Şimdi Ara

Anti Kemalistler Neden Atatürkü Sevmez? (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
889
Cevap
14
Favori
27.094
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
38 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ataturku seviyorum ama kemalizm derecesinde degil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İngilizlerin İstanbul'u savaşsız bırakıp gitmelerinin sebebi kolonilerinden asker alamamaları. Kısacası literatürde Çanakkale Krizi denilen vak'a.

    Tabii kolonizasyon nedir, post kolonyal çağ nedir ya da eskiden sömürge olan bugünse bağımsız olan bir çok ülke nasıl olmuştur bunları bilmeden komplo teorisi yumurtlamak kolay.

    Yani bu İngilizler o kadar komplocu ki koskoca Hindustan'a bile bağımsızlık vermek zorunda kaldılar. Halbuki o kadar güçlülerdi. Gomplocu pislikler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi E-Nazmi -- 6 Haziran 2015; 22:26:38 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: bilemezsinki

    ***Ingilizlerin M. Kemal’e verdiği askeri destek***

    1 – Ingilizlerin M. Kemal Atatürk’e cephane yardımı yapmaları

    13 Haziran 1921’de Inebolu’ya gelen bir Ingiliz hey’eti, General Harrington’un emriyle M. Kemal Atatürk’e “cephane” getirdi![22] Dikkatinizi çekerim, cephaneyi gönderen General, dokuz no’lu dipnotta belirtildiği üzere, M. Kemal’in G. Ward Price’ı aracı yaparak görüşmek istediği General Harrington’dur.

    ***

    2 – Ingilizlerin Kuva-yı Milliye’ye müdahale etmeyeceklerine dair güvence vermeleri

    25 Eylül 1919 tarihinde, yani daha Kuva-yı Milliye’nin kayda değer bir mevcudiyeti görülmeden General Sally Clade, Fuad Paşa nezdine bir Erkân-ı Harb Binbaşısı ile Eskişehir’e, Ingiliz kontrol zabitanından mürekkep bir hey’et göndermişti. Bu hey’et, “Ingilizlerin ahvâl-i dâhiliyeye ve Kuva-yı Milliye’ye kat’iyen müdahale etmeyeceklerine” dair söz vermiştir![23]

    ***

    3 – Merzifon’da bulunan Ingiliz kuvvetlerinin çekilmesi

    Yine aynı tarihlerde Ingilizler, “Merzifon’da bulunan kuvvetlerinin geriye alınması” halinde, “Kuva-yı Milliye’nin memnun olup olmayacağını” sordular!

    Kemalcilerin verdikleri “pek memnun oluruz” cevabından sonra hemen Merzifon’daki kuvvetlerini ağırlıkları ile birlikte evvela Samsun’a oradan da Istanbul’a çektiler![24]


    Kaynak > [23] M. Kemal Atatürk, Nutuk, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, 9. Baskı, Milli Eğitim Basımevi, Istanbul 1969, cild 1, sayfa 169, 170.

    [24] M. Kemal Atatürk, Nutuk, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, 9. Baskı, Milli Eğitim Basımevi, Istanbul 1969, cild 1, sayfa 169, 170.




    Böyle parça parça alınarak hiçbir şey anlaşılmaz.Söylediğiniz sayfanın hepsini koyun.Nereden bileyim lafları kırpıp olayları yanlış taraflara çekmediğinizi?

    Durun hatta ben koyayım ortada bir hainlik var mı okuyucular karar versin.

     Anti Kemalistler Neden Atatürkü Sevmez?
     Anti Kemalistler Neden Atatürkü Sevmez?

    anladığım kadarıyla çokda güçlü olmayan bir ingiliz birliği eskişehirde bir kuvayı milli komutanını tutuklayıp istanbula göndermiş ve buraya yerleşmiş. kuvayı milliyecilerde eskişehiri kuşatmış ve tabiki çatışmaya girmeden önce uzlaşma yolu aramışlar. bu uzlaşma yolunu da eskişehirdeki ingiliz komutanda değilde istanbuldan aramışlar. sanırım ingiliz komutan atar yapmış ,gelirseniz gelin gibisinden bizimkilerde istanbuldaki ingilizlere muhtıra çekmişler. istanbuldakilerde çatışmaya girme rsikine girmeyin uzlaşmışlar. terketmişler bölgeleri. bunda şaşılacak birşey yok. izaten yazdım daha sonra istanbul sınırına dayandık ve yine çatışmaya girmeden uzlaşma yoluna gittik. strateji oyunu oynamıyoruz. kimse savaşmak istemez kolay kolay. hadi biz kendi evimizi savunuyoruz ingilizler için buralar yabancı topraklar. en son isteyecekleri şey buralarda güçlü bir direnişle karşılaşmak. bunun demokratik yansımaları var ingilterede. mesela bizimkiler işid ile çatışmayın süleyman şahı terketmesi nasıl bir mantıksa ingilizler içinde bu böyle. güçlü olsalar bile savaşmaya meyilli değiller.




  • Kemalist değilim
    Solcu değilim
    Sağcı da değilim
    Neo-Osmanlıcı da değilim

    Ama Atatürk'ü seviyorum, çünkü ben milletime ve vatanıma hakkıyla hizmet edip önderlik yapan kişileri severim. Tıpkı Osmangaziyi sevdiğim gibi, Kürşad'ı sevdiğim gibi, Fatih'i sevdiğim gibi, Alparslan'ı sevdiğim gibi.

    Edit: İmla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dr. Donanım -- 6 Haziran 2015; 22:31:21 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bana kalırsa herkes kendini haklı çıkarmak için saçmalamasa Kemalizm ve Anti-Kemalizm olmazdı. Kemalistler "Bandırma'nın pusulası bile yoktu." derken Anti-Kemalistler de "Atatürk rahat ve varlık içerisinde yaşadı." derler.

    İşin aslına bakarsak tamamen din kaynaklı. Ben de eski bir Anti-Kemalist olarak hafif subjektif olacak ama yorumumu yapmak istiyorum. Bir defa alternatif tarih gibi bir durum var ortada. Yani neyin doğru neyin yanlış olduğu belli değil. Kendi adıma konuşursam araştırmaya üşendiğim ve araştırsam bile doğruya ulaşamayacağımı düşündüğüm için (17 yaşındayım, özgüvemim az) ben olayı sadece fikirsel olarak düşünmeyi tercih ediyorum. Atatürk'ü yargılamak bana düşmez. Haksızlık etsem günahı benim boynumadır. Kime haksızlık ettiğim önemli değil.

    Atatürk için konuşmaktansa Atatürkçülük için konuşsaydık bugün hiçkimsenin adı yobaz olmazdı. Atatürk hakkında alternatif tarih teorileri çok fazla. Ama Atatürkçülük bariz ortada bir şey. (İdeoloji kelimesi pek karşılamıyor.) Kemalizm de anti-kemalizm de kötüdür çünkü fikirleri doğruluğu tartışılan tarihten (Tarih bilimdir ama bahsettiğim tartışılan tarih bilim değil söylenti üzerine kuruludur.) alırlar. Kesin bir sonuca varamazlar. Biri göklere sığdıramaz, diğeri yerin dibine batırır. O yüzden konuşmamız gereken tek şey Atatürkçülüktür.

    Atatürkçülük hakkında fikirlerimi söylerdim ama bu yaşta fikirlerimin tam oturduğunu düşünmüyorum. Ama en azından durumun farkındayım ve aptalca tartışmaya girmek istemem.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • m.kemalin Şapka Zulmü ve Istiklal Mahkemeleri



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Melhame-i Kubra -- 7 Haziran 2015; 1:19:58 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Melhame-i Kubra

    atatürkün Şapka Zulmü ve Istiklal Mahkemeleri

    bu konuda hak veririm. keşke bu konuda bu kadar ısrar olmasa ve istiklal mahkemeleri de bu kadar kişiyi asmamış olsalardı. tabi o zamanın şartlarında bakmak lazım idamlara. belkide zorunlu kalınmıştır. sonucta isyanı bastırmak için mecbur kalırsanız ya yönetimi bırakacaksını ya da daha sert önlemler alacaksınız.
  • Olay aynen öyle.Buradan İngilizler'in Kuvayi Milliye'ye yardım ettiği nereden çıkartılıyor anlamıyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: bilemezsinki

    YUKARIDA YAZILI OLANLAR ORTALAMA 3-5 GÜNLÜK BİR ZAMAN DİLİMİ BOYUNCA KÂFİDİR.

    ŞU CAN ALICI NOKTAYI DA EKLEYELİM.

    KABUL EDİN Kİ ; KAMAL, SELANİKTE DOĞMUŞ, ŞİMON ZWİ MEKTEBİNDE EĞİTİM ALMIŞ BİLHASSA HOCASI SABETAYİST BİR YAHUDİ İDİ. MAKEDONYA MANASTIR ASKERİ İDADİSİNDEN MEZUN OLMUŞTUR. ÇOK MANİDAR BU İKİ OKULDAN MEZUN OLMAK İÇİN TÜRK OLMAMAK, GAYR-İ MÜSLİM OLMAK ŞARTLARINI DA UNUTMAYIN.

    Bunlar yetmezmiş gibi bir de adına alenen şirk olan dizeler yazılıyor. onlardan birer örnek

    *Ey Samsunda karaya çıkan ilâh, merhaba!
    *Kabe Arabın olsun, Çankaya bize yeter!

    Ve daha niceleri...



    Bunun kaynağı nedir pekala? Yani Şemsi Efendi Okuluna sadece Yahudilerin gönderildiğini nereden biliyorsunuz?

    sen ciddi ciddi bu adama kaynak mı soruyorsun ?

    ben söyleyeyim istiyorsan

    Kaynak: kadir misiroglu's ass.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bilemezsinki

    Pekala... ekleyeyim.

    Not : birileri halen çırpınıyor ama blok listesinde olduklarından zaten muhatap bile alacak değilim. kendi söyler kendi dinler misali. hani tayyipcilere ne diyordunuz ? yav hee hee :)

    Blokladım demene rağmen cevap yazıyordun ne oldu? Erkeksen cevap verirsin falan yazıyordun bir de.Senin de niyetin belli oldu.Diğerleriyle aynı kaderi paylaşıyorsun:Mısıroğlu'nun zırvalarını tekrarlayıp arkasını getirememek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FlameSplasher -- 6 Haziran 2015; 23:07:58 >
  • Fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış. O hesap işte.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İngilizlerin İstanbul'a asker çıkarmamasının iki temel nedeni vardır.
    1)İngiliz sömürgelerinde yaşanan ayaklanmalar
    -İngilizlerin elinde bulunan pekçok sömürge bölgelerinde dünya savaşı sonlarında ve sonrasında ayaklanmalar yaşanmış,büyük karışıklıklar çıkmış ve İngiltere çıkan isyanları durdurabilmekte zaman zaman zorlanmıştır.Mesela Hindistan'da Gandhi önderliğinde çıkan ayaklanmalar sebebiyle o bölgede İngilizler pekçok askerini tutmak zorunda kalmıştır.

    http://en.m.wikipedia.org/wiki/Iraqi_revolt_against_the_British
    Ya da Irak'ta 1920'de büyük bir direniş hareketi başlatılmış; İngilizler yine zorluk yaşamışlar ve ordusunun bir kısmını burada tutmak durumunda kalmışlardır.

    2)Kayıplar ve halk/meclis baskısı
    -İngiltere, 1.dünya savaşında yaklaşık 700 bin askerini kaybetmiştir ki bu hiçte azımsanmayacak bir sayıdır.Bu kayıplar ve imparatorlukta yaşanan karışıklıklar sebebiyle İngiliz halkı,İngiliz hükümetine karşı sesini yükseltmiş ve tepki göstermeye başlamıştır. Yeniden girilecek bir savaş sürecinden ve doğacak olası sonuçlardan endişe duyan halk,hükümete sert çıkmakta ve yeni bir savaşı katiyetle istememektedir.Zaten 1922'de başka bir arkadaşın bahsettiği üzere "Çanakkale Krizi" yaşanınca,ingiliz meclisinden gelen yoğun tepkiler sonucunda İngiltere hükümeti düşmüştür.

    Bu sebeplerden ötürü, İngilizler doğrudan bir savaşa girmek yerine,"yavrusu" Yunanistan'a askeri,maddi ve lojistik destek sağlamıştır.Yanı ortada söylenildiği gibi TBMM yahud M.Kemal ile İngiltere arasında yapılmış gizli ya da resmi bir anlaşma söz konusu değildir. "Hilafeti kaldırın, karşılığında topraklarınıza asker çıkarmayalım" iddiası da uydurmadır; zira bununla ilgili elde hiçbir belge yoktur.




  • Hala din ve ırk ayrımı yapan insanlar var o yüzden.
  • Şapka kanunu, İstiklal mahkemeleri, Arap alfabesinin yasaklanması (değiştirilmesi değil yasaklanması siz anladiniz onu)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ataturk u sevmeyen Turk degildir,NET.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bilemezsinki

    Bu anlatacaklarım belki bir çok kişinin hoşuna gitmeyecek ama ben hiç bir zaman kişilerin gönlünü hoş tutacak yazılar yazmadım.. Ama bu söyledikleriniz geçmişin getirdiği zulümlerden kaynaklanıyor. O yüzden geçmişe gitmekte fayda var..

    Aziz nesin, kamal hakkında hürriyet gazetesine verdiği yazısında, aynen şunları söylemiştir;

    Her kim, kamalı seviyorum ama müslümanım diyorsa, ya ahmaktır ya da yalancıdır diyor.. ve ekliyor; kamal din lehine hiç bir şey yapmamıştır, bilakis Aleyhine çalışmalar yapmıştır. Müslümanım diyen biri, asla kamalı sevmez diyor ve yine ekliyor; Neden sevsin ki?

    Aziz nesinin bu söylediklerini araştırmayalım. bu söylediğini araştırmak için, Sadece sorusunu araştıralım,

    nedir bu soru?
    Neden Sevsin ki? Sorusu..

    O halde, neden sevsinki soruna hep beraber bakalım;

    *Cumhuriyet halk partisi ittihati terakki’nin devamıdır. İttihati terakki cumhuriyeti kuran, kadro kadar müstesna fırsatlar elde edemediği için, din aleyhtarı görüşleri kekeme bir üslupla konuşmuştur.. Fakat taraftarı olan gazetelerde bunları daha sarih olarak görmekteyiz. Eğer ben bu kemalist recmin farik fasıfları diyerek sıralayacağım esasları.. Ki, bunları laiklik denen maddenin, aslında ladinilik olduğunu ve alameti olarakta sadece bunun bile öteki fasıflara ittiva edebileceğini anlatabilseydim bu işin evveliyatını söyleyecektim…

    *O zaman kemalist inkilabın ilham kaynaklarını Abdullah cevdetleri, o devrin din karşıtı insanlarını, onların programlarını ve b inzı söyledikleri sözleri inceleyeceğiniz. Bu bir sosyal gelişme.. Bunun arka planı böyle, birde kaderi planı vardır. Müslümanlar bu dinsiz kadronun tokatına müstehak olmuşlar.. Dinsiz diyorum kendileri bunu açıkça söylüyorlar.. Allah bu kadronun onların önünü açmıştır.. Ruhsat olarak tecceli etmiş.. Burada sıraladığımız meselelerin herbirisini sual ile cevaplasam buraya sığdıramam 90 yıla dayandı, maruz görünüz.. Ama şu mesele mühim; Cumhuriyet Halk Partisinin hikmeti vücüdu “İslam dininin tesirini sözde, devlette gerçekte ise, hem devlette hemde efradı millete sıfırlama programıdır..” Bu ittihat terakki ile başlamıştır..
    82 senesinde Temyiz mahkemesi, bir davada diyor ki; Bir üniversite öğrencisi, başını örf icabı örtüyorsa veya soğuktan korunmak maksadı ile örtüyorsa, bunun laiklikle hiçbir alakası yoktur.. Eğer bunu din emrediyor diye örtüyorsa, bu laikliğe aykırıdır.. demiştir. Bunun Laiklikle hiçbir alakası yoktur! Olsa Fransada Laik.. gelelim günümüze.. Şimdi bugün şu başörtüsü laikliğe aykırıdır, bununla ilgili bir hukuki tasarruf yapacak olanlarda bunun akıbetine katlansın diyen bir başsavcının, zihniyetini tahlil edersen, aynı din karşıtı görüşün devam ettiğini görürüz. Örnek; > Chp…

    Chp başka partiye benzemez devletin kuruluş felsefesi, halk partisinin 6 okudur.. 6 ok da bu partinin ruhudur.. “6 ok, bir parti amlemi” ama meclisin alnında asılıdır..Gelelim dindar kesimin kamalı, ve kamaliz mi benimsememesine;

    Müslüman birini düşünün ve şunları ona benimsetmeye çalışın.. Aziz nesinin ne demek istediğini daha iyi anlarsınız..

    Aşağıdaki yazılar kamalın el yazıları ve hatıratlarda yer alan yazılardır..Doğu perinçek kamal karşıtı bir adamdı.. Fakat, kamalın el yazılarını, onun din hakkında söylemlerini okuyunca, bedbaht olmuş ve kemalizme yönelmiştir.. Bu arada Doğu perinçek “Ateisttir..”

    Gelelim kamalın söylemlerine;

    *Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır.. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk Milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türk’ler Arap’ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türk’lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesidir..

    kamalın söylemi doğru değildir, neden? Sözde Türkler, Asırlarca yıl şeriatle yönetilmişte, batıl olduğunu anlayamamış.. Hem de süper güç olarak!

    Şuraya dikkat ediniz.. Özellikle..

    *Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler, his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadetin öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide

    *Peygamberimizin Hırkasına Palaspare, Dine ise, Din-i akide diyor.. Milliyetçiğili, islamdan üstün tutulduğu açıkça görülmekte…

    kamal söylemlerine devam ediyor;

    *Dini ve “namusu” olanlar kazanamazlar, fakir kal maya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için önce din ve namus telakkisini kaldırmalıyız. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.

    Görüldüğü gibi, yukarıdaki dini sıfırlama programı söylemlerimle karşılaştırıldığında, sözlerim boşa atılmış hipotezler değil; Her birinin arkasında yüzlerce delili vardır.. Ne diyor namusu olanlar, kazanamazlar..

    O zaman şunu eklerim, ben kamalistim ve onun pesinden gidiyoruz o bizim atamızdır diyenlerin dini ve namusu olduğuna inanmıyorum. Eğer samimi olsalar böyle bir ithamın altında kalacaklarına rest çekerler.

    kamal, söylemlerine devam ediyor;
    Evet Karabekir, arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’an’ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edipde aldanmakta devam etsinler…Burada daha anlalışır şekilde ne yapmaya çalıştığı görülmektedir..

    kamal, söylemlerine devam ediyor;

    “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kuran denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve ıslaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları ıslah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”

    Vahiy inmemiş sadece fikri doğmuş, ortaya böyle bir iddiaa atmıştır diyor.. : )

    kamal, söylemlerine devam ediyor;

    “Din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir. Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. Tüm dönemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkânsızdır.”

    kamal, söylemlerine devam ediyor;

    “Muhammed uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri lüzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.” “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”

    Görüldüğü üzere söylediklerinin, Müslümanlıkla ne tür ilgisi-alaka sahibi olduğu, nasıl bir dindar olduğu ortaya çıkıyor. Milletin din-i inanışına, peygamberine, kur’anına nasıl yaklaştığı ortada.. Aynı kafanın bugün forumda devam ettiğine şahit olmuşsunuzdur..

    Bakalım ismet inönü bu konuda ne söylüyor;

    İsmet İnönü; Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlamak değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi.(ki zor da değildir. 2 ayda, 6 yaşında çocuklar çok rahat öğrenebiliyor ‘A.B’)

    Uzun yıllar devlet eğitim sorununa eğilmemiş, kütlesel eğitime önem vermemişti. (uzun süren harblerden dolayı (A.B’. ) ; vermiş olsaydı şüphesiz ki daha yüksek olurdu. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik.

    Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.”

    Şurada anlatılanlarda O zamanın bir Gazetesinden;

    Din’de yapılanlar kabul edilemez. Allahın, Peygamberin, Kitabın, Dinin, Kubbenin Mihrabın, Ecdadın, nihayet Şehid Mehmedciğin razı olup olmadığı sorulmadan, emrolunan işlerin başlıcalarından birine ait hikaye, etrafına aldığı, Hafızları, Müftüleri, vekilleri, meb’usları, gazetecileri, halk kalabalıklarını ve (Hakimiyet Milletindir) düsturuna yapışık demokratik ölçülerden ibaret yardımcı unsurlar ile ve riyazi bir katiyetle (berveçhibala’dır.) Hüküm ve takdir sizin… Yerebatan camiinden başlanarak, cami, böylece yere batırılmak istenmiştir.

    Kimse kendisini kandırmasın.

    Bazıları suçu Osmanlıya atmaya kalkıyor ama Müslümanlar neden sevmez konusuna değinmiyorlar bile, buda mantıksız yaklaşımların eseridir.. cumhuriyet olmasa, sen bunları yazamazdın diyen, bazı arkadaşımıza istinaden, şu yazılarımın dikkatle okunmasını arz ederim..Osmanlı devletinin en “ağır” dönemi, Abdulhamit dönemidir.. Ermeni vatandaşı olan bir zat, Abdulhamitte bıçaklı saldırıda, bulunmuştur.. Bu hareketi hasıl olamamıştır.. Bunun üzerine dönemin yazarlarından bir yazar, yazısında tüüü, öldüremedin mi diye bir yazı yazmıştır.. Bırakın tepki almasını, evine polis dahi gitmemiştir.. O dönemin yazarıda Teyfik Fikrettir.. Burada kimseye, Tarih dersi vermeye çalışmıyorum ama yanlış, çerçeveden baktığınızıda hatırlatmak isterim.. Bunu yazıyorum, çünkü ecdadımız olan osmanlıya, haksızlık etmeyelim.. Bunun gibi yüzlerce örnek verebilirim..



    Hocam bu yazdıklarınızın dogrulugunu tespit etme imkanim olmasada ( kaynaksiz yazmadiginizi belirtmişiniz) resmen şok etkisi yaratti...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Günümüzde dahi Avrupayi bile birlik ve beraberlik içindende tutan unsur din dir. Biz ne müslümaniz ne hristiyan. Orta doğunun bu kadar karişik olmasinin sebebi birlik ve beraberlik yoksunluğudur... Belki katilmayacaksiniz ama halifeliğin kaldirilmasinin bile etkili olduğunu düşünmüyorum...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ampulü Sola Cevirince Söner...Anladınız mı la

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • soruda cevapta konu başlığında zaten

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • olağan_şüpheli kullanıcısına yanıt
    Tamam hakeden olmuş varsayalım, ama 500.000 nüfusu katletmek, üç beş sıkıntıyı ortadan kaldırdık ile ört pas edilebilir mi ? daha düne kadar gezi olaylarındaki avrupanın maşaları 2 adamının burnu kanadı diye ortalığı ayağı kaldırdılar ? burada 2 - 3 çabulcudan bahsetmiyorum 500 bin kitleden bahsediyorum. TR 'nin neredeyse yarısına yakın her bir memleketlerinin nüfüsu bu kadar. azımsanacak bir rakam değil. Kaldı ki, hadi üç beş isyancıyı veya sıkıntı çıkaranı temizledin de, mesela atıf hoca gibi "ben gavurun şapkasını takmam" dedi diye, said-i nursiyi, " sen batıl olanı hak diye bu millete dayatacaksın, dinde bunun yeri yoktur, sana destek olmamı bekleme" dedi diye 35 sene sürgünü ? ve daha saysak günlerce bitmeyecek kadar katliamlar...

    Ehl-i insaf...
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.