Aksaray’da 8 binlere ulaştı. AKP’li Belediye Başkanı’nın tutumu ise AKP’li yetkililerin dilinden düşürmediği, sorumlu belediyecilik kavramının altının ne denli dolu olduğunu gösterir nitelikteydi.

    Şovmen vekil hastanelik
    Su kaynaklı olduğu kesinleşen şikâyetlerin ortaya çıkmasının hemen ardından kameraların karşısına geçen Aksaray Belediye Başkan Vekili Sadi Özdil ülkemiz yöneticilerinin en çok başvurduğu iki yöntemi kullanmıştı. İlk olarak ortada bir provokasyon olduğunu iddia eden Özdil halkın provokasyona gelmemesi gerektiğini söylemişti. Her olayda provokasyon açıklaması dinlemeye alışkın olan insanların bununla ikna olmayacağını fark eden Özdil bir adım daha atmak zorunda kalmıştı. Bu adım ise ülkemiz için artık gelenekselleşmiş olan “bakın ben yapıyorum bir şey olmuyor” şovuydu. Ancak bu şovu vekile pahalıya mal oldu. Suyun güvenli olduğunu ispat etmek için kameralar önünde çeşme suyu içen Özdil’in hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Hastaneye yatış ve hastaneden çıkış işlemlerinin gizlice yapıldığı öğrenilirken, pek çok gazete olayı “İsmini açıklamak istemeyen görgü tanığı bir emekli astsubay, Sadi Özdil'le hastanede karşılaştığını ve ‘Başkanım suyu içtiniz ama hastanelik oldunuz’ dediğini, başkanın da ‘Olur...’ demekle yetindiğini ileri sürdü. Bu arada Aksaray Devlet Hastanesi kayıtlarında, Sadi Özdil'in kaydının bulunduğu öğrenildi” şeklinde verdi.

    Meslek odaları tepkili
    Konu ile ilgili açıklama yapan Ankara Tabip Odası (ATO) ve Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) olayın gelişimi ve sonrasında kendileriyle iletişime geçilmediğini belirtirken, bilimsel yöntemlerin ve mesleki birimin önemine dikkat çektiler. ÇMO yaptığı açıklamada sorumluları “bu zihniyeti daha önce radyasyonlu çay içerken gördük, asbestli gemiye ait metal parçalarını yüzlerine sürerken gördük. Bugün de Aksaray'da çeşmeden su doldurup, içerken görüyoruz” ifadeleriyle ifşa etti. Laboratuar sonuçlarında çıkan bakterilerin olayı açıklamak için yeterli olduğunu ise “suda koliform bakteri bulunması ise çevre mühendisliği bilimi açısından zaten başlı başına bir göstergedir. Koliform bakteriler içme suyunda ya arıtım sisteminin yetersizliği ya da şebekedeki yetersizlikler nedeniyle sızıntı olması anlamına gelmektedir” şeklinde ortaya koydu.

    ATO ise “Salgın sürecinin ve sonrasının gerekli kurum ve kuruluşlarla kamuoyu ile yetkilendirilmiş kişiler tarafından paylaşılmasının çok önemli” ifadeleri ile her salgın süreci ve sonrasında atılması gereken ilk adımlardan birini hatırlatmış oldu. Bu adım etkenin ortaya çıkarılıp etkenle mücadele edilebilmesi için oluğu kadar ileriye yönelik çalışmalar içinde çok önemli bir yer tutuyor.

    “Sorumlu” başkan
    Aksaray’ın AKP’li Belediye Başkanı, olayların ilk ortaya çıktığı günden beri yaptığı açıklamalarla nasıl bir sorumluluk duygusuyla hareket ettiğini ve ne denli samimi olduğunu göstermiş oldu. Örneğin hastalar için “bir, iki gün içinde iyileşirler” ifadeleri ile konuyu ne kadar ciddiye aldığını ortaya koymuştu.




  • İshal vakalarında yüzsüzlük diz boyu
    20 Mayıs 2008, Salı

    Aksaray'daki ishal vakalarına Ankara ve Siirt'ten gelenlerin de eklenmesiyle, ülke genelinde içme suyu krizi başladı. Aksaray'da AKP'li Başkan Vekili musluk suyunu içerek "bir şey olmaz, iki günde geçer" dedi ama Hıfzıssıhha raporu suyun kirli olduğunu gösteriyor.
    resim

    HABER MERKEZİ Aksaray'daki ishal vakalarının sayısı 6 bine yaklaşırken, hastalık etkenini bulmaya yönelik laboratuar çalışmaları bugün sonuçlandı: Hıfzıssıhha'nın raporuna göre hastalık sudan kaynaklandı, bunu takiben kişiden kişiye bulaştı. Aksaray'dan sonra Şereflikoçhisar ve Siirt'te de ishal nedeniyle hastaneye başvuranların sayısında artış görülüyor. Siirt'te sayı 700 civarında seyrediyor ve artmasından korkuluyor.

    Aksaray'da ilk günlerde sadece kent merkezinde karın ağrısı, bulantı ve ishal şikayetleri üzerine hastanelere yapılan müracaatlar, Gülağaç, Ortaköy ve Sarıyahşi ilçelerindeki hastanelere de gelmeye başladı. Sadece Aksaray Devlet Hastanesi'ne bir günde yaklaşık 500 hasta aynı şikayetle başvurdu. Yine sadece Aksaray Devlet Hastanesi'nde karın ağrısı, bulantı ve ishal şikayetleri üzerine tedavi gören hasta sayısının 4 bin 860 olduğu açıklandı. Bu sayı diğer 4 hastane, 11 sağlık ocağı ve özel poliklinklerde tedavi gören hastalarla birlikte yaklaşık 6 bine yaklaştı.

    Aksaray'ın AKP'li Belediye Başkan Vekili Sadi Özdil musluk suyundan içerek salgının sudan kaynaklanmadığını göstermeye çalışmıştı. Siirt'te de belediye yetkilileri suların kirli olmadığını, halkın iyi yıkanmamış sebze meyve yiyerek zehirlendiklerini iddia etse de Sağlık Bakanlığı'nın raporu aksini söylüyor.

    Parası olanların şişelenmiş içme suyu kullanmalarını, parası olmayanların ise musluk suyunu kaynatarak içmelerini öneren yetkililere halktan yanıt geldi. AKP'li belediyenin "musluk suyu içilebilir halde" dediği İstanbul'da çeşitli semtlerde görüşlerini aldığımız İstanbullular, "musluk suyunda ne ararsan var" diyor.

    İshal salgınında 6 bin kişi hastanelerde
    Aksaray'da birkaç gün önce baş gösteren ishal vakalarında hastanelere başvuranların sayısı 6 bini aştı. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Aksaray ile Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçesinde görülen ishal vakalarının sudan kaynaklandığı belirtilerek, her iki bölgede de suların klorlandığı bilgisi verildi.

    Hastalardan alınan örneklerde birden fazla etkenin tespit edildiği belirtilen raporda, aralarında Adenovirüs, Rotavirüs, Norovirüs gibi viral etkenler ve koliform bakteri bulunan musluk suyu nedeniyle, vakaların her iki yerleşim biriminde de su kaynaklı bir bulaşma şeklinde başladığı ve bunu takiben hasta kişilerden sağlam kişilere bulaşma şeklinde devam ettiği ifade edildi.

    Raporda ayrıca, Aksaray'da yeterli su klorlaması yapılmasına rağmen, lokal arızaların tamiri ve su borularının değişimi döneminde kirlenme olduğu, Şereflikoçhisar'da ise su klorlamasının bazı noktalarda yeterli seviyede olmadığı, şebeke suyundaki kirlilik sonucu vakaların ortaya çıktığı belirtildi.

    Siirt'te de vakaların kaynağı içme suyu
    Aksaray'dan sonra Siirt'te ishal vakalarında yaşanan artış il Sağlık Müdürlüğü ve Belediye Başkanlığını harekete geçirdi. İlde dizanteri salgını olduğu iddialarına cevap veren İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Aliye Tepeki, dizanteri salgının söz konusu olmadığını belirtti. Sağlık Müdür Yardımcısı Tepeki, bu dönemde dizanteri salgını olması durumunda Çin depreminden daha fazla zarar oluşturacağını söyledi.

    Ancak Sağlık Bakanlığı'nın raporu aksi yönde çıktı. Bakanlık, ishal vakası görülen Siirt'e gönderilen uzman ekibin de çalışmalarına başladığı belirtilerek, "su ve kanalizasyon altyapı faaliyetlerinin sürdürüldüğü bu ilimizde de vakaların su kirliliği kaynaklı olduğu anlaşılmış olup, ileri tetkik çalışmaları sürdürülmektedir" denildi.

    Siirt'te son günlerde 700 kişi ishal şikayetiyle Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Şehirde dizanteri salgını olduğu yönündeki iddialar üzerine harekete geçen İl Sağlık Müdürlüğü ve Siirt Belediyesi ekipleri, içme suyu şebekesinden numune aldı. Yetkililer, numune sonuçlarının temiz çıktığını ancak okullarda kullanılan suda bakterilerin bulunduğunu açıkladılar.

    Basın açıklaması sırasında söz alan Siirt Belediye Başkanı Mervan Gül, ishal vakalarının içme suyundan kaynaklandığı yönündeki iddiaları yalanladı. Gül, "vatandaşlarımız panik yapmasınlar. Çeşme suyunda bir kirlilik görüldüğü takdirde bizlere ve İl Sağlık Müdürlüğü'ne bildirmelerini istiyoruz" diye konuştu. Dr. Tepeki ise yaşanan ishal vakalarının çoğunluğunun sıcak havaların ardından soğuk havaların gelmesi ve halkın meyve ve sebzeleri sağlıklı yıkamadan yemelerinden dolayı çıktığını söyledi.




  • Musluk suyunda ne ararsan var
    20 Mayıs 2008, Salı

    Parası olanların şişelenmiş içme suyu kullanmalarını, parası olmayanların ise musluk suyunu kaynatarak içmelerini öneren yetkililere halktan yanıt geldi. AKP'li belediyenin "musluk suyu içilebilir" iddiasına İstanbullular, "musluk suyunda ne ararsan var" diyor.
    resim

    soL Aksaray ve Siirt'ten sonra İstanbul'da da içme suyunun temizliği konusunda tedirginlik baş gösterdi. İçme suyu konusunda uzun yıllar çeşitli tartışmalara konu olan İstanbul'da, bir süre önce evlere gelen suyun içilebilir nitelikte olduğunu açıklamış olan AKP'li belediyeye, ishal vakalarının ardından halktan cevap geldi. Eski borularla kaplı kentte musluklarından akan suda her türlü kir ve mikrobun bulunduğunu söyleyen İstanbullular, şişelenmiş suya güçlerinin yetmediğini söylüyor. Depodan gelen suya da güvenemeyen halk, sağlıklarının dört koldan tehlike altında olduğunu söylüyorlar.

    Emine Tekin (46, emekli, Mecidiyeköy) Çocukluğumda musluk suyu içilebilir durumdaydı. Uzun zamandır şişelenmiş içme suyu alıyoruz. Şimdi sitemizde özel su deposu mevcut. Ancak oradan gelen su da gittikçe kötüleşti. Su kokuyor ve sarımsı renkte. Annemin böbrekleri rahatsız olduğundan biz artık sebze meyve yıkarken bile içme suyu kullanıyoruz neredeyse. Musluk suyuyla sadece bulaşık yıkıyoruz. O zaman bile tedirgin oluyoruz. Site yönetimine depoyu temizletmelerini söyledik ancak hangi sıklıkta temizlendiğinden emin değiliz.

    Hayri Yıldırım (54, emekli, Kadıköy) Eskiden musluk suyu içilebilirdi ama şimdi sanki musluktan akan su ile mesela deniz suyu arasında fark yokmuş gibi. Hep bir koku geliyor. Zaman zaman klorlanıyor. O zaman da klor kokusu çok ağır bir şekilde duyuluyor. Biz evde musluk suyunu kaynatıp kullanıyoruz ama içmiyoruz. Şişelenmiş sulara para yetiştirmek mümkün değil, ne yapacağız bilmiyorum. Şişe sularına da çok güvenemiyorum açıkçası.

    Nazlı (24, öğrenci, Sarıyer) Musluk suyunun içilmesi çok tehlikeli. Bizdeki musluk suyu renksiz ve kokusuz ama bardağa koyup bekletince dibinde tortu oluşuyor, siyah siyah parçacıklar görüyorum. İçme suyu alıyorum. Onun da tadı çok iyi değil, bir yıldır üç marka değiştirdim. Genelde birkaç ay içinde tatları değişiyor.

    Aylin Türk (33, bankacı, Halkalı) Bizim sularımızın temiz olduğu söyleniyor. Geçen yıl sanırım, belediye musluk suyu içilebilir demişti. Ben birkaç kez denesem mi diye düşündüm ancak bir komşum musluktan su içtikten birkaç gün sonra ishal oldu. Korktuk. Gazetelerdeki olayları okudukça daha da korkuyorum. Musluk suyu temizdir sözü bir yalan bence.

    Kemal (21, işçi, Sarıyer) Belediye musluk suyu temiz diyor. Halbuki ana kaynaktan gelen su temizdir en fazla. Borular paslı, depolar yosunlu, bunlar kimi kandırıyor? Geçen yıl ben depo temizliğinde çalıştım. Ne depolar gördüm anlatamam. İçinde ne ararsan var. Musluk suyunda da ne ararsan var. Bence burada rant dönüyor. İçme suyu satılsın diye. Parası olmayanlara da acımıyorlar. Hastanelerde yüzlerce insan var. Çocuklar, yaşlılar... İshalden bir şey olmaz diyorlar. Ama ishal öldürebilir, bilmiyorlar mı?




  • Akrabamız 2 gün hastanede yatmış. Fakat şükürki ailemde bir şey yok. Yalnız annem ve annanem de hafif rahatsızlanmış ama hastaneye gitmemişler.
  • Konyadayım. Aksaraya falan da gitmedim.
    Geçen cuma'dan beri bu hastalıkla cebelleşiyorum. 3 iğne yedim. Artı günlük 12 adet hap da cabası.
    Doktor'a gittiğimde gün içinde aynı şikayetlerden gelen 5. kişi olduğumu söyledi. Tahlil sonuçları da herkeste aynıymış.
    Yani bu salgın...

    Aman dikkat edin bu aralar.
  • aksaray'dayım halen salgını tam olarak atlatabilmiş değiliz malesef.Hastanelere hala salgın yüzünden gelenler var sayıları da az değil.Belediye başkanı da,sağlık il müdürü de şaka gibi.Birisi bağın su içiyorum hepinizin önünde diyerekten tüm Türkiye'ye show yapar,öteki si sudan çıkan rapor sonuçlarına çelişkili der kolayına kaçar.
    Ortada bi salgın var ve bunun sebebi sağlık bakanlığı tarafından sular test ederek ortaya çıkarıldı.Suya kanalizasyon karışması sonucu virüs saçan bakteri türemiş.Suda ayrıyeten 2 çeşit virüse daha rastlanmış.
    Böyle olunca haliyle Aksaray'da damacana satışları,hazır su satışları patladı.
  • konyaya da sıçramış
  • Benim amcada bu tür bir rahatsızlık ortaya çıkmış. Apartmanda da birkaç kişi de...

    Ancak Türkiye olarak bazı şeyleri çok güzel ört pas ediyoruz.. Gerçekten bu işi çok güzel yapıyoruz.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.