Şimdi Ara

Aziz Sancar:Din ve Bilimi ayrı tutmamız lazım. Aksi takdirde din saygınlığını kaybederBilim Körleşir (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
89
Cevap
1
Favori
1.993
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • MRTFR kullanıcısına yanıt

    Tatmin etmemesi ve arayışa devam edilmesi , merakın devam etmesi açısından mühimdir, olumsuz değildir. Hatta bazı bilim adamları bu tip sorulara dini / metafizik alandan yanıt bulup / inanabilir ama çalıştığı bilimsel yönetmeden kopmadan gözlem yapmaya devam edebilir.


    Sonuç olarak Bilim adamı belli bir felsefi ve dini pozisyon içinde olabilir. Bu onun bilimsel çalışm yapmasına engel teşkil etmez. Çoğu bilim adamı sanıldığının aksine dindardır, Aziz Sancar'da onlardan biri.

  • OPTİMİST kullanıcısına yanıt

    He canım o dediğinden.

  • EmuDev E kullanıcısına yanıt

    Yok hocam bilim kisirlasir diyor. Çünkü bütün bilimsel teorileri İslama uyduracak aşırı yorumlara indirgersen , buna nesnel bakamazsın, ufkun dar olursa. Bilimde bir yerde dinin yancısı olarak kısır hale düşer diye anladım ben.


    Bilimin dini kanıtlama gibi bir vasfı- ozelligi yoktur. Tersine o sadece varolan olgulari açıklamaya girişir senin bu dünyada inandığın batil inanclar veya düşünceler ne olursa olsun ondan bağımsızdır.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 9 Ocak 2024; 12:45:55 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aziz hoca kibarca 'Dinin egemen olduğu bir toplumda bilim yapılamaz' demiş ama bunu kibarca belirtmiş ki söylediği doğru.Din ve bilim her zaman çelişmiştir.Bu tüm dinler için geçerlidir.Ne zaman bilime 'din' karıştırılırsa o bilim olmaktan çıkar daha doğrusu bilim diye birşey yapılamaz.Bugün bilimin ortaya koyduğu gerçekler ile dinlerin ortaya koyduğu gerçeklerin büyük bir kısmı uyum içerisinde değildir.Bu durumda ne yapılacak peki?Ya bilimin verileri kabul edilecek ya da dinin ortaya koyduğu anlatılar gerçek diye kabul edilecek.İkisini aynı anda kabul etmek mümkün değil.Bu nedenle gelişmiş ülkeler bilim ve dini birbirinden ayırmıştır.Bunu yapamayan ülkeler ise geri kalmış ve bunu yapan ülkelerin sömürgesi durumuna düşmüştür...

  • Periah kullanıcısına yanıt

    Basit kesir hatası varsa Muhammed nasıl ölenin mirasını paylaştırdı sence? Hiç aklına geldi mi bu soru? Neden hiç düşünmüyorsunuz? Neden mezheplerin kadınlara verilen payı azaltan yöntemler ürettiğini görmüyorsunuz?

  • nexus can N kullanıcısına yanıt
    Kardeşim madem kuranda bu kadar şey yazıyordu niye müslümanlar bulamadı bunları? Ne hikmetse batılılar buluyor ondan sonra kuranda yazdığı fark ediliyor. İşiniz gücünüz palavra.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Ancak din, doğanın kanunlarını, teknolojik araştırmaları ve teknolojik gelişmeleri kapsamıyor. Bu nedenle din ve bilimi kesinlikle ayrı tutmamız lazım


    Mektuplarına bakarsanız bu aslında Galileo'nun argümanıydı. Kilise baş dini otorite olarak uzun asırlar boyunca bilimsel - bilhassa da kozmoloji konusunda - otoritesinin de bulunduğunu iddia ederek Batlamyusçuluk ve Aristotelesçiliğin - yani kozmolojide dünya merkezliliğin - geçerliliğinde ısrar etti. Tamamen farklı bir model kullanan ve Kopernik'in yakıştırmasıyla hesaplamalardaki kusurları düzeltmeye yönelik matematiksel bir hipotez olarak ortaya çıkan ve esasında Kopernik tarafından da Papa III.Paulus'a sunulmuş bulunan Kopernikçilik kilisenin - kozmoloji konusundaki bilimsel - otoritesinde sıkıntılar ve teolojik tartışmalar yaratmaya başlayınca kilise Kopernik'le hiçbir kişisel sorun yaşamaması rağmen Kopernik'in çalışmasını sonunda yasaklı eserler listesine aldı. Kopernik zaten tüm bunların olacağını bildiği ve bundan çekindiği için eserini yayınlamaktan çekinmiştir. Çekincelerini hep ilgili papaya anlatmıştır.

    Kopernik'ten sonra - esasında kendisine göre gayet Katolik olan - Galileo kutsal kitaba da dayanarak böyle ısrar etmeyin, kutsal kitap ile bilim dünyası tamamen ayrı ve bağımsız sahalar, doğrusu Kopernikçilik olarak görünüyor ve Kopernik de matematiksel hipotez olmanın ötesinde teorisine inanıyordu dedi. Galileo dinle bilimin ayrı konuları farklı mantıklara dayanarak işlediklerini öne sürdü. Kilise (en azından Ballermino gibi mürekkep yalamış elitleri) Batlamyus ve Aristo kozmolojisinin Kopernikçi Güneş merkezcilik karşısında yanlış olabileceğini bildiği ve bu olasılığı itiraf ettiği halde Galileo'ya kulak tıkadı ve kilisenin bilimsel otoritesinde ve üstüne dini yorumlama tekelinde sıkıntı çıkaracağı kaygısıyla Galileo'yu zaten yasaklanmış bir kitabın matematiksel tezinin peşinden koşma işinden vazgeçmesi için uyardı. Ama Galileo matematiksel bir hipotez olmanın ötesinde Kopernikçiliğin doğru olduğuna inandığı için kendi eserinde kilise sansürünü kurnazlıkla aşarak arkadaşı Papa VIII.Urbanus dahil kilise büyüklerine hiciv edilen Aristocu Simplicio karakteri üzerinden göndermeli biçimde hakaretler edince sonunda fark edilip yargılandı. Ama kilise Galileo'ya yargılama sonunda fikirlerinin resmi reddiyesini yaptırtsa da çok geç kalmıştı. Galileo'nun eseri de yasaklansa da çoktan piyasayı istila etmiş ve kaçırılmıştı. Galileo'nun fikirlerinden insanlar haberdar olmuştu. Kilise asırlar sonra Galileo'dan özür dilemek zorunda kaldı. Bugün Batı dünyasında bilim yaparken artık Kitab-ı Mukaddes'e bakılmıyor. Yani Galileo sadece kozmolojide değil, bilim felsefesi yaklaşımında da kazandı.

    Aziz Sancar:Din ve Bilimi ayrı tutmamız lazım. Aksi takdirde din saygınlığını kaybederBilim Körleşir
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Spesifik bir durumda miras ile ilgili ayetlere bakarak mirası bölüştürmeye kalktığınızda ne pay nede payda tutuyor.


    Bunun nedeni ise Kuran adında bir kitabın pekçok insanın sandığı gibi inmemiş oluşudur. Yani bir anda koca bir kitabı dolduracak seviyede bir bilgi falan gelmedi eğer gelse daha mucizevi görülürdü ancak tam tersi peygamber günün anlam ve önemine göre her gün bir mağara veya odasına çekilerek birkaç ayet söylemiş ve buda yaklaşık 40 yıl boyunca sürmüştür.


    Dolayısıyla ortada bazı ayetlerin baska bir zaman geldiği söylenen yani aradaki zaman farkından ötürü insan hatası olarak bu sekilde bir uyuşmazlığı gözden kaçışı gayet doğaldır nitekim kuranda olan budur burada bariz bir insan hatası vardır ve Kuran'ı insan yapımı oldugunu inkar edilemez bir kanıtı I sunar.


    Nitekim din öyle bir olgudur ki siz 1000 mucize bilegösterseniz 1 hatayı kaldırmaz çünkü her yönü ile kusursuz olmalıdır çünkü tanrı kusursuzdur. Fakat işte gözümüzün önünde Kuran ayetlerine bakarak miras paylaştıramıyoruz çünkü olmuyor.


    Bu durum ise size söylediğim gibi spesifik miras davalarında ortaya çıkıyor ve bu peygamberin yasamına denk gelmiyor. Onun ölümünün ardından hemen sonraki ikinci halife (Ömer - İslam devletinin bürokrasisi i inşa eden kişi ) döneminde artık yeni devletin Yavas Yavas ortaya çıkışı dolayısıyla kurana dayalı bir bürokrasinin işlemeye baslaması ile farkediliyor.


    Çözüm bulunamadığı için insan yapımı Avliyye ve Reddiye gbi kavramlarla Kuran hkmü eğilip bükülmek zorunda kalınıyor. Nitekim akıl ve mantık yönünden o ayetlere uygulamanın mümkünatı yok çünkü mirastan daha fazla pay vermek zorundasınız buda imkansız ayrıca tam tersi durumlarda ortaya çıkıyor. Şiiler ile yine kendileri farklı şeyler uydurup bu ayetleri modifiye etmek zorunda kalıyorlar.


    Sözün özü Avliyye ve Reddiye kavramlarının varlığı dahi Kuran'a bir kusur oldugunu apaçık göstergesidir. Ayetleri kendiniz okuyup, kendiniz mirası kurana göre paylaştırmaya kalkarsanız bunun yapılmayacağını kendinizde göreceksiniz. Tabi bunu görünce birşeyler uydurup bunu bir şekilde yamalayabilirsiniz fakat bu Kuran'a göre miras ayetlerine hata olduğu gereğini yoketmeyecektir.


    E




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 9 Ocak 2024; 13:36:39 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • MRTFR kullanıcısına yanıt

    Peki sence bilim nasıl sorusunu cevaplıyor mu?


    Pi sayısı nasıl oluştu? Evrim mi geçirdi? Big bang anında var mıydı pi sayısı?


    Aynı şeyi altın oran için de söyleyebiliriz.



    Bilim denen şey biz insanların bildikleri üzerine yaptığı değerli tespitler. Bir canlı değil, bir kişilik atfedilmemeli.


    Gelecekte bilinecek bir sürü bilimsel şey var iken bilimi eksiksiz nasıl kabul edebiliriz? Bugün doğru bilinen bilimsel şeylerden bazıları gelecekte yanlışlanamaz mı?


    Neden bilimadamları felsefeyi boş iş olarak görüyor ki neden sorusu pek önemli değil diyorsun?

  • Periah kullanıcısına yanıt

    Sorum gayet basit, anlamadın mı soruyu?


    Ömer'in avliye ürettiğini nereden biliyorsun? İşine gelince Arap tarihini doğru mu kabul ediyorsun?


    Bırak Arap tarihini. Basit mantık ile soruyorum. Muhammed zamanında ölen insanın mirası bu ayetler ile nasıl paylaştırıldı? Mantıklı cevap ver. İşine geldiğini kabul ettiğin Arap tarihi ile gelme bana.


    Papağan gibi aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz, yıllardır şu forumda senin iddianı dile getiren herkese bu soruyu sordum, hiç cevap veremiyorsunuz.


    Kesir hatası olsa bölüşüm yapamaz, yeniden ayet! üretip eksikleri tamamlar mantıken. Hiç mi aklınız yok? Adam Arap tarihini ve tüm dünya tarihini değiştirdi 2/3ünü buna verirsem geriye bir şey kalmıyor diye düşünmediğini mi sanıyorsunuz?

  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Bilim eksiksiz değil yahu. Yanlışlanabilirlik bilimi en güçlü yapan unsurlardan biri. Sürekli olarak doğru olana bir adım daha yaklaşıyorsun.


    Neden sorusunun önemi bilimsel açıdan biraz düşük çünkü nasıl sorusu çoğu yerde neden sorusuyla kesişiyor zaten. Geri kalan kısmı da bilimsel açıdan genellikle pek önemli olmuyor.


    Pi sayısı mevzusu matematik icat mıdır keşif midir kısmına gidiyor. Bunun cevabını ise muhtemelen akıllı bir uzaylı türü ile karşılaşırsak tam olarak alabileceğiz.

  • OPTİMİST kullanıcısına yanıt

    Olabilir elbette. Bunu hobi de edinebilir. Üstüne çalışmalar da yapabilir. Ama dini/metafiziksel çalışmalarını bilimsel olarak addettirmeye çalışırsa o zaman sıkıntı çıkar.


    Aziz Sancar'ın da demek istediği biraz bu sanırım.


    Yine Galileo yüzyıllar önce bu konuda güzel bir söz söylemişti.


    "Kutsal Ruh bize cennete nasıl ulaşacağımızı anlatır, gökyüzünün nasıl çalıştığını değil"


    Tabii burada bir kelime oyunu var. İtalyancada "cielo" kelimesi hem "gökyüzü" hem de "cennet" anlamına gelir.


    "o qui direi quello che intesi da persona ecclesiastica costituita in eminentissimo grado, ciò è l'intenzione dello Spirito Santo essere d'insegnarci come si vadia al cielo, e non come vadia il cielo"

  • MRTFR kullanıcısına yanıt

    İşte bilim eksiksiz olmadığı için metafizik devreye girmek zorunda. Merak duygusu insanın en doğal duygularından birisi. Bilimsel ilerleme de bu sayede oluyor zaten. Her ne olursa olsun bilim ile her soruya cevap bulamayacağımız kesin. Din bir inanç konusudur ve bilimin açıklamadığı konularda herkes inanmak mecburiyetinde.


    Akıllı uzaylı türünün olabileceğini iddia edip tanrının olamayacağını iddia etmek sence çelişki değil midir? Bilemeyeceğimizi düşündüğün bir soruya cevap olarak insandan üstün varlık ile karşılaşmamız lazım cevabı çok ortada bir ifade. Agnostik birisi isen bir şey demiyorum ancak ateist isen çelişki içeriyor ifaden. Tanrı da bir uzaylı neticede Aziz Sancar:Din ve Bilimi ayrı tutmamız lazım. Aksi takdirde din saygınlığını kaybederBilim Körleşir 

  • Klasik ateist muhabbetleri.

    Bilim yapın, nefret saçmayın.

  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Kişisel olarak soruyorsan agnostisizm ile deizm arasında gidip geliyorum. Tanrı var olabilir ama olmasına gerek yok. Evren ile ilgili merak ettiğim çoğu noktayı bilim gayet güzel bir biçimde açıklıyor. Ha seni tatmin etmeyen noktalar vardır orasını bilemem elbette.


    Evren ile ilgili hala merak ettiğim ve bilimin henüz açıklayamadığı şeyler içinse şahsen bir gün açıklanacağı umuduyla bekliyorum. Bu noktada işin içine Tanrı da girmiş olabilir elbette.


    Alıntı

    metni:
    Akıllı uzaylı türünün olabileceğini iddia edip tanrının olamayacağını iddia etmek sence çelişki değil midir?


    Yoo değil bana kalırsa. Sonuçta Dünya'dakine benzer bir süreç evrenin uzak bir köşesindeki ideal bir gezegendeki ideal ortamda oluşabilir.

  • MRTFR kullanıcısına yanıt

    Tutarlısın, ateist olup olmadığını öğrenmek istemiştim. Agnostisizm bilimden çıkan yegane sonuçtur, ateizm de deizm de salt inançtan çıkar.


    Sana göre o zaman Zeus, Thor gibi tanrılar olabilir sonucu çıkıyor bir bakıma. İşte insan bilmediğini düşünceleri ile üretir. Hiç kimse şimşek gücüne sahip bir canlının var olamayacağını iddia edemez bu evrende. Gerçek olarak ispat edilene kadar inanmıyorum diyen ateist, var olduğunu ispat etmesek de inanıyorum diyen deisttir.Aziz Sancar:Din ve Bilimi ayrı tutmamız lazım. Aksi takdirde din saygınlığını kaybederBilim Körleşir 


    Ben bilimin çok az şeyi (henüz) açıklayabildiğini düşünüyorum tam tersi olarak. İnsanlık tarihini düşündüğümüzde ve son 100-150 yıldaki gelişmeleri düşündüğümüzde aslında bu evren ile alakalı çok az şeyi bildiğimiz ortaya çıkıyor. O sebepten de bilim ve din tartışmaları çok saçma geliyor bana.





  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Öncelikle sorunun temelinden sürekli kaçıyorsun farkında mısın? Sana diyorum ki ak eline Kuran'ı miras ayetlerini aç. Attıgı konudaki gibi miras davalarını oku ve bunu kuranda açıkça yazılmış miras ayetlerine bakarak bölüştrmeyi dene. Bu kadar basit hiçbir yorum hiçbir ikincil kaybak hiçbir tartışma yok. Bilakis kendin yap bunu ve oluyor mu olmuyor mu yaz?


    Yanıt olmuyor arkadasım. Pay ve payda iki yönlü olarakda belli davalarda uymuyor. Burada hata var. Kendinde yok diyemiyorsun onun yerine konunun etrafından dolanıyorsun.


    İkinci olarak Avliyye yi Ömer'i kendi çıkardığını nereden biliyorsun diyorsun. Elimizdeki tm İslam kaynaklarına göre Ömer zamanında miras davaları Kuran'a bakılarak bölünemediği için burada bahsedilen hatalar çıktığı için ulema ile beraber bu çözümü geliştirdikleri yazıyor. Şiilerin ise farklı bir yol benimsediği yazıyor.


    Sen hiçbirşeye dayanmadan farklı birşeyler uyduracaksan o zaman bende farklı şeyler uydururum o zaman üzerinde durabileceğimiz bir zemin kalmaz.


    İkinci olarak İslam devletinin bürokrasisi i kuran kişi Halife Ömer'dir. Ondan önceki yapı tam olarak bir devlet sayılmaz. Dolayısıyla bu miras vb gibi teknik meselelerin önem kazanması ve yoğun bir sekilde düzenlenmesi bu dönemde olduğu için yani bu dönemde İslam hukuku - İslam devlet yapısı inşa edildiği için bu olayların bu zamanda farkedilmesi doğaldır.


    Peygamber döneminde daha ortada Kuran diye birşey yok. Kitabın kendisi yarım, din var olma Savası veriyor. Bir mücadele ve aksiyon dönemi. Bedevi Araplar ilk defa birleşme emareleri gösteriyor doğal olarak bu dönemde bu konunun ortaya çıkmama olasılığı var. Öte Yandan Ömer dediğimiz kişide zaten Peygamberin çağdaş biri yani bu olay çok sonraları farkedilen birşey değil. Ortalık durulduktan hemen sonra devletin yapısı oluşurken ortaya çıkmış bir sorun.


    Sözün özü eğer söylediklerim yanlışsa açın Kuranı, Açın miras ayetlerini kendiniz doğru biçimde paylaştırın gösterin arkadasım öyleyse.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • OPTİMİST kullanıcısına yanıt

    İmam Gazzali'yi temsilen veriyorlar. Filozofluğa karşı sufiliği temsil ediyor. Yoksa hiç kimse tek bir kişinin tüm bir tradisyonu belirlediğini söylemez. Ama bazı figürler daha ön plandadır ve belirli argümanlar sağlamışlardır. Gazzali eleştirilerinde orijinal de değil. Yaptığı felsefeyi kullanarak felsefeye saldırmak, Yunani yani yabancı diye felsefeyi yadsımak. Böylesi felsefe karşıtı sufi akımların Yunani geleneği mantık, tıp, astronomi gibi birkaç işlevsel unsurunu kabul edip geri kalanını dışlayarak İslam entelektüel dünyasını zaman içerisinde tamamen domine edişi ama buna mukabil Aristo ve Yunani geleneğin - Thomas Aquinas gibi figürlerle - Batı aleminde kabul görüşü bilimsel gelişim konusunda Doğuluların Avrupalılar karşısında en büyük geri kalma nedenlerinden birisi. Batı Aristoculuğu kucaklayarak bilim devrimine aslında zemin hazırlarken İslam dünyası Aristoculuğu anti-bilimci mistik bir tavırla ekarte ederek kendi önünü tıkıyor. Bilim insanı çıkması bilim için gereken koşulların varolduğu ya da bilim geleneğinin dalgalı değil de kalıcı şekilde yerleştiği anlamına gelmiyor. Türkiye'de de bilim insanları var. Ama Türkiye'de bilim yapma koşulları oldukça sınırlı. Türkiye'nin Batı dünyasındaki gibi kalıcı bir bilim geleneği bulunmuyor. İslam coğrafyasındaki diğer ülkelerde de bulunmuyor. O sebeple Batı ile İslam coğrafyası arasında halen büyük bir uçurum var. Teknolojik sahadan toplumsal sahaya kadar uzanan dev bir uçurum...

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.