327 KD olarak 10 gün önce askerliğimi tamamladım. Erdek özel eğitim merkezi komutanlığında askerlik (!) yaptırıldım. Cebimizden alınan paralarla, uzun dönemlerin yediği dayakları duyarak görerek insan haklarına aykırı bir biçimde günlük ortalama 16 saat çalıştırılarak.. Bu konular üzerinde konuşulması, tartışılması gereken konular (ki kendim için yazıyor değilim bunları banane ben bitirdim diyerek bu forum dahil askerlikle alakalı herşeyden uzaklaşabilirim, ama hem Tsk'ya hemde gençlerin çalınan zamanlarına yazık) İstihdam kaybı, gereksiz kaynak aktarımı vs.. gibi konularda tartışılmalı.
"Angarya"
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, son "basın brifingi" nde, memlekette üstünde hemen hiç durulmayan, yokmuş gibi davranılan bir konunun kapısına kadar geldi... Ama kendisi bir yana, gazeteciler de kapıdan hemen uzaklaştı. Genelkurmay Başkanı'na göre, bedelli askerlik bir yana, terörle mücadele döneminde, ordunun "asker açığı" vardı. Yani, dünyanın en büyük ordularından biri de bize yetmiyordu. Profesyoneller bir yana; her yıl tertip tertip askere alınan binlerce genç de yeterli değildi. Bu "açık" neredeyse yüzde 40'ı bulmuştu hem de!
*** Belki diktatörlükler filan hariç, dünyanın hemen her demokratik ülkesinde Meclis bunu ele alır. Basın özgürlüğüne sahip her ülkede gazeteciler bunu ele alır. Bu "hakikatin bir yüzü" olsa dahi, "öteki yüz" merak edilir ve sorular sıralanır.
*** Basit sorulardan biri şu: Her asker, askerlik mi yapıyor? Ya da şöyle: Geri hizmetlerde, bazen angarya (bazen de torpilli) işlerde, orduevlerinde, kantinlerde, kamplarda, fiilen askerlik sayılmayacak alanlarda çalıştırılan "vatani görevini yapmakta olan" erat sayısı ne? Acemi eğitimi ardından, büyük bir ordunun "hizmet işleri" ni yapmak üzere, zorunlu hizmetlerin de ötesinde, sık sık angarya denebilecek işlerde "zorunlu çalışmaya tabi tutulan" askeri personel sayısı ne? Sivil işçi ve memurlarla, ille askerî değil, profesyonel çerçevede alınabilecek çok sayıda gerekli (ve gereksiz) hizmetin, "zorunlu askerlik" için hayatlarının bir bölümüne el konmuş genç insanların "zorunlu ve bedava emeği" ne de el konup "halledilmesi" askerlik mi? Bunlar haybeden heybeye sorular değil. Çok büyük bir kaynağın ayrıldığı... Yüzbinlerce insanın bulunduğu... Yüzbinlercenin gelip geçtiği ve gideceği... Yüzlercesi ölüme gidebilirken, binlercesinin askerî değil, "askeriye işleri" nde "zorunlu çalışma" ya tabi tutulduğu bir kurum ve durum açısından ciddi sorular. Bunların sorulmuyor, konuşulmuyor olması, Genelkurmay başkanlarının kızabilmesi, akredite gazetecilerin akıl ve yürek edememesi soruları yok etmiyor ki.
*** Anayasa'da "Zorla çalıştırma yasağı" başlıklı madde der ki: "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır." Sonra, ne olur olmaz diye, her madde gibi, kendinden uzun biçimde istisnalar sayar: Mesela, hükümlü ve tutuklulara angarya mümkün kılınır. Mesela, olağanüstü hallerde istenen hizmetler olabilir. Bir de, adı konmasa da herhalde askerlik için, şu denir: "Ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları zorunlu çalıştırma sayılmaz". Demek ki, Genelkurmay başkanlarının da saygılı olduğu Anayasal düzen asgari şunu sorgulamalı: 1. Askerlikte zorunlu yaptırılan askerlik dışı askeriye işleri angarya mı? 2. Hangi iş türleri ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı vatandaşlık ödevine, hangileri zorunlu çalıştırma kapsamına girer? 3. Sayılar ne? 4. "Asker açığı" sadece fiilen asker açığı mı yoksa bir bölümü "zorunlu hizmetli açığı" mı? 5.Askerî ihtiyaçlar ile askeriyenin ihtiyaçları her zaman aynı şey mi? 6. Askeriyede "ihtiyaç" sayılan her iş, angaryalar başta, "ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı vatandaşlık görevi" mi?
*** Normal bir ülkede bu sorular kolayca sorulur! Cevaplar da zor olmaz. Çünkü milyonlarca aile, evlatlarını "askere" yolluyor. Cevapları bilmek, hakları olabilir!
UMUR TALU - Sabah
askerliği bu kadar olumsuz bir şey görüyosan, vicdani red diye bişey var. sen de yapsaydın. ayrıca ülkemizde şu an ne mutlu ki barış vardır hiç bir ülkeyle savaş halinde değiliz. barış ortamı olduğu için, askere alınan bu kadar adamdan bazılarına elbette angarya işler yaptırılacaktır. ne yapılsın yani bu adamlara iş verilmesinde bütün gün yatakhanede yatırılsın mı? umut talu gibi belli çizgideki adamların köşe yazılarını burada yayınlayarak, anti militarist propaganda yapma burada. bu görüşlerinde bu forumun üyeleri değil; star, sabah, zaman, taraf, vakit vs. vs. gibi gazeteler ilgilenir.
asker bir toplumda bunlar olacak maalesef.herkesi doğuya mevzilere gönderemezler elbet birileri de ayak işleri yapacak bana göre de yanlışlıklar var mesela ben çok ağır eğitim gördüm ama sorun bu değil.sorun sistemdeki adaletsizlik.parası olan çevresi olan istediği yere çıkartabiliyor,askere gitmesin diye aşırı kilo alanlar var,bedelli askerlik yapsın diye yurtdışına gidip 2-3 sene kalıp paralı askerlik yapanlar.bunları görünce midem bulanıyor istifra edesim geliyor. adaletin olmadığı yerde karışıklık olur.
@dogancs; Senin gibi düşünenlere ne kadar kızsamda fikirlerinize elimden geldiğince saygı duymaya çalışıyorum.. orası cepte. Çok boyutlu bir konu üzerinde tartıştığımız ve her boyutun bir diğerine etki ettiği bir konu olduğu için ben derim ki söyleyeceklerini karşındakini yargılamadan fikir bazında yaparsan sağlıklı olur. Evet anti-militaristim fakat sosyolojik olguları ve gerçeklerin dünyasının gerekliliklerininde farkındayım. Vatanını en çok seven işini en iyi yapandır sözünü kendine şiar edinmiş biri olarak ülkeme hizmet için işimi en iyi şekilde yapmaya devam edeceğim. Ah bu sözde milliyetçilik, hamaset.. hala vatanı çok sevmenin silahla, tüfekle olduğunu düşünen insanların olması beni ayrıca üzüyor.
Senin yorumun üzerine birşeyler yazmak isterdim ama elle tutulur bir yorum göremedim. Birilerinin birilerine angarya iş yaptırabilirliği üzerine dakikalarca izahat yapmaya gerek duymuyorum. Keşke içeriği olan bir yorumda bulunsaydında üzerinden biraz beyin fırtınası yapabilseydik.
Neyse sadece senin gözüne mantıklı görünen ""barış ortamı olduğu için, askere alınan bu kadar adamdan bazılarına elbette angarya işler yaptırılacaktır"" fikrine cevap vermek isterim.
Barış ortamındayız çok şükür ve bu sebepten dolayı kimse bana angarya iş yaptıramaz/yaptırmamalı. Beni (küresel şartlar gereği) hazır tutmak için askere almalarına zaten itirazım yok alsınlar beni tepe tepe 1 ay olur 2 ay olur eğitsinler (herhangi bir savaş durumuna karşı) herhangi bir seferberlik anında M1 olur G3 olur tüfeğe mal mal bakmayayım ve vatanımı koruyayım (!)
Beni neden ve hangi gerekçelerle 6 ay (kimilerini 15 ay) tutuyorlar? Angarya işleri için kendilerine ayrılan ödeneklerden sivil insanlar bulsunlar böylelikle bir yandan istihdam sağlamış olurlar bir yandan da hali hazırda istihdamda bulunan (buna ülkeye hizmetde diyebiliriz) insanların vakitlerini çalarak iş gücü kaybına yol açmasınlar.
Nitekim şu anda sağlamaya çalıştıkları şeyde budur ama tabii ki insanın bulunduğu heryerde olduğu gibi bu düzelme süresi sancılı oluyor ve istenilen hızda ilerlemiyor. Amacımız bir yandan da bunun bir an önce sağlanması.
Temel askerlik eğitimine karşı herhangi bir tepki vermediğimi sanırım anlamışındır.
**Sonuç olarak şunu söyleyeyim madem barış ortamındayız; alma be kardeşim bu kadar insanı askere!! zaten herhangi bir seferberlik durumunda sen çağırmasanda ben koşa koşa gelirim. Bırak işimize gücümüze bakalım sende kurtul şu insanları adam etme (!) sevdandan, haddini bil!! eğitim/öğretim senin misyonun değil artık, Allah razı olsun 30-40 sene önce askere aldığın insanlara meslek kazandırmışın döve döve söve söve adam etmişin ama artık senin böyle bir misyonun olamaz sivil dünya aldı başını gidiyor senden çok ileride artık anla be kardeşim, çok yozlaştın farkına var.. Artık laik sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye'de yaşayan herkes farkına vardı kimsenin kimsenin kafasına sebepsiz yere en azından demokratik ülkelerde vurma hakkı yok. Türk Silahlı Kuvvetleri benimdir, bu ülkenin vatandaşlarınındır artık çürümeye başlıyor farkına var kendine çeki düzen ver.. Angarya işlerini kendi bütçenden yaptır hali hazırda ülkesini seven bu ülke için canını verecek ben ve benim gibiler bırak çalışmaya ülkeye katma değer sağlamaya devam etsin. Diyorum..
Anlayana..
quote:
Orijinalden alıntı: webislander
asker bir toplumda bunlar olacak maalesef.herkesi doğuya mevzilere gönderemezler elbet birileri de ayak işleri yapacak bana göre de yanlışlıklar var mesela ben çok ağır eğitim gördüm ama sorun bu değil.sorun sistemdeki adaletsizlik.parası olan çevresi olan istediği yere çıkartabiliyor,askere gitmesin diye aşırı kilo alanlar var,bedelli askerlik yapsın diye yurtdışına gidip 2-3 sene kalıp paralı askerlik yapanlar.bunları görünce midem bulanıyor istifra edesim geliyor. adaletin olmadığı yerde karışıklık olur.
Evet işte mantıklı bir gerekçe olarak adalet isteği..
Temel askerlik eğitimini ver gönder (seferberlik durumunda geri çağırmak üzere) Astsubay, subay alımı yap gerektiği kadar sınır güvenliğini sağla. Ankaranın göbeğinde konyada nevşehirde askeri karakolların ne işi var kapat buraları kaydır sınırlara.. Asker eksiğin kalmaz hem profesyonel ve meslek olarak askerliği seçmiş kişilerle emin ol daha etkin bir kuvvet olursun yazık 20 yaşında çocuklarda hiç uğruna şehit olmazlar. İçişleri bakanlığının polisleri ne güne duruyor ne işin var senin şehir merkezlerinde güvenliği sağlamaya kalkıyorsun.. Sonra çıkıp bilmem kaç bin asker eksiğim var dersen sana gülerler.
Adaleti sağlamak için yeteri kadar temel askerlik eğitimi ver bedelli askerlik, dövizle askerlik vs.. vs.. gibisinden toplumun adalet duygusunu sarsacak uygulamalardan kaçınmış olursun.
quote:
Orijinalden alıntı: Met5n1k
**Sonuç olarak şunu söyleyeyim madem barış ortamındayız; alma be kardeşim bu kadar insanı askere!! zaten herhangi bir seferberlik durumunda sen çağırmasanda ben koşa koşa gelirim. Bırak işimize gücümüze bakalım sende kurtul şu insanları adam etme (!) sevdandan, haddini bil!! eğitim/öğretim senin misyonun değil artık, Allah razı olsun 30-40 sene önce askere aldığın insanlara meslek kazandırmışın döve döve söve söve adam etmişin ama artık senin böyle bir misyonun olamaz sivil dünya aldı başını gidiyor senden çok ileride artık anla be kardeşim, çok yozlaştın farkına var.. Artık laik sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye'de yaşayan herkes farkına vardı kimsenin kimsenin kafasına sebepsiz yere en azından demokratik ülkelerde vurma hakkı yok. Türk Silahlı Kuvvetleri benimdir, bu ülkenin vatandaşlarınındır artık çürümeye başlıyor farkına var kendine çeki düzen ver.. Angarya işlerini kendi bütçenden yaptır hali hazırda ülkesini seven bu ülke için canını verecek ben ve benim gibiler bırak çalışmaya ülkeye katma değer sağlamaya devam etsin. Diyorum..
Anlayana..
barış ortamındayız bu kadar adamı almasın askere tamam ama olası bir savaşın ne zaman ve nerede çıkacağı belli mi? ayrıca olası bir savaş durumunda seferberlik ilan edilip de senin evinden kalkıp gelmeni kim bekleyecek? ayrıca çürümeye başlayan askerlik devlet vs. falan değil çürüyen toplum ahlakıdır. demokratiklik adına pervasızca ülkenin temel değerlerine saldırmaktır. angarya işlerini kendi bütçesinden yaptırsın tamam ama asker nereye bağlı bağlı? devlete bağlı, bu bütçe devletten alınan bir bütçe olacağına göre bu paralar senin benim cebimden çıkacak artı şu an Türkiyenin ekonomisi bu angarya işleri yaptırmaya, profesyonel ordu oluşturmaya vs. yetecek durumda mı sence? son zamanların en moda akımı; bu ülkede olan bütün olumsuz şeylerin muhatabını askermiş gibi göstermek. fakat bizim başımızın asıl belalısı cehaletten başka bişey değildir. asıl irdelenecek nokta bence; gsmh oranımızın hala geri kalmış ülkeler boyutunda olmasıdır. ülkede teknoloji üreten bir tek tesis olmamasıdır. cumhuriyet tarihinden beri işsizlik oranının tavan yapmış olmasıdır. yabancılar için, ülkenin resmen açık pazar haline getirilip ithalat patlaması olmasıdır. tarımın büyük ölçüde bitip, 1 baş sarımsağı bile yurtdışından ithal etme durumunun olmasıdır vs. vs. daha binlerce örnekleri var. ha diyosan ki anti-militarizmi tartışmak bu konulardan daha önemli diye buyur tartış. ayrıca şunu da ekleyim: hem ingiltere hem abd'de yaşamış biri olarak, Türkiyedeki ordunun tutumu oradaki ordunun baskısı ve anti demokratik tutumu yayla çorbası kalır.
Orijinalden alıntı: dogansc
barış ortamındayız bu kadar adamı almasın askere tamam ama olası bir savaşın ne zaman ve nerede çıkacağı belli mi? ayrıca olası bir savaş durumunda seferberlik ilan edilip de senin evinden kalkıp gelmeni kim bekleyecek? ayrıca çürümeye başlayan askerlik devlet vs. falan değil çürüyen toplum ahlakıdır. demokratiklik adına pervasızca ülkenin temel değerlerine saldırmaktır. angarya işlerini kendi bütçesinden yaptırsın tamam ama asker nereye bağlı bağlı? devlete bağlı, bu bütçe devletten alınan bir bütçe olacağına göre bu paralar senin benim cebimden çıkacak artı şu an Türkiyenin ekonomisi bu angarya işleri yaptırmaya, profesyonel ordu oluşturmaya vs. yetecek durumda mı sence? son zamanların en moda akımı; bu ülkede olan bütün olumsuz şeylerin muhatabını askermiş gibi göstermek. fakat bizim başımızın asıl belalısı cehaletten başka bişey değildir. asıl irdelenecek nokta bence; gsmh oranımızın hala geri kalmış ülkeler boyutunda olmasıdır. ülkede teknoloji üreten bir tek tesis olmamasıdır. cumhuriyet tarihinden beri işsizlik oranının tavan yapmış olmasıdır. yabancılar için, ülkenin resmen açık pazar haline getirilip ithalat patlaması olmasıdır. tarımın büyük ölçüde bitip, 1 baş sarımsağı bile yurtdışından ithal etme durumunun olmasıdır vs. vs. daha binlerce örnekleri var. ha diyosan ki anti-militarizmi tartışmak bu konulardan daha önemli diye buyur tartış. ayrıca şunu da ekleyim: hem ingiltere hem abd'de yaşamış biri olarak, Türkiyedeki ordunun tutumu oradaki ordunun baskısı ve anti demokratik tutumu yayla çorbası kalır.
Hey ONBEŞLİ ONBEŞLİ Tokat yolları taşlı... ONBEŞLİLER gidiyor... Kızların gözü yaşlı...
Güzel bir Tokat türkümüzdür. 15 yaşındakilerin kurtuluş savaşı mücadeleye gitmesini anlatır. Bir yerde askere gitmek isteyen gönüllüler sıraya girmiştir. Oradan geçen kimse kayıtsız kalamaz! 15 yaşındakilerinde askerlik eğitimi almadıklarına emin olabilirsin. Hızlı bir eğitimle cepheye gönderildiler. Anlatmak istediğim eğer vatanı kurtarmak görevi bize düşerse emin ol ki kardeşim vazife her ne olursa olsun seve seve yaparız. Tarih daha Türk'ün uğraştan kaçtığını yazmamıştır.
Elmadan mı armuttan mı bahsettiğini çözemiyorum.. yazdıkların içinde ayıklayabildiklerime cevap vereyim
Savaşın nerede ne zaman çıkacağı belli değil diye işimizi gücümüzü bırakıp askerlik mi yapalım? Ver temel askerlik eğitimini bırak insanlar hizmet etmeye ülkelerini kalkındırmaya devam etsinler. Belki sen faydalı bir işle meşgul değilsin şu anda ama inan ülkeye dolaylı yada doğrudan hizmet eden bir çok insanımız var.
Milli savunmaya ayrılan para senin benim cebimden çıkıyor doğru ama unutma sağlık bakanlığı, milli eğitim bakanlığı vs.. ayrılan bütçede senin benim cebimden çıkıyor o zaman onlar içinde 6şar ay zorunlu kamu hizmetinde çalışalım? (umarım resmin bütününe bakarak aslında bu örnekle ne demek istediğimi anlayabilirsin) Bir zümreye ayrıcalık tanıyacaksın ve onun işlerini ülkenin vatandaşlarını zorla çalıştırarak karşılayacaksın? (orduevleri, kamplar ve diğer askeri tesislerde çalışanlardır kastım -ki bende 5 ay boyunca bir kampta askerlik (!) yaptım)
Anlayabilir misin bilmem ama (bence at gözlüğü ile bakmazsan anlaşılması güç değil) bir örnek vereyim. Hemen hemen tüm devlet kurumlarının kendi kampları var buraya kadar normal öğretmen evleri, tarım bakanlığı bilmem ne tatil kampı vs.. gibi bu kurumlardan biri seni evinden alsa ve 6 ay orada temizlikten diğer hizmetlere kadar seni çalıştırsa ne kadar anlayışla karşılarsan TSK'ya bağlı herhangi bir kampta hizmet etmeyi o kadar anlayışla karşılamalısın. Nedir farkları?
Vatana hizmet edenlere hizmet etmek gibisinden bir kavram atmıştı ortaya bizim binbaşı (kendi bile farkındaydı hamasi olduğunun ama neyse..) bende içimden yüzüne karşı ulan ben bu ülkede vergi veriyorum mesleğim icabıyla döviz kazandırıyorum üretip ihracat yapıyorum ama vatanıma hizmet ediyorum diye kimseden ekstra bir hizmet beklemiyorum dedim.. (anlayana..)
Varmak istediğin yer sanırım "ben akpliyim ve orduya çakmaya çalışan biriyim ve sen chpli ve ordunun cumhuriyetin teminatı olduğunu düşünen birisin" böyle düşünmediğini umuyorum bu kadar dar görüşlü ve bağnazlığı ne olursan ol yakıştıramam. benim işim siyaset değil en azından burada tek derdim tüm kurumlarımızın üzerine düşeni yapması ne eksik ne fazla, herkes haddini bilecek ve temel insan haklarına saygılı olacak. Ben kendi ordumu diğer ordularla kıyaslamak istemiyorum sadece akıl yoluyla en doğru seçimi yapmasını ve uygulamasını istiyorum.
Tsk'ya haddini aşmasına sebep olacak misyonlar yüklendiği için darbe başına 10 seneden 35 sene gerideyiz.. ama hızlı adım atabiliriz yeterki konuşmaktan, tartışmaktan kaçınmayalım ve dogmalarımızı sorgulayalım.
Asker yine askerin işini yapıyor. Ben doğuda mevzide kazdım yangın çıkmasın diye otda yoldum çıktığı zaman söndürmeyede biz gittik. yemekleri asker yapardı onları taşıyıp servis yapanda asker. askerin çamaşırlarını makineye atanda asker. kısacası asker dışarının işini yapmaz kendi attığı çöpü temizler yediği yemeğin bulaşığını yıkar yattığı yatağı kendi düzeltir. bu işler angarya ise kim yapacak?
quote:
Orijinalden alıntı: süpürman
Asker yine askerin işini yapıyor. Ben doğuda mevzide kazdım yangın çıkmasın diye otda yoldum çıktığı zaman söndürmeyede biz gittik. yemekleri asker yapardı onları taşıyıp servis yapanda asker. askerin çamaşırlarını makineye atanda asker. kısacası asker dışarının işini yapmaz kendi attığı çöpü temizler yediği yemeğin bulaşığını yıkar yattığı yatağı kendi düzeltir. bu işler angarya ise kim yapacak?
Siz farklı değerlendirmişsiniz olayları... Bu işlerin doğmasının nedeni zaten 15 ay-6 ay süreli zorunlu askerlik kanunudur. Yani kimse askerlik yapmayalım, bu işleri yapmak istemiyorum demiyor. Temel eğitim verilsin. Kimse buna karşı değil. Kaç ayda temel eğitimi alırsın? 3 ay diyelim... Sonrasındaki görevler ne için? 6 aydan sonrası zorunlu kamu hizmeti olarak yapılıyor... Farkında olmayan bir sürü insan var ama gerçek bu... Benzer tutum İsrail ve İran'da da var. Amerika'da zorunlu askerlik yok ama yıllarca televizyondan insanları askerliğe gelmeleri için kışkırtıcı yayınlar yapılmıştı. Fransa'da askerlik hizmeti 1 gündür... İngiltere'de gönüllü olarak yapılıyor. Sonuç olarak bazı ülkeler askerliği halkına dayatırken, bazı ülkelerde bu tür kutsal görevleri kişinin tercihine bırakmıştır.
Türkiye için doğrusu hangisidir? Elbette buna devlet büyükleri karar verecektir. Ancak gerçekleri de göz ardı edemeyiz. Osmanlı'nın yıkılış dönemini incelediğimiz zaman, aslında çok vahim tablolarla karşılaşıyoruz. Türkler sürekli askerlik görevi yapmışlardır. Osmanlı'nın fetih devirlerinde yıllarca savaşlarda bulundular... Daha sonraki düzenli ordu ile sadece Türk olanlar askerlik görevini zorunlu olarak yapmaktaydı. 1800'lü yıllarda sanayi devriminin neticesinde Avrupa ülkeleri zenginlikte ve güçte çok ileri seviyelere ulaştılar. Gayri Müslim'lere çeşitli haklar tanınması için Osmanlı'ya baskı yapmaya başladılar. Özellikle Hıristiyan ve Yahudi kesim için ev almak bile yasakken, bir anda ev alma hakkı, devlet dairelerinde çalışma hakkı gibi hakları elde ettiler. Avrupa'nın desteği ile bir çok Gayri Müslim Anadolu topraklarında ev ve arazi aldı. Genellikle ticaretle uğraştıkları için zenginleşmeleri daha kısa sürede olmuştur. Sonuç itibariyle Osmanlı'nın yıkılışına neden olan en önemli süreç işlemeye başlamıştı. Türkler ise ya Askerdi ya da tarımla ilgileniyorlardı. Bu yüzden günden güne fakirleştiler. Neyseki zamanın büyük dehası bir Türk'tü...
Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Atatürk mevcut sınırların korunmasından yana tavır izledi. Çünkü elde avuçta olmayan bir Türkiye Cumhuriyeti kurmutu. O gün bugündür Türkiye hep bir savunma durumunda kalmıştır. Elbette düşmanlarımızda boş durmadılar. Lakin biz yanlış müttefikler seçmiştik. Asıl düşmanı göremeyen ya da bile bile sadece zenginlik ve iktidar için asıl düşmanın kölesi olmuş yöneticiler görev başına geldi. Hatta getirildi. Hava savunma sistemlerimiz, deniz savunma sistemlerimiz ve kara savunma sistemlerimiz aslında düşmanlarımızın kontrolündeki oyuncaklar gibidir. Burada kontrol edilemeyen tek güç Türk Askeri'dir. Bu yüzden askerlik hizmetini elinden bırakmak istemiyor TSK... Sonuç itibariyle ne zamana kadar bir Şehit Annesi "Vatan sağolsun" bir Şehit Babası "Bir oğlum olsa onu da gönderirim" demeyecek, o zamana kadar Türk Erkekleri 20 yaşından itibaren zorunlu askerlik görevlerini ifa etmeye devam edecekler. Süresi uzar veya kısalır. Ama uzun bir süre devam edecektir.
Son olarak hepimiz gidip bir şekilde görevimizi yerine getireceğiz. Dilerim ülkemizin birliği asla bozulmaz. Çünkü başka yaşayabileceğimzi bir vatanımız yok...
konuyu açan arkadaşımızla aynı düşünceleri paylaşıyorum bende 327. dönem kısa dönem olarak istanbul ayazagdaki 3. kolorduda askerliğimi yaptım ve sunu açık ve net olarak söyleyebilirim zorunlu askerlik yapmak vatan borcu ödemek değildir...Bağlı oldugum birlik nato karargahıydı ve ben çok rahat askerlik yapmama ragmen her gün lanet ettim...
evet iç ve dış tehditler hep üzerimizde oyunlar oynamakta fakat biz bu oyunları 80sene önce yaptıgımız gibi elimize silah alarak bozamayız o devirler geçti artık... milliyetçilik zırvaları atıp ortada dolaşan o kadar genç ve cahil insan var ki eminim askerlik zorunlu olmasa askeriyenin önünden bile geçmezler... tsk türkiye ekonomisi için en büyük yüktür ve bu kadar para ziyan olmaktadır buralara ayrılan paraların bir kısmı eğitime,sağlığa,teknolojiye ayrılsa bu ülke belki de kendini bu kadar savunmak zorunda kalmayacak...
quote:
Orijinalden alıntı: süpürman
Asker yine askerin işini yapıyor. Ben doğuda mevzide kazdım yangın çıkmasın diye otda yoldum çıktığı zaman söndürmeyede biz gittik. yemekleri asker yapardı onları taşıyıp servis yapanda asker. askerin çamaşırlarını makineye atanda asker. kısacası asker dışarının işini yapmaz kendi attığı çöpü temizler yediği yemeğin bulaşığını yıkar yattığı yatağı kendi düzeltir. bu işler angarya ise kim yapacak?
Peaceofmind'ın dediği gibi bu işlerin bir çoğunun doğma sebebide çok uzun askerlik süresi (ki zaten benim angarya dediğim işler içerisinde bunlar yok ama bunlarada angarya diyen çıkarsada haksızsın arkadaş demem)
Benim vatana hizmet eden birine askerlik dışı sayılabilecek şekilde hizmet ettirilmem angaryadır. Ben Erdek kampında (onlar özel eğitim merkezi komutanlığı diyorlar) market işlettim 4,5 ay. Özet olsun diye şunu söyleyeceğim, 400 lira versen birine dışarıdan gelse gitse o marketi benden daha iyi işletirdi bende sivil yaşantımda hem katma değer üretmeye devam ederdim hemde yaşantımı sürdürebilirdim. Herhangi bir seferberlik durumunda market mi işleteceğim ben? Diğer arkadaşlarımız vitamin bar, lokantalar, meze işleme vs.. gibi yerlerde garson, bulaşıkçı, meze dağıtıcısı olarak görev yaptılar işletmeci garsonlarımız, gıda mühendisi mezecilerimiz ve inşaat mühendisi bir marketçimiz daha vardı.
Bu insanlar ülke için bir iş kaybı mıdır? Bu işleri birilerine yaptırarak istihdam sağlanamaz mı? Bu işler esaret altındakiler tarafından değilde parasıyla bu işi yapanlar tarafından yapılsa emekli askerler daha iyi hizmet almazlar mı?
700 asker 100 sivilin rahatlıkla döndürebileceği bir tesisi işlettiler. Lokantalarda neredeyse müşteri sayısı kadar garson (asker) vardı vs.. vs.. 700 askerin maliyeti, yedirilmesi, giydirilmesi, yatırılması, sağlık hizmetleri vs.. maliyeti ne kadardır. (ki maliyeti falan umurumda değil bu insanlar neden bir kurumun emrinde angarya işlerde çalıştırılıyorlar!?)
Paradoksal bir soru aklıma takılıyor neden askerler "askerlik" yapmıyorlar? 20 yaşında bir astsubay çavuşu atıyorum sağlık bakanlığı 6 ay boyunca çalıştırırsa (askeri şartlarda temel özgürlükleri elinden alınarak) Tsk'nın tepkisi ne olur?
Tsk hangi hakla bana 4,5 ay boyunca askerlikle ilgili olmayan bir yerde/şekilde "angarya" işlerini yaptırdı? Eğer bir gün kapıma polis dayanıp milli eğitim bakanlığının emrine öğretmenevlerinde 6 ay çalışmanız gerekiyor diye gelirler ve beni alıp götürürlerse buna nasıl bir tepki veririz? (belki 10 sene sonrasının sorusu ama bir an önce sorulmalı ve bu ülke biraz daha hızlı adımlar atmalı)
Bana temel askerlik eğitimi verilsin ben buna vatan borcu diyeyim ama maalesef ben askerden "alacaklı" olarak döndüm. Herhangi bir seferberlik anında ben ve benim gibi piyadeler anca yem olur ölürüz, vatan sağolsun :)
Keşke Tsk'dan birileri bizim ve bizim gibilerin düşündüğü kadar Tsk'nın selametini düşünse.. Yıpratmasalar ve sonra bizi yıpratmaya çalışıyorlar diye zırlamasalar..
@Met5n1k
Ne yazık ki sistemin kurbanlarıyız. Hepimiz bilinçsizce köleleştirilmişiz. Sorgulama mekanizmamız çalışmıyor. Çalıştığı zaman ise her türlü kötü yakıştırma, hakaret, tehdit ve darba maruz kalıyorsun. İstiyorlar ki kimse sorgulamadan modern köleler gibi yaşayıp ölsünler... "Cehalet mutluluktur." güzel bir deyiş... Ne zamandan beri sorguluyorum. Tam olarak mutlu olamadım. Ama iyi ki de sorguluyorum. Sizin gibi sorgulayan insanları gördüğüm zamanda mutlu oluyorum :) Demokrasinin gerçek anlamıyla yaşandığı bir dünya olmasını isterdim. Ama demokrasi kitleleri kandırmak için uydurulmuş bir yalandan ibaret...
Askerlik hayatın en acı gerçeği olarak bize sunuluyor. Olmazlar olduruluyor, olurlar olmaz hale getiriyor. En vatansever insanı bile yaptığı işten, devletinden soğutuyor. Yine de askerliğin insana birşeyler kattığına inanıyorum. Gerçekleri daha iyi görmesini sağlıyor. Aslında hepimizin eşit olduğunu ve eşitliği bozan unsurların üzerimize yapıştırılmış rütbelerle değiştiğini görebiliyoruz. Çıplak olduğumuz zaman hepimiz aynıyız, eşitiz.. Üzerimize giydiğimiz kıyafetler bizim konumumuzu değiştiryor. Neyseki siz kurtulmuşsunuz. Bakalım biz neler göreceğiz. En beterine hazırlanmaya çalışıyorum. Umarım haksızlığa tahammül edememem beni zor duruma sokmaz. Göreceğiz :)
@Peaceofmind dediğin gibi işte eğer sorgularsak sorgulamayanlar hemen hükmü veriyorlar ya vatan hainiyiz ya cahiliz. Siyah ve beyaz olarak ayrılıyor olmak bu olsa gerek arada gri bakmak gerek ama anlayana işte. Yani toplum olarak eleştirinin eleştirilene fayda sağlayacağını anlayabilirliğimizle alakalı.. Ne zamanki tabulaşmış düşüncelerimizden sıyrılabilir biraz daha geniş düşünürsek, birey olarak bütünün "sadece" parçaları değilde "bütünü oluşturan" parçaları olduğumuzu idrak edersek, ona göre kendimize çeki düzen verir, sorgular ve daha iyiyi istersek o zaman hızlı adımlar atabiliriz.
"Demokrasinin gerçek anlamıyla yaşandığı bir dünya olmasını isterim" demişsin ya eminim bunun içini dolu dolu söylüyorsun ve toplumda kulağa çok sıradan gelen "demokrasi" kavramını kullanmıyorsun (ama anlayana..) emin ol seni anlıyorum çünkü bu cümleyi bende çok sık kuruyorum ama insanların algısında benim bahsettiğim demokrasi sadece içi boşaltılmış, yarım yamalak özgürlüklerin vurgulandığı "demokrasi" olarak görünüyor. Yani buda bir nevi kavram kargaşası :)
Askerlik sorgulamayan insanlar için çok büyük eziyet değil aslında ama sorgularsan (yani kafanda insan hakları ve demokrasi gibi kavramlar varsa) ve ucuz hamaset peşinde koşan biri değilde ülkeni vatanını gerçekten seven biriysen çok zor. Kabullenmek ve buna kimsenin itiraz etmediğini kanıksadığını görmek çok acı. Sana sabır dileyebilirim anca.. Aslında ben bitirdim geldim kafamdan silerim haksızlıkları, çürümüşlükleri, pespayelikleri ve kendi hayatıma bakarım ama öyle değil işte ülkemi, türk silahlı kuvvetlerini ne bileyim devletin tüm birimlerini düşünüyor ve düzelmelerini istiyorum. (bu son cümlem hamasi mi oldu ne? :) ) Ama anlayan insanların olduğunu görmek ayrıca sevindirici çünkü aynı toplumun unsurlarıyız ve kalkınırsak beraber kalkınacağız.
***Aynı fikirde olduğumuz kişilerlede yol alınabilir fakat zıt fikirlerleri tartışarak (kavga etmeden, yaftalamadan) daha hızlı yol alınır. O sebepten doganscnin fikirlerini bile duymak istiyorum (en azından forumda at gözlüklerimizi bir kenara bırakarak)
ABD veya avrupadan örnek vermişsinizde askerliğin profesyonelleşmesi demek onbinlerce uzman erbaş demek bu pro askerlerin 1500 tl civarındaki maaşları özlük hakları(daha şimdiden tartışılıyor) v.b giderlerinin bütcemizin karşılayabileceğini sanmıyorum.
metin kardeş, sen askeriyeyi kafaya takıp saplantı haline getirmişin. ayrıca ben askeriyenin falan savunucusu değilim ailem ve sülalemde bi tek asker bile yok. haa diyeceksin ki o zaman neden bu kadar tepki veriyosun? onu da açıklayım hemen: senin gibi kültürlü Türkçeye hakim birisinin (ilk mesajda cahil dedim özür dilerim) saplantı derecesinde askeriye kavramına taklılıp kalmasını yadırgıyorum aslında. askeriyenin sistemini, uygulamalarını kanıksamayabilirsin. fakat bu toplumun daha büyük meseleleri var o da mesela ekonomi. ihracat yapıyorum ekonomiye katkıda bulunuyorum vurgusunu neredeyse her mesajında yapıyorsun bu iş alanındaki tecrübelerinden edinidiğin bilgileri, ekonomi hakkında vs. hakkında bilgi ver. bir de bişey ekleyim yukarıda yazdığın mesajların birinde "at gözlüğü" "zırlamak" falan kullanmışın hiç yakışık almamış be kardeş ve de chp'li akp'li cümleler kullanmışın ona da güldüm geçtim. ha bişey daha 400tl ye kimse market işletmez illa bişey sorgulamak istiyorsan, din kisvesi altında bu toplumda neden bu kadar yolsuzluk, talan, sapıklık vs. yapılıyor bunları da sorgula ufkumuz genişlesin. ayrıca sana kişisel bir sorum var özellikle yanıtlarsan sevinirim: aslen nerelisin? yani aslın nereli? bunuda kişisel merakım olarak soruyorum.
dogansc burada bilincli olarak kıskırtma var, muhattap olma bu adamlarla.. Bırak kendi kendilerine konussunlar..
askere köle lazım sanki bi vatan sevgisi türklerdemi var tüm dünyada askerlik iş yani onlarda gençler işsiz kalmıyor orada iş sahibi oluyolar ben vatanım için ölürüm allah korusun bi savaş olsa koşarak giderim ama yeni bitme subayların ego kurbanları olup onların hizmetçisi olmak askerlikse bu vatanda terör bitmez askeriye bari zorla alıyo milleti keşke değerde verse
@dogansc en azından çok küçükte olsa asgari paydada buluşabileceğimizi farkettim bende. Din kisvesi altında soyup sömürmelerde seninle hem fikirim. Mesela akp hakkındaki düşüncem "nitelikli dolandırıcılık yapıyorlar" ve mutlaka ve mutlaka zamanı gelince suçlu bulunurlar yada bulunmazlar yüce divanda yargılanmalılar. Ama inan bana askeriyeyi kafaya takmış biri değilim yada ne bileyim kişisel düşünüp bu böyle olmalı, şu şöyle olmalı gibi boyutlardan sadece bir ikisine bakıpta atıp tutuyor değilim. Ama bir kaç kişide olsa algılamalara bakılırsa hala her karşıt görüş kutuplaşmak için fırsatmış gibi algılanıp yumruklar sıkılıyor. İnan tek istediğim olabildiğince "demokratik" bir toplumda yaşamak. Bunun içinde yine tekrar olacak ama bütünün "sadece" parçaları değil "bütünü oluşturan" parçalar olduğumuzu farketmemiz gerekiyor.
Aslen nerelisin sorunu kafatasçılık yapıyorsun diye geçiştirebilirdim ama art niyetle sorulmuş bir soru olarak düşünmüyorum, yanıtlayayım..
bildiğim soy tarafından 3 göbek (babam, dedem, dedemin babası) istanbul çatalcalılar (izzettin köyü) öncesini araştırmaya çalıştığımda karşılaştığım yer "Kırım" tarafı. Yani önceleri osmanlı tebaası iken sonraları Türkiye'de yaşamış bir aileyiz. Kendimi Türk olarak tanımlıyorum (ki zaten bunu geçersiz kılacak küçükte olsa bir emare yok) Vatanımı çok seviyorum ve kalkınması gelişmesi için elimden gelen herşeyi yaparım. Konu ile alakası yok ama örnekleme yapmak için belirtmem gerekiyor Avrupa olsun ortadoğu olsun bir çok ülkede işim gereği bulundum ve inan bana ben Türkiye'den başka bir yerde yaşayamam, yaşamakta istemem. Hamaset yapılacaksa inan bana çok sağlam, destekli yapabilirim içi dolu dolu bu toprakların taşının toprağının "altın" oluşundan bahsedebilirim ama şu anda ihtiyacımız olan şey bu değil.
Seni çok iyi anlıyorum "demokrasi" lafı içi o kadar boşaltılmış bir halde ki ve akp ve dtplilerin olur olmaz haklar temelinde kullanılmasından sana gına gelmiş. (ki banada) ama ben kavram kargaşası yaşamamak için temel insan hakları ve sosyal devlet ilkeleri üzerinden tanımlama yapmak için kullanıyorum demokrasi özlemimi (her ne kadar buda dar kapsamlı olsada)
Ben kimse tsk'ya askere (ki benim ordumdur, benim kurumumdur) desteksiz sallamasın alternatif üretmeden saplantıları ve sosyolojik düşmanlıkları yüzünden saldırmasın diye adam gibi tartışalım istiyorum. At gözlüğünden kastım kesinlikle hakaret değildi illa taraf olunacaksa herkes bir kenara bıraksın at gözlüklerini önce bir konuşmayı becerebilelim istiyorum. Bak sen bana daha ne anlatmak istediğimi asıl istediğimin ne olduğunu dinlemeden "cahil" yaftası yapıştırdın (ki bunuda yadırgamıyorum) ama biraz bekler fikirlerimizi konuşup, tartışırsak aslında birbirimize ne kadar yakın olduğumuzu farkedebiliriz. (Amerika ile Rusya sınır komşusudur ama kafamızdaki düz harita bize birbirlerine çok uzak olduklarını çağrıştırır, bence biraz önyargısız, takıntısız düşünebilirsek bir çok konuda birbirimize ne kadar yakın olduğumuzu farkedebiliriz.)
Keşke DH direk tüm tartışmaları kilitlemese, silmesede bu platformda Akp'nin yolsuzluklarını vs.. de sorgulayabilsek senin dediğin gibi. Nitekim 3-5 güne kalmaz bu forum konusuda silinir.
Aslında güzel bir tartışma olmuş ama ben farklı açıdan değineceğim.Sayın Başbuğ'un bedelli askerliğe karşı olma nedenlerinin başında eşitlik ilkesine aykırı bir durumun ortaya çıkacağıydı.Şimdi sorarım size kim bu ülkede eşit askerlikten söz edebilir.Bariz bilinen bir şey hangi tuzu kuru Sivas'tan öte askerlik yapmış.Hangi başbakan ,milletvekili ,bürokrat ,komutan ,işadamı çocuğu yakını ,akrabası çatışma bölgelerinde askerlik yapmış.Onu bırakın doğuda 30 kilo çantalarla kelle koltukta gezen biri ile Edirne'de askerlik yapan kişi eşit askerlik yapmış oluyor mu.Torpil bulmak için yırtınan,ilk fırsatta çürük raporu alan, yurtdışına çıkıp 20 gün askerlik için uğraşan bir sürü insan varken, bu şartlar altında ben niye zor şartlarda askerlik yapayım ki.